22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS 2003 PAZAR DtZİ Anadolu'dan Istanbul'a yaşanan yoğun göç ve sıla hasretiyle sayılan arttıkça yozlaşan mekânlar Muhalefetin sazlabuluşmasıALPERİZBUL Yıllarboyunca muhalif seslerin sazlarlabu- luştuğu mekânlar, türküevleri.. Anadolu'dan tstanbul'a yaşanan yoğun göç \e sıla hasre- tiyle sayılan artan ve arttıkça yozlaşma ıle karşı karşıya kalan mekânlar... Beyoğlu'nda 1980'den sonra açılmayabaş- lanan türküevlerinın sayısı son yıllarda bü- yük artış gösterdi. tmam Adnan Sokak'ta bulunan "Ora Cafe Bar" Beyoğlu'nda açı- lan ilk türküevlerinden. Yaklaşık 14 yıllık bir geçmişe sahip mekânın işletme şefi An' Erdo- ğan, türküevlerinin 12 EylüTden sonra devlet ta- rafindan desteklendiğini söylüyor. "Kahveyeruh- sat verihneyen bir yerde türküevine ruhsat veri- Kyordu. Bu potitika din afyonuvla uyutulamayan solcu muhalefeti. içki tuzağı ile uyutmayı amaçn- yordu" dedı. Türküevlerinin doğuşunda Anado- lu'dan göçle gelenlerin de büyük etkisı olduğu- nu belirten Erdoğan, müşterilerinin genelde 25- 40 yaş arası türküseverlerden oluştuğunu anlatı- yor. "Burası arük eskisi gibi muhalif seslerin tür- küler söyiediği bir yer değiL İşlevinıiz tamamen değişti. tnsanlann öz kültürierini tanıdığu birbir- Pldyüzlü7 Beyoğlu f Alper Izbul, Hilal Köse ^"" ve Erhan Kemal Özmen • Beyoğlu'nda 1980'den sonra açılmaya başlanan türküevierinin sayısı son yıllarda büyük artış gösterdi. tmam Adnan Sokak'ta bulunan "Ora Cafe Bar" Beyoğlu'nda açılan ilk türküevlerinden. Yaklaşık 14 yıllık bir geçmişe sahip mekânın işletme şefi Ali Erdoğan, türküevierinin 12 Eylül'den sonra devlet tarafından desteklendiğini söylüyor. "Kahveye ruhsat verilmeyen bir yerde türküevine ruhsat veriliyordu. Bu politika din afyonuyla uyutulamayan solcu muhalefeti, içki tuzağı ile uyutmayı amaçlıyordu" dedi. zik eşliğinde Anadolu'nun çeşitli yörelerin- den türkülenn seslendirildiği mekânı genç sanatçılann profesyonelliğe adım attıklan yer olarak da tanımlıyor. 'Siyaset kapıdan girmedi' leri\1e paylaşüğı mekânlar haline getdik. Buraya artık turisti degetiyor, Türkiyeu"gayrimüslimi de" dıye konuşan Erdoğan, türküevlenrun ılerleyen zamanla sektör haline dönüşmesı, ışletmeciler- ce yüksek kazanç kapısı olarak görülmesının yoz- laşmayı da beraberinde getirdiğim ifade ediyor. 4 Değerieri koruyoruz' Erdoğan, "İşlevimizdeğişsedebizmekâııımız- da beili değerleri, haüralan olan marşlan, ağıda- n okutmayız. Böylesi değerleri içkiye meze ettir- meyiz. Bu tarz davrananlan ise ikna yoluyla en- geüiyoruz. Burası genç insanlann aileleri ile gelip külrürferini, özierini öğrendikleri vesevdikleri bir yer halinegddT dıyor. "Ora"nın birinci katı ken- dın çal kendin söyle şeklmde düzenlenmiş. Du- varlarda müşterilerin kullanması için çeşitli mü- zik aletleri asılı. îkıncı ve üçüncü katlarda ıse her gün canlı müzik eşliğinde türküler söylenıyor. Anadolu ve Baö'nın tuhaf buluşması "Nergiz" ise Imam Adnan"da bulunan bir dı- ğer "türkü bar" Nergız'ın sahıbı Hıdır Güna- çan'a Anadolu'nun kültür temelı "türkö" ile Ba- tı uygarlıklannın kültürel temelınde yatan "bar" kavramımn nasıl bir araya geldığını soruyoruz. Günaçan sorumuzu. "Ashnda gerçekten birbiri- ne çok uzak kavramlar. Zaten biz türkü bar de- nilmesi yerine fürküe^i diye anılmasını tercih edi- yoruz. ancak ruhsat almak için başvuru yapar- ken karşuuza 'türküevi' gibi bir tanım çıknuyor. Orada bizim mekânlanmıza en uygun sıfat bar olarak görünüyor. Bu nedenle bLder de bar' adı alünda açıyoruz" dıye yanıtlıyor. "Mekânı açü- ğunız ilk ydlar müşterilerimizin tamamını sol gö- rüşlü, muhalif insanlar oluştunıyordu. Yalıuzca Güneydoğu ve Dogu ezgileri çalınırdL Ancak eğ- lenceye sryasetin kan^ması zaman geçtikçe sorun çıkannaya başladı. Biz de bu sorunu çalınan halk müziğini Türkiye'nin her yerinden örneklerie süs- leyerek çözdük. Zaman zaman, Anadolu rock ör- nekleri bile veriyoruz. Kıraç, Haluk Levent, Yıl- dız Tılbe'den şarkJar da sunuluyor" dıye konu- şan Günaçan, bu tavnn müşteri sayısını da arttır- dığını belırtıyor. Günçan, her akşam canlı mü- Hasnun Galıp Sokak'ta bulunan "Yörem" de türküevierinin eskilerinden. 8 yıllık birgeç- mişe sahip olan Yörem'in sahibi YümazGü- leç, ışinin herhangi bir muhalif boyutu oldu- ğunu kabul etmiyor. 8 yıldır müşteri profi- linde bir değışiklik olmadığını dile getiren Gü- leç, u Burası türküseverlerin bir araya gelip hoşça vakit geçirdikleri bir mekân. Kapıdan içeri siya- set 8yddır girmedi, bundan sonra da giremez" dı- yor. YörerrTı "insanlann kültürierini, türküleri- ni tanuna firsaü bulduklan mekân" olarak nite- leyen Güleç, işletmecilıği bilmeyen insanlann işe gırmesi sonucu yaşanan yozlaşmayı da şu örnek- le destekliyor: "Ben hiçbirzaman uncuhık,boya- ahkyapmadım. Bu yaştan sonra bu işlere girip ne kadar başan yakalarsam, işlermecilik yapmamış insanlar da bu işe o kadar katkı sağlar." Beyoğ- lu'nda bulunan türküevierinin bazılan şunlar: Munzur, Sini. Yön, Türkü, Mektup, Mutasyon. SANATIN MERKEZÎ ASMALI MESCÎT Ressamların renkli Pera'sıHİLAL KÖSE Beyoğlu'nun en eski bankerlerirun bulunduğu, uluslararası ıhşkılenn, haberleşmenin merkezi olan Asma- lı, kültür ilişkilerinin kurulduğu yer olarak da Pera'nın merkezi oldu. Cumhuriyet döneminde ünlü res- samlar ve yazarlann mesken tutru- ğu, Nurilyem'in, BedriRahmiEyu- boğhı'nun, LeylaGam- sız'ın atölyelerinin bu- lunduğu Asmahmescit, bir anlamda sanat oku- lu olma özelliğini günü- müzde de koruyor. Bugün Asmalımes- cit'te atöryesi bulunan Eyuboğlu'nun öğren- cilerinden ressam Mu- zafter.4İQwJ,1960'hyıl- lardan beri tanıdığı Be- yoğlu'nu çarpık kent- leşme, işgaller, rant kav- galannın bu hale getir- diğıne dikkat çekiyor. Akyol, "6-7 Eyiül olay- lan, başıboş bir güru- hun birOeri tarafindan yönkndirflerekasııiar- ca bir arada yaşamış in- sanlara zorlagit deme- sidir. O insanlar kaçü- lar, korktular. Canlan gidiyordu,servederi gi- diyordİL YüzyıDar bo- \M üzerinde yaşadüda- n evleri yagmalandi™ Bu olay kültürel iletişi- mimizin yaralanması- na nedenotdu" dıye an- latıyor. Demokrasi çizgileri Pera'nın mimarisin- de de Istanbul'un hiç- biryerinde olmayan il- ginç bir özelliğın bu- lunduğunu belirten res- samAkyol, "Herapart- manın aünda buhınan pencere fornıu farkh. Bu da şu anlama geliyon Her katta ayn bir dün- ya var" diye ifade edi- yor. încelemelerinden yola çıkarak bu mima- ri yapının demokrasi- yi yansıttığını anlatan Akyol, eski Pera evle- ri restore edilirken bu özelliğin dikkate alın- mamasından yakınryor. "Her aniayışm kendini ttadeedebimeaninsim- Teoman Ata Muzafer Akvol Neriman Chtnan c gesd vansunası" diyen Akyol, atölyesinin bu- lunduğu Şehbender So- kağı'nm adınm Şeyh Bender olarak degişti- rildiğine de dikkat çekiyor. "Şuan- da Pera'da, kaJdıranıa\acağı kala- bahkvar" dıyen Akyol, asıl endışe- sinin hızlı yoğunlaşmanın Pera'nın kültürünü olumsuz etkılemesi oldu- ğunu ifade ediyor. Akyol, "Neredey- se tuvaledere kadar kafe yapdacak" diyerek Beyoğlu'nun son haline duy- duğu öfkeyı dile getiriyor. Beyoğlu'nun gece hayatını resim- leyen ressam TeomanAta ise herke- sin yaşamda aslolanı aradığım, Be- Mustafa Rüçan umhuriyet döneminde ünlü ressamlar veyazariarın mesken tuttuğıı, Nııri îyem 'in, Bedri Rahmi Eyuboğlu 'nun, Leyla Gamsız'ın atölyelerinin bulunduğu Asmahmescit, bir anlamda sanat okulu olma özelliğini günümüzde de koruyor. yoğlu'nun gecelerinin ise uısanlan, maskelerinı çıkarmaya zorladığını dile getınyor. Beyoğlu'nun gecele- rini çirkın bıle olsa rollerden. yapay- lıktan annmış bulduğunu \iirgulayan Ata, "Be>oğlu'nda insanlar giindüz- leri formel davranışlan ile \aşı>or. Geceiseözlerinedahaçok\aklaşnt)r- lar. Temarik duyarlıhğım Be\oğnı'na denk düşü\or" dıyor. Beyoğlu'nu, Asma- lımesdt'i "sanatmgü- reş alanı" dıye tanım- layan ressam Musta- fa Rüçhan, sokağa çı- kınca her ulustan, top- lumun her kesimin- den insan görmenin kendisıni kamçıladı- ğını ve üretkenleştir- diğini ifade ediyor. Başka bır yerde yaşa- masının mıimkün ol- madığını belirten Rüçhan, "Bubinala- ruı arasında bahçeöz- lemim var. Bu resim- lerime de yansıyor. Ancak Pera'nın kül- türü beni kendine bağh\x)r" dıyor. Ressam Neriman Oyman ise, kendisi- mn herhengi bır aka- demiden yetişmediği- ni, akademısinın Be- yoğlu olduğunu ifade ediyor. Dizlerindeki aşın kireçlenmeden dolayı eğitimine ara vermek zorunda kal- dığını söyleyen Oy- man, "Birşe. benibu- raya çekti" diyor. Pe- ra'nın hızlı ve tüketi- me dayalı yeni hali- nin kendisini zaman zaman olumsuz etki- lediğini de anlatanOy- man. "Bir ara dışan- daki gürültü nedenrv- le kendi müziğimi din- leyemez olmuştum. Ancak burada yüzü- me çarpan yüzler be- ni etkflhor. Resimle- rimdeki \iizlerle be- nim yüzüm birbirine kanşıjor" diye konu- şuyor. Uzun yıllardır Asmalımescit'te ya- şayan ressam Yiısuf Taktak da binalann büyüklüğünün resim yapmaya çok elveriş- İi olduğunu vemima- ri açıdan kendisini et- kilediğini anlatıyor. Bölgelerin rant ve eğ- lence mafyası nede- niyle tehlıkede olduğuna dikkat çe- ken Taktak, "Bu bölge gerçekten her anlamda çok değerli. Sanat, tarih, kültür_. Biz şu anda buraya girmeye çahşan eğlence mafv asına karşı dur- maya çahşıyonız" diyor. Bu bölge- nın değerim bilmeyen, kültürel an- lamda hiçbir kaygısı olmayan kişi- lerin varlığını anımsatan Taktak, "Biz burada gürültü ve kirliHk istemry o- ruz. Bu bölgenin değerinin bitinme- sini istivoruz" dedı. Avrupa'nın sayılı merkezlerinden birisi olan Pera, uluslararası kimliğini koruyor Kültür ve sanat merkeziERHAN KEMAL OZMEN Eski adıyla Pera, bugünkü adıyla Beyoğlu, dünyanın sayı- lı kentlerinden Istanbul'un kül- tür ve sanat alanındaki adresi. Si- nemalan, tiyatrolan ve sanat ga- lerileriyle geçmişten günümü- ze Beyoğlu, Türkiye'nın kültür sanat hayatmda birçok ılkin de evsahipi. Halka açık ilk sinema göste- nsinın yapıldığı Beyoğlu'nda 1908 yılında ilk yerleşik sine- ma açıldı. Türkiye'de tıyatro- nun yaygınlaşmaya başladığı 19. yüzyılın sonunda ilk göste- nler yıne Beyoğlu'nda düzen- lendı. O günlerden bugünlere her zaman sanat ve edebiyata önemli katkılar sağlayan Be- yoğlu, günümüzde de uluslara- rası festivallenn yapıldığı Avru- pa'nın sayılı merkezlerinden bi- n halme geldi. Beyoğlu dün olduğu gibi bu- gün de uluslararası üne sahip birçok ressamı ve fotoğrafçıyı da galerilerinde ağırlamaya de- vam ediyor. Sanatçılann ve sanat dostla- nnın tutîcusu Beyoğlu'nda gü- nümüzde yer alan önemli kül- tür ve sanat merkezleri şöyle: Beyoğlu sinemaları Emek Sineması (1 salon), Fi- taş Smeması (8 salon), Lale Si- neması (3 salon), Alkazar Sme- ması (3 salon), Atlas Sineması (3 salon), Beyoğlu Sineması (1 salon), Pera Sineması (1 salon), Sınepop Sineması (2 salon), Pe- ra Sineması (1 salon). Yeşilçam Sineması (1 salon). Sanat galerileri Aksanat Akbank Kültür Sa- nat Eğıtim Merkezi, Iş Banka- sı Sanat Galensi, Ziraat Ban- kası Sanat Galerisi, Vakıfbank Sanat Galerisi, Borusan Sanat Galerisi, Garanti Bankası Sa- nat Galensi, Yapı Kredı Sanat • Halka açık ilk sinema gösterisinin yapıldığı Beyoğlu'nda 1908 yılında ilk yerleşik sinema açıldı. Türkiye'de tiyatronun yaygınlaşmaya başladığı 19. yüzyılın sonunda ilk gösteriler yine Beyoğlu'nda gerçekleştirildi. CHWARZENEGGER Emek Sineması yıllardır kaliteli fılmkri ve tarihi mekânıyla sinema seveıierin her zaman favorilerinden olmayı bildi. Galerisi. Karşı Sanat, Galeri X. Kültür merkezleri Atatürk Kültür Merkezi, İstan- bul Sanat Merkezi, Nâzım Kül- türe\ ı. E\Tensel Kültür Merke- zi, Maya Kültürevı, Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Mezo- potamya Kültür Merkezi, Goet- TlyatTOİar he Kültür Merkezi, Fotoğraf Vakfı, Istabul Fotoğraf Merke- zi, Cervantes Ispanyol Kültür Merkezi, Italyan Kültür Mer- kezi, Fransız Kültür Merkezi. Devlet Tiyatrosu Taksim Sah- nesı, Ferhan Şensoy Ortaoyun- cular, Sadn Alışık Tiyatrosu, Karşı Tiyatro, Maya Tiyatro, Muammer Karaca Tiyatrosu, Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu, Bizim Tiyatro, BÎLSAK Tiyatro Atöl- yesi. BİTTJ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear