Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURtYET 25 KASIM 2003 SALI
HABERLER
•• ••
DU1NY4DA BUGUN Fischer'in ziyaretinde Türkiye ile Almanya'nın işbirliğini yoğunlaştırması kararlaştırıldı
ALİ SİRMEN
'Sivil Darbe Girişimi'
Her şey gözümüzün önünde olduğunda bile,
olaytann sıcakiığı içinde, gelişmeleri tam olarak
okuyamayabiliyoruz.
Recep Tayyip Erdoğan ve takımına iktidar yo-
lunu açan garip gelişmeleri kamuoyunun nasıl al-
gıladığını, tam olarak bilemiyorum.
Bu konuda değerii gazeteci dostum Fikret Bi-
la'nın 'Sivil Darbe Girişimi, Ankara'da IrakSavaş-
lan' adlı yapıtının olaylan içinden yaşamış olanla-
nn dahi zihnini berraklaştıncı, kimi gerçekleri göre-
memiş olanlann gözlerinin önündeki perdeyi kal-
dıncı, çok önemli bir çalışma olduğunu, mutlaka
okunmaa gerektiğini söylemek isterim.
2002 bahannda Ankara kanşıktı.
Başbakan Bülent Ecevit'in hastalığı, TV ekran-
lanna bile yansımıştı.
Kurt politikacı yürümekte, konuşmakta bile güç-
lük çekiyordu.
Üçlü koalisyonun karşı karşıya olduğu güçlükle-
re birde Bülent Bey'in hastalığı eklenmişti.
Kamuoyu, Bülent Ecevit'in iktidan bırakmama-
anı anlayamıyor, politikadan çekilmemeşini onay-
lamıyor, yerini yardımcısı Hüsamettin Özkan'a,
Ismail Cem'e veya IMF programını yürütmekte
büyük başan göstermiş olan ve Türkiye'ye geldiği
andan itibaren siyaset alanında yıldızı pariayan Ke-
mal Derviş'e bırakmasını istiyordu.
•••
Kemal Derviş, konusunu iyi bilen, karşısındaki-
ne güven aşılayan, alıştığımız politikacı tipinin ak-
sine, konuşurken nutuk atar gibi sesini yükseftme-
yen, uzun yıllannı Türkiye dışında geçirmiş olması-
na karşın, anadilini öbür meslektaşlanndan daha
hüneıie kullanan bir kişiydi.
IMF programının, harfiyen yürütülmesinde de
Kemal Bey'in takipçi ve sözünü sakınmayan poli-
tikasının büyük etkisi oluyordu.
Hatta, üçlü koalisyonun güçlükleri aşarak, siya-
si istikran sağlamasında da Kemal Bey'in "Ekono-
mi bu haliyle birseçimi kaldırmaz" uyansının birin-
cil önemi vardı.
Kısacası 57. Hükümet'in IMF programını uygu-
lamasında, Derviş başrolü oynuyordu.
Bu ortamda her şey, herkesin gözü önünde ce-
reyan ediyor, hemen hemen tüm çevreler artık Bü-
lent Bey'in çekilmesi gerektiği konusunda görüş bir-
liğine vanyor, üçlü koalisyon sonuna doğru yakla-
şıyordu.
Amaç, Ecevit'i ve Bahçeli'yi dışlayacak yeni bir
hükümetin kurulması ve işlerin böyle yürütülmesiy-
di.
Ama kamuoyunun dikkatinden kaçan başka bir
husus vardı ki, Türk politikasında çok zaman oldu-
ğu gibi, asıl gelişmeleri o belirieyecekti.
•••
Her şey herkesin gözü önünde olduğu halde,
gelişmelerin doğru okunmasını asıl sağlayacak olan
ve dikkatlerden kaçan husus, ABD'nin, daha doğ-
rusu Bush Yönetimi'nin isteğiydi.
Fikret Bilaçalışmasında bu hususu, VVashington'da
sağlam haber kaynaklan olduğunu belirttiği, son za-
manlarda Amerikan politikasıyla çok iyi özdeşleş-
miş olan Cengiz Çandar'ın Yeni Şafak Gazetesi'nde
30 Kasım günü yayımlanan yazısına atıfta buluna-
rak açıklıyor.
Söz konusu yazının ilginç bölümü şöyle:
"Eğer Afganistan'daki Taliban rejimine yönelik
olarak başlatılan terürü ve terörist banndıran ve üre-
ten rejimlerihedefalan kampanyanın içine -herne
pahasına olursa olsun- Irak'ı alarakgenişlemesi ha-
lini alırsa, o gün geldiğinde Ecevit Türkiye 'de Baş-
bakan olarak bırakılmayacaktır."
Türkçe sözcüklerle Ingilizce yazılmış izienimini ve-
ren metnin tercümesi açık:
"ABD Irak'a müdahale ettiği gün Ecevit Türki-
ye'de Başbakan olmayacaktır."
ABD'nin bu isteğini de gelişmelerin ortasına oturt-
tuğunuz zaman, her şey daha da bir açıklığa kavu-
şuyor ve yıldınm hızıyla gelişen olaylan anlamak da-
ha da kolaylaşıyor.
Gerçekten de ekonominin bir seçimi kaldırma-
yacağını söyleyen Sayın Derviş, uzuncasüren Ame-
rika gezisinden dönüşünde, görüşünü değiştirip
ekonominin rayınaoturduğunu, artık bir seçimi gö-
ğüsleyebileceğini söylüyor, DSP'den birbiri ardına
istfalar başlıyor, olaylan okumadayetersiz kalan Bah-
çeli kasımda seçim istiyor, Meclis tek galibinin AKP
olacagı herkes tarafından bilinen seçime karar ve-
riyor, 3 Kasım 2002 seçimlerinden azınlıkta kalmış
olmasına rağmen AKP birinci parti olarak çıkıyor,
garip baraj sistemi yüzünden üçte iki çoğunluğu bi-
le eline geçiriyor ve Bay Bush Irak'ta operasyon için
düğmeye bastığında Türkıye'nin başında Başba-
kan olarak Ecevit bulunmuyordu.
Her şey ne kadar açık değil mi?...
Fikret Bila'nın çalışmasını okuduktan sonra acı
acı gülerek söylendim:
- Eyyy milli irade, sen nelere kaadirsin!..
CDU'da Türkiye tartışması
Bosbach hn sözlerine
partisinden tepki
BERIİN(A\)-A]man
Hıristıyan Demokrat Bir-
lik Parrisi (CDU) içinde,
Türkiye'nin AB üyeliği
tartışma konusu oldu.
CDU'lubazımilletve-
killeri, Birlik partilerinin
(CDU'CSU) Federal
Meclis Grubu Başkan
Yardımcısı \Volfgang
Bosbach'ın, "Türki-
ye'nin AB'ye alınması-
nın terörû Avrupa'ya ta-
şnnak anlamına gelece-
ği" şekJindeki sözlerinı
eleştirdi.
Avrupa Parlamentosu
(AP) Dış tlişkiler Komis-
yonu Başkanı Elmar
Brok (CDU), Inforadio
Berlin-Brandenburg'a
dün yaptığı açıklamada,
Istanburdaki saldınlann
Türkiye'nin AB üyeli-
ğiyle bağlantıh hale ge-
tirilmesi gerektiğini söy-
ledi. Brok, siyasi kriter-
leri henüz yerine getir-
mediği için Türkiye'nin
AB üyeliğıne karşı oldu-
ğunu belirterek, "Ancak
bu konu terörie irtibath
halegetirflrnemeli" dedi.
Brandenburg Eyaleti
Içişleri Bakanı Jörg
Schönbohm da (CDU),
Türkiye'nin AB üyeliği
ile ilgili tartışmanın şim-
di zamanı olmadığını be-
lirterek, "Şündi önemli
olan Türkiye'ye yardım
eOnektir" dıye konuştu.
Terör ortakdüşmanımız'AYHAN ŞtVIŞEK
ANKARA - Al-
manya Dışişleri Ba-
kanı JoschkaFisc-
her'in Ankara zi-
yaretinde. iki ülke
istihbarat ve gü-
venlik birimleri-
nin terorizmle mü-
cadelede işbirliği-
i "yoğunlaştırma-
kararlaştınldı. Al-
man Bakan, kökten-
dinci terörie mücadele-
de Türkiye'nin yanında ola-
caklannı vurgularken hükümet-
ten terörist saldınlar nedeniy-
le demokratikleşme ve re-
form çabalanna ara ver-
memesini istedi. Terörist
saldınlann Türkiye'nin
AB'den 2004'te mü-
zakere tarihi alma
olasılığı için "neen-
gel ne de bonus"
• Terörist saldınlann Türkiye'nin 2004'te AB'den müzakere tarihi
alabilmesi için "ne engel ne de bonus" olacağını anlatan Fischer'in,
"Reformlarda ve uygulamasında bu kararlılığnıızı sürdürür ve Kıbns'ı
da çözerseniz, bu iş olur" mesajını verdiği öğrenildi.
olacağını kaydeden Fischer'in, "Müzakere ta-
rihinin garantisiyok. Ancak reformlarda ve uy-
gulamasında bu kararlıtağuıızı sürdürür, Kıb-
ns'ı da çözerseniz, bu iş olur" mesajını verdi-
ği öğrenildi.
Fischer, günübirlik ziyaretinde Türkiye ile
dayanışma mesajlan verdi. "Terorizm ortak
düşmanımız'1
diyen Fischer, ülkelerin istihba-
rat servisleri ve emniyet güçleri arasında iş-
birliğinin önemini vurguladı. Alman Bakan,
Türk hükümetinden bazı yetkililerin Avrupa
ülkelerini terorızmle mücadelede işbirliği yap-
mamakla eleştirmesine ise tepki gösterdi.
Dışişleri Bakanı AbduDah Gül ile "iftar-
da" bir araya gelen ve sonrasında Gül'e "bay-
ram şekeri" armağan eden Fischer, Hıristi-
yan Demokratlar'ın terörist saldınlan "Tür-
kiye'nin AB'ye üye obnaması için yeni neden"
olarak öne sürmelerine sert tepki gösterdi. Al-
man Bakan, "Bu sesin ne kadar manûksız ve
sorumsuz olduğu ortadadır. Terorizm ortak bir
düşmandır. Yabuzca masum insanlan değil,
ortak değerlerimizi hedef ahyor. Buna karşı or-
tak hareket etmehyiz" diye konuştu.
Edinüen bilgilere göre, Gül üe Fischer'in baş-
başa yaptıklan görüşmede ağırlıklı olarak Or-
tadoğu ve Afganistan gibi bölgesel konular de-
ğerlendirildi. Daha sonra geçilen iftarda ise iki-
li konular ve Türkiye'nin AB süreci ele alın-
dı. tstanbul'u hedef alan terörist saldınlann Tür-
kiye'nin 2004"te AB'den müzakere tarihi ala-
bilmesi için 'ne engel ne de bonus' olacağını
anlatan Fischer'in, "Müzakeretarihinin garan-
tisi yok. Ancak reformlarda ve ırygulamasın-
da bu kararhhğııuzı sürdürür ve Kıbns'ı da çö-
zerseniz, bu iş olur" mesajını verdiği öğrenil-
di.
Gül ise hükümetinin yaşanan terör saldın-
lanna karşm demokratikleşme ve reform ça-
balaruu sürdürmede kararlı olduğunu vurgu-
ladı. Gül'ün, Kıbnsta seçimler sonrası için ye-
ni bir açılım ve plan üzerinde çalıştıklannı
söylediği ancak aynntı vermediği öğrenildi.
Türk tarafı, Avrupa Konseyi'nde Loizidou
süreci hakkında da bilgi verirken Türkıye'nin
uzlaşı bulunması için büyük çaba gösterdiği-
ni, tazminatı ödemeye hazırlandığını, ancak
bunun için Yunanistan ve Kıbns Rum yöne-
timinin de uzlaşıya dönük adımlar atması ge-
rektiğini anlattı.
