22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURtYET 25 KASIM 2003 SALI HABERLER •• •• DU1NY4DA BUGUN Fischer'in ziyaretinde Türkiye ile Almanya'nın işbirliğini yoğunlaştırması kararlaştırıldı ALİ SİRMEN 'Sivil Darbe Girişimi' Her şey gözümüzün önünde olduğunda bile, olaytann sıcakiığı içinde, gelişmeleri tam olarak okuyamayabiliyoruz. Recep Tayyip Erdoğan ve takımına iktidar yo- lunu açan garip gelişmeleri kamuoyunun nasıl al- gıladığını, tam olarak bilemiyorum. Bu konuda değerii gazeteci dostum Fikret Bi- la'nın 'Sivil Darbe Girişimi, Ankara'da IrakSavaş- lan' adlı yapıtının olaylan içinden yaşamış olanla- nn dahi zihnini berraklaştıncı, kimi gerçekleri göre- memiş olanlann gözlerinin önündeki perdeyi kal- dıncı, çok önemli bir çalışma olduğunu, mutlaka okunmaa gerektiğini söylemek isterim. 2002 bahannda Ankara kanşıktı. Başbakan Bülent Ecevit'in hastalığı, TV ekran- lanna bile yansımıştı. Kurt politikacı yürümekte, konuşmakta bile güç- lük çekiyordu. Üçlü koalisyonun karşı karşıya olduğu güçlükle- re birde Bülent Bey'in hastalığı eklenmişti. Kamuoyu, Bülent Ecevit'in iktidan bırakmama- anı anlayamıyor, politikadan çekilmemeşini onay- lamıyor, yerini yardımcısı Hüsamettin Özkan'a, Ismail Cem'e veya IMF programını yürütmekte büyük başan göstermiş olan ve Türkiye'ye geldiği andan itibaren siyaset alanında yıldızı pariayan Ke- mal Derviş'e bırakmasını istiyordu. ••• Kemal Derviş, konusunu iyi bilen, karşısındaki- ne güven aşılayan, alıştığımız politikacı tipinin ak- sine, konuşurken nutuk atar gibi sesini yükseftme- yen, uzun yıllannı Türkiye dışında geçirmiş olması- na karşın, anadilini öbür meslektaşlanndan daha hüneıie kullanan bir kişiydi. IMF programının, harfiyen yürütülmesinde de Kemal Bey'in takipçi ve sözünü sakınmayan poli- tikasının büyük etkisi oluyordu. Hatta, üçlü koalisyonun güçlükleri aşarak, siya- si istikran sağlamasında da Kemal Bey'in "Ekono- mi bu haliyle birseçimi kaldırmaz" uyansının birin- cil önemi vardı. Kısacası 57. Hükümet'in IMF programını uygu- lamasında, Derviş başrolü oynuyordu. Bu ortamda her şey, herkesin gözü önünde ce- reyan ediyor, hemen hemen tüm çevreler artık Bü- lent Bey'in çekilmesi gerektiği konusunda görüş bir- liğine vanyor, üçlü koalisyon sonuna doğru yakla- şıyordu. Amaç, Ecevit'i ve Bahçeli'yi dışlayacak yeni bir hükümetin kurulması ve işlerin böyle yürütülmesiy- di. Ama kamuoyunun dikkatinden kaçan başka bir husus vardı ki, Türk politikasında çok zaman oldu- ğu gibi, asıl gelişmeleri o belirieyecekti. ••• Her şey herkesin gözü önünde olduğu halde, gelişmelerin doğru okunmasını asıl sağlayacak olan ve dikkatlerden kaçan husus, ABD'nin, daha doğ- rusu Bush Yönetimi'nin isteğiydi. Fikret Bilaçalışmasında bu hususu, VVashington'da sağlam haber kaynaklan olduğunu belirttiği, son za- manlarda Amerikan politikasıyla çok iyi özdeşleş- miş olan Cengiz Çandar'ın Yeni Şafak Gazetesi'nde 30 Kasım günü yayımlanan yazısına atıfta buluna- rak açıklıyor. Söz konusu yazının ilginç bölümü şöyle: "Eğer Afganistan'daki Taliban rejimine yönelik olarak başlatılan terürü ve terörist banndıran ve üre- ten rejimlerihedefalan kampanyanın içine -herne pahasına olursa olsun- Irak'ı alarakgenişlemesi ha- lini alırsa, o gün geldiğinde Ecevit Türkiye 'de Baş- bakan olarak bırakılmayacaktır." Türkçe sözcüklerle Ingilizce yazılmış izienimini ve- ren metnin tercümesi açık: "ABD Irak'a müdahale ettiği gün Ecevit Türki- ye'de Başbakan olmayacaktır." ABD'nin bu isteğini de gelişmelerin ortasına oturt- tuğunuz zaman, her şey daha da bir açıklığa kavu- şuyor ve yıldınm hızıyla gelişen olaylan anlamak da- ha da kolaylaşıyor. Gerçekten de ekonominin bir seçimi kaldırma- yacağını söyleyen Sayın Derviş, uzuncasüren Ame- rika gezisinden dönüşünde, görüşünü değiştirip ekonominin rayınaoturduğunu, artık bir seçimi gö- ğüsleyebileceğini söylüyor, DSP'den birbiri ardına istfalar başlıyor, olaylan okumadayetersiz kalan Bah- çeli kasımda seçim istiyor, Meclis tek galibinin AKP olacagı herkes tarafından bilinen seçime karar ve- riyor, 3 Kasım 2002 seçimlerinden azınlıkta kalmış olmasına rağmen AKP birinci parti olarak çıkıyor, garip baraj sistemi yüzünden üçte iki çoğunluğu bi- le eline geçiriyor ve Bay Bush Irak'ta operasyon için düğmeye bastığında Türkıye'nin başında Başba- kan olarak Ecevit bulunmuyordu. Her şey ne kadar açık değil mi?... Fikret Bila'nın çalışmasını okuduktan sonra acı acı gülerek söylendim: - Eyyy milli irade, sen nelere kaadirsin!.. CDU'da Türkiye tartışması Bosbach hn sözlerine partisinden tepki BERIİN(A\)-A]man Hıristıyan Demokrat Bir- lik Parrisi (CDU) içinde, Türkiye'nin AB üyeliği tartışma konusu oldu. CDU'lubazımilletve- killeri, Birlik partilerinin (CDU'CSU) Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı \Volfgang Bosbach'ın, "Türki- ye'nin AB'ye alınması- nın terörû Avrupa'ya ta- şnnak anlamına gelece- ği" şekJindeki sözlerinı eleştirdi. Avrupa Parlamentosu (AP) Dış tlişkiler Komis- yonu Başkanı Elmar Brok (CDU), Inforadio Berlin-Brandenburg'a dün yaptığı açıklamada, Istanburdaki saldınlann Türkiye'nin AB üyeli- ğiyle bağlantıh hale ge- tirilmesi gerektiğini söy- ledi. Brok, siyasi kriter- leri henüz yerine getir- mediği için Türkiye'nin AB üyeliğıne karşı oldu- ğunu belirterek, "Ancak bu konu terörie irtibath halegetirflrnemeli" dedi. Brandenburg Eyaleti Içişleri Bakanı Jörg Schönbohm da (CDU), Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili tartışmanın şim- di zamanı olmadığını be- lirterek, "Şündi önemli olan Türkiye'ye yardım eOnektir" dıye konuştu. Terör ortakdüşmanımız'AYHAN ŞtVIŞEK ANKARA - Al- manya Dışişleri Ba- kanı JoschkaFisc- her'in Ankara zi- yaretinde. iki ülke istihbarat ve gü- venlik birimleri- nin terorizmle mü- cadelede işbirliği- i "yoğunlaştırma- kararlaştınldı. Al- man Bakan, kökten- dinci terörie mücadele- de Türkiye'nin yanında ola- caklannı vurgularken hükümet- ten terörist saldınlar nedeniy- le demokratikleşme ve re- form çabalanna ara ver- memesini istedi. Terörist saldınlann Türkiye'nin AB'den 2004'te mü- zakere tarihi alma olasılığı için "neen- gel ne de bonus" • Terörist saldınlann Türkiye'nin 2004'te AB'den müzakere tarihi alabilmesi için "ne engel ne de bonus" olacağını anlatan Fischer'in, "Reformlarda ve uygulamasında bu kararlılığnıızı sürdürür ve Kıbns'ı da çözerseniz, bu iş olur" mesajını verdiği öğrenildi. olacağını kaydeden Fischer'in, "Müzakere ta- rihinin garantisiyok. Ancak reformlarda ve uy- gulamasında bu kararlıtağuıızı sürdürür, Kıb- ns'ı da çözerseniz, bu iş olur" mesajını verdi- ği öğrenildi. Fischer, günübirlik ziyaretinde Türkiye ile dayanışma mesajlan verdi. "Terorizm ortak düşmanımız'1 diyen Fischer, ülkelerin istihba- rat servisleri ve emniyet güçleri arasında iş- birliğinin önemini vurguladı. Alman Bakan, Türk hükümetinden bazı yetkililerin Avrupa ülkelerini terorızmle mücadelede işbirliği yap- mamakla eleştirmesine ise tepki gösterdi. Dışişleri Bakanı AbduDah Gül ile "iftar- da" bir araya gelen ve sonrasında Gül'e "bay- ram şekeri" armağan eden Fischer, Hıristi- yan Demokratlar'ın terörist saldınlan "Tür- kiye'nin AB'ye üye obnaması için yeni neden" olarak öne sürmelerine sert tepki gösterdi. Al- man Bakan, "Bu sesin ne kadar manûksız ve sorumsuz olduğu ortadadır. Terorizm ortak bir düşmandır. Yabuzca masum insanlan değil, ortak değerlerimizi hedef ahyor. Buna karşı or- tak hareket etmehyiz" diye konuştu. Edinüen bilgilere göre, Gül üe Fischer'in baş- başa yaptıklan görüşmede ağırlıklı olarak Or- tadoğu ve Afganistan gibi bölgesel konular de- ğerlendirildi. Daha sonra geçilen iftarda ise iki- li konular ve Türkiye'nin AB süreci ele alın- dı. tstanbul'u hedef alan terörist saldınlann Tür- kiye'nin 2004"te AB'den müzakere tarihi ala- bilmesi için 'ne engel ne de bonus' olacağını anlatan Fischer'in, "Müzakeretarihinin garan- tisi yok. Ancak reformlarda ve ırygulamasın- da bu kararhhğııuzı sürdürür ve Kıbns'ı da çö- zerseniz, bu iş olur" mesajını verdiği öğrenil- di. Gül ise hükümetinin yaşanan terör saldın- lanna karşm demokratikleşme ve reform ça- balaruu sürdürmede kararlı olduğunu vurgu- ladı. Gül'ün, Kıbnsta seçimler sonrası için ye- ni bir açılım ve plan üzerinde çalıştıklannı söylediği ancak aynntı vermediği öğrenildi. Türk tarafı, Avrupa Konseyi'nde Loizidou süreci hakkında da bilgi verirken Türkıye'nin uzlaşı bulunması için büyük çaba gösterdiği- ni, tazminatı ödemeye hazırlandığını, ancak bunun için Yunanistan ve Kıbns Rum yöne- timinin de uzlaşıya dönük adımlar atması ge- rektiğini anlattı. Görüşmede terorizmle mücadele konusun- da beklentiler de ifade edilirken ilgili tüm gü- venlik ve istihbarat birimleri arasında karşı- lıklı işbirliğinın yoğunlaştınlması kararlaştı- nldı. Gül ve Fischer, görüşmelerinin ardından or- tak basın toplantısı düzenledıler. Türkiye'nin AB üyeliği konusunda sıcak mesajlar veren Fischer, "Türldye'nin AB üyeliği hem jeostra- tejik hem de siyasi açıdan AB ve Türkiye'nin menfaatmadır" dedi. Fischer, Kıbns konu- sunda çözüm için Yunanistan dahıl, tüm taraf- lann çaba göstermesi gerektiğini vurgularken "Kaba ve taraflarm hakh menfaattannı yerine getirileceği bir çözüme ulaşıbnası gerekn-" diye konuştu. DIŞ BASINDA YORUMLAR AB, Türkiye} ye takvim vermeli Dış Haberler Servisi - Istanbul'da art arda gerçekleştirilen terör saldınlan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne adaylığı konusunu yeniden dış basının gündemine taşıdı. Amerikan Boston Globe gazetesi, "İstanbul'daki saldırüarla sarsılan Türkiye'ye AB üyeliği verilmesinin, Türkiye'de ve Ortadoğu'da istikrara katlada bulunabiİeceğinT bildirdi. Sam Wilkin ve Marvin Zonis imzalı yorum haberde, ABD Irak'ta istikrar için çalışırken, "Avrupa'nın da Türkiye'ye üyelik verip vermemek gibi", Ortadoğu'da istikrann sağlanmasında kilit önem taşıyacak bir kararla karşı karşıya olduğu yazıldı. Yorumda, AB üyeliği için bir takvim önenlmesı karannın Türkiye'yi siyasi dönüşümden geçireceği, takvim verilmemesininse son dönemde ülkenin kaydettiği ilerlemelere zarar vereceği savunuldu. ABD'nin etkili gazetelerinden The New York Timesta Craig S. Smith imzasıyla yer alan makalede ise Türkiye AB üyeliği için bekletilmeye devam ettikçe, halkının "kendisini istemeyen bir organizasyona girme" isteğinin azalacağı yorumu yapıldı. Alman Neue Presse gazetesi, Avrupa perspektifi verilmeyen bir Türkiye'nin radikal dınciliğe sürükleneceğini saNaınarak, "Türkiye'nin dışlanması, Avrupa'daki terör tehdidini azaltmayacak \e tslanüyet ile Baü dünyası arasuıdaki uçurumu daha da büy^tecektir" denildi. Terör tehdidinin Türkiye'nin AB üyeliğiyle bağlantıh hale getirilmesinin Almanya'nın çıkarlanna zarar vereceği sa\Tinulan yorumda, "Türkiye değü\ radikal dinciler dışlanmah" görüşüne yer verildi. Terör saldınlannı cumartesi günkü baş makalesine taşıyan Le Monde gazetesi, Türkiye'nin öyle tesadüfen seçibniş bir ülke olmadığını yazdı. "Radikal tslamcdar açısuidan bu saldınlar üç, hatta dört cepheb bir meydan okuma" diyen Le Monde bunu şu sözlerle açıkladı: "Türkiye, Müslüman ancak bik bir ülke. NATO üyesi, tsrail'le stratejik işbhüği var. AB üyeHğine aday ve bugün radikal îslam ile mücadele edilebikceğini kanıtlamaya çahşan İslamcı bir parti tarafindan yönetilryor. Bin Ladin yandaşlan bugün Türkrye'deki demokrasinin başansının, radikal tslamın yenilgisi olacağını. hatta Saddam rejiminin devTİlmesinden bile daha önemli olduğunu çoktan anlamış buhuıuyor. İşte bu yüzden denemeler sürecektir." CERRAH: Sakhrganın • Alman Neue Presse gazetesindeki yazıda, Avrupa perspektifi verilmeyen bir Türkiye'nin radikal dinciliğe sürükleneceği savunularak "Türkiye'nin dışlanması, Avrupa'daki terör tehdidini azaltmayacaktır" denildi. tngffizBaşkomotosluğu'ndakienliazkakunıuçafaşmalan >ürütülüyor.(Fotoğraf ALPER KJZ1L1AN j Enkaz kaldırma çalışmalan üç-dört gün daha sürecek Girveıüik çembeıi daraklı tstanbul Haber Servisi - tstan- bul Levent'te HSBC Bankası Ge- nel Müdürlüğü'ne ve Beyoğ- lu'ndaki Ingiltere Başkonsolos- luğu'na geçen perşembe günü düzenlenen intihar saldınlannın ardından olay bölgelerinde ha- yatın normale dönmesi için ya- pılan çalışmalar sürüyor. HSBC Bankası Genel Müdürlük bina- sının önündeki büyük camlar kı- nlmaya başlandı. îngiliz Başkon- solosluğu'nun çevresindeki gü- venlik çemberi ise daraltıldı. tlk patlamanın gerçekJeştiği HSBC Genel Müdürlük binasın- daki enkaz kaldırma çalışmala- n dün de sürdü. Beşiktaş Bele- diye Başkanı Yusuf Nanıoğlu, Büyükdere Caddesi'nin 3-4 gün daha kapalı kalacağım söyledi. Genel müdürlükbınasınınönün- deki camlan temizleme çahşma- sımn başladığrnı ifade eden Na- moğlu, "Bu camlan temizleme- den caddevi trafiğe açsaydık teb- KkeUolurdu. Çahşmâlar3-4 gün sürecek, daha sonra cadde trafi- ğe açılacak" dedi. tkınci bombah saldınnın yaşan- dığı tngiliz Başkonsoloshjğu'nda- ki enkaz kaldırma çalışmalan da sürüyor. Yayalar ise belirh bölge- lerde kurulan polıs masalanna kimlıklerini bırakarak olay yeri- ne girebiliyor. Beyoğlu Belediyesi 'nin patla- madan kaynaklanan maddi za- rarlaruu karşılamamasuıdan ya- kınan dükkân sahipleri ise bele- diyenin kendilerine en kısa süre- de yardımda bulunmasım istedi. Beyoğlu Belediye Başkanı KadirTopbaş tngiliz Başkonso- losluğu'nun buJunduğu Meşru- tiyet Caddesi'nde hasar tespit ça- hşmalannın sona erdiğini, gü- venlik çemberinin daraltıldığını behrterek bölgeye elektrik, su ve doğalgaz verilmeye başlandığı- nı söyledi. ERİC EDELMAN 'HER TURLU YARDIMA HAZIRIZ' tstanbul Haber Servisi - ABD'nin An- kara Büyükelçisi Eric Edeunan, Istan- bul'dayaşananbombah saldınlar nedeniy- le Istanbul Valisi Muammer Güler'e ta- ziye ziyaretinde bulundu. Edelman, ziyarette, saldınlann ardın- dan halkın gösterdiği yaşama azminden etkilendiğini söyledi. ABD Başkanı Ge- orge Bush'un olaylann ardından Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiği mesajı anımsatan Edelman, ülkesinin, olayın sorumlulannın bulunması için her türlü yardıma hazır olduğunu ifade etti. Valı Güler de olaylann ardından terö- rün ezilmesi, şiddete boyun eğilmemesi için halkın büv'ük kararlılık içinde oldu- ğunu, teröre karşı hazırhklı olunması ge- rektiğini vurgulayarak, "Terörie müca- dektedbirlerinl demokrasidışına çıkma- dan, insan hak ve özgüriüklerine önem vererek vapmak gerektiğinin biKnci için- deviz" diye konuştu. Istanbul Valisi Muammer Güler, özet- le şunlan söyledi: "Toplum olarak teröre karşı ortak ta- vır almayı, birlik ve beraberlik içinde ha- reket etrneji bilmemiz gerekir. Terör, şu ya da bu kişiyi değil, tophımun tümünü teh- ditediyor. Teröre karşı hepimizdaha güç- lü ve kararlı bir tutum sergilemelrviz.'' belirlendi tstanbul Haber Servi- si- Istanbul Emniyet Mü- dürü Ceblettin Cerah'ın terör olaylanyla ilgili medyayı suçlayıcı açıkla- malannın ardından, Is- tanbul Valisi Muammer Güler ile Cerrah, dün Ba- sın Konseyi Başkanı Ok- tayEksj'yi ziyaret ettiler. Toplantı sırasında te- rörün üstesinden geline- bıleceğini söyleyen Gü- ler, "Bundan sonra bu nevi toplumsal oiaylarda basmm bilgUendirilmesi konusunda hiçbir kamu kurum ve kuruluşu kıs- kanç davranmayacak. Haber en sağnkh, en ça- buk biçimde kendilerine aktanlacak.Bununiailgi- li VafiHk ve Emniyet Mü- düıiüğü'ndeki kriz mer- kezlerinde bilgi ahşverişi- ni sağlayacak yenibir ya- pdanma oluşturacağız" dedi. Güler, Beyoğlu'ndaki patlamaya ilişkin saldır- ganın kimlık tespitinin yapıldığını, Levent'teki patlamaya ilişkin çalış- malann da sürdügünü söyleyen Güler, "Onü- müzdeld birkaç gün için- de bununia ilgili açıkla- ma yapacağız. Bu konu- da ahnnıış bulunan DGM karan uyannca isimler- le ilgili hiçbir telaffuzda buhınmam mümkün de- ğildir" diye konuştu. Güler, "Bu konularla flgifi mevcutyasalann ye- niden düzenlenmesinde fayda var. Basın Kanu- nu'nda yer alan hususla- nn uygulayıcılar açısm- dan çerçevesi tam olarak çizümedi ve bu komıdaki tereddütJer giderilemedi Yeni bir kanuni düzenk- meninyapıhnası gerekir" diye konuştu. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr ölüm ve bomba gürürtüleri arasın- da Şeker Bayramı'na da ulaştık. Bay- ramlarda geriye dönüp bakmayı se- verim. Bizler neler görüp yaşamıştık, bizden öncekiler neler görmüştü di- ye. örneğin Sevgili Aziz Nesin'in bir yazısını hatırlıyorum. Çocukluğunun bir bayram günüyle kendi yaşamı ara- sında bir karşılaştımna yapmıştı bir yazısında. Aziz Nesin'in anlattığı bayram öy- küsü aklımda şöyle kalmış: Bayram günleri salıncağa binerdik. Belli bir parayla bindiğimiz salıncakta, salın- cağın başındaki adam, tam bitti diye düşündüğümüz sırada "Bu da caba- sı" diyerek bizi birkaç kez daha faz- la sallar ve biz buna çok memnun olurduk. Aziz Nesin, geçirdiği birkaç kalp krizinden sonra hayatta kalma- sını "Bu da cabası" diyen ve fazladan salıncağa binen çocuğun mutluluğu- na_benzetiyordu. Ümrt Kaftancıoğlu'nu bundan 23 yıl önce faşist kurşunlanyla yitirmiş- Bayram Sabahında Türkiye tik. KaftancKağlu dostumdu, önemli bir folklor araştırmacısıydı. Su Yayınları 1972 Karacan Röportaj yarışmasın- da birincilikkazanan "Hakullah"kfta- bını yeniden basmış. Ne önemli araş- tırmalara imza atmıştı. Daha nicele- rini hazırlayacaktı. Bir gün yolda vur- dular onu. "Hakullah" kitabındaki bir türkü deriemesinden bir dörtlük aktararak onu anmak istiyorum. "Otuz yıldır hasretile ağlanm/Lalesiz sûmbülsüz kaldı dağlanmlArtık ikindiye geldi çağlanm/lstergünüm çıksın ister çık- masın." Bu bayrama girerken de birçok in- sanımızı yitirdik. ingiltere Başkonso- losu Roger Short da yok aramızda, tiyatro ve sinema oyuncusu Kerem Yıbnazer de. ÖDP'li arkadaşımız Nes- rin Aslan üç hafta önce geçirdiği bir trafık kazası nedeniyle hâlâ komada yatıyor. Duyduğum kadarıyla yeşil ışıkta Nesrin'e vurup havaya uçuran minibüsün şoförü hemen serbest bı- rakılmış. Ilk kez bu bayramı yazın yi- tirdiğimiz Güzel Osman olmadan ge- çireceğiz. Onun güven veren sesini duymayacağız. Sevgili Dursun Ak- çam dayok artık, Melih Cevdet de... Daha nice dostumuz, arkadaşımız... • • • Türkiye, ciddi acılarve sorunlarla gir- di bu bayrama. Bütün acılara rağmen hayat devam ediyor. Önümüzdeki günlerde terör tehlikesiyle nasıl baş edeceğimizi konuşmaya devam ede- ceğiz. Görünen o ki Türkiye'de şimdi Is- lamiyet adına terör yapanlarla ciddi bir hesaplaşmayaşanacak. Bu hesap- laşma olmadan dışandan geldiği söy- lenen terörie baş etmek imkânsız gö- rünüyor. Iktidarda İslamcı bir partinin olması, acaba böyle bir hesaplaşma için ilginç bir rastlantı mı? Günlerdir, internet sitelerine giriyor, yeıii yabancı basını tarıyor ve bilgi edinmeye çalışıyoruz. Kimdir bunlar diye. Bunca araştırmanın sonucunda şöyle bir noktaya geldım: Bu terörün Türkiye'deki ayağı üzerinde yoğunlaş- mak en doğrusu. Çünkü, Türkiye aya- ğı olmadan bu terörün etkili olması, bu tür eylemlere kalkışması mümkün değil. O zaman enerjimizi, yıllardır Türki- ye içinde etkinlik gösteren ve Islami- yet adına terörü savunan gruplar üze- rinde yoğunlaştırmalıyız. Çözüm bu- radan geçiyor. Tabii bizim bunu yap- mamız çok da önemli değil. Asıl olan polisin ve güvenlik güçlerinin bu an- layışla işe sanlması. Yani Islamiyet adına açık açık terörü savunan ve te- rör eylemlerine girişen gruplann pe- şine düşmesi. Bu konuda şimdiye kadar bir zaaf söz konusu mu? Anlaşılan o ki böy- le bir zaaf var. Çünkü, Türkiye'ye yö- nelik bir terör eyleminegirişeceğini El Kaide aylardır söylüyordu. Böyle bir eylemi de Türkiye'deki bazı gruplar- la veya kişilerle işbirliği yapmadan gerçekleştirmesi mümkün değildi. Bunlar kimler olabilirdi? Bir çırpıda aklımıza Hizbullah, İBDA-C gibi açık- tan Islamiyet adına öldürmeyi ve öl- meyi savunan gruplar ya da onlarla ilişkisi olan kişiler geliyor. Polis böyle bir çalışmayı daha ön- ce yapmış olsaydı, belki de bu bom- balamalarengellenebilirdi? Neden ve nasıl böyle bir zafıyet gösterildi? Bu sorular ciddi sorulardır ve hükümetin zaafını gösteriyor. • • • Bayram, dostluk ve banş anlamı- na gelir. Umuyoruz ki buruk şekilde kutladığımız bu bayram, Türkiye'ye ba- nşı, huzuru ve dostluğu getirsin.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear