25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
g 1 ŞUBAT 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK DÜKÜSÎ TABÎATLI İSTASBÜL EPEMDISİ ABDÜLCANBAZ1 15 EARİJOJLADE MACZRAIABI TEKMİLİ EtJJDDî Bıft. AMA, Ktı*t9ö Dilek Sabancı: Yürüttüğüm çok sayıda yardım faaliyetinde soyadım büyük avantaj sağladı Sabancı ismikapılan açtı TÜRKÇE CRAMER Işaretdili tartışma yarattı • Türkiye tşıtme Engelliler MüK Federasyon Genel Başkam Yunus Bayraktar: Karma eğitim olsun • İstanbul Ozüriüler Merkezi İşitme Engelliler Koordinatörü Ercüment Tannverdi: Türk işaret dilini oluşturup okullanmızda kullanılmasmı sağlayacağız • Eğhim-Sen: tşitme engelliler de toplumun iletişim yöntemi olan konuşmayı kullanmalı. EVRİMKAYA Türk işaret dilinin gramerini oluşturma çaiışmalan "işitme engeffiieriıı eğftunde hangi iletişiın araciannı kullanması gerektiğr tartışmasını yeniden gündeme getirdi. İşitme Engelliler Milli Federasyonu ve İstanbul Ozürlüler Merkezi'nin ortaklaşa yürüttüğü çalışmada 2'si yabancı 6 uzman dilbilimci görev alıyor. Türkiye İşitme Engelliler Milli Federasyon Genel Başkanı Yunus Bayraktar işaret dili kullanmanın konuşma yeteneğinı kaybettireceği yönündeki iddialan şöyle yanıtladı: "Konıryu bflimsel oiarak eİe aldık. Uzman dflbifimcflerie yapnğımız çahşmalar eğitim cantiasuun bu tezini çürtittü. Eghimde yahuzca işaret dili kuDanüsuı deniiyoruz. Neden 2 dflh (karma) eğitim ofanasm?" istanbul Ozürlüler Merkezi İşitme Engelliler Koordinatörü Ercüment Tannverdi ise tüm ülkelerin kendine özgü bir işaret dili olduğunu belirterek şu görüşlere yer verdi: "Zaten var olan bir dil neden bilrmseUeştirip kuttanılmasm anlamıyorum." Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetİeri Genel Müdürlüğü yetkilileri Milli Egitim Bakanlığı'nın çalışmayı izlediğini ve bu çalışmaya karşı herhangi bir tavır sergiîenmediğini belirtti. Kalıcı yöntemler gerefc işitme engellilerin egitimlerinde sözel işitsel yöntemlerin kullanılması gerektiğini savunan kurumlardan Eğitim-Sen eski yöneticilerinden öğretmen Faruk Gûrsoy, yapılan çalışma hakbnda Eğitim-Sen'in bakışını şöyle özetledı: "îştane engeüi bireykrin eğitiminde işaret dilinin kuuanılmasını sağlamayı işin koiayma kaçmak olarak değertendiyoruz. Devlet, işaret dilinin vaygmlaşması Ue sosyal deviet ilkesinin bir gereği olan bireyin kendi özeürjden kaynakh oiarak ihtiyaç duyduğu özell eğitim olanaklanna kavuşması sonuniuluğunu üzerinden atrnıs. ohıyor." Gürsoy, "Önce karar vermek zorundayız, bu bireyleri tophıma kazandıracak mrjTZ, yoksa tophımdan soyudayaeak ımjTZ?" diye konuştu. • Birçok sivil toplum kuruluşunda çalışmalar yürüten Dilek Sabancı, Türkiye'de toplumsal yardımlaşmanın yeni yaygınlaşmaya başladığını belirtti. Sabancı, 'Toplumsal sorunlan hep beraber paylaşn-sak bir yere gelebiliriz. Her şey belirli insanlara yıkılırsa o iş yürümez' dedi. HİLALKÖSE Vista Turizm'in Yönetim Kurulu Başkanı Dilek Sabana Türkiye'de toplumsal sorumluluklann iyi bir şekılde yerine getirilmediğini belir- terek "Toplumsal sorunlan hep be- raber paylaşırsak bir yere gelebili- riz. Her şey belirli insanlara yüahr- sa o iş yürürnez" dedi. Uluslararası Inner Wheel Kulübü tarafindan dünyada yalnızca bir ki- şiye venlen "Margarette Gokting" ödülünü alan ilk Türk olan Saban- cı. bu ödülün kendisinin Özel Olim- pıyatlar Organizasyonu kapsamında zihinsel engellilere yaptığı katkılar- dan dolayı venldiğinı belirtti. 'İlk kez bir Türk aldı' Rotaryen eşlerinden oluşan ve dün- yanın en büyük kadın örgütü olan In- ner Wheel Kulübü"nün 98 ülkede faalıyet gösterdiğini söyleyen Sa- bancı. "Buödülü ilk kez birTürk ab- yor.Yapüğun sosyalçahşmalarnede- niyle verildT diye konuştu. Bırçok sıvil toplum kuruluşunda çalışmalar yürüten Sabancı, Türki- ye'de toplumsal yardımlaşmanın ye- ni yaygınlaşmaya başladığını belir- terek şunlan söyledı: "Kulübün binlerce üyesi var. Eği- ÖDÜL ALDI-1 luslararası Inner VVheel Kulübü'nün "Margarette Gol- ding" ödülünü alan ilk Türk olan Dilek Sabancı, 'Bu ödülü zihinsel en- gelliler için yapüğım sosyal çahşmalar nedeniyle akbm' diye konuştu. tim ve sağhk alanında çahşryorlar. Hastanetere,kimsesizçoculdara>ar- dım yapryorlar. Yürüttüğüm çok sa- yıda yardım faaliyeti. Sakıp Saban- a'nın kızı obnam nedeniyie kolayla- şıyor. Sabancı'nın kızı olmak çok avantaj sağbdL Bu kadarçokişi onun kızı olmasaydım yapamazdım. Ka- pılann açıhnasını sağlaaV Sabancı soyadını taşımanın deza- vantajlannın da bulunduğunu anla- tan Dilek Sabancı, "Bu nedenle çok göz önündeoMum. Yaptiğım herşey iztendi" diye konuştu. Kendisinin rahat bir insan olduğu- nu, bu nedenle normal yaşadığını söyleyen Sabancı şöyle konuştu 'Olduğum glbi kabul ettller' "Herkes beni olduğum gibi kabul etti. Benimdekimsedensovadundan başka farkun yok. Projelerimle far- kımı Türkiye'ye avantaj oiarak kul- lanmaya çahşryorum. Ozel hayaüm herkes gibL" Engelliler için yaptığı birçok ça- lışma yanında yeni bir proje başlat- tığını anlatan Sabancı. Özel Spor- cular Spor Eğitim ve Rehabilitas- yon Derneği kurduğunu belirtti. Üç yıl üzennde çalıştığı bir pro- je olan derneğin 2002 Kasımı'nda faaliyete geçtiğinı söyleyen Saban- cı, amacının engellilerin spor yapa- bilmelerinı sağlamak olduğunu ifa- de etti. 'Pernek sahlplenllsln' Derneğin "Özel OKmpiyatlar" adıyla bılindığuıi ancak huİcuki ış- lernler nedeniyle başka bir isimle ku- rulduğunu anlatan Sabancı sözleri- ni şöyle sürdürdü: 'Derneği getiştirmek icin çahşryo- rum. Haziranda 52 ktşi Irlanda'da- ki Dünya Yaz Oyunlan'na katüacak. Derneğin yurtiçinde de birçok pro- jesi bulunuyor. Dernekler, Eğitim GönüOülerigibi tophıma malotana- h. Çünkü bu olay sadece bir kişinin olayı değiL Bütün bunlar toplumun sorunu. Derneğin sahiplenlmesbii is- tiyorum. AmerikaMaryaonm yapj- yorsa Türk işadamlanmn yabrun yapması çok doğaL" Sosyal sorumluluk... "Bu çoeuklar hepimizin çocukla- n" diyen Sabancı, AB'ye gırme- nin şartlanndan birinin de sosyal sorumluluğun yerine getirilmesın- den geçtiğinı vurguladı. Derneğe üye olma yaşının alt sı- nınnın 8 olduğunu söyleyen Saban- cı, "Amatör bir organizasyon. 170 ülkede faaliyeti var. 1.5 mihon spor- cusu v-ar" dedi. Işadamlanndan daha fazla des- tek beklediklerini dile gehren Sa- bancı, engellı alt sınıflan olan okul- lar. Milli Eğitim Bakanlığı ve Sos- yal Hizmetlerle bağlantılı oldukla- nnı belirtti. GEÇMtŞTEN GELECEĞE ORHANERİNÇ Tek Partili Koalisyon Acaba AKP' nin tek başına iktidara gelmesine "güç- lü iktidar ve istikrar" varsayımıyla sevinenler ne dü- şünüyorlar? "Sevinenler" keiimesinin kapsamına yalnız AKP yandaşlan değil, savunduklan ılkelere doğrudan yan- daş olmamalanna karşın, kimi uluslararası demokrat- laıia ekonomiyi koruyup kdlamakla kendilerini doğal görevli sayan uzmanlar da giriyor. 3 Kasım seçimleri sonrasında AKP'nin, en az beş değişik kaynaktan gelenlerden oluştuğunu açıklayan uzman gazetecilerin yorumlan pek ciddiye alınmamış- tı. AKP içindeki çekişmeler, hemen tümüyle "Kol kı- nlıryen içinde kalır" özdeyişine benzer yöntemlerle gizlenebildi. Yada birinin yaptığı çıkışı, bir başkası te- vil etme yoluna gıdip ortalığı yatıştırabildi. Ama, ne zaman ki kapalı kapılar arkasında Ameri- ka Birleşik Devletleri'ne verilen sözleri de içermesi için baskıyapılan "tezkere", yazılmaaşamasınageldi, iş- lerkanştı. AKP'nin görûntüsü, aynen iki partili bir koaJisyona benziyor. Bir başbakan yardımcısı ile bazı bakanlar, karşı olmalanna karşın, önce tezkereyi imzalıyor, son- ra kamuoyunun karşısına geçip eleştiriyoriar. Belli ki partinin içinde bir çatlak var. Olmasaydı AKP grup toplantısı bugüne sarkar mrydı? • • • İktidar bir yandan ABD'nin güdümündeki Ulusla- rarası Para Fonu (UPF) ıle dünya Bankası'ndan (DB) almaya muhtaç olduğu kredileri düşünüyor. Bu ne- denle de ABD'nin Irak saldınsına "evef" demek zo- runluğunu duyuyor. öte yandan da, Avrupa Birliği'ne (AB) gırebilmek için Almanya ve Fransa ile iyi ilişkiler sürdünmenin yollannı anyor. Oysa Almanya ve Fransa, ABD'nin Irak'a saldırmasına karşı. Peki Türkiye nerede olmalı? Doğal oiarak Avrupa Birliği'ne girmekten, bunun so- nucunda da ABD'nin saldınsına yandaşlık etmemek- ten yana olmalı. ABD saldınsı gerçekieşirse, elbette kendi güvenliği için gerekli her türiü önlemi almalı, bu- nu Türkiye Büyük Millet Meclisi karan ile de perçin- lemeli. Alınacak hibe ve kredilenn geçici birer kaynak ol- duğunu unutmadan geleceğı düşünme zamanıdır. • • • Tezkerenin hay huyu ortada ama, yasama çaiışma- lan da sürüyor. Tüketiciyi Koruma Yasası'nda yapılacak değişiklik kapsamında "Gazetepromosyonlanna sınırtama ge- liyor" başlığı altında kamuoyuna yansıyan bilgilerin gerçeği yansıtmadığına geçen yazımda değinmiştim. Alt komisyondan geçen metin, aykınhk durumun- da venlecek para cezalannın arttınlmasından başka bir yenilik getinniyor. Gazetelerin kültür promosyon- lan dışında promosyon yapmalan bugün de ya^k. Yasak olmasına yasak ama önlenemryor. Çünkü artık promosyonu gazeteler değıl, anlaştiklan şirket- ler yapryor ve promosyonlanna katılan müşteri aday- lanna, kuponlannı değişik adlar altında yayımlayan ga- zeteyi de promosyon oiarak veriyor. Işte yasa tasansı bu durumu değıştirmek yerine yasal güvenceye bağlıyor. Işte tasandaki güvence "Bilet, kupon, sertıfika, ıştirak numarası, oyun, çeki- liş ve benzeriyöntemlerolmaksızın süreliyayının, tü- keticının satın aldığı mal veya hizmetle biriikte hedi- ye oiarak venldiği kampanyalar hariç... bu hükümle- re tabiidir". Türkiye'de, yaJnızca parası otan yaygın gazeteler de- ğil, bağımsız ya da yerel ve yöresel gazeteler de var. Birilerini güçlendirirken diğerlerini haksız rekabetin kucağına atmak, serbest rekabet oiarak nitelendiri- lemez. Değişiklığin bir başka yanlışı da, kültür promos- yonlannın, gerçekten kültür promosyonu olup olma- dığına Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nca karar verile- cek olması. Promosyon kampanyalannın hazırianıp uygulamaya konulmasından işyerierindeki birkaç yet- kili dıştnda kimsenin haberi bile olmaz. Çünkü rakip gazetenin öğrenip, elini daha da çabuk tutmasından korkulur. Gerçeğin böyle olmasına karşın, bakanlığın "önce bana başvur" demesi, bakanlık görevlileri için de olmayacak suçlamalann gerekçesini oluşturabilir. Bilelim ki bugün sürmekte olan yasağın ardından dolaşıp promosyon yapmaya değil, kültür promos- yonlanna sınıriama geliyor. oerinc@cumhuriyet.com.tr. Içnılizcleld giiçten haberimiz yok Tiyatro ve Drama Eğitmeni Hakan Bozkurt, öğrencilerine ormanda, ayna ve boş çerçeveyle güzel konuşmayı öğretiyor. Onlara özgüveni aşılıyor EBRU ERDOĞAN KENDİNİZLE BARIŞIK OLUN îlkokul öfretnıeninden yediği dayak nedeniyie uzun süre kekeme olan Hakan Bozkurt, şimdi insanlara güzel konuşmanın sırlannı öğretiyor. Sağhkh iletişimin bireyin kendisiyle banşik ounasıyia ilgili olduğunu söyleyen Bozkurt, "îçimizdeki güçleri ortaya çıkarmak, hayatı bizim için kolaylaştiracak" diyor. Tiyatro ve Drama Eğitmeni Ha- kan Bozkurt, ormanda ayna ve boş çerçeveyle verdiği derslennde, öğ- rencilennin "körnokta"lannı çöze- rek. güzel konuşmanın yanı sıra on- lara özgüven aşılamayı amaçlıyor. tl- kokul öğretmeninden yediği dayak nedeniyle uzun süre kekeme olan Bozkurt, insanlann birbınyle olan iletişimlenni "İnsan,diMnin alnnda giz- Kdn"" diye açıklıyor. Üsküdar Fethı Paşa Korusu'nda, ses tonundan göz temasına kadar in- sanlarla doğru iletışimi sağlamak amacıyla ders veren Hakan Bozkurt, öğrencilerinin kendi kendılerine çö- zülmesının önemine değindi. Kör noktalar... Kullandıklan ayna ve ağaca asılan boş çerçeveyle, insanlann kör nokta- sını ortaya çıkardıklannı ifade eden Bozkurt, kör noktayı "Bizim göre- mediğinüz, karşı tarafin gördüğü.ses tonundan göz temasına. beden dihne kadar dışa yansımamızdaki eksfler" oiarak tanımlıyor. Ormanda, drama yoluyla, müzik HERKES YA$AMA FARKLI CERÇEVEDEN BAKIYOR • Günay Nacar (Edebiyat Öğretmeru): Aynadaki derinliğin insan yaşamına çok faydası olduğuna inanıyorum. Insanlar, içinde yıllann birikimi oiarak kalan belki farkına varmadıklan kör noktalann çözümü için psikiyatra ya da psikoloğa gidiyorlar. Halbuki biz aynada, korkulardan kurtulmayı öğreniyoruz. • Ekrem Örskıran {Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Başmüfettişi): Derslerde kullanılan boş çerçeve, aslmda herkesın hayata bakış açısıdır. Derslere katılmadan önce, klasik devlet memuruydum. Esip gürleyen, baskıcı... Sonra daha yumuşak, insanlarla empati kurarak, onun sıkınhlannı da anlayan bir insan oldum. eşliğinde, repliklerle ders yaptıklan- nı anlatan Bozkurt, bunun insanın kendisiyle yüzleşmesinde çok önem- li olduğunu belirtti. Bozkurt, "Türkiye'de topluhık kar- şısına çıkmak. ölüm korkusundan sonra geliyor. tnsanlar Ölürum de topluluk karşısınaçıkmam' diyor.Bu bağlamda biz, bu özgüven çahşmala- nnı. bir yandan da diksryon fonetiğüı önündeki kör noktada, bize verflme- yen ve Türkiye'de olması gereken bir çahşmayı başlatnk" diye konuştu. Sağlıklı ıletışımın bireyin kendi- siyle banşik olmasıyla ilgili olduğu- na değinen Bozkurt, "İçimizdekiöze- leştiriempati sinerjL inisiyatif,istişa- re, sağduy u, sevgi, motivasyon ve sa- borlanohjşM 9guçten haberimiz yok. Bunlan ortayaçıkarmak, hayan bizim için kolayiaşbracaknrn dedi. Yaşam Ikl katlı bir ev Doğaçlama çalışmalanyla öğren- cilerinin, yaşamda konuşamadıkla- nnı, ayna karşısında kendileriyle yüz- leşerek sağlamaya çalıştıklannı ifa- de eden Bozkurt, "Ben yaşanu, üa katlı bir eve benzetiyorum. Üst kat vitrin, alt kat da ardiye. Biz o ardiye- deki biriktirdiğmıiz, payiaşamadıgı- • Birsen Bahadır (Şair): Insanlan sevmekten geçiyor her şey. Tabii ki içimizde sevgi var, ama bunlan ortaya çıkarmakta zorluk çekiyoruz. Bir kelimeyi düzgün söylemek gerçekte o kadar önemli değil. Önemli olan samimi ve güzel bir beden diliyle karşınızdakine o sevgiyi hissettirebilmek. Biz burda bumı öğrendik. mız duygulan ayna karşısında sesli, müzik eşliğinde payiaşıyoruz" dedi. Boş çerçevede ise, insanın kendiy- le baş başa kaldığını ve yorum yete- neğini geliştirdığini belirten Bozkurt, derslerin dört kurdan oluştuğunu, or- mandaki ıki kurluk eğitimden önce fonerik diksiyon dersı verildiğini de sözlerine ekledi. 4 kurun, 10'ar saatten 2 ayda ve- rildiği kurslann bir kunı 250 milyon lira 20 yıldır tiyatroculuk yapan ve 10 yıldır da bu dersleri veren Hakan Bozkurt, önümüzdeki ay, "Hayatin provasıyoktur" isımli tiyatro oyununu İstanbul'da sahneye koyacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear