Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4EYLÛL2003PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- CHP'de kuruttay hesaplan
başlamış...
"Deniz Bavkal hesabını
coktan vapmıstır!"
Gurka Turka
f
Prof. Dr. Erol Ma-
nisalı: "Gurkalar,
Ingilizinsömürge-
ci ordusu ile Ça-
nakkale'de karşı-
mıza geldiler, Süveyş'e
çıktlar, 1979KıbnsBa-
rış Harekâtı nda yine
karşımızda Ingiliz bay-
rağı attında durdular.
Son olarak efendileri In-
gilizlertarafından Irak'a
göndenldiler... Şimdi de
Irak'ta Gurkalann yanı-
na bizim askerimizi isti-
yoriar. Bizi Gurkalaştr-
mak istiyoriar.Turkalaş-
tırmak için oy isteyenler
emperyalizmin ve batı
kapttalizminin hizmetin-
de Mehmetçiği Gurka-
laştınyorlar. Biz, yıllar
önce bağımsızlık iste-
yen Cezayir'e karşı iş-
galci Fransızın yanında
yer alarak Atatürk'e ve
Cumhuriyet'e ihanet et-
tik. Şimdi de Mehmetçi-
ği Gurkalaştırarak,
komşumuz Irak'a karşı
emperyalizmin yanında
mı yer alacağız?"
Marifet
Jbrahim Ormancı:
|"Şu ABD Baş-
kanı George W.
Bush ne marifetli
adam; on par-
mağında, on kara!"
urizmcı dostlardan Deniz Tüfekçi, biraz Hey-
beliadalı olarak, biraz Fener Rum Patrikhane-
si'ni dini gruplara gezdırmiş olarak ama da-
ha çok Atatürk'ün "Bu ülkeye her şeyden ön-
ce vatandaşlık bağı ile bağlı olmamız" öğretisine ina-
nan bir birey olarak Heybelıada'da açılması istenen
ruhban okulu konusunda bir şeyler söylüyor:
"Rum Ortodoks Patrikhanesi son yıllarda, özellik-
le de Fener Rum Patrığı Bartholomeos un kurumun
başına gelmesinden bu yana kendilerini 'ekümenik'
yani tüm dünyadaki Ortodokslann ruhani lideri sıfa-
tıyla anmaktadırlar. Ancak Lozan Antlaşması'na gö-
re böyle bir tanım mümkün değildir; bu tür istemler
Lozan'da kabul edilmemiştir.
Denebilir ki, dini bir konudur, ilgili cemaati ilgilen-
dirir, kabul edip etmemek o cemaatin bileceği iştir.
Ancak kazın ayağı hiç de öyle değil; asıl amaç papa-
lık gibi bir kurum haline gelip, dini gücün ötesinde si-
yasi güce kavuşmaktır.
Ruhban
Adalılartarafından 'papaz okulu' olarak bilinen bu
okulun açılması için görüşme yapan Patrik Bartho-
lomeos, Dışişleri Bakanlığı'nın okulun YÖK deneti-
minde ilahiyatfakülteleri gibi birdüzenleme içine alın-
masına 'Lozan Antlaşması'na göre azınlık okulu sta-
tüsünde olduğu için' karşı çıkmıştır. Ne gariptir ki, işi-
ne gelince hemen aklına 'Lozan' gelen, işine gelme-
yince 'oyun bozan' konumuna düşen ak sakallı, nur
yüzlü Patrik gerçek arzusunu neden söyleyemiyor,
anlamak zor.
Biliyorsunuz, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ilk cumhur-
başkanı Makarios, Heybeliada Ruhban Okulu me-
zunudur. O dönemde yurdumuzda yaşayan Orto-
doks vatandaşlanmızın yanında Yunanistan'dan da
gelen çok sayıda öğrenci yüksek din eğitimini adı ge-
çen okulda alıyordu... Ancak bugün Patrik Bartholo-
meos'un ısrarlı takibini gerektirecek ne o sayıda Tür-
kiye'de Ortodoks vatandaşımız vardır, ne de böyle bir
okulun Türkiye'de açılması gibi bir gerçek ihtiyaç söz
konusudur.
Türkiye'nin Atina, ya da Selanik'te ilahiyat fakültesi
açmaya çalışması ne derece mantıkhysa, benzer sav
Heybeliada'da papaz okulunun açılması ile aynı man-
tık ıçindedir.
Çabalar ne yazık kı laik demokratik Türkiye imajını
zedeleyecek, toplumları gizli amaçlar uğruna birbinne
düşürme çabasından başka değildir.
Gerçek din adamlannın toplumlan karıştıracak bu
tür çabalar yerine toplumu bırbirine yapıştıracak ça-
lışmalarda bulunması bu ülkenin vatandaşlannı da-
ha mutlu edecektir. Hükümetin laiklik karşıtı kimi ça-
balara örtülü ya da açık destekleri, görülüyor ki top-
lumu farklı dini inançlann temsilcilerince siyasi güç
elde edilerek kıskaca almasına olanak tanımaktadır.
SESSÎZSEDASIZÇ)
Yüksek Yerilim Hattı
erdincırtkui" yahoo.com
Yolunu şaşınrsan sevin...
Demek ki gidebilecek birden fazla seçeneğin var!
Okullara Almanca öğretmeni atanmıyor
Çukurova Üniversitesi Eğitim Fa-
kültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Tahir
Balcı'nın öğrencileri adına Milli Eği-
tim Bakanı'na gönderdiği mektuptan:
"Bilindiği üzere yaklaşık 20 yıldır Al-
manca öğretmeni atanmamaktadır.
Veliler ve öğrenciler, Ingilizce dışında-
ki dillenn hiçbir yararının olmadığı yö-
nünde koşullandınlmaktadır. Buna kar-
şın Almanca okumak isteyenlere yet-
kıliler 'sınıf yok, Almanca öğretmeni
yok1
gibi bahanelerle bu olanağı ver-
memektedir. Bu çelişkinin arkasında,
çağcıl sömürü düzeni olan küreselleş-
menin boyunduruğu altında bilinçli ya-
yılan Ingilizce-Amerikan virüsü yat-
maktadır. 'Küre'yalnızAngloamerikan-
lardan oluşmamaktadır. Bu kürede
Türk kültürü de, Alman kültürü de var-
9
dır. Hele hele AB'ye girmek istedi-
ğimiz için ve Almanya'da yerleşik
yaklaşık 3 milyon Türt< nedeniyle Al-
manya ile deyim yerindeyse kan bağı-
mızın ve yeni Altürk (Alman-Türk) kül-
türünün oluştuğu şu yıllarda Âvru-
pa'nın en yaygın dili Almancayı okul-
lardan kovmak sağgörüyle bağdaş-
maz. Kaldıki Almanca özellikleturizm,
arkeoloji, hukuk bilimleri açısından da
en önemli dil konumundadır.
özetle: Sayın bakana düşen en
önemli görevlerden birisi, daha çağdaş
eğitim ve öğretmen politikaları geliştir-
mek, dil ve kültür sömürüsünün önü-
ne geçmektir. Bunun için 'tek yabancı
dil, tek kültür' bağnazlığından vazge-
çilmelidir."
Bilinıin Islartılaştırdması
Prof.Dr.FATMAEStN
Gazetelerde okuduğuma
göre sayın Prof. Dr. Gürol Ir-
zık, Felsefe Kongresi'nde
sunduğu "Bilim ve Yarattığı
Sorunlar" isimli bildirisinde,
bilimin Islamlaştınlması çaba-
larına da değinmiş. Bildiriyi
okuma veya dinleme olana-
ğım olmadığından bu çabala-
rın neler olduğunu bilmiyo-
rum. Fakat bu konuyadeğinil-
miş olmasının bile önemli ve
gerekli olduğuna inanıyorum.
Özellikle de ülkemizin için-
de bulunduğu günümüz ko-
şullarında!
Çünkü günümüzde Islam-
laşma doğrultusunda hızla
Ilerleyen bir siyaset hüküm
sürmekte ülkemizde. Dini eği-
tm veren okullardan yetişen-
lerin önlerinin açılması ve bu
kışilerin yaşamın her alanında
etkin duruma gelmelerini sağ-
layacak koşulların yaratılması
çabaları büyük bir gayretle
sürmekte. Tabii ki, bilim de bu
gianın dışında kalmayacaktır.
Zaten YOK'te yapılmak iste-
ren değişiklik de bunu gös-
termektedir. Inancadayalı bil-
glerle donatılmış birinin bilim-
sel görüşü benimsemesi
nümkün mü?
Tabii ki mümkün değil!
Çünkü bilim "neden" ve
'nasıl" sorularına yanıt arar;
ceneye, gözleme, kanıta da-
^anır. Ayrıca sürekli değişim
i;indedir. Deney ve gözlem-
hrte yeni bulgular ortaya çık-
tKça, o konudaki görüşlerde
cegişebilir; hatta zaman za-
nan bir önceki görüş tümü ile
Rddedilip, yeni bulgular ışı-
çnda yeni görüşler ortaya ko-
rur, yeni yorumlar yapılır.
Halbuki din inanca dayanır;
jeden ve nasıl sorulannı içer-
rıez, yani önerdikleri ve kural-
fen sorgulanamaz. Aynca de-
çşim de içermez. Kutsal ki-
iplar bugün de binlerce yıl
cnce yazıldıklan şekliyle oku-
wr, yorumlanır.
Hıristiyan dünyası, orta
ağda dini inançlarla bilimsel
elişmelerin nasıl engellendi-
kıin, bilim adamlarına nasıl
ikence yapıldığının ayırdına
varıp, Aydınlanma Devrimi ile
din ve bilimi birbirinden ta-
mamen ayırmıştır. Fakat Is-
lam dünyası bu gerçeği he-
nüz tam olarak kavramış de-
ğildir. Bilim ve dinin birbirleri
ile özdeş olduğuna inanma-
nın yani sıra, Kuran'ı bilim
dünyası için bir referans ola-
rak görme eğilimindedir. Ku-
ran'daki bazı ifade veya söz-
cükler inanılması güç bir can-
bazlıkla yorumlanarak, Ba-
tı'da süregeimekte olan hızlı
bilimsel gelişmelerin Ku-
ran'da zaten yazılı olduğu id-
dialan hızla artmaktadır. Ne-
dense bu yorumlar hep bilim-
deki yeni buluşlann ve geliş-
melerin ardından yapılır. Baş-
ka bir deyişle gelecekteki bir
keşfi işaret eden bir ifadeye
veya sözcüğe rastlanmaz.
Bu iddialann, Batı'daki hız-
lı bilimsel gelişimin gerisinde
kalmış olmanın ezikliğini yok
etme isteği veya Islam dininin
yüceliğini vurgulamak için ya-
pıldığı düşünülebilir. Fakat ne
yazık ki, bu iddia sahipleri için-
de konulannda başanlı olmuş,
öğrenim düzeyi yüksek kişiler,
hatta dallannda şohret olmuş
bazı profesöıierde bulunmak-
tadır. Bunu anlamak güç ol-
duğu kadar düşündürücüdür
de. Çünkü bu durum ülkenin
gelecekteki bilimsel düzeyi
için kaygı vericidir.
Sayın Prof. Dr. Irzık'ın da de-
ğindiği gibi, Pakistan bu ko-
nuda çarpıcı bir örnektir. Isla-
mi ilke ve değerler doğrultu-
sunda yeni bir bilim ve tekno-
loji anlayışı ortaya koyma ça-
basına girmiş ve bilimde geri
kalmışlığın bir uç örneğini or-
taya koymuştur.
Pakistanlı fizikçi Pervez
Hoodbhoy, "Islam ve Bilim"
isimli kitabında, Pakistanlı bi-
lim adamlannın ulusal veya
uluslararası kongre ve toplan-
tılardasunduklan, Kuran'daki
ayetlere dayalı bilimsel bildiri-
lerinin gerçeğe ve bilime nasıl
ters düştüğünü çarpıcı örnek-
lerie anlatmaktadır.
Yakın birgelecekte ülkemiz-
de de benzer bildirılerin gün-
deme gelebileceğini düşün-
mek bile ürkütüyor insanı.
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK behicakc turk.net
ÇtZGtLlK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci a mynet.com
r r r
HARBt SEMİH POROY semihporoy(h yahoo.com
HAYAT EPtK TİYATROSU MUSTAFA BÎLGİN
ANKARA 6. AİLE MAHKEMESİ'NDEN
İLAN
EsasNo: 2003'855
Davacı Servet Dilsiz tarafindan Metin Dilsiz aleyhine açılan ten-
fız davasının verilen ara karan gereğince; Davalı Metin Dılsiz'in C3
A Blok No: 17 Konutkent 2 - Ankara adresine tebligat çıkartıldığı,
lebligatın davalıya yapılmadan iade edıldiğı, Emnıyetçe yapılan
araştırmalarda da adresinin tespit edilemedıği anlaşılmıştır. Dava
dilekçesinin bu da^ıya HUMK'nun 213. maddesı gereğince ilanen
lebliğine karar verilmiştir. Duruşma 24.09.2003 günü saat 09 25'e
bırakıhıuştır. Dııruşmaya gelmediğiniz veya kendûıizi vekille temsil
ettirmediğiniz, ibraz etmek istediğüuz belge ve delillerinızi duruş-
ma gününe kadar ibraz etmediğiniz takdirde yokluğunuzda karar
\erilecektir. Işbu ilan davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen teb-
hğ olunur. 26.08.2003 ' Basın: 41280
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 4 Eylül wictc.miuntaz-arikan.com
ENERJ/ BAĞfMSIZLIĞ/MA DOĞRU..
SAHİBtNDEN SATILIK YAZLIK
Çatalca Bınkılıç Doğanyamaç sitesinde seçkın bır ortamda
/an olimpik yüzme havuzlu 500 m2 bahçe içmde triplex villa
Tel: 0542 533 63 47
/LGtMÇ
. soıv
y£Mf
R£SE/VZCH <4M> &E!/ELOPAA£NT
ÜÇ AYgf DEV/eeDe £L£ AUM-
)/ & g) oeu-
YAPAY PETflOL. İt-E
PET/SOL ELPE E&JCMe P&OG/SAML/4&İ
SÖZ. KOMUSU &&İU&CEAJ, İLe&i £>EV-
GEDE GÜA/EÇ eNERTiSl OSTÜA/PB DU-
: BU £VE£j-i UEkn UCUZ,HEM ÛE UZUU Ü
DÜZ ÇtZGt
ÜMİT ZİLELİ
f
Asker Gitsin,
Dolarlar Gelsin!./
Şu işe bakın!..
ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Richard
Myers, VVashington'daki Türk Silahlı Kuvvetleri
Ataşeliği'nin 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyo-
nuna katılmış!.. Başkan Wilson mezarında ters
dönmüş olmalı!.. Türklerin zaferi karşısında en bü-
yük hayal kırıklığını Ingiltere ile paylaşan ABD de-
ğil miydi?.. VVilson Hazretlerinin o meşhur prensip-
leri (ki satır aralannda barbarTürkleri Anadolu'dan
def etme, Ermenilere devlet sözü filan vardı) çöp
tenekesine gitmemiş mıydi?!.. Amerika o öfkeyle
ve de bazı maden imtiyazlannı alamadığı için Lo-
zan Antlaşması'nı veto etmemiş miydi?!.. Ayrıca,
yanılıyorsam affedin, ben daha önce bir ABD Ge-
nelkurmay Başkanı'nın 30 Ağustos resepsiyonu-
na katıldığını duymamıştım...
- Hayret ki, hayretü!
Daha da şaşırtıcı olanı, resepsiyona Savunma
Bakan Yardımcısı Wolfowitz'in de katılıp, etrafa
gülücüklerdağıtması!.. Dahadün, işbirlikçileri aya-
ğına çağınp "Türkiye özür dilesin" diye demeç
veren, tehditlersavuran, askerlerimizin başına çu-
val geçirilmesinin baş sorumlulanndan biri olduğu
bilinen ABD'Iİ şahin, yanına en yüksek rütbeli as-
kerı de alarak 30 Ağustos zaferini kutlamaya gidi-
yor...
- Riyakârlık sözcüğü işte tam da böyle durum-
lar için üretilmiş!..
• • •
Aslında taşlar yerine oturuyor...
ABD'nin niçin öylesine öfkelendiğini artık biliyo-
ruz; 2. tezkere, ABD'nin kuzeyden Irak'a girmesi
için değil, en az 90 bin askerin Türkiye'de konuş-
lanması, en yaşamsal noktaların işgal altına alın-
ması içindi!.. Bütün her şey Irak'ın işgali sonrasın-
da Türkiye'nin "koç başı misyonunu" yüklenme-
si, olmazsa işgal güçlerince zor kullanarak "ikna
edilmesi" üzerine kurulmuştu... Tezkere kabul
edilseydi Türk askeri asla Kuzey Irak'ta yer alma-
yacak, planın daha sonraki aşamalannda, örneğin
bugünler için rezervde tutulacaktı...
Ancak, tezkere reddedilince planlar da tepetak-
lak oldu!.. Irak işgali sonrası uygulanacak senaryo
boşlukta kaldı. Şimdi ABD ve işbirlikçileri o boşlu-
ğu doldurmaya çalışıyor!.. Daha iki ay önce işbir-
likçiler hiç utanıp sıkılmadan aynen şöyle yazıyor-
lardı:
- ABD'nin Irak'ta Türk askerine ihtiyacı yok,
ama biz mutlaka orada olmalıyız. Bunun için
bizgidip onların kapısını çalmalıyız. Hiçbir şe-
kilde 'abartılı isteklerde' bulunmadan hertür-
lü işbirtiğine hazır olduğumuzu anlatmalıyız...
Bütün söylediklerinin yalan olduğu, ABD'nin hem
de acilen asker istediği kısa sürede ortaya çıktı.
Amerikah şahinler, bir an önce Türk askeri istedik-
lerini açıkça söylemeye başladılar. Dünya Banka-
sı'nın ve IMF'nin hangi rolü üstlendiği de, 8.5 mil-
yardolariık kredinin "Irakmeselesine" bağlanma-
sıyla bir kez daha net biçimde anlaşıldı!..
• • •
Son durumu gelince...
önce gerçekçi olalım; Türkiye Irak'a asker gön-
derecekl.^Hem Tayyip Bey'in, hem Genelkurmay
Başkanı Özkök'ün açıklamalan kaçınılmaz sonu
işaret ediyor!.. Bana sorarsanız, perde arkasında
anlaşma bile sağlanmış durumda... Ancak halle-
dilmesi gereken ufak bir pürüz var:
- Türk halkının ikna edilmesi!..
Işbiıiikçi kalemlerşu sıralar, harıl hanl bu yolu dö-
şemeye çalışıyor!.. Vatan toprağı hezeyanlan, as-
ker elbisesini henüz çıkaran yurtsever komutanla-
ra yapılan seviyesiz saldınlar, Kuzey Irak'taki Türk-
men katliamını Irak'a asker gönderme yolunda kul-
lanma çabalan hep aynı senaryonun parçalan...
Peki, Irak'taki kaos, patlayan bombalar, Sünni-
Şii savaşının ilk kıvılcımlan, hergün ölen askerler...
170 bin kişilik gücün beceremediğini, hem de en
kanlı bölgelerde 10 bin Türk askeri nasıl becere-
cek?.. Zaten halktan saklanan nokta da bu; bugün
10 bin, yann 100 bin Mehmetçik... Hele birgirsin,
nasıl olsa çıkış yok!.. Hem işbiriikçi ne diyor:
-Asker, gerektiğinde ölûr... Savaşmayan or-
du erkekliğini kaybeder... Asker gitsin, dolar-
lar gelsin!!!
Eposta: umitzileli'ittnet.net.tr
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDANSAĞA:
V Eski Türk-
lerde demirci
ve zanaatçı
ustalanna.
esnaf temsil-
cilerine veri-
len ad... llgi
eki. II Tann-
tanımaz...
Acılar, ayn-
lıklar, sevgi-
lerüstüneya- 9
kılmış türkü.
3/ Çiçekleri katmer-
li ve mor renkte olan
bir tatula türü. 47 "—
- Uygur": Deneme
yazanmız. 5/ As-
ya'da bir ülke... Ke- 5
di ya da köpek yav- 6
rusu. 6/ Küçük boy-
lu, uzun ve ipeksi 8
tüylü, sarkık kûlaklı 9
bir köpek cinsi... Telefon sözü. 7/Eli işe yatkın,
becerikli... "OrdinarjTis" lakabıyla da tanınan
rutbolcumuz. 8/ Bir tür tuzsuz ve yumuşak pey-
nir... Tantal elementinin simgesi. 9/"Eve ekrnek-
le — götürmeyi / Böyle havalarda unuttum" (Or-
han Veli)... Manisa ilinde, "ulusal park" kapsa-
mına alınmış dağ.
YUKARDOAN AŞAĞIYA:
1/ Hun hükümdarlannın unvanı. 2/ Soyundan ge-
linen kimse... Yakaya takılan ve bir kuruluşun
simgesi sayılan ufak metal nesne. 3/Göz ahcılık,
parlaklık... Lütesyum elementinin simgesi. 4/Sin-
cap. 5/ Değerli madenlerin saflık derecesi...
ABD'li tanınrruş bir rock müzik grubu. 6/ Güzel
ve uyumlu ses, ezgi... Silindir biçiminde bir tür
başlık. 7/E\Ten. 8/Bıçak, kılıç gibi kesici araçla-
nn kabı... Bildirme yazısı. 9/Parola... "Nevzat#-
—": Ressamımız.