23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 EYLÜL 2003 CUMARTESİ CUMHLRİYET SAYFA 17 Bugiinkü kaosu kime borçluyuz? Yuksek Seçım Kurulu Başkanı Tufan Algan'ın, DEHAP'ın 3 Ka- sım seçımler öncesi "evrakta sah- tecilik" yaptığının Yargıtaytarafın- dan onanması durumunda, YSK'nin seçımlerin tptali ya da Meclis'tekı sandalyesayısını de- ğiştirecek bir karar vermesinin si- yasi anlamda "kaos" yaratacağı- na ilişkin açıklaması daha çok tar- tışılacağa benzer. Ömeğin, Tufan Algan'a birileri çıkıp "3 Kasım seçimlerinin biz- zat kendisi kaos yaratmıştır" de- se ne olacak? Nasıl yani? Şöyle: 3 Kasım secimleri öncesi dö- nemin Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcsı Sabih Kanadoğlu, hü- küm giymış olan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Anayasa Mahkeme- si karan gereği "AKP Genel Baş- /carw"olamayacağı. dolayısıylase- çim pusulalanndaadının yeralma- sının olası bulunmadığı konusun- da YSK'yı uyarmış, YSK ise "Se- çim pusulalan basılmıştır, artık değiştiremeyiz" genekçesıyle bu uyanyı göz ardı etmiş, hukuksal temelı olmayan bir karar almıştır. Bu kararla genel başkan olma- yan bir kişınin genel başkan gö- züktüğü pusulalarla seçim yapıl- mış, sonra o kişi, o seçimlerie TBMM'ye gelen sıyası çoğunlu- ğa dayanarak gerçekleştirilen ya- sal ve anayasal değışıklikler so- nucu, YSK'nin de Siirt seçımlen- ni iptal etmesiyle önce mılletve- kili, sonra da Başbakan oiabil- mıştır. Hukuksal temeli tartışma- lı, hanı neredeyse ite-kaka gerçek- leştırilmiş bugünkü siyası tablo bır kaos olarak tanımlanamaz mı? 3 Kasım seçimlerine giren Genç Partı, Yeniden Doğuş Partisi'nin devamı niteliğındedır. Dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun, seçim öncesi gündeme getirdiğı, Yeni- den Doğuş Partisi'nin "hukuki ve etik" olmayan yollarla ele geçiril- diğine ilişkin savı da ortada kal- mış, bu konuda Yeniden Doğuş Partisi'nin bir bölüm yöneticisi- nin konuya ilişkin suç duyurusu varken Genç Partı de 3 Kasım se- çimlerine sokulmuştur. Hukuksal durumu kuşkulu bir partinin seçi- me girmesi, hatta girmemesi ha- linde aldığı yüzde 7'ye yakın oyun ülke barajı açısından önemi bir başka kaos nedeni değil midir? Yine Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcısı, 3 Kasım öncesi DEHAP'ın yurt çapında gerekli örgütlenme- yi yapmadığını, dolayısıytaseçim- lere gıremeyeceğıne ilişkin bavru- sunu YSK'ye yapmıştır. YSK bu başvuruyu da reddederek bir "hu- kuksal tartışma"y\ bugüne taşı- mış, dolayısıyla bırkaosayol açıl- mamış mıdır? Sıraladığımız gelişmeler, 3 Ka- sım seçimlerinin, bızzat kendisi- nin, hukuk bıryana bırakıldığı için kaos yarattığını, yargı çevrelenn- de dile getirilen daha ileri bir yo- rumla da "tout/an" (geçersız) oldu- ğunu göstermektedir. Çözüm nedır? YSK, her ne kadar yüksek yar- gı organlanndan gelen üyelerce oluşsa da, sonuçta bir yargı orga- nı değıl, "idari organ"6\r. Birida- ri organ da yargı organlannın ver- diğı hükümlere uymak zorunda- dır. Eğer bugün bir kaos varsa, bu- nun en büyük nedeni de yargı or- ganlannın kararlanna ve uyanla- nna kulak asılmamasıdıri Çözüm, hukukun uygulanma- sındadır. 1ŞIK KASSU Tekel'de Dikensiz Gül Bahçesi özelleştirme kapsamına alınan Tekel Yönetim Kurulu, bu ay başında "emekli- Hği gelmiş tüm işçilerin emekliliğe ayrıl- ması" karanna vardı. Eli kulağındadır, uy- gulamabaşladı başlayacak, hem deTürk- Iş ile hükümet arasında kamu toplusöz- leşmeleri ile ilgili protokolde "zorunlu emeklilikuygulanmayacak, gönüllü emek- lilik esas alınacaktır" ilkesinin yer alması- na karşın... Tek Gıda-lş Sendikası Genel Sekrete- ri Mustafa Tûrkel. yaprak tütünlerde 3 bin 500, sigara sanayinde 2 bin, alkollü içki sanayinde 700, dağıtım ve pazariamada 800 olmak üzere yaklaşık 7 bin çalışanın emekli edileceğini aktardı bize. Emekli edil- mek istenen işçilerin hepsinin kalifiye ele- man olduMannın altını çizdikten sonra da "Zonınlu emeklilik, fabrikalan durma nok- tasına getnr" dedi ve özelleştirme Ida- resi'nin terrımuz ayında verdiği karan anım- sattı: "Personelin tamamının iş akitteri şirket taraf ından feshedilerek, kıdem ve ihbar tazmnatlan ile önceki yıllara ilişkin kullanılmamış yıllık izin ûcretleri ve diğer haklan şirket tarafından ödenecek ve bu işçilerin tamamı yeniden işe başlatıla- caktır." işçiler emekli edilecek, işçilerin ihbar- kıdem tazminatı ve diğer alacaklan kuru- ma yüklenecek, sonra da dikensiz gül bahçesine döndürülen Tekel yabancı te- kellere devredilecek. Gidişat onu göste- riyor. Polatlt Belediye Başkanı Sami Çay, Küttür Müdürû Zühal Ozakınct'nın da olağanüstü çabastyia çok güzel bir iş yaptı; Polatlı ömerier köyü doğumlu değerli yazar Talip Apaydın adına öykü yanşması düzenledi. Yanşma, yazınımızın doruğunda usta bir yazann, Talip Apaydın'ın adını; gencecik öykücüler, hem de kurgusuyia, biçemiyle, dil bilinciyle umut veren öykücülerie buluşturdu. Zafer Doruk gibi, Kemal Gündüzalp Polatlı'da üşünmez gibi kendini kanttlamış kalemlerin yanı sıra yine onlann hemşerisi, Oıtıan Kemal toprağından, Adanalı lise öğrerdsi Gözdenur Öziem Akçin'in, mansiyon kazandığı "Mektuo" öyküsü iie yazın yaşamtna kocaman bir adım atmasına da araafık etti. ödül töreninde, b rinciliği paylaşan Ergün Doğan ve Erkan Doğan ile görüşme olanağırıi da bukjuk, öykülerini Faruk Cenap Erdoğan'ın tok sesinden dinledik. Seçici kurul üyesi yazar Cemil Kavukçu'nun deyimiyle "çok katmanlı bir öykü kurma becerisini ustalıkla başarmış" olan Ergün Doğan dedi ki, "Insanın gündelik hayatta dışa vuramadığı özdeği vardır. Ben kendimi var ediyorum öykü yazmakla..." Erkan Doğan'a göre de öykü "kendisini ifade etmesinin en anlamlı, en kısa yoluydu." Yaşama, o pencereden bakıyordu... ödülünü alırken, çocuksu yalınlıkla "Adana'dan gelip otobüsten inince üşüdüm. Ama, Polatlı içimi ısıttı" tümcesini bir çırpıda kurabilen 15 yaşındaki öykü yazan Gözdenur özlem Akçin'in sözlerine gönülden katılıyoruz: Ulusal kurtuluşun ilk kıvılcımlanna tanıklık eden Polatlı, insanın içini ısıtryor. Su'sıız Geçen 18 Yıl... SÖNMEZ TARGAN Su, doğanın yaşam kayna- ğıdır. Çiçeği yeşerten, ağacı büyüten, hayvanlan semirten su insanlann daha anne karnın- da tanıştıklan bir sıvı madde- sidir. Evet, daha insanlar dün- yaya gelmeden ana rahminde içi sıvı dolu bir kesede dokuz ay konuk olurlar. Haritaiarda bile sulu alanlar yeşil gosterilir, çünkü buralar her türîü yaşamın zengin olduğu bereketli topraklardır. Su ile toprak buluşursa ortam yem- yeşil olur. işte su ile toprağın buluştu- ğu, zenginleşip coştuğu ülke- mizin en verimli ovalarından biri de Çukurova'dır. Toroslar'ın Bolkar Dağlan'ndan, Aladağ- lar'dan, Nurhak dağlarından koşup gelen başta Seyhan. Ceyhan nehirleri olmak üzere birçok ırmak ve çayın alüvyo- nuyla beslenen Çukurova, baş- ta Adana merkez olmak üzere Tarsus ve Ceyhan ilçelerini de içine alan geniş bir alana yayı- lır. Yılda birkaç ürünün bir ara- da alındığı bu topraklarda baş- ta pamuk olmak üzere genel- de sanayiye dönük tanm yapı- lır. Çukurova'nın bereketli top- raklan denli yazın sıcağı da ka- vurur insanı. Yaz aylarında Ankara asfal- tından inerken ovaya, tarlalar- da pamuk toplayan ırgatlann türkü mınldanan dudağından yanık sesleri, yeıieşme birim- lerine yaklaştıkça pamuğu ko- zasından ayıran çırçır makine- lerinin tarak tıkırtılarını duyar- sınız. Insan ve makine seslerı- nin, bu denli iç içe geçtiği, bir başka yurt köşesi daha var mı- dır acaba? Çukurova'daki yaşam biçimi- nin birbirine geçmiş iki resmi- ni verir bu görüntü size... Bir başka anlatımla iki çelişki, var- sıllıkla yoksulluk yan yana du- rurbu bölgede... Toplumsal açıdan çelişkile- rin de son derece geniş oldu- ğu bu topraklar, insan gereci olarak da çok zenginlikler içe- rir. Ülkemizin nice yazar, sa- natçı, aydın ve hatta ünlü po- litikacısının ilk adresi de Çuku- rova'dır bu nedenle. Türkülerimizin çağcıl yorum- cusu Usta Ruhi Su da bu top- rakların ürünü bir sanatçıdır. Her ne değin 1912 yılında Van'da doğmuş olsa da kimli- ğini kazandığı yer Adana, Çu- kurova'dır. Çukurova'nın çelişkileri on- da coşmuş sel olmuş; zaman olmuş hüzünlere, zaman ol- muş neşelere boğulmuştur. Sa- zının telinden dökülen her nağ- me, dudağından düşen her sözcük devrimci sanatımızın su kaynağı olmuştur. En du- yarsız insanlanmızı almtş sa- lonlara, sokaklara, alanlarata- şımıştır. 6O'lı yılların devrimci gençli- ği Çukurova'nın bu pınanndan su içmeden duramaz, duyma- dan yapamazdı. Bizim kuşak gençliğinin müzik evreninin en temel taşlarından biriydi Ruhi Su. Devrimci müziğimizin olmaz- saolmazsuyu... Ruhi Su bir sanatçı mıydı salt?.. Ruhi Su sanatıyla kendini ev- renselliğe taşımış birı olmanın yanı sıra kişilığine damgasını vuran asıl yanı politik kimliğiy- di. içinden çıktığı yoksul halkı- nın acılannı, kederierini, hüzün- lerini bir iplikçilesi gibi sarmış, kurtuluşunun biricik yolu ola- rak gördüğü sosyalizm sava- şımınataşımıştı. Bu düşünce- leri nedeniyle 1952 yılında tu- tuklanarak 5 yıl cezaevinde kal- mıştı. Türküler Ruhi Su 'ya güç ve- ren yaşam suyuydu. Ruhi Su da türkülerimizin yerellikten kal- kıp evrenselliğe ulaşmasının en önemli suyollanndan biriy- di. Türkiye'de egemen sömü- rücü güçler bu su yatağını ku- rutmak için ellerinden geleni yaptılar. Cezaevlerinde yatırdıkları, sanatını engellemek, halkla bu- luşmasını önlemek için yaptık- ları yetmiyonmuş gibi ağır bir saynlık geçirmesine karşın yurt- dışında tedavı görmesine izin vermediler. Acılann insanı Ruhi Su'nun 20 Eylül 1985 yılında fiziksel yaşa- mı son buldu. Anıt mezarı Zin- ciriikuyu'dadır şimdi. Eşi Sıdıka Su, oğlu llgın Su, sevenleri, dostlan, siyasal ar- kadaşlan her yıl mezan başın- da birtörenle anarlar bu ölüm- süz insanı. Ama her nedense her yıl törenden önce anıt me- zarındaki cam sütun kurşun yağmuruna tutulur kimilerince. Yine bu topluluk Ruhi Su'nun sanat geleneğini yaşatmak için "Ruhi Su Kültür ve Sanat Vak- fı" kunmuşlar, yıllardır boş ka- lan bu alanı susuz bırakma- mak için çalışmaktadırlar. Ama uzun süredirçölleşme- ye yüz tutmuş devrimci müzik dünyamızın Su'suz geçen 18 yıllık boşluğunu bu çalışmalar- la doldurmaya bilmem olanak var mı? Not: Ruhi Su bugün anıt mezarı başında törenle anıla- cak. Ruhi Su Dostlar Korosu da mezar başında bir dinleti sunacak. Sinema sanatçısı Attf Yılmaz da bir konuşma yapa- cak! KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakCa turk.net ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci" mynet.com SATILIK ARSA Cumhuriyet Mahallesi'nde 360/9 EKO5 Projeli 410 m 2 arsa 10.000.000.000.TL Tel: 0 212 495 25 11 - 0 536 638 69 17 k AHARBt SEMİHPOROY semihporoyin yahoo.com HAYAT EPtK TtYATROSU MUSTAFA BİLGÎS BİZİM KIRIMIZ HERKESE YETER !" BM SİLAH DENETCISI BA5KANI. İTÎRAF ETMtŞ: IRAK 12 YILÖIR TEMÎZ " AMERİKAN YÖNETİMIrslİN CEVABI HERHALDE SOYLE OLUR : TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 20 Eylül tncm.nuuntaz-tuikan.com Satılık Araba 2001 Model Peoguet 406 HDİ fiü. 0533 445 90 82 İSTANBUL PIAF BVLENIYOR!. 1952 'O£ BUGÜN, ÜNLÜ FKAAISlZ ŞAG.KICIS/ EP/rH P/AF, *1£SL£lcr4Ş< JMCCIUES PILLS 'l£ N£IA/ yOGAC'TA £UL£NM/fTİ İ OA sEF/tLer- /Ç/Ajoe gürüy£*J GAŞS'OMfŞAIZKf SÖyL£Y£R£K Ş süGC>ue<wüşrü• Bıis tSEce /CULÜBÜ SAHI- 8İ Trt&ÇF/NDAM K£fFE£>rL'HCE, ŞANSf DEĞffM/Çrt. KtSA SUGEPE, G/GrtAKTKM GEt-EN BOĞUfc SESİYLE GÖyLED'Ğf ÇAGKI- , ÖZEL. Ş PEK MUTLU OLAMAY/1M P/AF, İLK KOCAS/ P/U.SDEN ISSP'DE BOŞAN SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU 'Cadı Avı../ Bush itiraf etti sonunda: "Saddam'/n 11 Eylülsal- dınlanyla ilgisi yok!" BM silah denetçilerinden Hans Blix de Irak savaşının kitle imha silahlanna (KİS) iliş- kin bir dayanağı olmadığını aynı gün şöyle dile getir- di: "Bu ortaçağdaki cadı avcıiığına benziyor. Ortaçağ- da da insanlar cadılann variığına inandıklan için mut- laka bircadı bulup çıkanyohardı.. Irak, 1991 yazından beri KİS 'ten anndınldı. Ama ABD ve Ingiliz hükümet- leri Irak'ta KİS bulacaklanndan emindi." Irak savaşının temel "iki gerekçesi" (Saddam'ın 11 Eylül bağlantısı ile KİS) artık yerle bir yani. Bush bunu "birinci elden" itiraf ediyor. Hans Blix de Bush'la Bla- ir*i "ortaçağdaki cadı avcılanna" benzetiyor... Bundan daha kuvvetli ifadeler olabilir mi? Bomba gibi iki açıklama. Ama Irak konusunda yalanlara öyie alışıldı ki bu açıklamalar da öyle arada kaynayıp gitti. Şimdi "yeni duruma bakalım" havasında herkes. Sa- vaşın en azimli karşıtlan Chirac ile Schröder bile bak- sanıza hizaya girme eğiliminde. "Iraklı asker ve polis- lere" eğitim vermekten bahsediyoriar... Tabii "istikrar" adına... Blair'in bilek güreşi En ilginç gelişmeler ingiltere'de. "Demokrasinin be- şiği" İngiltere'de "cadı avı" devam ediyor. Irak'taki "av" bitti. Saddam devrildi. Ama Blair hükümetinin neşesine limon sıkan BBC var şimdi hedefte. BBC'nin bohçası dürülecek. öyle anlaşılryor. Silah uzmanı DavkJ Kelly'nın intihannı araştırmak amacıyla kurulan "Hutton soruşturmasrntn gerçek- te hesabı bu: Kim günah keçisi olacak? Fatura kime çıkanlacak? Irak yalanlannın sorumlusu Blair hüküme- tine mi? 'Embeddedkurallannı" reddeden BBC'yemi? "Sanal dayanaklar" üzerine Bush'la el ele Irak'a sa- vaş açan Blair, afişe olmasına rağmen "hasan sınıria- mış" görünüyor. Yara bere içinde kalan Ingiltere Baş- bakanı hâlâ görevde. Inandıncı bir siyasi alternatif çı- kana kadar da "Downing Street'te kalacağa benzi- yor. Uluslararası gazetecilik standartlannı belirieyen, dünya basınının kıblesi sayılan "BBC"nin aldığı hasar ise inanılmaz. En iyi ihtimalle "derbeder", en kötü ih- timalle "güvenilmez" birgazetecinin (Andrevv Gilligan) arkasında durarak yanlış ata oynadığı için... Bush ve Blix'in Irak savaşına ilişkin "bomba açıkla- malan" yaptığı gün, Gilligan da "Hutton Soruştunna Komisyonu 'nda" ifade veriyordu. Gilligan hatrlayacak- sınız; yaz başında BBC'de yaptığı bir yayında -Kelly'nin ifadelerine dayanarak- Ingiliz hükümetinin Irak'taki KİS tehdidine ilişkin istihbarat raporlannı manipüle ettiği- ni rfşa eden "ilk gazeteci" olmuştu. Blair hükümeti hop oturup hop kalkmış: BBC'den özür dilemesini ta- lep etmişti. Ve basın için çıkan ders... BBC geri adım atmamış, gazetecinin arkasında dur- muştu. Geri dönüp baktığımızda Gilligan'ın haberinin özde "doğru" olduğunu biliyoruz şimdi. Ama gelin görün ki Andrevv Gilligan elindeki haberin bazı unsur- lannı abartmış ve hatta belki tahrif etmiş. Teknik sayı- labilecek hatalan kabul ediyor Gilligan. Ancak "gaze- teciliketiğini" ilgilendiren "tahhfata" ilişkin kısım orta- da. Hâlâ tartışılıyor. Böyle bir "kuşkunun" çıkması, kurumsal prestijini or- taya koyan BBC'nin Gilligan'dan hemen mesafe al- masına yetti. Son aşamaya dek "haberini" de"gaze- tecisini" de savunan BBC çark etti sonunda ve Gilli- gan'ı yalnız bıraktı. Ingiliz basınında Gilligan'ın kariye- rinin bittiğini düşünen çok. Blair'in borazanlığını yapan Murdoch'ın yayın organlan başta olmak üzere BBC'ye "Gilligan'/ kov!" baskısı yapıyorlar. Duruma mesafeli ve dengeli yakJaşan gazetecilerde "olaydan ders çıkarmak" peşinde. Geçen akşam BBC'de biri şöyle bir ders çıkardı: "Gazetecilerne re- kabet ne iktidar baskısına boyun eğmeli!" Asıl büyük ders başka. Ingiltere gibi bir ülkede bile siyasi iktidarla, basın arasındaki bilek güreşinden göz göre göre siyasi iktidar galip çıkıyor. "İstihbarat rapor- lanm" tahrif eden ve yalan söyleyen bir "başbakan" ve "özü" doğru olsa da, "haber kaynağım" istismar ettiği düşünülen "hırslı birgazeteci"... Etik açıdan bi- rini diğerine tercih etmemız için hiçbir neden yok. Fa- turanın bölüşülmesi lazım. Ama öyle olmuyor. Hesap Gilligan'la BBC'ye çıkıyor. Bu kesin. Blair'inki Allah kerim. Siyasetin zamanı çok daha geniş, liderierin ze- mini çok daha muğlak. Blair kendini kurtarabilir; siya- setçi affedilebilir, gazeteci affedilemez. Gazetecinin repütosyonu tümuyle etik üzerine kurulu çünkü. Siya- setinki göreceli... Bastn ve siyasetin yüzüne bundan çarpıcı bir ayna tutulabilir mi? BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDANSAĞA: 1/ Kadınlann genellikle baş- lannın arkası- na taktıklan ek saç . Bir nota. 2/Bayağı. sıra- darx..Deyim.3/ Avrupa"da kü- çükbirülke. 4/ Bir tür sağlam veyumuşakda- na ya da öküz derisi. 5/tsteni- len nitelikleri taşıyan... Uluslararası Basın Ens- titüsü'nün simgesi. 6/ Sekız kiloluk tahıl öl- çeği... Eskı Mısır'da gü- neş tannsı 7/ înce ve uzunmetalşerit... "01- mek degildir ömriimü- zün en fecı işi/Müşkül budur ki ölmeden ev- velölür—"(YahyaKe- 9 mal).8/Birnota...Mer- sin'in bir ilçesi. 9/Tıp dilinde "bere" anlamında kul- lanılan sözcük... Endonezya'ıun plaka işareti. YUKARIDAN AŞAĞIYA: U Seçkin bir sanat yapıtının taklidi... Kuzu sesi. 2/ Serbest meslek adamlannı içinde toplayan resmi birlik..."—adreslere benzer ölünT (Behçet Aysan). 3/Geminin içinde en alt bölüm. 4/Eylemleri olum- suz yapmakta kullanılan ek... Mahkeme sonucunu gösteren resmi belge. 5/Üstten sağa doğru eğik olan basım harfi... Japon lirik dramı. 6/ "Sevda bir yana çeker körolası/ — bir yana"(B. R. Eyuboğlu)... Bir kümes hayvanı. II "Çok hoş" anlamında kullanılan argo sözcük. 8/ Büyük tep-si... Hatay yöresine öz- gü, buğday ve etle yapılan bir yemek. 9/Düşünüle- •nin tersini söyleyerek yapılan ince aiay... Oylumluı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear