22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29NİSAN2003SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Istanbul Kâğrthane'de Cemil Meriç llköğretim Okulu... Okul, büyükşehir belediyesinin yaptırdığı ve kapatılan Refah - simgelerinden "başak" adını taşıyan Başak Konutlan'nın yamnda... Okulun koridorunda bir tabela... AKP iktidanndan sonra asılan tabelada "Şefkat,güleryüz, doğruluk, iyi eğıtim ve öğretim... Bunlan vermeden, çocuklanmızdan hiçbir şey istemeye hakkımız yoktur" yazıyor... Yazmın altnda "Recep Tayyip Erdoğan" imzası... Okul müdürü Mahmut Çildan'a Kâğrthane Milli Eğitim Müdüriüğü yakışır artık! BBktrortk poste: deni23omecumhuriyatcom.tr argrtay Birinci Başkanlık Kurulu'na verilen bir dilekçeden anlaşıldığına göre, ortada hu- kuk tarihine geçecek ilginç bir dava var... Davanın konusu, 1 milyon dolan aşkın yani yaklaşık 2 trilyon liralık bir çek için bir şirketin açtığı "menfi tespit" davasında Yargıtay'ın verdiği birbirinin tam zıttı kararlar... Şöyle ki: Davacı şirket, Istanbul 7. Asliye Ticaret Mahkeme- si'nde açtığı davayı kazanıyor... Davalı taraf, temyi- zegidiyor... Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, dosyayı duruşmalı ola- rak inceliyor ve 29 Kasım 2O0O'de mahkeme kararı- ntn oybirliği ile onanmasına karar veriyor. Davacı şirket davayı kazanmış oluyor. Ancak davalı şirket, karar düzeltme yoluna gidiyor. Yargrtay 15. Hukuk Dairesi, daha önce oybirliği ile da- vacı şirket lehine onadığı karan 2 Nisan 2001 'de yi- ne oybirliği ile bu kez davacı şirket aleyhine bozuyor. Yargrtay 15. Hukuk Dairesi'nin bozma karanna - AKP bütûn hızıyla kadrolaşjyormuş... "Aceteeden..." Yargıtay uyan Istanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi de yeni- den görülen davada davacı şirket aleyhine karar ve- riyor. Bu kez davacı şirket temyize gidiyor. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin karannı 20 Ekim 2002'de oybirliği ile davacı şirket lehine bozuyor. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, karannda, bilirkişi ra- porlannın yetersiz olduğuna, alınan ek raporun boz- maya uygun inceleme içemnediğine, davacı tarafın itirazlannın cevaplandınimadığına, yeniden bilirkişi- ler aracılığryla bozmaya uygun araştırma yaptmlma- sına, Yargrtay denetimine elverişli kesin hesap çıkar- tılmak üzere yeni bir rapor alınması gerektiğine hü- küm veriyor. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin bu karan üzerine davalı şirket tekrar karar düzeltme istiyor. 15. Hukuk Dairesi, önceki karannda istenenleryerine getirilme- den, dosyaya yeni bir belge girmeden karar düzelt- me istemini yerinde buluyor ve Istanbul 7. Asliye Ti- caret Mahkemesi'nin davacı şirket aleyhine verdiği kararın oybirliği ile onanmasına karar veriyor. Davalı şirket de, davada dosya içeriği değişmeden birbiriyle çelişen kararlar alan Yargıtay 15. Hukuk Da- iresi başkan ve üyelerinin cezalandınlması istemiyle Yargrtay Birinci Başkanlık Kurulu'na başvuruyor. Davacı şirket, şikâyet dilekçesinde, davalı şirketin Yargrtay'a karar düzeltme isteminde bulunurken bir avukata 150 bin dolar avukatlık ücreti ödediğinden de söz ediyor... Bu avukat, daha önce Adalet Ba- kanlığı'nda Personel Genel Müdüriüğü koltuğunda oturmuş... Dava içinde davaya dönüşen bu ilginç dosyayı Yargrtay Birinci Başkanlık Kurulu bakalım nasıl çö- zecek? Fark * Sinan Uzun soruyor. "TBMM'nin 83. yıldönümü törenine ağzında sakızla katılan Bayındırlık ve Iskân Bakanı Zeki Ergezen'in davranışıyla, Nouma'nın Beşiktaştan kovulmasına neden olan davranışı arasındaki fark nedir?" SESSlZSEDASlZf!) Yûksek Yeritim Hatt erdincutlcu@yahoo.com Amerikan yayılmacılığuun çANına ot tıkamadığımız sûrece çANLAR bizim için çalmaya devam edecek! Kırmadan kınldığını belli etmek , "Kırmadan kınldığını belli etmek ne kadar zordur" diyor Nevzat Tekin: "Yıllarca emek vererek biriktirdikle- rinizin, inandıklannızın üstüne kafayo- ran bir başka insanın sizin bakmadığı- nız bir açıdan bakması sonucu gör- dükleri telaşlandınyor insanı! Içindeki koca bir yaşamı savunma mekanizması tetiğe basıyor aniden ve bu hareketiyle kınp döküyor belki de bir başka insanın biriktirdiklerini, inan- dıklannı! Kırmadan kınldığını belli etmek ne kadar zordur! Üslup sorunu nedeniyle günlük ko- şuşturma içinde bazen bize düşen, o iç sızlatan durumun 'gülüşünün bir ya- ra izi gibi durması'dır yanağımızda! 'Üslup beyan ayn lyia insandır" demiş Yahya Kemal Beyatlı... Uzun yıllar önce yeteneğinden hiç kuşku duymadığım birinin yap- tığı hareket yanağımda kocaman bir yara izi gibi durmuştu! O gün eve gelip bir kâğıda 'Yetenek- li insanlann küstah olmaya hakkı yok' diye yazıp evdeki panoya asmıştım! Artık onun yetenekli biri olduğuna inanmıyorum! 0 mu? O kendini hâlâ yetenekli zan- nediyor! Sorun biraz da sizinle ilgilidir aslında! Bütün insanlara insan oldu- ğundan dolayı tanışırtanışmaz 100 pu- an verirseniz, onun olumsuz her hare- ketiyle kırdığınız bir 10 puan sizin ona prim verme davranışınızdan da kırdı- ğınız bir 10 puandır! Yani yitiren sade- ce o değildir! İyi bir gün olsun yann..." Eğitimde Bilişim ve Teknoloji tGÜRŞENKAFKAS Küreselleşen dünya, bü- yük bir bilişim devrimine sahne oluyor. Ulus olarak biz de bu devrimi yakalayabil- meliyiz. Bilişim çağı gereği büyük bir değişimi yaşıyo- ruz. Bilişim teknolojilerinde- ki hızlı gelişmeler ve iletişim ağının örülü dönüşümü dün- yamızı bir uçtan bir uca sa- nyor. Bu değişim ve gelişim rüzgânndan yararlanmalıyız. Bilgi akışı, ulaşım ve bilgilen- diıme konularında dünyanın giderek küçüldüğünü görü- yoruz. Dünyanın bir ucunda oluşan bir yenilik ya da bilgi, anında her tarafa yansıyor. Yani bilişimde, teknolojide sınıriar aşılıyor, sınırlar kalkı- yor. Bu hızlı değişim rüzgârı eğitimi de ilgi alanı içine alı- yor. Bilişim teknolojisindeki bu yenileşmelerle olayları, bilgileri, yenilikleri, ses ve görüntüleri anında edinebili- yoruz. önemli olan, bireyle- rin konu ile ilgili eğrtilmeleri veteknolojik donanımı kulla- nabiliyor olmasıdır. Bilgi ne- rede olursa olsun, belge, ki- tap, sunum, rapor vb. tüm kaynaklara erişmek, edin- mek mümkündür. Eğitimde bu gelişmelerle yer ve za- man kavramı da değişiyor. öğrenmenin, bilgi edinme- nin yeri ve zamanı kalmıyor. Böylece eğıtim kurumlarımı- zın klasik duruşundan sıyrı- larak, bilişimin ve teknoloji- nin yer aldığı donanıma eriş- mesi kaçınılmazdır. Eğitimi- miz öğrenci merkezli olmalı- dır. Eğitim kurumlarımızda yenilikçi bütün donanım araçları, yan nesneler olarak bireyin eğitimine de destek olmalıdır. Tabii ki öğretmenin eğitimi de bu doğrultuda ol- malıdır. öğretmen iyi eğit- meli, teknolojik donanımla buluşturmalıdır. Yaşamımızı büyük ölçüde etkileyen bu gelişmeler, ço- cuklarımızın eğitiminde de yer almalıdır. Eğitimde bu değişim ve gelişim sonucun- da "ezberci eğitime" son ve- rilebilecektir. Araştırarak, gö- rerek, inceleyerek öğrenme, daha aydın gençlerin yetiş- mesini sağlayacaktır. Göre- celi bir eğitim yerine, göre- rek, duyarak eğitimi kalıcı bilgilere ulaştıracaktır. Birey- lerin eğitiminde verimlilikte önemli kaynak "yaparak-ya- şayarak" eğitimdir. Bilişim ve teknoloji ile bu seçeneğe eri- şilmelidir. Teknoloji, bireyin yaşamın- da önemli bir araçtır. Eğitim- de, sağlıkta, kültürde ve sos- yal gelişmede kullanılmalıdır. Teknoloji bireyin yaşamını kolaylaştıran, öğrenmeye görsel katık sağlayan önem- li bir buluştur. Bilişim ve tek- nolojtyi öğrendiğimiz gibi bizler de öğrendiklerimizle üretebilmeliyiz. Uluslar bilişim ve teknolo- jide yanşıyorlar. Bu iki dalda etkinlik ve üstünlük kimde ise güçlü ulus da o olacaktır. Bilişimin temeli, araştırma ve geliştirmedir. Bunu başaran uluslar, diğer ulusları da yön- lendirir, hatta egemen oluriar. Ulusça bilgi toplumu olma yolunda var gücümüzle ça- lışmalıyız. Çağın gerisinde kalmış, yozlaşmış, karanlık düşüncelerden çocuklanmı- zı ve gençlerimizi uzak tut- malıyız. Bireyler, aileler, ku- rumlar ve devlet hızla geli- şen dünyanın bilişim ağın- dan pozitif yönde yararlan- malıdır. Ulusların bilişim ya- nşına çocuklanmızı eğiterek hazırlamalıyız. Ekonomik yönde güçlü uluslar, daha özgür bir yaşama sevinci içinde oluriar. Ortaçağın dü- şünceyapısını değil, bilgi ça- ğının düşün kurgulannı içimi- zesindimneliyiz. Geleceğimi- zi mezar taşlarıyla övünerek, yiğrtlik destanlarımızı anlata- rak değil, değişim ve gelişi- min nedeni olan bilgi çağını anlayarak kurmalıyız. Yakın gelecek hedefimiz, iyi bir uzak gelecek amacımız ol- malıdır. Bu temenniler ço- cuklanmızın çağdaş eğitimi ile olacaktır. Bilişim devrimi- ni, bilgi çağını ancak onlar yakalayabileceklerdir. Bugü- nü sağlıklı bir biçimde değer- lendirerek, yarınlarımızı kur- malıyız. Eğitimin temel kay- nağı sevgi-bilgi- başandır. Her zaman, her yerde ve herkes için bilişim örgülü eğitim gereklidir. Ata- türk'ün, "Engerçekyolgös- terici bilimdir" özdeyişi reh- berimiz olmalıdır. ÇtZGtLÎK KÂMİL MASARACI o\-HARBİ SEMİB POROY semihporoy@yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIS 29Nüan "B0TANY BAY " NERBDE? 17?O'7E 8UGÜM, ÜtJLÜ INSIÜZ KÂÇİFt JMM£S OOOK, AVUSTgALYA'NtM DO&JSUHMKf "&OTAMY KÖeF£Zİ"ME COOK, "eNoeAvoue"AOU e£Mts/yi.£~ T7Ğ/ IUZ DÜNYA YOl&lLUĞUfiJUfJ ( ^ /K/NC/ YAe/SfHDA yEUİ ZELA ç POĞU /C/r/Sf &OYI/MC/I MlŞTT. <S£MİO£ SÜNÜH ÇOK ZEN&ifJ OLDUĞUUU SÖYLE- YfNCE, AOM/ *8Om*/Y 8AY"KOYMÜÇ- 7İ KÜLTÜR • SANAT (0212) 293 89 78 YEDITEPE OYUNCULARI Haluklşık ; Yöneten: Şakir Gürzumar HADi ÇAMAN, HALiT AKÇATEPE, 4 ^ SUNA KESKiN. AYÇA BiNGÖL Persembe, Cuma, Ctesi: 20.30; Pazar: 15.30 1995-2003 Resimleri ile ADNAN ÇOKER MİNE SANAT GALERİSİ'NDE 7Nis«n- 15May»2003 Pazar giinieri de randev* ik açığız GALERISI / . . n f t r R A r r . . ı T:0216385 1203-Fax:4672677 CADDEBOSTAN wwwJB «e$anat.(o« Dil Derneği'nin Türkçe Sözlük'ünü, Yazım Kılavuzu'nu kullanmak hem Türkçe'ye, hem derneğe katkıdır. Bilgi için: 0312-425 83 60 \HÎSSE-İ ŞAVİA\ Komedi 2 Bciüm 100. Oyvn HADİ ÇAMAN TIYATROSU Teşvikiye Cad. No. 160 Nişantası Tel: (0-212) 246 17 77-219 36 29 EFESJ Pdsen /ill E F E S Pilsen'in kültür ve sanata katkıları artarak sürecek. İlanlannu İçin (0212)293 89 78 perareklam@perareklam.com.tr perareklam@superonline.com www.perareklam.com.tr Başka Türkiye Yok Haydi Fidan Dikelim 0RMAN BAKANLIĞIAĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞİ) Elika'm Yaşamı benimle paylaştığın ve dünyamı aydınlattığın için sonsuzteşekkürier. Nuri'n Memleket meseleleri ile ilgilenenlerin yeni intemet adresi inadina.com Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. SAFTA KAHRAMAN KALEM METtN ERKSAN Enosis Dogması Yunanistan Pan Hellenic Sosyalist Parti (PASOK) Genel Başkanı, Yunanistan Başbakanı ve Avru- pa/Avrupalı Birliği (AB) dönem başkanı Kostas Si- mitis, Güney Kıbns Rum Devleti'nin AB üyesi olma- sı nedeniyle Güney Kıbrıs'a gitti. Coşkulu bir tören- le karşılandı ve törende yaptığı konuşmada ilk tüm- cesi şu oldu. "Enosis'i başardık" Açıklama: Pan Hellenizm; Yunan Irkglığı'nın, Yu- nan Yayılmacılığı 'nın (Emperyalizmi'nin) simge söz- cûğüdür. Sosyalizm: tüm ırklann, tüm insanlann si- yasal, toplumsal, ekonomik, hukuksal, küttürel eşit- liği'nin ve ırtçılık/yayılmacıiıkkarşıtlığının simge söz- cüğüdür. "Pasok Partisi" adı ve yapısı içinde Pan Hellenizm ve Sosyalizm sözcüklerinibiraraya getir- mek, gülmece/mizahbilim (humouriogy) kapsamın- da düşünülecek bir olgudur. Grek dilindeki Henosis sözcüğü, Yunan dilinde Enosis sözcüğü biçiminedönüşmüştür. Henosis ve- ya Enosis sözcüğü; bırlik, beraberlik, bitişiklik, bir- leştirme, bire indirgeme, katma, ekteme, bağlama anlamında bir sözcüktür. Latince Unitas, Ingilizce Unite, Unity sözcükleri gibi. Grek dilindeki Dogma sözcüğü, Türk diline gene Dogma sözcüğü biçiminde ve anlamında girmiştir. Dogma sözcüğü Grek ve Türk dillerinde; bilimsel bil- gileri yadsıyan (inkâr eden) bir düşünce, söyience (ef- sane) ve boşinan (hurafe) oluşumlanndan, kaynakla- nan ideolojik bir ögreti ve sav anlamında kullanılır. Enosis Dogması; önce Yunan Ulusalcılığı'nın sonra Yunanistan Devleti'nin her Yunanlının bilıncin- de ve bilinçaltındaoluşturduğu ve canlı tuttuğu; ana- soycu (ırkçı), ırksal (etnik) bir söylence ve bir ilkedir. Akıldışı, bilimdışı, hukukdışı, bencil, çıkarcı, bağnaz, tutucu, saldırgan, kıyıcı, şoven, dinci, yayılmacı ve militarist olan Enosis efsanesı ve ilkesi, Enosis söz- cüğünü "Tannsal ve Kutsal" bir dogma niteliğıne dö- nüştürmüştür. Enosis Dogması ile büyülenmiş her Yunanlı, fa- reli köyün kavalcısının arkasından giden çocuklar gi- bi, Enosis sözünün çekici büyüsünden kurtulamaz. Hiçbir bilimsel, hukuksal, tarihsel niteliği olmayan Enosis Dogması Yunan ulusal biriık ve beraberli- ği'nin simgesidir. önce Yunanlılığın sonra Yunanis- tan Devleti'nin; yayılmacı, büyümeci ve elde etmeci amaçlannı göstergeleyen; Filiki Eterya, Etniki Eter- ya, Megalı Idea, Pan Hellenizm, Büyük ve ölümsüz Bizans, Büyük Yunanistan, Tannsal/Kutsal ve ölüm- süz Başkent Konstantinopolis, Enosis, Panhellenic Kıbns Enosis deyimleri ve oluşumlan; Yunan ulusal bilincini oluşturan, Yunan ulusallığını devingen ve coşkulu olarak sürdüren özendırici ve onurtandıncı okjulardır. Yunanistan'da; devlet, hükümet, milli eğitim/öğre- tim bakanlığı, kültür bakanlığı, muhalefet ve iktidar basını, resmi ve özel radyolar, resmi ve özel televiz- yonlar, Yunan kilisesi, Yunan ordusu, Yunan haberal- ma örgütleri, müzeler, kütüphaneler ve yüzlerce ku- ruluş bu kavramın yayıcısıdır. Yunanistan Enosis tutkusuna ilişkin ilginç bir iste- ğini, "Sevres Banş Antlaşması'nn hazııiık aşaması olan ve 12 Şubat/10 Mart 1920 tarihleri arasında ya- pılan 1. Londra Konferansı'nda gündeme getirmiş- tir. Yunanistan Başbakanı Eleutherios Venizelos (1864-1936) 8 Mart 1920'de yapılan toplantıya sun- duğu muhtırada; Büyükada, Heybeliada, Burga- zada, Kınalıada ve bu adalar çevresinde bulunan adacıklan Türk yönetiminde Yunanlı kimlikterini ko- rumuş Yunan adalan olarak tanımlamıştır. E. Venizelos Yunan kimliklerini korumuş olan bu dört adanın ve çevredeki adacıklann Istanbul'a ve Is- tanbul Boğazı'nayakınlıklan nedeniyle, devtetterara- sı komisyonun denetiminde bulunacak olan Istanbul şehrinin ve Istanbul Boğazfnın yönetımine bağlan- masını istemiştir. Üstelik aynı muhtırada E. Venizelos, Erdek Yanma- dası'nın kuzeyinde Marmara Denizi'nde bulunan ve Marmara Adalan olarak bilinen on adayı Yunan adası niteliğinde tanımlamış ve bu on adanın Yuna- nistan'a verilmesini ve Yunanistan'a bağlanmasını kesin bir koşul olarak ileri sürmüştür. E. Venizelos'un Sevr Antlaşması kapsamında yap- tığı bu isteklerini okudukça aklıma şu gelir. Eskiden Pendik sahili önlerinde, karaya altmış veya yetrniş metre uzaklıkta Pavli Adası adlı bir adacık vardı. Üs- tünde zeytin ağaçlan bulunan bu adaya Istanbullu- larpiknikyapmakiçinkayıklagiderdi. Pavli Adası'na yüzerek gitmek Istanbul çocuklannın ayncalıklı bir eğlencesiydi. Pendiktersaneteriyapılmadan önce bu ada vardı. Şimdi yok sanınm. E. Venizelos Sevr Ant- laşması kapsamında neden bu adayı istemedi aca- ba!.. Kaldı ki adanın adı daRumca. E. Venizeios Pav- li Adası'nı neden Enosis istekleri içine katmadı?. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAH 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ Ispanya'da yaşayan ve bu yanmadaya adını veren ta- rihöncesi halk. 2/ Japonlara özgübirtürgü- e reş... Eskiden bir erkeğin ilk ' eşi üzerine al- 8 dığı kadın. 3/ g Bileşiminde kurşun oksit bulunan cam. 4/ Sirke ya da li- mon tadında olan... Yapraklan salata gibi yenen kokulu bir bit- . ki. 5/ Sodyumun sim- gesi... Kesintilerden sonra kalan miktar... Adlan sıfat yapan bir yapım eki. 61 En yük- 8 sek aşamadaki asker. 9 7/ Huzur... tki tarla arasındaki sınır. 8/ Romanya'nın plaka işareti... îzmir'in Seferihisar ılçesındeki ünlü an- tik kent. 9/Yüksek rakımlı ûlkelerde turizm ve dağcı- lık etkinlikleri arasında yer alan yürûvüş gezileri. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Bursa kökenli, yoğurtlu döner kebap. 2/ Pakistan ve Afganistan'da, kadınlann yüzlerini örtmek için kul- landıklan peçe... Motoriu taşıtlarda direksiyon ile te- kerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan mil. 3/ Halk di- linde "sütkardeş" anlamında kullanılan sözcûk... Bir nota. 4/ Don Kişof un atının adı. 5/Van Gölü'nün do- ğusunda bir göl (V Bir kenara atılmış. uzaklaştınlmış... tlkel bir silah. II Dürülerek bonı biçımi verilmiş deri ya da kâğıt tomar. Otomobilin, üzerine karoser otur- tulan iskelet bölûmü. 8/ Sosyolojide boy. 9/0muzdan çapraz olarak bele inenbağ... Gümüşün simgesi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear