Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURfYET 28 OCAK 2Û
14 J V U A J J . U J \ kufturtgcumhurryet.com.tr
SAHNEPEfr AYŞEGÜL YÜKSEL
Kabarediliyle savaAylardır 'savaş'a kilitlenrnk
dünyada yaşıyoruz. Savaş, insanıh
°
lT
sarn yok etmesi demek. Savaş, ıh
m
~
nın binlerce yıl boyunca kurcj
S
-
a
"
uygarhğa sırtını çevirip 'ilkel' ^ !
dülerinin egemenliğinegirmesj ^ e
.
mek. Savaş, 'insan gibi var o | m a
'
adınaaldığımızyoiun sıfirlanmas, A*
mek.
a e
"
Oysa küreselleşmiş dünyam,z ı n
siyasal/'ekonomik'stratejik'teknojo.
jik bakış açılan, bir 'oyun' o l ^ j ^
görüyor savaşı. En donanımlı/^.
gin/dediğım dedik ve en kurnaz o
j a
_
nın kazanacağı bir oyun... ılkej j n
_
san savaşa girdiğinde en azindan
kendi canını da tehlikeye atıyoj-du
Yenilen kadar yenen de yifiriyoıtfu
Şimdi ise 'savaş', bilgisayar oyunja
-
nndaki sanal görüntüleri (gerçekte
bir vuruşun kaç insarun yaşamuıa
mal olduğunu düşünmeden) vurma-
nın, vuruş isabetsizse (insanlar yo
k
edilememişse), bu başansız sonuca
neden olan aksamalan 'teknik' dü-
zeyde irdeleyen birzihinsel eylemin
aracı.
Savaşeşittir: güç,para,ölüm^
Kafa ile yüreğin, bilgi ile sağdu-
yunun, strateji teknikJeri ile insan-
bilimin birbirineyabancılaşrığı, post-
modern bir ironiye rutsak edilmiş
dünyamız. Oysa atılan savaş çığlık-
lannın gerisinde, bılinen ilkel ger-
çek yatıyor: Güç futkusu ve çıkar
kaygısı. Dürrenmattkısaca 'güç' ve
'para' olarak belırler dünyayı çığnn-
dan çıkaran bu iki olguyu ve hemen
yanı başlanna 'ölüm' olgusunu yer-
leştirir. Savaş, güç futkusunu doyur-
mak ve çıkar elde etmek için girişi-
len bir ölüm oyunu değilse nedır?
Dostlar Tiyatrosu, 17 Ocak'ta se-
yirci karşısuıa çıkan 'Yaşasın Savaş'
yapımıyla işte tam bu eksende ya-
kalamış dünyamızın 'savaş' bağla-
mındaki güncelini. GencoErkal 31
ayn tablonun birbirine eklemlendi-
ği bir derleme oluşturmuş. Bu der-
lemeyi alışık olmadığımız bir 'ka-
bare' düzeneği içine yerJeştirmiş.
Bir uçta 'popüler seyiriik anJayışı-
mız' doğrultusunda 'şakacı/eğlendi-
rici'biryaklaşım ıçeren tablolaryer
alırken ötekı uçta, Avrupa tarzı İca-
JLJostlar Tiyatrosu 'nun kabare tiyatrosu düzeneği içinde sahnelediği |
'Yaşasın Savaş', içindeyaşadığımız kritik dönemde söylenmesi en \
gerekeni söylediği için önemli bir çalışma. 'Savaş bize zarar mı getirir,
yarar mı sağlar' kararsızlığınıyaşayanlara salık verilir.
barenin 'güiümseme ile hüzünlen-
me' arasında gidip gelen, seyirciyle
arasına eleştirel bir uzakhk koyan
ironik yakJaşımının ürünJeri var. îki
farklı (arzı buJuşturan 'eklektifc'(fark-
lı bıçemleri biraraya getiren) bir ka-
bare anJayışı söz konusu.
Aydın Engin'in katkısı
31 tablodan 15'ı Brecht'in şiirle-
rinden. oyunlanndan ve rnüziğini
Kurt Weill/Paui Dessau/Hans Eiss-
ler'in yaphğı oyun şarkılanndan oJu-
şuyor. Dolayısıyla da Brecht ağırJık-
Iı birgösteri söz konusu. Brecht me-
tinlerinın içeriğini ve şarkılannı bi-
lenler için yer yer -Zeliha Berksoy
ağırlıkh- bir resital özeiJığıne bürii-
nüyoryapım.
Aydın Engm'm oyun için yazdığı
üç özgün tabio, 1960"Jı yıllann unu-
tuJmaz 'Devr-i Süleyman' kabaresi-
nin yazannın tiyatroya dönüşünü
muştuluyorsa, bu iyi haber. Engin 'in,
gerçek yaşantılannı müthiş bir öy-
kıi tadı katarak anlattığı 'BenFrank-
fiırt'ta Şoförken' yapıtını benim gi-
bi bayıJarak ve bitmesını hiç iste-
meyerek okuduysanız, yazanmızın
tiyatrodakj deneyimini yeniden pe-
kiştirmesiyle ortaya çok hoş sahne
olaylan çıkabileceğini düşünebilir-
siniz. 'Yaşasın Savaş' için yazdığı
bölümler, biraz pratikeksikKgT. bi-
raz da -yazann denetiminin dışında
olan- 'çokeklenüi' bir "bütön'e 'par-
ça' yazma dururnunun kısıtlayıcıh-
ğını yansıtsa da, Aydın Engin'in si-
yasaİyergiJeri güJmecekotarma po-
tansiyelinin sagiam ipuçlannı veri-
yor.
'Yaşasoı Savaş'ın öteki tabiolan-
nj NâznnHöcrortmetinlerinden can-
landırmaJar, Euripidesten. AzizNe-
sin'den, Karl Valantin'den. VViotfgang
Bochert'ten, Ferhan Şensoj' uyarla-
ması 'Vbrgun Matador'dan bölüm-
lere: 'LiBMarlen'den PeteSicger'in
'Nerede Şimdi Çiçekler'ine ve ünlü
'Cabaret' müzıkalınden şarkıiara
dek uzanan çeşitli parçaJar oiuştu-
ruyor.
Dört oyuncunun sırtladığı gö'ste-
rinin 'prioıa donna'sı Zeliha Berfc-
say, 'motoroyuncu'su ise GencoEr-
kal. Dcisi deyıJIardıroyuncuJukJan-
na sindirdikJeri kişisel tarzJannı ser-
gilerken genç sanatçı Erdem Akak-
çe çeşith tabloJardaki yumuşak, et-
kıli, donanımlı yorumiany/a, 'usta-
lar'ın gölgesinde kalmayan biroyun-
cu!uk rengine ulaşıyor. Televizyon
'ünlüsö' olmanın çekiciliğine kapı-
lırsa, o özeJ rengi kısa zamanda yi-
tirebiJir. Oysa fiyatroda 'en i>ıler'
arasınagirmeye şimdiden aday. Dör-
düncü ve en taze oyuncu AJpa> Ata-
lan ise henüz sahnede deneyim ka-
zanma aşamasında. Sahne olayını
disiplinii bir oyunculuJda destekJi-
yor.
Yapımın sürpriz sanatçısı dansçı
Ze_\Tiep Tanbay. Ûci gösteri sunuyor,
"İskemle' başlıklı danstaki 'işkence
gören kız' yorumu, bugüne dek sah-
nede yer almjş işkence sahnelerini
siJip süpürecek güçte.
'Parçaldan 'biifûn'e
Hep 'parça'Jardan söz ettik. Ba-
şanyla kurguJanmış ve sahnelen-
miş olmasma karşın 'bâtfin'ün bir-
birinden çok farkJı biçemJeri içer-
mesi, bir başka deyişle farklı aîgı-
lamaJan gerektırmesi, yapımJa ilgi-
li temel tartışmayı gündeme getiri-
yor. SeyirciJerin farkJı beğenilerinin
hemen hepsine seslenmeyı amaçla-
yan çalışma, kuşkusuz çok çeşitli
tepkilereyol açacak. Seyircinin kül-
hirel/sanatsal donannnınagöre, bir
kesimce beğenilen bölümler. bir
başka kesimce eleştirilebilecek. So-
nucuzaman gösterecek... Ben oyun-
da 'biçem birliği' olmasmı ve tüm
tablolann KarJ Valentrn'den Ferhan
Şensoy'un kıvrak Türkçesıyle ak-
tanlan 'BabaileOgul' bölümünde-
ki yaluı çarpıcılıkta sürdürülmesi-
ni yeğlerdim.
'Yaşasın Savaş' içinde yaşadıfı-
rruzkritik dönemde söylenmesi 'en
gereken'ı, 'en yetkın sanat insanla-
n'nın diliyle söylediği ıçm önem-
li bir çalışma. 'Savaş bize zarar nu
getirir, yarar mı sağlar' kararsızlı-
ğını yaşayanlara özellikle salık ve-
rilir. 'Olüm' ve 'ydam'dan bekle-
nen 'yarar' üstüne son kez düşün-
meleri için...
KÜRATÖRLÜĞÜNÜ GÜLSEN BAL YAPIYOR
Türksanatçılann
yapıtlarıLondra'da
KnftûrServia-Londra'nın çağ-
daş sanat mekânlanndan Galeri
291'de küratörlüğünü Gülsen
Bal'ın yaptıği Kısa & Keskin'
adlı uluslararası video veperfor-
mans gösterisi 21 Ocak'tan iti-
baren Londra'da sergileniyor.
Sergide Türk sanatçılar GüJ-
Ö
gar ve Canan Şenol'un yeni vı-
deo yapıtlan da yer alıyor Ara-
lannda IgorBaskin, \îa\a Bont-
zou, Elena Cologni, V^rina Gfa-
der, Karl Ingar. Foragn Investe-
menf, Charles Kriei gibi deney-
sel alanda çahşan sanatçılann da
bıdundugusergi, videosanatının
aza indirgenmiş görüntü gücüne
yönelenkişisel mesajlan kısa ve
keskin görünfiilerJe verme dii-
şüncesine dayanjyor.
Ktiresc'Heşnıe ve sanat
Farklı coğraiyalarda yaşayan
Türksanatçılanrunişlerigöç,iler-
leme, kültürel yakınJık, kimlik,
öteki, sırarlargibi küreselJeşme
sürecinde çağdaş sanaön temel
meselelerine egilmelde ortak bir
tavır oluşturuyorlar. Londra'da
yaşayan Gülsen Bai'ın 'İçtenDı-
şa Bakış' isimü çahşması birbir-
lerini hiçbirzaman bulundukla-
n gerçek konumdan göremeyen
bireylerikonuediniyor. Amster-
daro'dan sergiye katılan Servet
Koçyigit, 'SerbestTıraş'adİJ ça-
lışmasında birçelik fabrikasinin
ortasınakurulmuşaçık-havaber-
berdükkânında müşterisini tıraş
eden berberi göstererek bir ger-
çeküstücü izlenim sunuyor. An-
kara'da yaşayan Ferhat OzgûVün
'10.Yıl Marşı' adlı eleştirel klibi
marştaki coşkulu ritme ve naka-
rata dıkkat çekerek Türk ulusu-
nun 'ilerleme' grafiğini görsel-
leştiriyor. Sanatçı sadece yürii-
yen ayaklan ele aldı|ı aynntıla-
n agırçekimdegöstererek 10.Yıl
Marşı'nın ilerleme vaadeden rit-
mik temposuna aykın bir görii-
nü yumağı sunuyor.
Sergiye Istanbul'dan katılan
Canan Şenol'un 'Bebek E>f ad-
lı çalışmasmda küçük bir kız
oyuncaktanyapılmış anne ve ba-
basıyla oynuyor. Burada çağdaş
kapitalist toplumdaki rol dağı-
lımlannın ironik yüzü bir çocu-
ğun gözünden sunuluyor. Sanat-
çrnın 'Çeşme'adlı diğerçalışma-
sında ise beden sıvılanru, bere-
ket ve beslenmekavramlan bağ-
lamında irdeliyor, bu olgulan es-
terikbirgörüntü olarakelealıyor.
Genel olarak video sanahnda
ortak birgörüntü üslubunadönü-
şen bir birimin, bir anın, psiko-
lojik, sosyolojik, politik olsun
saptanmışya da kurgulanmışözel
bir durumun 'tek bir vurgu' ola-
rak seçümesi 'Kısa & Keskin'de
yer alan çalışmalann birleştiği
noktayı oluşturuyor.
Gerek Suna
Keskin, gerekse
Hadi Çaman,
kendilerini ha-
yal ormanları-
nın gece düşte-
rinden kuriarıp
yeresağlamba-
san vesanatsal
gerçeği çoktan
yakalayan ya-
ratıcı kimlikle-
rimizdir.
Yeditepe Oyımculan'mn Hisse - i Şayia'sı başanyla sürüyor
BicanEfendi'nin şemsiyesi
HALUK ŞEVXET ATASEV1EN
Dünya evrenin bir sömürgesidir.
Ewen dünyayı kendinde olan yasalar-
la yönetir Bu yasalar, doğum'ya-
şam-^lüm üçgeni içinde, savaş İ?a-
nş'bencillik/rutkusallık/saldırganlık
oluşuyla. ınsanlara aıttir.
İnsanlann bu trajik ve evrensel bü-
tünlüğünü yerinde ve zamanmda ko-
ruyabilmek, varhğın bireysel gelişı-
mi içinde yardımcı olabilmek, yük-
sek değerlerle yüklü bu iki usta oyun-
cumuzun ustalıklanna şapka çıkar-
mak güzel bir gelenektir..
Evet, Suna Keskin ve Hadi Ça-
man dan söz ediyorum.
Önceden belirlemeliyim ki bu eleş-
tirinin özelligi, yıllardır tiyatro için-
de eriyen, tiyatro için parçalanıp ri-
yatro içinde bütunlenen, yarattıklan
imgesel dünyalan adlanndan büyük
olan Suna Keskin'e ve Hadi Çaman'a
özel olmasıdır.
Suna Keskin ve Hadi Çaman"ın o
evrensel bürünlüğün içinde saklı olan
karizmatikyapılan, aynı zamanfa bir
kültür ve eğitim sorununu da birlık-
te getirmektedir.
fcsan doğayı taidit ederek, doğada-
ki farkJı seslerin kurmuş oJdugu ar-
monikdüzenden yola çıkarak orkest-
rayı bulmuştur. Bu, doğayla insanm
belki de ilk öpüşmesidir. Insan sesi-
ne hayranlığımdan mıdır nedir, bu
hep böyle olmuştur, usta oyunculan-
mızı seyrederken onJann hançerele-
rinden çıkan birbirlerinden farklı ses-
sel tonlamalar bana her zaman çok-
sesli bir orkestrayı dinlemenm hazzı-
nı vermiştir.
Mahmure''ııin trajikomik öykiisû
Oyundayeniden tanık olduğum ka-
danyla Suna Keskin'in zengin han-
çeresiyle genzi arasında kurmuş ol-
duğu orkesfra, sözü olmayan sesler-
le sürekli biralış-verişhalindedır. Ha-
di Çaman ise bu işlerligin, zengin se-
sin toparlayıcısı, yönlendiricısidir.
Çaman'ın kendinde var olan sessel
otonte ile melodik gelişim ve bunun
ötesınde role gın'şı, diğer oyuncular-
la kurmuş olduğu yapısal ılişkı. onun
gösterim alanını zenginleşhren ve te-
mel kaynakJannı var eden öğelerden
bazjlandır.
Osmanlı toplum yapısının Cumhu-
riyet'e dönüşmesiyle ortaya çıkan
farklı kimlik arayışı, bu konuda ye-
tersiz bilinçlenmenin kurbanı olmuş-
tur. Oysa böylesi bir toplumda traji-
komik olan ve bu düzende algılanan,
yaşamın kendisidir.
Kısacası konu. şiddetii geçimsizlik
nedenıyle birbirlerinden kopmuş, ay-
nlmış kan-kocanın tek Jozlan Mah-
mure'nin trajikomik öyküsüdür. Bu-
rada gelinlik kız önce aile çevresin-
de, sonra e\lılik evresınde, adeta sa-
tılan ya da satıhğa çıkanlan bir meta
halinegetirilmiştir. Bu toplumsal olay-
lar yagmuruna yakalanmış, yeni top-
lumsal düzene ayak uyduramamış ai-
leleri ancak Bıcan Efendi 'nin şemsi-
yesi kurtaracaktır.
Oyunu dramafurjık gözlem açısın-
dan elealacak olursak, seyircinin bel-
li bir evreden sonra oyunu değil, bu
her iki sanatçı/oyuncumuzun müthiş
bir ritim ve zamanlamayla zirveye
ulaşmalannı büyük bir estetik coş-
kuyla seyrettiklerinı hemen fark ede-
ceksiniz. Gerek Suna Keskin, gerek-
se Hadi Çaman, kendilerini hayal or-
manlannın gece düşlerinden kurta-
np yere sağlam basan ve sanatsal ger-
çeği çoktan yakalayan yaratıcı kim-
liklerimizdir. Oyunda hisse alacağı-
mız temel amaç, güzeli güzel kılmak,
çirkuı olanı güzele ve sevgiye dönüş-
rürmektir. Onlarbunu fazlasıyJager-
çekleştırmişlerdir.
YAZIODASI
SELİMİLEKİ
Piliçlep ve RenMer (
Işık Hanım'ın babar, ilkyaz çağrışımlı sos
elbette tarhun var. Ama nane, maydanoz, ter
rev/z yaprağı, dereotu, fesleğen de var. Tür
ince ınce kıyacaksınız. Mutfak robotuna ai
yumurtanın sansını, yanm fîncan zeytinyağını, 1
ba kaşığı lirrton suyunu, 1 tatlı kaşığı harda/ı, 1
taze öğütülmüş karabiberi ekleyin ve robotu
/ıştınn.
Yeşi/, harikulade birsos e/de edecekm/şsiniz.
ğuk etlerin baş döndürmesini istiyorsanız, etle
bahar sosuyla birlikte ikram edilecek.
Tabii Şahika Hanım'ın yaşadığı yıllarda böy
soslarfalan yok. Şahika Hanım'ın "Alafransez{
raplı Piliç"\ var. O da onunla övünüyor.
Alafransez şaraplı pilicin malzemesi arasında, t
hunu aratmayacak 'ararot' var. Tarifi din/eyen Y
nımlar, "Otuzgram ararot..." diyen Şahika H
nım'a tuhaf bir şey görmüşçesine bakakalıyorl;
Ararota günün birinde A/i Püsküffüoğfu'ru
Türkçe Sözlük'ünde rastladım. /ngilizceden ge
yormuş. Birlikte okuyalım:
"Sıcakülkelerdeyetişen maranta adlı kamışta
ve kimibitkilerin kökünden elde edilen, kolacılık
ta, dokumacılıkta kullanılan ve özellikle de çocu<
maması yapımında yarahanılan nişasta."
Ben saat/erimı, harta günümü sözlük kanştıra-
rak, söz/ük 'okuyarak' geçirmeye bayıfınm. He-
men 'ma/a/7fa'yasıçradım:
Ita/yan bitkibilimci Maranta varmış, Bartolomeo
Maranta. Isim oradan. Bir kamış, Antiller'de, tro-
pika/ ü/keierde yetişiyor. Kökündeki yumrulardan
ararot elde ediliyor.
Şahika Hanım ararotu nerden bulduğunu kim-
selere söylemiyor.
Tavukpazan'na gidip irice birpiliç seçiyor. Mar-
garini, 20adetarpacık soğanı, havuçlan, iki diş sar-
mısağı, iki defne yaprağı, konserve bezelyesi, bir
buçuk bardak dolusu kırmızı şarabı, tuzu, karabi-
beri ve elbette ararotu (25 gram kadar) hazır.
Arzuya göre, bu malzemeye kekik de eklenebi-
lir.
Tavukpazan'ndan aldığınız irice pi/ici temizleyip
yıkayacak, sonra beş parçaya güzelce bölecek-
siniz. Piliç, birm/ktar margarinde kızartılacak. Çev-
rile çevrile.
Şimdi başka birtencereye küp küp kesi/miş ha-
vuçlan, ayıkianrnış arpacık soğanlannı ve suyu iyi-
ce süzülmüş beze/ye tanelerıni koyun, margarin-
de öldürün. Havuçlann daha önce haşlanmış ol-
masında fayda var. Hepsi öledursun.
Pi/iç/eri çıkardınız, bu sebzeli tencereye yerleş-
tirdiniz. Oda ısısındaki şarabı boca edin. İki diş sar-
mısağ/ ince ince çentin, defne yapraklannı da ko-
yun.
Kekikli istiyorsanız, bu aşamada tencereye ke-
kik de ilave ediiecek. /stemiyorsanız, unutun git-
sin...
Alafransez şaraplı pi/iç başlangıçta bir taşım
kaynatılacak. Sonra orta ateşte, tencerenin kapa-
ğı kapaJı tutularak, en az yanm saat pişırilecek.
Bu yanm saatin sonuna doğru yine murfaktası-
nız. Erimiş margarine ararot kanştınyorsunuz. Ten-
cerenin kapağını açıp şaraptan bir kaşık ekleyin.
Söylememe gerek yok, tahta kaşık.
Şimdi ateşe oturtun ve ararotu yumurta teliyle
çırpmaya koyu/un. Hızla. Koyu/aşsın. Tuz ve ka-
rabiber. Çırpın. Yîne arzuya göre, biriki damla sir-
ke ilave edebilirsiniz. Ararot salçanız hazır.
Servis tabağına önce piliç parçalannı çıkanyor-
sunuz. Soganlar, bezelyeler, havuç/ar üste konu-
yor ve salça boşa/tılıyor.
A/afransezin yanında bademlı beyaz pi/av yeme-
ğe ayn birtezzetkatıyor.
ŞahikaHanım, "rahmethzevcim "dediğı eşi Mu-
harrem Bey'in şarap/ı pilice çok düşkün olduğu-
nu söylerdi. Haftanın iki günü ille kotanlırmış.
Ama şimdi Şahika Hanım'ın gönlü yanıyormuş...
Takvimdeh Bırakan:
"Göldesteler, çokluk, mendebur ozanlan, soy-
lularla bir tutma çabası içindedirter." Salah Bir-
sel, Kendim/e Konuşmalar, Papirüs Yay, 1969.
Bir Kütttir'de sanat söytefîteri
• Kültür Servisi - Bir Kültür Sanat Merkezi
ocak ayı programını 'Güzel ve Tehlıkeli
Değerli Taşlar' ve 'Müzik Eleştirisı'
konulu iki söyleşı ile tamamlıyor.
Merkez, atölye çalışmalanna destek \ermek,
alanında uzman isimlerle ilgıli kışileri b.T
araya getirmek amacıyia atölyelenn ılkici 2 9
Ocak, ikincisini ise 30 Ocak tarihlerinde
saat 19.00'dagerçekleştirecek. Türkıye'deki
ilk gemoloji laboratuvannın kurucusu ve
elmas eksperi Celal Yahyabeyoğlu'nun konuk
olarak katılacağı 'Güzel ve Tehlıkeli: De|erli
Taşlar' söyleşisinde değerlı taşlann
tanıtılmasmdan ekspertızine kadar genış bir
yelpaze sunulacak. 'Sanat ve Eleştin' baş/ığı
altında plastik sanatlar, edebiyat, müzik,
sinema ve fotoğraf ana başhklannda
sürdüriilen söyleşilerın üçüncüsü olan
'Müzik Eleştirisi'nin konuğu ise Evin
/lyasoğlu. Söyleşıye, îlyasoglu'nun
son kitabı 'Ayla'yı Dınler misiniz'ın
kahramanı, keman sanatçımız
Ayla Erduran da konuk olacak.
(0212 291 28 71)
İnkı/ap'tan ilk genç/ik serisî
• Kültür Servisi - înkılap Kitabevi çocuk
kitaplan dizisıne bir yenisini ekledi. 'Çağcaş
Türk Yazarlan- İlk Gençlik Serisi' başhğı
altında 'Horozlu Ayna', 'Çilekli Dondurmı',
'Kuşçu', 'Devlet Kuşu', 'Sevgiyle Yap'
adlı beş kitap yayımlandı. Demirtaş
Ceyhun, Sevım Ak, Aydın Hatıpoğİu,
Adnan Özyalçıner ve Cengiz Bektaş'ın
ayn ayn kaleme aldıklan kitaplar,
ilköğretim 4, 5, 6. sınıf öğrencılerine hıtap
ediyor.
Yenibir sanat ga/erîsi
• Kültür Servisi - Caddebostan Niyazibey
Plus'un dördüncü katı Art Plus adlı yeni bir
galeriye ev sahiplıği yapıyor. Art Plus
Galeri'nin ilk sergisi Devrim Erbil ve
Merih Akçam'ın yapıtlanndan oluşuyor.
Sergi, 17 Mart'a dek sürecek.
(0 216 478 43 63)