22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 MART 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Yarışma soruları Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, tarihe bir ibret belgesi olarak kalacak haberi için temsilcimiz Mustafa Balbay'ı aradı. Balbay, Yakış'ın kendi deyimiyle Amerika'daki "at pazarlığı" muhabbeti sırasında ABD Başkanı Bush'un, Türk bakanlara "Beyler, ABD topraklarında yapacağınız bir şey yok, ülkenize gidin, Meclisinizden bu tezkereyi geçirin" dediğini yazmıştı. Yakış, yalanlama çabasıyla aradığı Balbay'a haberi doğruladı: "Şimdi, size bu bilgileri sızdıran iki suç işlemiş oluyor. Birincisi, gizli bilgileri sızdırmak, ikincisi devleti küçük düşürmek." Haydi gelin, hep birlikte "Kim 6 milyar dolar hibe kazanır?" oynayalım: Birinci soru: Birinin söylediği ağır sözlere katlanmak, dahası, aynı sözleri ikiletmeden anında yerine getirmeye kalkışmak neyin "kapsama alanı" içine girer? fkinci soru: Aşağılanma karşısında içine düşülen duruma ne denir? Üçüncü ve son soru: At pazarlığı sırasında toka edilen eller hıziı hızlı sallanırken kolunu karşısındakine kaptırana ne ad verilir? ISIK KANSt Savaş rüzgârlan arasında A-K-P ikti- dan, dört yeni yasa hazırlığı içinde: Ye- rel yönetimleryasası, kamu yönetimi te- mel yasası, üniversiteler yasası, iş ya- sası. Yerel yönetimler ile kamu yöneti- mi temel yasası taslağı, Türkiye'nin ida- ri yapısını "üniter" değil, büyük ölçüde "federal devlet" iskeletine uyarlıyor. Üni- versiteleryasası taslağı, "demokratikleş- me" adı altında yükseköğretimin ulu- sal, laik, bilimsel, kamusal biçimlenme- sini altüst ediyor. İş yasası taslağı, çalışma banştnı emek aleyhine bozuyor, ülkeyi "ucuz emek cenneti"ne dönüştürüyor. Bu üç taslağa; Hazine arazileri gibi, TE- KEL gibi, TUPRAŞ gibi, BOTAŞ gibi, TÜGSAŞ gibi, PETKFM gibi, THY gibi, madenler gibi, enerji gibi çok stratejik ku- rum ve alanlann özellikle yabancılara satılmasınayönelikçalışmalan ekleyin... Bütün bu taslaklara ve girişimlere kar- şı oluşacaktoplumsal muhalefetin "sa- vaş hali" gerekçe gösterilerek bastınl- dığını düşünün. Tam bir dikensiz gül bahçesi! Ankara Barosu Başkanı Semih Gü- ner, hemen hemen aynı kaygılan taşı- yor: "Şu anda gûçlü bir tekparti iktida- n var. Medis yeteri kadar denetim ya- pamıyor. Böyle birsiyasiortamda, top- lumun sivil otoritelerinin, meslek kuru- luşlannın da tüm ilgisi savaşa yoğunla- şırsa, TBMM'deki çalışmalartoplumsal bilginin dışına çıkabilir ve ülke günde- mi ikinci plana düşebilir endişesi için- deyiz." Işçi kökenli CHP milletvekili Izzet Çe- tin de, olaya emek açısından yaklaşıyor "İş Yasası'nın kabul görmüş, oturmuş, ona bağlı olarak Sendikalar ile Toplu- sözleşme, Grev ve Lokavt yasalan da biçimlenmişken, şimdi 122 maddelik yeni bir düzenlemenin ilerisürûlmesiiş banşını, dolayısıyla iç banşı dinamitle- mekanlamınagelecektir. Iktidar, bütün bunlan ancak savaş koşullannda ger- çekleştirebileceğini öngörûyor, bazı iş çevrelerinin savaş yanlısı bir tutum içi- ne girmelerinin altında bu amaç yatıyor olabilir." Böyle bir iklimde, Türkiye'nin iç ve dış politikasının belirlendiği en önemli top- lantılara girebilen, yetkisiz, sorumsuz danışman Cüneyd Zapsu'nun "Siirtse- çimlerinden sonra Recep Tayyip Erdo- ğan'/n başbakan olması halinde bü- rokrasi oldukça şaşıracak, süratine ayak uydurmada zorluk çekecektir" yolun- daki sözleri hiç de yabana atılmamalı! Üzerinde önemle durulacak soru belli- dir Savaş, "süratle" birilerinin özlediği rejime zemin hazırlar mı? Okurumuz Zeki Karalı, 196O'lı yıllardatüm dünyada büyük yankı yapan Claude Jıilen'in "Amerikan impara- torfuöu'kitabındanbirbötüm gönderdi. Orson W»lles'in unutulmaz "Yurttaş Kane" filminde çizdiği portresiyle tanıdığımız ünlü basın patro- nu Wllliam Randolph He- arst, 19. yüzyıl sonunda ABD'nin operasyonu önce- si muhabir Frederick Re- mington'u Küba'ya gönde- Hayalet araımzda rir. Remington, Havana'dan patronu Hearst'e telgraf çe- ker "önemlibirşeyyok. Her şeysütliman. Savaş olmaya- cak. Dönmekistiyorvm," He- arst, telgrafa şu yanrtı verir "Kalmanızı rica ediyorum. Siz yeni fotoğraflar hazırta- yın, ben de savaşı hazırlaya- cağım." Hearst'ün hayaleti aramızda. "Medyaplaza"\a- nmızda dolaşıyor. Odadan odaya geçiyor. bilgisayarla- n yalıyor, telefon ahizelerin- den süzülüyor, gazete sayfa- lannda, ekranlarda boy gös- teriyor. Türkiye'de kamuoyu- nu savaşa hazıriamayı gö- rev bilmişlere akıl veriyor, "Tezkere geçecek, 62 bin ABD askeri gelecek, Türki- ye'nin önü açılacak, tarihye- niden yazılacak"diye kalem oynatanların beyin kıvrımla- nnda dans ediyor. Kızalım mı, öfkelenelim mi? Değmez. Yurdun işgal belgesi Mondros Mütarekesi'ni bun- dan 85 yıl önce "Sulh oldu" diye degerlendirenlerin bu- günkü iz sürücülerine ve on- lannzavallılığına, dağlanmış benliklerine, fingir fingir hiz- metkârlıklanna, kısacatepe- den tırnağa ruh satışına sa- dece acınır... Mitinge çağrı Halkın yüzde 90'ından fazlası savaş istememesine karşın düzenlenen savaş karşıtı toplantılann cılız kalmasına gösterilen neden tek odakta buluşuyor: "CHP, muhalefetini Meclis'e hapsetti. CHP sözcüleri, toplumla kucaklaşmak yerine, önlerine mikrofon uzatıldığında konuşmayı yeğliyoriar." lsteristemez 1991 Körfez bunalımı dönemi akla geliyor. 0 günlerde ana muhalefet partisi olan SHP, Pendik'te, Kocaeli'nde 25- 50 bin kişinin katıldığı mitingler düzenlemiş; Iskenderun'da, Incirlik'te, Diyarbakır'da ve birçok ilde toplantılar yapmış, neredeyse bütün Türkiye'yi "Savaşa Hayır" pankartlan ile donatmıştı. Günümüzde koşullar ve dayatmalar 1991 'den daha ağır. CHP, geçmişte SHP'nin yaptığının tersine, sessiz kalmasa da, etkin olmaktan, öne çıkmaktan özenle kaçınıyor gibi. TMMOB, TTB, DİSK ve KESK'in öncülüğünde "Halk Bu Savaşı Durduracak" mitingi için binlerce kişi bugün saat 13.00'te, Ankara Sıhhiye Meydanı'nda toplanacak. Miting düzenleme komitesi "Savaşın kıyısında durup hayata bakmayalım" çağnsını yapıyor, herkese. Elbette CHP üyelerine, milletvekillerine ve yöneticilerine de!.. Inkılap Tarihi ve Atatürk Dkeleri TÜRKSENBAŞER KAFAOĞLU Yüzlerin, estirilmek istenen savaş rüzgârlanna döndürül- düğü şu sıcak süreçte, AKP hü- kümetinde, sıkı bir yasa deği- şikliğı hareketliliği gözleniyor. Bunlar arasında neler yok ki; madenler, ormanlar, eğitim... Yani ulusal temel taşlanmız. Yapılmasını istedikleri değişik- liklerin ne olduğu, hangi yollar- la ortaya konduğu ya da ko- nacağı önemli. Dikkate alın- ması gereken diğer husus da hükümet programlarındaki, şeffaflık ve her kesimle her şe- yi paylaşma gibi sözlerinin ta- mamiyle bir aldatmaca oldu- ğu. Bilindiği gibi AKP son se- çimlerde, halkın ve medyanın çoğunu, artık değiştiklerine inandırmayı başarmıştı. Ama bunun kokusunun bir süre son- ra ortaya çıkıvereceğini adı gi- bi bilenler de vardı. Kuşku duy- makta da haklıydılar. Çok geç- meden; hele hele savaş satış pazariıklannı sürdürdükleri sı- rada hükümet, diğer yüzünün sergilenmesinde gecikmedi. Belki de şu ortamda art gü- dümlü işlemlerini daha kolay gerçekleştireceklerini umuyor- lardı; buna sağ gösterip sol vurmak denir. Aynen öyle ol- du. Geçen günlerde, Milli Eği- tim Bakanı Erkan Mum- cu'nun, Üniversiteler Kanunu ile ilgili olarak "Atatürk ve In- kılap Tarihi derslerini zorunlu ders listesinden çıkarma"te- şebbüsünde bulunduğu, gün- deme geldi. Bu durum, Mus- tafa Kemal Atatürk'ün kurdu- ğu laik cumhuriyetin, seçim öncesi AKP konuşmalarıyla, sadece bir takıyye gereği ka- bul edilmiş gösterilmesine iyi bir kanıt. Partisini terk ederek kendi- si için gelecek vaat eden AKP'ye giren ve Milli Eğitim Bakanı oluveren Erkan Mum- cu, yeni girdiği parti aslannın gözüne girme yolunu anyor olabilir mi diye bir soru geliyor akla. Çünkü bakan bu işgü- zarlığı ile kraldan çok kralcı ol- muştur, böyle bir değişikliği hemen de şu süreçte ortaya atıvermekle. AKP'nin takıyyeci tavrının arkasına gerçek düşünceleri- ni gizlemeyi başardığı, bir bi- linmeyen değildir. Ne var ki cumhuriyet tarihinden bu ya- na süregelen Atatürkçü bir eği- timin zorunluluk dışı bırakılı- vermesi durumunun, ortaya konuş sürecini, AKP henüz er- ken bulabilir ve onlan, art po- litikalarının ele verileceği kuş- kusuna sokabilir. Ancak top- lumumuzun bu hususta hükü- mete vereceği yanıt hazırdır ve güçlü bir temele dayan- maktadır. Bize göre eğitim, bireyin ya- şantısına etkide bulunur ve ona değer aktanmında bulu- nur. Bireyde var olan yetenek- leri geliştirir. Bu nedenle son de- rece önem taşır. Değiştirilmek istenen, eğitimle ilgili bir konu ise Atatürkçü, çağcıl, ulusal bağımsızlığımızın tarihi ve il- keler asla gözardı edilemez. 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Yasası'nda yer alan ve anaya- samızın başlangıcında ifade bulan "Atatürk llke ve Inkılap- lan" ve laik ulusal bir eğitim şekli BMM'nin açılışından be- ri gündemdedir. 1973'ten bu yana da amaç aynen yürürlüktedir. Çocukla- nmızın, onlara ulusal bağımsız- lık yollannı gösteren tarihimizi ve bunu gerçekleştiren M. Ke- mal Atatürk'ü bilmesi, özellik- le zor günler yaşadığımız gün- lerde daha da gereklidir. Top- rağımıza, madenlerimize, tanm topraklarımıza; su havzalan- mıza sahip çıkmanın yolu, Ata- türk ilkelerini içeren bireğitim- den geçer. Düşüncemiz odur ki: Bazı- lannın Atatürk ilke ve inkılap- larından ürkmesi, yıllardır ya- bancı hayranlığı ve taklitçiliği ile ulusal eğitimimizi emper- yalizmin kıskacında bulundur- mak isteyenlerin ekmeğine yağ sürecektir. Oysa artık, ulusu- muza karşı içten ve dıştan oy- nanmak istenen son oyunlar, toplumumuzun gözünü açmış- tır. Artık her şey daha farklı ola- bilir. KİM KÎME DUM DUMA BEHÎÇAK b9hicak@turk.net ÇtZCtLİK KÂMtL MÂSARACI HARBt SEMİH POROY semihporoyayahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIV lMart "Leylacığım, tyi ki seni doğurmuçum, Beni merak etme, sayende huzur içinde yatıyorum, sizi izleyip mutlu otuyorum. Annen" Türtöye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlûk Bizim GazeteÜlke sorunlanna ilişkin raporianyla, araştırmalanyla, köşe yazılanyla, tarafsız haber- leriyte sivil toplumlann gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. TeJ: 0^12.511 08 75 DÖRTYOL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTVDEN 2001/174 Esas Davacı Hazine vekili tarafından, da- valılar Recep Genç ve müşterekleri aleyhine açılan tapu iptali ve tescil da- vasında; Mahkememizin 13.12.2002 tarih ve 2001/174 esas sayılı karan ile Dörtyol ilçesi (ç) Numuneevler Mahallesı 1 ada 40 parsel no'lu taştnmazın tapusu- nun iptali ile Hazine adına tescılıne karar verilmiştir. Mahkememiz karan aşağıda isünleri yazılı davalılara ila- nen tebliğ olunur. 1. Fatma Karatosun - Özerli Mah. Cami Sok. No. 10 - Dörtyol. 2. Hilmi Karaoğlan - Şekere köyü Yuvam Yapı Koop. No. 49 Iskende- nın. Basın: 8264 Memleket meseleleri ile ilgilenenlerin yeni intemet adresi inadina.com DENEME EDEBlYATfMN ÖNCUSÜ 158O 'D£ 8UGÜU, ÜMLÜ FHAMStZ DÜŞÜUÛR VB YA2A/Ü M/CHEZ. D£ MOUTAIGNE(M0NTeUYQ,BASIlACAK Kİ- TABl İÇİN V*NM eÖRULSAJ ÖNSĞZÛ YAZOtPSÖZ KO. NUSU KİTAP, *Ö£VSWE£&Ç H rV VB BU TÜgÜN SA8ASI Diye AnujMsım HEPBN OLKAKTI. /y/'&te eĞinu VE ÖĞKENİM GÖ&MÜŞ OLAN MOHJAI6NB, lATİNCEYİ BELKJ DE KENOİ PİUNO£N ÖNCE Ö&R£NMİÇTİ. BĞY- l£C£, 2AMANININ KLASİK YAPlTtAZlHt İNCELEMC OtAUA&l SüLMUŞ, RÖNESANS'IN AVISuPA'OA ES- TİRDİeî Y£Nİ HAVAMN DA ETKİSİYLE BİR HÜMA- NİST OLARAK. yETİÇMffTİ. MONrAIGU£, TEK VE BÜYÜK YAPm "OEHEMELER*&£, GENEUJKJLE KSNbİNİ AULATMIÇTt, ANCAK SU ANIATTMIN AÇ- TfGI SOYUT, rÜM İNSAULARt KAPSAMAKTAYDI.. &)Önsözûn çeririsi: SabatıoHin Eyüboglu. Okuyacu bu lûaptt yalsa doUn yok. San» btfUtn söyliyeyim ki, ben barada yakaalanm ve " -J i — -*»«aıU li- tıy özcııır* ty her güntü bklimk, 6ffiatuu baemisz (fir&nmek ttttfim, jöylcaeıı in&anl&r tnsındft obsydno, emîû ol ki Xfrvtini' ' cu, kicabsDia özu benim: Boç v&kitktmi ba kıdır tudan aolamsız bir koou>« hsrcaaıın akıl U n oimai. H«ydi u |urlaı oJsun DİYARBAKIR 3. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN KAMULAŞTIRMA VE BELGE ÖZETLERİNtV İLAM Esas No: 20036 Dava tarihi: 03.01.2003 Kamulaştınna tarihi: 23.10.2002 Kamulaştırmayı yapan idare: TEDAŞ Eiektrik Dağıtun Müessesesi - Diyarbakır. Taşınmazla ilgili bilgiler: Diyarbakır merkez Dökmetaş köyü Sikacık yolu mevkii, parsel: 310*daki taşınmazm 4646 m2'si irtifak hakkı tesisi. Taşınmaz malikleri: 1- Ali Nergiz, 2- Mustafa Çiçekçi, 3- Abdulkadir Çiçekçi, 4- Hamza Çiçekçi, 5- Şükrü Çiçekçi. Idarenın belirlediği deger: 556.000 TLm2 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10 4 maddesi gereğince ilanen duyurulur. 6/1/2003. Basın: 2827 ' SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU 'Sözlerimizi Yerine Getirmedik...' "Körfez Savaşı'nda Tûrkiye'ye vehlen sözleryerine getirilmedi!" Bunu ABD Savunma Bakan Yarclımcısı Pa- ul Wolfowitz söylüyor. Wolfowitz'in tam ifadesi şöy- le: "1991 Körfez Savaşı'nda birkısmı bizim tarafımız- dan, bir kısmı Araplar tarafından Tûrkiye'ye bazı söz- ler verildi ve bunlann sadece bir kısmı yerine getiril- d/."Baksen... Bu gecikmiş "vicdan muhasebesini" niye daha ön- ce yapmadığını Paul Wolfowitz'e sormak lazım. Ken- disi sıradan bir isim değil. Baba Bush ekibinde bizzat yeralmış. Dönemin Savunma Bakanı Dick Chene/nin yardımcıiığını yapmış. Körfez Savaşı'nda ABD strate- jisini koordine eden o. "Operasyon" için gereken "mad- di desteği" bir araya getiren, müttefiklerden kotaran o. llk Körfez Savaşı'nda çevrilen "mali operasyonun" baş mimarianndan bin kısacası. Şimdi aradan 12 yıl geçiyor. Türkiye Körfez Savaşı'nın ağır yükünü, PKK teröründen tutun da turizme kadar her alanda ödüyor. Neden sonra Wolfowitz'in aklına; "Mamafih biz Türk- lere vaktiyle haksızlık ettik!" demek geliyor. Bu, hiç geçiştirilmemesi gereken bir itiraf. "Körfez Savaşı'nın" yükü meğer hepten Tûrkiye'ye kalmış. Ekonomik yıkım bir yana, ABD dalga geçmiş bizimle, insan en çok "köyün enayisi" durumunda kalmaya içerliyor. Brüksel'deki AB Komisyonu'nda çalısan bir arkada- şımdan dün bir "mail" aldım. Bir alay "e-posta" adre- si var üzerinde. Birinci Körfez Savaşı'nda ABD'nin yap- tığı "savaş vurgununu" anlatıyor ve intemette savaş karşrtı sitelerde dolaşıyor. Yorumsuz ama ibretlik bir bi- lançoyu ortaya koyuyor. ömeğin ben, baba Bush ve arkadaşlannın "savaşın masraflanm" Müttefiklere bin- dirdiğini biliyordum. Ama üstüne üstlük savaştan bir de "kâretmişleri". "20m/yyardo/ar"kâr1açıkmışABD o operasyondan. Eğer çıkanlan hesap doğruysa ger- çekten pes doğrusu. Bu kadar olur. Kaba rakamlar şöyle: llk Körfez Savaşı toplam ma- liyeti "40 milyar dolar". 40 miJyann ilk etapta dörtte bi- rini (10 milyar) ABD, dörtte üçünü (30 milyar) "Mûtte- fikler" -özellikle de Kuveyt ve Suudi Arabistan- yük- lenmış. Ancak savaşla birlikte varil başına petrol frya- tı 15 dolardan 42 dolara çıkınca; fiyat farkından edini- len "ek kazanç" 60 milyar dolara fıriamış. Kime gitmiş fark? ABD'nin çokuluslu petrol şirket- leri ile Körfez ülkeleri kazancı "fffty fifty" paylaşmışlar. 30 milyar dolar ABD'Iİ petrol şirketlerine, 30 milyar do- lar Kuveyt ve Suudi Arabistan'a kalmış. Tatlı kâriann 21 milyan Amerikan hükümetine, 9 milyan özel şirket- lere gitmiş. Savaş sanayisinin kazançlan işin cabası. Savaşın saadet zincîri... "Savaş masrafı" diye masaya 30 milyar dolar koyan Araplar; "petrol vurgunundan" 30 milyar dolar kazan- mış. "Tapi" kalkmışlaryani. Giderlerin on mityardolar- lık kısmını üstlenen ABD ise, masraflar çıktıktan son- ra sayfayı "20 milyar dolar" kârla kapatmış. "Kuveyt'e özgüriükoperasyonu" altında bir"saadetzinciri" kur- muş yani ABD, savaşın saadet zinciri... Ne tatlı değil mi? Peki bu zincirin yükü kime kalmış? "Petrol tûkatici- lerine" tabii. Herkese, hepımize. Bir de bölgede şim- di "at pazarlığı", "Kapalı çarşı pazarlığı" yapmakla suçtanan Tûrkiye'ye... Ama hiç kimsenin haberi yok bun- dan. "İntemet"te dolaşan savaşın kâr/zarar kalemle- rinde de Türkiye'nin adı geçmiyor. Savaşın bize "nasıl girdiğini" yalnız biz biliyoruz. "Onunımuz beş paralık oldu", "Itibanmız sarsıldı", "Paralı askere döndük" diye oturup ağlaşmak yerine Birinci Körfez Savaşı'nın "kâr/kazanç" bilançosunu şimdi herkesin anlayacağı, kısa, kesin, öz bir dil ve ve- rilerie en azından intemet site4erine koymak lazım. Şi- şirmeden en gerçekçi bilançoyu dünyaya duyurmak lazım. Türkiye'nin yaptığı "ekonomikpazariığın" haber- lerini yani başına "Türk bayrağı üzerinde yeşil yeşil dolariarbulunan" logolarfa veren uluslararası TVIer ve yazılı yayın organlanna bu h«saplan -kalem kalem- göndermek lazım. Ve tabii "Tûrkiye'ye verilen sözler yerine getirilmedi!" cümlesinin hesabını da Worfo- vvitz'ten döne döne sormak lazım. Böylesine aşağılık bir düzende "üstüne cebindenpa- ra koyan, gözü kapalı, sadık müttefîk, bedava asker" olmak "paralı aster* olmaktan dfcaha 'onuriu', daha 'şah- siyetli" konum olmuyor. O zarnan da "sırtına vur, lok- masını ağzından al" misali bir ahmak durumuna dü- şüyorsunuz. Başka hiçbir nedenle olmasa bile sırf bu tablo, bu savaşa direnmek için yeterli neden. "Ulusla- rarası meşruiyet boşluğu" işin cabası. Meclis'te ol- sam "feztereye" gözümü kırp>madan "hayır" derim. B U L M A C A SE&AT YAŞAYÂN SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 1/ Bir süitten ^ ya da bir so- nattan alınmış ^ olabilen çalgı- 3 sal müzik par- 4 çası. 2/ Os- manlı devleri- nin Müslü- man olmayan uyruklarına verilen ad... Kesintilerden sonra kalan miktar. 3/ Yemek... Düz ya da desenli bir kumaş- tan kesilmiş morifle- rin bir başka kumaşa . işlenmiş durumu. 4/ Güney Kore'nin baş- kenti... Mercanlann bir araya toplanma- sıyla oluşmuş halka biçiminde adacık. 5/ Ünlü bir Ingiliz rock müzik gmıbu... Havva'nm Fa- tı dillerindeki adı. 6/ Bir maçın normal süresiıe, duraklamalar nedeniyle ekleTien süre... Kalın K- külmüş sicim. 7/Baş... Bir pamuk cinsi. 8/Kırreık- li. 9/Peru'nun başkenti... Abman faşisti. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ "Deliliğe Övgü" adlı yapıtayla ünlü Hollandüı yazar. 2/Dışa vuran sevinç... <^abuk ve kolay ks - rayan. 3/Uzaklık işareti... Bâr uyaran karşısuıia organizmanın gösterdiği teplci. 4/ Bir tür bağuı- sızlığı olan büyük ü... Eski ^lısır'da güneş tam- sı. 5/ Şarkının sert bir biçimcde vurgulandığı &- ko müzik üslubu... Voleybol ve teniste küt innr;. 6/Bir nota... "Gülten --": ŞŞairimiz. 7/Birç«- luğu oluşturan varlıklann herr biri... Kanşık re«- li. 8/Küçük demiryolu. 9/Br.ırinin düşündükln- ni, duygusal hiçbir bağlantı olmadan algılama
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear