25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 ARALIK 2003 CUMA CUMhUFİYET SAYFA 17 /Wde 5 det dana salgn varmş. c BusH'taı bubşmştır! Etektronik posta: denirsomecianhw1yetcom.tr www.denizsom,com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Tayyip yeni bir şirket kurmuş... "Kendini veniHvor!" Kadıköy'deKadıköy'ün gecekondu semtlerinde devlet lisesi bahçelerine torbalar içinde kömür yığılmış; kömürierin başını tırtan biri "AKP'nin kömürü" diye bağırarak dağrtım yapıyor. Oysa bu kömürier devletin kömürü; fak-fuk- fon'dan dağrtılan kömür... Fakat devietin kömürü parti adına ve partililer tarafından dağıtılıyor... Kadıköy Kaymakamlığı'rtda AKP yetkilisi olduğunu söyleyen biri, bir yandan kömür alacakların listesini hazırlarken bir yandan da partiye üye kaydı yapıyor... Kaymakamlık, fakir- fukaraya devletin kömürünü dağıtma işini ihaleye çıkmadan AKP'lilere veriyor... Kadıköy Kaymakamı Yüksel Peker, gazetecilerin bu konudaki sorulannı yanrtlamaktan kaçıyor... Devletin olanaklan, Istanbul'un göbeğinde parti adına böyle kullanılabiliyorsa varın siz AKP'lilerin Anadoluda neler yaptığını hesaplayın... B aşbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, Ana- dolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz tarafından ka- muoyuna açıklanan eskı konuşmalanndan birinin çarpttıidığını söylüyor. Prof. Dr. unvantnı data- şıyan Dinçer, birsempozyumdasunduğu bildirinin bi- limsel bir dergide kısmen kısaftılarak makale olarak yayımlandığını ve bundan da bazı cümleler almanın yakışıksız olduğunu bildiriyor. Bilimsel derginin adı "Bilim ve Hikmet"miş. "Hik- mef'in bir anlamı da islam dininin genel kurallarına uygun davranma. Yıllardır Anadolu'daki birçok üni- versitede "Prof. Dr." yapılan bazı klşiler için bilimin ne anlama geldiğini daha iyi anlayabiliyoruz. Dinçer'in dergide yayımlanan "bilimsel" makalesi- nin çarpıtılmış bir yanı yok. Eğer olsaydı; yayımtandık- tan sonraki dokuz yıl içinde düzeltmesini yapardı. Ali Topuz'un bu makaleyi açıklamasından sonra nasıl bir çarpıtılma yapıldığı ise kocaman bir soru işareti. Hikmet Ömer Dinçer, derginin beş sayfasını işgal eden ma- kalesinin bir bölümünde çarpıtılmaya yer bırakmaya- cak şekilde aynen şöyle diyor: "islami hareketleri veya Islami gelişmeleri tarif eder- ken, siyaset öncelikli Islami hareketlerya da kültürel öncelikli islami hareketlerkavramlannı kullanmak da- ha doğru olur. Siyasi öncelikli Islami hareketler aslın- da devlet yönetimini ve karar merkezini ele geçire- rek, toplumda değişikliği sağlamaya yönelik hare- ketler olarak ifade edilebilir. Karar gücünü elinizde bu- lundurursanız birtakım değişımleri bu karar gücüyle gerçekleştirmeye çalışırsınız. Bunu, siyasi öncelikli is- lami hareket olarak, bizım ülkemızde Refah Parti- si'yle tarif etmemiz mümkündür. Bunun dışında kül- türel öncelikli Islami hareketlerden bahsedecek olur- sak; onlan da daha ziyade Islam'ın önemini, yüceli- ğini vurgulayan, ibadet ve siyasi yönü olmayan yön- leri üzerinde duran bir hareket olarak düşünebiliriz, Bu da evrimsel bir değişimi gündeme getirir. Aslında doğrudan doğruya karar gücü üzerinde herhangi bir hak talep etmeden toplumda bir değişikliği esas alır. Bu tip hareket için de ülkemizde daha çok Fethul- lah Hoca ve Nurculuk hareketini, Süleymancılık ile gönüllü vakıf ve tarikatların hareketlerini bu gruba dahil edebiliriz." Ne kadar açık değil mi? Makalesinde, "Bugün nasıl bir devlet vetoplum is- tediğimizin çok net ve açık bir şekilde tanımını yap- mak zorundayız" diyen ömer Dinçer'in ortaya koy- duğu yönetim biçimi makalenin tümü okunduğunda hiçbir çarpıtmaya neden olmayacak şekilde belli: Türkiye İslam Cumhuriyeti. Karar gücü de ellerine geçtiğine göre artık hikmet- lerinden sual olunmaz! SESSÎZ SEDASIZ (!) Yüksek Yerilim Hattı erdincutkui" yahoo.com Danışmanını değıştir- Amenka'dan prens ithal et! Günah keçisi yapılan öğrenciye öneriler üse son sınrf öğrencisi genç kız, din dersi öğretmeninin okula öğrencile- rin parasıyla islam Ansiklopedisi al- ma önerisine, okulun kütüphanesin- de başka bir ansiklopedi olmadığı için karşı çıkınca bir anda sınıfın gü- nah keçisi yapılmış ve hatta arkadaş- ları tarafından dinsizlikle suçlanmıştı. Öğrenci ne yapması gerektiğini soru- yordu. Bursa'da liselerde milli güvenlik der- si veren emekli subay Doğan Kapkı- ner'in önerisi şöyle: "Bu sevgili kızım derhal, hiç çekin- meden kendi adını, okulun adını, o öğ- retmenin adını verecek ve biz burada onun arkasında olacağız. Cumhuriyet düşmanlan ile savaşmak için en az na- mussuzlar kadar cesur olmalıyız. Ben bir cumhuriyetçi olarak arkasındayım. Arkadaşlarına da kızmasın. Çünkü adamlar onları yanına çekmeyi ba- şarmış." Bilecik ll Milli Eğitim Şube Müdü- rü Recep özdemir'in önerisi ise şöy- le: "Cumhuriyet okuru olduğunu anla- dığım kızımız, öncelikle gazetesini ve gazetenin Bilim Teknik dergilerini oku- maya devam etsin. Aldığı bilgiler ken- disine yetecektir. Ansiklopedi ile ilgili olarak önerim; 5 veya 10 tane almak hem yetmez hem de sorunu çözmez. Her öğrenci kendi parasıyla ilgili ansik- lopediyi alsın ve okulun kütüphanesi- ne bağışlasın. Böylelikle hem sayı hem de bilimsellik sorunu çözümlenmiş olur." Yılın Adamı HÜSEYİN DUYGU ABD'de kimi dergiler, birkaç gün sonra Başkan George W. Bush'u yılın adamı seçtiklerı- ni açıklayacaklar. Hiçbir poli- tikacı 2003 yılında Bush ka- dar kendinden söz ettirmedi. Nedeni açık, ABD'nin Irak sa- vaşı ve Bush'un ıktidarı ele al- masından bu yana diplomasi yerine savaş politikası uygula- ması. ABD'nin Afganistan po- litikası da daha önce Bush'un adını herkese duyurmuştu! Batılı ülkeler Irak savaşının sona ermesinden hoşnutlar. Avrupa Birlıği, Saddam Hü- seyin'in yakalanmasıyla derin bir nefes aldı. Politik bir cani, sistemiyle beraber devrilmiş- ti. Şimdi insanlığa karşı ışledi- ği suçların hesabını yargı kar- şısında verecekti. Yalnız ken- di halkına karşı yaptığı katli- amların değil, Iran, Kuveyt ve Israil'e karşı işlediği suçlann da hesabını verecek. ABD'nin Irak savaşını gö- nülden destekleyen ülkeler bi- le, bu savaş sonrası dünyada çok büyük güvenlik sorunları oluştuğunu kabul ediyorlar. ABD'ye savaş sırasınca ko- şulsuz tam destek veren ül- kelerden biri de Danimar- ka'dır. Şimdi Danimarka, par- lamentosunda, "Bush sava- şın nedenleri konusunda bizi yanılttı mı" sorusuna yanıt an- yor. Dünyanın önde gelen poli- tikacılan öne sürdükleri delil- lerle kendi müttefıklerine bile güven vermezlerse, demok- ratik ülke kavramının içi boşa- lır, anlamını yitirmeye başlar. Özellikle de bir ülkeye savaş açılacaksa, savaş nedeni diye öne sürülen deliller kesin ve güvenilir olmak zorundadır. Başkan Bush ve Dışışleri Bakanı Colin Povvel'ın savaş başlamadan önce öne sürdü- ğü deliller, savaş sonrası bile inandırıcılıktan çok uzak. Irak Saddam Hüseyin rejımi sıra- sında kitle imha silahlanna sa- hip değildi, uluslararası terör- le ilişkisini kantılayan kesin bir delil de yok. Ortaya çıkan tab- lo, Bush hükümetinın CIA'dan siparışle satın aldığı politikayı Irak'ta uyguladığını gösteriyor. Birleşmiş Milletler silah denet- çileri Irak'ta kitle imha sılahı olmadığını defalarca açıkla- madılar mı? ABD Savunma Bakanı da Birleşmiş Milletler örgütü'nü ve çok sayıda AB ülkesini bir kenara itip, CIA'nın gerçekle- re dayanmayan iddialannı ke- sin ve kantılanmış gıbi dünya kamuoyunasundu. Savunma Bakanı şöyle demişti: "Terör ve teröristler yok edilecek; I- rak, Arap dünyasının demok- ratik devleti biçimine dönüş- türülecek." Bakanın ne dedik- leri ne de yaptıkları doğru çık- tı. ABD'nin Irak savaşından sonra dünya çok daha tehli- keli bir yere dönüştü. Irak'ta her gün bombalar patlıyor, masum insanlarölüyor. Kasım ayında Istanbul'da patlatılan bombalar çok sayıda insanın canına kıydı. Fas'ta, Suudı Arabıstan'da patlayan bom- balar da Bush politikasına bir tepki değil mi? Başkan Bush, Saddam Hü- seyin'i yakalamakla gelecek yıl yapılacak başkanlık seçim- lerinde şansını arttırdı. Şimdi kimi ABD'Iİ dergiler onu yılın adamı seçiyorlar. Başkan Bush'un işi yolunda Irak'ta. Ortadoğu'dave dünyanın çok sayıda ülkesinde ınsanlar Bush politikası sonucu ölü- yorlar. Ne diyelim! Ameliyat başa- rıyla tamamlandı. Ama hasta öldü! KÎM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK behicakn turk.net ÇtZGÎLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci <ı mynet.com BULUT BEBEK MRAYÇÎFTÇI bulutbebeka hotmail.com ° o \>i vrû.V-tar' âz sevpiştirem&z HAYAT EPİK TİYATROSU MLSTAFA BİLGL REMZini! SÖZÜN AYDIN ZÎYARETCİN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKV* 26 AralA wuic.mumtas-arikan.com G a l a 1 5 O c a k 2 0 0 4 P e r ş e m b e S a a t 2 0 3 0 2 2 O c a k 2 0 0 4 P e r ş e m b e S a a t 2 0 3 0 3 1 O c a k 2 0 0 4 C u m a r t e s ı S a a t 2 0 3 0 B a h ç e l ı e v l e r B e l e d ı y e T ı y a t r o s u Y a y l a D u r a ğ ı < B a h ç e l ı e y l e r T e l 0 2 1 2 4 4 1 3 6 8 1 - 8 2 CURRIELER RADYUM'U K£$FEDİYOR.. 189S 'D£ 8UGUM, ÜMLÜ F/2HCÇI VE KİUtyACl ÇıFT; M/l/Z/E İLe P e cuers (tcûei}, &IOYUIU'U Keşpertorşrr. POLonm AStLLf MAgte \SB F&4A/SS2 PfE&BE, i3OS'r£, MOg£L ÖOÜ- BA BU SlGADA Y£Nİ S/J? ELEMENr OL/İN "PO. LONYUM"U 8ULPULA&'. POLOfJYUM', YUM'MM ÇOK OAHA RAPVOAtaİFT/ YİfJE £>E TÜM GAOYOAKnvıTEOEM SO&UM- LU Oü4MAZ/>/. O ZAMAN, BİLEŞİK ÇOK KUÇÛH O&4/VP4 &4Ş&4 MEMTE "/SAOYC/M'AUM/ \(£8MfÇLEt£Dİ. ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Toppağımın Sesiyle Onuplanıyopum Postadan kalın bir zarf, piyanist Gülsin Onay, Rahmaninov'un müziğiyle selamlıyor beni. Kase- tin öteki yarısında da Ahmet Adnan Saygun var. Bilkent Orkestrası'nı Gürer Aykal yönetiyor, Gül- sin Onay çalıyor. Konsere gidemediğim günlerin özlemi diniyor bir anda, sevgilisine kavuşmuş biri gibi duygulanıyorum. Bu yıl onlan yakından dinleyemedim ama uzak- laşmadılar. Evime, günlerime, yaşamıma girdiler. Işte şimdi de Ahmet Adnan Saygun'un parmakla- rında sesleniyor her şey. Ne güzel sanatçılanmız var! Gülsin Onay'a teşekkür ediyorum. Müziksel bir ürünün güzelliğini duyurdu bana. Geçen sabah Verda Erman telefon etti. Anka- ra konserlerinde beni görememenin üzüntüsünü belirtti, bir an önce iyileşmemi diliyor. Elbet çok se- vindim. Içten bir sesleniş. Çalgıcı dostlarımla iliş- kilerimiz sürüyor, ses duvannda boşluk olmuyor. En güzel, en usta seslerte çınlıyor her yer. Verda Erman tuşlarda güzel gezdirir beni. Başım göklerde, ayağım yerde dinlerim onu. Geçmişten geleceğe sağlam bir köprü. Yine çok güzel ses- lendi bana. Dünden bugüne, bugünden yarına uzanırgibi yıllann birikimiyle çınladı dünya. Evreni kucakladım parmaklarında, yaşama sevinciyle ye- niden gülümsedim. Bu birşenlik, kuşaktan kuşağa sürüyor kulağım- da. Verda Erman'dan Gülsin Onay'a, Fazıl Say'a yöneliyorum. özlemi seslendiriyor sevdiğim par- maklar. Fazıl Say da burada. Bulutlann ötesine uçuru- yor bizi. Usta parmaklanyla selamlıyor dostlarım. Kimi Bach'la, kimi Çaykovski'yle, kimi Mozart, ki- mi Beethoven ile. Gülsin Onay da Rahmaninov konçertosuyla. Ki- mi yüzyıllaröncesinden, kimi bugünden selam ve- riyor. Fazıl Say'ın parmaklanyla güzel yolculuklar yapıyorum. Saygun'un bir konçertosunda topra- ğımın sesiyle onuıianıyorum. Birbirinden güzel olaylar mutlandınyor, onurlan- dınyor beni. Elbet sizi de sevgili okurianm. Kimi za- man tepki gösteriyor, çoksesli müziğe önem veril- mediğini söylüyor, değişik öneriler, eleştiriler yapı- yorsunuz. Ama hepsine hak vermek kolay değil doğrusu. Boyutlandırmak diye bir olay var. Ama boyutlan- mayı yaşamayan birtoplumuz. Daha doğrusu ter- sine gidiyor, derinleşiyor her şey. Radyoda, TV'de izlerken çok şaşınyorum kimi zaman. Genel ya- şamda boy veren çarpıklıklar akıl almaz boyutlara varıyor. Ancak, yaşamın genel çizgisi bu. Çarpık- lıklara karşı tepki gösteremiyor, tepkisizliği sergili- yoruz. Radyo ya da TV izlerken çarpık çizgilerden kaçınamıyoruz. öz varlığını hissedenler, öz şarkı- sını söyleyenler giderek azalıyor. Başka seslere kayıyoruz, güzel sesleri yitirdiğimizi fark edemiyo- ruz. Başka bir ses dünyası, duvan oluşuyor. özü- müze ters düşüyoruz. Belki de bir aldatmaca bu. Bir süre sonra ger- çek çizgiler belirecek, müzik dünyamızdaki boş- luk da güzel dolacak. BULMACA SEDAT YAŞAYA1S SOLD.VNSAĞA: 1/ "Atasözü" anlamında kullanılan ye- rel bir söz- cük. 2/ Eski- den Karagöz oynatılan kahvelere ve- rilenad...Ge- mileri bağla- mada kulla- nılan, üç ya da dört kollu halat. 3/ Adlan sıfat yapmakta kullanılan bir yapım eki... Bi- reyin kişisel görü- şünden bağımsız 4 olan. 4/ Avuç içi... 5 Divan edebiyatında 6 gazel ve kasidenin ilk beyti. 5/ Cennet- 8 te bulunduğuna ina- 9 nılan kutsal su... Nişan. 6/Dili tutulmuş, konuşa- maz hale gelmiş... "Soğuk —- öptü beyaz ense- sini' Sardı her uzvunu ince bir sızı" (Yahya Ke- mal). 7/Uzak... Büyük ün kazanmış sinema ya da müzik sanatçısı. 8/Sarp geçit... Bir cetvel türü. 9/ Harman kalktıktan sonra yerde kalan toz ve sa- manla kanşık taneler. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Para ve emek harcamadan başkalannın sırtın- dan geçinen kimse. 21 Eski dilde "pastoraP" an- lamında kullanılan sözcük... Demiryolu. 3/ Sat- rançta bir taş... Yurdumuzun batıdaki en uç nok- tası olan ve Gökçeada'da bulunan burun. 4/Arap abecesinde bir harf... " — seni matkabınan yola- yım'Bir kız bana emmi dedi n'eyleyim" (Kara- caoğlan). 5/ Gerçekleştirilmesi zamana bağlı is- tek... Baryum elementinin simgesi. 6/Ayın etki- siyle huyunun değiştiği sanılan kimse... Zehir. II Bir tür kısa spor ceket... AH Özgentürk"ün bir fil- mi. 8/ Cerrahın hastaya yaptığı müdahale. 9/ Alev... "Şimdi uzun karlıklarda bir Lapon kıza- ğL' Önünde —- geyiği" (Behçet Necatigil). KİRALIK Ankara Çankaya'da üç elçilik bahçesi manzaralı, 5 odalı möblesiz teras katı. Sahibinden: 0 312 467 22 06,427 62 67 KAYIP OTO 01 EV 005 plakalı, 1974 model Pontiac-Formula (Trans-Am) modeli aracım, uzun süredir kayıptır. Gören ya da bilgisi olanların 0 532 602 31 03 No'lu telefona bildirmesi rica olunur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear