22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: cuMHLrR_i\i:T VAKFI adma İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmenı: İbrahim Yıldız # Yazıişlen Müdürü: Satim Alpaslan#Sorumlu Müdür Mehmet Sucu • Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara Istıhbarat. Cengiz \ ıldırım • Ekonomı Öz- YaymKuıulu. ÜhanSelçuk(Baş- JmkaraTemsılcısı MustafaBalbav AaturkBuhanNo 125.Kat 4. Muessese Mudüriı lem YüzakO Kültür Egemen Berköz 0 Spor kan),EmreKongar(Danışmarı), Bakanlddar Tel 4195O20/7hat). Faks 419502~#tzrnirTemsılctsı Erol Erkut • Abdülkadir Yücelman # Makaleler Sami Ka- Orhan Erinç, Hikmet Çetin- SerdarKınk,H ZıyaBK 1352 S 23Tel 4411220, Faks 4418" 7 45 raören • Dü2eitme Abdullah Vazıcı • Bıl- kaya. Şükran Soner, tbrahim #AdanaTemsılctsı*ÇetinViğeııoğlu.InonuCd 119 S \o 1 l.Tel gı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen Meh- Yddjz. Orhan Bursall. Musta- %3 12 11. Faks 363 12 15 Antata Temsılcısı Ahmrt OnıçogİH met Faraç • Avrupa Temsılcısı Güra.v Oz fa Balba>, Hakan Kara. Gımhun>etCad8O5Tel 0242 248005 7 Fa\ 2430509 Bılgı Işlem Ahmet Korulsan 0 Sa- tış Fazilet Kuza Tûia; Mutlu Dölen • Mudür \rd ıFınans \s Operas\onı Erhan Özdemir % Pazarlama Dı- rektorüTüla>TosıııTel U212 3543300 Faks 0212 354 32 9" \»}imta»n:\enı&unHaber aganü Basune'lavınalıi. A.Ş TulkocaaCad '9 41 Cagaloğiu 1)154Isönbul PK 246-Sırkecı W ! 5 lst Tel IO2I2I512O5 05 t20haII Faiı (Uİİ2I5138595 B«5İa:VferlezGazeffiDeigıBaaın^ayıncaılSâınerıc \Ş Bartatt. Buhanîso 125 Beşıklaş-Iil Dagıtlm: Merkez Daöünı Pazarlama San. ve Tıc AŞ 8 \RALIK 2003 Imsak 5.34 Guneş709 Ögle-12 03 fkındı: 14 22 Akşam. 16.44 Yatsıl8 11 Uv Tylen UNICEF elçisi olacak • Kültür Servisi- Ünlü yıldız Liv Tyler, Angelina Jolıe\e Audrey Hepburn'den ilham alarak UMCEF'in elçisi olmaya karar verdı. Tyler, Hepburn'ün oğluyla görüştûkten sonra UNÎCEF'ın Amenka fonunda ulusal elçı olarak çalışmak ıçin anlaşma ımzaladı. Tyler konuyla ilgilı olarak şöyle konuştu: "'Audrey Hepburn'ün UNICEF vasıtasıyla çocuklar ıçın yaptığı her şey benı denndeu etkılemiştır. Ve bu çaba benı bu olayın bLr parçası olmaya ıten çok önemlı bır etkendir." Tyler, aynca Angelina Jolie'nin UNICEF'in Asya birimınde üstlendiği iyi niyet elçilıği görevınden de etkilendiğini söylüyor. İnternette sözlük • MODENA (AA) - Italya'da yaşayan bir Şilili, internette 'dünyanın en büyük sözlüğü'nü hazırlayıp bedava kullanıma sundu. Rodrigo Vergara'nın hazırladığı sitedeki sözlükten 2O0 dil ve lehçeden milyonlarca sözcüğün anlamını öğrenmek mümkün. 1974yılında Pinochet cuntasından kaçarak, Italya'nın Modena kasabasına yerleşen ve 1979'da tercüme şirketi kuran Vergara, internet sözlüğünün kullarucılann katkılanyla hazırlandığını belirtiyor. Vergara, "Mükemmel sözlük yoktur. Hangi sözlüğii ele ahrsanız hata bulursunuz, hiçbiri eksiksiz değildir" diyor. www.logos.net adresinden ulaşılan sitede çocuklar için de sözlük bulunuyor. Skandal isim Jackson • ANKARA (AA) - Olaylı çocukluğu, oğlunu balkondan sallamak, maskeyle gezmek gibı garip davranışlan, estetik amelıyatlan ve taciz iddialanyla gündemden düşmeyen ünlü şarkıcı Michael Jackson, şov dünyasının en skandal ismi seçildi. Internettekı msn sitesininyaptığı "Hollywood'un En Skandal Isimleri" anketinde ipi Michael Jackson'ın göğüslemesi sürpriz olmadı. Listede yer alan ünlü yönetmen Roman Polanski de tıpkı Jackson gibi hayatı skandallarla dolu bir isim. Sinemanın efsane yıldızlarından Ingrid Bergman da listede yer alan isimlerden. Tarunmış oyuncu Wüıona Ryder ise bır mağazadan yaptığı hırsızlıkla listenin demirbaşlan arasına girdi. Aç filler yol kesiyor • BANGKOK (AA) -Tayland'da aç fıllerin, yağmalamak amacıyla şekerkamışı yüklü kamyonlann yolıuıu | kesmeyi öğrendikleri bildirildi. | Bangkok Post gazetesine göre, ülkenin doğusundaki Ang Lue Nai adlı doğal parkta yaşayan filler, kuraklık yüzünden aç kalınca kannlannı doyurabilmek ve su içebilmek için yerleşim birimlerine "dadandılar." Yetkililer, şoförlerin yollann kenanna bıraktıgı şeker kamışlannı afiyetle yiyen, fakat bunlarla doymadıJdan anlaşılan fillerin "işin kolayını" bulduklannı ve "talana" başladıklannı belirttiler: Sürü lideri yolu keserek kamyonu durduruyor, diğerleri şeker kamışlannı "hortümluyor." Kızamığın Türkiye'den sHinmesini amaçlayan kampanya 9 ay-15 yaş arasındakileri kapsıyor Haydi çocuklar,aşıya! A şıyla önlenebilir hastalıklar arasında çocuk ölümlerine neden olanların başında gelen kızamık hastalığının bu kadar yaygın olması, ulusal ve uluslararası kurumları harekete geçirdi. Cumhuriyet tarihinin en büyük sağlık seferberliği bugün başlıyor. MAHMUTORAL DtVARBAKIR- Cumhuriyet tari- hinin en büyük sağlık seferberliği bu- gün başlıyor. Kızamık hastalığının Türkiye'den sılinmesinı amaçlayan kampanyayla 9 ay ıle 15 yaş arasın- da değişen 20 mılyon çocuğun ücret- sız olarak aşılanması hedefleniyor. Aşı olma biüncınin gelışmemesi yüzünden her yıl bınlerce çocuk kı- zamık hastahğı nedenıyle yaşamını yi- tıriyor. Yurt genehnde 9 aylıktan 15 yaşına kadar 8 milyon 800 bin kız ve erkek çocuk. kızamık hastalığına kar- şı risk grubu oluşturuyor. Aşıyla ba- ğışıklama çalışmalan istenen sonucu vermediğinden, ortalama olarak ikı yıl arayla yurdun değışık bölgelennde kızamık salgını ortaya çıkıyor. Genellikle çocuklar arasında görü- len kızamık ile ilgıli ulusal ve ulus- lararası veriler son derece çarpıcı bir tablo ortaya koyuyor. •• Qlümcültehdit Türkiye gibı gelişmekte olan bir ül- kede bile kızamık salgını ortaya çık- tığında vaka sayısı 40 bını aşabilıyor. Bu vakalann yüzde 18 ile 20 kadan hastanede yatılı tedavi ediliyor. Bu vakalardaölümriski yüzde 1 dolayın- da seyrediyor. Türkiye'de aşısı yapıl- mayan yaklaşık 9 milyon çocuğun da ö'lümcül bır tehditle karşı karşıya kal- dığı ortaya çıkıyor. Dünyada ise her yıl ortalama olarak 888 bın çocuk kı- zamık aşısı yapılmadığı için yaşamı- nı yitiriyor. Hastalığın ekonomik boyutu da ül- kelere ve ailelere önemli bir yük ge- tiriyor. Maüyeti 1 dolann yansı ya da bır başka deyişle 750 bın Türk lıra- smı bile bulmayan kızamık aşısının yapıünaması nedenıyle her yıl Tür- kiye'de milyonlarca dolar harcana- rak hastalığın önlenmesı ıçuı fon ak- tanhyor. Dünya üzerinde harcanan yıllık tutar ise 2 milyar dolann üze- rinde seyrediyor. Vakalarda ortaya çıkan ölümcül oranın yüksekliği ve ekonomik boyu- tu da dikkate alındığında, kızamık hastalığıyla mücadelenin en kolay ve en etkili yolu olarak aşılama kam- panyası ortaya çıkıyor ^Jcretsizaşı Kampanya kapsamında aşılarücret- siz olarak yapılacak. Ük olarak okul- larda aşılama gerçekleşhrilecek. Ardından çalışan çocuklar, kırsal alandakiler gelecek. Bir yıl sürecek olan yogun kampanya kapsamında ülkede kapısı çalınmamış ev, aşılan- mamış tek çocuk bırakılmayacak. HARLEYCİ NOEL BABALAR... Yılbaşının yaklaşmasryla tüm dünyayı keyifli bir telaş sardı. Yılbaşının vazgeçilmez başrol oyunculan da bugünlerde bir bir sahneye çıkmaya başladı. Isviçre'de 35 Noel Baba, Harley Davidson motosikletlerine atlayıp kent turuna çıktı. Bundan en çok paylannı alanlarsa tabii ki çocuklar ve kenti gezmeye gelen turistlerdi. (Fotoğraf: AP) Uyuşturucuya 29 kurban ANKARA (AA) - Aşın dozda ayuşturucu kullanımmdan, 2000 yüının başından itibaren 3 yıl içinde 29 kişi hayatını kaybetti. Uyuşturucu kullananlann büyük çoğunluğunu, 16-30 yaş grubu arasmdaki kişilerin oluşturduğu tespit edildi. Emniyet Genel Müdürlügü'nce bu yıl yayımlanan ve 2000,2001,2002 yıiı verilerine göre hazırlanan rapordan yapılan tespitlere göre uyuşturucu kullanımı en çok büyük şehirlerde görülüyor. Aşın dozda uyuşturucu kullanımından 2000, 2001 ve 2002 yıllannda toplam 29 kişi hayatını kaybederken, geçen yıl Türkiye genelinde en çok ölüm vakası Istanbul'da (3 kişi) görüldü. Geçen yıl Adana'da 2, Bursa'da 2, Antalya'da 1 ve Diyarbakır'da 1 kişi, aşın dozda uyuşturucu kullanımı nedeniyle öldü. Yetkililer, araşûnnalar sonucunda, uyuşturucu kullananlann en çok 16- 30 yaş grubunda yer aldığının tespit edildiğini bildirdiler. Bu takvim başk Haber Merkezi - Hayvanseverlere müjde.. Remzi Kitabevi'nin genel dağıtımını yaptığı Fontaine takvimlerinde yine kedi ve köpek resimleri yer alıyor. La Fontaine'den esinlenilerek Fontaine adını alan takvimlerin bu yılki konuklannnı bir farkı var: Kimlikli olmalan. Sahiplen tarafından yıkanıp taranan kedi ve köpekler Fontaine 2004 için özel olarak poz vermişler. Takvimlerde, ait olduklan ırkm özelliklerine ve her birinin özgeçmişlerine de yer verilmiş. Binlerce yılın geleneği dövme. meraklısını Taksim'e çagırıvor Tüm önyangılara inatÖZNUR OĞRAŞ / GONCA KANBER Binlerce yıldır süregelen bir gelenek olan dövme, Taksim'deki Akademi îstanbul Kafe'de meraklılanyla buluşuyor. Yaşayan Motifler Sanat Etkinlikleri 15 Aralık'a kadar her kültürde, her coğrafyada karşunıza çıkan dövme ve vücut süslemelennı tarurıyor. Etkinlikler kapsamında Türkiye'de bu sanatı inceleyen ve uygulayan sanatçılann söyleşileri ve fotoğraf sergilen de sunuluyor. Akademi îstanbul Kafe'de bir dö\me sergısı açan Ahmet Öker Kaya ve eşi Gönül Coşkun. dövmenin cesaret ışi olduğunu ve dövmeyi yapan kişinin bu sorumluluğu taşıması gerektiğinı söylüyor. Dövme, Türkiye'de de gittikçe yaygınlaşıyor ve beraberinde sağlıkla ilgili pek çok soruyu da getiriyor. Türkiye'de dövmenin bazı kesimlerce ıyi karşılanmamasının bu işi yapanlann suçu olduğunu belirten Kaya, "DÖMneci arkadaşlar bu işi yaparken sağlık koşullaruun uygun olmasına dikkat etmelL Dükkân açıp oturmakla, Sağlık Bakanlığı'na laf atmakla iş bitmhor. tnsanlann dövme>e pozitif bakmasuu sağlamak gerek. Eskilere dayanan dövme sanaû kidelere ulaşuıca sağlık sorunu ortaya çıkü. Amerika, A>rupa bu olayı çözdü şimdi sıra bizde" diyor. Türkiye'nin çeşıtlı yerlerindeki dövmecilerle dernek kurmak istediklerinı anlatan Kaya, yurtdışındaki sağlık koşullannın Türkiye'de de uygulanması ıçın Sağlık Bakanlığı'na başvuracaklarını vurguluyor. ALTI BİN Kİ$İYE DÖVME Ahmet llker Kaya, Uzakdoğu stiliyle yani elle çalışıyor. Bugüne kadar altı bin kiştye elle dövme yapan ve bunu bir ayncalık olarak kabul eden Kaya, bu özeiliğinden dolayı Avrupa'daki birçok fuara davet edilmiş. Kaya, dövme ustalannın hünerlerini gösterdiği uluslararası bir yanşmada da dünya altincısı olmuş. SÖYLESİ ATTİLÂİLHAN "...Gâzi, İşin Farkında İdiL" O kışı, hasta geçirmiştim: Neuilly'de (Paris), cam- lan silme buğu, o küçük salon; hayatımda seyrettiğım ilk televızyon, karşısında yumuşak bir divan; sehpanın üzerinde, kitaplar; en çok da Fiedor Mihailoviç Dos- toyevsky! llkbaharda, yeşeren ıhlamurlann 'tatlı' ko- kusu, etrafı kuşatmış; Ouartier Latin'de, o kahveden o kanveye kendimi atıp, uzun kış okumalanndan, ka- bul edilebılir bir 'bileşim' ('teriap/synthese') suzmeye çabalıyorum. Yıllardan 1963 müdür? Anlaşılan, Rusya'yla toplumsal benzeşmemiz dıkka- timi çekeli, şu ara kırk yıl oluyor; o kaleme aldığım say- falanjan, aşağıdakı birkaç paragrafa şöyle bırgöz atar- sanız, acaba aksinı söyleyebilir misiniz? •..•Hırlstlyan ama. Poflul..' "...daha Rusya der demez, Batı ve biz, iki şeyi bil- miyormuşuz nedense: bir kere Rusya'nın da 'Do- ğu' olduğunu; ikincisi, Hıristiyan olduğunu! Batı, Hıristiyan diye alıyor; biz, eğer öfkelerimizden, sap- lanblanmızdan ve önyargılanmızdan kurtulup, üze- rine eğilebilirsek, 'gâvur' diye alryoruz; 'Doğu'lu ol- duğunu, unutuyoruz. Oysa Berdiayef, ısrarla üze- rinebasıyor: 'Rusya demek, 'Doğu' demek. 'Hıristi- yan' ama, 'Doğu'!.." "...BatTda Burjuvazi'nin doğup güçlenişi, yeni ve sürükleyici fikirler getirmesi ve yeni ilişkilerin, ye- ni bir düzen, giderek yeni bir uygariık yaratması kar- şısında; Rus da -Osmanlı, Japon ya da Hindu gibi- kendi kendine aynı soruyu sormuş: '-...Batılı olmak mı, Ooğulu kalmak mı?' (şte mesele burada!.." "...hangi Rus okumuşu yüzünü Batı'ya dönse, bu uygariığın sanat, bilim ve felsefe alanlarındaki yan- sımalanndan gözleri kamaşmaktadır. Çar 'Büyük' Petro bunlardan birisi, hem başta gideni: fazJa uzat- mıyor, zora dayanan bir Batılılaşma' yolu seçiyor. Ne demek bu? 'Doğulu' anlamda Rus ve Ortodoks ne varsa, kırıp dağıtmak; 'yukardan tutulmuş ve soyut olarak çatılmış' bir 'Batılılığı'; halkın üzerine, kanırta kanırta geçirmek! Geçiriyor geçirmesine ama, biraz soylu takımı, biraz onlann aydınlanmış- lan, 'Batı'ya yöneliyorsa da, bu 'yöneliş' uzak, yay- gın ve feodal' yığınların derinliğine asla işlemiyor. Sonuç, her zamanki sonuç: yönetenlerie yöneti- lenler, 'aydınlar' ile 'halk' arasında bir öz (muhtevâ / içerik) uçurumunun açılması!.." "...belki de bu yüzden Rus intelligentsia'sı, düşün- meye başlar başlamaz, kendini, iki karşıt uçta ku- tuplaşmış bulacaktır 1/ Batıcılar', Rusya'nın her ne pahasına olursa olsun, Batı uygariığını benim- semesini isteyenler; 2/ 'Slavcılar', tam tersine es- ki ve Ortodoks Rus geleneklerinin korunmasını, sürdürülmesini önerenler! (Bu size bir şeyler hatır- latmıyor mu?)... B (Bkz. 'HangiEdebiyat?', s.115/116, Iş/Kültür Yayınlan. 2002) Yol farklı. sonuç aynı: Inkırazl.. slında Yaşar Nâbi Bey (Nayır) herhangı bır konu- la, ışın dibıni kurcalayan çalışmalardan, belırgin bır şekılde tedırgin olun onlan yayımlamazdı; hele son sa- tıra eklediğım 'zehirii so/u'nun, buna yetmesi lâzım; fakat Paris'ten ulaştırdığım yazılan, dergisi Varlık'ta yayımladı, benı de şaşırtmış oldu; belki de ülkemiz 61 Anayasası'nın aydınlığına gırdığinden, artık bazı eski ia- bular'm üstüne gıdebıliyorduk; gerçekte altını ısrarla çizmeye çabaladığım, şudur: TürkJer'le Ruslar'ın 'Ba- tılılaşma teşebbüsü' birbirine paralel ve sonuçlan aca- yip birbirine 'benziyor'l O tarihte henüz, bizdeki geliş- me sürecının ikı aşamasını, birbirinden ayırmayı bilmi- yorum. Çar 'Büyük' Petro'nun, kılıç zoruyla 'yukardan aşa- ğıya' Batılılaşması; ilk bakışta, Mustafa Kemal Pa- şa'nın 'ınkılaplan'nt hatırlatıyorsa da; gerçekte, bu in- tiba' yanlış; Çar'ınkiler daha çok, 'Koca' Reşit Pa- şa'nın Tanzimât-ı Hayriyesi'ni andırıyor; toplumsal sonuçlanna bir bakınız, handiyse aynıdır: ahali ikiye ay- nlın a/ dine, onun gelenek ve göreneğine dayanan 'ûm- met toplumu'nu sürdürmekte direnenler; b/tam tersine, kesın -ve taklit- bir Batılılaşma'dan (ya da J.MAlbertini'nın 'kürtürsüzleşme'sinden) ya- na olanlar. Oysa gerçek ve diyalektik çözüm, bilimsel yön- temi kılavuz edinerek yola çıkıp, 'ulusal' ve laik kül- tür bileşimine (terkip, synthese) ulaşmaktır ki, Gâ- zi'nın nıce söylevınde ve sohbetinde bunu önermiş ol- duğunu, daha sonra farkedecek; önemine ve farkına, ışaret edecektım. Bu fark, hıç de küçümsenemez, son derece önemlidir; zira 'ümmet toplumu'nun 'değer- ler düzeni'nde ısrar, ne kadar duraklama, sonra gerileme, nihayet 'inkıraz' (çöküş) nedeni ise; 'ec- nebi' ve 'taklit' değerleri benimseme de, önce 'kül- türsüzleşme', sonra 'sömürgeleşme' nihayet 'inkı- raz' (çöküş) nedenidir. Halbulcl Mustafa Kemat Pasa... Halbukı Mustafa Kemal Paşa, işin farkında ıdi: In- kılâb'ın daha ilk yıllannda, Tanzimat'ın toplumu, 'mü- nevverân' ve 'halk' olarak ikıye böldüğünün ve bunun son derece kötü sonuçlargetirdiğinin bilincine vaımış; halkla ıç içe gerçekleştirdiği o unutulmaz söyleşilerin- de, buna 'ehemmıyetle' işaret etmiştir. Hani '...laâlettayin bir yabancı kültürü, şimdiye kadar takip olunan yabancı kültürlerin, tahrib edi- ci neticelerini tekrar ettirebilir. Kültür (haraset-i fik- riyye) zeminle mütenasiptir, o zemin milletin seci- yesidir' demıştı ya, Konya'da gençlere hrtaben bır ko- nuşmasında {20 Mart 1923) olayı daha basite indirge- yerek çok daha açık anlatmış, Tanzimat 'aydtnlannı' hem eleştirmiş, hem uyarmıştır. Şimdi o dediklerine bir göz atabiliriz. e-mail.-tilahan a isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212/260 19 88
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear