Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
- 1 KASIM 2003 SALI CUMHURİYHV SAYFA
17
tı
I
HortunaHır Vr
- KKTC'de rejim muhalifteri
dışandan para alıyormuş...
"Ate de o/sa vavru vatan!"
KYTYTGöksel Kaya:
"Kamu Yönetimi
Temel Yasa Tasansı açık
bir ifade ile şöyledir: Ke-
malistleri yönetimden
tamamen yok etme ta-
sansı. Bu tasarı ile yapıl-
mak istenen şey yöne-
timdeki Atatürkçüle-ri el-
lerini kelepçeleyip baş-
lanna çuval geçirmektir.
Böytece şeriat devteti ol-
ma yolundaki engeller-
den biri daha ortadan
kaldınlacaktır."
Kandırmaca
â Başbakan Yardımcı-
i sı Abdüllatif Şener,
B ziyaretine gelen ilko-
l kul öğrencilerini ka-
meralar önünde kabul
ediyor. Çocuklardan biri
Şener'e yaşını soruyor.
Şener, 50 yaşında oldu-
ğunu söylüyor. Oysa Şe-
ner 50 yaşında değil. An-
laşılan o ki millet daha
çocuk yaştayken doğru-
lan söylemeyeceksrn!
G
örevımızı kötüye kullanmaktan yargılanıyo-
ruz. Aslında bize verilen görev tabii ki göre-
vimizi kötüye kullanmaktır. Çünkü bu deve-
yi güderken gizli amacımıza ulaşıncaya ka-
dar görevimizi kötüye kullanmalıyız ki bu tür davalar-
dan yargılana/ım ve hatta mahkûm olalım. Bizim için
en iyi sonuç mahkûm olmak ve mağduru oynamaktır.
Az sonra, görevimizi kötüye kullanmaktan yargılan-
dığımız davanın yüksek mahkemedeki duruşmasına
gideceğiz. Bu fırsatı da en iyi şekilde değerlendirmeli
ve mağduru oynamanın yollarını bulmaüıyız.
Aklıma gelen oyun şu:
Görevini kullanmaktan yargılanan ve ortalıkta başı
açık gezen avukat hanım arkadaşımız, yüksek mah-
kemedeki duruşmaya başına türban takarak gitmeli-
dir.
Iddiaya girerim; yüksek mahkemedeki yargıçlan tür-
banla çileden çıkartabiliriz...
Çileden çıktıklannda yapacaklan tek bir iş var; tür-
Oyun
banlı arkadaşımızı salondan çıkartmak!
Nasıl ftkir ama...
Anlamadınız galiba?
Türbanlı arkadaşımızın duruşma salonundan çıkar-
tılması demek, en kutsal hak olan savunma hakkının
engellenmesi demektir.
Görevimizi kötüye kullandığımızın unutturulması,
savunma hakkımızın elimizden alınmasıyla bir kere
daha mağdur ve mazlum duruma düşürülmemiz de-
mektir.
Teşekkürederim, dostlar... Bu kadar alkış yeter...
Şimdi aramızda görev dağılımı yapalım...
Yüksek mahkemedeki duruşmaya sen türban takıp
gidiyorsun; ben medyadaki arkadaşlara haber veriyo-
rum... Sonra bekliyoruz... Arkadaşımız, duruşmadan
çıkartılıncaokuyayındançıkartmışoluyoruz...Dünya-
yı ayağa kaldırmaya başlıyoruz...
Oyunumuzun ikinci aşamasında kim ne söyleyecek
onu belirleyelim...
Sen, bu kafayla gidenlerin yann türban takanlan, ka-
musaJ alan diye hastaneye de almayacağını anlatacak-
sın... Senin görevin, kravat örneği vermek olsun; kra-
vat takmayanlann da duruşmaya alınmaması gerekti-
ğini söyleyeceksin... Sen, savunma hakkının engellen-
mesinin en büyük insan hak/an ihlali olduğunu günde-
me getireceksin. Ben de hakkımızı uluslararası mah-
kemelerde arayacağımızı açıklayacağım...
Tamam mı? Böylece kamusaJ alanda türbana karşı
direnenleri Allah'ın izni ve yabancı dostlanmızın yardı-
mıyla köşeye sıkıştırmış olacağız...
Benim aklıma gelenler bunlar... Bundan sonrasında
atış serbesttir arkadaşlar... Yeni talimat beklemeden
üzerinize düşen görevi yerine getirin. AJIah yardımcı-
mız olsun.
Çıplak
AkrfKökçe:"Modig-
liani'nin 'Yatan Çıplak'
tablosu rekor ftyatla 26.8
milyon dolara satılmış.
Ne rekoru, bizim Vartan
çıplak' tablosunun gari-
ban halka maliyeti bile
100 milyarlarca dolari"
SESSlZSEDASIZ(i)
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku ' yahoo.com
Sürüler halinde sürünüyor, kümeler halinde
düşünüyoruz. însan sanki "küme hayvanı"!
Aypımcılık türbanla saklanan kafada
Türbanlı eşlerin çağnlmadığı Çanka-
ya Köşkü'ndeki Cumhuriyet Bayramı
davetinde Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan. eşinin neler hissettiğini so-
ran birgazeteciye "Siz kendinizi eşimin
yerine koyun, neler hissederdiniz?" so-
rusuyla yanıt vermişti ya... Dilek Eroğ-
lu, kendini Tayyip'in eşi Emine'nin ye-
rine koymuş:
"Başımı güzelce örttüm. Yakamı pa-
çamı tilki kürkleriyle sarmalayıp kapan-
dım ve düşündüm:
Düşündüm ki Başbakan olan eşim
benimle asla cuma namazına gitmedi.
Cumanamazını bırakın, bircenazena-
mazında bile benimle birlikte saf tut-
madı. Cenazeyi bırakın, bir bayram na-
mazı bile kılmadık birlikte. Bayramı bı-
rakın, herhangi bir günün beş vaktin-
den birinde, yan yana secdeye
gelip iki rekat kılabildiğimiz gö- /
rülmedi tarihte. Üstelik benim
Başbakan olan eşim, kadınlı er-
kekli dua edebilen Alevi Müslümanla-
nn cem evlerini, cami eşdeğeri ibadet
yeri saymadığını Almanya gezisi sıra-
sında açıkladı! Üstüne üstlük aynı Al-
manya gezisinde, bir Alman ve kadın
gazeteciye, kansı hasta, düşkün, yaş-
lı, çirkin olan erkeğin başka kanlar ala-
bileceğini açıkladı. Sordum kendi ken-
dime:
Cumhurbaşkanlığı törenine türban-
lıyım diye alınmamışım; aynmcılık bu-
nun neresinde? Aynmcılığın ta kendi-
si, benim türbanla saklanan, Tann'nın
evine bile erkeklerle birlikte sokulma-
yan kafam değil mi?"
Ormam Görememek
ve Engellilerimiz
İ. GÜRŞEN KAFKAS
Cumhunyetin kuruluşunun 80.
yılında birçok eğitim sorunumuz
çözüm beklemektedir. Ulus ola-
rak eğitim alanında ışığı arayan-
lar cennetiyiz. Aydınlığa doğru
yol alırken, karanlık yana rtilme-
memiz, Cumhunyetle birlikte
gündemde olan Atatürk'ün ka-
dın, gençlik ve yenileşme eğitim
projeleri dem tutmuşken, kısırçe-
kişmelere, aynmcılığa itilmemiz
düşündürücüdür. Atatürk'ün ilke
ve devrimlerinde temel unsur akıl
ve bılimdir. Aklın ve bilimin yer al-
madığı dogmatik yaptınmlardan
uzak durulması öngörülmektedir.
"Millet Mektepleriyte" başJayan
okuma seferberliğı, aydınlanma-
mızın ilk ışığıydı. Amaç, ulusal ay-
dınlanmada katılımcı insanımızın
yaşamını çaödaş uluslar düzeyi-
netaşımaktı. Insanımızı bilgtsizlik-
ten kurtarmak, kendine, ulusuna
güveni sağlamaktı. Bu özgüven,
insanımızın yaşamını bilinç ve gö-
nenç ıçınde sürdürmesi içindi.
Cumhunyetle birlikte her alanda
kendisiyle yüzleşmeye çalışan in-
sanımız artık ümmetçi ve kul ol-
mayacaktı. Bu nedenle cumhuri-
yetie ınsanlanmızademokrasi ta-
cı takılmıştı.
21. yy'da gözlerimizi kapata-
raK denn birsolukalıp, eğıtımimi-
zin yığın yığın sorunlannı düşün-
meıiyız. Orneğin:öğretmen eğiti-
m ve sorunlan. gençlik, yetişkin-
ler. engelliler, eğitımde yenileşme
vesistem arayışlan, okul öncesi,
yaygın eğitim. eğitim ekonomısi,
meslekokullan, üniversitelervb...
Sa\ısız toplumsal sorunlanmız
çczüm beklıyor. Bütün bunlar içi-
mzdeki derinliğe doğru yol alıp
gidsn eğitim açmazlanmızdır. Bu-
gûrün yenileşme ve bilişim ça-
ğnda toplumsal sorunlan çözrne-
ye soyunacağımıza dini ve ide-
obık açmazlarla uğraşmak, ay-
nrcılığa yönelmek çözüm değil-
dr. "Ağaca bakmaktan, ormanı
gcBmiyoruz." Orman kadar so-
ruıanmız varken, YÖK ve imam
hsto okullan konusu uzun süreç-
te gündem oluşturmaktadır.
Gsıçlerimizin ve insanımızın
"s&gi ve hoşgörüye" gereksini-
m <ar, aynmcılığa değil. Aynmcı-
lıö<örüklemek bize değil, bizi iç-
leve sindiremeyen dış devletle-
rir şine yarar herhalde. Onlara bu
fıısstı vermemeliyiz diye düşünül-
nreıdir.
Eğitimimizde aksayan karanlık
br ön de "engelli çocuklanmızın
eçrmi" sorunudur. Eğitimi siyasi
yîrtınmlara taşımada cömertiz
d i engelliler için neden değiliz?
DJ'ya Sağlık örgütü verilerine
g>e nüfusun yüzde 10'u engelli-
lecr. Buna göre Istanbul'da bir
bıcjk milyon, ulusumuzgenelin-
cfe edi milyon engellimiz var de-
rrertir. Sosyal devlet olarak bun-
\sı donanımlı okullar sağlamak
fcygörevdir. Bu engellilerin ya-
şrlannı sürdürebilmeleri için on-
Vsv güvencesi devlettir. Engelli-
l'€r üretken olabilmeleri için eği-
tinennin özenle gerçekleşmesi
çyekir. İş eğitim merkezlerini art-
•tmak, el becenleri ve ürünlerin-
csr vergı alınmaması, döner ser-
naelerte, tüketım ekonomisi yo-
iıya ürettiklerinin tekelleşmesi,
«ışllilerin yaranna yasal düzen-
lerelere gidilmesi gibi nice olum-
lıalışmalaragidilmelidir. Engel-
lisımiz utanılacak bireyler olarak
«julmemelidır. Onlara acımak
^ * destek olmalıyız. Devlet
"devlet babalığınt" kurum ve ku-
ruluşlanyla göstermelidır. Devlet
desteğı ile "engellilenn eğitim
projesi" yaşama geçırilmelidır.
Milli Eğitim, Sosyal Hizmetler, Ça-
lışma Bakanhğı, sivil toplum ör-
gütleri, yerel yönetimler ve eğı-
timseverlerden oluşacak bir bırle-
şımle bu proje çalışma yönerge-
sıyle işler kılınmalıdır. Engellilenn
eğitim, sosyal ve kültürel eğıtım-
leri için ulusumuzun birçok yerin-
de "engellilerin köyleri" açılarak
desteklenmelıdir. Engellilerin eği-
tim kurumlannda sınıf ve rehber
öğretmen yetersizlıği önemli bo-
yuttadır. Konu ile ilgıli eğitim ve
seminer görmeyen kişilere görev
verildiği bilinmektedir. Bugün üni-
versitelerimizde eğitim gören öğ-
retmen adaylan sayısal olarak ye-
tersızdır. özel eğitim kurumlann-
da kadrolu öğretmenlerin daha
yüksek ücret almalan nedeniyle
özel okullara akışı çözümlenme-
lidir. Avrupa ülkelerinde engellile-
rin eğitim standardı araştınlarak
bizde de uygulanmalıdır. Milyon-
larca çocuğun/gencin ve ailelerin
bu kanayan yarasına yoğunlaşıl-
malıdır. Dünyanın neresinde olur-
sa olsun aileler ve toplum, engel-
lileri anlamada zorlanıyor ve ka-
bullenemiyorlar. Oysa ki "engelli-
ler için ağlamak değil, onlan an-
lamak/desteklemek" gerekir. Çö-
zümsüz bu sorunlar nedeniyle ai-
lelerde dramlar yaşanıyor. Sevgi
acıya ve öfkeye dönüşüyor. Ka-
derci bireyler, kaderci bir toplum
değil, eğitimle topluma kazanıl-
mış yüzleri bir nebze gülen insan-
lanmız olmalıdırlar. Evınin bir kö-
şesine kapatılan, çözümsüz. so-
runlu, engelli insanlanmıza eğitim
yoluyla kucak açılmalıdır. Sivil
toplum örgütleri, eğitim hayırse-
verieri ve bireysel destekler ye-
terli değildir. Devletin özenle ha-
zırlayacağı yasa, yönetmelik ve
yönergelerle bu kanayan yara çö-
zümlenmelidir. AB topluluğuna
girme uğraşımızda bu enge/li in-
sanlanmızın da eğitim ve sosyal
haklan bakımından yeri ve payı
vardır. Her ne kadar onlar yetkin
veya etkin değıllerse de ya aile-
leri?.. Ya aile ıçi durumlar?..
Bedensel, zihinsel veduygusal
yönde engelli olan ınsanlanmızla
aralanndaki uçurum eğitimle gi-
derilebilir. Zekâ engelli çocuklan-
mıza öğrenme ve kendini kabul-
lenmek için eğitimlerinde drama-
ya genişçe yer verilmelidir. Bu tür
okul öğretmenleri drama eğiti-
minden geçirilmelidir. Drama ve
rehberlik yolu sevginin gücünü
arttıracaktır. Bilinen şu ki, sevgi
tüm açmazlann açılımıdır.
"En büyük özûr duyarsızlıktır."
"Birulusungeleceği,oulusunin-
sanlannın göreceği eğitime bağ-
lıdır." Bu insanlanmız fiziksel ve
ruhsal olarak sağlıklı veya engel-
li olabilirier. Devletimiz, sivil top-
lum örgütlen, yerel yönetimlerin
ve eğitimseverlerin işbiriiği ve ko-
ordinesinde bu sorunlara destek
olunmalı ve onlann eğitimi ger-
çekleştirilmelidir. Yüce devletimiz
eğitim alanındaki sorunlan bir bir
çözecek güçte ve yetidedir. Ger-
çek olan eğitim açısından gerek-
li olan bilgiye ulaşmanın yolunu
bulmak olmahdır. Çocuklanmızın
ve gençlerimizın gereksinim duy-
duğu yeteneğe, beceriye ve bi-
limselliğe dayalı eğitim 21. yy'ın
gerçeğidir. Şürekli olarak "Ağaca
bakmakyerine, arkadakikoca or-
manı" görerek çözerek ilerleme-
liyız.
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl kamilmasaracicı mynet.com
HARBİ SEMİH POROY semihporoy((t yahoo.com
DOOÛDİ
40000.
n n
o o QO
0 P 0 0
û Q Ö Ü
f
J
nnnfl
nrın
nn
nn
n
n n r
;n n r
(i n r
BULUT BEBEK NVRAYÇİFTÇÎ bulutbebeko hotmail.com
HAYAT EPİK TÎY4TROSU MLSTAFA BILGL
ULKEMIZDE
12 MİLYON
AÇ YURTTAŞ
VARMIŞ !..
80 YILD-4 12 AAILYON AC YARATMIŞ
BİR ULUSA DÖNÜSMENÎN NEC>ENt^aî
BİLENLER BÎLMEYENLERE ANLATSIN
10 YILDA 15 MÎLYON
GENÇ YARATAN
BtR ULUSKEN...
OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc a yahoo.com
Vfe kı'tapkftm
q(clıktqr\ zoftfâ
c/eTsten
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAM 11 Kasun ırtctc.mumtaz-arihan. com
BNGEBELI AR4Zf KAfifYÖNU
ISSS'TE 8UGÜN, AME&tcA S/Zl&ŞİK OEV-
LeTLERİ'NOE İLSİNÇ BIP. KAMYON PE-
NEMOİ. YOLU BUİMNMMAN ENGeSEÜ
ARAZıuaeoe YÜIC TAŞIMAK IÇÎN YAPI-
LAN ARAÇ, PEĞİŞİK Bift OİNGİL \/E TE-
KE12LSK SİSTEMİYLE &e&Ç.£ICLEÇTİ&İL
MİŞTÎ. BifZBıfUUPEU BAĞIMSI2 HAE£-~
KET EPESlLEN -n£KEIZLBKLEei>EAJ 8A-
Z1LA/SI ÇMKUKIABA Gi&MıÇKEN, PiSEB-
LE/ZÎ TEPELEJZıH ÛSTİJNPE OU/SAS/Ü-
yOSDU. KAMYOUUN tLEEPE GELIÇME
ŞfiMSlUIN NE OLACAĞI 8İUNA/IBMEKLE
SmuKTE, H/ZM/A/ ÇOK OÜŞÜK KALA-
CAGI K££ıH GÖ&ÜMÜYOI2CHJ:
GÖRÜŞ
TURKKAYA ATAOV
Yeni Jeopolitiğin
Eşiğindeyiz
"Jeopolitik" çerçevesinde rekabet dünya siya-
setinin uzun süre itici gücü olmuştu. Geçen ikiyüz
yılın gerisindeki coğrafya gerçekleri, zenginlik kay-
naklan ve politika bağlantılanna dayalı bir ideolo-
jiydi. Hifler ve Mussolini faşizmi ile Japon milita-
rizmi, genişleme isteklerini onunla izah ettiler. Müt-
tefikierin onlaria savaş nedeni faşist ve militarist ol-
duklan için değil, karşı karşıya gelen büyük güç-
lerin jeopolitik çıkar çatışmasıydı.
Bugünkü Amerika'nın tavrında da aynı düşün-
celer var. Yeni jeopolitik anlayışı onun Ortadoğu,
Orta Asya ve Avrupa ile ilişkilerini değiştirdi. Hat-
ta, Truman Doktrininden, dahaönce ABD başkan-
lan W. McKinley ve T. Roosevett'ten bu yana. O
zaman ıstedikleri, FilipinlerbasamağıylaGüneydo-
ğu Asya kaynaklanna, Ortadoğu petrolüne ve Af-
rika madenlerine egemen olmaktı. Kore ve Viet-
nam savaşlannın ardında da Pasifik kıyılannı
ABD'ye açık tutma hedefi vardı.
Aynı jeopolitik kaygı bugün daha açık. Petrol gi-
bi jeostratejik kaynaklan banndıran Irak ve Hazar
çevresi, hem zenginlik hem güç merkezleri. Wol-
fovvitz'in hazırladığı ve 1992'debasınasızan "Sa-
vunma Planlama Rehberi" ve 2002 tarihli "Ulusal
Güvenlik Stratejisi" güçlenen rakiplere karşı, yal-
nızca bölgesel olsalar bile, silahlı müdahaleyi ön-
görüyor. Irak savaşının hedefi Avrasya jeopolitik
haritasını yeni baştan çizmektir.
ABD, geçen Soğuk Savaş yıllannda, jeopolitik-
çi A. Mackinder'in harıtasında önce "Kenera Ku-
şak" bölgesını NATO, SEATO, CENTO ve Japon-
ya, Güney Kore, Tayvan ve Filipinlerle yaptığı ikili
antlaşmalarla ele geçirdi. Şimdi, "Merkez Bölge-
si"ne doğru yürüyor. Batı Avrupa'da bazı eski üs-
ler kapanırken, Pers Körfezi ve Orta Asya'da ye-
nileri açılıyor. Buralardaki doğal zenginlikleri elin-
de tutan, dünya ekonomisine hükmeder. Bu olu-
şum 11 Eylül'den önce başladı. Başkan Clinton
döneminde Amerikan yayılmacılığını gösteren ay-
nı yönde somut adımlar var. Hedef yalnız Suriye
ve Iran da değil; Avrupa'nın tümü, Çin ve Rusya,
Avrupa, Japonya ve Güney Kore bir yana, birkaç
yıl içinde, Çin de bu bölgelerin petrolü olmadan
parmağını bile oynatamayacak. Anahtar ABD'nin
elinde.
Irak'ı işgal bundan sonrasınm yalnız başlangıcı.
ABD Azeri-Ermeni, Abhaz-Gürcü ve PKK-Türkiye
gibi yerel çatışmalara da kanşacak, açık ve gizli
müdahalelerde bulunacak. Bu arada, Amerikan
askerleri de ölecek. Tüm ölenlerin aileleri yas için-
de. Tekelci sermayenin fazla umurunda değil. On-
lar zaten "Tann'nın başka bir işe yarayacak nite-
likte yaratmadığı fakir-fukara çocuklan. Tann ne
yaptığını bilir". Hiç değilse, Bush biliyor. Yeni je-
opolitikle birlikte yeni, ama acılı ve kanlı bir Soğuk
Savaş'ın da eşiğindeyiz. Bu kez bizim de karşımız-
da ABD var.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2
SOLDANSAĞA:
1/Antalya'nın
Kemer ilçesi-
nebağhturis- 2
tikbiryöre. 2/ 3
Kimi hasta-
hklarda yüz-
de, ellerde ve 5
ayaklardagö- 6
rülen yangı- -,
sızşiş... "Afi-
fe— ":llkka-
8
dın tiyatro
oyuncumuz.
3/ Yetenek, becerik-
lilik. 4/Emirler, bey-
ler... Fütü\'vet şeyhi.
5/ Geceleyin, açık
3
havada sevgi duyu-
lan biri için verilen 5
küçük konser. 6/ 6
Galyum elementinin
simgesi... Halk mü- 8
ziğine özgü telli bir 9
çalgı... Romanya'nın plaka işareti. 7/Bir işi yap-
tırabilme gücü... Istek, amaç. 8/Bir sorunu çöz-
mek için çıkar yol arama. 9/Içine girilemeyen sık
orman... Olumsuzluk belirten bir örnek.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Sıvas ilinde bir göl. 2/Yapılmış, gerçekleşmiş
iş... Bir devletin, bir hanedanın ya da bir kentin
simgesi olarak kabul edilmış resim ya da şekil. 3/
Büyük ve derin karavana... Giysi kesimi. 4/Yok-
sullara yiyecek dağıtan hayır kurumu... Derviş
selamı. 5/ Haşan. 6/ Tırnak boyası... Amaç. II
"Neler yapmadık şu — için/Kimimiz öldük/Ki-
mimiz nutuk söyledik" (Orhan Veli)... Avrupa'da
bir ırmak. 8/"— Pacino": ABD'li aktör... Fora di-
kişini dikmek için ayakkabının taban köselesüıe
açılan yank. 9/ Bir kitabın kısaltılmış biçimi ve
özellikle kısa tarih kitabı.
DENİZ SOM
Sarı Zaman
Bu kitapta tanıdık
isimlerin bildik keiimeler
karşısında akıllanna
gelen iJk düşünceleri
bulacaksınız. Bazen
şaşıracak bazen
alkışlayacaksınız. Geriye
dönüp bakmak adettir.
Bu kitapla hem geriye
dönüp bakacak hem de
geride durup bugünü
seyredeceksiniz. Ve
bugünden yanna siz de
tarihe not düşeceksinız.
Günizi Yayıncılık
Tel: 0.212. 512 42 19 Faks: 0.212. »12 11 72