23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19EYLÜL2003CUMA DIZI Avrupa însan Haldarı Mahkemesi BüyükDairesi, 13 Şubat 2003 'teRefah Partisi ile ilgili karannı verdi: Kapaülmakararı sözleşmeye uygun Şevket Kazan. Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi Büyük Dairesi 13 Şubat 2003 tarihli karan ile Refah Partisi ve diğerleri - Türkiyc davasını (Başvuru no: 41340/98, 41342/98,41343/98 ve 41344/98) sonuçlandırdı. Büyük Daire Refah Partisi'nin şeriata dayah bir düzen kurma isteğinin, yöneticilerinin cihat ve şiddet çağnlan ile çok taraflı hukuk sistemi önerilerinin Avrupa însan HakJan Sözleşmesı'ne aykın olduğunu kabul etti. Büyük Daire böylece 31 Temmuz 2001 tarihinde aynı yönde karar veren AÎHM'nin üçüncü dairesinin RP'nin kapatılması ve yöneticüerine siyaset yasağı konulmasuıın sözleşmeye uygun olduğuna karar veren hükmünü de onamış oldu. Hak Ihlall yok AlHM'nin RP'nin kapatılmasıyla ilgili Anayasa Mahkemesi'nin 16.1.1998 günlü esas 1977/1 (siyasi parti kapatma) ve 1998/1 sayılı karanmn (AİHS) uyumlu olduğu sonucuna vanhnası karanna itiraz eden ve mahkemede Türkiye'den şikâyetçi olan Necmettin Erbakan, Şevket Kazan ve Ahmet Tekdal, davayı AlHM'nin temyiz organı olarak nitelenebilecek Büyük Daire'ye götürmüştü. AlHM'nin üçüncü dairesinin karanna yapılan itirazı inceleyen Büyük Daire, başvuruculann AtHS'nin düşünce ve ifade özgürlüğünü koruyan 10'uncu ve örgütlenme hakkını güvence alnna alan 11 'inci maddesi gereğince hak ihlali bulunduğu iddiasuıı ve 3. Daire kararuıın kaldınlması isteğını reddetmiş oldu. Ahmet Tekdal. Refah Partisi iktidara geldikten iki yıl sonra Anayasa Mahkemesi'nde sanık koltuğuna oturdu Laikliğe aykırıfnfleriıı odağı AİHM VE REFAH K, W 24 Aralık 1995 Genel seçimlerinde 158 milletvekili ile Meclis'e giren Refah Partisi, 28 Haziran 1996'da Doğru Yol Partisi ile koalisyon kurarak iktidara geldi. 21 Mayıs 1997'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak, laiklik ilkesine aykın fiillerin odağı olduğu gerekçesiyle Refah'ın kapatılmasını talep etti. Yüksek Mahkeme, 16 Ocak 1998'de aynı gerekçeyle partinin kapatılmasına karar verdi. Kapatılma karannda, demokratik düzene son vermeye yönelik eylemler içerisinde olan ve ifade özgürlüğünü bu amacı gerçekleştirmek için çağnda bulunmak amacıyla kullanan bir siyasi partinin, anayasaya ve insan haklannı korumaya yönelik uluslarüstü kurallar uyannca kapatılması gerektiği belirtiliyor, Erbakan, Kazan, Tekdal, Yılmaz, Ceylan ve Çelik'in milletvekillikleri de düşürülüyordu... Büyük Daire karannda yazılı olduğu üzere Re- fah Partisi 24 Arahk 1995 genel seçimlerinde yaklaşık yüzde 22 ve 3 Ka-sım 1996 yerel se- çimlerinde de yüzde 35 civannda oy almış bir partidir. 1995 genel se- çimleriyle Refah, 158 milletvekili ile450sandaryeli TBMM'ninen bü- yük partisi haline gelmiştir. 28 Ha- ziran 1996 tarihinde Refah Partisi, Doğru Yol Partisi ile koalisyon ku- rarak iktidara gelmiştir. Odalc tespltl 21 Mayıs 1997 tarihinde, Yargı- tay Cumhuriyet Başsavcısı, Ana- yasa Mahkemesi 'ne başvurmuş ve laiklik ilkesine aykın fiillerin oda- ğı olduğu gerekçesiyle Refah'ın kapatılmasını talep etmiştir. Anaya- sa Mahkemesi. 16 Ocak 1998 tari- hinde "laiklikilkesine aykıneylem- lerin odağı olduğu" gerekçesiyle Refah Partısi'nin kapatılmasınaka- rar vermiştir. Anayasa Mahkemesi. laikliğin demokrasinin aynlmaz birparçası olduğunu kaydetmiştir. Türkiye'de laiklik ilkesi, tarihi deneyimler ve Islamın bazı özellikleri nedeniyle anayasa tarafından korunmaktadır. Şeriat kurallan demokratik rejim- le uyumsuzdur. Laiklik ilkesi, dev- leti. belirli bir dine veya inanca yö- nelik tercih yapmaktan alıkoyar ve vatandaşlann vicdan özgürlüğüyle kanun önünde eşitligini sağlar. Anayasa Mahkemesi, demokra- tik düzene son vermeye yönelik ey- lemler içerisinde olan ve ifade öz- gürlüğünü bu amacı gerçekleştirmek için çağnda bulunmak amacıyla kullanan bir siyasi partinin, anaya- saya ve insan haklannı korumaya yönelik ulusiarüstü kurallar uya- nnca kapatılması gerektiğine ka- rar vermiştir. Anayasa Mahkemesi, aynca Nec- mettin Erbakan, Şevket Kazan, Ah- met Tekdal, Şevki Yılmaz, Hasan Hüseyin Ceylan ve tbrahim HalB Çe- Bk'in milletvekilliklennin düşürül- mesine karar vermiştir. AiHM yolu açılıyor Mahkeme, bu kişilerin, eylemle- riyle ve beyanlanyla Refah Parti- si'nin kapatılmasına yol açtığını ve bu kişilerin, beş yıl süreyle si- yasi parti kurucu üyesi, üyesi, ge- nel başkanı veya denetçisi olama- yacağını hükme bağlamıştır. Anayasa Mahkemesi üyeleri Hâ- kim Haşim Kıbç ve Sacit Adab muhalefet şerhi yazarak Refah'ın kapatılmasının Avrupa tnsan Hak- lan Sözleşmesı'ne ve AlHM'nin parti kapatılmasına ilişkin içtihad- îanna uygun olmadığını belirtmiş- Siyasipartiler ve demokrasi AÎHM Büyük Dairesi 13 Şubat'2003 tarihli Refah Partisi ve Diğerleri - Turkiye Davası'nda örgütlenme hakkı ve ifade özgürlüğüne en geniş ölçüde sahip olan siyasi partilerin demokratik bir rejimde oynadıklan rolün önemine yeniden değinmiştir. Mahkemeye göre siyasi partilerin üstlendikleri rol karşısında onlara karşı alınan herhangı bir önlem, ilgili devletteki örgütlenme özgürlüğünü etkiler. Sonuç olarak herhangi bir sınırlandmcı önlem demokrasiyi etkilemektedir. tktidara gelen oluşumlar olarak siyasi partilerin ülkelerindeki rejimin bütününü etkileme kapasitesine sahip ohnalan, o>Tiadıklan rolün gereğidir. Siyasi partilerin diğer örgütlerden farkı nedir? Siyasi yaşama müdahale eden ve etkilemeye çalışan diğer örgütlerden, seçmenlere sunduklan toplumsal model önerileriyle ve iktidara geldikten sonra bu önerileri uygulama yetenekleriyle aynlrrlar. Aynca mahkeme. sözleşmenin 10. maddesi anlamındaki düşüncenin korunması ve bunu açıklama özgürlüğünün 11. maddede öngörülen toplanma ve örgütlenme özgürlüğünün önemli unsurlanndan biri olduğuna önceki kararlanna atıf yaparak dikkat çekmiştir. Siyasal partilerin demokrasinin layüayla işlemesinde ve çoğulculuğun korunmasrndaki önemli rolleri dikkate alındığında bu hükmün (ifade özgürlüğünün) öncelikle uygulanacağı açıktır. Mahkeme çoğulculuk olmaksızrn demokrasi olamayacağıru, bu nedenle, 10. maddede öngörülen ifade özgürlüğü, sadece açıklanan bilgi ve fikirlere taraftar olunduğunda, rahatsız etmediğinde ya da farklı obnadığrnda değil, aynı zamanda; taciz eden, şoke eden, rahatsız eden bir nitelik taşıdığrnda da söz konusudur. YARIN: PARTİLER, DEMOKRASİ VE DIN AİHM karannda düşünce ve ifade özgürlüğüne vurgu yapıhrken. Hasan Hüseyin Ceylan (üstte) ve Şevki Yılnîaz'ın cihat ve şiddet çağnlanyla dolu konuşmalan nedeniyle milletvekilliklerimn düşürülmesi de onaylandı. DEMOKRASİDEN YARARLANARAK ONUYOKETMEK Anayasa Mahkemesi'nin karanndan: ".«Demokratik düzene son vermeye yönelik ey lemler içerisinde olan ve ifade özgürföğünü bu amacı gerçekleştirmek için çağnda bulunmak amacıyla kullanan bir siyasi partinin, anayasaya ve insan haldannı korumaya yönelik uluslarüstü kurallar u\annca kapatılması gerekir." Karara, üyeier Haşim Kıbç ve Sacit Adab, muhalefet şerhi koydu. lerdir. Yargıçlar. şiddet kullanımım sa- vunmayan siyasi partilerin siyasi ya- şamda yer alabilmelerini ve çoğul- cu bir sistemde,rahatsızedicı ve hat- ta sarsıcı fıkirlerin tartışılabilme- si gerektiğini savunmuştur. Ana- yasa Mahkemesi karan, 22 Şubat 1998 tarihli Resmi Gazete'de ya- yımlanmıştır. • İfade özflürtüflü Ihlall "Kapatmanedeniyle" AİHM'ye başMiranlar. Refah Partisi'nin kapa- tılmasının ve liderleri Necmettin Erbakan, Şevket Kazan ve Ahmet Tekdal'ın başka birpartide benzer bir görev almalannın yasaklanma- sıyla sözleşmenin 11. maddesiyle te- minat altına alınan demek kurma ve toplantı özgürlüğü haklannın ihlal edildiğini iddia etmiştir. Baş\iıru- cular aynca sözleşmenin 10'uncu maddesinde düzenlenen ifade özgür- lüğü ve diğer bazı maddelerinin de ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir. Ancak başvurunun özü 11. madde- nin ihlali iddiasıdır. Bu davada mahkeme, iç hukuka ilişkin uyuşmazlığın, bir siyasi par- tinin faaliyetlerinin anayasallığıy- la ilgili olduğunu ve Anayasa Mah- kemesi'nin yetki alanına giren par- ti kapatılması davasında böyle bir müdahalenin "yasayia öngöriilüp görülmed^ine'' ilişkin sorunla doğ- rudan ilgili olan yazılı hukuk tnet- ninin Türk anayasası olduğunun altını çizmiştir. Sonuç olarak mü- dahalenin "kanunla öngörühnüş" olduğu kabul edümiştir. AİHM laiklik ilkesinin Türkiye'de- ki demokratik sistem açısından ta- şıdığı önemi dikkate almış, partinin kapatılmasıyla, sözleşmenin 11. mad- desinde sayılan meşnı amaçlardan birkaçının (ulusal güvenlıgin ve ka- mu güvenliğinin korunması, karga- şa ve suçun önlenmesi ve başkalan- nın hak ve özgürlüklerinin korun- ması) amaçlandığını kabul etmiştir. BIRBAKMA SERVER TANİLLİ Mersin'de Bir Söyleşi llk durak, bir söyleşi için Mersin oldu. Konusu da, "21. Yüzyılda Kemalizme NasılBak- malıyız?" idi. Mersin Atatürkçü Düşünce Derne- ği'nin, 17 Eylül günü -büyük bir özenle- düzenledi- ği toplantı her yönden önemliydi. özellikle de zaman bakımından... Sahi, nasıl bakmalı Kemalizme yeni biryüzyılm baş- larında? • Kafası 1400 yıl öncesinde durmuş bir Islamcının; kapitalizmin -o iğrenç- "Bırakınız yapsınlar, bırakı- nızgeçsinler" politikasını -pervasızca- tekrarlayıp du- ran bir liberal yaygaracının; bir tarih ve tarih felse- fesi kültüründen yoksun, üstelik "Dewm"düşma- nı bir "Ikinci Cumhuriyetçi"ri\n, bu soruya verece- ği yanıtı tahmin etmek güç değil. Çağdışılık, inkârcılık, reddıye... Oysa, 20. yüzyılın başlarındakı -o dev- olguya cıddi olarak eğilmek gerekir önce imparatorluğu çö- kertip parçalamış olan emperyalizme karşı bir ba- ğımsızlık savaşı vermiş insanlann önünde, eğer na- muslu bir yurtseversenız, saygıyla eğilmelisiniz. Sonra, bu insanlar işin kolayına kaçmamış, ba- ğımsız bir devleti yeniden yapılandırmaya gittikle- rinde, "çağın doğrultusunda" yürümüş ve "halk- tan yana" tavır almışlardır: Milli egemenlik ilkesine uyup, saltanatı yıkarak Cumhuriyet'i kurmuşlar; din- le devleti birbirinden ayırmış, yani u /a/Mg7" kabul et- mişler; o ilkenin ilk büyük fethi olarak, "Medeni Ya- sa "devrimiyle, en başta "kadın-erkekeşitliği"n\ ilan etmişler ve aynı zeminde "akılcılık" ve "bilimi" yön- tem olarak alan "tek okul"u kurmuşlardır. Genel oy devrimini, alfabe ve dil devrimini ekle- meltsiniz bunlara. Son olarak da, girişimci burjuva olmadığından bizzat devletin öncülüğünde, "planlı sanayileşme" atılımını. Ve bir "milletyaratma"nır\ çabalarını... Hiçbiride "ithalmalı" değildi bu düşüncelerin, ya- şamın dayattığı şeylerdi. Işte Kemalizmin işlediğı değerleri Ortaya koyduğu bir "uyga/iıktasansı", birmodel- di. Rahmetli Prof. Bülent Tanör'ün deyişıyle, bir "asgari müşterekler"d\ bu ilkeler ve bir Müslüman toplumu, çağının içine sokmak için, üstünden sıç- ranacak bir "tramplen"] Biz, işte bu "tramplen"den sıçradık. Kör-topal da yürüse, demokrasimiz de onun ese- ridir. Bütün bu anlattıklarımız, Müslüman dünyada yal- nız bizde oldu; o dünyanın dramı, bu devrimi tanı- mamış olmasıdır; bizim, bugün yaşadığımız buna- lımın temelinde ise, en başta o devrime ihanette bu- lunmak yatıyor. Bunun ayıbı da, 1950'lerle başlar. AKP ise, işte o savruluşun gelip vardığı son du- raktır. Batı kapitalizmi ve emperyalizmı, ıçerdeki "yerti ortaklar"\yla, bütün bu olumsuzlukları, gitgide kat- merleştirerek başımıza musallat etmişlerdir. Bugün içinde bulunduğumuz badireden de ancak "toplu- ca birsilkinişle çıkabiliriz. Bu kavgada, Kemalizmin bize hatırlattıklan var- dır: Bağımsızlığımızı yeniden elde etmek; sosyal devleti ve demokrasiyi kurmak; uygar dünyanın için- de kendi kimliğımizle yerimizi almak; laik devleti, ye- ni baştan kurmak; şu üç sorunu, "iktisadi ve sosyal sorun"u, "eğitim sorunu"nu ve "Kürt sorunu"nu gecikmeden çözmek. Son olarak da, emperyalist sal- dırganlığın ayyuka çıktığı birdünyada, "Yurtta banş, dünyada banş"diye haykırmak ve asıl safımızı seç- mek... özetle Kemalizm, tutariılığını ve canlılığını bugün de sürdüren ilerici ve devrımci bir görüştür. Önem- li olan, onu, tek başına değil, bir Aydınlanma hare- ketinin bütünlüğü içinde, başka ilerici, demokrat ve sol fikirler ve güçlerle ortaklaşa bir yürüyüş içinde algılamaktır. Yığınlan, asıl bilinçlendırecek olan da işte bu bütünlük olacak. Mersin'deki söyleşide söylediklerim özetle bun- lar oldu. Büyük bir dinleyici kitlesi vardı; yararlı tartışmalar da yaptık. Arayış içinde insanlar; uyanık bir kenrin insanlan. Mersin'de olmak, apayrı bir mutluluk... ACIKAYBIMIZ Demeğimizin üyesi CANEL MADENCİÜK Genel Miidürü Sayın FİKRET POSTACIOĞLU'nun sevgili oğlu MURAT POSTACIOCLU nu elim birtrafik kazası sonucu kaybettik. Cenazesi 19 Eylül Cuma namazından sonra Bahçeşehir Camii'nden kaldırılacaktır. Ailesine ve camiamıza başsağlığı dileriz. TÜRKİYE MADENCİLER DERNEĞİ KOOP-C'DBU DUYURU Kooperatifimizin Genişletjlmiş YÖAETİM KURULU TOPLAAmSI 21 Eylül 2003 Pazargünü saat: 13.00'te Ahırkapı Sok. No: 24 34122 Cankurtaran/İSTANBUL adresindeki ARMADA OTBL'de yapılacaktır. Toplantıya tüm kooperatif ortaklanmızın katılmasını bekliyomz. Not: Daha önce 21 Eylül 2003 Pazar günü 14.00'teyapılacağı duyurulan kooperatifimizin Yö- netim Kurulu toplantısının saati, GS-FB futbof kar- şılaşmasının başlama saatinin 16.00'ya alınması nedeniyle ulaşım sorunu gözetilerek 13.00 olarak değiştirilmiştir. Duyurulur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear