23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19EYLUL2003CUMA 14 J. LJ.IV kulturcg cumhuriyet.com.tr Küratörlüğünü Dan Cameron'ın üstlendiği bienal, 16 Kasım'a kadar İstanbul'u kuşatacak Jun Nguyen Hatsushiba Adaletinbumudünya?ÖZLEM ALTUNOK Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı ta- rafından JTI'nm sponsorluğunda düzenlenen 8. Uluslararası İstanbul Bienali yann başhyor. 16 Kasım'a dek devam edecek olan bienalin küratörlüğünü, New York'un en önemli çağdaş sanat mü- zelerinden Xew Museum 'un baş kü- ratörü olan Dan Cameron yapıyor. 'Şiirsel Adalet" başlığı altında42 ül- keden toplam 85 sanatçıyı bir ara- ya getirecek olan bıenalde, 'Adalet nedir', 'Neden günümüzde acil bir mesele hatini almıştır'. 'Bugünün küreselleşmiş dünyasında adalet mümkün olabilir mi' gibı sorular tartışmaya açılacak. Cameron, dün- yanın gidişatı, adalete inançsızlık, ınsanın umutsuzluğuna karşılık, şi- irin sıcaklığıyla ve içtenliğiyle bır- leştirerek içini doldurduğu kavram- la, küreselleşmenin çirkinliklerini sanatçılann elinde güzelleştirmek istiyor. Dört ana mekânda Antrepo No. 4. MSÜ Tophane-i Amire Kültürve Sa- nat Merkezi, Yerebatan Sarnıcı ve Ayasofya Müzesi'nde sergilenecek işlerin yanı sıra, îstanbul'un çeşitli mekânlanna özel olarak hazırlanan on proje de şehnn farklı noktala- rında seyirci karşısına çıkacak. Dış mekânlar arasmda sokaklann yanı sıra, hamam ve tuvaletlerin varlığı da ilgi çekici. Müdahale, Iktldar. tanılclılc Örneğin Brezilyalı sanatçı Cüdo Meireles. henüz belirlenmemiş bir kavşakta dört tane oda yerleştirme- siyle, yeni bir mekân yaratacak. Bi- enalin kentin bünyesine müdahale edecek diğer yapıtlan arasında ise • 8. Uluslararası Istanbul Bienali yann başhyor. 'Şiirsel Adalet' kavramsal çerçevesi etrafında biçimlenen bienal, "Adalet nedir?", "Neden günümüzde acil bir mesele haline gelmiştir?" gibi sorulara yanıt arayacak. Dört ana mekânda Antrepo No. 4, MSU Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi, Yerebatan Sarnıcı ve Ayasofya Müzesi'nde sergilenecek işlerin yanı sıra, İstanbul'un çeşitli mekânlanna özel olarak hazırlanan on proje de şehrin farklı noktalannda seyirci karşısına çıkacak. Doris Sakedo'nun yüzlerce sandal- yeyi alışılmadık bir biçimde yer- leştireceği işi, Rogeta'o Lopez Cuenca'nın Istanbul trafi- ğinde kullanılamaz hale gelmiş rrafık levhala- nnı yeniden yorum- ladığı işi de yer ala- cak. Son video yerleştirmesiyle bienale katılan Annika Lars- son, farklı açı- lardan kayde- dilmiş keskin birmüdahale- nin tanıklığıy- Ia. daha önce Borusan'daki bir sergiyle Is- tanbul'a konuk olmuş Jun Ngu- yen Hatsushiba ise sualtında çektiği ıl- ginç videosuyla, Tania Bmguera iktidar, göç, anı gibi kavramlarla beslediği çalışmalarının bir başkasını, bir odanın duvarlannı binlerce çay poşetiyle kaplayıp sergileyerek bi- enalde yer alacak. İşlerin neredeyse yüzde sekseni- nin Antrepo No.4'te toplanacağı bi- enalde, Ayasofya ve Yerebatan Sar- nıcı yaklaşık 18 işe mekân olacak, dış mekândaki işlerin sayısı ise 10 civannda. Antrepo "da Ann Hamil- ton'ın belirli ritimlerle açılıp kapa- nan büyük perdelerinin hareketini iz- leyecek, Monica Boırvkini nın Led Zeppelin ın 'Stainvay to Heaven' parçasına gönderme yaptığı işinde kaybolacak. Danika Dokic'in tüm dinleri en çıplak haliy- le tepemize çıkaracak olan işiyle uzaklara gi- deceğiz. Bienalin bir di- *er mekânı Ga- ranti Platform Güncel Sanat Merkezi ise Pakistanlı sanatçı Shahzia Si- kander in işlerini ağırlaya- cak Desen- ler ve video projeksiyon- dan oluşan işinde sanatçı, bir de galerinin duvanna bır re- sim yapacak. Gerçek olanın yal- nızca elle fufulur olan- dan öte, bıreyin iç dünya- sına yöneleceği 'Şiirsel Ada- let' kavramıyla sanatçı ve izleyi- ciye aktif bir rol yükleyen Cameron, yapıtlarda açıklık ve karmaşıklık kavramlannı bir arada banndıran bir tarzı seçeceğinin işaretlerini da- ha önce vermişti zaten. Neredeyse yanya yakını video iş- lerinden oluşan bienalin en önemli özelliklerinden biri de Türkiye'ye ya- kın - hem fiziki hem de siyasi an- lamda- ülkelerden pek çok sanatçı- yı ağırlaması. Yunanıstan. Israil, Po- İonya, tran, Bosna-Hersek bu ülke- lerden bazılan. Türkiye'den katılan sanatçılara gelince...EsraErsen, siyah insanla- nn bu coğrafyaya ait izlenimlerini 'Brotfaers and Sisters' adlı videosuy- la, ErginÇavuşoğlu, toplumsal ada- let ve kişisel duyarlılık üzerinden po- lis ve suçlu ilişkisini ele alan video enstalasyonuyla, Emre Erkal ve Cev- detErek,mimarlık. mekân ve sesin örtüşrüğü '\TZ' adlı projeyle, Fik- ret Atay; iki çocuğun ATMde sis- teme tepkilerini sunduğu vıdeoyla katıhyorlar. Kutluğ Ataman. Kıbns sorunu- nu ele aldığı vıdeosu, TanerCeylan; 'adabıyla' sergilemek ıstediği re- simleriyle bienale katılacak, aynca xurban.net ve Can Altay da etkinli- ğin diger isimleri arasında. Panel ve konserler Bienal kapsamında, 'Sanat veGe- çişToplumlan' 'FelsefecilerleSöyle- şi\ 'Adalet ve Yaratma Eylemi', *Ye- ni Üikeler-Yeni Kimlik-Yeni Sanat 1 , 'Kırgızistan 'da Çağdaş Sanat', 'Ra- dikal Şür' başlıklı paneller de düzen- lenecek. 20.21 ve 22 Eylül'de MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Oditoryu- mu'nda, Antrepo'da ve Proje4L'de gerçekleşecek panel lere sanat dün- yasının önemli isimleri katılacak. Bienal kapsamında aynca Sep- tember Duo, Lavvrence 'Butch' Mor- ris Spcial Project' Perpetual Peace' 'Systeme D', 'Mother Tounge' mü- zikseverlerle buluşacak olan toplu- luklar arasında yer alıyor. (Bilet fiyatları tam 10, indirimli 5 milyon. Bilgiiçin. ww\ı.istfest.org) • DergkJe bu yıl teması 'şiirsel adalet' olarak behrlenen '8. Uluslararası Istanbul Bienali'nin küratörü Dan Cameron ile bir sövlesinin yanı sıra Artistanbul / Uhıslararası Çağdaş Sanat Buluşması da rh+sanat'ın dosyalan arasında. Ünlü tngiliz topluluk yann akşam Mydonose Showland'de Jay Kay tek konser için geldi rh+sanat eylül/ekim sayısında oluşumlan inceliyor Sanatta yoğun günler Kültür Servisi - rh+ sanat. Eylül'Ekim 2003 sayısında, plastik sanatlar ve çağdaş sanat adına yoğun günlere eğilen içeriğiy- le çıkıyor karşısına sanatseverlerin. Dergide bu yıl teması 'şiirsel adalet' ola- rak belirlenen '8LTuslararası İstanbul Biena- H'nin küratörü Dan Cameron ile bır söyle- şiyerahrken, Sanat GalericfleriDerneği'nin düzenlediği ve bu yıl 23-28 Eylül tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sa- lonu'nda yapılacak olan Artistanbul/Ulus- lararası Çağdaş Sanat BuluşmasL başından beri bu oluşumda yer alan isimlerle yapılan söyleşilerle ele almyor. 'Anadolu Üniversitesi'nde Sanat BUhni Lisansüstü' konulu araştırma. tpektnal ım- zasını taşıyor. Ülkemizde ilk kez bu alanda anabilim dalı kurulan ve 'güzel sanatlar ku- ram wefeşu>iyükseklisansvedoktora' prog- ramlannın açıldığı ünrversite bünyesinde, di- siplinlerin kurucusu Prof. Dr. Haffl Akde- niz ile söyleşiyor İnal. Bu sayınm dosya konusu ise 'Plastik Sa- natlar veMüzik' İsmail Tunahnın 'Müzik Üstüne', Ühan Usmanbaş'ın "Yapıtlanm Bağlamında Resinı Müzik İİişkisi". Nazanİp- şiroğlunun 'Ferruh Başağa'nm Resimlerin- deMüzikseslüik', Werner Haftman'ın 'Re- sim ve Çağdaş Müzik' bu çerçevede^er ve- rilen yazılardan bazılan. Nazende Oztürk, 7JŞ3. GüreL Solmaz Bunulda>, Nilgün Yük- set MehmetErgüven, DkerÇoşkun,Ayb Pak- yüz, Ahmet Sosyal da konuya çeşitli açılar- dan değiniyoriar. Yakın zamanda kaybettiğimiz Rafet Ekiz üzerine dostlannın sözleri, 'Sergüerdenha- berler', Günseli înal'dan 'Şimdiki Zaman KipindeBirSergi', kitap tanıûmlan. FDizKar- san'ın 'Kentin Haşan Çocuğu: Basquiat' dergideb diğer bölüm ve y'ıZilardan. Kültür Servisi- tngiliz topluluk Jamiroquai, Türkiye'nin en iyi alternatifmüzikyayını yapan rad- yosu seçilen FG 93.7'nin kuru- luş yıldönümü kapsamında yann akşam Mydonose Shovvland'de konser verecek. Bugüne dek çıkardığı 5 albüm- le dünya çapında 20 milyondan fazla albüm sahşına ulaşan Jami- roquai kentli (urban) müziğin dün- yada önde gelen temsilcilerinden. Birçok ki$i grubu tek Msl sanıyor Jamiroquai'ın tamnmasında, farklı yorumu ve imza attığı şar- kılanyla kunıcusu Jason Kay'in 'Jay' (33) büyük payı var. Birçok kişi Jamiroquai'ı grup değil tek bir kişi sanıyor. "Buyanhş anlaşıbnadan rahat- sız oluyor musunuz?" sorusuna Jay Kay'in verdiği yanıt şöyle: "Bu işe tek başuna başladun, ilk single'ı tek başuna yapüm, ismi kovdum. logoyu ortaya çıkardım. Daha sonra. bir toplulukla çahş- manın önemini inandığım için bu yohı seçtim''. StevieVVbnder başta olmak üze- re Earth WTnd and Fire, Funka- defic, Pleasure gıbı funk grupla- ruıı örnek alıp 1990'lann acid ca- zıyla buluşturan Jamiroquai, top- luluk olarak 1992 'de bir araya gel- di. Jamiroquai (nkmak, sıkışurmak anlamına gelen 'jam' ve Ameri- • Bugüne dek çıkardığı 5 albümle dünya çapında 20 milyondan fazla albüm satışına ulaşan Jamiroquai, kentli (urban) müziğin dünyada önde gelen temsilcilerinden. kan yerlilerinin 'Iroquai' sözcük- lerinin bir araya getirilmesiyle oluşfurulan bir ad) soul. funk ve disko türlerinın harmanlandığı ve yayımlandığı andan ıtibaren asit- caz klasıklen arasına giren ilk single'lan 'Wnen You Gonna Le- arn?' büyük beğenı topladı. Ök albümü 'Emergency On Pla- net Earth' 1993'te Britanya mü- zik listelerinde 1 numaraya yük- seldi. Bu albümle Brit Awards'da En iyi Dans, En 1yi Grup, En iyi Çıkış Yapan Grup ve En tyi Klip ödüllerini topladı. Topluluk zamanla asit-caz h- rusından sıynlarak Ste\ie Wonder türü Amerikan soul müziğine kay- dı. 1994'te yayımlanan ve farklı müzik türlennin harmanlandığı 'The Return Of The Space Cow- boy'de Kay. siyahlann köleliğini konu alan 'ManifestDestiny' par- çası dışındaki tüm parçalarda. çe\Tesel kaygılann dıle getirildi- ği liriklerden uzaklaşıp yaşamın küçük mutluluklanna odaklandı. Clderek yetklnleşen kfmlik ve müzikallte Topluluğun kımliğini iyice pe- kiştirdiği son albümü 'TraveDing Wîthout Moving' ise müzikallte açısından da daha başanhydı. Albümde disko türündekı bu- güne kadar dört kez MTV ödülü kazanan ve on yedi kez Brit Avvards'a aday olan Jamiroquai. ırksal ve müziksel baskılara bo- yun eğmeksizin, kentli kulüp h- nılannı genellikle yalnızca müzi- ğin ritmine kapılıp salınmayı he- defleyen kitlelere ulaşhrmayı ba- şardı. (B'ûetix: 0 216 454 15 55) t YAZIODASI SELbl tLERl HatırlaojğımPapklaPd) Güneş çıkar çıkmaz, hele tatil günüyse, Istan- bullular parklara koşmaktan kendilerine alamıyor- lar, diye yazmışım defterime, tam on beş yıl önce, 1988'in kasım ayıymış. Yeşil, İstanbul'un eski özlemi, eski tutkusu. On dokuzuncu yüzyılın sonunda imparatorlu- ğun başkentine Doğu gizemini araştırmak arzusuy- la üşüşen seyyahlar, kaleme aldıkları gezi kitapla- rında. istanbul'u "uhrevî" servileriyle anıyorlar. Birbirine yaslanmış ahşap evlerin oluşturduğu ma- halleler, ölümle yaşamı iç içe kardeş kılmış Müs- lüman mezarlıklarıyla çevrilidir. Mezarlıklarla ser- viler, koyu yeşil, gökyüzüne uzanır. Pierre Loti, romanına birkaç satır ekler... Gezginler, Müslüman mezarlığında kıreğlentisi- ne çıkmış şehir halkına hem şaşmış hem hayran- lık duymuştur. Işte dirim ağır basmış, çoluk çocuk yiyip içmekte, büyükler servı altındadinlenmekte... Sonra bır ilkyaz günü, o, zehir çalığı yeşil servi- yi buğulu mor ve eflatun salkımlar donatır. Salkım çiçeğe durarak, serviye bir şenlik ateşi yakmıştır. O dönemlerde parkla bahçe ayrımı günümüzde- ki kadar belirgin değildır. Dahası, "park" sözcüğü hemen hiç kullanılamaz. Ama istanbul'un her zaman kendine özgü ağaç- lan olduğu muhakkaktır, kendine özgü bir bahçe- park mimarisi olduğu da. Gölgesi geniş yelpazeler gibı açılan ulu ağaçlar gözdedir, özellikle çınar ve meşe. Sarmaşıklı, sal- kımlı çardaklar, set set ılerlenen yollar. taraçalar, ka- rayosunu yürumüş merdivenler, büyük mermer ha- vuzlar, arslan başı. ağzından su fışkırtan fıskiyeler, sonra gül ve lale bahçeleri. Çocukluğumda, ulu ağaçlann birer hikâyesi, söy- lencesi vardı. Şu çınann İstanbul'un fethini 'gör- düğü' illesöylenirdı. Ama ben daha çok çiçekleri anımsıyorum. Ya- semenleri, yabangüllerini. yediverenleri, hanımel- lerini, çarkıfelekleri hatırlıyorum. Çarkıfeleğe bu yaz Büyükada'da, Maden'deki bir bahçenin duva- rında rastladım; nasıl sevindiğimı dile getiremem. Külrengi, beyaz ve gri damariı siyah, yumurta bi- çimli taşları -bahçelerde mozaikler oluştururlardı; Malta taşı mıydı adları?-, kenarları tırtıllı, selsebilli havuzlan, alçak ve yeşil bir duvar görünümü yara- tan sık taflanları, hepsini hatırlayabiliyorum. Kadıköyü'nün Yoğurtçu Parkı'nda hersonbahar ateşçiçekleri öbek öbek göverirdi. Ateşçiçekleri- nin ateşlı kırmızısı da hep gözlerimizi kamaştınrdı. Kısıklı'daki Millet Bahçesi, çocukluğumda, git git bitmez, beni adeta yorardı. Tenha IstanbuPda, bu park, akçaağaçlan, yaşlı çınarları, gümüşî ıhla- murları, atkestanelenyle adeta bır koruyu andırır- dı. Ya da, çocuk gözlerımle, ben öyle görüyordum. Şimdi iki yanından amansız taşıtlar geçiyor, Millet Bahçesi sıkışıp kaldı. Bazan da Yıldız Parkı'na giderdik. Gramofon Hâlâ Çalıyor'da anlattığım gibi, orada birçok anım var. Yıldız Parkı'nın ıhlamurlannı, o tek okaliptus ağa- cını unutamam. Sonra yine güz gelirdi ve renk renk yıldızlar açardı. Yıldız çiçeklennde konaklayan uğur- böcekleri öyle güzeldi. Yıldız'ın havuzlannda nılüferler açmıştı. 'Nilüfer'i ilk kez görüyordum: Suda açan çiçek! Sonra, gün- batımıyla birlikte, yoksa gündoğumuyla mı, utan- gaç utangaç kapanıyor... Nilüferin sahici bir çiçek olduğuna inanamıyordum. Bir kez de Büyükada'da bir bahçede limonluğa girmıştik. Nemlı toprak kokusu beni büyülemişti. LJmonlukla da ilk kez karşılaşıyordum. Sac sobalar vardı. Orada, camköşkte yaşamayı ne çok istedım! Olmadı... Takvimde îz Bırakan: "Gözlerim. Gpzlerim Yanıyor." Cemal Süreya, Beni Op Sonra Doğur Beni, E Yayınlan, 1973. Kadıköy Komedi Günleri sürüyor • Kültür Servisi - Kadıköy Beledıyesı "nın düzenlediği 'Kadıköy Komedi Günleri' 21 Eylül'e dek devam edecek. Etkinlik kapsamında Kandemir Konduk'un yazdığı 'No Savaş Yes Manken' oyunu bugün saat 20.00"de Kadıköy Beledıyesi Özgürlük Parkı'nda. yann saat 20.00'de Kadıköy Beledıyesi Halis Kurtça Kültür Merkezi'nde ve pazar günü saat 20.00'de Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde sahnelenecek. Tiyatroseverler oyunu ücretsiz izleyebilecek. (0 216 414 38 00 ;252) K Ü L T Ü R » Ç İ Z t K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear