25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 MART 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIZI 1991 yıhndaki Körfez Savaşı sırasında Kuveyt'te yakalanan Iraklı savaş rutsaklan... Bugün Amerika, 'demokrasi getireceği" yalanıyla Irak'ı yeniden vurmaya hazırlanıyor. Olağanüstü petrol zenginliğryle iştah kabartan Irak topraklannda yine çoğu çocuk ve kadın olmak üzere masum insanlar ölecek. Bu 'kirli savaş'ı, teknolojisi güçlü olan kazanacalu. (Fotoğraf: DER SPIEGEL) Saddam Hüseyin yüzünden binlerce Iraklı'yı öldürmek akıl işi mi, mantık işi mi? Silahzoruyla demokrasi / rak'ta Kuveyt'ten daha çok diktatörlük veya daha az demokrasi yok. Aynca "zorla demokrasi", silahla, bombayla demokrasi, "demokrat oimazsan öJdürürünı", akıl ışı mi, mantık işi mi? Başındaki adam demokrat değil diye on binlerce masum insanı öldürmek! Iraklılann yaşama hakkı, Batı demokrasisinde insan haklanrun neresinde? Zavallı Iraklı, Hüseyin'den korkuyordu, ona itiraz edemiyordu, ama hıç olmazsa şöyle veya böyle yaşayıp gidiyordu. Şimdi, sırf bu korkusundan dolayı öldürülmek isteniyor. ABP'nln savaş ısrarı... Demokrasi, ınsan haklan öldürerek mi yaygınlaşacak? "Madem demokrat değilsin, öyieyse öldürürüm"ün, madem Müslüman değilsin öldürürüm, madem Hıristıyan değilsin öldürürüm, madem oruç tutmuyorsun öldürürüm, madem zencisin öldürürümden farkı ne? Demek, ABD'nin kendı halkının büyük bir bsmı (son Gallup araştırması yüzde 25 olarak belirtmişti; Amerika'da kayıtlı seçmen sayısı yaklaşık 180 milyon, bunun dörtte biri, yam 45 milyon Amerikalı) ve neredeyse bütün dünya halklannın net, kararlı muhalefetine, bunca masrafina, boyutu hiç belli olmayan, kendi sonunu getirmek dahil, iç \e dış risklerine rağmen böyle bir savaşta ısrar etmesinin çok daha önemli, hayati başka nedenleri olmalı. Çıkarların ötekl adı... K Kapitalizmin tören ünıforması küreselleşme, ünlü Henry Kissingerın deyışi ile, Amerikan çıkarlanmn öteki adıdır. Amerikan kapitalizminin 1970'ten bu yana içine düştüğü krizin çaresi olarak geliştırilmış, ama çarenın, yahut ilacın kendisi bir hastalığa, bir krize dönüşmüştür. Amenka artık 2.2 rrilyon dolar bütçe, 450 mılyar dolar dış ticaret açığı bulunan bir "hasta adam"dır. Türkiye'nin 2002 milli gelirinin 140 milyar dolar olduğunu düşünürseniz, sadece 450 milyar dolar dış ticaret açığı bıle üç Türkiye demektir. Enron vb. çokuluslu Amerikan şirketlerinin, sırf bütün dünyadan borsa aracıhğıyla yatınm çekmek amacıyla bilanço-muhasebe oyunlanna girerek zararlannı az ya da sıfır, kârlannı yüksek gösterdikleri yolsuzluklan, Amerikan borsalanndan 11 Eylül'den sonraki kısa bir süre içinde yine bir 450 milyar dolann çekilmesine yol açmıştır. AB'yl kızdırmak adına... Avrupa ve Japonya'nın pazar rekabeti bütün şiddetiyle sürmekte; Amerikan ekonomisinin kendi gücüyle dönmesini şiddetle zorlaştırmakta, dış kaynağa olan ihtiyacmı arttırmaktadır. Bush yönetimmm geçen son baharda çelik ithalatına uyguladığı gümrük vergisini birdenbire ve en çok Avrupa Birliği'ni kızdırmak pahasma yüzde 5-10'lardan yüzde 30'a çıkarması bu nedenledir. Öte yandan, örneğin başta Türkiye ve Iran olmak üzere hemen tüm üreselleşme, ünlü Henry Kissinger'in deyişi ile, Amerikan çıkarlannın öteki adı. Amerika artık 2.2 trilyon dolar bütçe, 450 milyar dolar dış ticaret açığı bulunan "hasta adam"dır. Türkiye'nin 2002 milli gelirinin 140 milyar dolar olduğunu düşünürseniz, Amerika'nın yalnızca 450 milyar dolar dış ticaret açığı bile üç Türkiye demektir... Ortadoğu, Kuzey Arnka vb. ülkelerinin en büyük, en önemli ticaret ortağı Amerika değil, başta Almanya ve Fransa olmak üzere Avrupa Bırlığı ülkeleridır. Japonya, Hıtachı sı, Mıtsubishi si, Honda'sı vb. ile Amerika'yı hatta AvTupa'yı da çoktandır gende bırakmıştır. Uzunca"bırsüredir caddelerimızde Chevrolefler, Cadıllac'lar, Buick'ler yoktur. Dolann yen ve özellıkle Euro karşısındaki durumunu ıse, iktısatçılar bir yana, Türkıye'de sokaktaki vatandaş da bılmektedir. Uçüncü dünyadan gellr... Amerika, bu gerçeğe rağmen ayakta duruyor ıse, büyük ölçüde, parasının dünya çapında sahıp oiduğu çok büyük dolaşım \ e rezerv gücü, başta Uluslararası Para Fonu (IMF) olmak üzere çeşitlı yollarla borçlu üçüncü dünyadan sağladığı muazzam gelir (artı değer) transfen, bir de menkul kıymet borsalannın bütün dünyada gördüğü büyük rağbet sayesınde durmaktaydı. Zaten kendi üretım ve değer yaratma potansiyelinden çok daha fazla, dış kaynakla dönen Amerikan ekonomısı, durgunluğun SAVAŞ toptan da yuvarJtıkf-ır AHTARTANOĞLI da ötesinde küçülmeye başlamıştır. IMF'nin yüzde yetmış sermayesıne sahip G-7"ler olarak, azgelışmişler karşısında bir ölçüde dayanışma içinde iseler de, Amerikan kat sayılı kötüleşme, bütün dünyayı, ama asıl bu ortaklan vurmaktadır. Amerika zorlandıkça Avrupa ve Japonya da zorlanmakta, pazar paylaşımı ıyıce kızışmaktadır. Chossudovsky, "Yoksulluğun KüreseUeşmesi"nde bu kızışmayı, toplam dünya üretiminın dünya nüfusunun ancak yüzde 15'ine hitap ettiğine işaret ederek açıklamaktadır. Yani bütün dünyada kabaca 6 milyar kişi için yapılan toplam üretime ancak 900 milyon kişilik talep olabilmektedir. (Michel Chossudovsky, YoksuDuğun KüreseBeşmesi, çev.: Neşenur Domaniç, sayfa: 45,91, Çiviyazılan, tstanbul, 1999.) Oysa, teknolojinin dur durak bilmeyen gelışmesi, üretim kapasitesini değil 6 milyar, 10 milyar kişıye yetecek düzeye doğru arttırmakta, dünyanın tüketim kapasitesi ise neredeyse aynı oranda azalmaktadır. Yoksulluflun Küreselleşmesi Nitekim, yüzde 15 oranı veya 900 bin kişi, "YoksuDiığun KüreseDeşmesrnın yazıldığı 1997- 1998 tarihıne aittır. Aradan geçen 5-6 yıl içinde bu sayınnı en az 800 milyona düşmesi hiç de sürpriz sayılmaz. Kapitalizm, 1970'lerdenitibaren içine girdiği bunalımı küreselleşme diye sunduğu, neoliberalizm admı taktığı sözde serbest piyasa düzenıyle, bir zamanlar pek moda olan deyimle bütün dünyaya sözde "çağ atiatarak" aşmaya çalışmıştır. IMF'ye, Dünya Bankası'na, Dünya Ticaret Örgütü'ne, G-7'ye, küreselleşmeye yönelik tepkiler, Seattle'dan Cenova'ya, oradan Prag'a gittikçe artmaktadır. Öyieyse testi kınlmadan tokadın vurulması gerekir. tster "tezgâh" olsun, ister "doğaçlama" olsun, 11 Eylül budur. Afganistan, Irak budur. Işsizleşen, yoksullaşan, aç kalan büyük kitleler patlamadan kapitalizmin harekete geçmesidir. Ama bir acz, bir çaresizlik oiduğu da apaçıktır. • Insan hakları... Çünkü dünyayı yönetmeye soyunan güç, dünyayı yönetememektedir; bütün dünyaya, bizzat Batı sosyal ve siyaset bilimi çevrelerinde 'insan haklan emperyalizıni'' gibi bir deyimin gelişmesıne yol açacak kadar demokrasi, insan haklan diye dayattığı bir ortamda, kendisi demokrasi ve insan haklanndan vazgeçip şiddete, savaşa başvurmak zorunda kalmaktadır. (Alpaslan Işıklı, a.g.e.) Kaldı ki, kapitalizmin knzine çare diye ortaya atılan küreselleşme de zaten, refahın, gelirin, ekmeğin, suyun, sağlığın, eğitimin adil bir şeİrilde tüm insanlığa dağıtımı değil, bu krizden, bütün dünyada sermayenin sıkıntısında hiç sorumluluğu ohnayanlara yıkılarak kurtulmaya çahşmaktan, yani krizm küreselleştirilmesinden başka şey değildi. 'Altın yumurtlayan tavuk y Tireselleşme gıysilı kapıta- lizm, ınsanlan gelırsizleşti- rerek, bir ekonomının, hele kapıtalıst ekonomının altın yumurt- layan tavuğu olan orta sımfı bütün dünyada yok etmıştır. Fabrikalar, 10 tane çok zengın adam için de, mil- yonlarca, hatta mılyarlarca ama beş parasız insan ıçın de kurulmaz. 2000 yıhnda Bırleşmiş Milletler ve Dünya Bankası, dünyada 6 milyar ınsanın 3 miryannın günde 2 dolar- dan, 1 milyar 200 milyonu- nun ise 1 dolardan da az bir parayla yaşamını sürdürme- ye çalıştığını açıkladığında, MicrosofVun patronu BUI Ga- tes'in ""Ben kinıe satacağmı bu bilgisayarlarr diye feryat etme- si bundandır; bir itiraftır ve bu- gün geldığimız noktanın işaret fı- şeğıdir. Bu konu- dadürüst Batıhla- nn de- ğerlen- dirmele- de farklı değıldir. Örneğin, John Ken- neth Galbraith'ın "1929 Büyük Bu- nahmı ashnda hiç bitmedi, sadece sa- vaş ekonomisi içinde kaybokhı" şek- lindeki saptamasına ışaret eden Swe- ezy şöyle devam etmektedir: "CMgunlaşmış kapitaüst sistem için doğalkoşuldurgunhıkrun kendini teş- vik eden talebi yok eönek, birikimin do- ğasmdadır.Yeni bir canlandıncı(*) or- tayaçıkmadıkça sermayebirikimi ya- vaşlar, durgunhık egemen oiur. (_) İnsanlannyaşamasıveçoğahna- sı için mal ve hizmet üreten reel eko- nomi,küçücükbir oBgopol azmhğaatt. ... bu a7inhğın rüketebikceğjnden ve istediğinden çok daha fazla kâr geti- recek şekilde yapılanmış. Bütün ka- pitaüsrJer gibi bu azuıhk da, kârlan- nın büyük kısınrvlava- Amerikan ekonomisi ciddi bir kriz içinde. Bush'un Irak'ı vurmakta ısrar etmesinin nedeni de bu. EUTERS) nnm yapmak istiyor. Ama aynı yapı, kalabahk kitklerm getirlerine de ka- tı sınırlamalar koyuyor. Bu insanlar, mevcut dengekıie otigopol kân sag- layabikcek düzeyde hesaplanmış fi- yaüardaki mal vehizmeüeri bile güç- lükle saön aiabfliyor. Bu nedenle, Idt- le rükerimi kapsamındaki mallan üretmekiçin kapasiteyi artnrarak kâr elde etmekimkânsız. Gereksiz kapa- siteyeyaünmyapmakdemekolan bu turum kapitalizmin mantiğına ayia- n. O zaman oKgopoDer kârlanyla ne yapacaklar? (~) Gerçek üretken var- hklar yerine maB varhklara yatinm yapacaklar-. 1970lerdensonra- yap- maya başladıklan şey de bu. („) Bir ülkenin sermaye geüşimi, ko- marhanecilik eddnüklerinin bir yan ürünü haline gehnişse, isler büyük olasıhkla kötü gidiyor demektir. („.) ... ne var olan ku- rallar al- ûndaişle- yen küre- selekonomi.ne de bu kurallara bağh kal- tnakla smnianmış hükümetier, dün- yadaki insanların büyükçoğunluğu- nun ihtiyaç duyduğutatminkâriş ob- naklan.gmenİik. geçimgibişeylerion- laraveremezler. Çoknetgörülüyorki, bu yapıya karşı getanekten başka ça- releriyok." (Paul Sweezy, FinansKa- pitalin Yükselişiyle Güç Odağı Yer DeğiştirdL çev: Ceren Özselçuk, Ik- tisat Dergisi içinde, sayfa: 78-81, Aralık, Ankara, 1999.) Paul Hirst-Grahame Thompson ise daha farklı bir noktadan hareket- le yine aynı sonuca varmaktadır: "Köktend İslamın \eya başka kul- türel mflByetçiük biçimkrinin çekici- Bğine kapılanlar, yoksuDarve dışlan- mış olanlardır. Bu rür yerelkşririci ideoJojOer.önemli sayıdainsanın dün- ya serbest ticaret düzeninden hiçbir yarar sağiamadıklannı gördükleri bölgelerde.poHtikbaşanlarsağlama- yı sürdüreceklerdir. Ama yoksulluk olgusunu değıştıremezler. "_. En zengin ile en yoksul ülkele- rin yaşam standartlan arasındaki dehşetli ve gittikçe artan bir uçuru- mun var oiduğu bir zengınlık yok- sulluk dünyası'nm güvenüveistikrar- h ohnası pek mümkün değildir. (™) Dünyanın yoksullan. sadece kendi arasmdaveya birazdahaflerigkfipye- ni endüstrfleşmiş birkaç tercihe şa- van ülke ile ticaret yapan zenginler dünyasıtarafindanterkedildiklerine inanmaktadniar. (Paul Hirst-Graha- me Thompson, KüreselleşmeSorgu- lanıyor, çe\.: Çağla Erdem ve Elif Yücel, sayfa: 216-217, Dost Kitape- vi Yayınlan, Ankara, 1998.) (*) Kapitalizmin geçmişine bakıldığmda, bu "canlandırıcı"nın, genellikle önce bir teknoloji fırtınası, bunun bittiği noktada ise savaş oiduğu dikkat çekmektedir. Yarın: Kapitalizmin çıkardığı savaş GÖRÜŞ MUZAFFEB tLHAN ERDOST 'Tezkere' ve Harita' "Ittifak" ve "stratejikişbiriiği" şemsiyesi attın- da, ulusal iradenin, kişisel "temas"larve Vaaf"ler ile ABD'nin saldırgan ve yayılmacı politikasına kilitlendiğini, ABD askerinin Türkiye'de konuş- lanmasına ilişkin "Tezkere", bir kez daha duyum- satmış bulunuyor. Gelecek kuşaklara, Türkiye'nin genişletilmiş yeni haritasını çizeceklerini "gururfa" muştula- yanlar, ABD Başkanı'nın "tehd/nerinden olsun, yeni haritanın, Türkiye'nin büyümüş değil, bö- lünmüş bir haritası olacağının da ayırdına var- mıyorlar. ••• ABDyönetiminin, Enmeni "soykınm" istemle- rini anımsatmalan, kendi denetimlerinde kuru- lacak bir Kürt devletinin Türkiye'den toprak is- teyeceğini söylemeleri, Ermenilergibi Rumların da ABD ile Türkiye'nin arasının açılmasını bek- lediklerinin dile getirilmesi, ashnda, ABD stra- tejistlerinin ve CIA analistlerinin on yıldır yinele- dikteri ve ABD'nin geteceğe yönelik amacının aba altından gösterilmesinden başka bir şey değil- dir. Irak'ın bölünmesiyle başlatılacak yeni harita- nın, Türkiye'nin dört biryanından bölüneceği bir haritaya başlangıç oluşturacağını, siyasal erk, görmezlikten ya da bilmezlikten gelmektedir. Bu nedenle de, tezkerenin Bakanlar Kuru- lu'nda imzalanması, bize, Sevr Antlaşması'nın imzalanması için padişahı şahanelerinin riya- setinde sarayda yapılan toplantıyı anımsattı. Siyasal erk, ABD askerinin Türkiye'de konuş- lanmasını öngören tezkere ile Türkiye'nin bütün- lüğünü parçalamaya ayarlanmış bir "takvimli" bombayı Türkiye'nin kalbine, "aptes"li elleriyle koyduğunun bilincine varmaktan uzak bulunu- yor. • • • Unutulmasın ki, Çekiç Güç de altı ay süreyle kuruldu. Ama on iki yıldır etkinliğini arttırarak sür- dürdü ve sürdürüyor. Çekiç Güç'ün Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurulması misyonuna karşı çı- kanlann ise, füzelerle, bombalı saldırılarla, uçak kazalarıyla, provokasyonlarla "öer(araA"edildi- ği kamuoyundan gizlendi ve gizleniyor. Bugün, "bertaraf" edilmek kaygısıyla, ABD'nin dayatmalarına boyun eğenler, kendilerinin "ber- taraf" edilmemesi için, Türkiye'nin "bertaraf" edilmesine imza koyduklarının bilincinde ol- malıdırlar. Milli Piyango cekildi 28 Şubat çekilişinde 600 milyarlık büyük ik- ramiyeyi "671431" numarah bilet kazandı. De- virli ikramiye olarak da aynı numarah biletın 350 milyar lira kazandığı çekilişte ikramiye kaza- nan diğer numaralar şöyle: 60 milyar llra: 229571 10 milyar llra: 565878 5 milyar llra: 169661 503878 1mllyarlfra:020l9903OO75O42431 046129054431 081518 129215 131430213893227030260462327779 351999441403480492510678511783 535058555122 622345 500 mllyOI) llra: 019875 055707 088616 128336 129145 132552 170295 187583 191891 196030 196284 215439227533240934241546268394275199281560 315203 327070 336708 352214 362840 373887 400362 426299 441356 469489 539347 661475 250 milyon llra: 021123 034504 058004 0653ll 136105 137640151952 170727 175762 182411185093 192535 202754202872219260219267225831228214 243374 243972 257760 277621284082 307375 310467 361251379564386927395235442381458646458720 491877506427551481557160579132581927591617 594303 620125 621298 621874625415 644200646363 653286 675136 689875 69903 i 150 milyon llra: 001303 00936i 012740016I19 017316021365051971 069168076815083927091235 092565 102605 113913 114149 122471 125220127169 129463 133112141640 158667 160118 166548168457 169273183571186090 188038198262217876223633 225495 230509 231870 239703 243727 244831249718 250268 252630 255183 265585 266822 267817 270252 271770272612273541290350293751305053319365 319496 355799361790 374439 377363 388903 393871 415107 420090423732 430234444879450471451289 457466 458710475070 475173 497371 504260 506329 508838521578549639550366555041555994561933 563160 564671 567476 575845 601706 603863 608065 608137628857641559644668652032660413667631 672255 673960 685795 696382 697844 100 milyon llra: 00l052 Oll569 012276 015806 022953 025967 029119 032722 063436069060070507 075943082400083384083659111712 122630124252 131434131760 140107 140816141659 142375 151952 152095154144155302 159216 161150 163555 176100 179105 184936185066207280208532209504217955 219253220017221565222910231354235225243943 246544252439260281264682267743271920273355 280715 284320291541300108300346301280302698 303O993079173082933191163226OO33O851331877 334223 336156 336584 340359 343606 345297 350079 352986 362466370288 371536 383082 383922 399097 400004408369415318416415418744422440422601 424385431181431213431859440346449866450116 463094472079473658481423492960501574501663 503528 510873 512397512967 517768 524265 530768 533646533874541199541819551792553820556108 560361 564505 565245 569608 570715 577005 577399 582848 583979 591086 599212 601123 605334 608035 608200 610534 619084 620702 625774 631349 638105 638389639269644527649194650110650929676562 678844 682929 691835 694096 696389 696711 40 milyon llra: 02674 09294132281802219670 30251 35462 36331 66990 72384 81717 85211 88743 90106 30mllyon llra: 0219052707011352392245065150 5804 5999 6470 8145 8746 9347 9632 20 milyon llra: 163 480 545 589 764 822 847 10 milyon llra: 16 38 46 77 97 Amortl:lve7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear