Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 14ŞUBAT2003CUMA
DÎZt
Mustafa Kemal'in Sıvas Kongresi'nde manda yandaşlanna ders gibi yanıtı:
A merika'nın 7480 sayılı ya-
^m sayla yürüriüğe giren anlaş-
J m mayla, bizi koruyacağına
*A .A. inanmanın uJusal bilinçle,
aalla, vicdanlaılişkisi kurulamaz. Pe-
k böyle bir anlaşma nasıl olur da im-
zdanır derseniz, bunun nedeni, Ame-
rka'nın iyiliksever bir ulus olduğuna
iıanmaktır derim. Böyle bir aldarma-
yı inanmayan tek lider vardır, Musta-
fs Kemal. Sıvas Kongresi'nde Man-
dicılara söyledikJeriai tarih bilinciyle
içselleştirseydik bu gibi anlaşmalan
inzalamazdık.
Sıvas Kongresi'nde, manda yandaş-
lainın dirençli istemlerine karşı, Mus-
tafa Kemal'in sözleri günümüzün ay-
rrazlan için de bir derstir, dahası to-
kittır!
"-Bu olmayacakür; Türkiye bağım-
sıM;\çözgûrtuğünesahipolacakörBu-
nı isternekte devam edeceğiz. Ben an-
latığuna göre, kimi zevat bizi Ameri-
ks'da VVilson'a, Senato'ya, Kongre'ye
miracaatetörmekvebütün Türk MB-
\eti nanuna manda isteyen bir oyuna dü-
şümıekistiyoriar._.Bu oyuna gelmeye-
ceğiz. Bu manda biçimine Amerikah-
iar degü. çocuklar bik güler. Her şevin
başmda Amerikalılar kendiJerine hiç-
bir mcnfaat temin etmeyen böyie bir
mındavı niçin kabul etsinler."
Baflımsızlığa Ipotek
Atatürk sonrası, Ismet Paşa'nın da
içhde olduğu yöneticilerimizde eğer
tarih bilinci olsaydı, Atatiirk'ün bu
öğüdünü, hayır emrini bilir ve Türki-
ye'nin bağımsızlığını ipotek eden böy-
le bir anlaşmayı imzalamazdı. Hele
Amerika, ben seni her koşulda koru-
rum demedıği gibi açıkça "ABDHü-
kümetinin,Türkiye'nin istiklal vetama-
miyetini kendi milli menfaat ve dünya
sulhu için hayati tdakki ettiğini naza-
ra alarak" yardım edebileceğini söy-
lüyorsa. Bunun anlamı şudur.
1964 Kıbns olayında yaşadığımız
örnekte olduğu gibi, bizim güvenliği-
mizi tehlikeye sokan her sorun, Ame-
rika'nın yardımını gerektirmez.
Yani bize yapdacak bir saldın Ame-
rika'nm çıkarlannı tehlikeye sokmadı-
ğı sürece, o tehlikeyi karşüamak bizim
görevimizdir. Bu tartışma götürmez
bir ulusal görev ve savunma yüküm-
lülüğüdür. Sözleşmelerdeki karşılıklı
savunma yükümlülüğü ancak Ameri-
kan çıkarlan ıçın ışler, yani geçerlıdir.
Biz bu gerçeğı acı bır tokattan sonra
anladık, ama uyanmadık. 1964 başla-
nnda, Rumlann gerçekleştirdiğı soy-
kınmı önlemek için, Londra ve Zürih
Anlaşmalanna dayanarak Kıbns'a as-
kerçıkarmagınşımımiz, Amerika"nın
tehdidiyle önlenmiştı. Başkan Johnson,
politikanın gerektırdıği nezaket bıçe-
minı bır yana bırakıp, 'haddinizi bffin'
anlamını ıçeren bır mektupla uyarmış,
dahası tehdit etmiştı. (20) Bu bize
yanlışlanmızı görme fırsatı vermelıy-
di, uyanmalıydık ama, uyanamadık.
A B D anayasasına uygunluk
7480 sayılı yasayla yürüriüğe giren
5 Mart 1959 sayılı anlaşmanın birin-
ci maddesini bu açıJdamanın ışığın-
da okuyalım.
"Türkive Hükümeti tecavüze muka-
vemet etmeye azinılidir. (21) Türki-
ye'ye karşı tecavüz vukuunda (22),
Amerika BirieşikDevietleri Hüküme-
ti. talebi üzerine Türkiye Hüküme-
ti'ne\ardımeönekiçin,'karşıhklı ola-
rak üzerinde antlaşmaya vanlabile-
cek şekilde' (23)veOrtadoğu'dasulh
veistikran idameyiistihdaf eden Müş-
terek Karar Sureti'nde derpiş cdildi-
ği veçhüe, Silahh Kuvvederin kulla-
nıbnası da dahil olmak üzere Ameri-
ka Birieşik Devletleri'nin Anayasa-
s'na uygun her türiü harekete girişe-
cektir."(24)
Bu maddeyi dikkatle okuduğumuz-
da, Türkiye'nin çıkarlannı koruyan
r
bir hüküm olmadığını; yardım sözcü-
ğüne gizlenmiş hedef sapöran bir Ame-
rikan oyunuyla karşı karşıya bulundu-
ğumuz görülür.
%/ Önceden açıkladığımız gibi;
"Türkiye tecavüze karşı koymaya ha-
zutnr''ın anlamı açıktır. Amerika, sal-
dın benim çıkarlanma karşı değilse
başının çaresine bak diyor. Gerçekte bu
doğrudur ve yaşamın gerçeklerine uy-
1964 Kıbns olayında
yaşadığımız örnekte
olduğu gibi, Türkiye'nin
güvenliğini tehlikeye
sokan her sorun, ABD'nin
yardımını gerektirmez.
Yani Türkiye'ye yapılacak
bir saldın Amerika'nın
çıkarlannı tehlikeye
sokmadığı sürece, o
tehlikeyi karşılamak
görevimizdir.
yanıtı tek sözcüktür. Asla, eskflerin de-
yimrvie asla ve kat'a. Kendı toprakla-
nmızda, "Anayurdumuzda" (25) Ame-
rikan Anayasasının ve onun hükümle-
riyle Amerika'nın çıkarlannı korumak
için uygulamaya konulan bilmediğımiz
yasalannın güvencesı (1) altında. öz-
gürlük ve bağımsızlık öyle mi? Böy-
le bir düşüncenin tarihimize ihanet sa-
yılacağuıı bilmeliyiz!
Son günlenn olaylan, Amerika ile ya-
pılan anlaşma ve ara anlaşmalar, (Mo-
dus Vivendi) kavramı ışığında değer-
lendirilmelidir. ABD askerinin Türki-
ye'de konuşlanmasına izin verildiğin-
Amerika
Tûridyc'yi f
işgale hazırlanıyor |
pin topraklannı Amerikan toprağına
katmıştır.(27)
ABD yıllardır Irak'ın kendi çıkarla-
nna tecavüz ettiği yalamnı yineleyerek
Irak'a saldınnın bu tecavüzü önlemek
olduğunu söylüyor. Bız yıllardır,
ABD'nin stratejik ortağı olmanın gu-
rurunuf!) yaşıyoruz. Ortağının ugradı-
ğı teca\üzde onun yanında yer alma-
mız anlaşmalann getirdiği zorunluluk
sayılıyor. ABD'nin saldında kullanıl-
ması düşünülefl limanlanmızın ve ha-
vaalanlanmızın bakımını yapması.
7480 sayılı yasanın bir uygulaması için
ön çahşma mıdır sorusuna verilecek ya-
nıtın korkusunu yaşıyorum.
Bu uygulama bir yanlış ve tehlikeli
adımlann önünü açıyor gibi. Dilerim
ki, bu yanlış adımlarbizi, ABD asker-
lerinin Türkiye'de konuşlandırılması
gibi bir büyük ve geri dönülmez aymaz-
lığa götürmesin.
Çünkü ABD'yi bu topraklardan at-
rnanın bedeli çok ağır olacaktır. Bu
gundur.. Yanlışlık bu sözleşmeyi oku-
yamamakta ve Amerika'nın bizi koru-
yacağını düşlemektedir..
IrBu tecavüz. Ortadoğu'da banşve
istikran / dengeyi bozacak nıtelikte ve
Amerikanın çıkârlanna karşıysa, ABD,
Türkiye'ye taşıdıgı askerleriyle bizi de
ateş hattına çekerek çıkarlarını koru-
yacaktır. Anlaşma bunu gerektirir.
'Asla ve kafa ..
Bunun için de "-karşüıkh olarak
üzerinde anlaşmav^ vanlabilecek şe-
küde»" söylemınin koşullannı yara-
tıp-hazu-layıp, askerlerinin Türkiye'de
konuşlanmasını önceden sağlamaya
çalışacaktır. Son gelişmeleri bunun uy-
gulaması olarak okuyalım.
• Şu "Ortadoğu
;
da Sulh ve tstik-
ran İstihdaf eden (banş ve dengeyi
amaçlayan) MüsterekKararsuretinde
yer alan" söylemi. Amerikan askeri
Türkiye'de konuşlandığında, 'Türld-
ye gü^n içinde sa>ıhr mi?' sorusunun
M. Emin DEĞER
EskiMSB Hukuk Mûşavıri
de, Amerika'nın bu ülkeye, kendi çıkar-
lan için geleceğüıi, bu topraklarda ken-
divasalarmıuygııla>acağınırHİebfle, bu-
nun bir işgal olduğunu düşünmemek
işbirükçfliğin veflıanetinöCesinde bir an-
lam taşır, ama bunu anlatacak sözcük
de bulunamaz.
Amerika bunu geçmişte Küba'da uy-
gulamış ve Küba ancak devrimle ba-
ğımsızhğına kavuşmuşrur. ABD Platt
Değişrirgesi (26) olarak tarihe geçen
bir uygulamayla, ABD'nin Küba Ana-
yasasına eklerfiği hükümlere dayana-
rak Küba Amerikan toprağı sayılmış,
Amerika'nın işgali meşrulaştınlmış-
tır. Amerika FiIipinJeri de benzer bir
yöntemle bayrağı alhna almış ve Fili-
Amerika Birieşik
Devletleri'nin daha çok
asker konuşlandırması
önlenemez. Ve Amerika
eğer 7480 sayılı yasayla
yürüriüğe giren 5 Mart
1959 anlaşması gereği
Türkiye'ye askerini
sokarsa, bir daha bu
topraklardan gitmez. Yeter
ki yeniden bir kurtuluş
bilinciyle uyanabilelim.
yargımın yerindeliğini, soruna Ame-
rikan gözüyle bakairak sağlamaya ça-
lışalun.
Amenka-Türkiye ilişkilerini, bu coğ-
rafyanın önemi belirliyor. Bu toprak-
larda kurulan devletlerin imparatorlu-
ğa dönüştüğü, yüzyıllar boyunca çev-
reye, dahası öteki İcıtalara egemen ol-
duğu gerçeğini bilen Batih güçlerin, Os-
manlı'yı yok etme çabalannın nedeni
STRATEJİK
ORTAKLICIN
CURURU
ABDyıuanbr
Irak'ın kendi
çıkartanna
tecavüz ettiği
iddiasnu
yineleyerek
Irak'a saldınnın
bu tecavüzü
önlemek
olduğunu
söylüyor.
Türkiye
yulardır,
ABD'nin
stratejik ortağı
olmanın
gururunu
yaşıjor.
Ortağnun
uğradığı
tecavüzde onun
yanında yer
almak
anlaşmalann
getirdiği
zorunluluk
sayıhyor.
(REUTERS)
YARARLANILAN KAYNAKLAR
(20) 3 numaralı dipnota bakınız
(21) Burada sözü edilen tecavüz,
Sovyetler'den gelecek tecavüzüdür.
Bugün böyle bir olasıhk yoktur, aslın-
da o günlerde de yoktu. Johnson mek-
tubu Amerikan güvencesinin ne den-
li güven sağlayacağını düşünmemize
zemin hazırlamışür. Sovyeüer' in böy-
le bir tecavüzünün söz konusu ohna-
dığı bilinirken Amerika'dan tam güven-
ce istenmesi bir başka aymazlık değil
midir. Buna halkımız kör göze par-
makder.
(22) Irak bize tecavüz etmediği gi-
bi böyle bir tecavüzün de Amerika ol-
masa söz konusu olacağı düşünüle-
mez. Ama, ABD yıllardır Irak' m ken-
disine-çıkarlanna tecavüz ettiğini söy-
lüyor ve Irak'a saldınnın bu tecavüzü
önlemek için stratejik ortak olarak iş-
birliği gerektiğini yineliyor. Bu birin-
cigeçersizneden;ik]incisi, bizABD'nin
stratejik ortağı olarak bir başka ülke-
nin çıkarlan için bize saldırmayan bir
ülkeye neden saldırahm. Bunun utan-
cuu nasıl yaşanz. Gelecek kuşaklara
nasıl anlahnz. Bu durumda ortağuıın
uğradığı tecavüzde sözde ortağının ya-
nında yer alındığında bir başka ve ger-
çek tehditle karşı karşıya kalabiliriz.
Aynca Amerika 7480 sayılı yasaya da-
yanarak askerlerini konuşlandıracak
ve bir daha asîa bu topraklardan git-
meyecekn'r.
Bunun tarihi sorumluluğu altından
kimse kalkamaz. Dilerim kı, ABD as-
kerlerinin Türkiye'de konuşlandın]-
ması gibi bir büyük ve geri dönülmez
aymazlık yapdmasm. Gerçek bir tari-
hı sorumluluk dönemecinde olduğu-
muzu düşünerek karar verelim.
(23) Dikkat edilirse, o özel koşullar
tecavüzün gerçekleşeceği anlaşıldık-
tan sonra saptanacak. O andan sonra,
yani bıçak kemiğe dayandığı anda ya-
pılacak ve ABD istediğini kabul etti-
recek. Şu son Modus Vivendi, büyük
bir olasılıkla gizlilik dereceli olup,
ABD'nin 150 Asker uzmanınuı statü-
leri ve hukuksal duruma ilişkin anlaş-
ma bu söylemin uygulamasıdır. Şu
yardımetmek için, 'karşUdıolarak üze-
rinde antlaşmaya vanlabilecek şekü-
de' söylemi, uygulanan Modüs Viven-
di öraek gösterilerek yapılacak yeni an-
laşmalann kapısını açık tutacakhr..
(24) 3. Tertip Düstur, Cüt, 40 s. 1024....
Güvenliğimiz yalnız ABD Cumhur-
başkanı'na buakılmıyor. ABD Anaya-
sası'nın da kapsamnıa ahnıyoruz. Tür-
kiye, ABD'nin uygun gördüğü statü-
yü bozacak eylemleri ve sosyal uyanı-
şı önleme amacıyla sözleşmeyi imza-
ladığnı düşünmemiş olmalı. Anlaşma-
nnı 2'inci maddesi, ABD'yle o tarihe
kadar yapüan anlaşmalan ve bundan
anlaşılabiür. Amerika da yolun yolcu-
sudur. Çünkü Türkiye Amerika'nın çı-
karlan açısından çok önemh bir yer-
dedir. Amerika'nın bu topraklann öne-
mini bilerek geliştirdiği tezlere baka-
rak düşünelim.
Amerikalı analistlerden Ian.O Les-
ser, Türkiye'nin ABD için v^zgeçilmez-
liğini şöyle açıklıyor: "Içvedışatmos-
ferdeki değişimler Türldye'yi stratejik
anlamda daha eksen bir ülkekonumu-
na getirmiştir.(™) Türkiye, bölgesel ge-
lişim \e güvenük için oiumlu bir aktör,
ve ABD'nin hareket özgüriüğünü ko-
laylaşöran bir ülkedir-''(28)
Etklleme potanslyeH...
Lessere göre "Doğu ve Batı'nın,
Kuzey ve Güney'in, Hıristiyanhkve ts-
lanun kesişme noktasuıdaki Türkiye,
Boğaz'dan binlerce kilometre ötedeki
ülkelerietkfleme potansiyelinesahiptir."
Lesser daha sonra "Türkiye'nin _top-
lam ölçeği de jeopourik hesaplamaiar
açısından önembdir" (29) söylemiyle
Türkiye'nin önernini bir başka açıdan
da dile getiriyor. Üzerinde böylesi he-
saplaryapılan bu topraklann, bize ba-
ğışladığı politik üstünlüğü değerlendir-
meyi bilmeyen yöneticilerin elinde kal-
mış bır ülkedir Türkiye.
Şimdi eğri orurup doğru konu^ahm.
Nitelikleri bu ve benzeri değerlendir-
melerin konusu olan bir ülke, eğer bun-
lan değerlendiremiyor, koruyamıyor-
sa; birileri ona sahip çıkmaya kalkışa-
caknr. ABD'nin yaptığı da budur.
Bu açıdan bakıldığında; Amerika'nın
sözü edilen anlaşmaya dayanarak Tür-
kiye'yi işgal altına alma düşüncesi ken-
di açısından doğrudur. Değil mi ki,
"Türkiye ABD için önemli anlamlan
olan yeni bir oluşumun merkezinde-
dir"; Türkiye'yi amacı doğrultusunda
el altında tutmak ister.
Şu -modus vivendi-yi gözlem altına
alalım, Amerika'nın liman ve üsleri-
mizi kullanma istemleri, bu kuruluş-
lan denetlemesi, Diyarbakır'ı merkez
alan, 80 bin(ilk ağızda) askennin ko-
nuşlanması gibi istemlerinin dayana-
ğı şu 7480 sayılı yasanın onayladığı an-
laşmadır.
Kurtulu? blllncl...
Şu olasılığı göz ardı edemeyiz. Bu
istemlerin kabulü ve gerçekleşmesi,
Irak'ın ve çevre devletlerinin bir gün
kendilerinin de hedefe alınacağını dü-
şünerek bize saldında bulunmalan
gündeme gelebilir. Bu durumda da
Amerika'nın daha çok asker konuşlan-
dırması önlenemez. Ve Amerika eğer
7480 sayılı yasayla yürüriüğe giren 5
Mart 1959 anlaşması gereği Türki-
ye'ye askerini sokarsa, bir daha bu
topraklardan gitmez. Yeter ki yeniden
bir kurtuluş bilinciyle uyanabilelim.
Amerika, Ortadoğu'daki dengenin
bozulduğuna karar venp, bundan Tür-
kiye'nin zarar göreceğini ileri sürerek
bu görüşü paylaşanlan her kademede
iktidara mşıyacakür. Son olaylan ve ge-
lişmeleri bu açıdan da değerlendirerek
soralım: Taşımış mıdır dersiniz?
NOT: Bu yazı 31 Ocak 2003 tarih-
h Milh' Güverüik Kurulu karanndan ön-
ce yazılmıştır. Yazıda ileri sürdüğü-
müz görüşün gerçekleşmemesini diler-
dik. Ama umduğumuz dağlara karyağ-
dı. O karlar eridığınde gerçek görüle-
cek ve bu ulus onlan asla bağışlama-
yacak; yolunun önündeki engelleri
kendi gücüyle aşıp, özgürlüğüne ve
bağımsızlığına kavuşacakttr.
B İ TT İ
DÜZELTME: Dızi sayfasmın
dün yayımlanan 'Kaynaklar' bölümü-
nün 12. maddesinde adı geçen yazar
Mehmet Ali Birand değil Mehmet Aü
Kışlalı olacaktrr. Düzeltiriz.
sonra yapılacak anlaşmalan da kapsa-
yan bir anlatım içerir ve yine bizim
ulusal bağımsızlık ve bütünlüğümü-
zün korunmasınıbirkezdaha, ABD yar-
dınuna bağlar. Özetle ABD, bizi bir
kez daha bu anlaşma ile çıkarmanm
bekçisi yapar. Çünkü anlaşmayla
ABD'nin ortak güvenliğı için öngör-
düğü önlemleri ahna yükümlülüğü ka-
bul edilır. Bu maddenin hükmü ile,
1947 Antlaşması daha da genişletil-
miştir. Eisenhower Doktrini daha son-
ra, yeni eklemelerle JohnsonDoktrini'ne
dönüşecektir.)
(25) Z. K. ve.. agy. syf:. 60: "Yal-
nızcadar kapsamlı (anayurdun savun-
masj) ABD çıkaıian açısuıdan yakla-
şun,Türkiye'yi önemli bir müttefik ta-
nımlanıasının dışında bıralar."
(26) Platt Değiştirgesi hakkındaki-
tabın yazıldığı tarihte Doç.(bugün)
Prof. Dr. Türkkaya Ataöv'ün klasik-
leşen değerli "Amerikan Belgelerivle
AmeıikanEmpervalizmimnDoğuşu'' \
adhkitabından,benımOltadakıBauk !
Türkiye adlıçalışmamdanbilgiedini- |
lebilir. Amerika, Küba Anayasasına j
eklettiği hükümlerle Küba'yı işgali- j
nin meşru sayılacağım. Küba'nın ba-
ğunsızlığının korunması için Küba'ya
müdahale edebileceğini, bu süreçte
yaptığı her işlemin meşru olduğunu
kabul ettirmiştir. Ataöv, amlan kitap. |
Syf; 112-114 i
(2"7) Prof. Dr. Türkkaya Ataöv, agy. j
Syf: 100-112 Senatör Beveridge bir |
konuşmasında. Filipinler sonuna dek •
Birieşik Devletler'e ait topraldar ola-
rak kalacaktır. Ve Filipinler'in biraz
gerisinde Çin'in suıırsız pazarlan yat- ,
maktadır.lkisindendeçekilmeyeceğiz. j
agy.syf:110 !
(28)Z.K.ve.. agy, syf; 64-65 »
(29) Z.K. ve.. agy.syf:62-64 ı
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Sevgililer Günü'nde...
Bugün 14Şubat, "SevgililerGünü".
Bir adı da, "Âşıklar Bayramı" onun ve tâ 15. yüz-
yıldan ben her 14 Şubat'ta kutlanır olmuş. Ermiş
Valentin'le ilişkisi ne olursa olsun, onun adını da
taşıyan bayramın, zamanımızda uluslararası bir
boyut kazandığı da görülüyor. Terörün, savaş teh-
likesinin, her türiü manevi degerleri çiğnemenin
ayyuka çıktığı bir dünyada, sevginin, aşk/n da özel
bir günde ve insanlık çapında kutlanır oluşu yerin-
dedir ve en azından bir tesellidir hepimiz için.
Ne söylemeli bu güzel günde?
Evrenin yaradılışı üstüne. tek tannlı dinlerin ve on-
ların kutsal kitaplarının açıklamaları, çoğu konuda
görüldüğü gibi, kafamızı olduğu kadarestetikzev-
kimizi de zoriayan şeylerdir.
Neymiş, O "ol" demiş, olmuşmuş!
Konuyu bu yavanlıktan, bereket "tasavvuf" ge-
lip kurtarmış. Divan şiirimizde, şimdi sahibini ha-
tıriayamadığım bir beyit, işte o tasavvufun etkisiy-
le şöyle den
Kendi hüsnün hûblar şeklinde peyda eyledin
Çeşm-i âşıktan dönüp sonra temaşa eyledin
Şair, Tann için diyor ki: "Kendi güzelliğini gör-
mek için, güzeller yarattın; sonra da, bir âşık gö-
züyle dönüp o güzelliği -yani kendini- seyrettin"
Ne bu? Evrenin yaradılışını aşka bağlamak!
O yüce eski Yunan mitolojisi, daha da radikal ba-
karolaya; bizzat aşkı, Eros'un kimliğindetannlaş-
tınr.
Hatırlayacaksınız: Olympos'ta 12 büyük tann
otururdu. Ama onlann yani sıra, başka tannlar da
vardı ve içlerinden en önemlisi de, Aşk Tannsı
Eros'tu; şair Hesiodos'un söylediğine göre "ölüm-
süzler içinde en güzeli de oydu ".
Konu önemli olmasa, Platon söze karışmazdı;
sözü alır ve şöyle der: "Eros, Aşk, evini insanlann
yüreğinde kurar; ama heryürekte değil, çünkü ka-
tı kalplilerden uzaklaşır Eros. Kötülük yapmadığı
gibi, izin de vermez ona; hiçbir zohama yoktur
yaptığında, insanlar seve seve arkasından gider-
ler Eros'un. Aşk'a tutulanlar, hiçbirzaman karan-
lıkta değildirier!"
İşte, bir de filozof açıklaması!
Empedokles ve Ludvrig Feuerbach gibi baş-
ka filozoflar da olacaktır aşka eğilen; ama daha da
önemlisi, bütün bir evrensel edebiyat, onun arka-
sından gidecektir. Divan edebiyatımız ile halk ede-
biyatımızın baş konusu aşktır ve çağdaş Türk şi-
irinde de aşk üstüne ne güzel şiirler yazılmıştır, de-
ğil mi?
Onlann içinde en sonuncusu, Ataol Behramoğ-
lu'nun, Adam Yayınlan'nda çıkan, Yeni Aşka Ga-
zel. Şair, kitabında, o adı taşıyan güzel şiirinde ye-
ni bir dökümünüyapıyoraşkın:Uçurumîanaşmak,
şarkılarla dolup taşmak, yeniden öğrenmek her
şeyi, dünyaya henüz gelenden farksız hale gelip
çınlçıplak oluşu insanın. Son olarak, ekliyor şain
Kopar diye beni köklerimden yine
Uçur diye ey aşk, gelirim sana
Bir kopuş eskiden, bir yeni insan oluş, bir uçup
yükseliş: Aşk bu!
Böylesine derin ve yüce olmasaydı, yüzyıllar bo-
yu onca terennüm edilmezdi zaten.
Ama aynı aşkın, kimi zaman ve kimi düzenlerde
horlandığı da bir olgu. Fikret Demirağ, o ünlü şi-
irini bunun için yazmıştır ve bir yerinde de şöyle der:
Sevgi bazı düzenlerde
biryaralı kekliktir
uçar iken kanadından vurulur
Gider gelir bir sevda ağlar gecede...
Şimdi de, Turhan Selçuk'un 8 Şubat günlü Cum-
huriyet'teki -o çarpıcı- karikatüründe gösterdiği
gibi, topun ağzında aşk.
Ve o top patladığında da, Amerika'nın petrol iş-
tahı uğruna, yüzbinlerce insan ölürken, nice aşk-
lar da karşılıksız kalacak.
Kudurganlığa karşı hiçbir uyan etkili olmuyor.
Kahrolmamak işten değil!
Ama hayır, şerrin saldınsına karşı yılgınlığa düş-
meyelim!
Bugün de, yürekleri aşkla tutuşmuş insanlara
seslenmenin zamanıdır: Ey birbirini sevenler, en ev-
rensel "entemasyonal" sizinkidir. Daha insanca bir
dünya adına; banş, sevgi ve aşk adına, barbarfı-
ğa, savaş kışkırtıcılığına karşı biıieşiniz!..
Mehmet FARAÇ
KÖTÜLER MAHALLESİ
G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k
Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72