23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-19 AĞUSTOS 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HJJVvJiıf_rifJJ. ekonomitgcumhuriyet.com.tr 13 SŞlRKETLERDEN • MAVİJEANS'ın AJtıerika'daki yeni reklam kampanyası, 'Mavi Fits' sloganıyla başladı. Reklam filmi MTV ve MTV2'de gösteriliyor. • YAPIKREDİ Wbrldcard sahipleri taksitli alışveriş ve puan toplama ayncahğını Istikbal Mobilya Mağazalan'nda da kullanabilecekler. • BARILLA, Spaghetti Alla Chitarra ve Farfalle Tonde adlı yumurtalı, kare ve fiyonk makarna çeşitlerini tüketıcinin beğenısine sundu. 100 bin civannda metal işçisi toplu iş sözleşmelerinin sonuçlanmasını bekliyor Metalde nefesler tutuldu • ORIFLAME yeni parfümleri Sun, Moon ve Eclipse'yi ağustos ayında yüzde 30 indirimle sunuyor. Parfumler tamamen doğal özlerden üretildi. • YKM'de işaretli ürünlerden 75 milyon lıralık alışveriş yapanlar 25 milyon liralık hediye çeki kazanıyor. Kampanya ağustos ayı boyunca sürecek. • PEPSIBOTTLING GROUP Türkiye'nin ilk çilek tadındaki gazh içeceği 'Yedigün Çilek'i piyasaya sürdü. Yedigün ekıpleri kapı kapı dolaşarak ürünü tüketicilere tattınyor. • YATAŞDayndesen seçeneği ve modern tasanmlan ile renk renk nevresim ve uyku setlerini içeren yeni koleksiyonunu piyasaya sürdü. • Aralannda Arçelik'ten Oyak Renault'ya, Borusan'dan Tofaş'a küçüklü büyüklü 176 işletmede çalışan 100 bine yakın işçinin toplu iş sözleşmeleri için ilk adımlar atıldı. İşçi temsilcileri görüşmelerin yasal süreyi aşacağına kesin gözüyle bakarken işveren temsilcileri de ilk kez mütalaa için bir ay gibi uzun bir süre istedi. OLCAYBÜYÜKTAŞ Metal işkolunda ıkı yıllık sü- reyle ücretlerin ve çeşitli sosyal haklann belirleneceği toplu pa- zarlık süreci için nefesler tutul- du. Aralannda Beko'dan Oyak Renault'ya. Borusan'dan To- faş'a küçüklü büyüklü 176 iş- letmede çalışan 100 bine yakın işçinin toplu iş sözleşmeleri için ilk adımlar atıldı. tşçi temsilci- leri görüşmelerin yasal süreyi aşacağına kesin gözüyle bakar- ken işveren temsilcileri de ilk kez mütalaa için bir ay gibi uzun bir süre istedi. Üç ayn işçi konfederasyonu çatısı altında örgütlü 100 bine yakın işçi, grup sözleşmeleri için Türkiye Metal Sanayicile- Pazarlığa oturacak firmalardan bazıları Arçelik Alarko Auer Bayraktar Beko Beldesan BMW Borusan Bosch Böhler Cevher Döküm Çukurova Çelik Borçelik Ford Otomotiv Hema Dişli Karsan Mann Kamyon Mercedes Profilo Telra Simko Oyak Renault Polimak Tofaş Trakya Döküm Türk Traktör Uzel Makina Aksan Metal Anadolu Isuzu Anadolu Endüstri Motor Çayırova Boru Sanayi Çukurova fnşaat Sarkuysan Türk Pirelli Asil Çelik Çhrysler Küçüklü büyüklü 176 işletmede çabşan 100 bin işçinintopluiş sözleşmesi için ilk adım aükh. ri Sendikası (MESS) ile karşı dilegetiren işçi temsilcileri, pa- ri, bazı işyerleri için grevin bi- karşıya geliyor. Türk-lş yetkili- leri, görüşmelerin sözleşme bi- timinden 4 ay önce başlayabile- ceğini, her iİd tarafın da uygun görmesi halinde müzakerelere geçilebileceğini hatırlatarak ilk görüşmelerin ay başında yapıl- dığını söylediler. İşyerleri incelendi Pazarlığın önümüzdeki ay daha hareketli bir hal alacağını zarlığın 60 gunlük yasal süresi içinde tamamlanamayacağını belirttiler. Pazarlık süreci başlayan işçi- ler arasında en büyük grubu oluşturan Türkiye Işçı Sendika- lan Konfederasyonu'na (Türk- lş) bağh Türk Metal-lş Sendı- kası'nda, Türkiye genelinde küçüklü büyüklü 125 işyerinde 80 bini aşkın işçiyi temsil ettik- lerini hahrlatan işçi temsilcile- le gündeme gelebileceğini ileri sürdüler. Toplusözleşme dönemi için- de bulunan ikinci büyük grubu ise Devrimci İşçi Sendikalan Konfederasyonu'na (DİSK) bağlı Birleşik Metal-lş Sendi- kası'nda örgütlü işçiler oluştu- ruyor. Sendikalannın Türkiye genelinde 36 işletmede 13 bini aşkın işçiyi temsil ettiğini hatır- latan Birleşik Metal-lş Sendi- YILIN İLK YEDİ AYINDA LÜKS ARAÇ SATIŞINDA PATLAMA YAŞANDI Otomobüpazan zengin müşteriye kaldı BMW saöşlannda yüzde 43 arüş gerçekleşti. tSTANBUL (AA) - Türk otomotiv pazannda çöküş olarak nitelenen dur- gunluk sürerken lüks otomobü satış- lannda büyük artış yaşandı. Yılın 7 aylık döneminde, BMW satışlan yüz- de 43.1 artışla 940 adede, Merce- des'in satışlan ise yüzde 39.9 artışla 635 adete yükseldi. Otomotiv Distribütörleri Derne- ği'nin verilerine göre ocak-temmuz döneminde, orta üst sımftn üzerinde- ki lüks ve spor otomobillerle 4 çeker arazi araçlanndan toplam 3 bin 488 adet satıldı. 2001 yıluım aynı döne- minde bu segmentlerdeki toplam sa- tış 2 bin 990 adet olarak belirlenmiş- ti. 7 aylık dönemlere bakıldığında BMW'nin geçen yıl 657 adet olan sa- tışı, bu yıl 940 adede yükseldi. En ucuzu 36.7 miryar lira olan BMW'nin 3 serisinden 542 adet, 5 serisinden 198 adet, 7 serisinden 52 adet, X5 'ten 96 adet, Z 3 serisinden 10 adet satıl- dı. Mercedes'in de geçen yıl 454 adet olan alt segmentteki A serisi hariç bi- nek araç satışlan, bu yıl 635'e ulaştı. Ocak-temmuz döneminde, Jagu- ar'ın satışlan 61 'den 8 l'e yükselirken Land Rover'in satışlan da 184'ten 270'e çıktı. Land Rover'in saüşlannın 57'sini Range Rover, 56'sını Disco- very, 157'sini de Freelander oluştur- du. Chrysler'in Grand Çherokee'si 126 adet, Çherokee'si de 85 adet müş- teri bulurken Ferrari'nin satışlan 9'dan3'e,Porsche'nin 15'ten8'e,Sa- ab'm 36'dan 29'a, Subaru'nun 207'denl87'yegeriledi. DUNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGIN YILDIZOĞLU LONDRA erginy(Ş tr.net 20 yıldır inşa edilmeye çalışılan ABD merkezli küresel serbest piya- sa modeli iflas etti; büyük acılara, israfa ve yıkıma yol açarak çözülü- yor.. özellikle de IMF programlan- nı uygulayan ülkelerde. Ancak bu modelden beslenen güçler, mode- lin iflasını ve uygulayıcılarının so- rumluluğunu toplumun geri kala- nından saklamak için basının da yardımıyla büyük çaba harcıyorlar. [şte bu yüzden fantezi üretme ma- kineleri "fı///-f/me"çalışıyor. Biz de bunlardan payımızı alıyo- ruz: Ekonomik kriz sürüyor, gün- demde büyük bir savaş var, ama korkulacak bir şey yok.. çünkü Derviş var! O şimdi solcu. O solu bırleştirecek. O'nun partisi hükü- met olacak. O, Türkiye kapitalizmı- nın gelişme çizgisinde daha ilen bir adımı temsil edıyor. tflasın işaretleri 20 yıldır dogmatik bir düşünce, inatla, "Küresel serbest piyasa, özellikle malipiyasalar, kaynaklann optimal dağılımını sağlar!" dıyor. Bu düşünce, "küreselleşme" de- nen mali genışleme süreci için ge- rekli devlet polrtikalannın temelini oluşturdu. IMF ve Dünya Bankası, ABD yönetimi, uluslararası mali sermaye, onların çevre ülkelerdekı uzantılan hep bu plağı çaldılar. Bu sırada ABD'de yaşanan "mucize- vı" büyüme hızı, sözde klasik eko- nomi kurallannı ıskartaya çıkaran '•Yeni Ekonomi", dünya ticaret hacmindeki hızlı büyüme, ulusla- rarası yabancı yatınmlarda, serma- ye hereketlerinde hızlanma, "Kü- reselleşiyoruz", "Serbet piyasa en rrûkemmel düzenleme aracıdır", 'Kapitalizm yeni bir gelişme aşa- rrasına girdi" savlannı destekliyor- dj. "Küreselleşmenin" kapitaliz- mın kriziyle ilgili bir mali genişleme, dönemsel bir olgu olduğunu söy- leyenler ise besbelli ki saçmalıyor- dj.. Önce, küresel serbet piyasa tfopyasına zemin oluşturan mali genişlemenin köpügü Asya kriziy- le patlamaya başladı. Sonra, 2000 yında borsa krizi ve dünya ticere- tnde ani gerilemeyle küresel re- sesyon tartışmalan başladı. 11 Ey- ü'ün travması atlatıldıktan sonra 'ekonomik mucizelerin" gerçek y'jzü de açığa çıktı. Patlamaya iaşlayan mali skandallar "Yeni Etonomı" mucizesinın neredeyse Yeni Fantezilerkolektif birhırsızlıktan kaynaklandı- ğını, "Yeni Ekonomi"ri\r\ en büyük şırketlerinin yıllardır yatınmcıyı do- landırdıklannı ortaya koydu. Sonra ABD ekonomisinin büyüme hızlan geriye doğru yeniden hesaplandı, "mucizevi" büyüme oranlan düzel- tılerek, hiç de olağan dışı olmayan düzeylere çekildı. ABD ekonomisi yeniden resesyona giımeye baş- lar, borsa uçurumun kenarında beklerken, son toplantısında FED, beklenenın aksine, faizleri düşüre- medi. Bu ilginç gelişme, "FED 'Ya ekonomi beklenen tepkiyi vermez- se' diye mi korkuyor", "ABD de Ja- ponya gibi bir liki- dite kapanına mı ginyor" sorularını gündeme getirdi. Dünya ekono- misinin merkezi böyle. Avrupa'da da ekonomik dur- gunluk hızla gelişi- yor. Ama Latın Amerika, özellikle Brezilya çok daha ilginç. IMF politi- kalarını uygulayan ülkelerin hemen hepsınde mali kriz var. Arjantin krızi hızla etrafınabula- şıyor. Brezilya, ABD' hükümet sözcülerinin, sol- cu başkan adayla- rının yükselişini engellemek için verdikleri demeçler yüzünden er- ken bir mali krize itildi. IMF'nin 30 milyar dolarlık rekor mali yardım paketi bile piyasalarda güven sağ- layamadı, indeksler geritemeye de- vam etti. Özetle, IMF modeli (küresel ser- best piyasa pojesi) merkezde ve çevrede iflas etti! Daha ilginci, ge- lişmekte olan ülkelere yönelik ya- bancı yatınmlann gerHemesi. dün- ya ticaretınin daralması, mali piya- salann artık denetimsiz spekülas- yonlar alanı haline gelerek istikrar- sızlık kaynağı olması, "küreselleş- me" kavramına saklanan mali ge- nişleme sürecinin de sonuna gehn- diğini gösteriyor. Üstelik, adetata- rıh, 100 yıl sonra tekrarlanıyor. Bor- sa krizi ve mali skandallar uluslara- rası mali oligarşinin gücüne büyük bir darbe vururken, genelleşmiş re- sesyonlar ve büyük çaplı savaşlar ortamı geri geliyor. O şimdi solcu! Bu uluslararası gelişmeler ülke- mizde üretilen fantezilerin vartık ne- denini oluşturuyor. Düne kadar, ar- tık sağ ve sol kalmadı diyenlerin aniden bir sol keşfedip bunu birleş- tirmeye çalışmalanndaki saçmalı- ğı şimdilik bir kenara bırakalım. "Derviş'in solu toplamaya çalıştı- ğına" ilişkin anlatının yapısını çözen temel sorulan ilhan Selçuk köşe- sınde sorduğu için bu konuyla da daha fazla ıl- gilenmeyelim, şu saptamayı yapmakla yeti- nelim: Derviş'in uyguladığı polı- tikalar bu güne kadar, toplumda işsızlik ve yok- sulluktan, reel ekonominin tas- viyesinden, ya- bancılar tarafın- dan yok pahası- na satın alınma- sını kolaylaştır- maktan başka bir sonuç üret- medi, ekonomi- nin IMF kredile- rine bağımlılığını daha da arttırdı. Tüm bunlar, dünyanın neresinde olursa olsun, neo-lıberal, yeni sağ, muhafazakâr olarak bılinen partile- rin uygulamalarıdır, sol partilerin değil! Dervişin savaş yanlısı olma- sı da cabası? Bu yüzden, görüşleri dünyanın heryerınde iflas etmekte olan Der- vış'i sola satmak oldukça zor. So- lun düşünsel evrenine uygun, "Ke- mat Derviş 2002 yılında, Türkiye kapitalızminin gelişme çizgisinde daha ılen adımı temsil ediyor"(l) "Bu adım(?) daha modern bir Tür- kiye hedeflemektedir" gibi, satır aralannda da bu "ileri" ve "daha modern Türkiye" projesi uğruna bir dönem fedakârlığa katlanmaya de- ğebileceğini de ima eden fantezi- ler gerekıyor. Bu fantezileri, "çöz- mek" için, bir başka döneme, ör- neğin Hindistarîda kapitalizmin In- giliz emperyalizmı altında gelişme sürecine taşımak yeterli... Bu gün Derviş'i desteklemek isteyenlerin, dün South IndiaCompany'nin Hin- distan Pazan'nı açma sürecini de desteklemeleri gerekmez miydi? Bunu midelerinin kaldıracağını sanmıyorum. Ama bu dostlanmızın Türkiye'de kapitalizmin getişme ta- rihini özetlerken, emperyalizmden, 19. yüzyılın sonunda uluslarası hat- ta "ötesi" mali sermayenin Os- manlı Imparatorluğu'nun bolüşül- mesini bizzat örgütleme sürecin- den (Karl Polany: Büyük Dönü- şüm), bunun aracı, Düyun-u Umu- miye'den, söz açmamaya dikkat etmeleri de kafamı karıştırmıyor değil. Sonra, bu fanteziyı üreten dos- lanmızın, kapitalizmin gelışmesinın göstergesınin, ticaret ve mali işlem değil, ücretlı emek kullanımının/iş- çı sınrfının yaygınlaşması, artı-de- ğer üretiminin artması olduğunu: azgelişmişlik, geri bıraktınlmış, ba- ğımlılılık kavramlannı bilmedikleri- ni, hatta unuttuklarını düşünmek de olanaklı değil. Derviş'in uygula- maya devam ettiği politikalann üc- retli emek kullanımına, işçi sayısı- na, artı- deger üretimine vurduğu büyük darbeleri de bilmiyor ola- mazlar. IMF ve Derviş polıtıkalan, sanayi ve tanm yapılarını dağrtarak işçi sınıfını tarumar etmedi mı, iş- sizliği arttırmadı mı? Kırda ve kent- te tüketimi kısıp üst gelir dilimlerin- de yoğunlaştırarak, sonra da "ban- ka reformuyla" bunlan da biçerek iç pazan daraltmadı mı? Artı değer üretimine gelince, iç tasarruflarda- ki. yatırımlardaki gelişme(me)lere, negatif büyüme oranlarına, ülke ekonomisinin borç almadan çalı- şamaz, borçlarını da ödeyemez hale gelmesine bakınca olumlu bir şey söylemek mümkün mü? Biz de "çekinmeden söyleye- lim": Derviş politikalan, hem bu ül- kede kapitalizmin gelişmesinin önünde. hem de ekonomıye siya- si müdehale olanaklannı azalttığı, buna karşıhk, ulusiararası mali ser- mayenin iradesini güçlendirdiği için demokrasinin gelişmesinin önünde engeldir.. bu yüzden siyasi gerici- liğe açılan politikalardır! Solda ka- fa kanşıklığına gerek yok. Şükran Soner'in dediği gibi "Merkez sağ programlara, merkez sol vitrin aranıyor" o kadar! kası Başkanı Muzaffer Şahin. kobi niteliğindeki işletmelerin ekonomik krizden büyük zarar gördüğünü, ihracata dönük ça- lışan büyük işyerlerinin ise ge- çen iki yıllık süreci daha az san- cılı geçirdiğini dile getirdi. Talepyûzde 18-25 Şahin, ücret zamlannı, işçi- ler arasındaki ücret makasını iyice açan yüzde oranlı talep et- mediklerini, işyerlerinin duru- muna göre yüzde 18 ile yüzde 25 arasında değişen seyyanen zam istediklerini belirtri. Söz konusu zamlann ilk altı ay için olduğuna değinen Şahin, daha sonrakı altı ay için enflasyon kadar aruş, üçüncü altı ay için de enflasyonun üç puan üzerin- de artış öngördüklerini kaydet- ti. Sosyal haklar için yıllık yüz- de 65 zam istediklerini de söy- leyen Şahin, işverenin Iş Gü- vencesi Yasası'nın gündemde olması nedeniyle çeşitli dayat- malarda bulunabileceğini de sözlerine ekledi. Hak işçi Sendikalan Konfe- derasyonu'na (Hak-Iş) bağlı Özçelik-lş Sendikası da grup sözleşmesi yapacak bir başka sendika. Birincil olarak düşük ücretli işçilerin hak kaybım ön- lemek amacıyla seyyanen zam- la dengesizliği gidermeyi plan- layan sendika 15 işyerinde 6 bin işçiyi temsil ediyor. Çalışanların oranı yüzde 25.5 Kodın eve mahküm ANKARA (A\) - Türkiye'de 15 yaş ve üzeri 23 milyon 334 bin kadın nüfusundan sade- ce 5 milyon 938 bini (yüzde 25.5) istihdam ediliyor. Devlet Istatistik Ens- titüsü hane halkı işgücü anketi geçici sonuçlann- dan derlenen bılgilere göre Türkiye'de, 11 mil- yon 700 bin ev kadını var. Bu, çahşabilir du- rumdaki 19 milyon 109 bin kadının yüzde 61.2'sinin ev kadını ol- ması demek.Türkiye'de istihdamın 14 milyon 931 bini erkeklerden, 5 milyon 938 bini kadın- lardan oluşuyor. 2 mil- yon 217 bin işsizin 1.6 milyonu erkeklerden, 566 bini kadınlardan meydana geliyor. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Eski ile Yeni Son haftalarda ülke siyasetini yönlendirmeye çalışanlann önemli bir bölümü yeni ve yenilik kavramlanna sarılıyor. Seçimlere gidilirken, siya- setin, eskinin unutulması çizgisinde sürmesi isteniyor. Yenilik ve yenileşme, ileriye doğru gidişi ve de- ğişimi simgeler. Bu nedenle de kişi ve kurumla- nn, bu arada siyasal partilerin, kendilerini böyle nitelemeleri, yerindedir ve övgüye değer. Ek olarak, siyasetin geçmişin kısır çekişme- lerinin ötesine taşınması, geleceğe bakılma- sını sağlaması, geleceğin nasıl yapılanacağı konusunda çeşitlenmesi de çok önemli ve olum- ludur. Bu toplumun çok gereksinim duyduğu toplumsal banş ve dayanışma duygularının yeniden yeşermesi; insanlar arasında güven ortamının yaratılması, hiç kuşkusuz çok önem- lidir. Seçimlere gidilirken bu toplumsal değerie- rin yeniden doğması gerçek bir toplumsal öz- lemdir. Bu bağlamdaki yenilikçilik hiç kuşkusuz olumludur ve doğrudur. Eksik olan, yenilikçi olmak değildir; bundan sonrasıdır; eskinin üzerine bir sünger çekil- mesi istenmesidir. Yenilikçi görünenler eskinin gündeme getirilmesini istemiyor. Siyasette "eski konuşulmasın, tartışılmasın" anlayışı, medyanın büyük bolümünün de desteğiyle ka- muoyuna sürekli pompalanıyor; egemen kılını- yor. Konunun iki yönü var. Birincisi neden kimi si- yasetçiler geçmişin irdelenmesini istemiyor? Ikin- cisı de aynı siyasetçiler, topluma nasıl bir gele- cek önerebilir? İlk sorunun yanıtı oldukça açıktır. Çoğu siya- setçi, geçmiş yılların rüşvet ve yolsuzluklannın sorumluluğunu taşıyor. Bu nedenle, kendi geç- mişinin hesabını veremeyecek olan siyaset- çi, ne olur geçmişe değil, geleceğe bakılsın öne- risini yapıyor. Daha dar kapsam, kimi siyasetçi de Meclis'te, rüşvet ve yolsuzluk dosyalarının oyla- narak aklanması sırasında nerede durduklarının ya da nasıl oy kullandıklannın sorulmasını, tartı- şılmasını ve açıklanmasını istemiyor. Kendisi yol- suzluğa karışmasa da, yolsuzluk gölgesi taşıyan birilerini oy vererek aklamanın ağır sorumluluğu altında ezıliyor. Gerçekte. kişinin yolsuzluğa ka- nşmasıyla kanşanlan oy vererek aklaması ara- sında ne fark var? Kanımca yok. Bu nokta bir yana, seçım sürecinde geçmişi unutun istemi, rüşvet ve yolsuzluklara adı karışanlann seçme- nin gözünde korunmasını istemek değil mi? Eskiyi kaşımayın önermesinin ikinci önemli ne- deni, geçmişte uygulanan politikalann başa- nsızlığıdır. Türkiye kötü yönetilmiştir. Hükü- met edenler, yaptıklannın sonuçlannın anlaşılma- sını istemiyor. Bankaların batırılması sonucu hal- kın uğradığı yaklaşık 40 milyar dolarlık kayıp; dış borçlann 118 milyar dolara, iç borçlann da yak- laşık 125 katrilyon liraya çıkışı, resmi sayılara gö- re yalnızca geçen yıl sayılan iki milyona ulaşan yeni işsizler; kapanan on binlerce işyeri; yoksul- laşan çiftçi, işçi ve esnaf kesimleri, durma nok- tasına gelen mal ve hizmet üretimi... Elbette bu durumun, eski-yeni sorumlulan, geçmişin konu- şulmasını istemeyecektir. Ancak, eskiyi konuşmayalım demekle bu ger- çekler yok olmaz; hesap sorulmadan eski kirler yıkanmaz. Bu nedenle, geçmişi değil yalnızca geleceği konuşalım diyen siyasetçilere, seçmenin sor- ması gereken ilk soru şudur: Geçmişte nere- deydiniz? Ülke soyulurken ne yaptmız? Rüşvet, yolsuzluk döneminde, kendinizneyaptınız; Mec- lis'te oyunuzu nasıl kullandınız? Işin başı, bu noktadır. Çünkü temel kuraldır, her yeni, eskinin üzerine kurulur; eski yok sayıla- rak yeni kurulamaz. Eski, yeniyi bağlar; geçmiş, geleceğin yolunu çizer. Ünlü iktisatçı Joseph Schumpeter'in.kapitalistüretiminteknolojikye- nilik özelliğini anlatmak için vurguladığı gibi, ye- nilik, özelliği "yaratıcı yıkım" olan bir süreçtir. Yeni, eskinin yerini alır. Yeni, eskiyi yok sayamaz, yeni, eğer gerçekten yeniyse, eskiyi yok eder. Yenilik isteyenlerin iktidara gelirlerse yapacak- lannın tartışılması, yalnız ve ancak geçmişleriy- le kamuoyu önünde hesaplaşmalarından sonra konuşulursa, gerçekten bir anlam kaza- nabilir; daha doğrusu kazanmalıdır. Sağlıklı bir seçim sürecinin birinci sayfası budur. Citibank Kredi Kartı yine kazandırdı! 1 Haftallk Çift Kişilik GÜney Amerika Gezisi Kazanan Talİhlİ (1 Adet): Asil Talihli: Hasaıı Yalçın Yedek Talihli: HOseyın Fırat Şenol 1 Haftallk Divan Bodrum Palmira Otel'de Çift Kişilik Tatil Kazanan Talihli (1 Adet): Asil iWihii: Toiga A. Sarper Yedek Talihli: Mesut uiuç Dınç Divan Kalamış Marina Hai! Sushi Restaıırant'ta Çift Kişilik Akşam Yemeği Kazanan Talihliler (10 Adet): Asil Talihliler Julıde Suna-Ahmet Özel-Emme Ağı Yedek Talihliler: Merıh Erek-Fadıme Kaya-Zıya Kur Citibank, N.A. Merfcezi: New York N.Y. istanbul, Türkiye Merkez Şubesi Kampanya detay ve kosullan: • Bu çekıhşe. Citibank Kredı Kartında en az 450 bınkmış Rewards Puanı olan ve her bır çekılış hakkı ıçın 450 puanınm bır ktırm>§ olduklan puanıardan duşüleceğını kabul edenler katılmıştır • Çekıhşe Citibank Kredı Kartı sah plerı, Citibank Onlıne [wwwcıt Dank.coTi tr) ya da 444 0 500 CıtıPhone aracılıÇı ile katılnrştır • Bu kampanya, Mıllı Pıyango Idaresı'nın B 02.IMPI.0.13.00.02/914-4625 sayıll ve 27/06/2002 tarıhlı ıznı ııe duzenlenmıştır. • Çekılışler '5 Ağustos 2002 tarıhınde, saat 15 OO'de Sanıye Emutlu Sok. 4 Şaşmaz Plaza Kozyatağı 81090fetanbul-Türkıyeadreslı Citibank N.A Merkezi Newyork N.Y Istanbul Turkıye Merkez Şubesı'nde Noter huzurunda gerçekleşmıştır • Çekılışe katılım. 05 Temmuz 2002 ile 05 Ağustos 2002 tarıhlerı arasında gerçekleşmıştT • Çekılış sonuçları, gazetede yayınlanan talıhlılere. göndenlecek mektup ^e telefon ile de duyurulucaktır • 3 Eylul 2002 asil, 18 Eylül 2002 yedek talıhlıler ıçın en son başvjru süresıdır. Talıhlılerın 0800 2Î160 95 no'tu Bon Voyage serv;sıne başvurmaları gerekmektedır • !kı farklı çekı>ış yapılmıştır. Yurtıçı ve yurtdısı seyahat çektlışlerı tum Turkıye'den katılanlar arasından, aksam yemeği çekılışı ise Istanbul'dan çekıhşe katılan kışıler arasından yapılmıştır. • Bır kışıye bırden fazla ıkramıye verılemez. Aynı kişınıp kazandığı durumlarda çekılış tekrarlanmıştır. • Citibank Kredı Kartı sahipleri, çekılışe. bır ya da bırden fazla çekılış hakkı ıle katılabıhr. Herbır katıhm haKkı ıçm 450 Rewards Puan başvuru sahıbtnm bırıktırmış olduğu puanla'ından duşulmiiştur. Ömeğın, bır çekılış hakkı talep edıldı ise 450 puan, 3 çekılış hakkı talep edıldı ise 1350 (450 x 3) puan başvuru sahıbının bıriktırmiş :aabat*Pınar Okan*S,tkı Hanağasi'Pınar KalayL. Arzu Takıl-Halıme Koşlu'Özçelık Şartnali'Cuneyt Fılız uldu-Nıhat Mıntaş-Mert Tarlan-Boğos Tozluyan-E. Dılek Bıçakçı-Suna Öztürk-Kudret Göçer-Erkan Tatlıdıl olduğu puanlarından duşulmuştur • Katîlımcılarm telefon «e adres bılgısı oiarak, başvuru sırasında nun^arasını gırmış olduklari Cıtıbank Kredı Kartı ekstre adresı baz alınmıştır • Çekılışe katılmak ıçın başvuru esnasında, kend ısteğı ıle ya da kredı kartı borcunun odemesınde yaşanan problemler neden ıle kartı kapalı olan kışıler çekMışe katrlamamıştır. • Çekılışe katılım sırasında kartı açık olsa bıle çekılış sırasında gene ödeme problemı ya da kepdı ısteğı ıle kartı kapalı olan kışıler çekılişe katılamamışlardır. Katılıp kazananlar ise ıkramıyelerını alamamışlardır. • KDV harıç tum vergı ve yûkOmlulûkler talitılrye aıttır • 18 yaşından kuçukler, Cıtıbank, Wunderman, Dıgıvveb Art çalışanları ve akrabatarı çekılişe katılamazîar kazandıkları takdırde ıkramıyelerını alamazlar. Yurtdısı ScyalMt: • Yurtdısı seyahat ıkramıyesı 1 adet olup çift kışılık'tır. • 3 gece Havana, 2 gece Cancun re 2 gece Memco Cıty olmak uzere topiam 7 gece, 9 günden oluşmaktadır. • Konaklama, 5 yıldızlı deluxe otellerde oda ve kahvaltı şeklınde yarım pansıyon olacaktır. • Konaklamaiar o andakı yer durumuna gore aşağıdakı 5 yıldızlı otellerde olacaktır: • Melıa Cohıba-Havana, • Stıeraton veya Rıtz Carlton veya Fıesta Amerıcana Coral Beach Resort- Cancun, • Sheraton veya Marrıott veya Rrtz Carlton-Mexıco Cıty. • Uçak ıle ulaşımlar ekonomi sınıfı bıletler tie gerçekleştırılecektır. • Turkıye'den ve Turkıye'ye uçustar Aır FrafK» Ile Istanbul. gınş/çıkrşlı olup bu ıle ve havaalanlarına ulaşımı Cıtıbank ustlenmemektedır • Havana, Cancun ve Mexıco Cıty arasındakı ulaşım Meksıka Hava Yolları ıle gerçekleşecektır. • Uçak bıletıne tum havaalanı vergılerı dahıl oluo konut fonu hançt r • Alan transferlerı ve üç adet şehır turu hızmetı verılecektır. • Geçerlılık sûresı 20 Ağustos 2OO2'den 31 Ekım 2002'ye kadardır • Seyahate çıkma tarıhınden en az 15 gun önce LÇak ve otellerdekı yerierın teyidı için talihli tarafından rezervasyon yaptırıiması gerekmektedır. • Yurtdısı Seyahat Çekijıne 9803 kışi katılmıştır. YurtlçI Seyahat • Yurtıçı seyahat ıkramıyesı 1 adet oiup çift kışılıktır • Konaklama. Divan Bodrum Palmira Otelınde (özel kategon) bır çift ktşılık oda. kahvaltı bazında yarım pansıyon olarak gerçekleşecektır. • Konaklama süresi 1 haftadır. • Bodrum'a ulaşım THY uçuşu ıle gerçekleştırıfecektır. • Uçuşlar Ankara, Istanbul, Izmır gınş/çıkışlı olup bu ıllere ve havaalanlarına ulaşımı Cıtıbank ustlenmemektedır • 15 Eylül 2002 ıle 31 Ekım 2002 arasındakı konaklamaiar ıçın geçerlı olup. seyahate çıkmadan en az 7 gün önce rezervasyon yapılması gerekmektedır. • Yurtıçı Seyahat Çekışıne 9803 kışı katıtmıştır. Akşım Ycmeiji • Divan Kalamış Manna Haı! Sushı'de gerçekleşecek akşam yemeği ıkramıyesı 10 adet olup, çift kışılıkttr. • Fıks menü, ıçkı dahıldır. • 20 Ağustos 2002 ile 31 Ekım 2002 arasında geçerlı olup, yemekten en az 7 gun önce rezervasyon yapılması gerekmektedır. Restaurant'a ulaşım Cıtıbank tarafından t f M * t d t Your • Akşam Yemeği Çekişine 5213 kişi katılmıştır. www.cltlbank.com.tr CHIPhone 4 4 4 O 5 0 0 Ziti never sleeps, cffîbank
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear