25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 KASIM 2003 CUMARTESİ 10 D I Ş H A B E R L E R dishab@cumhuriyet.com.tr KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, gazetelerde çıkan 'ver, kurtul' yazılannm baskıyı arttırdığmı savundu: Istanbulbasını gerçeği yansıtmıyor CTP lideri Talat gözüyle T>akıyor KKTC ana muhakfet partisi CTP'nin lideri MehnKtAfiTafet'la, 14 Aralık seçimleri sonrası neler yapmayı planladıklamu konuşuyoruz. Talat, seçimleri tek başına kazanacaklanndan hemen hemen emin gibi görünüyor. Şimdiden Başbakan olmuş bir havada konuşuyor: "Mal mübadeiesi balamından, kuzeydeid maBann ne kadan Türk, ne kadan Runı mah, bJBnmiyor. Ya da açıklanmryor. Bunlan bümeden de net bir proje yapamıyorsunuz. Yer değiştirecek insanlara örneğm Mesarya Ovası'nda yeni bir Lefkoşa yaratarak yerleştirmekte fayda mı var, yoksa küçük birimfer hafinde köylere yakın yerleşim birimJerine yerieştirmekte mi fayda var? İnsanlann tercihleri de önemK, tabii ki. Bunlarta flgili çabşmalanmız yoğun olarak sürüyor. Ama tek başımıza iktidar olmanıa ihtimaliai de göz önünde bolundurarak tavnmıa benrlemeliyiz. Demin de söytediğim gibi tek başmuza iktidar olsak bile tek başımıza hareket etmeyeceğjz." Türklye'nin imzasısaıt - Anlaşmanm imzası aşamasında ya Türkiye'yte a7İar<a ne Oİacak? Biz anlaşmayı imzalasak da Türkiye'nin imzası olmadan hayata geçemez. Ama bir anlaşma olmazsa da burada çok ciddi bir erozyon yaşanır. - Nasıl bir erozyon olur? Tûrkiye der ki "Ne yapahm? Kıbns Türk halkı böyk karar vernıiş." AB'yle görüşmelere büyük olasılıkla başlayamaz. Müzakereler bir yıl kadar ertelenir. Tûrkiye'nin AB müzakereleri Kıbns'la çok üişkili hale geldi. KKTC'de, çözüm isteyen, anlaşma yanlılan seçimleri kaybederse Türk ekonomisinde ciddi sarsıntılar yaşanır, diye dûşünüyorum. -Neden? Çözüm umutlan ortadan kalkınca yeni krizler başlar. Artık Tûrkiye AB perspektifi flulaşmış bir Türkiye olur. Öte yandan KKTC'de çözüm isteyen AB yanhlan seçimleri kazanır, çözüm olur ve Kıbns Türk halkı da AB'ye girerse bu Türkiye'nin üyeliği için anlatılamaz yararlılıkta bir lobi faaliyetini oluşturur. Çünkü bu kez AB üyesi olacak Kıbns Türk halkı AB'de Türkiye'nin lobisini yapacaktır. LEFKOŞA - Kuzey Kıbns'taki siyasi turumu- zun son durağı Cumhurbaşkanlığı. Denktaş Bey almış yanına bir grup sivil toplumcu kadmı on- larla fotoğraf çektiriyor. Keyfı yerinde... Beyaz ter- rirer cinsi köpeği Boncuk ortalıkta koşuşturuyor. Denktaş Bey benim kendi köpeğim Skorpi'yle maceramı bildığinden, hafiften alay geçiyor: "Boncuk'a bak da örnek aL Sen Skorpi'yi önıür boyu bekârete mahkûm ettin, ama bizimki önüne geİeni halledjyor." Eh, ne yapalım? Yardımcı Durmuş Bey'in taze taze sıktığı nar suyunu içerken konuşuyoruz. Denk- taş Bey anlatıyor: "Memleket seçim sath-ı maih'negirmiştir. Karşı ta- raf (öçlü muhakfet) >üzde 25-30 channdaki gücünü arttnmak için uğraşıyor. Bunu yapabilmek için de An- nan Plam'na sanlmtşür. Planı derhalimzalanacak bir plan olarak takdim ediyoriar. Biz bunun aksakhkla- nnı, eksiküklerini, çüruklerini iyice anlatmaya baş- bymca bunun kazanacakatolmadığını gördüler. Şim- di ağız değiştirip, Biz görüşmeye hazınz' diyorlar. Görüşmeye hazır iseydiniz Denktaş görüşürken niye Denktaş'ın arkasından De Sotoyagkfip' Sen Denk- taş'ı dınleme Yaptığın gayet iyi. Biz bunu derhal ka- bul etmeye hazınz' dediniz de bu işi insanca tezek- kür etme nrsatmı bize birakmadmız? Rum taran- m ryice rahatiarnnız. De Soto'yu kandırdınız." 'Clttikçe puan kaybediyorlar' -Mehmet AH Talat' Ben görüşmeye hazınm' di- yor. Denktaş Bey bu konuda ne düşünüyor? Üstelik, "Türidye'vi de yanımda istiyorunr di- yor. Sen ne biçim görüşmecısin? Sen Türkiye'ye sövebildiğin kadar söv, ama şimdi Türkiye'yle bir- likte hareket edeceğini açıkla. Sen halka başka hi- kâye anlat. Biz de halkımıza bunlan anlatmaya devam ediyoruz. Gittikçe de puan kaybediyorlar. - Acaba AKP hükümetryle mi daha iyi iBşld için- deler? Uzun süre o yalanı da söylediler. AKP hüküme- tinin Kıbns meselesınin halli için öngördüğü for- mül TBMM'nin de kabul ettiği formüldür. Yani. iki devlet, iki halk, ikı demokrasi; bir de Türkiye'nin fiili ve etkin garantisinin devamı. Tabii ki Tûrki- ye Kıbns meselesine kendi yüksekliklennden ba- kar. Türkiye bu arada, "Hedefbuysa, bu kabul edi- lecekse Annan Planı tartişılabUir T ' diyor. Tartışıla- bilir, eğer hedef buysa... BM Genel Sekreteri di- yor ki: "Hayır,çerçevenin dısınaçıkamazsuuz. Fel- sefesini bozamazsmız." Papadopukts da "Sakın fei- sefesine dokunma" diyor. Çünkü felsefe Rum fel- Cerçekler ve Hortlâklar LEYLA TAV ŞANOĞLU Denktaş'a Mehmet Ali Talat'ın "Ben görüşmeye hazınm" sözlerini iletiyonız. KKTC Cumhurbaşkanı'nın tepkisi şu oluyor: "Sen ne biçim görüşmecisin? Sen Türkiye'ye sövebildiğin kadar söv, ama şimdi Türkiye'yle birlikte hareket edeceğini açıkla." sefesi. Rumlardan yana bütün ağırlığını koymuş olan ABD Koordinatörü Thomas Weston da diyor ki: "Taraflar isterse her şey konuşulabüu*." Peki, sen benimle her şeyi konuşabilmesi için Rum tarafinda bir motivasyon bıraktın mı? - Denktaş Bey bu seçimleri nasıl degerlendiriyor? Bu mesele Ahmet Efendi ya da Mehmet Efen- dinın seçilmesi meselesi değil. Onun ötesinde devletin varlığı veya yokluğu, Türkiye'nin garan- tisinin varhğı veya yokluğu meselesidir. Kıbns Türkiye "siz bir yere gidemez. Bu, Kıbns üzerinde esas. temel hakkıdır. Sankı bu hak yokmuş gibi Tür- kiye basınında yazılar çıkıyor. "Annan Planı ka- bul edilebihr, imzalanabitir, Türklere çok şey verü- miştir*1 deniyor. Peki, Türkiye'ye ne verilmiştir? Hiçbir şey alamazsımz, bunlar Türkiye'nin 1960 anlaşmalanna göre haklandır, biçiminde hiçbir yazı yayımlanmıyor gazetelerde. AB, ABD baktı- ğında Türk hükümetinin desteği yok gibi görülü- yor. Hatta, aksine, "Ver, kurtul" yazılan çıkıyor. Böylece de Türkiye üzerinde baskı yok, diye on- lar da baskıyı arttınyor." - Ankara olaya nasıl bakrvor? Türkıye'de halk heyecanla destekliyor. Ben gidip KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, CumhurbaşkanlığTnda. Leyla Tavşanoğlu'nun sorulannı yanıtladı. Denktaş, AB'nin Kıbns meselesi ortadan kalksa bile yeni nedenler bulacağma inaruyor. Turizm Bakanı ve DP Genel Başkanı Serdar Denktaş: Haklanmızda ısrar etmeliyiz 6 Çözümü bütün taraflar istemelf Başbakan Yardımcısı, Turizm Bakanı ve DP Genel Başkanı Serdar Denktaş'la randevumuz var. DP'nin Lefkoşa ilçe binasında bir araya geleceğiz. Hava sıcak mı sıcak.... Ledra Palas kapısuıın arkasmdaki sokaktaki iki katlı binanuı bahçesinde Serdar Denktaş bir grup partıliyle oturuyor. Hoş beş derken eşi Müge Denktaş da geliyor. Bu güzelim havayı bırakıp konuşmamız için içeri kapanma fikri doğrusu hiç çekici değil. Ama sonunda ikinci kattaki toplantı odasına çıkıyoruz. Soruyorum: -14 Arahk seçimleri sonrası için bir program yaptmız mı? DP olarak gelecek dönemi iki aşamalı olarak düşünüyoruz. Birisi 14 Arahk 2003 - 1 Mayıs 2004 arası, 2.'sı önümüzdeki beş yılda yapıhnası gerekenler var. Aralıkla mayıs arası dönem Türk ve Rum taraflannın ilişkilerinin normalleşmesine yönelik projeleri kapsayacaktır. Mayısa kadarkı programlanmızı tek taraflı olarak düşünüyoruz. - Peki ya ekonomik açıdan? Ekonomik açıdan yıllardan beri bir sistem, daha doğrusu ekonomik kimliğimiz oluşmadı. Bir dönem Türkiye 'den buraya alışverişe gelirlerdi. Derken Türkiye liberal ekonomiye geçınce o alışveriş ya da bavul turizmi kesildi. Buradan Türkiye'ye mal almaya gidilir oldu. - Bfldiğimiz kadanyla Türkiye'yle tuhaf bir gfimrük birliği anlaşnıası imzalandı. Herkes bunu çok eteştirrvor. Serdar Denktaş buna ne diyor? Serbest ticaret bölgesl Aradaki dönemde, kimisi doğru, kimisi yanlış, ama devlet sanayii teşvik etti. Ancak üretilen mallann ihracatı ambargolar nedenıyle kısıtlandı. Derken Türkiye'ye ihracatta sıkınhlar çıktı. Çünkü maliyetler yükseldi. Ne yapılabilir. düşüncesiyle Türkiye'yle bir gümrük birliği anlaşması gündeme geldi. Hem Türkiye'ye daha kolay ve ucuza mal satma, dolayısıyla ucuz bir pazar oluşturma hem de ekonomik sistemin AB'ye hazırlanmasına yardımcı olacaktı. - Ucuz pazar neye hizmet edecek? 200 bin yerli halk, 300 bın turistle birlikte 500 bm olan pazanmız güney kapısunn açılmasıyla 4 milyon kişilik birpazara çıkacaktı. Ancak, siyasi nedenlerle gümrük birliği anlaşması yürürlüğe gıremedı. Bize en az 4-5 yıllık ekonomik atılım sağlayacak tek model Kuzey Kıbns'ın bir vergi cenneti halıne dönüştürülmesı. burada serbest ticaret bölgesı oluşturulması, AB ve AB dışı ülkelerden sıfır gümrükle mal ithal ederek nispeten daha ucuz bir pazar yarahlması olarak göründü. Bu uzun süreli bir kalkınma sağlamaz. ama ilk beş yıl bizi daha ıyı bir noktaya götürür. - İkinci aşama. yani 2004 Mayısı'na kadar neler olacak? Çözüm zaruret halıne geldi. Ancak tek taraflı çözüm mümkün değil. Bütün kesimlerin. "Sorunu çözmek istiyoruz," noktasında buluşabihnesi lazım. - Adada gerçekten böyle bir istek ve irade var mı? Genel olarak gönüllülûk bazında bir ıstek yok. Kıbnsh Türklerin dünyadan izole edilmiş olarak yaşamaktan duyduklan bıkkınlık nedeniyle çözüme ihtiyaçlan var. Rumlann böyle bir ihtiyacı yok. Ekonomileri iyi, AB'ye girdiler, uluslararası alanda adanın tümünü temsil ediyoriar. O nedenle biz nomıalizasyon sürecinin hızlandınhnasını planlıyoruz. - Burada esas konu AB üyeBgi meselesi değil mi? Tabii kı öyle. Rumlar AB üyeliği sürecinde \ r ürüyorlar. Rum tarafı bunu yaparken her Kıbnsh Türk de AB \atandaşı olmak ıster. Bütün mesele AB vatandaşı olurken stafümüzün ne olacağı. Türkiye AB'ye girinceye kadar bizım kendi haklanmızı koruma açısından nasıl bir yol izlenmesi gerektiğı Rum tarafı ya da Kıbns kendi iç sorununu çözmemiş durumda -fVıbnslı Türklerin dünyadan izole edilmiş olarak yaşamaktan duyduklan bıkkınlık nedeniyle çözüme ihtiyaçlan var. Ama Rum tarafinın böyle bir ihtiyacı yok. AB sınırlan içine giriyor. Bu, AB kurallanna, 1959 anlaşmalanna aykın. Yapmamız gereken haklanmızda ısrar ederek kalıcı bir çözümün, ancak egemen Türk halkı ve egemen Rum halkmın egemenlik haklannı paylaşma konusunda ortak bir zemine ulaştıklan zaman bir anlaşmaya vanlabileceğini dünyaya ve Rumlara anlatmaktır. Blrlik hata yapıyor - Ama Türk tarafı 30 yıldır bunu ne Rumlara ne de dünyaya doğru dürüst anlatabildi. Şimdi nasıl anlatacak? Belki bunun için bugüne kadar yeterli çabayı harcamadık. - Dünya da anlamak istemedi mi? ' O da ayn bir şey. Ama artık anlamak zorundalar. Çünkü bir hata yaptılar. İç sorununu çözmemiş bir Kıbns'ı uluslararası anlaşmalara rağmen üye olarak kabul ettiler. Biz egemenliğimizi aynlmak için istemiyoruz. Bunu Kıbns ta eşit ve uyum içinde yaşayabibnek için istiyoruz. iki kesimliliği de şunun için istiyoruz: Yunanistan AB içinde, ama Türkiye değil. Türkiye AB'ye girene kadar da iki kesimliliğin sulandınünadan devamı şarttır. Türkiye'nin fiili garantisinin Annan Planı'nda var olduğu söyleniyor. Ama AB'de bu nasıl devam edecek? Bunun açıkhğa kavTişturulması şarttır. - Çözüm bulma şansı nedir? Rum tarafı da aynı iyi nıyetle hareket ederse, evet. Etmezse dünyanın sonu değil; bekleriz. Kapının kilidi bozuldu. O zaman AB çıkışlı bir kilıt takın, olay çözülsün gibi basit değil durum. Ne yazık ki şu anda yapılan umut tacirliği bu. - Alternatif nedir? DP olarak bu alternatifi koyabihnenin sıkıntısını yaşıyoruz. 15, 16 Aralık'ta derhal 23 Nisan'da kapılann açılması gibi büyük bir adımı tek taraflı olarak atabilmemiz lazım. Maraş'ın yeniden iskâna açılmasından ticaretin serbestleştirilmesine, Rum ve Türk mezarlannın baknna ahnması gibi insani konulara kadar normalleştirici girişimlerimiz olacak. - Mülkhet konusunda ne yapacaklar? Uluslararası hukuk her ne kadar bizim koçan tabir ettiğimız tapu sahibini hak sahibi olarak kabul ediyorsa da bu işin bir de insani boyutu olduğunu unutmamak gerekiyor. Bir başkasına ait olan tapulu bir evde 30 \ıldır bir aıle yaşıyor. Bu durumda hukuksal sorunla insani sorunu e\lendumenin tek yolu tazminat yöntemlerinin çok net bir biçımde ortaya konulmasıdır. Bu da çok hızlı yapılmalıdır. Insanlan şu kadar yıl daha bu ev benim mi, bu bahçe benim mi, sorulanyla yaşarmaya devam edemezsiniz. Bu da Annan Planı'nın en zayıf taraflanndan birisi. 20 yıllığına uzun vadeli icar yetkisi veriyor. Sonra bu aile kapı dışan mı edilecek? Annan'ın bilerek ya da bilmeyerek ortaya koyduğu Türklerin yurtsuzlaştınlması projesidir. - Ekonomide somut neler yapılabilir? Türkiye'siz yaşayanıayız, söylemi var. Evet, ama ekonomik olarak Kuzey Kıbns kendisini nasıl ayakta tutabilir? Türkiye şu anda bize yılda ortalama 250 milyon dolar gönderiyor. Bunun içinde yatınmdan rutun memur maaşlannın ödenmesine kadar her türlü harcama var. Biz bu 250 milyon dolan daha akıllıca kullandığımız zaman hızlı bir kalkınmaya geçebiliriz. 250 milyon dolann bir kısmını işadamma ucuz kredi olarak verirsek ekonomik canlılığm önünü açanz. Devlette fazlalık diye gördüğümüz memur. bir yıl daha devlet tarafindan maaşlan ödenmek suretiyle, ama özel sektörün ihtiyaç duyduğu alanlara kaydınlarak istihdam edılebilir. Bu da ekonominin canlanmasını sağlar. - Peki, burasının vergi cenneti obnası? Buraya her şey sıfır fon, sıfır gümrükle gelsin diyoruz. Çevre ülkelere göre (bundan kastım biraz da Rum tarafı) daha ucuz bir pazar yaratabiliriz. Anadolu'yu geziyorum. Gittiğim her yerde bütün partilerin temsilcileri beni bağırlanna basıyor. Kıb- ns meselesi deyince parti aynlığı yok. Ama neden- se tstanbul basını bunu yansıtmıyor. Dolayısıyla da Türkiye üzerindeki baskılar artıyor. A B hep bir engel koyacak Hükümet bundan geriye gidemez havası verilse -Id gerçek ha\a odur- Türbye de, biz de rahatla- yacağız. Dolayısıyla, 14 Arahk seçimlerini "Dev- letim, bayrağım, Türkiyem, garantörüm" diyen ta- raftn kazanacağına da emıniz. - tstanbul basını bu gerçekleri nedenyansıtmıyor? Beni bunun nedenlerine götürmeyin. Herkes ken- di bilir ve kendine göre bir nedenı vardır. Sanıyor- lar ki Kıbns feda edilse Türkiye'nin yolu açılacak. Ertesi gün Türkiye'ye, "Buyrun" diyecekler. Bana AB üyesi ülkelerin diplomatlan diyor ki: "Kıbns meselesini Türkhe'nin AB'ye girmesini istemeyen de\1etler neden olarak kullanıyorlar. Kul- lanmaya da de\am edecekler. Bunu biL Bu konu- da da yardımcı ol." Bak, şimdi. Kıbns meselesi ortadan kalksa onlar başka nedenler bulmayacaklar mı? Örneğin Ege var. Doğu meselesi var. Var oğlu var. Bu devletler par- lamentolannda Ermeni soykınmı konusunda ka- rarlar aldılar Türkiye özür dilesin, tazminat öde- sin, diye... Türkiye bütün ıstenilenleri yapsa yine diyecekler ki: "Dur bakalım, senin daha şu ayıbm da var." Türkiye sonuna kadar direnecek. Sonun- da Türkiye'ye, "Gel bakalım" dedikleri zaman Türkiye KKTC'yi de yanına alacak. Işte, ancak o zaman Kıbns birleşecek. Dışişleri Bakanı Abduflah Gül Kıbns'a çözüm 14 Aralık seçimlerinden sonra bulunacak diyor... Zaten çözüm olacaksa seçimlerden sonra olacak. Herkes bu seçimleri bekliyor, zaten. Rum benim seçimlerde silinip süpürülmemi bekliyor. Sanki ben seçime giriyormuşum gibi... Amerikalı öyle, İngiliz öyle, benim muhalefetim öyle... Öyle bir ınandmmşlar, kandmnışlar ki... Kazanacak at bi- zım atımız, Denktaş'uı adamlan silinecek, zaten o kimseyi temsil etmiyor, diye... Görüşmelerin kesibnesinin nedeni de bizim mu- halefet. Çünkü Papadopulos derhal onun üzerine atladı. u Denktaş \aroldukça onunlagörüşemem" 1 dedi. Çok merak ediyorum seçimlerde biz kaza- nınca ne yapacaklar? Bunu Amerikalıya da Ingi- lize de soruyorum u Ben halkum büirinı, sizin at kav-bedecek" diyorum. Seçunlerden sonra da Kıb- ns'ın bırleşmesini istiyorlarsa bu irade karşısm- da yeni bir hesap yapmalan gerektiğıni söylüyorum. Bana, M Seçimlerpekşeffaf ohna>acakgibi geliyor" divorlar. Neymiş, biz 5 bin mi 50 bin kişi mi ne seçimler- de oy kullansınlar diye getirecekmişiz. tnsanlara vatandaşlık veriyonnuşuz. - Yalan mı ba peki? Kıbns'ta \atandaş ohnanın şartlan var. Beş yıl ikamet ister. Beş yıldan fazla bu- rada ikamet etmiş olan ve vatandaşlığı- nı bekleyen insanlara hükümet vatan- daşlık veriyor. Bence şu sırada yapıhna- sı taktik açıdan yanlış. Ama hükümet mecburiyet hissetti. Evet, biraz bir yığıl- ma oldu. Ama öyle 50 bin kişi filan de- ğil. 2 bin, belki de daha az kişinin sürat- le, yasak günü gehneden vatandaşlık al- mak için baskı yapmalan nedeniyle bu sıkışıklık oldu. Ingüiz büyükelçisi, i4 Gün- de 200-300 kişiye vatandaşhk vvrdmiz" diyor. Bu 3-4 gün verildi, sonra durdu. Sanki biz yıllardır günde 200-300 kişi- ye vatandaşlık veriyormuşuz gibi bir sövlem... Türkiye'siz gltmeyiz... Herkes bir havada... Altı, yedi, beUci de 10 yıldır bekleyen kişilere bu hak ve- riliyor. Filan kişiye de vatandaşhk veril- di, diyorlar. Bakanlar Kurulu, bir insa- na Kıbns'a hizmet ettiği için bunu ve- rebilir. Bakanlar Kurulu'nun bu yetkisi vardrr. Bunlar zaten 100 kişiyi bile bul- maz. Sanki 10 binlerce kişıymiş gibi... - Niye böyle yapıyorlar? Artık kaybedeceklerini anlayınca se- çimlere şaibe düşürmek için... Thomas Westona, "Seçimlerdeşimdikiyönetim kazanırsaneyapacaksınız'" diye soruyor- lar. Onun cevabı: "Biz yine Annan Pla- nı'nıyürüteceğiz." Halkın ıradesi ortaya çıkınca senm o planı dayatmaya ne hak- kın var? Ortada başka plan yokmuş. Geç- mişte genel sekreterin kaç planı vardı? Geçmişte Kipriyanu boyuna planlan red- dederken neden baskı yapmadınız böy- le? Bana yaptıklanmzı neden ona yap- madrnız? Bizi, bizim başvunnadığnnız bir AB takviminin içine sıkıştrnyorsu- nuz. Biz de AB'ye girmek için bazı ya- sal haklanmızın verilmesini istiyoruz. Biz Türkiye'siz bir yere gıtmeyız. Işte, böyle... Şımdilık, 14 Aralık seçim- lerinden önce Kuzey Kıbns'ın havası iş- te böylesine gergin. Keşke Rum tarafuı- da en şahin ve kaypak mannk, önce tt E\çt" deyip sonra Ledra Palas'tan bizi geri çe- vinnemiş olsaydı da oradaki ha\'ayı da bu sayfalara yansıtabilseydim. Umanm birileri akluıı başına toplayıp geçmişin hortlaklannı bir daha hortlamamak üzere mezarlanna iyice gömer; gazetecilerin gazetecilik mesleklerini icra etmelerinin önüne engel çıkanlmaz ve böylesine talihsiz olaylar gelecekte de yaşanmaz. İİTTİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear