Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 MART 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Yarışma
soruları
Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış,
tarihe bir ibret belgesi olarak
kalacak haberi için
temsilcimiz Mustafa
Balbay'ı aradı. Balbay,
Yakış'ın kendi deyimiyle
Amerika'daki "at pazarlığı"
muhabbeti sırasında
ABD Başkanı Bush'un,
Türk bakanlara "Beyler,
ABD topraklarında
yapacağınız bir şey yok,
ülkenize gidin,
Meclisinizden bu tezkereyi
geçirin" dediğini yazmıştı.
Yakış, yalanlama çabasıyla
aradığı
Balbay'a haberi
doğruladı:
"Şimdi, size bu bilgileri
sızdıran iki suç işlemiş
oluyor. Birincisi, gizli bilgileri
sızdırmak, ikincisi devleti
küçük düşürmek."
Haydi gelin, hep birlikte
"Kim 6 milyar dolar hibe
kazanır?" oynayalım:
Birinci soru: Birinin
söylediği ağır sözlere
katlanmak, dahası, aynı
sözleri ikiletmeden anında
yerine getirmeye kalkışmak
neyin "kapsama alanı" içine
girer?
fkinci soru: Aşağılanma
karşısında içine düşülen
duruma ne denir?
Üçüncü ve son soru: At
pazarlığı sırasında toka
edilen eller hıziı hızlı
sallanırken kolunu
karşısındakine kaptırana
ne ad verilir?
ISIK KANSt
Savaş rüzgârlan arasında A-K-P ikti-
dan, dört yeni yasa hazırlığı içinde: Ye-
rel yönetimleryasası, kamu yönetimi te-
mel yasası, üniversiteler yasası, iş ya-
sası. Yerel yönetimler ile kamu yöneti-
mi temel yasası taslağı, Türkiye'nin ida-
ri yapısını "üniter" değil, büyük ölçüde
"federal devlet" iskeletine uyarlıyor. Üni-
versiteleryasası taslağı, "demokratikleş-
me" adı altında yükseköğretimin ulu-
sal, laik, bilimsel, kamusal biçimlenme-
sini altüst ediyor.
İş yasası taslağı, çalışma banştnı emek
aleyhine bozuyor, ülkeyi "ucuz emek
cenneti"ne dönüştürüyor.
Bu üç taslağa; Hazine arazileri gibi, TE-
KEL gibi, TUPRAŞ gibi, BOTAŞ gibi,
TÜGSAŞ gibi, PETKFM gibi, THY gibi,
madenler gibi, enerji gibi çok stratejik ku-
rum ve alanlann özellikle yabancılara
satılmasınayönelikçalışmalan ekleyin...
Bütün bu taslaklara ve girişimlere kar-
şı oluşacaktoplumsal muhalefetin "sa-
vaş hali" gerekçe gösterilerek bastınl-
dığını düşünün. Tam bir dikensiz gül
bahçesi!
Ankara Barosu Başkanı Semih Gü-
ner, hemen hemen aynı kaygılan taşı-
yor: "Şu anda gûçlü bir tekparti iktida-
n var. Medis yeteri kadar denetim ya-
pamıyor. Böyle birsiyasiortamda, top-
lumun sivil otoritelerinin, meslek kuru-
luşlannın da tüm ilgisi savaşa yoğunla-
şırsa, TBMM'deki çalışmalartoplumsal
bilginin dışına çıkabilir ve ülke günde-
mi ikinci plana düşebilir endişesi için-
deyiz."
Işçi kökenli CHP milletvekili Izzet Çe-
tin de, olaya emek açısından yaklaşıyor
"İş Yasası'nın kabul görmüş, oturmuş,
ona bağlı olarak Sendikalar ile Toplu-
sözleşme, Grev ve Lokavt yasalan da
biçimlenmişken, şimdi 122 maddelik
yeni bir düzenlemenin ilerisürûlmesiiş
banşını, dolayısıyla iç banşı dinamitle-
mekanlamınagelecektir. Iktidar, bütün
bunlan ancak savaş koşullannda ger-
çekleştirebileceğini öngörûyor, bazı iş
çevrelerinin savaş yanlısı bir tutum içi-
ne girmelerinin altında bu amaç yatıyor
olabilir."
Böyle bir iklimde, Türkiye'nin iç ve dış
politikasının belirlendiği en önemli top-
lantılara girebilen, yetkisiz, sorumsuz
danışman Cüneyd Zapsu'nun "Siirtse-
çimlerinden sonra Recep Tayyip Erdo-
ğan'/n başbakan olması halinde bü-
rokrasi oldukça şaşıracak, süratine ayak
uydurmada zorluk çekecektir" yolun-
daki sözleri hiç de yabana atılmamalı!
Üzerinde önemle durulacak soru belli-
dir Savaş, "süratle" birilerinin özlediği
rejime zemin hazırlar mı?
Okurumuz Zeki Karalı,
196O'lı yıllardatüm dünyada
büyük yankı yapan Claude
Jıilen'in "Amerikan impara-
torfuöu'kitabındanbirbötüm
gönderdi. Orson W»lles'in
unutulmaz "Yurttaş Kane"
filminde çizdiği portresiyle
tanıdığımız ünlü basın patro-
nu Wllliam Randolph He-
arst, 19. yüzyıl sonunda
ABD'nin operasyonu önce-
si muhabir Frederick Re-
mington'u Küba'ya gönde-
Hayalet araımzda
rir. Remington, Havana'dan
patronu Hearst'e telgraf çe-
ker "önemlibirşeyyok. Her
şeysütliman. Savaş olmaya-
cak. Dönmekistiyorvm," He-
arst, telgrafa şu yanrtı verir
"Kalmanızı rica ediyorum.
Siz yeni fotoğraflar hazırta-
yın, ben de savaşı hazırlaya-
cağım." Hearst'ün hayaleti
aramızda. "Medyaplaza"\a-
nmızda dolaşıyor. Odadan
odaya geçiyor. bilgisayarla-
n yalıyor, telefon ahizelerin-
den süzülüyor, gazete sayfa-
lannda, ekranlarda boy gös-
teriyor. Türkiye'de kamuoyu-
nu savaşa hazıriamayı gö-
rev bilmişlere akıl veriyor,
"Tezkere geçecek, 62 bin
ABD askeri gelecek, Türki-
ye'nin önü açılacak, tarihye-
niden yazılacak"diye kalem
oynatanların beyin kıvrımla-
nnda dans ediyor. Kızalım
mı, öfkelenelim mi? Değmez.
Yurdun işgal belgesi
Mondros Mütarekesi'ni bun-
dan 85 yıl önce "Sulh oldu"
diye degerlendirenlerin bu-
günkü iz sürücülerine ve on-
lannzavallılığına, dağlanmış
benliklerine, fingir fingir hiz-
metkârlıklanna, kısacatepe-
den tırnağa ruh satışına sa-
dece acınır...
Mitinge çağrı
Halkın yüzde 90'ından
fazlası savaş istememesine
karşın düzenlenen savaş
karşıtı toplantılann cılız
kalmasına gösterilen neden
tek odakta buluşuyor:
"CHP, muhalefetini Meclis'e
hapsetti. CHP sözcüleri,
toplumla kucaklaşmak
yerine, önlerine mikrofon
uzatıldığında konuşmayı
yeğliyoriar."
lsteristemez 1991 Körfez
bunalımı dönemi akla
geliyor. 0 günlerde ana
muhalefet partisi olan SHP,
Pendik'te, Kocaeli'nde 25-
50 bin kişinin katıldığı
mitingler düzenlemiş;
Iskenderun'da, Incirlik'te,
Diyarbakır'da ve birçok ilde
toplantılar yapmış,
neredeyse bütün Türkiye'yi
"Savaşa Hayır" pankartlan
ile donatmıştı. Günümüzde
koşullar ve dayatmalar
1991 'den daha ağır. CHP,
geçmişte SHP'nin yaptığının
tersine, sessiz kalmasa da,
etkin olmaktan, öne
çıkmaktan özenle kaçınıyor
gibi. TMMOB, TTB, DİSK ve
KESK'in öncülüğünde
"Halk Bu Savaşı
Durduracak" mitingi için
binlerce kişi bugün
saat 13.00'te, Ankara
Sıhhiye Meydanı'nda
toplanacak. Miting
düzenleme komitesi
"Savaşın kıyısında durup
hayata bakmayalım"
çağnsını yapıyor, herkese.
Elbette CHP üyelerine,
milletvekillerine ve
yöneticilerine de!..
Inkılap Tarihi ve
Atatürk Dkeleri
TÜRKSENBAŞER
KAFAOĞLU
Yüzlerin, estirilmek istenen
savaş rüzgârlanna döndürül-
düğü şu sıcak süreçte, AKP hü-
kümetinde, sıkı bir yasa deği-
şikliğı hareketliliği gözleniyor.
Bunlar arasında neler yok ki;
madenler, ormanlar, eğitim...
Yani ulusal temel taşlanmız.
Yapılmasını istedikleri değişik-
liklerin ne olduğu, hangi yollar-
la ortaya konduğu ya da ko-
nacağı önemli. Dikkate alın-
ması gereken diğer husus da
hükümet programlarındaki,
şeffaflık ve her kesimle her şe-
yi paylaşma gibi sözlerinin ta-
mamiyle bir aldatmaca oldu-
ğu.
Bilindiği gibi AKP son se-
çimlerde, halkın ve medyanın
çoğunu, artık değiştiklerine
inandırmayı başarmıştı. Ama
bunun kokusunun bir süre son-
ra ortaya çıkıvereceğini adı gi-
bi bilenler de vardı. Kuşku duy-
makta da haklıydılar. Çok geç-
meden; hele hele savaş satış
pazariıklannı sürdürdükleri sı-
rada hükümet, diğer yüzünün
sergilenmesinde gecikmedi.
Belki de şu ortamda art gü-
dümlü işlemlerini daha kolay
gerçekleştireceklerini umuyor-
lardı; buna sağ gösterip sol
vurmak denir. Aynen öyle ol-
du.
Geçen günlerde, Milli Eği-
tim Bakanı Erkan Mum-
cu'nun, Üniversiteler Kanunu
ile ilgili olarak "Atatürk ve In-
kılap Tarihi derslerini zorunlu
ders listesinden çıkarma"te-
şebbüsünde bulunduğu, gün-
deme geldi. Bu durum, Mus-
tafa Kemal Atatürk'ün kurdu-
ğu laik cumhuriyetin, seçim
öncesi AKP konuşmalarıyla,
sadece bir takıyye gereği ka-
bul edilmiş gösterilmesine iyi
bir kanıt.
Partisini terk ederek kendi-
si için gelecek vaat eden
AKP'ye giren ve Milli Eğitim
Bakanı oluveren Erkan Mum-
cu, yeni girdiği parti aslannın
gözüne girme yolunu anyor
olabilir mi diye bir soru geliyor
akla. Çünkü bakan bu işgü-
zarlığı ile kraldan çok kralcı ol-
muştur, böyle bir değişikliği
hemen de şu süreçte ortaya
atıvermekle.
AKP'nin takıyyeci tavrının
arkasına gerçek düşünceleri-
ni gizlemeyi başardığı, bir bi-
linmeyen değildir. Ne var ki
cumhuriyet tarihinden bu ya-
na süregelen Atatürkçü bir eği-
timin zorunluluk dışı bırakılı-
vermesi durumunun, ortaya
konuş sürecini, AKP henüz er-
ken bulabilir ve onlan, art po-
litikalarının ele verileceği kuş-
kusuna sokabilir. Ancak top-
lumumuzun bu hususta hükü-
mete vereceği yanıt hazırdır
ve güçlü bir temele dayan-
maktadır.
Bize göre eğitim, bireyin ya-
şantısına etkide bulunur ve
ona değer aktanmında bulu-
nur. Bireyde var olan yetenek-
leri geliştirir. Bu nedenle son de-
rece önem taşır. Değiştirilmek
istenen, eğitimle ilgili bir konu
ise Atatürkçü, çağcıl, ulusal
bağımsızlığımızın tarihi ve il-
keler asla gözardı edilemez.
1739 Sayılı Milli Eğitim Temel
Yasası'nda yer alan ve anaya-
samızın başlangıcında ifade
bulan "Atatürk llke ve Inkılap-
lan" ve laik ulusal bir eğitim
şekli BMM'nin açılışından be-
ri gündemdedir.
1973'ten bu yana da amaç
aynen yürürlüktedir. Çocukla-
nmızın, onlara ulusal bağımsız-
lık yollannı gösteren tarihimizi
ve bunu gerçekleştiren M. Ke-
mal Atatürk'ü bilmesi, özellik-
le zor günler yaşadığımız gün-
lerde daha da gereklidir. Top-
rağımıza, madenlerimize, tanm
topraklarımıza; su havzalan-
mıza sahip çıkmanın yolu, Ata-
türk ilkelerini içeren bireğitim-
den geçer.
Düşüncemiz odur ki: Bazı-
lannın Atatürk ilke ve inkılap-
larından ürkmesi, yıllardır ya-
bancı hayranlığı ve taklitçiliği
ile ulusal eğitimimizi emper-
yalizmin kıskacında bulundur-
mak isteyenlerin ekmeğine yağ
sürecektir. Oysa artık, ulusu-
muza karşı içten ve dıştan oy-
nanmak istenen son oyunlar,
toplumumuzun gözünü açmış-
tır. Artık her şey daha farklı ola-
bilir.
KİM KÎME DUM DUMA BEHÎÇAK b9hicak@turk.net
ÇtZCtLİK KÂMtL MÂSARACI
HARBt SEMİH POROY semihporoyayahoo.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIV lMart
"Leylacığım,
tyi ki seni
doğurmuçum,
Beni merak etme,
sayende
huzur içinde
yatıyorum,
sizi izleyip
mutlu otuyorum.
Annen"
Türtöye Gazeteciler Cemiyeti'nin
yayınladığı günlûk
Bizim
GazeteÜlke sorunlanna ilişkin
raporianyla, araştırmalanyla,
köşe yazılanyla, tarafsız haber-
leriyte sivil toplumlann gazetesi.
Düzenli okumak için abone olun.
TeJ: 0^12.511 08 75
DÖRTYOL ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİTVDEN
2001/174 Esas
Davacı Hazine vekili tarafından, da-
valılar Recep Genç ve müşterekleri
aleyhine açılan tapu iptali ve tescil da-
vasında;
Mahkememizin 13.12.2002 tarih ve
2001/174 esas sayılı karan ile Dörtyol
ilçesi (ç) Numuneevler Mahallesı 1
ada 40 parsel no'lu taştnmazın tapusu-
nun iptali ile Hazine adına tescılıne
karar verilmiştir. Mahkememiz karan
aşağıda isünleri yazılı davalılara ila-
nen tebliğ olunur.
1. Fatma Karatosun - Özerli Mah.
Cami Sok. No. 10 - Dörtyol.
2. Hilmi Karaoğlan - Şekere köyü
Yuvam Yapı Koop. No. 49 Iskende-
nın. Basın: 8264
Memleket meseleleri ile ilgilenenlerin
yeni intemet adresi
inadina.com
DENEME EDEBlYATfMN ÖNCUSÜ
158O 'D£ 8UGÜU, ÜMLÜ FHAMStZ DÜŞÜUÛR VB YA2A/Ü
M/CHEZ. D£ MOUTAIGNE(M0NTeUYQ,BASIlACAK Kİ-
TABl İÇİN V*NM eÖRULSAJ ÖNSĞZÛ YAZOtPSÖZ KO.
NUSU KİTAP, *Ö£VSWE£&Ç
H
rV VB BU TÜgÜN SA8ASI
Diye AnujMsım HEPBN OLKAKTI. /y/'&te eĞinu
VE ÖĞKENİM GÖ&MÜŞ OLAN MOHJAI6NB, lATİNCEYİ
BELKJ DE KENOİ PİUNO£N ÖNCE Ö&R£NMİÇTİ. BĞY-
l£C£, 2AMANININ KLASİK YAPlTtAZlHt İNCELEMC
OtAUA&l SüLMUŞ, RÖNESANS'IN AVISuPA'OA ES-
TİRDİeî Y£Nİ HAVAMN DA ETKİSİYLE BİR HÜMA-
NİST OLARAK. yETİÇMffTİ. MONrAIGU£, TEK VE
BÜYÜK YAPm "OEHEMELER*&£, GENEUJKJLE
KSNbİNİ AULATMIÇTt, ANCAK SU ANIATTMIN AÇ-
TfGI SOYUT, rÜM İNSAULARt KAPSAMAKTAYDI..
&)Önsözûn çeririsi: SabatıoHin Eyüboglu.
Okuyacu bu lûaptt yalsa doUn yok. San» btfUtn
söyliyeyim ki, ben barada yakaalanm ve " -J i
— -*»«aıU
li-
tıy
özcııır*
ty her güntü bklimk, 6ffiatuu baemisz (fir&nmek ttttfim,
jöylcaeıı in&anl&r tnsındft obsydno, emîû ol ki Xfrvtini' '
cu, kicabsDia özu benim: Boç v&kitktmi ba kıdır tudan
aolamsız bir koou>« hsrcaaıın akıl U n oimai. H«ydi
u |urlaı oJsun
DİYARBAKIR 3. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN KAMULAŞTIRMA
VE BELGE ÖZETLERİNtV İLAM
Esas No: 20036
Dava tarihi: 03.01.2003
Kamulaştınna tarihi: 23.10.2002
Kamulaştırmayı yapan idare: TEDAŞ Eiektrik Dağıtun Müessesesi - Diyarbakır.
Taşınmazla ilgili bilgiler: Diyarbakır merkez Dökmetaş köyü Sikacık yolu mevkii, parsel: 310*daki taşınmazm 4646 m2'si irtifak
hakkı tesisi.
Taşınmaz malikleri: 1- Ali Nergiz, 2- Mustafa Çiçekçi, 3- Abdulkadir Çiçekçi, 4- Hamza Çiçekçi, 5- Şükrü Çiçekçi.
Idarenın belirlediği deger: 556.000 TLm2
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10 4 maddesi gereğince ilanen duyurulur. 6/1/2003.
Basın: 2827 '
SAĞNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
'Sözlerimizi Yerine
Getirmedik...'
"Körfez Savaşı'nda Tûrkiye'ye vehlen sözleryerine
getirilmedi!" Bunu ABD Savunma Bakan Yarclımcısı Pa-
ul Wolfowitz söylüyor. Wolfowitz'in tam ifadesi şöy-
le: "1991 Körfez Savaşı'nda birkısmı bizim tarafımız-
dan, bir kısmı Araplar tarafından Tûrkiye'ye bazı söz-
ler verildi ve bunlann sadece bir kısmı yerine getiril-
d/."Baksen...
Bu gecikmiş "vicdan muhasebesini" niye daha ön-
ce yapmadığını Paul Wolfowitz'e sormak lazım. Ken-
disi sıradan bir isim değil. Baba Bush ekibinde bizzat
yeralmış. Dönemin Savunma Bakanı Dick Chene/nin
yardımcıiığını yapmış. Körfez Savaşı'nda ABD strate-
jisini koordine eden o. "Operasyon" için gereken "mad-
di desteği" bir araya getiren, müttefiklerden kotaran
o. llk Körfez Savaşı'nda çevrilen "mali operasyonun"
baş mimarianndan bin kısacası. Şimdi aradan 12 yıl
geçiyor. Türkiye Körfez Savaşı'nın ağır yükünü, PKK
teröründen tutun da turizme kadar her alanda ödüyor.
Neden sonra Wolfowitz'in aklına; "Mamafih biz Türk-
lere vaktiyle haksızlık ettik!" demek geliyor.
Bu, hiç geçiştirilmemesi gereken bir itiraf. "Körfez
Savaşı'nın" yükü meğer hepten Tûrkiye'ye kalmış.
Ekonomik yıkım bir yana, ABD dalga geçmiş bizimle,
insan en çok "köyün enayisi" durumunda kalmaya
içerliyor.
Brüksel'deki AB Komisyonu'nda çalısan bir arkada-
şımdan dün bir "mail" aldım. Bir alay "e-posta" adre-
si var üzerinde. Birinci Körfez Savaşı'nda ABD'nin yap-
tığı "savaş vurgununu" anlatıyor ve intemette savaş
karşrtı sitelerde dolaşıyor. Yorumsuz ama ibretlik bir bi-
lançoyu ortaya koyuyor. ömeğin ben, baba Bush ve
arkadaşlannın "savaşın masraflanm" Müttefiklere bin-
dirdiğini biliyordum. Ama üstüne üstlük savaştan bir
de "kâretmişleri". "20m/yyardo/ar"kâr1açıkmışABD
o operasyondan. Eğer çıkanlan hesap doğruysa ger-
çekten pes doğrusu. Bu kadar olur.
Kaba rakamlar şöyle: llk Körfez Savaşı toplam ma-
liyeti "40 milyar dolar". 40 miJyann ilk etapta dörtte bi-
rini (10 milyar) ABD, dörtte üçünü (30 milyar) "Mûtte-
fikler" -özellikle de Kuveyt ve Suudi Arabistan- yük-
lenmış. Ancak savaşla birlikte varil başına petrol frya-
tı 15 dolardan 42 dolara çıkınca; fiyat farkından edini-
len "ek kazanç" 60 milyar dolara fıriamış.
Kime gitmiş fark? ABD'nin çokuluslu petrol şirket-
leri ile Körfez ülkeleri kazancı "fffty fifty" paylaşmışlar.
30 milyar dolar ABD'Iİ petrol şirketlerine, 30 milyar do-
lar Kuveyt ve Suudi Arabistan'a kalmış. Tatlı kâriann
21 milyan Amerikan hükümetine, 9 milyan özel şirket-
lere gitmiş. Savaş sanayisinin kazançlan işin cabası.
Savaşın saadet zincîri...
"Savaş masrafı" diye masaya 30 milyar dolar koyan
Araplar; "petrol vurgunundan" 30 milyar dolar kazan-
mış. "Tapi" kalkmışlaryani. Giderlerin on mityardolar-
lık kısmını üstlenen ABD ise, masraflar çıktıktan son-
ra sayfayı "20 milyar dolar" kârla kapatmış. "Kuveyt'e
özgüriükoperasyonu" altında bir"saadetzinciri" kur-
muş yani ABD, savaşın saadet zinciri... Ne tatlı değil
mi?
Peki bu zincirin yükü kime kalmış? "Petrol tûkatici-
lerine" tabii. Herkese, hepımize. Bir de bölgede şim-
di "at pazarlığı", "Kapalı çarşı pazarlığı" yapmakla
suçtanan Tûrkiye'ye... Ama hiç kimsenin haberi yok bun-
dan. "İntemet"te dolaşan savaşın kâr/zarar kalemle-
rinde de Türkiye'nin adı geçmiyor. Savaşın bize "nasıl
girdiğini" yalnız biz biliyoruz.
"Onunımuz beş paralık oldu", "Itibanmız sarsıldı",
"Paralı askere döndük" diye oturup ağlaşmak yerine
Birinci Körfez Savaşı'nın "kâr/kazanç" bilançosunu
şimdi herkesin anlayacağı, kısa, kesin, öz bir dil ve ve-
rilerie en azından intemet site4erine koymak lazım. Şi-
şirmeden en gerçekçi bilançoyu dünyaya duyurmak
lazım. Türkiye'nin yaptığı "ekonomikpazariığın" haber-
lerini yani başına "Türk bayrağı üzerinde yeşil yeşil
dolariarbulunan" logolarfa veren uluslararası TVIer ve
yazılı yayın organlanna bu h«saplan -kalem kalem-
göndermek lazım. Ve tabii "Tûrkiye'ye verilen sözler
yerine getirilmedi!" cümlesinin hesabını da Worfo-
vvitz'ten döne döne sormak lazım.
Böylesine aşağılık bir düzende "üstüne cebindenpa-
ra koyan, gözü kapalı, sadık müttefîk, bedava asker"
olmak "paralı aster* olmaktan dfcaha 'onuriu', daha 'şah-
siyetli" konum olmuyor. O zarnan da "sırtına vur, lok-
masını ağzından al" misali bir ahmak durumuna dü-
şüyorsunuz. Başka hiçbir nedenle olmasa bile sırf bu
tablo, bu savaşa direnmek için yeterli neden. "Ulusla-
rarası meşruiyet boşluğu" işin cabası. Meclis'te ol-
sam "feztereye" gözümü kırp>madan "hayır" derim.
B U L M A C A SE&AT YAŞAYÂN
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5
1/ Bir süitten ^
ya da bir so-
nattan alınmış ^
olabilen çalgı- 3
sal müzik par- 4
çası. 2/ Os-
manlı devleri-
nin Müslü-
man olmayan
uyruklarına
verilen ad...
Kesintilerden
sonra kalan miktar.
3/ Yemek... Düz ya
da desenli bir kumaş-
tan kesilmiş morifle-
rin bir başka kumaşa .
işlenmiş durumu. 4/
Güney Kore'nin baş-
kenti... Mercanlann
bir araya toplanma-
sıyla oluşmuş halka
biçiminde adacık. 5/
Ünlü bir Ingiliz rock müzik gmıbu... Havva'nm Fa-
tı dillerindeki adı. 6/ Bir maçın normal süresiıe,
duraklamalar nedeniyle ekleTien süre... Kalın K-
külmüş sicim. 7/Baş... Bir pamuk cinsi. 8/Kırreık-
li. 9/Peru'nun başkenti... Abman faşisti.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ "Deliliğe Övgü" adlı yapıtayla ünlü Hollandüı
yazar. 2/Dışa vuran sevinç... <^abuk ve kolay ks -
rayan. 3/Uzaklık işareti... Bâr uyaran karşısuıia
organizmanın gösterdiği teplci. 4/ Bir tür bağuı-
sızlığı olan büyük ü... Eski ^lısır'da güneş tam-
sı. 5/ Şarkının sert bir biçimcde vurgulandığı &-
ko müzik üslubu... Voleybol ve teniste küt innr;.
6/Bir nota... "Gülten --": ŞŞairimiz. 7/Birç«-
luğu oluşturan varlıklann herr biri... Kanşık re«-
li. 8/Küçük demiryolu. 9/Br.ırinin düşündükln-
ni, duygusal hiçbir bağlantı olmadan algılama