22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA + CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 2003 ÇARŞAMBA HABERLER Siviltoplumdatabela çok etkblik yok Türkiye deki demokratikkitle örgütleri, siyasi iktidarlann bashsı ve katıhmın azlığı nedeniyle gereken etkinliğigösteremiyor NESLtHANONAT Türkiye'deki sivil toplum örgütlerinin (STÖ) büyük çoğunluğunun "tabela örgütü" olduğu ve birçoğunun, işlevlerini yerine getiremediği öne , . sürüldü. Demokratik ül- kelerde halkın se- sini duyurmak ve gerektiğinde hü- kümet üzerinde baskı oluşturmak- tan sorumlu olan STÖ'ler. Türki- ye'de siyasi iktidarlann basta- sı ve sivil toplum- • Demokratik ülkelerde halkın sesini duyurmak ve gerektiğinde toplum adına hükümete baskı uygulamak görevini üstlenen sivil toplum örgütleri Türkiye'de bu işlevini gerektiği gibi yerine getiremiyor. Sivil toplum örgütü temsilcilerinin çoğu da Türkiye'deki örgütlerin tabela örgütü olmanın dışına çıkamadığını düşünüyor. 68'liler BüüğiVakfi Başkanı Gökalp Eren culuğa gerekli önemin verilme- mesi nedeniyle iş- levlerini yerine getiremiyor. "iktidarı değiştlrmeye çalışıyoruz" 68'liler Birliği Vakfı Başkanı Gökalp Eren. kendilerini STO olarak görmediklerini belirte- rek, "Türkiye'deki örgütlerin tamanu demokra- tik değil. Niteliğine göre bazılannın demokratik yanı ağır basar. Si\il toplum kuruluşlan iktidar üzerinde baskı oluşturarak kendi imkânlannı bi- raz getiştirmeye çalışırken, biz kitle örgütü ola- rak iktidan değiştirmeye çalışıyoruz" dıye ko- nuştu. Türkiye'de sivıl toplumculuğun gelişebil- mesi için genç örgütlenmelere ihtıyaç duyuldu- ğunuvurgulayan Eren, 68'liler Birliği Vakfı'nın siyasetinin, hedeflerinin kurumlaşabilmesi için gerekli şartlann oluşrurulmasında geç ve yeter- sİ2 kahndığıru bildirdi. "Devletln STÖ'SÜ TÜSJAD" Si\il Toplum Kuruluşlan Birliği Platformu Dö- nem Başkanı Bülent Berkarda da Türkiye'de derneklerin amacına ulaşamadığına işaret ede- rek şunlan söyledi: "Bunun nedenlerinden biri devletin sımrla- malan, ancak herşeyi devletin üzerineyükleme- mek gerekiyor. Türk halkj genellikle edilgen, Türkiye'de büyük harekeüer hiçbir zaman halk- tan gelmemiştir. Kadınlar seçme ve seçilme hak- STKB Platformu Dönenı Başkanı Bülent Berkarda. 68'likr Birliği Vakfi, ulusal bağunsızhk temasını öne çıkaran eylemlerle gündeme geliyor. sun buraya, onu da yönetim kuruluna alalım. bize yol göstersin. Tabela örgütü olduğumu- zubizdebiliyoruz, bizim elimizden bukadargehyor" dedi. 'Demokrasi ekslğimlz vaf Sosyal Demok- rasi Vakfı (SO- DEV) Başkanı Er- can Karakaş ise STÖ'lerin farkJı alanlara aynl- masından dolayı kendi aralannda bir amaç bir- liğine varamadiklannı ifade ederek, "Baa örgüt- lerin demokratik nitetiklcre sahip olmadığını bi- liyoruz. Kendi içinde demokratik, kaülınıcı ve saydam olmayan birsivil toplum kuruhışunun si- yasipartileriwya iktidanekştirmesibeklenemez" şeklinde konuştu. Sivıl toplum kuruluşlannın, ik- tidar üzerinde kur- duğu baskı ya da demokratik dene- tim mekanizmasını muhalefet partileri üzerinde de kurma- sı gerektiğini anla- kını ayaklanarak mı aldı? Hayır, bu hakkı onla- ra Mustafa Kemal Atatürk verdL" Berkarda, devletle TÜSİAD dışındaki sivil toplum kuruluşlan arasında hiçbir bağlantı ol- madığını vurgulayarak "Devletin sivil toplum kuruluşu anlayışı TÜSİAD'dan ibaret" dedı. İs- veç'te her bireyin en az dört derneğe üye oldu- ğunu anımsatan Berkarda, "Oradaki adamın korkusu yok. İsveç'teki derneklerin telefonunu poüs dinlemiyor" diye konuştu. Sendikalann, der- neklerden daha farklı bir çizgide olduğunu da kaydeden Berkarda, şunlan söyledi: "Sendikalar kanun zoruyla işçilerinden aidat alıyor. Ona göre parasL, pulu var, binası var. Baş- kanın Mercedes arabası var. Derneklerde zorla- v ıcı kanun yoktur. Sivil toplum kuruluşlan, he- terojen bir gruptur." Berkarda, Türkiye'de sivil toplumculuğun ge- lişebilmesi için öncelikle hükümetin bu kuru- luşlara karşı olmadığını göstermesi gerektiğini belirterek yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: "tsviçre'den ya da Almanya'dan dernekler ka- nunu tercüme edilerek aynen uygulamaya konul- malı. Siyasi Partiler Kanunu değiştirilerek par- ti başkanı sultası ortadan kaldınlmalı. Parti baş- kanı ve parfi yönetimi Amerika'da olduğu gibi sadece partinin sekreteryasını yürütmekle görev- li olnıalı. Seçim Kanunu değiştirilmelL Baraj, yüzde 1 veya 2 oranında tutulmalı ki, Türki- ye'deki tüm görüşler Meclis'e intikal edebilsinT Bülent Berkarda, sivil toplumculann da ön- celikle üye sayısını çoğaltmalan gerektiğini ıfade ederek "Sivil toplum kuruiuşlanna 'ta- bela örgütü' diyen babayiğit gelsin kendi otur- SODEV Başkanı Ercan Karakaş tan Karakaş, Tür- kiye'deki sivil top- lum kuruluşlannın çoğunun "tabela örgütü" olduğunu dile getirdi. Bu durumun devletin koyduğu engeller ve yasak- lardan kaynaklandığını belirten Karakaş. "Ba- n siyasi partiler, shil toplum kuruluşlannı ken- dilerine rakip olarak görüyorlar" dedi. Kara- kaş, sivil toplum kuruluşlannın kendi içlerin- de özeleştiri yapmalan gerektığine de dikkat çe- kerek, şöyle devam etti: "Halka daha yakın durmalan, toplumun çeşitli sosyal, siyasal, kül- türel sorunianyla daha içten ilgilenmeleri gere- kir. Halkın kanlımının artnıası için gözJe görü- Kir. eOe tutulur işlerin ortaya konması önemlidir." AKP bu kez de yoksul öğrencilerin tatil yaptığı gençlik spor ve izcilik kamplanna el attı Yaz kamplanda satdıyor RB(TORLBDB\I BIDOĞAIVA ZİYARET ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Ayfaan AUaş ve kurulun YÖK taslağı alt komisyon üyeleri, bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaret edecekler. Milli Eğitım Bakanı Hüseyin Çeük'in de katılacağı görüşmede, rektörlerin, kendi hazırlayacaklan taslağın TBMM'ye getirilmesi için istekte bulunacağı belirtildi. Bakan Çelik'in rektörlere iki taslak metinden bir ortak yasa tasansı çıkarmayı önereceğı öğrenildi. Kurul daha önce yayımladığıbildiride, AKP tarafindan hazırlanan yükseköğrerim yasa taslağının "getirdigi düzenlemelerle üıüversitelerin yükseköğretimde yeniden yapüanma arayışlannı ve taleplerini karşılamaktan çok uzak olduğunu" belirterek, üzerinde çalışma dahı yapılamayacağını vurgulamıştı. SÜPffi ÜSE KAYITLARI YARİIBAŞUYOR ANKARA (AA) - Yabancı dil ağırlıklı liselere (süper liseler) ön kayıtlar, 28 Ağustos-2 Eylül 2003 tarıhleri arasında yaptınlacak. Adaylann ön kayıt başvurulannı il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin belirledikleri okullara yapmalan gerekiyor. Adaylar aynca mezun olduklan ilköğretim okulundan başvuru formu edınebilecekler. Adaylar, en fazla 5 okulu tercih edebilecek. Kesin kayıt hakkı kazanan öğrenciler kayıtlannı 3-5 Eylül günleri arasında yaptıracak. • Arazisi değerli okullan satmak için yasa değişikliği yapan AKP hükümeti, şimdi de yoksul öğrencilerin tatil yapmasına olanak sağlayan yaz eğitim kamplannı satışa çıkanyor. MAHMUT GÜRER ANKARA-Arazisi değerli okul- lan satmak için Milli Eğitim Temel Yasası 'nı değiştiren AKP, aynı ya- sa değişikliğinden yararlanarak. bir- çoğu turistik yörelerde bulunan "gençnk spor ve izcilik kamplan"nı da satışa çıkanyor. "MiIIi Eğitim Bakanhğı'nuı Ta- şınmazlarmın Satışına İUşkin Ya- sa"yı TBMM'den geçiren AKP, bu yasa çerçevesinde bakanlığa ait tüm taşınmazlann satış hakkını elde et- ti. Bu kapsamda okul satışı için ça- lışmalar başlatılırken, yaz kampla- nnın da satılması karan alındı. MEB'e ait tamamı deniz, orman an sınav ÇanakkaleOnsekiz MartÜniversitesi'ne(ÇOMÜ) bağlı Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi Öğretmenli- ği bölümüne abnacak 30 öğrenci için, 95'i kız 308 ada> başvıırdu. ÇOMÜ'de 2003-2004 ogretim >> hnda yetenek sınaviyla Beden Eğitimi Oğretmenli- ği'ne alınacak olan İ5 kız, 15 erkek kontenjanı ne- deniyle başvuran adaylar için 18 Mart Stadı'nda sınav yapıkn. Öğrenciler, statta ter dökerken, aile- ler de tribünden, çocuklanna destek verdiler. Bazı adavlar, sıcaknedeniyle bayguıhkgeçirdüer. (AA) ya da göl kenannda buiunan 15 Spor ve İzcilik Kampı bulunuyor. 3 bin öğrenci kapasiteîi kamplar 1 yıl içerisinde 10 binin üzerinde öğrenciye ücretsiz olarak tatil yap- ma fırsatı sunuyor. Bu kamplar ve kontenjanlan şöyle: "Adana Hakkıbey Spor ve İzcilik Kampı (120), Ankara Çambdere Spor ve İzcilik Kampı | (76), Bursa Karacaali Spor ve İzcilik Kampı (200), Bursa Hasanağa Spor ve İzcilik Kam- pı(200), Çanakkale Gü- zelyalı Spor ve İzcilik Kampı(250),ElazığHa- zar Spor ve İzcilik Kam- pı(250), Hatay Uluçınar Spor ve İzcilik Kampı (210), İzmir Hasanağa Spor ve İzcilik Kam- pı(88), Konya Üstüner Spor ve İzcilik Kam- pı(120), Mersin Kapızh Spor ve İzcilik Kam- pı(83), Sakana Spor ve IzciBkKampi(100),Ma- nisa Spor ve IzciMk Kam- pı(504), Srvas Spor ve İz- cilik Kampı(58), Kasta- monu Yolkonak Spor ve İzciük Kampı(600), Ha- tay İlkkurşun Spor ve İz- cffikKampKlOO)." Hükümety MEB'ide özelleştirsin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP'li TBMM Milli Eğitim Komisyonu Oyesi .Mustafa Gazalcı. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in eğitimi baştan sona özelleştirmeye çalıştığını belirterek, "Milli Eğitim Bakanlığı özelleştirmeler nedeniyle işle\ini yitiriyor. AKP, bakanhğı da özelleştirsin" dedı. Gazalcı dün yaptığı açıklamada, Bakan Çelik'in görevlerini bırakarak, akıl almaz işlere el uzattığını vurguladı. Gazalcı, Bakan Çelik'in özelleştirmeci tutumuna karşın katı devletçilik anlayışıyla öğrencilerin burslanna el koymayı da "ihmal etmediğini" vurgularken, "Ders programlannı ve yoksul öğrencileri özel sektöre teslim etmek ya da kamu vakıflannın öğrenci burslanna el koymak çok büyük bir sapmadır. Oldu olâcak AKP Milli Eğitim Bakanüğı'nı da ıhale etsm" görüşünü dıle getirdi. 3 dönem düzenlenlyor Yoksul öğrencilerin de tatil yapabihnesi için ku- rulan spor ve izcilik kamplan her yıl üç dö- nem düzenleniyor. Bu kamplara yılda dönem başına yaklaşık 4 bin öğ- renciden 12 bin öğren- ci tatil yapma fırsatı ya- kalıyor. AVRUPA'DAN GURAY OZ v Sosyal Demokrat'ların Sonu Alman sosyal demokratları, sosyalizmle olan son gönül bağlarını da koparmaya hazırlanıyorlar. Parti başkanı Gerhard Schröder ve genel sekre- ter Olaf Scholz düğmeye bastılar. Parti Progra- mından "demokratik sosyalizm"le ilgili değerlen- dirmelerin çıkanlması gündemde. lyi de olur. Zaten çoktandır bir anlamı yoktu bu laflann. • • • Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD'nin devrim- ci bir parti halinegelmesi kolay olmadı. Karl Marx ve Friedrich Engels, reformcu Ferdinand Las- salle'ın etkisindeki Sosyal Demokrat Işçi Partisi, SDAP'yi 1869'da yapılan Eisenach kongresinde adı- na layık bir parti haline getirrneyi başaramadılar. Gotha'da 1875'te yapılan kongrede Lassalle'cılar- la devrimciler birleşti. Sonuç yine de Marx ve En- gels açısından tatmin edici değildi. Gotha progra- mı ile ilgili olarak Marx'ın eleştirileri, parti üyelerin- den gizlendi. Bu eleştiriler, ancak 1890 yılında Hal- le'de yapılan kongreden sonra açığa çıkabildi. 1891 yılında yapılan Erfurt kongresinde ise En- gels'in, Eduard Bernstein'ın ve ağırlıklı olarak Karl Kautsky'nin katkılanyla hazırlanan program kabul edildi. Bu program Alman sosyal demokrasisinin en tu- tarfı ve devrimci programı olarak bilinir. Erfurt da zaten SPD açısından bir zirvedir. Parti, bu kongreyle yalnızca Alman işçi hareke- tinin değil, tüm dünyada sosyal demokrat hareke- tin önde gelen partisi oldu. August Bebel'in par- ti önderiiğinden çekilmesiyle söyleminde devrim- ci, eyleminde reformcu bir parti haline gelse de, işçi hareketinin, sosyal demokrasinin dev partisiy- di. Birinci Dünya Savaşı öncesine kadar. SPD, Alman partamentosu Reichstag'da savaş ödenekleri konusundaki oylamada savaştan ya- na oy kullandı. Bu tarih, sosyal demokratlar için sonun ya da sosyalizmden kopuşun başlangıcı- dır. O tarihten sonra partinin devrimci kanadını oluşturan Spartakistler, Karl Liebknecht, Rosa Lüksemburg ve yandaşlan partiden aynldılar. Iniş başladı. Ve zaten o yıllar bir başka ülkede, Rusya'da baş- ka bir başlangıcın yıllanydı. Türkiye de o tarihler- de yeni bir başlangıca hazırlanıyordu. Sovyet Dev- rimi, 80'li yıllann sonunda çözüldü. Türkiye ise gir- diği bağımsızlık ve aydınlanma yolunda 1950'ler- de tökezlemeye başladı. Kendini aşamadı. • • • Biliyorum, sıkıcı bir tarih okumasına dönüştü bu yazı. Neyse! Artık çıkalım bu müzeden. Alman Sosyal demokrat Partisi SPD'nin sosya- lizmle bağı yıllardır yoktur. Sosyalizm lafının prog- ramda korunuyor olmasının nedeni, çalışanların, ışçilerin, emekçilerin, yanıbaşlarındaki sosyalist denemenin etkisine girmelerini önlemek içindi. Şimdi artık bunlara gerek kalmadı. Eskinin sosyal demokratlan kendi içlerindekı son pürüzleri dete- mizlediler. Yalnız Almanya'da değil, Türkiye dahil neredeysetüm ülkelerde, işçilerle, emekçilede ve onların politik alanda temsiliyle ilgilerini kestiler. Merkezde bir yer bulmaya çalışıyorlar kendile- rine. Oysa merkez de merkezin sağı da doludur. Ade- ta bir çöplük gibidir. Müstafi sosyal demokratlar kendilerıyle birlikte işçileri emekçileri de oraya götürmeye çalışıyor- lar. Işçilerin sorunu ise merkeze, sağa gitmek değil, sağdan, merkezden, sola açılmak, sola doğru iler- lemektır. • • • Sömürgeciliği emperyalizm izledi. Şimdi üçün- cü saldın dönemini, neoliberal küreselleşme dö- nemini yaşıyoruz. Altüst olma zamanlarıdır bu za- manlar. Ak koyun, kara koyun zamanlarıdır. Boy bos ölçme zamanlarıdır. Bu karmaşanın içinden, üşenmezsek eğer, iyi şeyler çıkabilir. Eski bir ustanın dediği gibi... Yeterki, "enseyi karartmayalım!" Not: Bu yazıyı yazarken, Deniz Kavukçuoğ- lu'nun "Sosyal Demokrasi'de Temel Eğilimler" adlı değerli çalışmasına bir kere daha başvurdum. Ama ben Kavukçuoğlu'na asıl "Alageyik Sokağı Bir Liman mıydı?" için teşekkür etmek istiyorum. Okumak ne büyük bir zevkti. e-posta: guray.oz c cumhuriyet.com.tr Mffi-YÖK arasında sular durulmuyor FatihÜniversitesi geıginliği ANKARA (ANKA)- Hükümet ile Yükseköğ- retim Kurulu (YÖK) arasındaki gergin ilişki- ler Fatih Üniversitesi ne- deniyle daha da gergin- leşme noktasma geldi. YÖK, Fatih Üruversite- si'ne 2003 yüı genel büt- çesinden devlet yardı- mı yapılmaması yönün- de görüş bildirirken Mil- li Eğitim Bakanlığı bu- nun nedeninin açıklan- ması yönünde Kurul'a bir yazı gönderdi. Milli Eğitim Bakanlı- ğı, bir yandan tarikat bağlantılı özel okulla- ra, "yoksul öğrenci yer- leştirerek" destek olur- ken bir yandan da Fa- tih Üniversitesi'ne para- sal yardım verilmesi için çabagösteriyor. YÖK'e bir yazı gönderen ba- kanhk, Fatih Üniversite- si'nin neden yardım kapsamı dışında rutul- duğuna yamt isterken, üniversitenin kapsam içine alınması yönünde tavır koydu. YÖK^ geçen 5 yılda bazen kontenjan bazen devlet yardımından mahrum bıraktığı Fatih Üniversitesi'ne kapat- ma uyansında da bulun- muştu. YÖK, son olarak 2003 yılında Fatih Üni- versitesi'nin eski yöne- ricileri hakkında suç du- yurusunda bulundu. Suç duyurusu dosya- larında. üniversiteye bağlı Ankara Meslek Yüksekokulu ile Sağlık Bilimleri Yüksekoku- lu'nda öğrencilerin tür- ban takarak derslere de- \am ehnelenne ve de- kanlık, hastane ve Çan- kaya Tıp Merkezi'nde- ki bir kısım personelin rürbanla görev yapma- lanna göz yumulduğu ifade edildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear