25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-15 ARALIK 2003 PA2ARTESİ CUMHÜRİYET SAYFA 17 ADD Silopi Şubesi Ataturkçü Düşünce Derneğı Silopi Şubesi Ocak 2002'de kurulmuş, Şube Başkanı Dündar Kesik'ın özverılı çalışmalanyla da bugüne dek gelmiş. ADD Silopi Şubesi, öğrencilere burs vermış, konferanslar düzenlemiş, şiir ve kornpozisyon yarışmalarına önayak olmuş. bırçok etkinlik gerçekleştirmiş... Serbest çalışan Dündar Kesik, durumunu şöyle özetliyor: "Topluma faydalı olmak için tüm gücümü, maddi kaynaklanmı, hatta hayatımı ortaya koyarak sade bır Türk vatandaşı olarak burada kimsenin cesaret edemediği bir oluşuma başladım. Bugün karşıtlanmız iş çevremizi daraltarak işimizi engellemiş durumdalar. İş yapamaz hale geldik." Bu gıdişle Atatürkçülük "suç" kapsamı içıne alınacak!.. IŞIK KANSU Birkaç kez gündeme getırdik. Yine- lemekte yarar var: Kamu Yönetimi Temel Kanunu ta- sansı, "örgütsel davranış" doktoralı Başbakanlık Müsteşan Ömer Dinçer, tezlerini "Osmanlı milletmodeli" üze- rine kurgulayan Bilal Eryılmaz ve ki- mi yönetim kurulu üyeleri dünyaca ün- lü para spekülatöru George Soros un "Soros Açık Toplum Vakfı"n\r\ Türkı- ye'deki irtibat bürosu olan "Açık Top- lum Enstitüsü"nöe görev yapanlarca oluşturulan TESEV'in çabası ve kat- kılarıyla hazırlanmıştır. Tasarı, Türkiye Cumhuriyeti'nin yö- netim yapısını köktenci bir anlayışla de- ğıştirmeyi amaçlamış, tüm kamu hiz- metlerini önce yerelleştirmeyi, sonra özelleştirmeyi hedeflemiştir. ömer Dinçer, geçen hafta Istan- bul'da kimi köşe yazarlarına tasarının TBMM'ye gönderileceğini açıklamış bulunuyor. Başbakanlık Müsteşan Dinçer, yıne- lemelenni de sürdürmüş bu toplantı- da, "Bu çalışmada, yasama ve yargı- Rejim değişikliğiyadairbirdü- zenlememiz bulunmuyor. Sadeceyürüt- meye yönelik düzenlemele- rimiz var" de- miş. Gencecik bir bilim insa- nı, SBF'den Dr. Onur Ka- rahanoğulla- n, "Kamu Yö- netimi Temel Kanunu Taslağındaki Anayasaya Aykınlıklar" adlı makalesin- de Dinçer'in bu savını örneklerle, Ana- yasa Mahkemesi içtihatları ile teker teker çürütüyor, tasannın anayasaya aykırı yönlerini büyük bir titizlikle or- taya koyuyor. Isteyen, ilgilenen, ikjilen- mesi gereken makaleyi bulur, okur. ömer Din- çer Istan- bul'dakı top- lantıda ayrıca demişki, "Biz, tasarı çalış- malan sırasın- da üniversite- lervesivil top- lum örgütleri- nin görüşleh- ni aldık." Bu sav da doğru değil. Daha geçenlerde kamusal alanda en yetkin ve köklü bir bilim kurumunun, Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin Dekanı Prof. Dr. Celal Göle, konuya ilişkin düzenlenen sempozyumda, hem ken- dilennden hem de Danıştay'dan hiç gö- rüş alınmadığını açıklamıştır. Türkiye'nin en güçlü ışçi kuruluşu Türk-iş'in geçen günlerde yapılan ge- nel kurulunda Türk-lş Genel Başkanı Salih Kılıç da aynen şunları söyle- miştır: "Kamu gücünün yerel iktidahara verilmesi ve kamu çalışanlarının hiz- met akitlerinin sözleşmeli statüye dö- nüştürülmesi ülkemiz açısıdan son derece hassas ginşimlerdir. Türk-lş, Dünya Bankası tarafından finanse edi- len ve sosyal taraflann görüşleri alın- madan hazırlanan kamu yönetim re- form tasansını kabul edemez, erme- yecektır." Tartışılmadan, "Ben yaptım oldu" mantığıyla hazırlanan, kımi kesimler- ce tümüyle reddedilen, anayasaya açık aykırılıklar içeren, devlet kade- melerinde "korsan anayasa" diye ta- nımlanan tasarı, nasıl olur da ısrarla TBMM'ye taşınmak istenir? Bu ısrann ardında, AKP iktidara gel- di geleli her gün zorlanmak istenen "demokratik, laik, sosyal hukuk dev- /ef/"ne dayalı Cumhuriyet rejimini de- ğiştirme tutkusu mu yatıyor? Talim Terbiye Kurulu, Istanbul'daki Sosyal Bi- limler Lisesi'nde "Osmanlıca"nın ders olarak okutulmasını kararlaştırmış. Denebilir ki, geçmişi araştırmak için uzman- lar gerekiyor, Osmanlıca da okullarda öğretilme- li... Oysa Osmanlıca, üniversitelerin kütüphane- cilik gibi, edebiyat gibi, tarih gibi bötümlerinde zaten okutuluyor. Peki o zaman ne diye, Osmanlıca bir orta öğ- retim okuluna zorunlu ders olarak konur? Tür- kiye Cumhuriyeti'nin yönetim yapısını bile Os- mantı'ya benzetmeye kalkışan bir iktidar döne- Osmanlıcayı diriltmek L minde yaşıyoruz ya, o yüzden ko- nur... Osmanhca demek, Arapça, Farsça demek, Arap harfleri demek... Lise öğrencilerine Osmanlıca öğretmek de- mek, Arap alfabesini öğretmek demek. Eğitim- ci, dil uzmanı, AKP döneminde Talim Terbiye Ku- rulu üyeliğinden alınan Dr. Kemal Ateş, Os- manlıcanın ne anlama geldiğinı şöyle özetliyor "Osmanlı 'da 600 yıl boyunca Arapça ve Fars- ça baskısıyla Türkçegelişemedi. Binlerce söz- cüğünü yitirdi. Bunun en somut be/gesı de 8 dttlik tarama söz- lüğüdür. Tarama sözlüğü Türkçenin geçmişteki dil mezariığının anıtsal belgeleridir. Türkçeyi mezarlığa gömen de Osmanlıcadır." O dil mezariığından örnekler de veriyor Ke- mal Ateş: "Süvari karşılığı ateri, seyis karşılığı atoğlanı, maganda karşılığı yabaneri, firstlady karşılığı uluhatun, bulvar karşılığı uluyol, hem- şeri karşılığı birilli, hasta karşılığı sayn, mefnı- şat karşılığı evbezeği, meşrubat karşılığı içit..." Osmanlıca dediğin, bu güzelim sözcüklerisi- Itp süpürmüş. Kemal Ateş'in uyanlarına kulak vermeli: "Os- manlıcayüzünden Türkçe 600yıl boyunca ede- biyat, eğjtim, bilim diliolamadı. Türkçeye bu ola- nak verilmedi. Osmanlıca da kitfeierin dili ola- madı. Saray ve çevresinin dili olarak kaldı. Türk- çe, yazı ve dil devriminin ardından Osmanlı baskısından kurtulunca gelişti ve büyük bir dil oldu. Çocuklanmıza bu dili öğretmekzorunda- yız. Osmanlıcayı yeniden dayatırsak çocuklar iki dil arasında kalacak veTOricçeOsmanlıca- ya kırdınlacaktır." Gericilik her alanda kabarıyor, kabarıyor, kabarıyor.... ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞtPAL Profesörler: (2) Göstergeleri ve Emekli Ikramiyeleri SORU: Yüksek Oğrenim Yasası'na bağlı bir profesör olarak, bu sorum, TC Emekli Sandığı'nda ödenen emekli ikramheleri ile ilgilkür. Bana SSK'den 5 yılı TC Emekli Sandığı'nda geçen süreyi de içine alan çataşmalanm karşılığı emekli aylığı bağlandı. TC Emekli Sandığı'nda geçecek olan 10 yü karşıhğmda, TC Emekli Sandığı'nca emekli a> lığı baglanırken. emekli ikramiyem son hizmetlerim olan 10 yıl üzerinden mi, yoksa bûieştirilen 5 yıl da eklenerek bana, 15 yıl üzerinden mi ikranıhe ödenecek? (İ.S.) YAMT: 4857 sayılı Iş Yasası ile yürürlükten kaldınlan 1475 sayılı eski tş Yasası'nın yürürlükte kalan ve "Kıdem Tazmina- ü" ile ilgıli koşullan ve kurallan belirleyen 1475 sayılı İş Ya- sası'nın 14. maddesi uyannca: "TC Emekli Sandığı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanunu'na veya yalnız Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi olarak sadece ay- nı ya da degişik kamu kuruluşlannda geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle Sosyal Sigortalar Kanunu'na göre yaşh- hk ve> a mamullük ayhğuıa ya da toptan ödemeye hak kazanan işçiye, bu kamu kuruluşlannda geçirdiği hizmet sürelerinin top- lamı üzerinden son kamu kuruluşu işverenince kıdem tazmina- üödenir." Adı geçen "kamu kuruluşlan deyimi, genel, katma ve özel büt- çeB idareler"i kapsamaktadır. Kamu kuruluşu niteliğı taşıma- yan özel işyerlerinin kamuda geçen süreye ilişkin kıdem taz- minatı ödemesi söz konusu değildir. Hizmetleriniz kamu kurumunda geçmesi nedeniyle, bu 5 yıl- hk süre için kıdem tazminatı aldıysamz, emekli ikramiyenize bu 5 yıllık süre eklenmez. Sosyal güvenlik kurumlarmda geçen sürelerin birleştirilme loşul ve kurallannı düzenleyen 2829 sayılı Yasa'mn 9 Aralık 1983 günlü Resmi Gazete'de (mükerrer) yayımlanan, "Uygu- bma Esaslanyla Ügili Yönetmelik" madde 8'e göre, çeşitli sos- yal güvenlik kiırumlannda geçen ve 2829 sayılı yasanın "8.mad- desi uyannca buieştirilen hizmet süreleri üzerinden son 7 (yedi) yılhk sürenin yansından fazlasuun TC Emekli Sandığı'nda geç- miş olması nedeniyle bu kurumca aylık bağlannuş olsa dahi. son defa TC Emekli Sandığı'na tabi görevlerden emekfije aynlma- yanlara emeklilik ikramiyesi ödenmez" denilmektedir. SSK aylığınıza yansıtılan 5 yıllık Emekli Sandığı'nda geçen süre için kıdem tazminatı aldığını varsayarsak, emekli ikrami- )enizin yalnızca, 10 yıllık hizmet süresi göz önüne alınarak he- saplanacaktır. Profesörlük kadrosunda "dörtyıhnıtamamlanuş" bulunan bir profesörün 10 hizmet yılı üzerinden alacağı emekli ikramiye- 5i: . DerKe 4. kademe kr»mi\e Ödtmekri ı Genel Vlık 1) Ek Gösterçe ^vlıjı l Kıdem A>lık i|TabanAvlık •iMSûOzelTazmınat ı) Makam Tazminatı ~) Temsıi Tazmınatı ı)Göre\ Tazminatı Gosterse\eKatsavı Gösterge 1500 6400 200 1000 9 500 0 0 0 Toplam Ikramne j katsavı 34 300 34 300 34 300 395 250 34 300 34 300 34.300 34.300 Emekli Ikramivesi lVdlık 51.450 000 219 520.000 6.S60.000 395 250 000 586 530 000 0 0 0 1 259.610.000 10 Yıllık 514 500 000 2195 200 000 6S.600 000 ^ 3 952.500000 5 865 300000 0 0 0 12 596100.000 KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakut turk.net HARBt SEMİH POROY semihporoyıı yahoo.com BULUT BEBEK NVRAYÇIFTÇÎ bulutbebek " hotmail.com Bi&nâim ? Sorun 6Y.u\ bi HAYAT EPİK Tİ1ATROSU MVSTAFA Dört Yılını Doldurmuş Profesörün 10 Yıl Karşılığı Emekli tkramiyesi Makam tazminatı. temsil tazminatı ve görev tazminatı. emekli sylıklanna hizmet süresi göz önüne alınmaksızın. emekli aylıklanna olOO (yüz) oranında yansımaktadır. ,\ncak, bu tazminatlar emekli sramiyesine yansıtılmamaktadır. BEN DE PSÎKİYATRİSTİM POLIS, KANTIN ZAMLARINI PROTESTO EDEN BİLDİRİ bAĞITU DtyE BÎR Ö6RENCIYt CİDDİ SEKİLDE HASTAHANELIK ETMİS!.. i 1 i 1 TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAS 15 Aralık utnc.rnumtaz-ariltan.com Dr. OSMAN GÜNDÜZ Düşle Gerçek Arasında OKTAY AKBAL ve ÖYKÜCÜLÜĞÜ AKÇAĞ YAYINI Yeni Çıktı KUTUPTA SUYA GİRİLİR Mİ?. 13S2'P£ 8USÜU,KUZEY KUT&U'UA YAKIM SULARDA, SOSUKTASJ ETKİLENkAEDeN OEHİZE Gİ8ME OEUE- YAPILDl. GftÖNLAND DEM/ZI 'MOE BÎH. TAT- YAFHH İNGİLİZ. DOUAUMAStMA SASU BAZI GEMİL6R A'RASMDA EAGLE UÇAK GEIAİ- Si PE BuLUNhlAIOAYÛI. BU 6EMİDEN BİR 7MH- LİSİYE SANOALIYLA AÇIL4U HAVACJLAR, SUYA ATLAPI. ÖZBL OLARAK YAP/LMff, Su SEÇİE- MEYEN VE ISI /LETMEYEfJ ELBİSELEK, OfJLA- fZIN 8AT/MASIK11 OA EN6ELLIYOROU. PEUIZE ZORUNLU ifJİf YAPAN yA OA OÛfEAI UÇAK- LARIU PERSONELİ İÇİN TA&ARLANMIŞ OLAN BU ELBISELEÜ, OTDMAT7K SİŞEN &OTLARLA 8İRJJKTE AUJLLAAJ/LfYOe VE SO6UK DENİZ.LERDE YAŞAM SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLL Fransa'da Türban Fırtınası STRASBOURG - Fransa son yıllann en heyecan ve- rici entelektüel ve siyasi tartışmasını yaşıyor. Tartışma yalnız Fransa'yı bölmekle kalmıyor, tüm Avrupa'yı ar- kasından sürüklüyor. "Laiklik" konusunda farklı uygu- lamalar sergileyen AB ülkeleri "mercek altına aldıkla- n" Fransa'yı şimdilik "izlemekle" yetiniyoriar. Ama Fran- sa'nın seçeceği yol bir "çıta oluşturacak". Fransa'da "türban" konusundayaşanan gelişmeler ve "Stasira- poru" bu nedenle önemli ve hepimizi yakından ilgilen- diriyor. Tartışmanın başlangıç noktası "kurallan yeniden ta- nımlamak" üzere Chirac'ın beş ay önce kurduğu ko- misyon. Komisyon, Chirac'ın okul yıllanndan arkadaşı olan "merkezci siyasetçi" Bernard Stasi'nin adıyla anılıyor. Regis Debray, Gilles Kepel, Alain Touraine gibi aydın ve bilge kişileri bir araya getiren 20 üyeli ko- misyon geçen günlerde 68 sayfalık bir rapor yayırnla- dı. Fransa'da 1905 yıtında yürürlüğe giren "laiklik mu- tabakatım" yüzyıllık bir aradan sonra yeniden masaya yatıran rapor tarihi önem taşıyor ve "çok kültürlü, çok dinli toplumla devlet" arasında yeni dengelerin nerde, nasıl kurulacağını araştınyor. "Çok dinli toplumla" Is- lam kastediliyor. Islam ülkenin ikinci dini artık. Beş-altı milyon arasın- da olduklan tahmin edilen Müslümanlar, sayılan 900 bi- ni aşmayan Protestanlar ile 600 bin civanndaki Yahu- di azınhğt çoktan geride bırakmış durumda Protestan- lar ve Yahudilerle yıllar içinde bir "modus vivendi" -mu- tabakata- vanlmış. Şimdi artık ülke nüfusunun yakla- şık onda birine ulaşan Müslümanlaria bir "modus vi- vendi" aranıyor. Hedef kitle Fransa Müslümanlan olduğu için rapo- run temel kaygısı "türban" üzerindeodaklaşıyor. Ama sadece Müslümanlara yönelik "aynmcı bir etiket" ta- şımamak adına diğer dinleri de içeren bir dizi kayrt ve kural raporun kapsamına giriyor. Hedef 'inatlaşmanın' önüne geçmek Raporun arkasındakı felsefe kamu düzenınde ya- bancılaşmaya yol açan unsurlan ortadan kaldırmak ve mümkünse "ehlileştirmek". Hedef "cemaafbağlann- dan kurtulmuş "özgür birey ve yurttaşı" ön plana çı- kartmak, "sıstemle inatlaşmanın" önüne geçmek, "ka- dın erkek eşitliğini" kollamak, dini kökenleri farklı yurt- taşlann "banş içinde biraradayaşamasını, kaynaşma- sını" sağlamak ve "karma yaşamı tehdit eden harem- lik-selamlık" uygulamalanna set çekmek. "Stasi rapo- ru" bu hedefleri; "tümanı kamu alanı dışına taşıyan" kurallar üzerinden tanımlıyor. Okullarda "türt>an ve dikkat çekicı tüm dini simge- leriyasaklayan" bir kanun öngörüyor her şeyden ön- ce "Stasiraporu". Raporun en önemli sonucu bu. Ama bunun Islama yönelik bir aynmcılık olarak algılanması- nı önlemek amacıyla aynı rapor Hıristiyanlık dışı dini bay- ramlann da kabul görmesi ve "resmi tatil" kapsamına alınmasını öngörüyor. Yahudilerin "Yom Kippur°u ve Müs- lümanlann "Kurban Bayramı"nın resmi tatil yapılması- nıteklif ediyor. "Türban yasağ/na "indirgenen "Stasira- porunun" en ilerici ve ilginç çağnsı bu bana göre. BırMüslüman bayramının Fransa gibi etkili bir AB ül- kesinde "resmi takvime" girmesi. Çünkü Islamın bir Av- rupa gerçeği olarak tescili anlamına geliyor. Türban ko- nusunda farklı uygulamalar içinde olan Avrupa ülkele- ri nrtekim en çok bu konuyia ilgileniyor. Bir Müslüman bayramını "Noelle aynı kefeye koyan bir AB ülkesi "çok kültürlü, çok dinli yeni Avrupa"y\ ılk kez "resmi platforma"laşımış olacak. Bu, diğerAvrupa ülkeleri için oluşturduğu "emsaldeğer" adına olduğu gibi Türkiye'nin AB içındeki geleceği açısından da "devrimci sonuçlar" içeriyor. Aşın sağcı Jean Marie Le Pen'in "Stasi raporuna" en büyük itirazı tam da bu nedenle bu noktada sivrili- yor. "Tesettüre" ilişkin kurallann netlik kazanması ye- rine Islamın şeytanlaştınlmasını yeğleyen Jean Marie Le Pen, "türban yasağına" zaten öteden beri karşı. Ama Le Pen'i çileden çtkaran asıl mesete Fransa'ya sürp- riz olan bu "Kurban Bayramı" meselesi. Bir Müslüman bayramının resmi takvime girmesini "Islamın promos- yonu" olarak tanımlayan faşist lider; raporun açıklan- dığı günden beri bu yüzden yeri göğü ayağa kaldınyor. "Stasi raporu" daha çok tartışılacak. Chirac, çar- şamba günü rapora ilişkin son takdirini açıklayacak. Ya- sal platformdaki gelişmeler ne olursa olsun, "devlet ge- leneği ve kültürüyle" konu üzerinde -aydını, siyasetçisi, sokaktaki adamıyla- kafa yoran Fransa, Avrupa siyasi kültürü için hâlâ bir deniz feneri. Medya sloganlanndan oluşan bu banal uygariık çatışması zamanlanndabile... • B U L M A C A SEDAT YAŞAYAı\ SOLDANSAĞA: 1/ İkı ayak üze- rine tutturulmuş çubuklujimnas- tikaracı.2/Maf- ya örgütünün suskunlukyasa- 4 sı.Sümerlerde sağhktannçası. 3/ Adıl... Erik. kavısı, badem 1 2 3 4 1 2 3 4 5 6 7 8 9 gibi ağaçlardan g sızan zamk. 4/ Terlemektenya y da sıcaktan vücutta gö- rülen küçük pembe ka- bartılar 5/Bağışlama Değerli madenlerin saf- hk derecesi.fi/Biretkin- liğin geçici olarak dur- durulduğu süre . Bıl- gıçlik taslayan kimse. II Gerçek anlamının dı- şında bir anlam taşıyan 8 kalıplaşmışsöz.. "Ter- 9 lemeden — kazanan za- limler/Can verirken soluması zor imiş" (Dadaloğlu). 8/ Osmanlı ordusunda ve donanmasında hafif piyade as-« keri... Metal bilyelerin savrulması ılkesıne dayalı elekt-", nklı bır oyun makınesı. 9/ Aşın güçlük ve sıkıntı. « YUKARİDANAŞAĞIYA: ; 1/Gökçeada ve Marmara Adası'ndan sonra Türkiye'nin • üçüncü büyük adası. 2/Gözleri görmeyen.. Tornacılık- • ta. bır deliğin ağzıru genişletmeye yarayan çelik aygıt. 3/Iskambillerle oynanan bir oyun... Kurusoğuk. 4/Ku- - rutulmuş nnga balığı... üluslararası Basın Enstıtüsü'nün'. simgesi. 5/ Gri renkli bir element. 6/ Ford otomobilüıin * bir modelı... Cilacılıkta kullanılan bir tür zamk-reçine... Bir cetvel türü. II Kakao ve bisküviyle yapılan bir cins ~ pasta. 8/Ege ve Akdeniz kıyılanmızdaki küçük koyla- • ra verilen ad... "Benim — olsun dilim/Ne desem yâr \ incınır"' (Türkü). 9/Çürük. temelsiz. kof. Köpeğin ar- ka a>aklan üztrinde ayağa kalkması
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear