22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
- 1 KASIM 2003 SALI CUMHURİYHV SAYFA 17 tı I HortunaHır Vr - KKTC'de rejim muhalifteri dışandan para alıyormuş... "Ate de o/sa vavru vatan!" KYTYTGöksel Kaya: "Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı açık bir ifade ile şöyledir: Ke- malistleri yönetimden tamamen yok etme ta- sansı. Bu tasarı ile yapıl- mak istenen şey yöne- timdeki Atatürkçüle-ri el- lerini kelepçeleyip baş- lanna çuval geçirmektir. Böytece şeriat devteti ol- ma yolundaki engeller- den biri daha ortadan kaldınlacaktır." Kandırmaca â Başbakan Yardımcı- i sı Abdüllatif Şener, B ziyaretine gelen ilko- l kul öğrencilerini ka- meralar önünde kabul ediyor. Çocuklardan biri Şener'e yaşını soruyor. Şener, 50 yaşında oldu- ğunu söylüyor. Oysa Şe- ner 50 yaşında değil. An- laşılan o ki millet daha çocuk yaştayken doğru- lan söylemeyeceksrn! G örevımızı kötüye kullanmaktan yargılanıyo- ruz. Aslında bize verilen görev tabii ki göre- vimizi kötüye kullanmaktır. Çünkü bu deve- yi güderken gizli amacımıza ulaşıncaya ka- dar görevimizi kötüye kullanmalıyız ki bu tür davalar- dan yargılana/ım ve hatta mahkûm olalım. Bizim için en iyi sonuç mahkûm olmak ve mağduru oynamaktır. Az sonra, görevimizi kötüye kullanmaktan yargılan- dığımız davanın yüksek mahkemedeki duruşmasına gideceğiz. Bu fırsatı da en iyi şekilde değerlendirmeli ve mağduru oynamanın yollarını bulmaüıyız. Aklıma gelen oyun şu: Görevini kullanmaktan yargılanan ve ortalıkta başı açık gezen avukat hanım arkadaşımız, yüksek mah- kemedeki duruşmaya başına türban takarak gitmeli- dir. Iddiaya girerim; yüksek mahkemedeki yargıçlan tür- banla çileden çıkartabiliriz... Çileden çıktıklannda yapacaklan tek bir iş var; tür- Oyun banlı arkadaşımızı salondan çıkartmak! Nasıl ftkir ama... Anlamadınız galiba? Türbanlı arkadaşımızın duruşma salonundan çıkar- tılması demek, en kutsal hak olan savunma hakkının engellenmesi demektir. Görevimizi kötüye kullandığımızın unutturulması, savunma hakkımızın elimizden alınmasıyla bir kere daha mağdur ve mazlum duruma düşürülmemiz de- mektir. Teşekkürederim, dostlar... Bu kadar alkış yeter... Şimdi aramızda görev dağılımı yapalım... Yüksek mahkemedeki duruşmaya sen türban takıp gidiyorsun; ben medyadaki arkadaşlara haber veriyo- rum... Sonra bekliyoruz... Arkadaşımız, duruşmadan çıkartılıncaokuyayındançıkartmışoluyoruz...Dünya- yı ayağa kaldırmaya başlıyoruz... Oyunumuzun ikinci aşamasında kim ne söyleyecek onu belirleyelim... Sen, bu kafayla gidenlerin yann türban takanlan, ka- musaJ alan diye hastaneye de almayacağını anlatacak- sın... Senin görevin, kravat örneği vermek olsun; kra- vat takmayanlann da duruşmaya alınmaması gerekti- ğini söyleyeceksin... Sen, savunma hakkının engellen- mesinin en büyük insan hak/an ihlali olduğunu günde- me getireceksin. Ben de hakkımızı uluslararası mah- kemelerde arayacağımızı açıklayacağım... Tamam mı? Böylece kamusaJ alanda türbana karşı direnenleri Allah'ın izni ve yabancı dostlanmızın yardı- mıyla köşeye sıkıştırmış olacağız... Benim aklıma gelenler bunlar... Bundan sonrasında atış serbesttir arkadaşlar... Yeni talimat beklemeden üzerinize düşen görevi yerine getirin. AJIah yardımcı- mız olsun. Çıplak AkrfKökçe:"Modig- liani'nin 'Yatan Çıplak' tablosu rekor ftyatla 26.8 milyon dolara satılmış. Ne rekoru, bizim Vartan çıplak' tablosunun gari- ban halka maliyeti bile 100 milyarlarca dolari" SESSlZSEDASIZ(i) Yüksek Yerilim Hattı erdincutku ' yahoo.com Sürüler halinde sürünüyor, kümeler halinde düşünüyoruz. însan sanki "küme hayvanı"! Aypımcılık türbanla saklanan kafada Türbanlı eşlerin çağnlmadığı Çanka- ya Köşkü'ndeki Cumhuriyet Bayramı davetinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. eşinin neler hissettiğini so- ran birgazeteciye "Siz kendinizi eşimin yerine koyun, neler hissederdiniz?" so- rusuyla yanıt vermişti ya... Dilek Eroğ- lu, kendini Tayyip'in eşi Emine'nin ye- rine koymuş: "Başımı güzelce örttüm. Yakamı pa- çamı tilki kürkleriyle sarmalayıp kapan- dım ve düşündüm: Düşündüm ki Başbakan olan eşim benimle asla cuma namazına gitmedi. Cumanamazını bırakın, bircenazena- mazında bile benimle birlikte saf tut- madı. Cenazeyi bırakın, bir bayram na- mazı bile kılmadık birlikte. Bayramı bı- rakın, herhangi bir günün beş vaktin- den birinde, yan yana secdeye gelip iki rekat kılabildiğimiz gö- / rülmedi tarihte. Üstelik benim Başbakan olan eşim, kadınlı er- kekli dua edebilen Alevi Müslümanla- nn cem evlerini, cami eşdeğeri ibadet yeri saymadığını Almanya gezisi sıra- sında açıkladı! Üstüne üstlük aynı Al- manya gezisinde, bir Alman ve kadın gazeteciye, kansı hasta, düşkün, yaş- lı, çirkin olan erkeğin başka kanlar ala- bileceğini açıkladı. Sordum kendi ken- dime: Cumhurbaşkanlığı törenine türban- lıyım diye alınmamışım; aynmcılık bu- nun neresinde? Aynmcılığın ta kendi- si, benim türbanla saklanan, Tann'nın evine bile erkeklerle birlikte sokulma- yan kafam değil mi?" Ormam Görememek ve Engellilerimiz İ. GÜRŞEN KAFKAS Cumhunyetin kuruluşunun 80. yılında birçok eğitim sorunumuz çözüm beklemektedir. Ulus ola- rak eğitim alanında ışığı arayan- lar cennetiyiz. Aydınlığa doğru yol alırken, karanlık yana rtilme- memiz, Cumhunyetle birlikte gündemde olan Atatürk'ün ka- dın, gençlik ve yenileşme eğitim projeleri dem tutmuşken, kısırçe- kişmelere, aynmcılığa itilmemiz düşündürücüdür. Atatürk'ün ilke ve devrimlerinde temel unsur akıl ve bılimdir. Aklın ve bilimin yer al- madığı dogmatik yaptınmlardan uzak durulması öngörülmektedir. "Millet Mektepleriyte" başJayan okuma seferberliğı, aydınlanma- mızın ilk ışığıydı. Amaç, ulusal ay- dınlanmada katılımcı insanımızın yaşamını çaödaş uluslar düzeyi- netaşımaktı. Insanımızı bilgtsizlik- ten kurtarmak, kendine, ulusuna güveni sağlamaktı. Bu özgüven, insanımızın yaşamını bilinç ve gö- nenç ıçınde sürdürmesi içindi. Cumhunyetle birlikte her alanda kendisiyle yüzleşmeye çalışan in- sanımız artık ümmetçi ve kul ol- mayacaktı. Bu nedenle cumhuri- yetie ınsanlanmızademokrasi ta- cı takılmıştı. 21. yy'da gözlerimizi kapata- raK denn birsolukalıp, eğıtımimi- zin yığın yığın sorunlannı düşün- meıiyız. Orneğin:öğretmen eğiti- m ve sorunlan. gençlik, yetişkin- ler. engelliler, eğitımde yenileşme vesistem arayışlan, okul öncesi, yaygın eğitim. eğitim ekonomısi, meslekokullan, üniversitelervb... Sa\ısız toplumsal sorunlanmız çczüm beklıyor. Bütün bunlar içi- mzdeki derinliğe doğru yol alıp gidsn eğitim açmazlanmızdır. Bu- gûrün yenileşme ve bilişim ça- ğnda toplumsal sorunlan çözrne- ye soyunacağımıza dini ve ide- obık açmazlarla uğraşmak, ay- nrcılığa yönelmek çözüm değil- dr. "Ağaca bakmaktan, ormanı gcBmiyoruz." Orman kadar so- ruıanmız varken, YÖK ve imam hsto okullan konusu uzun süreç- te gündem oluşturmaktadır. Gsıçlerimizin ve insanımızın "s&gi ve hoşgörüye" gereksini- m <ar, aynmcılığa değil. Aynmcı- lıö<örüklemek bize değil, bizi iç- leve sindiremeyen dış devletle- rir şine yarar herhalde. Onlara bu fıısstı vermemeliyiz diye düşünül- nreıdir. Eğitimimizde aksayan karanlık br ön de "engelli çocuklanmızın eçrmi" sorunudur. Eğitimi siyasi yîrtınmlara taşımada cömertiz d i engelliler için neden değiliz? DJ'ya Sağlık örgütü verilerine g>e nüfusun yüzde 10'u engelli- lecr. Buna göre Istanbul'da bir bıcjk milyon, ulusumuzgenelin- cfe edi milyon engellimiz var de- rrertir. Sosyal devlet olarak bun- \sı donanımlı okullar sağlamak fcygörevdir. Bu engellilerin ya- şrlannı sürdürebilmeleri için on- Vsv güvencesi devlettir. Engelli- l'€r üretken olabilmeleri için eği- tinennin özenle gerçekleşmesi çyekir. İş eğitim merkezlerini art- •tmak, el becenleri ve ürünlerin- csr vergı alınmaması, döner ser- naelerte, tüketım ekonomisi yo- iıya ürettiklerinin tekelleşmesi, «ışllilerin yaranna yasal düzen- lerelere gidilmesi gibi nice olum- lıalışmalaragidilmelidir. Engel- lisımiz utanılacak bireyler olarak «julmemelidır. Onlara acımak ^ * destek olmalıyız. Devlet "devlet babalığınt" kurum ve ku- ruluşlanyla göstermelidır. Devlet desteğı ile "engellilenn eğitim projesi" yaşama geçırilmelidır. Milli Eğitim, Sosyal Hizmetler, Ça- lışma Bakanhğı, sivil toplum ör- gütleri, yerel yönetimler ve eğı- timseverlerden oluşacak bir bırle- şımle bu proje çalışma yönerge- sıyle işler kılınmalıdır. Engellilenn eğitim, sosyal ve kültürel eğıtım- leri için ulusumuzun birçok yerin- de "engellilerin köyleri" açılarak desteklenmelıdir. Engellilerin eği- tim kurumlannda sınıf ve rehber öğretmen yetersizlıği önemli bo- yuttadır. Konu ile ilgıli eğitim ve seminer görmeyen kişilere görev verildiği bilinmektedir. Bugün üni- versitelerimizde eğitim gören öğ- retmen adaylan sayısal olarak ye- tersızdır. özel eğitim kurumlann- da kadrolu öğretmenlerin daha yüksek ücret almalan nedeniyle özel okullara akışı çözümlenme- lidir. Avrupa ülkelerinde engellile- rin eğitim standardı araştınlarak bizde de uygulanmalıdır. Milyon- larca çocuğun/gencin ve ailelerin bu kanayan yarasına yoğunlaşıl- malıdır. Dünyanın neresinde olur- sa olsun aileler ve toplum, engel- lileri anlamada zorlanıyor ve ka- bullenemiyorlar. Oysa ki "engelli- ler için ağlamak değil, onlan an- lamak/desteklemek" gerekir. Çö- zümsüz bu sorunlar nedeniyle ai- lelerde dramlar yaşanıyor. Sevgi acıya ve öfkeye dönüşüyor. Ka- derci bireyler, kaderci bir toplum değil, eğitimle topluma kazanıl- mış yüzleri bir nebze gülen insan- lanmız olmalıdırlar. Evınin bir kö- şesine kapatılan, çözümsüz. so- runlu, engelli insanlanmıza eğitim yoluyla kucak açılmalıdır. Sivil toplum örgütleri, eğitim hayırse- verieri ve bireysel destekler ye- terli değildir. Devletin özenle ha- zırlayacağı yasa, yönetmelik ve yönergelerle bu kanayan yara çö- zümlenmelidir. AB topluluğuna girme uğraşımızda bu enge/li in- sanlanmızın da eğitim ve sosyal haklan bakımından yeri ve payı vardır. Her ne kadar onlar yetkin veya etkin değıllerse de ya aile- leri?.. Ya aile ıçi durumlar?.. Bedensel, zihinsel veduygusal yönde engelli olan ınsanlanmızla aralanndaki uçurum eğitimle gi- derilebilir. Zekâ engelli çocuklan- mıza öğrenme ve kendini kabul- lenmek için eğitimlerinde drama- ya genişçe yer verilmelidir. Bu tür okul öğretmenleri drama eğiti- minden geçirilmelidir. Drama ve rehberlik yolu sevginin gücünü arttıracaktır. Bilinen şu ki, sevgi tüm açmazlann açılımıdır. "En büyük özûr duyarsızlıktır." "Birulusungeleceği,oulusunin- sanlannın göreceği eğitime bağ- lıdır." Bu insanlanmız fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı veya engel- li olabilirier. Devletimiz, sivil top- lum örgütlen, yerel yönetimlerin ve eğitimseverlerin işbiriiği ve ko- ordinesinde bu sorunlara destek olunmalı ve onlann eğitimi ger- çekleştirilmelidir. Yüce devletimiz eğitim alanındaki sorunlan bir bir çözecek güçte ve yetidedir. Ger- çek olan eğitim açısından gerek- li olan bilgiye ulaşmanın yolunu bulmak olmahdır. Çocuklanmızın ve gençlerimizın gereksinim duy- duğu yeteneğe, beceriye ve bi- limselliğe dayalı eğitim 21. yy'ın gerçeğidir. Şürekli olarak "Ağaca bakmakyerine, arkadakikoca or- manı" görerek çözerek ilerleme- liyız. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl kamilmasaracicı mynet.com HARBİ SEMİH POROY semihporoy((t yahoo.com DOOÛDİ 40000. n n o o QO 0 P 0 0 û Q Ö Ü f J nnnfl nrın nn nn n n n r ;n n r (i n r BULUT BEBEK NVRAYÇİFTÇÎ bulutbebeko hotmail.com HAYAT EPİK TÎY4TROSU MLSTAFA BILGL ULKEMIZDE 12 MİLYON AÇ YURTTAŞ VARMIŞ !.. 80 YILD-4 12 AAILYON AC YARATMIŞ BİR ULUSA DÖNÜSMENÎN NEC>ENt^aî BİLENLER BÎLMEYENLERE ANLATSIN 10 YILDA 15 MÎLYON GENÇ YARATAN BtR ULUSKEN... OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc a yahoo.com Vfe kı'tapkftm q(clıktqr\ zoftfâ c/eTsten TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAM 11 Kasun ırtctc.mumtaz-arihan. com BNGEBELI AR4Zf KAfifYÖNU ISSS'TE 8UGÜN, AME&tcA S/Zl&ŞİK OEV- LeTLERİ'NOE İLSİNÇ BIP. KAMYON PE- NEMOİ. YOLU BUİMNMMAN ENGeSEÜ ARAZıuaeoe YÜIC TAŞIMAK IÇÎN YAPI- LAN ARAÇ, PEĞİŞİK Bift OİNGİL \/E TE- KE12LSK SİSTEMİYLE &e&Ç.£ICLEÇTİ&İL MİŞTÎ. BifZBıfUUPEU BAĞIMSI2 HAE£-~ KET EPESlLEN -n£KEIZLBKLEei>EAJ 8A- Z1LA/SI ÇMKUKIABA Gi&MıÇKEN, PiSEB- LE/ZÎ TEPELEJZıH ÛSTİJNPE OU/SAS/Ü- yOSDU. KAMYOUUN tLEEPE GELIÇME ŞfiMSlUIN NE OLACAĞI 8İUNA/IBMEKLE SmuKTE, H/ZM/A/ ÇOK OÜŞÜK KALA- CAGI K££ıH GÖ&ÜMÜYOI2CHJ: GÖRÜŞ TURKKAYA ATAOV Yeni Jeopolitiğin Eşiğindeyiz "Jeopolitik" çerçevesinde rekabet dünya siya- setinin uzun süre itici gücü olmuştu. Geçen ikiyüz yılın gerisindeki coğrafya gerçekleri, zenginlik kay- naklan ve politika bağlantılanna dayalı bir ideolo- jiydi. Hifler ve Mussolini faşizmi ile Japon milita- rizmi, genişleme isteklerini onunla izah ettiler. Müt- tefikierin onlaria savaş nedeni faşist ve militarist ol- duklan için değil, karşı karşıya gelen büyük güç- lerin jeopolitik çıkar çatışmasıydı. Bugünkü Amerika'nın tavrında da aynı düşün- celer var. Yeni jeopolitik anlayışı onun Ortadoğu, Orta Asya ve Avrupa ile ilişkilerini değiştirdi. Hat- ta, Truman Doktrininden, dahaönce ABD başkan- lan W. McKinley ve T. Roosevett'ten bu yana. O zaman ıstedikleri, FilipinlerbasamağıylaGüneydo- ğu Asya kaynaklanna, Ortadoğu petrolüne ve Af- rika madenlerine egemen olmaktı. Kore ve Viet- nam savaşlannın ardında da Pasifik kıyılannı ABD'ye açık tutma hedefi vardı. Aynı jeopolitik kaygı bugün daha açık. Petrol gi- bi jeostratejik kaynaklan banndıran Irak ve Hazar çevresi, hem zenginlik hem güç merkezleri. Wol- fovvitz'in hazırladığı ve 1992'debasınasızan "Sa- vunma Planlama Rehberi" ve 2002 tarihli "Ulusal Güvenlik Stratejisi" güçlenen rakiplere karşı, yal- nızca bölgesel olsalar bile, silahlı müdahaleyi ön- görüyor. Irak savaşının hedefi Avrasya jeopolitik haritasını yeni baştan çizmektir. ABD, geçen Soğuk Savaş yıllannda, jeopolitik- çi A. Mackinder'in harıtasında önce "Kenera Ku- şak" bölgesını NATO, SEATO, CENTO ve Japon- ya, Güney Kore, Tayvan ve Filipinlerle yaptığı ikili antlaşmalarla ele geçirdi. Şimdi, "Merkez Bölge- si"ne doğru yürüyor. Batı Avrupa'da bazı eski üs- ler kapanırken, Pers Körfezi ve Orta Asya'da ye- nileri açılıyor. Buralardaki doğal zenginlikleri elin- de tutan, dünya ekonomisine hükmeder. Bu olu- şum 11 Eylül'den önce başladı. Başkan Clinton döneminde Amerikan yayılmacılığını gösteren ay- nı yönde somut adımlar var. Hedef yalnız Suriye ve Iran da değil; Avrupa'nın tümü, Çin ve Rusya, Avrupa, Japonya ve Güney Kore bir yana, birkaç yıl içinde, Çin de bu bölgelerin petrolü olmadan parmağını bile oynatamayacak. Anahtar ABD'nin elinde. Irak'ı işgal bundan sonrasınm yalnız başlangıcı. ABD Azeri-Ermeni, Abhaz-Gürcü ve PKK-Türkiye gibi yerel çatışmalara da kanşacak, açık ve gizli müdahalelerde bulunacak. Bu arada, Amerikan askerleri de ölecek. Tüm ölenlerin aileleri yas için- de. Tekelci sermayenin fazla umurunda değil. On- lar zaten "Tann'nın başka bir işe yarayacak nite- likte yaratmadığı fakir-fukara çocuklan. Tann ne yaptığını bilir". Hiç değilse, Bush biliyor. Yeni je- opolitikle birlikte yeni, ama acılı ve kanlı bir Soğuk Savaş'ın da eşiğindeyiz. Bu kez bizim de karşımız- da ABD var. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 SOLDANSAĞA: 1/Antalya'nın Kemer ilçesi- nebağhturis- 2 tikbiryöre. 2/ 3 Kimi hasta- hklarda yüz- de, ellerde ve 5 ayaklardagö- 6 rülen yangı- -, sızşiş... "Afi- fe— ":llkka- 8 dın tiyatro oyuncumuz. 3/ Yetenek, becerik- lilik. 4/Emirler, bey- ler... Fütü\'vet şeyhi. 5/ Geceleyin, açık 3 havada sevgi duyu- lan biri için verilen 5 küçük konser. 6/ 6 Galyum elementinin simgesi... Halk mü- 8 ziğine özgü telli bir 9 çalgı... Romanya'nın plaka işareti. 7/Bir işi yap- tırabilme gücü... Istek, amaç. 8/Bir sorunu çöz- mek için çıkar yol arama. 9/Içine girilemeyen sık orman... Olumsuzluk belirten bir örnek. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Sıvas ilinde bir göl. 2/Yapılmış, gerçekleşmiş iş... Bir devletin, bir hanedanın ya da bir kentin simgesi olarak kabul edilmış resim ya da şekil. 3/ Büyük ve derin karavana... Giysi kesimi. 4/Yok- sullara yiyecek dağıtan hayır kurumu... Derviş selamı. 5/ Haşan. 6/ Tırnak boyası... Amaç. II "Neler yapmadık şu — için/Kimimiz öldük/Ki- mimiz nutuk söyledik" (Orhan Veli)... Avrupa'da bir ırmak. 8/"— Pacino": ABD'li aktör... Fora di- kişini dikmek için ayakkabının taban köselesüıe açılan yank. 9/ Bir kitabın kısaltılmış biçimi ve özellikle kısa tarih kitabı. DENİZ SOM Sarı Zaman Bu kitapta tanıdık isimlerin bildik keiimeler karşısında akıllanna gelen iJk düşünceleri bulacaksınız. Bazen şaşıracak bazen alkışlayacaksınız. Geriye dönüp bakmak adettir. Bu kitapla hem geriye dönüp bakacak hem de geride durup bugünü seyredeceksiniz. Ve bugünden yanna siz de tarihe not düşeceksinız. Günizi Yayıncılık Tel: 0.212. 512 42 19 Faks: 0.212. »12 11 72
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear