23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 AĞUSTOS 2003 PERŞEMBE cıiMHURlYrrr SAYFA HABERLER Mağdurlar yüzleştirildi SÖZÇtZGÎNİN Turhan Selçuk 6tecavüz sanığı Bursa \hıyakalandı BURSA (Cumhuriyet)- Bursa'da 5-6 yaşlannda 20 çocuğa teca\üz ettiği iddia olunan 6 kişi yakalandı. Yavuzselım Mahalle- si'nde 2 ay önce evinin önünden bisikletle kaçın- lan küçük yaştaki bir kız çocuğunun, teca\r üze uğ- ramış halde Kestel ilçesin- de bulunması üzerine Bur- sa Emniyet Müdürlüğü ekıpleri, genış çaplı ope- rasyon başlattı. 19-40 ya$ arası Polisin, küçük kızın ver- diği eşkâl doğrultusunda kimliğini saptadığı zan- lının ıtirafı, ayru mahalle- de çok sayıda çocuğun te- cavüz ve taciz magduru olduğunu ortaya çıkardı. Cumhunyet Savcısı Bü- lent Koç tarafından ifade- leri alınan tümü işsiz yaş- lan 19-40 arasında deği- şen zanlılar Çocuk Şube Müdürlüğü'nde mağdur çocuklarla tek tek yüzleş- tirildi. Cenis önlemler Zanlıların adliyeye sevk- leri sırasında olası linç gi- rişimlerini engellemek için Çevik Kuvvet Şube Mü- dürlüğü'ne bağh ekipler geniş güvenlik önlemleri aldı. Çocuk Şube Müdürlü- ğü ve Adliye Sarayı'nı gü- venlik çemberi içine alan polis, basın mensuplan- nın da binaya girmesine izın vermedi. Bursa Emniyet Müdü- rü Reşat Altay, çocuklann Uludağ Cniversitesi Tıp Fakültesi Psikoloji Bölümü öğretim üyeleri denetimin- de olduğunu belirterek "Olayla ilgili geniş açıkla- ma soruşturmanm tamam- lanmasının ardından ya- püacak" dedı. KAFAYI YİYENLER ÇOĞALIYOFL VCD, DVD ve MP3 'lü aletlere olan yoğun istek hem üretimi düşürdü hem satışlan azalttı Müzik setininpabucu damda Çatalhöyük'ü dünya tanıyacak • KONYA (AA) - Konya'nın Çumra ilçesi yakınlannda dünyanın en eski medeniyetini banndıran Çatalhöyük kazılannda çıkanlan eserler, internet aracıhğıyla tüm dünyaya tanıtılacak. îngiltere'den özel olarak getirilen 'Cyrax 2500' lazer tarayıcıyla taranan kazı alanını, internette 3 boyutlu olarak gezmek mümkün olacak. Yaklaşık 4 ay sonra "www.catalhoyuk.com" sitesini ziyaret eden tarih meraklılan kazıda bulunan ve gün ışığına çıkanlan 9 bin yıllık eserleri en ince aynntısına kadar, üstelik 3 boyutlu olarak inceleyebilecek. Minlbüs eve çarptı • TUNCELİ (AA) - Tunceli'de freni patlayan bir minibüsün eve çarpması sonucu, 2'si ağır 9 kişi yaralandı. Edinilen bilgiye göre, Tunceli'den Mazgirt ilçesine gitmekte olan Uğur Yaşar'ın kullandığı 62 AC 595 plakalı minibüs, Mazgirt Köprüsü yakınlannda freni tutmayınca bir eve çarptı. Kazada, minibüste bulunanlardan Uğur Yaşar ile Zeki Güler ağır yaralanarak Elazığ'a gönderilirken, Fidan Altıruşık, Cengiz Maya, Kenan Duman, Arkadaş Durmuş, Songül Güler, Edibe Batmaz ve Birgül Sevinç Tunceli Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındılar. SERKAN SUSLU 10 yıl öncesine kadar, salonlann baş köşesine oturtulan radyolu-kasetça- larlı müzik setleri, gelişen teknolo- jiye boyun eğerek tıpkı pikaplar gi- bi tarihe gömülüyor. Görüntü teknolojisinin en son olanakJanru ve CD, MP3 çalabilme özellikleri ile de audio olanaklannı tek bir üriinde toplayan aletlerin başdöndürücü bir hızla günlük ya- şama girmesiyle müzik setlerine olan istek bitti. Devlet Istatistik Enstitüsü (DlE) verilerine göre ilk altı ayda yalnızca 14 müzik seti üretildi. Geçen yılın aynı döneminde bu oran 28'di. Baran Elektronik'in sahi- bi Fuat Pamukçu normal şartlarda müzik seti satışlannın yaz aylannda yapılmasına karşın şu anda ciddi bir • Müzik setleri teknolojinin tarihe gömdüğü pikaplarla aynı kaderi yaşıyor. Devlet Istatistik Enstitüsü (DÎE) verilerine göre ilk altı ayda yalnızca 14 müzik seti üretildi. azalışın olduğunu söyledi. MP3 ve VCD gibi elektronik eşyanın müşte- rilerce daha cazip hale geldiğini ifa- de eden Pamukçu şunlan söyledi: "Müzik sederinde sadece teyp ve radyo var. Oysa VCD ve MP3İerde bu özeiüklere ek olarak film ve mü- zik CDleri var. Uygun taksit olanak- lanyla birlikte bu ürünler dahacazip hale getivor." Pamukçu, orijinal ev sinemalan- nın amfilerinde radyo olmasmın ve televizyonlardaki müzik kanallan- nın artmasının da satışlan etkiledi- ğini söyledi. Profilo Telra Elektronik Pazarlama Müdürü Ayşe Ertunç, yaklaşık iki yıldır müzik seti satışı yapmadıkla- nnı söyleyerek isteğin gittikçe azal- dığını söyledi. Değişen teknolojinin pek çok fonksiyonu ve özelliği tek bir ünitede banndıran ürünlere doğru kaydığını ifade eden Ertunç şu bil- giyiverdi: "ÖzeOikle bu yıl sinema sistemle- ri gerek görüntü gerek ise ses tekno- lojisinde sunduğu imkânlarla müzik sederinin pabucunu dama atü. Com- po ya da Micro Compo olarak tanım- lanan müzik setleri yavaş yavaş kul- lanımını yitirmeye başlaaV Yetkililer, Türkiye'de evliliklerin genelde yaz aylannda yapılması, tü- keticilerin ertelemiş olduğu beyaz eşya ahmlannın güven ortamına pa- ralel olarak arttığını söyledi. Verilere göre ilk altı aydaki toplam beyaz eşya üretimi, geçen yıla göre yüzde 30 artarak 3 milyon 609 bin 312adedeçıktı. Üretim, bulaşık makinesinde yüz- de 64, çamaşırmakinesinde yüzde 42, finnda yüzde 30, buzdolabında da yüzde 21 arttı. Beyaz Eşya Yan Sa- nayi Derneği (BEYSAD) Başkanı Semavi Yorgancılar, tükericilerin son 1 -2 yıldır ertelemiş olduğu beyaz eş- ya alımlannın güven ortamına para- lel olarak arttığını belirtti. Söylenenlerin aksine kampanya- lann çok büyük etkisi olmadığını be- lirten Yorgancılar, "Faizlerindüşme- sinin de etkisiyle mayıs ve hazjran ay- lannda önemİi birarüşoldu. Ozeflik- le buzdolabı, çamaşır makinesi ve fırın sanşlan artt*" dedi. By-pass tırmanışında ameliyatlılara izin çıkmadı, ama onlar yine de dağa adını yazdırdı BayraidarAğn'nın doruğunda • GAZİANTEP (AA) - Gaziantep'in Şahinbey ilçesinde, babasına ait park halindeki traktörün el rrenini indiren 5 yaşındaki çocuk, bir kardeşinin ölümüne, diğerinin ise yaralanmasına neden oldu. Alınan bilgiye göre, ilçeye bağh Yaylacık Köyü'nde, Y. Ö. (5), park halinde bulunan babasına ait 01 D 4202 traktörün üzerinde oynarken el rrenini indirdi. Frenin indirilmesi sonucu hareket eden traktör, evlerinin bahçesine ait demir kapıya çarpınca kapı devrildi. Bu sırada kapı önünde oyun oynayan Y.'nin kardeşi M. (1), kapının altında kalarak olay yerinde hayatını kaybederken Z. de (3) yaralandı. Elektrik kesintisi tişörtlerde ABD'nin birçok kentini etkisi altına alan ve bazj insanlann 11 Eylül'e benzettiği elektrik kesintisi artık tişörtlerde. Yaşadıklan olaylardan bir sektör varaüp para kazanmaya alışık olan Amerikahlar tabii ki tişörtlere yoğun ilgi gösteriyor. Üzerlerinde New York silueti bulunan beyaz tişörtler cadde kenarlanna kurulan seyyar saücılar tarafindan saühyor. (Fotoğraf: AA) •• •• •• CURULTU İNSAN HAKLARINA AYKIRI AINKARA (ANKA) - Diyarbakırlı Mecail Özel, uçaklann çıkardığı ses nedeniyle kitap okuyamamaktan rahatsız olunca Insan Haklan Derneği'ne (İHD) başvurdu. Genellikle işkence, köy boşaltma, haksız gözaltı gibi hak ihlallerine uğrayanlann birinci durağı olan IHD'ye, son bir ay içinde uçak gürültüsü, koca dayağı şikâyetleri yağdı. tnsan Haklan Derneği Diyarbakır Şubesi'ne geçen gjünlerde başvuran Mecail Özel adh yurttaş, dört yıldır Huzurevleri Mahallesi'nde oturduğunu belirterek evinin Diyarbakır Havaalanı'na uzak olmasına rağmen uçak seslerinden rahatsız olduğunu bilf irdi. DOĞUBEYAZIT (Cumhuriyet) - Ağn Dağı'na by-pass hrmanışında ameliyatlı hastalar zirveye ulaşamadı. AKUT Başkanı Nasuh Mahruki liderliğinde 14 kişilik ekip ise zineye bayraklanru dikti. 26 kişiyle tırmanışa başlayan eldpten aralannda Memorial Hastanesi doktorlanndan Faruk Tükenmez ile Prof.Dr. Bingür Sönmez'in oğlu Ozan Sönmez'in de bulunduğu 14 kişi dün sabah 4 bin 200 metredeki kamp yerinden zirve denemesi yapmak için hareket etti. Ancak by-pass ameliyatı geçiren SeHm Sitar ve Ayhan Çakar'a doktorlan izin vermedi. tşadamı thsan Kalkavan da buradan 3 bin 350 metrede bulunan ana kampa indi. Ekip 4 bin 750 metreye ulaştığında ise Tükenmez ve Sönmez kondisyon eksikliği nedeniyle nrmanışı bırakn. Ekibin diğer üyeleri ise Nasuh Mahruki öncülüğünde Ağn Dağı'nın 5 bin 137 metre yüksekliğindeki zirvesine ulaşmayı başardı. Zirveye ulaştıklannda saygı duruşunun ardından Istiklal Marşı okuduklannı anlatan Mahruki, by-pass ameliyatı geçiren hastalann kurduğu "Kulüp By-Pass"ın bayrağını da zirveye diktiklerini söyledi. Seyyar köftedye standart ANKARA (AA) - İçışleri Bakanlığı, gezici piliç ve köfte satış araçlannda aranacak nitelikleri belirledi. Buna göre, gezici satış araçlanndaki özel ızgara kasası yüzde yüz paslanmaz çelik olacak, araçta jeneratör bulunacak. Gezici satış aracında, et ve tavuğun pişirilmesini sağlamak üzere, yüzde yüz paslanmaz çelikten imal edilen özel ızgara kasası bulunacak. Araçta yeterli büyüklükte buzdolabının yanı sıra jeneratör, normlara uygun 200 litreden fazla çift tank gaz tesisatı da olacak. ARAYIŞ TOKTAMŞ ATEŞ Kemalizm ve Solculuk Son günlerin tozu dumanı içinde; bir zamanlar birbirine epeyce kurşun sıkan, kimi solcu ve ül- kücü grupların bir araya gelmelerinin yarattığı şaşkınlık, toplumsal kavramlar konusunda zaten karmakanşık kafalan iyice karıştırdı. özellikle "Kemalizm" ve "solculuk" arasındaki ilişkiler, çok tartışma yaratıyor. Şimdi kısmen azalmış olmalarına karşın kimi solcular, Kemaliz- mi reddederken; çok daha yaygın bir biçimde, kendilerini "Kemalist değil, Atatürkçü" olarak tanımlayan kimileri de, "solu" ve "solculuğu" reddediyorlar. Bildiğiniz gibi bu konu, benim "ezeli" ve "abe- di" (!) sorunumdur... Kavramlar arasında bir "consensus" sağlayamadığımız için, tartışmala- nmız çoğu kez, birer "sağıriar diyaloğu "na dö- nüşür. Bu konuda "consensus" sağlamak da kolay değil. Herkes kendi "tanımının" doğruluğu konusunda ısrarlı davranıyor. Ve sonunda tartış- malanmız da kafalarımız da "düğüm oluyor". • • • Şimdiye dek binlerce kez yazmış olduğum ve korkarım bundan sonra da binlerce kez yazmak zorunda kalacağım gibi; "sol" ve "solculuk", Fransız Devrimi'nden kalma kavramlardır. Dev- rim sürecinde, "Genel Meclislerin" (Etats Gene- raux) ortak toplantısında, "düzenin değişmesin- den" yana olan "halk temsilcilerinin", krala göre sol tarafta; "düzeni sürdürmekten yana" olan "soylular" ve "ruhbanlann" sağ tarafta yer al- malarından ötürü, o günden sonra düzeni de- ğiştirmek isteyenler "solcu", düzeni sürdürmek isteyenler "sağcı" olarak isimlendirilir olmuşlar- dır. Fakat bu kavramlar, dinamik kavramlardır. ör- neğin o günlerin dünyasında liberaller "solcu" görülürken, zamanla egemen güçle uzlaşmışlar ve düzeni değiştirmek isteyen "emekçiler" kar- şısında, "sağda" yer almışlardır. Bu tanımı bugünün dünyasında yapmak ister- sek, işin içine "/7er;" ve "geri" kavramları gir- mektedir. Gerçekten günümüzde her düzen de- ğişikliğı "sol" olarak isimlendirilemez. Bir düzen değişikliğinin "sol" olarak isimlendirilebilmesi için, o düzen değişikliğinin "ileriye" doğru ol- ması gerekir. "lleri" ya da "ileriye doğru" kavramları da, "keyfi" ve "içi boş" kavramlar değildir. Bir "de- ğişimin" ileriye doğru olabilmesi için, o toplum- daki ekonomik ve siyasal "olanaklann", toplu- mun geniş kesimleri yararına değişmiş olması gerekir. Bu kavramlar da, "boş kavramlar" değildir. Ekonomik yararlanma dediğimiz zaman anlaşıl- ması gereken şey, o toplumdaki "gelir paylaşı- mı" ve "ekonomik fırsat eşitliği"d\r. Siyasal ya- rarlanma dediğimiz zaman da, siyasaJ "katılım" anlaşılmalıdır. Siyasal katılım dediğimiz zaman bir partiye üye olmaktan belli bir dergi ya da bir gazetenin okunmasına kadar, bir derneğe üye olmaktan oy kullanmaya kadar her şeyi anla- maktayız. Demek ki, bir ülkede düzenin "ileriye doğru" değişimini isteyenler ve bunun için çabalayanla- ra "solcu" diyoruz. Ve bu tanım çerçevesinde, Atatürkçülüğün sol bir ideoloji olduğu konusun- da hiçbir kuşku duyulmaması gerekir. Zaten Ismet Paşa, "ortanın solu" görüşünü dile getirdiği zaman; bunu kastederek "CHP, kurulduğu günden itibaren ortanın solundadır" demişti. Daha sonraki dönemlerde, solculuğu salt "işçi sınıfının ideolojisi" olarak görenler, sola farklı anlamlar yüklediler. Fakat güneş balçıkla sıvan- maz ki... • • • Zaman içinde sağcılık da farklı anlam ve içe- rikler kazandı. Salt düzenin korunması çabası- nın, zamanla ırkçılığa, dinsel tutuculuğa, faşiz- me vb. büründüğünü gördük. Hatta ilginç kom- binasyonlar da ortaya çıktı. örneğin dinsel açı- dan sağcı bireyler, ekonomik açıdan pekâlâ sol- cu olabiliyorlardı. örneğin, aynı din içinde de farklı tutumlar ortaya çıktı. Katolik kilisesi, Avru- pa'da tutuculuğun kalesiyken ve Katolik papaz- iar gericiliğin sembolüyken, aynı kiliseye bağh papazlar Latin Amerika'da devrimci hareketlerin başını çekebiliyorlar. Bu türden örnekleri çoğalt- mak da mümkün. Benzer örnekleri, memleketi- mizde de görebiliriz. • • * Sağ ve sol kavramlarında gördüğümüz bu "değişkenliğin" ve "dinamizmin", günümüzTür- kiyesi'ndeki bazı garip düşünce birliklerini ma- zur göstereceğini sanmıyorum. Sol'un aydınlık pınarından su içenlerin, sabah- ları birbirine "tos vurarak" selamlaşanlarla aynı dili konuşmalan ve benzer yaklaşımlar içinde ol- maları mümkün değildir. Bakalım bu işin sonu nereye varacak... Her yıl 6 bin kişi beklerken ölüyor Şiddet azaldı, organ kalmadı NEW YORK (AA) - ABD'de son 10-12 yıl içinde şiddet olaylan ve trafik kazalannda ölen- lerin sayısında görülen azalma, organ nakli bek- leyen hastalar arasında ciddi sorun yarattı. Konuya biraz da esp- rili yaklaşan New York'taki Mount Sinai Hastanesi organ nakli bö- lümü başkanı Dr. Jonat- hanBromberg. "Aramız- da, emnhet kemeri kul- lanımının vasaklanması ve silah satışlannın ser- best bırakılmasırun da- ha iyi olup olmayacağı konusunu şaka yolhı tar- uşıyoruz" dedi. Bromberg'in verdiği bilgiye göre, şon yıllar- da organa olan talebin hızla artmasına karşın, ideal verici kabul edilen genç ölü bulmak gide- rek zorlaştı. Yetkililer, trafik kazalan ve cinayet- lerde daha az sayıda gen- cin öldüğüne dikkat çe- kiyor. Doktorlar, bağışta bulunan kişilerin azlı- ğından da yakınıyor. Uzmanlann belirttiği- ne göre, ABD'de her yıl yaklaşık 6 bin kişi, ken- disi için gerekli organı bekJerken hayatını kay- bediyor. Bu duruma ça- re arayan doktorlar, na- kil için ideal olmayan yaşlı ve orta yaşlı kişile- rin organlannı bile has- talara takmak zorunda kalıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear