Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20 EYLÜL 2003 CUMARTESİ CUMHLRİYET SAYFA
17
Bugiinkü kaosu kime borçluyuz?
Yuksek Seçım Kurulu Başkanı
Tufan Algan'ın, DEHAP'ın 3 Ka-
sım seçımler öncesi "evrakta sah-
tecilik" yaptığının Yargıtaytarafın-
dan onanması durumunda,
YSK'nin seçımlerin tptali ya da
Meclis'tekı sandalyesayısını de-
ğiştirecek bir karar vermesinin si-
yasi anlamda "kaos" yaratacağı-
na ilişkin açıklaması daha çok tar-
tışılacağa benzer.
Ömeğin, Tufan Algan'a birileri
çıkıp "3 Kasım seçimlerinin biz-
zat kendisi kaos yaratmıştır" de-
se ne olacak?
Nasıl yani? Şöyle:
3 Kasım secimleri öncesi dö-
nemin Yargıtay Cumhuriyet Baş-
savcsı Sabih Kanadoğlu, hü-
küm giymış olan Recep Tayyip
Erdoğan'ın, Anayasa Mahkeme-
si karan gereği "AKP Genel Baş-
/carw"olamayacağı. dolayısıylase-
çim pusulalanndaadının yeralma-
sının olası bulunmadığı konusun-
da YSK'yı uyarmış, YSK ise "Se-
çim pusulalan basılmıştır, artık
değiştiremeyiz" genekçesıyle bu
uyanyı göz ardı etmiş, hukuksal
temelı olmayan bir karar almıştır.
Bu kararla genel başkan olma-
yan bir kişınin genel başkan gö-
züktüğü pusulalarla seçim yapıl-
mış, sonra o kişi, o seçimlerie
TBMM'ye gelen sıyası çoğunlu-
ğa dayanarak gerçekleştirilen ya-
sal ve anayasal değışıklikler so-
nucu, YSK'nin de Siirt seçımlen-
ni iptal etmesiyle önce mılletve-
kili, sonra da Başbakan oiabil-
mıştır. Hukuksal temeli tartışma-
lı, hanı neredeyse ite-kaka gerçek-
leştırilmiş bugünkü siyası tablo
bır kaos olarak tanımlanamaz mı?
3 Kasım seçimlerine giren Genç
Partı, Yeniden Doğuş Partisi'nin
devamı niteliğındedır. Dönemin
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
Sabih Kanadoğlu'nun, seçim
öncesi gündeme getirdiğı, Yeni-
den Doğuş Partisi'nin "hukuki ve
etik" olmayan yollarla ele geçiril-
diğine ilişkin savı da ortada kal-
mış, bu konuda Yeniden Doğuş
Partisi'nin bir bölüm yöneticisi-
nin konuya ilişkin suç duyurusu
varken Genç Partı de 3 Kasım se-
çimlerine sokulmuştur. Hukuksal
durumu kuşkulu bir partinin seçi-
me girmesi, hatta girmemesi ha-
linde aldığı yüzde 7'ye yakın oyun
ülke barajı açısından önemi bir
başka kaos nedeni değil midir?
Yine Yargıtay Cumhuriyet Baş-
savcısı, 3 Kasım öncesi DEHAP'ın
yurt çapında gerekli örgütlenme-
yi yapmadığını, dolayısıytaseçim-
lere gıremeyeceğıne ilişkin bavru-
sunu YSK'ye yapmıştır. YSK bu
başvuruyu da reddederek bir "hu-
kuksal tartışma"y\ bugüne taşı-
mış, dolayısıyla bırkaosayol açıl-
mamış mıdır?
Sıraladığımız gelişmeler, 3 Ka-
sım seçimlerinin, bızzat kendisi-
nin, hukuk bıryana bırakıldığı için
kaos yarattığını, yargı çevrelenn-
de dile getirilen daha ileri bir yo-
rumla da "tout/an" (geçersız) oldu-
ğunu göstermektedir.
Çözüm nedır?
YSK, her ne kadar yüksek yar-
gı organlanndan gelen üyelerce
oluşsa da, sonuçta bir yargı orga-
nı değıl, "idari organ"6\r. Birida-
ri organ da yargı organlannın ver-
diğı hükümlere uymak zorunda-
dır.
Eğer bugün bir kaos varsa, bu-
nun en büyük nedeni de yargı or-
ganlannın kararlanna ve uyanla-
nna kulak asılmamasıdıri
Çözüm, hukukun uygulanma-
sındadır.
1ŞIK KASSU
Tekel'de Dikensiz Gül Bahçesi
özelleştirme kapsamına alınan Tekel
Yönetim Kurulu, bu ay başında "emekli-
Hği gelmiş tüm işçilerin emekliliğe ayrıl-
ması" karanna vardı. Eli kulağındadır, uy-
gulamabaşladı başlayacak, hem deTürk-
Iş ile hükümet arasında kamu toplusöz-
leşmeleri ile ilgili protokolde "zorunlu
emeklilikuygulanmayacak, gönüllü emek-
lilik esas alınacaktır" ilkesinin yer alması-
na karşın...
Tek Gıda-lş Sendikası Genel Sekrete-
ri Mustafa Tûrkel. yaprak tütünlerde 3 bin
500, sigara sanayinde 2 bin, alkollü içki
sanayinde 700, dağıtım ve pazariamada
800 olmak üzere yaklaşık 7 bin çalışanın
emekli edileceğini aktardı bize. Emekli edil-
mek istenen işçilerin hepsinin kalifiye ele-
man olduMannın altını çizdikten sonra da
"Zonınlu emeklilik, fabrikalan durma nok-
tasına getnr" dedi ve özelleştirme Ida-
resi'nin terrımuz ayında verdiği karan anım-
sattı: "Personelin tamamının iş akitteri
şirket taraf
ından feshedilerek, kıdem ve
ihbar tazmnatlan ile önceki yıllara ilişkin
kullanılmamış yıllık izin ûcretleri ve diğer
haklan şirket tarafından ödenecek ve bu
işçilerin tamamı yeniden işe başlatıla-
caktır."
işçiler emekli edilecek, işçilerin ihbar-
kıdem tazminatı ve diğer alacaklan kuru-
ma yüklenecek, sonra da dikensiz gül
bahçesine döndürülen Tekel yabancı te-
kellere devredilecek. Gidişat onu göste-
riyor.
Polatlt Belediye Başkanı
Sami Çay, Küttür Müdürû
Zühal Ozakınct'nın da
olağanüstü çabastyia çok
güzel bir iş yaptı; Polatlı
ömerier köyü doğumlu
değerli yazar Talip
Apaydın adına öykü
yanşması düzenledi.
Yanşma, yazınımızın
doruğunda usta bir
yazann, Talip Apaydın'ın
adını; gencecik öykücüler,
hem de kurgusuyia,
biçemiyle, dil bilinciyle
umut veren öykücülerie
buluşturdu. Zafer Doruk
gibi, Kemal Gündüzalp
Polatlı'da üşünmez
gibi kendini kanttlamış
kalemlerin yanı sıra yine
onlann hemşerisi, Oıtıan
Kemal toprağından,
Adanalı lise öğrerdsi
Gözdenur Öziem
Akçin'in, mansiyon
kazandığı "Mektuo"
öyküsü iie yazın yaşamtna
kocaman bir adım
atmasına da araafık etti.
ödül töreninde, b rinciliği
paylaşan Ergün Doğan
ve Erkan Doğan ile
görüşme olanağırıi da
bukjuk, öykülerini Faruk
Cenap Erdoğan'ın tok
sesinden dinledik.
Seçici kurul üyesi yazar
Cemil Kavukçu'nun
deyimiyle "çok katmanlı
bir öykü kurma becerisini
ustalıkla başarmış" olan
Ergün Doğan dedi ki,
"Insanın gündelik hayatta
dışa vuramadığı özdeği
vardır. Ben kendimi var
ediyorum öykü
yazmakla..."
Erkan Doğan'a göre de
öykü "kendisini ifade
etmesinin en anlamlı, en
kısa yoluydu." Yaşama, o
pencereden bakıyordu...
ödülünü alırken, çocuksu
yalınlıkla "Adana'dan
gelip otobüsten inince
üşüdüm.
Ama, Polatlı içimi ısıttı"
tümcesini bir çırpıda
kurabilen 15 yaşındaki
öykü yazan Gözdenur
özlem Akçin'in
sözlerine gönülden
katılıyoruz: Ulusal
kurtuluşun ilk
kıvılcımlanna tanıklık eden
Polatlı, insanın içini ısıtryor.
Su'sıız Geçen 18 Yıl...
SÖNMEZ TARGAN
Su, doğanın yaşam kayna-
ğıdır. Çiçeği yeşerten, ağacı
büyüten, hayvanlan semirten su
insanlann daha anne karnın-
da tanıştıklan bir sıvı madde-
sidir. Evet, daha insanlar dün-
yaya gelmeden ana rahminde
içi sıvı dolu bir kesede dokuz
ay konuk olurlar.
Haritaiarda bile sulu alanlar
yeşil gosterilir, çünkü buralar her
türîü yaşamın zengin olduğu
bereketli topraklardır. Su ile
toprak buluşursa ortam yem-
yeşil olur.
işte su ile toprağın buluştu-
ğu, zenginleşip coştuğu ülke-
mizin en verimli ovalarından
biri de Çukurova'dır. Toroslar'ın
Bolkar Dağlan'ndan, Aladağ-
lar'dan, Nurhak dağlarından
koşup gelen başta Seyhan.
Ceyhan nehirleri olmak üzere
birçok ırmak ve çayın alüvyo-
nuyla beslenen Çukurova, baş-
ta Adana merkez olmak üzere
Tarsus ve Ceyhan ilçelerini de
içine alan geniş bir alana yayı-
lır. Yılda birkaç ürünün bir ara-
da alındığı bu topraklarda baş-
ta pamuk olmak üzere genel-
de sanayiye dönük tanm yapı-
lır. Çukurova'nın bereketli top-
raklan denli yazın sıcağı da ka-
vurur insanı.
Yaz aylarında Ankara asfal-
tından inerken ovaya, tarlalar-
da pamuk toplayan ırgatlann
türkü mınldanan dudağından
yanık sesleri, yeıieşme birim-
lerine yaklaştıkça pamuğu ko-
zasından ayıran çırçır makine-
lerinin tarak tıkırtılarını duyar-
sınız. Insan ve makine seslerı-
nin, bu denli iç içe geçtiği, bir
başka yurt köşesi daha var mı-
dır acaba?
Çukurova'daki yaşam biçimi-
nin birbirine geçmiş iki resmi-
ni verir bu görüntü size... Bir
başka anlatımla iki çelişki, var-
sıllıkla yoksulluk yan yana du-
rurbu bölgede...
Toplumsal açıdan çelişkile-
rin de son derece geniş oldu-
ğu bu topraklar, insan gereci
olarak da çok zenginlikler içe-
rir. Ülkemizin nice yazar, sa-
natçı, aydın ve hatta ünlü po-
litikacısının ilk adresi de Çuku-
rova'dır bu nedenle.
Türkülerimizin çağcıl yorum-
cusu Usta Ruhi Su da bu top-
rakların ürünü bir sanatçıdır.
Her ne değin 1912 yılında
Van'da doğmuş olsa da kimli-
ğini kazandığı yer Adana, Çu-
kurova'dır.
Çukurova'nın çelişkileri on-
da coşmuş sel olmuş; zaman
olmuş hüzünlere, zaman ol-
muş neşelere boğulmuştur. Sa-
zının telinden dökülen her nağ-
me, dudağından düşen her
sözcük devrimci sanatımızın
su kaynağı olmuştur. En du-
yarsız insanlanmızı almtş sa-
lonlara, sokaklara, alanlarata-
şımıştır.
6O'lı yılların devrimci gençli-
ği Çukurova'nın bu pınanndan
su içmeden duramaz, duyma-
dan yapamazdı. Bizim kuşak
gençliğinin müzik evreninin en
temel taşlarından biriydi Ruhi
Su.
Devrimci müziğimizin olmaz-
saolmazsuyu...
Ruhi Su bir sanatçı mıydı
salt?..
Ruhi Su sanatıyla kendini ev-
renselliğe taşımış birı olmanın
yanı sıra kişilığine damgasını
vuran asıl yanı politik kimliğiy-
di. içinden çıktığı yoksul halkı-
nın acılannı, kederierini, hüzün-
lerini bir iplikçilesi gibi sarmış,
kurtuluşunun biricik yolu ola-
rak gördüğü sosyalizm sava-
şımınataşımıştı. Bu düşünce-
leri nedeniyle 1952 yılında tu-
tuklanarak 5 yıl cezaevinde kal-
mıştı.
Türküler Ruhi Su 'ya güç ve-
ren yaşam suyuydu. Ruhi Su
da türkülerimizin yerellikten kal-
kıp evrenselliğe ulaşmasının
en önemli suyollanndan biriy-
di. Türkiye'de egemen sömü-
rücü güçler bu su yatağını ku-
rutmak için ellerinden geleni
yaptılar.
Cezaevlerinde yatırdıkları,
sanatını engellemek, halkla bu-
luşmasını önlemek için yaptık-
ları yetmiyonmuş gibi ağır bir
saynlık geçirmesine karşın yurt-
dışında tedavı görmesine izin
vermediler.
Acılann insanı Ruhi Su'nun 20
Eylül 1985 yılında fiziksel yaşa-
mı son buldu. Anıt mezarı Zin-
ciriikuyu'dadır şimdi.
Eşi Sıdıka Su, oğlu llgın Su,
sevenleri, dostlan, siyasal ar-
kadaşlan her yıl mezan başın-
da birtörenle anarlar bu ölüm-
süz insanı. Ama her nedense
her yıl törenden önce anıt me-
zarındaki cam sütun kurşun
yağmuruna tutulur kimilerince.
Yine bu topluluk Ruhi Su'nun
sanat geleneğini yaşatmak için
"Ruhi Su Kültür ve Sanat Vak-
fı" kunmuşlar, yıllardır boş ka-
lan bu alanı susuz bırakma-
mak için çalışmaktadırlar.
Ama uzun süredirçölleşme-
ye yüz tutmuş devrimci müzik
dünyamızın Su'suz geçen 18
yıllık boşluğunu bu çalışmalar-
la doldurmaya bilmem olanak
var mı?
Not: Ruhi Su bugün anıt
mezarı başında törenle anıla-
cak. Ruhi Su Dostlar Korosu
da mezar başında bir dinleti
sunacak. Sinema sanatçısı Attf
Yılmaz da bir konuşma yapa-
cak!
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakCa turk.net
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci" mynet.com
SATILIK ARSA
Cumhuriyet Mahallesi'nde
360/9 EKO5 Projeli 410 m
2
arsa 10.000.000.000.TL
Tel: 0 212 495 25 11 - 0 536 638 69 17
k AHARBt SEMİHPOROY semihporoyin yahoo.com
HAYAT EPtK TtYATROSU MUSTAFA BİLGÎS
BİZİM KIRIMIZ
HERKESE YETER !"
BM SİLAH DENETCISI
BA5KANI. İTÎRAF ETMtŞ:
IRAK 12 YILÖIR TEMÎZ "
AMERİKAN YÖNETİMIrslİN
CEVABI HERHALDE
SOYLE OLUR :
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 20 Eylül tncm.nuuntaz-tuikan.com
Satılık Araba
2001 Model Peoguet 406
HDİ fiü.
0533 445 90 82 İSTANBUL
PIAF BVLENIYOR!.
1952 'O£ BUGÜN, ÜNLÜ FKAAISlZ ŞAG.KICIS/
EP/rH P/AF, *1£SL£lcr4Ş< JMCCIUES PILLS 'l£
N£IA/ yOGAC'TA £UL£NM/fTİ İ
OA sEF/tLer- /Ç/Ajoe gürüy£*J
GAŞS'OMfŞAIZKf SÖyL£Y£R£K Ş
süGC>ue<wüşrü• Bıis tSEce /CULÜBÜ SAHI-
8İ Trt&ÇF/NDAM K£fFE£>rL'HCE, ŞANSf
DEĞffM/Çrt. KtSA SUGEPE, G/GrtAKTKM
GEt-EN BOĞUfc SESİYLE GÖyLED'Ğf ÇAGKI-
, ÖZEL.
Ş PEK MUTLU OLAMAY/1M
P/AF, İLK KOCAS/ P/U.SDEN ISSP'DE BOŞAN
SAGNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
'Cadı Avı../
Bush itiraf etti sonunda: "Saddam'/n 11 Eylülsal-
dınlanyla ilgisi yok!" BM silah denetçilerinden Hans
Blix de Irak savaşının kitle imha silahlanna (KİS) iliş-
kin bir dayanağı olmadığını aynı gün şöyle dile getir-
di:
"Bu ortaçağdaki cadı avcıiığına benziyor. Ortaçağ-
da da insanlar cadılann variığına inandıklan için mut-
laka bircadı bulup çıkanyohardı.. Irak, 1991 yazından
beri KİS 'ten anndınldı. Ama ABD ve Ingiliz hükümet-
leri Irak'ta KİS bulacaklanndan emindi."
Irak savaşının temel "iki gerekçesi" (Saddam'ın 11
Eylül bağlantısı ile KİS) artık yerle bir yani. Bush bunu
"birinci elden" itiraf ediyor. Hans Blix de Bush'la Bla-
ir*i "ortaçağdaki cadı avcılanna" benzetiyor...
Bundan daha kuvvetli ifadeler olabilir mi? Bomba
gibi iki açıklama. Ama Irak konusunda yalanlara öyie
alışıldı ki bu açıklamalar da öyle arada kaynayıp gitti.
Şimdi "yeni duruma bakalım" havasında herkes. Sa-
vaşın en azimli karşıtlan Chirac ile Schröder bile bak-
sanıza hizaya girme eğiliminde. "Iraklı asker ve polis-
lere" eğitim vermekten bahsediyoriar... Tabii "istikrar"
adına...
Blair'in bilek güreşi
En ilginç gelişmeler ingiltere'de. "Demokrasinin be-
şiği" İngiltere'de "cadı avı" devam ediyor. Irak'taki
"av" bitti. Saddam devrildi. Ama Blair hükümetinin
neşesine limon sıkan BBC var şimdi hedefte. BBC'nin
bohçası dürülecek. öyle anlaşılryor.
Silah uzmanı DavkJ Kelly'nın intihannı araştırmak
amacıyla kurulan "Hutton soruşturmasrntn gerçek-
te hesabı bu: Kim günah keçisi olacak? Fatura kime
çıkanlacak? Irak yalanlannın sorumlusu Blair hüküme-
tine mi? 'Embeddedkurallannı" reddeden BBC'yemi?
"Sanal dayanaklar" üzerine Bush'la el ele Irak'a sa-
vaş açan Blair, afişe olmasına rağmen "hasan sınıria-
mış" görünüyor. Yara bere içinde kalan Ingiltere Baş-
bakanı hâlâ görevde. Inandıncı bir siyasi alternatif çı-
kana kadar da "Downing Street'te kalacağa benzi-
yor. Uluslararası gazetecilik standartlannı belirieyen,
dünya basınının kıblesi sayılan "BBC"nin aldığı hasar
ise inanılmaz. En iyi ihtimalle "derbeder", en kötü ih-
timalle "güvenilmez" birgazetecinin (Andrevv Gilligan)
arkasında durarak yanlış ata oynadığı için...
Bush ve Blix'in Irak savaşına ilişkin "bomba açıkla-
malan" yaptığı gün, Gilligan da "Hutton Soruştunna
Komisyonu 'nda" ifade veriyordu. Gilligan hatrlayacak-
sınız; yaz başında BBC'de yaptığı bir yayında -Kelly'nin
ifadelerine dayanarak- Ingiliz hükümetinin Irak'taki KİS
tehdidine ilişkin istihbarat raporlannı manipüle ettiği-
ni rfşa eden "ilk gazeteci" olmuştu. Blair hükümeti
hop oturup hop kalkmış: BBC'den özür dilemesini ta-
lep etmişti.
Ve basın için çıkan ders...
BBC geri adım atmamış, gazetecinin arkasında dur-
muştu. Geri dönüp baktığımızda Gilligan'ın haberinin
özde "doğru" olduğunu biliyoruz şimdi. Ama gelin
görün ki Andrevv Gilligan elindeki haberin bazı unsur-
lannı abartmış ve hatta belki tahrif etmiş. Teknik sayı-
labilecek hatalan kabul ediyor Gilligan. Ancak "gaze-
teciliketiğini" ilgilendiren "tahhfata" ilişkin kısım orta-
da. Hâlâ tartışılıyor.
Böyle bir "kuşkunun" çıkması, kurumsal prestijini or-
taya koyan BBC'nin Gilligan'dan hemen mesafe al-
masına yetti. Son aşamaya dek "haberini" de"gaze-
tecisini" de savunan BBC çark etti sonunda ve Gilli-
gan'ı yalnız bıraktı. Ingiliz basınında Gilligan'ın kariye-
rinin bittiğini düşünen çok. Blair'in borazanlığını yapan
Murdoch'ın yayın organlan başta olmak üzere BBC'ye
"Gilligan'/ kov!" baskısı yapıyorlar.
Duruma mesafeli ve dengeli yakJaşan gazetecilerde
"olaydan ders çıkarmak" peşinde. Geçen akşam
BBC'de biri şöyle bir ders çıkardı: "Gazetecilerne re-
kabet ne iktidar baskısına boyun eğmeli!"
Asıl büyük ders başka. Ingiltere gibi bir ülkede bile
siyasi iktidarla, basın arasındaki bilek güreşinden göz
göre göre siyasi iktidar galip çıkıyor. "İstihbarat rapor-
lanm" tahrif eden ve yalan söyleyen bir "başbakan"
ve "özü" doğru olsa da, "haber kaynağım" istismar
ettiği düşünülen "hırslı birgazeteci"... Etik açıdan bi-
rini diğerine tercih etmemız için hiçbir neden yok. Fa-
turanın bölüşülmesi lazım. Ama öyle olmuyor. Hesap
Gilligan'la BBC'ye çıkıyor. Bu kesin. Blair'inki Allah
kerim. Siyasetin zamanı çok daha geniş, liderierin ze-
mini çok daha muğlak. Blair kendini kurtarabilir; siya-
setçi affedilebilir, gazeteci affedilemez. Gazetecinin
repütosyonu tümuyle etik üzerine kurulu çünkü. Siya-
setinki göreceli... Bastn ve siyasetin yüzüne bundan
çarpıcı bir ayna tutulabilir mi?
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4
SOLDANSAĞA:
1/ Kadınlann
genellikle baş-
lannın arkası-
na taktıklan ek
saç . Bir nota.
2/Bayağı. sıra-
darx..Deyim.3/
Avrupa"da kü-
çükbirülke. 4/
Bir tür sağlam
veyumuşakda-
na ya da öküz
derisi. 5/tsteni-
len nitelikleri taşıyan...
Uluslararası Basın Ens-
titüsü'nün simgesi. 6/
Sekız kiloluk tahıl öl-
çeği... Eskı Mısır'da gü-
neş tannsı 7/ înce ve
uzunmetalşerit... "01-
mek degildir ömriimü-
zün en fecı işi/Müşkül
budur ki ölmeden ev-
velölür—"(YahyaKe- 9
mal).8/Birnota...Mer-
sin'in bir ilçesi. 9/Tıp dilinde "bere" anlamında kul-
lanılan sözcük... Endonezya'ıun plaka işareti.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
U Seçkin bir sanat yapıtının taklidi... Kuzu sesi. 2/
Serbest meslek adamlannı içinde toplayan resmi
birlik..."—adreslere benzer ölünT (Behçet Aysan).
3/Geminin içinde en alt bölüm. 4/Eylemleri olum-
suz yapmakta kullanılan ek... Mahkeme sonucunu
gösteren resmi belge. 5/Üstten sağa doğru eğik olan
basım harfi... Japon lirik dramı. 6/ "Sevda bir yana
çeker körolası/ — bir yana"(B. R. Eyuboğlu)... Bir
kümes hayvanı. II "Çok hoş" anlamında kullanılan
argo sözcük. 8/ Büyük tep-si... Hatay yöresine öz-
gü, buğday ve etle yapılan bir yemek. 9/Düşünüle-
•nin tersini söyleyerek yapılan ince aiay... Oylumluı