Görüşmede terorizmle mücadele konusun-
da beklentiler de ifade edilirken ilgili tüm gü-
venlik ve istihbarat birimleri arasında karşı-
lıklı işbirliğinın yoğunlaştınlması kararlaştı-
nldı.
Gül ve Fischer, görüşmelerinin ardından or-
tak basın toplantısı düzenledıler. Türkiye'nin
AB üyeliği konusunda sıcak mesajlar veren
Fischer, "Türldye'nin AB üyeliği hem jeostra-
tejik hem de siyasi açıdan AB ve Türkiye'nin
menfaatmadır" dedi. Fischer, Kıbns konu-
sunda çözüm için Yunanistan dahıl, tüm taraf-
lann çaba göstermesi gerektiğini vurgularken
"Kaba ve taraflarm hakh menfaattannı yerine
getirileceği bir çözüme ulaşıbnası gerekn-" diye
konuştu.
DIŞ BASINDA YORUMLAR
AB, Türkiye}
ye
takvim vermeli
Dış Haberler Servisi - Istanbul'da art arda
gerçekleştirilen terör saldınlan, Türkiye'nin Avrupa
Birliği'ne adaylığı konusunu yeniden dış basının
gündemine taşıdı. Amerikan Boston Globe gazetesi,
"İstanbul'daki saldırüarla sarsılan Türkiye'ye AB
üyeliği verilmesinin, Türkiye'de ve Ortadoğu'da
istikrara katlada bulunabiİeceğinT bildirdi. Sam
Wilkin ve Marvin Zonis imzalı yorum haberde, ABD
Irak'ta istikrar için çalışırken, "Avrupa'nın da
Türkiye'ye üyelik verip vermemek gibi", Ortadoğu'da
istikrann sağlanmasında kilit önem taşıyacak bir
kararla karşı karşıya olduğu yazıldı. Yorumda, AB
üyeliği için bir takvim önenlmesı karannın
Türkiye'yi siyasi dönüşümden geçireceği, takvim
verilmemesininse son dönemde ülkenin kaydettiği
ilerlemelere zarar vereceği
savunuldu. ABD'nin etkili
gazetelerinden The New York
Timesta Craig S. Smith
imzasıyla yer alan makalede
ise Türkiye AB üyeliği için
bekletilmeye devam ettikçe,
halkının "kendisini istemeyen
bir organizasyona girme"
isteğinin azalacağı yorumu
yapıldı. Alman Neue Presse
gazetesi, Avrupa perspektifi
verilmeyen bir Türkiye'nin
radikal dınciliğe
sürükleneceğini saNaınarak,
"Türkiye'nin dışlanması,
Avrupa'daki terör tehdidini
azaltmayacak \e tslanüyet ile
Baü dünyası arasuıdaki
uçurumu daha da büy^tecektir" denildi. Terör
tehdidinin Türkiye'nin AB üyeliğiyle bağlantıh hale
getirilmesinin Almanya'nın çıkarlanna zarar vereceği
sa\Tinulan yorumda, "Türkiye değü\ radikal dinciler
dışlanmah" görüşüne yer verildi. Terör saldınlannı
cumartesi günkü baş makalesine taşıyan Le Monde
gazetesi, Türkiye'nin öyle tesadüfen seçibniş bir
ülke olmadığını yazdı. "Radikal tslamcdar açısuidan
bu saldınlar üç, hatta dört cepheb bir meydan
okuma" diyen Le Monde bunu şu sözlerle açıkladı:
"Türkiye, Müslüman ancak bik bir ülke. NATO
üyesi, tsrail'le stratejik işbhüği var. AB üyeHğine aday
ve bugün radikal îslam ile mücadele edilebikceğini
kanıtlamaya çahşan İslamcı bir parti tarafindan
yönetilryor. Bin Ladin yandaşlan bugün Türkrye'deki
demokrasinin başansının, radikal tslamın yenilgisi
olacağını. hatta Saddam rejiminin devTİlmesinden
bile daha önemli olduğunu çoktan anlamış
buhuıuyor. İşte bu yüzden denemeler sürecektir."
CERRAH:
Sakhrganın
• Alman Neue
Presse gazetesindeki
yazıda, Avrupa
perspektifi
verilmeyen bir
Türkiye'nin radikal
dinciliğe
sürükleneceği
savunularak
"Türkiye'nin
dışlanması,
Avrupa'daki terör
tehdidini
azaltmayacaktır"
denildi.
tngffizBaşkomotosluğu'ndakienliazkakunıuçafaşmalan >ürütülüyor.(Fotoğraf ALPER KJZ1L1AN j
Enkaz kaldırma çalışmalan üç-dört gün daha sürecek
Girveıüik çembeıi daraklı
tstanbul Haber Servisi - tstan-
bul Levent'te HSBC Bankası Ge-
nel Müdürlüğü'ne ve Beyoğ-
lu'ndaki Ingiltere Başkonsolos-
luğu'na geçen perşembe günü
düzenlenen intihar saldınlannın
ardından olay bölgelerinde ha-
yatın normale dönmesi için ya-
pılan çalışmalar sürüyor. HSBC
Bankası Genel Müdürlük bina-
sının önündeki büyük camlar kı-
nlmaya başlandı. îngiliz Başkon-
solosluğu'nun çevresindeki gü-
venlik çemberi ise daraltıldı.
tlk patlamanın gerçekJeştiği
HSBC Genel Müdürlük binasın-
daki enkaz kaldırma çalışmala-
n dün de sürdü. Beşiktaş Bele-
diye Başkanı Yusuf Nanıoğlu,
Büyükdere Caddesi'nin 3-4 gün
daha kapalı kalacağım söyledi.
Genel müdürlükbınasınınönün-
deki camlan temizleme çahşma-
sımn başladığrnı ifade eden Na-
moğlu, "Bu camlan temizleme-
den caddevi trafiğe açsaydık teb-
KkeUolurdu. Çahşmâlar3-4 gün
sürecek, daha sonra cadde trafi-
ğe açılacak" dedi.
tkınci bombah saldınnın yaşan-
dığı tngiliz Başkonsoloshjğu'nda-
ki enkaz kaldırma çalışmalan da
sürüyor. Yayalar ise belirh bölge-
lerde kurulan polıs masalanna
kimlıklerini bırakarak olay yeri-
ne girebiliyor.
Beyoğlu Belediyesi 'nin patla-
madan kaynaklanan maddi za-
rarlaruu karşılamamasuıdan ya-
kınan dükkân sahipleri ise bele-
diyenin kendilerine en kısa süre-
de yardımda bulunmasım istedi.
Beyoğlu Belediye Başkanı
KadirTopbaş tngiliz Başkonso-
losluğu'nun buJunduğu Meşru-
tiyet Caddesi'nde hasar tespit ça-
hşmalannın sona erdiğini, gü-
venlik çemberinin daraltıldığını
behrterek bölgeye elektrik, su ve
doğalgaz verilmeye başlandığı-
nı söyledi.
ERİC
EDELMAN
'HER
TURLU
YARDIMA
HAZIRIZ'
tstanbul Haber Servisi - ABD'nin An-
kara Büyükelçisi Eric Edeunan, Istan-
bul'dayaşananbombah saldınlar nedeniy-
le Istanbul Valisi Muammer Güler'e ta-
ziye ziyaretinde bulundu.
Edelman, ziyarette, saldınlann ardın-
dan halkın gösterdiği yaşama azminden
etkilendiğini söyledi. ABD Başkanı Ge-
orge Bush'un olaylann ardından Başba-
kan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiği
mesajı anımsatan Edelman, ülkesinin,
olayın sorumlulannın bulunması için her
türlü yardıma hazır olduğunu ifade etti.
Valı Güler de olaylann ardından terö-
rün ezilmesi, şiddete boyun eğilmemesi
için halkın büv'ük kararlılık içinde oldu-
ğunu, teröre karşı hazırhklı olunması ge-
rektiğini vurgulayarak, "Terörie müca-
dektedbirlerinl demokrasidışına çıkma-
dan, insan hak ve özgüriüklerine önem
vererek vapmak gerektiğinin biKnci için-
deviz" diye konuştu.
Istanbul Valisi Muammer Güler, özet-
le şunlan söyledi:
"Toplum olarak teröre karşı ortak ta-
vır almayı, birlik ve beraberlik içinde ha-
reket etrneji bilmemiz gerekir. Terör, şu ya
da bu kişiyi değil, tophımun tümünü teh-
ditediyor. Teröre karşı hepimizdaha güç-
lü ve kararlı bir tutum sergilemelrviz.''
belirlendi
tstanbul Haber Servi-
si- Istanbul Emniyet Mü-
dürü Ceblettin Cerah'ın
terör olaylanyla ilgili
medyayı suçlayıcı açıkla-
malannın ardından, Is-
tanbul Valisi Muammer
Güler ile Cerrah, dün Ba-
sın Konseyi Başkanı Ok-
tayEksj'yi ziyaret ettiler.
Toplantı sırasında te-
rörün üstesinden geline-
bıleceğini söyleyen Gü-
ler, "Bundan sonra bu
nevi toplumsal oiaylarda
basmm bilgUendirilmesi
konusunda hiçbir kamu
kurum ve kuruluşu kıs-
kanç davranmayacak.
Haber en sağnkh, en ça-
buk biçimde kendilerine
aktanlacak.Bununiailgi-
li VafiHk ve Emniyet Mü-
düıiüğü'ndeki kriz mer-
kezlerinde bilgi ahşverişi-
ni sağlayacak yenibir ya-
pdanma oluşturacağız"
dedi.
Güler, Beyoğlu'ndaki
patlamaya ilişkin saldır-
ganın kimlık tespitinin
yapıldığını, Levent'teki
patlamaya ilişkin çalış-
malann da sürdügünü
söyleyen Güler, "Onü-
müzdeld birkaç gün için-
de bununia ilgili açıkla-
ma yapacağız. Bu konu-
da ahnnıış bulunan DGM
karan uyannca isimler-
le ilgili hiçbir telaffuzda
buhınmam mümkün de-
ğildir" diye konuştu.
Güler, "Bu konularla
flgifi mevcutyasalann ye-
niden düzenlenmesinde
fayda var. Basın Kanu-
nu'nda yer alan hususla-
nn uygulayıcılar açısm-
dan çerçevesi tam olarak
çizümedi ve bu komıdaki
tereddütJer giderilemedi
Yeni bir kanuni düzenk-
meninyapıhnası gerekir"
diye konuştu.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
ölüm ve bomba gürürtüleri arasın-
da Şeker Bayramı'na da ulaştık. Bay-
ramlarda geriye dönüp bakmayı se-
verim. Bizler neler görüp yaşamıştık,
bizden öncekiler neler görmüştü di-
ye. örneğin Sevgili Aziz Nesin'in bir
yazısını hatırlıyorum. Çocukluğunun
bir bayram günüyle kendi yaşamı ara-
sında bir karşılaştımna yapmıştı bir
yazısında.
Aziz Nesin'in anlattığı bayram öy-
küsü aklımda şöyle kalmış: Bayram
günleri salıncağa binerdik. Belli bir
parayla bindiğimiz salıncakta, salın-
cağın başındaki adam, tam bitti diye
düşündüğümüz sırada "Bu da caba-
sı" diyerek bizi birkaç kez daha faz-
la sallar ve biz buna çok memnun
olurduk. Aziz Nesin, geçirdiği birkaç
kalp krizinden sonra hayatta kalma-
sını "Bu da cabası" diyen ve fazladan
salıncağa binen çocuğun mutluluğu-
na_benzetiyordu.
Ümrt Kaftancıoğlu'nu bundan 23
yıl önce faşist kurşunlanyla yitirmiş-
Bayram Sabahında Türkiye
tik. KaftancKağlu dostumdu, önemli bir
folklor araştırmacısıydı. Su Yayınları
1972 Karacan Röportaj yarışmasın-
da birincilikkazanan "Hakullah"kfta-
bını yeniden basmış. Ne önemli araş-
tırmalara imza atmıştı. Daha nicele-
rini hazırlayacaktı. Bir gün yolda vur-
dular onu.
"Hakullah" kitabındaki bir türkü
deriemesinden bir dörtlük aktararak
onu anmak istiyorum. "Otuz yıldır
hasretile ağlanm/Lalesiz sûmbülsüz
kaldı dağlanmlArtık ikindiye geldi
çağlanm/lstergünüm çıksın ister çık-
masın."
Bu bayrama girerken de birçok in-
sanımızı yitirdik. ingiltere Başkonso-
losu Roger Short da yok aramızda,
tiyatro ve sinema oyuncusu Kerem
Yıbnazer de. ÖDP'li arkadaşımız Nes-
rin Aslan üç hafta önce geçirdiği bir
trafık kazası nedeniyle hâlâ komada
yatıyor. Duyduğum kadarıyla yeşil
ışıkta Nesrin'e vurup havaya uçuran
minibüsün şoförü hemen serbest bı-
rakılmış. Ilk kez bu bayramı yazın yi-
tirdiğimiz Güzel Osman olmadan ge-
çireceğiz. Onun güven veren sesini
duymayacağız. Sevgili Dursun Ak-
çam dayok artık, Melih Cevdet de...
Daha nice dostumuz, arkadaşımız...
• • •
Türkiye, ciddi acılarve sorunlarla gir-
di bu bayrama. Bütün acılara rağmen
hayat devam ediyor. Önümüzdeki
günlerde terör tehlikesiyle nasıl baş
edeceğimizi konuşmaya devam ede-
ceğiz.
Görünen o ki Türkiye'de şimdi Is-
lamiyet adına terör yapanlarla ciddi
bir hesaplaşmayaşanacak. Bu hesap-
laşma olmadan dışandan geldiği söy-
lenen terörie baş etmek imkânsız gö-
rünüyor. Iktidarda İslamcı bir partinin
olması, acaba böyle bir hesaplaşma
için ilginç bir rastlantı mı?
Günlerdir, internet sitelerine giriyor,
yeıii yabancı basını tarıyor ve bilgi
edinmeye çalışıyoruz. Kimdir bunlar
diye. Bunca araştırmanın sonucunda
şöyle bir noktaya geldım: Bu terörün
Türkiye'deki ayağı üzerinde yoğunlaş-
mak en doğrusu. Çünkü, Türkiye aya-
ğı olmadan bu terörün etkili olması,
bu tür eylemlere kalkışması mümkün
değil.
O zaman enerjimizi, yıllardır Türki-
ye içinde etkinlik gösteren ve Islami-
yet adına terörü savunan gruplar üze-
rinde yoğunlaştırmalıyız. Çözüm bu-
radan geçiyor. Tabii bizim bunu yap-
mamız çok da önemli değil. Asıl olan
polisin ve güvenlik güçlerinin bu an-
layışla işe sanlması. Yani Islamiyet
adına açık açık terörü savunan ve te-
rör eylemlerine girişen gruplann pe-
şine düşmesi.
Bu konuda şimdiye kadar bir zaaf
söz konusu mu? Anlaşılan o ki böy-
le bir zaaf var. Çünkü, Türkiye'ye yö-
nelik bir terör eyleminegirişeceğini El
Kaide aylardır söylüyordu. Böyle bir
eylemi de Türkiye'deki bazı gruplar-
la veya kişilerle işbirliği yapmadan
gerçekleştirmesi mümkün değildi.
Bunlar kimler olabilirdi? Bir çırpıda
aklımıza Hizbullah, İBDA-C gibi açık-
tan Islamiyet adına öldürmeyi ve öl-
meyi savunan gruplar ya da onlarla
ilişkisi olan kişiler geliyor.
Polis böyle bir çalışmayı daha ön-
ce yapmış olsaydı, belki de bu bom-
balamalarengellenebilirdi? Neden ve
nasıl böyle bir zafıyet gösterildi? Bu
sorular ciddi sorulardır ve hükümetin
zaafını gösteriyor.
• • •
Bayram, dostluk ve banş anlamı-
na gelir. Umuyoruz ki buruk şekilde
kutladığımız bu bayram, Türkiye'ye ba-
nşı, huzuru ve dostluğu getirsin.