23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-19 A3USTOS 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KURESEL YOKSULLUK ABDÜLCANBAZ TURHANSELÇUK ÛLpU, VE ALLAH ö£pi*. i / i U X \ / Stiglitz: Rusya, Tayland, Endonezya, Kore, Brezilya ve Arjantin, altı yılda altı başansızlık. Bu kadan fazla IMF yangınakörüklegidiyor• Eski Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Stiglitz, IMF programlannda bütçe dengesi ve enflasyon risklerinin ele alındığına, ancak yeniden yapılandırmalarla ortaya çıkacak işsizlik, yoksulluk gibi konulara önem verilmediğine dikkat çekiyor. • Le Monde, 1997 Asya krizinden Latin Amerika ekonomilerinde yaşanan başansızlıklara kadar tüm gelişmelerin IMF'nin gelişnıekte olan ülkelere yönelik müdahalelerinin yanlışlığına işaret ettiğini yazdı. 1997 yılı Asya kriziyle başlayıp Latin Amerika ülkelerini ve Türkiye'yi saran knzlerin tünıünde, IMF'nin geç kalınmış müdahaleleriyle karşılaşıldı. Kriz sonrası IMF programlannı "eksiksiz" uygulayan ülkelerde ise uygulamanın bütçe açığı ve enflasyon venleri gibi konularda dönemsel bır başarı getirdiği, ancak işsizlik ve yoksulluğu körüklediğı gözlemlendi. Fransız Le Monde gazetesi, son altı yılda Asya'dan Latin Amerika'ya kadar pek çok gelişmekte olan ülkede yaşanan ekonomik knzlerin arkasında IMF'nin yanlış politikalannın yattığını yazdı. Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) "zor dunımdaki gelişnıekte olan ülkelere yardım etmekle görevü olduğunu" hatırlatan gazete, "Asja'yla başlayıp Arjantin'le devam eden ve tüm Latin Amerika Hı saran krizlerin, IMF'nin rolünii yerine getirnıedeki başansı hakkında şüphe doğurduğunu" belirtti. Eski Dünya Bankası (DB) Başkan Yardımcısı Joseph Stigntz'in de göriişlerine yer veren gazete, "Stiglitz, IMF'yi krizleri önceden görememekle suçluyor. Müdahale ettiği zor dunımdaki ekononıilere, gefişme, kriz yönetimi ve komünizmden kapitalizme geçiş gibi konularda ugulamaya zorladığı yöntemlerin ashnda tümfiyle yanlış olduğunu söylüyor. Stiglitz aynı zamanda tek başına veto haklana sahip tek ülke olan ABD'nin organizasyondaJd hegemonyasına da karşı çıkryor" dıye yazdı. Sosyal felaket IMF'nin uyguladığı politikalann zor dunımdaki ülkelerin sorunlannı çözümlemediğini ifade eden Le Monde'da, şu göriişe yer venldi: "Arjantin, Brezilya, l nguay bunun en gerçekçi kanıtlan. Ülkeyi sosyal ve ekonomik felakete sürükleyen IMF'nin önermiş olduğu poütikalar Arjantin'de halla günlük yaşamlannda sefalede mücadeleye süriikhıyor. Ekonomi poüakasındaki ortodoks yaklaşım, Breziryadakifınansal kriz*engel olamıyor. Uruguay'ın bankacıok sistemi çöküyor. 1998 krizinde LNIf yardımını kabul eden Endonezya karanndan dolayı bin pişman; Halkm Dantşma MecKsi'nde (HDM) IMF'ye teptiler iyice artmış durumda, Deriet Başkanı Megawati Skarnoputri progranu Arjantin 'deyoksulların çöp kavgasıEkonomik krizle sarsılan Arjantin'de, çaresizlik, para kazanılacak en küçük iş için bile yoksullar arasuida çatışma yaşanmasına neden oluyor. Başkent Buenos Aires'te geçimlerini çöplerden karton toplayarak sağlayan Arjantinlileri, bölgeye yeni gelen silahlı ve büyük şirketler için çalışan yeni karton toplayıcılan tehdit ediyor. Karton toplayıcılar polise de haraç vermek zorunda kalıyor. Çöplerin geri dönüştürüldüğü fabrikalann sahiplerine hizmet eden polisler, karton toplayıcılann kazançlannın bir bölümüne el koyuyor. Haraç vermeyenler ise gözaltına alınıyor. Başkent Buenos Aires dışuıdaki yerleşim birimleri de yoksulluktan nasibini alıyor. Bu bölgelerde yoksulluk oranı yüzde 65'lere dayanıyor. Yetersiz beslenmeden mustarip insanlann her gün TV programlannda boy gösterdiğı ülkede yetersiz beslenmenin en önemli nedeni olarak ülkeyi yönetenlerin tümünün bulaşmış olduğu yolsuzluklar gösteriliyor. Dünyanın en büyük 5. gıda ihracatçısı olan Arjantin'de açlığın hüküm sürüyor olması da yapılan yolsuzluğun boyutlanna işaret ediyor. Arjantin'de her gün bin kişi işsizler ordusuna kahlıyor. Endonezya'dan Para Fonu'na 'hayır'Endonezya'da ülkenin önde ge- lenlerinden oluşan, Halkın Danış- ma Meclisi (HDM) 10 Ağustos'ta yaptığı açıklamayla Başkan Mega- wati Sukarnopntri'ye uygulanan programın 2003 yılında sona erme- sinin arduıdan IMF'yle tekrar ma- saya oturmama çağnsında bulundu. Hükümetteki genel kanının ülke- de IMF ile yapılan çalışmalann son- rasında bir yığın olumsuzlukla mü- cadele edildiği yönünde olduğu bil- diriliyor. Kabinenin büyük bölü- mü, IMF'nin kendilerine dayattığı koşullann ülkeleri için uygun ol- madığı ve Endonezya'nuı kendi ba- şına da ekonomisini sağhğa kavuş- turabileceğini düşünüyor. Endonez- ya, IMF'den 1998'de polirika ve iş dünyası arasmdaki anlaşmazlığın ekonomisini etkilemesi ve diktatör devlet başkanı Suhartodöneminde artan tekelleşme yüzünden yardım talep etmişti. Ülkeye şimdiye kadar verilen top- lam dört niyet mektubu sonucunda önceden kararlaştınları 5 miryar do- larlık kredinin 2.6 miryardolan En- donezya'nuı kullanımı için serbest bırakıldı. Ağustos başında ülkeye kredinin 358 mih/on dolarlık kısmı- nuı daha verileceğı açıklanmıştı. öngörüMüğü gibi 2003 yıb sonuna kadar götürmeye çahşıyor." Le Monde'un haberine göre, Latin Amerika ülkelenni, 1982'de Arjantin'de patlak veren ve daha sonra Brezilya ve Peru'ya sıçrayan krizin tekrarlanmaması doğrultusunda uyaran IMF, krizlerin tek sorumlusu değil. Politika kurbanlan Ancak .Arjantin'de uygulanan makroekonomik politikalar ve ülkenin politikacılannın ihmalleri Arjantin'i sosyal ve ekonomik bir felakete sürükledi. Uruguay'la ımzalanan program dört yıldır ekonomik durgunluk yaşayan ekonomınin bankacıhk sisteminin hastalığına çare olamadı. Brezilya ekonomisindeki ortodoks politikalar doğrultusunda yapılan sıkı denetimler de ülkeyi finansal türbülanslardan koruyamadı. Halkın yüzde 44'ünün yoksul olduğu Brezılyada son on yıl içinde işsizlerin sayısı ikiye katlandı. 1997-1998 yıllan arasuıda Asya'daki krizin sinyallerini de fark edemeyen IMF, burada hastalık iyice belirdikten sonra doktorluğa soyundu. ve durumu daha da kötüleştirmekle kalmayıp Tayland, Endonezya ve Kore'deki milyonlarca çalışanı işlerinden etti. Bu ülkeler arasında sadece Malezya, Başbakanı Mahattir sayesinde, kendi kaderini kendi çizme kararuıı aldı. Josep Stiglitz, meydana gelen olaylar karşısında "Endonezya, Rusya, Tayland, Kore, Brezilya ve Arjantin; alö yıldan kısa bir sürede alö başansızlık. Bu çok fazla" diyerek tepkisini dile getiriyordu. Açlık sonın sayılmıyor Dünya Bankası'yla birlikte IMF'nin. ülkelerin sosyal durumlannı iyileştirebilmek için, verdiği borçlar karşılığuıda uyguladığı sıkı politikalann aslında "Washington Uzlaşımı'"ndan farklı olmadığı ve bu yaklaşunın pazarlann liberalleştirilmesi, bütçe açıklannuı azaltılması. kamu personelinin sayısuım azaltılması, KlT'lerin özelleştirilmesi, bankacıhk sektörünün sağlıklı bir yapıya kavuşturulması gibi konulara bağlı olduğunu belirten Stiglitz, tt bu programlann yoksulluk, işsizlik gibi konularda doğuracağı sonuçlaıia iigiienümeden, suf bütçe dengesi ve enflasyon risklerijie ilgiknildiğinin'' altını çizıyor. ABD hegemonyası kınlmalı Le Monde, sahip olduğu yüzde 17 hisseyle fonun en büyük hıssedan olan ABD'nin, tek başına bir karan hem onaylama hem de veto etme gücüne sahip bulunduğuna da dikkat çekti. Fon'da çalışan 2000 personelden büyük çoğunluğu Amerikan üniversitelerinden gelıyor ve Fon'a en çok mali katkıyı ABD yapıyor, böylelikle Beyaz Saray'ın ekonomik ve politik çücarlanna uygun kararlar aluııyor. IMF'nin en iyi müşterisi: Türkiye Jeostratejik konumu, daha da önemlisi .ABD'nin Irak'a askeri saldınsında bu ülkeye yakınlığı nedeniyle vazgeçihnez olan Türkiye, ekonomik performansımn yetersizlığine karşın IMF'nin bir numaralı müşterisi haline geliyor. Gazete, "Bu durum, toplamda yüzde 15'ten fazla oy hakkuıa sahip olan Avnıpa ülkeleri: Almanya, Fransa ve İngiltere'nin gelişmekte olan ülkelerie biıükte Amerikan hegemonyasına karşı birleşmedikleri sürece değişmeyecektir" yorumunu yaptı. Derleyen: Sinan S. Karabulut GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ İkKezHakfeObnKazanıfe Cumartesı günü Petrol-lş Sendikası'nın Altuni- zade'deki genel merkezindeydik. Türkiye Gazeteciler Sendikası "İş Güvencesi" Ya- sası'nın çıkması ve yasa kapsamına gazetecilerin de alınması nedeniyle bir söyleşı düzenlemişti. Söyleşinin amacı, hem yasayı ırdelemek hem de yasanın çıkmasında doğrudan katkılan olanlan bir araya getirerek TGS'nin teşekkürünü izleyenlerin önünde yinelemekti. Söyleşiye eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanı Yaşar Okuyan, Meclis kürsüsüne "DSP mil- letvekili" sıfatıyla pek çok kez çıkan ekonomıden sorumlu Devlet Bakanı Masum Türker, MHP Gnjp Başkanvekilı Ismail Köse. DSP Istanbul Mılletve- kilı Osman Kılıç, MHP Istanbul Mılletvekılı Nazrf Okumuş. Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral, Hak-lş Genel Başkanı Salim Uslu katıldılar. KESK Genel Başkanı Sami Evren, sona eren Insanca Bir Yaşam İçin " yürüyüş, DİSK Genel Başkanı Sü- leyman Çetebi de KESK'e destek vermek için An- kara'dan aynlamadıklanndan katılamadılar. • • • Söyleşi, benzer etkinliklere göre tam anlamıyla değişik bir havada geçti. Çünkü zamanlaması nedeniyle iç içe geçen iki konuyu da kapsıyordu. Çalışma yaşamı ve seçim öncesi politika. Katılanlar ortak bir "emek" görüşünü yaşartık- lan için gerginlik bir yana, bir bin ardına patlatılan espriler de zaman zaman kahkahalara yol açıyor- du. Söyleşinin odak noktası Yaşar Okuyan'dı. Yasa- nın çıkanlması için gösterdiğı direniş nedeniyle bakanlıktan olmasını, kendisı de bır espri ıle özet- lıyordu: "Işçılere güvence sağladıkama bizim ışimiz bit- ti. Bakanlık gitti." Ancak Yaşar Okuyan'a yönelik olumlu degerlen- dirmeler, Anavatan Partisi'ni (ANAP) kapsamıyor- du. Çünkü tasarıda ANAP'lı bakanlann da imzası vardı ama grup sözcüleri görüşmeler sırasında iş- veren vekilliğine soyunup hazırladıklan değişiklik önergelerıni işverenlerin istekleri doğrultusunda hazırladıklannı itiraf etmişlerdi. En açık ve keskin eleştiriyi Türk-lş Genel Baş- kanı Bayram Meral yaptı. "Seçimde Mesut Yıhnaz'/ affetmeyeceğız" • • • Yasanın gerçek tanımını Bakan Türker yaptı. Ya- sayla işten çıkarmalara yargı denetimı getirilmiş, bu arada sendikal örgütlenmenin önü açılmıştı. Yapılan konuşmalardan ortaya çıkan bir başka gerçek de, yasayı ekonomi ve sanayi âlemini tor- pilleyecek en büyük tehlıke olarak nitelendiren iş- veren sözcülerinın, bu degerlendirmeyi tasanyı okumadan yaptıklarının örneklerie yansıtılması ol- du. Sanırız aynı yanlışı holding medyası da yapmış, bu nedenle de işverenler ile holding medyası bir- birlerini yaygın deyim ile gaza getirmışti. ••• Ancak söyleşinin en önemli yanı, 21 'inci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, "kimingücü var- sa" anlayışını "kimin hakkı varsa" biçimine dö- nüştürdüğünün dilegetinlmesiydi. Bu değerlendir- me, İş Yasası ile Sendikalar Yasası'nda yapılması düşünülen değişiklıklerin gündemegeleceği 22'nci dönemde de geçerliliğini, şüphesız korumalıydı. • • • Katkılarateşekküretmek, insanca bir yaklaşım. Ama ben bır kişıye haksızlık edildiği kanısındayım. Türkiye Işveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı da konuşmalarda anılmalıydı. Çünkü konfederasyonunun genel kurulundaki ko- nuşmasında "/ş Güvencesi Tasansı'nı iki yıldır Ba- kanlar Kurulu'nda bekletiyorum" demeseydı, ta- san bekletildiği sumenlerde kalmayı belki de sür- dürecek ve TBMM'ye sunulmayacaktı. Haksızlığı bari bız gidermiş olalım. oerinc@cumhuriyet.com.tr. ••Th». ENGLISH CENTRE L a n g u a g e S c h o o l GeneJ Ingıli2ce Ppogramlan ŞtHcetter ve Kuruluştar İçin Ûzol Programlar İş Inoılızcesı Programlan TOEFL-IELTS'FCE Sınavlanna Haart* Programları Çocuklara Ozel Hafta Içı Gundûz Yaz RTjgramlan Bıre-bır IngAzce E^cımlerı Ev Hanımtoine Özal ProoramJar Öğrencılenmızs Ûcretsız Aktıvrceler T.l 2 BARTEV tLİ ULUS İLÇESİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Esas No- 1994 157-Karar No: 2001 05 Davacı Alı Başol tarafından davalı Galıp Çomak ve arkadaşlan aleyhine açılan menı müdahale davasının yapılan yargılaması sonucunda; Mahkeraemizin 1994/157 Esas-200105 Karar sayılı ılamı ıle mahke- memizin görevsizliğine. dosyanm kadastro mahkerae- sıne göndenlmesıne karar verilmış, ancak görevsizlik karan dahılı davalı Celal Taşcı'ya teblığ olunamamak- la karann ılanen teblıgı uygun görülmüş olup, ilan ta- nhinden 15 gün sonra Nıhat oğlu 1964 d.lu Celal Taş- cı'ya usulüne uygun olarak teblığ edilmış sayılacağı ılan olunur. Basın 51184
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear