Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 13 ŞUBAT 2003 PERŞEMBE
OLAYLAK VE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAYAKBAL
Bu Utanç Hepimizin!
"Gel bıze sığın" demışler "Gel bıze, sana tam
güvenlık sağlanz "
Saddam meydan okuyor' Hıç açık vermıyor'
BM'n/nded/klenneuyuyor İnsansızuçaklardagel-
sın, havadan ıstedığı ıncelemeyı yapsın" dıyor
Arria halkının çoğunluk oylannı bıle alamamış bır
Bush, "Hayır, ılle Saddam 'ı yıkacağım, ulkesını, pet-
rollennı elıme geçıreceğım, Irak adlı bağımsız ül-
keyı parçalara ayıracağım Tutmayın elımı' Gelın
yardım edın" dıye tepınıyor'
Ne Almanlar, ne Ruslar, ne Fransızlar, ne Belçı-
kalılar, ne Japonlar, ne Çıniıler Hıçbın yardımcı de-
ğıl, ustelık hepsı ABD'nın karşısında1
Bır ingılte-
re, bırde Tayyip'lenn, Gül'lenn Turkıye'sı'
Gunun bınnde bıryabancj ulkegelıpfilolan, uçak-
lan ıle kapımıza dayanırsa, yonetım başındakılen,
dıyelım Tayyıp'len Gul'len, Annç lan yok etmeye kal-
kışırsa, bır komşu ulke, orneğın Iran, ya da Yuna-
nıstan "Gelın bızım ülkemıze sığının, ne dıye dıre-
neceksınız, ne dıye savaşacaksınız? En tyısı canı-
nızı kurtarmak" onerısı yaparsa1
Saddam'a boyle ganp, haksız, acemıce, epey-
ce guiunç bır önen sunan Gul'ler, Tayyıp'ler o za-
man ne yapariar dıye duşundum Kalkıp gıderler
mı, kaçarlar mı? Yoksa sonuna kadar dırenırier,
onurla, gururia olum yolunu mu seçerler?
Sen, ulke topraklanna on bınlerce Amenkan as-
kennı konuşlandın lımanlannı, uslennı teslım et,
haksız bır savaşa goz yum, sonra da NATO'dan "Gel
yardımıma" dıye bır ıstekte bulun' NATO'dan "Sen
saldınya uğramıyorsun, tam tersını yapıyorsun,
bızden sana yardım yok" yanıtını alınca da ne ya-
pacağını bılme'
Ustelık TV'lerde halkın karşısına çıkıp "Bız savaş
ıstemıyoruz, bız savaşa da gırmıyonız" dıyerekgo-
zu goren, kulağı duyan, dunyayı bılen kamuoyunu
aldatmayı surdur' Bu bır oyun mu, bır acıklı ko-
medya mı, çırkın bır musamere mı?
"ödun Ustune ödun' " Değerlı araştırmacı,
emeklı asken yargıç Emın Değer'ın sorduğu gıbı
"Atatürk tam bağımsızlığı tanımlarken Tam ba-
ğımsızlık demek' dıye başlar ve, 'sıyaset, ıktısat,
adalet, askerfık, kuftur' öğelennı saydıktan sonra
'bu saydıklanmdan herhangı bınnden, bağımsız-
lıktan yoksunluk, ulusun ve ulkenın butun bağım-
sızlığından yoksunluğu demektır' der Şoyle bır
düşunelım, bız bunlardan hangısıne sahıbız?"
SuçyalnızAKP'nındegıl'Dahaoncekıhukumet-
lenn, lıderlenn de payı var bu yoksunlukta, bu acı
durumda Ama son çızgıyı, son noktayı koyan
Gul-Tayyıp ıktıdandır Komşu bır Musluman ulke-
ye yapılacak saldında Bush'a herturiu desteğı ve-
ren, tam çogunlukta olduğu TBMM'de teslımıye-
tın ılk adımlannı atan şımdı ışbaşında olan bu kad-
ro değıl mı?
Kuzey Irak'ta bır Kurt devletı kurdurmaya kalkan,
Tıirk askennı de bu bolgeye sokmayan, gelecekTurk
Sılahlı Kuvvetlen'nı de kendı komutası altına al-
mak ısteyen," Amenka'ya nıye bu denlı bağımlı-
yız" dıye sormak hepımızın hakkıdır
Bugun Irak, yann Turkıye mı? 1920'nın Mutare-
ke Istanbulu nda "Aman ABD 'ye bağlanalım onun
manda'sma gırelım" dıyenler haklı mı çıktı? "Tam
bağımsızlık benım ılkemdır" dıyen Mustafa KemaJ
haksız mı?
"ödün Üstüne ödûn" veren bır ulkenın yurttaşı
olmanın utancı hepımızındır
Feodal Sürecin Kıskacında Can Çekişen Demokrasimiz...
VEFAT
Yusuf Selahattin Esat eşı
BEDİA NEVRUZ
ESAT
annemizi, anneannemizi
kaybettik.
O'nu ebedi uykusuna özlemle
uğurlayıp, sevgilerimizde ve
anılarımızda alıkoyacağız.
Kızlan: Serpıl Esat, Fusun Kırman, Nıtufer Esat
Damadı: Can Kırman
Torunlan: Burçak Bolukbaşı, Başak Bölukbaşı,
Burak Bölukbaşı, Denız Kırman, Engın Kırman ve
Bahri Bayram Belen
Cenazesı 13 Şubat 2003 Perşembe
günu (bugün) Erenkoy, Bağdat Cad.
Galıppaşa Camıı'nde kılınacak oğle
namazından sonra Kartal Mezartığı'na
defnedilecektır.
ANMA
1943-1997
Tarsuslu'ların sevgılı Müdurü,
Sosyalıstlerın kadım dostu
M. YILMAZ
TARGAN,
aramızdan ayrılışının 7 yılında
sevgı ve ozlemle anıyoruz.
Eşı GûlşenTargan Kıa Stdıka Targan Oğlu Reşat
Targan Annesı Sıdıka Targan Babası M. Reşat Targan
Kardeşı Sönmez Targan ve Tum Dostlan
Demokratık soylemlı kıtlesel mekanızmalartn yonetı-
mındekı, "derebey" zıhrnyeth tıran ve ohgarşılenn
tasfiyesı surecı, bızzat bunlann tebaası tarafından
başlatılmazsa, çok kısa bır gelecekte, ulke gundemınde,
sağlıklı demokratık yapılanmalann oluşturulması ve
ışleyışı olanakJı gozukmuyor
KaZUTI K I L I Ç Inşaat Muhendısı
• deolojık anlamda demok-
I
rası olgusunun, gunumuz
toplumsal yaşantısma
uyarlandığı bıçımıyle bu-
lunduğu duzey, tahmınen
24-25 yuzyıla yayılmış bır ta-
nhsel gelışım surecının urunu
olarak karşımıza çıkmaktadır
Tanhsel \enlere, ana başlıklan
ıle bakıldığında bahsettığımız
bu sureç, Turk toplumunun ha-
len olgunlaştırmaya ugraştığı v e
uzennde yaz-boz tahtası gıbı ça-
lıştığı, halkın ıktıdan modehne
ılışkın bırzaman dıhmını adres-
lemez Batı uygarhgının, dıya-
lektık felsefeyı çozumJemeye
başladığı Eskı Yunan fılozof \e
Roma dev let adamlan çağların-
dan. Reform ve Rönesans top-
lumsal tepkımelennı ıçeren A>-
dmlanma Devrimi'ne kadar ya-
şanan sancılar doğrular, yanlış-
lar, teokratık duzen v e engızıs-
yonlan, ote yandan monarşık v e
olıgarşık yonetım baskılan gıbı
yaşanan gerçek olgular, bugun-
ku Batı'yı demokrasıyı yetenn-
ce ozumsemış kılmaktadır
Turk toplumunun, gunumuze
gore sahıp olduğu demokrasısı-
nın altyapı eksıklığıne yonelık
eleştırel yaklaşımlar ıçensınde
bakılması gereken ozellıklerden
bınsı \ e başta gelenı Turklenn
Islam dınını kabulunden. Mus-
tafa Kemalın 1923 MiBi Devrim
başlangıcına kadar geçen sure-
de, musbet (pozıtıf) bıhmlere
yonelık araştırma ve gelıştırme
çalışmalan ıle sosyal bılım etut-
len uzennde yoğunlaşamayan
ustelık bunlann çoğu ıle uğraş-
mayı "haram" ya da "mekruh"
sayan bır zıhnıyetın topluma yer-
leşmesıyle bırhkte, yanşırcası-
na ıbadet eden, uretmeyı değıl su-
reldı tuketmeyı duşunen v e mut-
lak guç olan padışahın tahtını
kolayhkla surdurebılmesı ıçın
her bıreyın pervane olduğu bır ya-
pı oluşturulmuşken, Batı her ne
kadar faşıst uygulamalarla des-
teklenmış "feodal" bır yapıda
yonetımlendınlmışse de tum bı-
lım alanlannda ozellıkle de fel-
sefe bıhmı alanında gızlıce de ol-
sa bellı aşamalara ulaşmış ve boş.
durmamıştır Obur yandan, Ba-
tı kısmen Yenıçağ \ e Yalançağ'ın
başlangıç donemlennde, sana-
yıleşmesının temel taşlannı bır
bıroluştururken "devietiû-kuT
ıhşkısının renklendırdıgı ve um-
metçı anlayışın egemen olduğu
Osmanlı Imparatorluğu, haJJana,
bahsı geçen tanh aralığında, dog-
malann oncehkh baskıladığı
şukredıcı vekabulJenıcı bırman-
tık ışığında mutluluk dağıtmak-
la meşgul olmakta ıdı Bır baş-
ka gerekçe Her ne kadar Turk
toplumunun tanhın yakın denn-
lıklennde fslamıyet oncesı dın-
sel ınanış donemlennden Şama-
nızm ın etkısınde ıken, demok-
rasının kınntılannı gozlemlıyor
olsak da, toplum katmanJannda
baskın olan ataerkıl aıle yapısı
\e buna bağlı mutlak vol goste-
ncı bır lıdere duyulan onlene-
mez arzu. ıster ıstemez topluluk
yonetımlennde feodal yapılan-
malan berabennde getınyor ger-
çeğıdır
Roma Hukuku. Magna Car-
ta (Bırvnk Berat), AvTupa'nın a>-
dmlannıa surecinı meşrulaşöran
Fransız \y dınlanma Devrimi ve
temelleri, 1917 Bolşevik De\Tİmi
gibi buyiık tarihsel \ e toplumsal
vaşannnşhklar, hıç kuşkusuz Ata-
tork'un uzerinde uzun viflar ka-
fa \orduğn ve felsefe kurduğu
deneyimler olarak algılanmalı-
dır. Bu donemler sonucu ve 1
Dünya Sa\aşı'nın hemen ardın-
dan toplumun kendısını bırden-
bıre ıçınde bulduğu Ku\ayı Mıl-
hye dırenışının mutlu sonla bıt-
mesının de ardından. Osmanlı
Imparatorluğu nun yıkık dokuk
mırası uzenne kurgulanan yenı
Cumhunyet ıle bırhkte Ataturk.
endustnleşme surecmı gunluk
yaşama \onehk e\ altı atolye
aşamasından ılen goturememış,
bu sureetn kazandıracağı hertur-
lu katma değere gerek ve yeter
koşullan ıtıbanyla bıle enşeme-
mış, ınsanını ınsan yapan değer-
len on plana çıkarma v e olgun-
laştırma anlamında onemh bır
aşama sağlatan Rönesans Do-
nuşumlen nı yaşayan Batı'ya
karşm buna benzer toplumsal
yeteneklennı hıç denememış (test
etmemış) ve açıga çıkarmamış
bıhnçsız bır tophıluğu adeta ıte-
leyerek, Sanayı ve Kultur Dev-
nmı'nı bır arada ve yoğunlukla
uygulamış, Turk toplumuna be-
nımsetmeyı başarmıştır
Ilk Mechs'ın gızlı oturumla-
nnda, Anadolu halkının muhte-
şem desteğını arkasına alan, fa-
kat Meclıs'te azınlıkta bulunan
Ataturk, ulusun kurtuluşu ıçın
gereklı olan karar v e kanunlann
Meclıs ten geçmesıne dırenen
kışıler karşısında, kursuden, "Bu
kararlar çıkmazsa, bazı arka-
daşlar bu Meclıs kapısuıdan kel-
lesizolarak çıkariar-." anlamın-
da çıkışıyla net tavnnı koyan,
kararlı ve acımasız bır kışılık
sergılerken, ekonomık ve top-
lumsal sorunlann, kendı onder-
lığınde kurduğu Cumhunyet
Halk Fırkası'nın oluşturduğu hu-
kumetın Meclıs'tekı denetım-
sızlığınden çıktığı ve bır muha-
lefet partısının bu hukumetı u> a-
rabıleceğı duşuncesıyle Serbest
Cumhunyet Fırkası'nın kurul-
masuıa onayak olması da son
derece demokrat v e sadece hal-
kının yukselmesını duşleyen bır
kışılığın dışa vurumu olarak or-
tava çıkmaktadır 2 Dunya Sa-
vaşı sonrası, Cumhunyet'ı kuran-
lann a>Tiı şekılde çok partılı do-
neme geçılmesı surecınde sarf
edılen cıddı ve ıçten gayretlen-
nın de toplumun demokratık alt-
yapısının oluşturulması adına
yadsınmaması gerekhlığı uze-
nnde onemle durmak gerekır
Bu surece kadar olan yapılanma-
yı, Turk toplumunun, genç Cum-
hunyetının temehnın uzenne ku-
rulacak olan demokrasısuıuı alt-
yapı hazırlığı çalışmalan ya da
"aîtj'apı sûreci" dıye tanımlan-
dırabılınz
Butun bunlara karşın, gunu-
muz Turkıye'sıne gelınceye ka-
darkı zaman dılımınde toplum-
sal > aşantımıza kattığımız bırçok
"demokratikvönetim kurgulu"
dıye soz etmemızın uygun ola-
cağı kurum ve kuruluş, toplu-
mun demokratık altyapısının he-
nuz "prematflre" duzeyde sey-
retmesı zafiyetınden yararlana-
rak, "feodal" bır duzen ıçensın-
de yaşamlannı kolayca surdüre
gelmektedırler
Sozu edılen bu kurum ve ku-
ruluşlan sadece demokratık sıs-
temlenn vazgeçılmez oğelenn-
den bın olan sıyasal partıler ola-
rak algılamamakta da yarar var-
dır Zıra, aynı turden yapılanma-
lar ışçıvememursendıkalan, sı-
vıl toplum kuruluşlan, vakıflar
ıle abartı sayılmazsa. okul aıle
bırhklennde bıle vardır Ote >an-
dan, bu feodal yapılann başın-
da bulunan "derebeyler''uı, ege-
menlıklennın surdurulebılırlığı
konusunda, son yanm yuzyıl ıçe-
nsınde muhteşem bırdeneyım sa-
hıbı olduklannı soylemek. hıç
de gerçekdışı bır saptama olma-
yacaktır Dolayısıyla, demokra-
sımızın buraya kadar olan anla-
tımla yennı bulan ve halen ışle-
yen surecinı, "feodal sureç" ola-
rak adlandırmak yennde olsa ge-
rek
Bugun kurulmuş olan ya da
yenı kurulan, halkın kurtancıh-
ğma soyunmuş tum sıyasal par-
tılenmızın, topluma gerçek an-
lamda mal olmaya çahşan. yuk-
sek ulkulu(') dernek v e vakjfla-
nmızın, ışçılenmızın v e memur-
lanmızın haklannı savunmayı
sozde kendılenne en onemlı erek
sayan sararmış sendıkalanmızın
yonetım kademelen ve ışleyış-
lenne şoyle bır goz gezdırdığı-
nızde, ya muhteşem bır ekıp ru-
huyla çahşan olıgarşık çetelen,
ya efendı- kul, ımam-cemaat ılış-
kılı guruhlan, ya'her şeyin en iyi-
sini ben bflirinı' v e 'en iyiben vö-
netirim'cı ınsanustu şansolye kı-
şılıklen. ya da okuyan, çahşan,
ureten, sağduvulu, genç dına-
mık, aydın ınsanlan budayan,
boylece sıstemı baltalayan ha-
ınlen bulursunuz
PENCERE
Toplumumuzun demokratık
altyapısının ne olçude olgunlaş-
tıgı ulkenın sıyasal ve sosyal
guncelıne ne kadanyla ındırgen-
dığı ardammda çıkanlacak onem-
h bulgulara varacak olursak, bun-
lardan ılkını, kısa ve orta enm-
de, Turk toplumunun demokra-
sıyı kolayca ozumseyemeyecek
ve sıyasal ışleyışını olabıldığın-
ce az sıyasal partılı, tek ve guç-
lu ıktıdara karşın yıne tek v e guç-
lu muhalefete sahıp, sorunlan-
na çozum uretebılen parlamen-
tosunu oluşturamayacak ohnası
-dolayısıyla bugun kısırdongu-
sel bır konumda suregelen gun-
luk sıyasal tartışmalan grupsal
ya da kışısel çıkarlara donuk
konjonkture uygun pohtıkalan
daha uzunca bır sure gundemuı-
de tutucak ohnası- olarak sapta-
yabıhnz Bırbaşkayargı yıne ay-
nı şekılde toplumun demokra-
tık altyapısının yıne toplumun
kendısıne endekslı olduğu çıka-
nmına ulaşılabılecektır kı, top-
lumun ülke genelınde "okuma-
yazma-anlama- anladığını usa
vurma'' oransal değerlen ne den-
lı hızla artarsa, bır başka tanım-
la aydın taban oluşumu ne den-
lı hızla gehşırse, demokrasının
urunu olan msanlann huzur v e
mutluluğu o denlı çabuk yeşenr
demokrat dımağlarda
Ote yandan, bu demokratık
soylemh kıtlesel mekanızmala-
nn yonetımındekı, "derebey"
zıhnıyeth tıran ve ohgarşılenn
tasfiyesı surecı, bızzat bunlann
tebaası tarafından başlatılmazsa,
çok kısa bır gelecekte, ulke gun-
demınde, sağlıklı demokratık
yapılanmalann oluşturulması v e
ışleyışı olanaklı gozukmuyor
Somut başka bır sonuç da ulus-
lararası olçekte yennı buknuş
ve tanımlanmış sağ ve sol sıya-
sal vapılanmalann ulkemız pro-
jeksıyonlan olan tum sıvasal par-
tılenmızın, vıne kısa ve orta enm-
de bırbutunluk ıçınde, ınvedı-
n olarak. partı ıçı ve dışı uyum
sorunlannı çozmuş, ulke sorun-
lanna programlannda aynı duyar-
hlu\Ja yaklaşan, uüce çıkarlannı
kışısel ve grupsal çıkarlannın
çok ustune taşımış, sorun odak-
lı değıl çozum odakh sıyaset ure-
ten yapılar olarak goremeyece-
ğımız gerçeğıdır
Miislümanlık Ham
Ervahlık Değildir...
Mehmet Barlas dunku 'Akşam'da Prof Ber-
nard Levvis'ten bır alıntı yapmıştı
"Amenka 'dayerfıler ve A vrupa 'da Ortaçağ var-
ken, Bağdat, müspet ılımler ve felsefe alanında
Aydınlanma Çağı'nıyaşıyordu Ne olduda, Ba-
tı Rönesans'a geçerken Bağdat'ta 'Bab-ı Içtı-
hat' kapatılıp karanlık çağa geçıldı? Tanh Batı'da
neden ılen ve Ortadoğu'da genye doğru çalış-
tl7"
Camılenmıze bır bakın!
Bır yenılere bakın
Bır de eskılere
Mınarelerı bır kıyaslayın, eskı mumınler geç-
mış donemlenn ılkel yapım koşullannda oyle mı-
nareler yapmışlar kı ruzgârda soğut ağacı gıbı
nazlı nazlı salınıyor, 'a/em'lennın ızduşumu bulut-
lara vuruyor, şerefelen dua ıçın goge açılmış avuç-
lar gıbı duruyor
Uç şerefelı kımı mınarede uç muezzın ezan
okumak ıçın uç ayn merdıvenden tırmanabılıyor,
yûzlerce yıl ınıle çıkıla aşınmış basamaklan ruz-
gâr gulünun ortasında bırteşen yapraklar gıbı do-
nerek yukselıyor
Incelığın, mımarlık sanatının, estetığın ornek-
len eskı mınareler
Ve camıler
Ya yenılen?
•
Yenılere çıkarcı polıtıkacı gozuyle baktın mı ca-
mı kışla bınası, mınareler sungu, kubbeler mığ-
fer gıbı gorunur, bu tur ham ervahlık, ancak ıktı-
dar pıyasasında sıyasetın pazartanmasına yarar
Ancak yapı dunyasında ve mımarlık sanatında
bu kadar ılerleyen bır çağdaş dunyada yenı ca-
mılenn zevksız, orantısız, estetıkten yoksun gd-
runtulen nasıl açıklanabılır?
Muslumanlık tıcaret aracı mı?
Camılenn altına dukkânlar dızerek, Islamcı şır-
ketlerkurarak, yeşıl sermaye numarasına gırerek,
Muslumanlığı koltuk sevdasına alet ederek dın-
cılık yapmanın kutsal ınançla ne ılışkısı var?
Pekı, Musluman nasıl Musluman olacak?
Ömer Hayyam'ın rubaısındekı gıbı olacak
"Incıyı ısteyen dalgıç olacak,
Van yoğu dosta venp salacak
Canı avucunda, soluğu goğsünde,
Ayağı baş olacak, başı ayak "
*
Bayram gunlen televızyonlarda sergılenen go-
runtuler ırkıltıcıydı
Develenn, okuzlenn sığırlann ve sözum ona ın-
sanlann kameralara takılan acıklı fotoğraflann-
dakı ışkembelerie bağırsaklann yanı sıra polıtıka-
cılanmızın suretlennı de yansıtan ham ervahlığın
sınemasında Muslumanlığın soylu ıncelığını ara
kı bulasın
1
Eskı zaman bılgesı bugunku ham ervahlan gör-
se, Hayyam'a nazıre, şu dortluğu yazmaz mıydı
Gırme şu alçalışın hızmetıne
Konma sınek gıbı pıslık ustune
Istamı kullanma bır koltuk ıçın
Yazık kutsal dının ıncelığıne
•
Islamı yuceltmek ıstıyorsak, bayram namazını
sıyaset reytıngı yolunda pazariayan polıtıkacı ham
ervahına 'yuh' demesını bılmelıyız
Savaştan Çıkar Umanlar...
Gaüp BU\XTCYILDIRIM
A
BD'nın Irak'a saldınsının
kaçınıhnaz ve karşı
durulamaz bır gereklıhk
olarak toplum bılıncme
yerleştınlmesıne yonelık çabalar
gıderek yoğunlaşıyor 'Amerika
Birleşik Devletleri'nin Irak'a olası
müdahalesLJ sozcuklen bu amaçla
seçılmış bır savsoz (slogan) gıbı her
gun bınlerce kez medyada
yınelenıyor Burada 'muhtenıeJ'
anlamında kullanılıyor gıbı gorunse
de 'olası' sozcuğu Turkçemızde ıstek
ve dılek belırtır Opulesı eller,
gorulesı yerler yıkılası meyhane
gıbı Turkçe sozcuklerle alay
edenler, 'olası' sozcuğunu hıçbır
yerde, hıçbır zaman kullanmayanlar
ABD'nın mudahalesı soz konusu
olunca bu sozcuğu seçıyorlar
Arapça 'müdahale' ıle Türkçe 'olası'
sozcuklennın aynı cumlede yan yana
getınlmesmdekı zorlama da bu deyış
bıçunının rastlantı olmadığı, bılınçlı
bır dûzenlemenın soz konusu olduğu
duşuncesını guçlenduıyor Nıçın
'muhtemel müdahale' ya da 'olası
sakbn' değıl9
ABD ıle bırhkte ulkemızın de bır
savaşa suruklenmesınden yarar
umanlar 'olası müdahalenin'
olmamasından, gecıkmesınden
huzursuzluk duyuyor, savaş
ozlemlennı gıderek daha kışlartıcı
soylemle ve açıkça dıle getınyorlar
Boyle bır ortamda, çok geç
kalınmış ya da anlamsız gıbı gorunse
de 'olmayası müdahale, çıkmayası
savaş' bızun gerçek v e ıçten
dıleğımızdır Çunku Turk ulusu,
Ataturk'ün 'Yurtta sulh, cıhanda
sulh ilkesine yıirekten bağbdır.
Turkhe Cumhuriyeti banşçı
pob'tikasmı Kurtuiuş Savaşı'ndan bu
yana nke baskı ve zoriamalara
karşın inatla surdurmuş,
bugıinkünden çok daha ohınısuz
koşullarda bile savaştan kaçınmayı
başarabilmiştir. Örnegin -kımılen
kızsa da- İsmet Inonu'nun
öndeıiiğindeki T ürkrye dunyayı kasıp
kavııran HitJer Almanya'sırun ve
daha sonra ChurchiU'in baskılanna
bovTin eğmemiş; 2. Dünya Savaşı'nm
dışuıda kalabihniştir.
1992 yılında da ABD'nın baskılanna
ve donemın cumhurbaşkanmm 'bir
koyiıp üç afanak' polıtıkasuıa karşuı,
Genelkurmay Başkam savaş karşıü
tutumunu gorevinden aynlarak
açıkça ortaja koymuş; f ürkiye
Cumhuriyeti ABD'nin Irak
saldınsına kaülmanıışür.
Yakın geçmışte Ataturkçü dış
pohtüca çızgısuıden sapmalann
yarattığı olumsuz sonuçlar henuz
belleklerden sıhnmemıştır Örneğın,
Turk hukumetuıın 1950'h yıllarda
Fransa'ya karşı bağımsızlık savaşı
veren Cezayır halkının yanında yer
almaması, Suveyş bunalımında
Mısır'a karşı Ingıltere ve Fransa'yı
desteklemış ohnası bu ulkelenn
halklannda ve yonetımlennde
yıllarca surecek duş kınklıklan
yaratmış, tepkılere yol açmıştır
Bu coğrafyada banş ıçensınde
yaşamak ıçın geçmışte komşulan ıle
bırhkte Balkan Antantı'm,
Bağdat Paktı'nı kuran Turkıye
Cumhunyetı bugun duşsel
kazançlar uğruna Bağdat'a saldınnın
merkezı olmamaiıdır Bıze ve
bolgemıze hıçbır yaran bulunmayan
bu savaşın mahyetı her zaman
olduğu gıbı banşı korumanın
malıyetınden çok daha yuksek
olacaktır Turkıye bu bunalımh
gunlerde de sonuna değın banşı
savunmak, ABD'nın Irak saldınsının
destekçısı olmamak ıçın gereken her
şeyı yapmak zorundadır
VEFAT
Merhume Kamile Kemal Uluğ, merhum Ahmet Sabri Uluğ'un
oğulları, merhume Naciye Ergun, merhum Veli Ergun'un
damatları, merhume Nevin Uluğ'un kardeşi, Aysan Uluğ'un
biricik sevglli eşi, Fatma Müberra Rizo, Ahmet Sabri Uluğ'un
birlcik babalan, Vladko Rizo, Oya Uluğ'un sevgili
kayınpederleri, Daniel Alp Rizo, Erk Engin Uluğ, Andre Tan
Rizo, Ediz San Uluğ'un sevgili dedeleri.
SULEYMAN
ENCİN ULUĞ11 Şubat 2003 tarihinde Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur.
Aziz naaşı yann 14 Şubat 2003 Cuma günü Ataköy Camii'nde
kılınacak öğle namazını müteakip
Zincirlikuyu Mezarlığfna defnedilecektır.
AİLESİ