Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 18 AĞUSTOS 2002 PAZAI
HABERLER
PÜNYADA BUGÜN
AXİ StRMEN
'Siz Yine de Gelin'
S-evgıli,
Veni seçim dcneminde, siyasilerimizin hepsi
birfc>inne benzeyen incilerini dinleyecek, ister is-
tem ez sinirleneceksin.
Haklısın! Ama ±jrumu yadırgama!
H e r alanda, vıcık vıcık bir popülizmin egemen
okJcığu toplumda, TV ekranlan, büyükrotatifler,hat-
ta kimilerinin sanat adını verdikleri etkinliklerden,
ağız dalaşlarından boş şişinmelere kadar her yer-
de popülist biçen egemen değil mi?
Politıkacısından rnedya mensubu ve yönetici-
sine, sanatçısına kadar popülizmin vıcık batağını
kulaç'ayarak reyting almaya çalışanlann hemen
hepsinm yedikler herzenin mazereti hazırdır
- Ne yapalım halk böyle istiyor.
Hatta onlar daha da ileri giderek popülizme kar-
şı çıkanlan, halktan kopuk olmak, onun değerle-
rini hiçe saymak ya da küçümsemekle suçlariar.
(Halkın en alt beğeni düzeyini egemen kılarak,
onun basit hazlarnı okşayarak emeğe sırtını çe-
v'ırrniş, üretimi tu kaka edip ürettiğinden fazla üre-
yen vetüketen, taoii ki, sonunda da çıkmaza sap-
lanması kaçınılmaz olan, son irdelemede halka bir
şey kazandırmayan, ama popülizmle palazlanan-
lann, zaten düşük olan toplumsal üretimden, hiç
de hakları olmayan paylan kapmalarını sağlayan
bir uygulamanın halka saygı ile ne ilgisi var ki?
• * •
Hatta popülizmin, bu düzenin sürmesini sağla-
yacak kapıyı açan iki üç anahtardan biri olduğu-
nu bile söyleyebilhz.
Halk burada, en alt beğeni düzeyi sürekli pom-
palanan, daha sağlıklı düşünme ve de sorgulama
olanağını geliştirmesıne engel olan popülizmin
kurbanıdır aynı zamanda.
Yani o hem cellattır, bu oyuna katıldığı hatta
onu teşvik ettiği içın; hem de kurbandır, bu oyun-
dan zarar gördüğCnden.
Ama bu oyunu sahneleyenler, reyting ölçüm
aletlerini en düşük eğitimli kesime yöneltenler,
oyundan yarar sağlayanlardır.
Üstelik de, en aşağı kesimin değerierini yücel-
tenlerin ve en yoz beğeniyi halkın beğenisi diye
sunanlann ne kadar haklı oldukları da hiç mi hiç
belli değildir.
Daha iyiyi ısrarla sunan ve daha iyinin kabul
görmesi için ortam hazırlayan kolektif birgüç var
da, toplum ısrarla hayır diye diretiyor mu?
Bu bozuk oyundaki, toplumsal sorumluluğuas-
la göz ardı etmeden bir olayı anlatmak isterim.
• * •
Türkiye'de tiyatro alanında, dünya çapında öz-
gün bir ömek olan Genç Oyuncular hareketinin ku-
rucu ve üyeleri, 9 Ağustos günü bir yemekte bir
araya geldiler ve kuruluşlannın 45. yılını kutladılar.
Türk sanat yaşamına birçok tartışmasız değer
kazandırmış olan bu hareketin kuruculanndan Atil-
la Alpöge ile 30. yıldönümlerinde yaptığım bir ko-
nuşmada, Erdek Tiyatro Şenlikleri'yle ilgili olarak
bana anlattığı öyküyü burada sana aktanyorum:
"Bu etkinliklerde, Istanbul'dan gelen gelenek-
sel tiyatro seyircisinin yanı sıra, Erdek'in yertisi-
ne ulaşmaya çalışıyorduk. O yüzden kasabanın
değişikyeıierinde sokaklarda oynuyordukzaman
zaman.
Hiç unutmam, bir kez lonesco'yu sergilemiş-
tik. Gündüz seyircimiz kadın ağıriıklıydı, gece ise
erkek.
Çok dikkatimi çekti, kadınlaroyunun başka yer-
lerine gülüyoıiardı, erkekler ise başka bölümle-
rine. Kendi kendimize, 'Bak şu işe, dedık, lones-
co kadınlara başka sesleniyor, erkeklere başka'.
Gece oyunundan sonra, herzamanyaptığımız
gibi, seyircilerle pyun üzerinde konuşmaya ko-
yuiduk. Hiç unutmuyorvm yaşlı bir Erdekli şun-
ları söyledi:
- Çocuklaroyununuzu çokbeğendik... çokgül-
dök... çokeğlendik... Ama birşeyler var, yakala-
yamadık. Oyunu tam anlayamadık.
Sonra durdu ve ekledi:
- Ama sizyine gelin ve de bize böyle şeyler ge-
tirin"
Bimem, daha fazla söze ihtiyaç var mı Sevgi-
li?
Yahniciden Ecevite mektup.
Öcalan F tipine
gönderilsin
A>XARA(Cumhuri-
yetEörosu)-MHP Genel
BasLan Yardımcısı Şev-
krt&lent Yahniei. terö-
rist Abdullah Öcalan"ın
KAJ3EK Genel Başkanı
sıfatr>la medyaya yapu-
ğ açilamalara tepki gös-
terd. Yahnici, Başbakan
Bûlat Ecevit'e bir yazı
gönoıererek elebaşı Ab-
dullaÖcalan'ın, "örgü-
tûni yönetemeyecek,
med-a açıklamaa yapa-
majıcak bir nonnal
mahtûm uygulatnası"
içinşrekli statünün sağ-
lanaâk F tipi cezaevine
naklnı istedi.
Ymci, Ecevit'e gön-
derdayazıda, AB uyum
yas&ınyla ölüm cezası
kaldnldığı için "şu an
ıtfl>ar>la idamdan kur-
Ariaı'Öcalan'ın, bulun-
iıgıszaevinden dışa-
ndaLyandaşlanyla ser-
best;haberleşn'ğini öne
sârd Öcalan'm, yan-
daşLnna emirler verdi-
|mi.3sına açıklamalar-
dabmmduğunu belirten
Yabn.% Başbakan Ece-
n'eânderdiği yazıda
şunJan kaydetti:
"Birmahkûmunnder
yapıp yapamayacağı
Adaiet Bakanfağı yönet-
metiklerinde,infazkanu-
nunda beUidir. Yasadışı
bir terör örgüriinü içeri-
devedışanda Türkiye'de
yattığı bir cezae\1nden
yönetmeye hiçbir mab-
kûmun hakkı olmadıgı-
•ı bitrvoruz.Ama bflgi ve
beigder aksini söylüyor.
Eğerö>iekibubflgivebd-
gelerdoğru iseilgffi şahıs
şimdiden özgür bir şekfl-
desjyasetyapryordetnek-
tir.YapQ|)siyâsetTC'nin
egemenük hakianna sal-
dmdır.Aknğıceza bunun
karşıhğı değO miydi? Ko
nuya ilişkin hassasryeti-
niziii büyük olacağını bi-
fiyorum veen azından dı-
şarryia ilgisi olmayacak
ve örgütünü yöneteme-
yecek. medya açıklama-
sıyapamayacakbir'nor-
malı mahkûm' uygula-
ması için gereldi statü-
nün sağtanmas! yönün-
de (F tipine nakil) Türk
haDonmhassasiyetine ka-
ulacağuıızı umuyorum."
Çiller'den önseçime revizyon
ANKARA (ANKA) - CHP'den bile fazla ilde önseçim
yapma kararı alarak dikkatleri çeken DYP Genel Başkanı
Tansu ÇiDer, önseçim yapacağı bölgelerde ufak
değişiklÜdere gitti. Edinilen bilgilere göre; aday tespit
yönteminin belirlendiği son gûn toplanan DYP Genel
Idare Kurulu (GÎK), adayların 53 ilde merkez yoklaması,
16 ilde aday yoklaması ve 12 ilde de önseçimle
belirlenmesini kararlaştırdı. Ancak daha sonra kayıtlı üye
ile önseçim yapılması öngörülen Kütahya ve Muğla,
Çiller'in karanyla hâkim nezaretinde aday yoklamasına
çevrildi. DYP'de merkez yokJaması yapdacak illerde
miüetvekilliği aday adaylık başvıırusu 20 Ağustos Salı,
aday yoklaması veya önseçim yapılacak iller
için başvııru süresi ise bugün saat 18.00'de sona eriyor.
Öte yandan DYP Genel Başkanı Tansu
Çiller'in parti tûzüğü geregi kullanacağı yüzde 5
kontenjan da büyük önem taşıyor. DYPtideriÇflfer.
AKP'de türbanh aıUıyyok
ANKARA(ANKA)- Seçim öncesi türbanh
aday konusunda yaşadığı sıkıntryı
u
aç
kapa" formülüyle aşmayı düşünen AKP
Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ı, partinin
6 türbanlı kurucusu "Yeni bir Merve
Kavakçı olayına neden olmamak" için
aday olmama karan alarak rahatlattı.
Tayyip Erdoğan ve AKP yönetiminde
seçim öncesi en büyük sıkıntı olan ve
çözümü konusunda güçlük çekilen türban
sorunu, partinin türbanh kurucularuıın
attıklan bir adımla çözübne yoluna girdi.
Parti yönetimi, tabandan türbanlı aday
konusunda gelen baskılar üzerine,
öncelikle türbanlı adaylan listelerin
seçilemeyecek sıralanna koymak, ancak
buna rağmen seçilmeleri durumunda ise
MHP'nin Antalya Milletvekih Nesrin
Ünal'ın yaptığı gibi TBMM'deki yemin
töreninde "aç kapa" formülünü
uygulamakta karar kılmıştı.
Ancak parti yönetiminde, bu formülün
partinin 6 türbanlı kurucu üyesi için
uygulanıp uygulanamayacağı
konusunda sıkınhlar dile getirildi.
Parti yönetiminde, Anayasa
Mahkemesi'nden kurucu üyelikleri için
vize alan 6 türbanlının adaylık için
başvurulan durumunda listelerin alt
sıralaruıa konulmalarımn ve seçilmeleri
halinde de "aç kapa" uygulaması
yaptınlmasının, partide ve tabanda
tartışmalara neden olabileceği
kaygılan ifade edildi.
Yüzde 10 barajı yüzünden bu seçim de milyonlarca seçmen TBMM'de temsil edilmeyecek
Baraj, ittifaklan zorluyorTÜREYKÖSE
AIVKARA - Seçim Yasası'nda
"temsüde adaleti" sağlayacak deği-
şiklikler yapılmaması nedeniyle 3
Kasım seçinilerinde milyonlarca seç-
menin oyunun değerlendirme dışı
kalacak olması, partileri ittifak ara-
yışına zorluyor. 1999 seçimlerinde
yüzde 10 barajı nedeniyle oylann
yüzde 19.2 'sinin (6 milyon oy) değer-
lendirme dışı bırakıldığı vurgulanır-
ken; 3 Kasım seçimlerinde bu ora-
nm yüzde 50'yi aşabileceği kaygısı
giderek yaygınlaşıyor. 1999 seçim-
lerinde, seçmen nüfus oranı düşük
olan Tunceli, Bayburt ve Hakkâri 'de
yaklaşık 25 bin seçmene bir millet-
vekili düşerken; Ankara'da 84 bin, Is-
tanbul ve Izmir'de ise 90 bin kişinin
bir milletvekili seçmesi de eleştiri
konusu oldu.
"Temsilde adaiet ve yönetimde is-
tikrar" tartışmalan seçim dönemle-
rinde yoğunlaşırken;
t
istikrar"a vur-
gu yapılarak savunulan yüzde 10 ba-
rajı, çok sayıda partinin parlamento
dışı kalmasına yol açıyor. 1999 seçim-
lerinde barajın altında kalan partiler
ve aldıklan oy oranlan şöyle:
CHP: Yüzde 8.7, HADEP: Yüzde
4.8, BBP: Yüzde 1.5, ÖDP: Binde 8,
DTP: Bınde 6, LDP: Binde 4, DP: Bin-
de 3, BP: Binde 2, EMEP: Binde 2,
IP: Binde 2, MP: Binde 2, DBP: Bin-
de 1, DEPAR. Binde 1, Yeniden Do-
ğuş Partisi: Binde 1, StP: Binde 1.
Gerekli yasal düzenlemelerin yapı-
lamaması nedeniyle yurtdışındaki
seçmenler de oy kullanamıyor. YSK
Başkanı Tufan Algan, Almanya'da
1.5 milyon dolayında seçmen olduğu-
nu vurguladı. Algan, "16gümrükka-
pKina sandık koyacağc" dedi. ANAP
Istanbul Milletvekili Bülent Akarca-
h ise "Ahnanya'daki seçmen sa>ısı o
kadar yüksek olamaz. Zaten yarun
mih onu Alman vatandaşı olmuş. Çif-
te vatandaşfak varsa, her iki yerde oy
kuDanmalandoğru ohnaz" dedi. Yurt-
dışındaki seçmen sayısı konusunda
net bir rakam ohnadığuu vurgulayan
Akarcalı, "SonmsadeceTüridye'den
kaynaklanmıyor. Bizinı sistenümizde
mektupia oy kuflanmak yok, Afanan-
ya terör kaygısı nedeniyle sandık ku-
ruimasmaizinvemıiyor. 'Bir kısım seç-
men mektupia oy kullansın, birtakım
seçmen de sandığa gitsin' de diyemi-
yortız. Bu sorunu çözmekçokkohy de-
ğil" görüşünü dile getirdi.
Adaiet yok
Bu yasama döneminde de "temsil-
de adaletle yönetimde istikran" bağ-
daştırmayı amaçlayan çeşitlı yasa
önerileri gündeme getirildi, ancak
sonuç ahnamadı. Barajın yüzde 5'e
indirilmesi, ittifaka olanak sağlan-
ması ve tercih sistemini öngören bir
1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇf N
Yasaklı liderler
Siyasete
yargı yön
verecek
değişiklik önerisini TBMM Başkan-
lığı'na sunan DSP Bursa Millerveki-
li AB Arabacı, yürürlükteki sistemin
sakıncalannı şöyle özetledi:
" Yüzde 10 barajı, temsilde adaleti
veyönetimde istikran sağlayamamjş-
br. 1987 seçimlerinde oylann yüzde
19.8'inin (4.7 milyon oy), 1995 seçim-
lerinde yüzde 14.5'inin (4.1 milyon
oj), 1999 seçimlerinde yüzde' 19.2'si-
nin (6 milyon oy) değerlendirme dışı
bırakıknğını görüyoruz. Bu barajın de-
mokratik üikelerde görülen en yük-
sek baraj olan yüzde 5'e düşürüİme-
si durumunda, hesaba katılnıayan oy
oranlan 1987'de yüzde 42, 1995'te
yüzde 6J, 1999'da ise yüzde 8J gibi
kabul edilebilir bir düzeyde olacaktı.
Bu rakamlar, yüksek barajm seçmen-
lerin oylaruun büyiik partilerde top-
lanacağı düşüncesini de dogrulama-
maktadır. 1987 seçimlerine 7, 1991
seçûnlerine 6 parti kanhnışken, 1995
seçimlerine 12, 1999 seçimlerine 20
parti katılmıştır. 1987 seçimlerinde
en çok oy alan parti vüzde 36'yı aş-
mışken, bu rakam 1991 'de 27,1995'te
21.4 ve 1999'da yüzde 22.2 olmuştur.
Yüzde 10 baraj, seçmen oyundaki
parçalanmaya engel obmadığı gibi,
1991'den bu yana ülke koaüsyonlar-
La yönetilmeye mahkûm edilmiştir.
Öte yandan, ülke seçim barajının tem-
silde adaletsizüğe yol açması bir ya-
na, baraj altında kalan partilerin oy-
lan, siyasal eğilimleri tam tersi nite-
likte partilere katkı yapmışar."
Büyük lllerln aleyhlne'
Arabacı, ilin nüftısu ne olursa olsun
her ile bir milletvekili tahsis edihne-
sini de eleştirerek şu bilgileri verdi:
"Büyük nüfusa sahip iDer aleyhine
sonuçlar çıkn. 1999 seçmılerinde Tun-
celi'de 43 bin, Bayburt'ta 50 bin nü-
fusa bir miDetveküi düşerken; bu ra-
kam İstanbul'da 132, tanir'deise 130
bin olmaktadır. Böylece, en az nüfu-
sa sahip 100 toplam 20 millctv ekili çı-
karörken, bu 10 ifin topiamma eşit nü-
ftısu olan Antalya 12 mfllets ekiH çıkar-
maktadır. Seçimlerde sadece nüfu-
sun esas atanması da adaletsizhğe yol
açmaktadır. Seçmen nüfus oranı dü-
şük olan Tunceli, Bayburt ve Hakkâ-
ri'de 1999seçhnlerindeyaklaşık25 bin
seçmene bir millervekili düşerken,
Ankaralda 84bin,tstanbulve tanir'de
ise90 bin kişi bir milletvekili seçiyor."
ANAP Izmir Millenekili IsınÇe-
lebi, Seçim Yasası değişikliği öneri-
si verdiklerine dikkat çekti. Çelebi,
"Herkes büyük öiçüde bizûn söyledi-
ğimiznoktayageldi Partilerarasıkav-
gayı değil, işbûüğini teş>ik eden sis-
teme ihtiyaç var" dedi. Parti sayısı-
nın giderek arttığına dikkat çeken
Çelebi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Halktemsilgücü olan veadaleti sağ-
layan bir sistemin ötesinde, mutlaka
paroleraraauziaşmayıteş\Tk eden bir
sistem istiyor. Halk siyasete kanlmak
ve kendi bildjğj insanı seçmek istiyor.
Bunun için dar bölge ild turhı sistem
gerekli. Bu şu anda yapılabifir mi bi-
lemiyorum. Ama çok önenılL İtitfak-
lan mutlaka teşviketmek lazım. Tür-
kiye'yi kimin yönetecegini önceden
açıklayıp seçime ortak kaühnak gere-
kfvor. Yüzde 10 barai aynen kalabilir
ya da tartışılabilir. iki rurlu sistem
olursa baraj otomatikkaikarzateaBu
aşamadan sonra yapüabilirse büyük
bir iş olur ama zor. Bu yapıyı değiştir-
meden gerçekleştirilecek seçimlerden
sonra meşruiyet krizi derinleşir."
ANKARA-3 Kasım seçimine gidilen
süreçte bazı siyasi aktörlerin geleceği, yar-
gının vereceği kararlarla netlık kazana-
cak. Neanetnn Erbakan "bağnnsc:ada>-
l^ı" konusunda Siyasi Partiler Yasası
değışıkliğıne umut bağlarken: AKP Ge-
nel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
"millenekilliğuparuüyetigiveyokuziuk
davabn" nedeniyle zoriu birgündemi bu-
lunuyor. Erken seçim sürecınde yüzünü
yargıya dönen taraflann dunımu şöyle:
TAVYİPERDOĞAN: Türk Ceza Ya-
sası'nın 312/2. maddesınden aldıgı ce-
za, siyasi yaşamını doğrudan etkiliyor.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavosı Sabih
Kanadoğtu'nun davası üzerine Anaya-
sa Mahkemesi'nin verdiğı karar bu ko-
nuda en önemli dayanagı oluşturuyor.
Erdoğan'ın "kurucu üye", dolayısıyla
kurucu başkan olamayacağına kairarve-
ren mahkeme, gerekçesini 19 Nisan
2002'de yayımlamış ve Erdoğan'a bu
görevlerden aynlması için 6 ay süre ta-
nımışü. Erdoğan, bu karar doğrultusun-
da 19 Ekim 2002 tarihinden önce kuru-
cu üyelikten ve genel başkanlıktan ayn-
lıp aynı gün "sade üye" olarak yeniden
partiye dönme)i ve birkaç saat ıçınde
Kurucular Kurulu tarafindan yeniden
genel başkan seçilmeyi tasarlıyor. Ancak
bu plana SPY hükümlerinin engel oluş-
turabileceği ve Yargıtay Başsavcısf nın
yeni bir ihtar veya kapatma davası aça-
bileceği belirtiliyor.
NECMETTİNERBAKAN: 16 Ocak
1998'de Refah Partisi'nin kapatılması-
na kararveren AnayasaMahkemesi, be-
yan ve eylemleri ile partinin kapanlma-
sına neden olan Necmettin Erbakan. Şev-
ketKazaaAhmetTekdaLŞeviüYümaz,
Hasan Hüseyin Ceyian, L HaH Çelik ile
Şükrü Karatepe'nin 5 )il siyaset yapa-
majacağını hükmetmişti. Erbakan hak-
kındaki siyasi yasaklar Şubat 2003 'te
sona erecek. Ancak 18 Nisan seçimin-
den sonra Siyasi Partiler Yasası değişti-
rilerek bu cezayı alanlar için öngörülen
"miDervekili adayı otamanıa" yasagı kal-
dınldı. Erbakan, bu değişikliğe dayana-
rak Konya'dan milletvekili adayı olma-
yı deneyecek. Bukonuda son karan YSK
verecek.
HADEP: YargıtayCumhuriyet Başsav-
cüığı'nın HADEPhakkında, "devleanül-
kesiv«nıiDetiy1eböhırımezbütünlugüne
aytarı eylemlerin odağı haline geldiği"
gerckçesıyle açüğıkapatma davası karann
3 Kasım sonrasına kalacağı belirtiliyor.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Şimdi herkesi bir korku aldı. 4 Ka-
sım sabahı bir çok parti barajı aşa-
maz da üç veya dört parti aldıklan
oyun iki misli birsayıyla Meclis'e gi-
rerlerse ne olacak? örneğin AKP,
MHP ve DYP yalnızca barajı aşabi-
len partiler olabilir. Bu üç parti yüz-
de 45'lik bir oylaMeclis'in bütün kol-
tuklarını ellerine geçirebilirier. Böyle
bir korku senaryosu üretilmeye baş-
ladı. Kemal Derviş de bu korkulann
bir sözcüsü olarak günlerce kapı ka-
pı dolaştı.
Siyasi liderierin hiç bu kadar zaval-
\\ birduruma düştükleri görülmemiş-
ti. Şu anda hükümette bulunan üç par-
finin de durumlan parlak değil. Her
üçü de barajı geçemeyebilir. Eski oy-
larını almaları ise mümkün değil. Bu-
na rağmen, bunu bile bile seçime gi-
diyorlar. AKP dışında muhalefet par-
tilerinin de durumu parlak görünmü-
yor. Yani 50 civarında AKP milletve-
kili dışında hiçbir milletvekilinin ve
Baraj Olmasa Kriz Olmaz
hiçbir partinin Meclis'te seçimi des-
tekleyecek halleri yok. Buna rağmen
seçime gidilıyor.
Tek tek bakıldığında yurttaşın ka-
muoyu yoklamalanna yansıyan ter-
cihleri çok dengesiz değil. AKP yüz-
de 20'ler civarında görülüyor. DYP,
CHP, MHP, YTR ANAP ise yüzde 8
ile 12 arasında. HADER SP ve DSP'nin
oyları ise yüzde 7 ile yüzde 5'ler ci-
varında. Baraj yüzde 10 yerine yüz-
de 5 olsa, tablo gayet makul olabilir.
Meclis'e dokuz parti girebilir. Baraj
yüzde 5'e çekilince yüzde 20 oy alan
bir parti de yüzde 40'lan aşan bir mil-
letvekili sayısıyla Meclis'e giremez. 9
Parti arasında uygun bir koalisyon
ortaya rahatça çıkar, Böylece yurttaş-
lann oyları da boşa gitmez.
• • •
Yüzde 10 barajı Türkiye'nin için-
de bulunduğu siyasi kompozisyo-
na uymuyor. Türkiye, henüz arayış
ıçinde bir ülke. Son yıllarda önem-
li kimlik sorunlarıyla yüz yüze geldi.
Bu kimlikler siyasi arenaya yansıyor.
Çok sayıda siyasi parti, bu kimlik-
leri temsil amacıyla örgütleniyor.
Türkiye'deki otoriter anlayış önce
bu kimlikleri bir tehlike olarak gör-
dü. Onların önünü kesmeyi amaç-
layan önlemler alındı. Yüzde 10 ba-
rajında ısrar bu önlemlerdendi. 28
Şubat'ta uygufanmaya konansistem
de bu kimlik eğiliminin önünü kes-
mekti.
Demokrasiye ve toplum içindeki
eğilimlere set vurmayı amaç.ayan
her gırişım, toplumdan tepki gördü.
Bunun son örneği Tayyip Erdoğan
ve AKP'nin durumu. Her yola baş-
vurarak Islamcı hareketin önünü kes-
meyi amaçlayan otoriter anlayış,
Türkiye'deki yaşamı zora soktuğu,
demokrasiyi ve özgürlükleri zede-
lediği gibi, Islamcı hareketin önünü
kesmek bir yana onlara olan eğilimi
güçlendirdi. Aynı şeyi Kürt hareketi
için de söyleyebiliriz. Kürt kimliğinin
reddi temelinde yürütülen ırkçı po-
litikalar da tersi sonuçlar doğurdu.
Kürtler arasında HADEP neredeyse
tek parti haline geldi.
Kimlikleri kabul edeceğiz. Bu kim-
likferin demokratik bir sistem içinde
var olmalannı ve kendilerini ifade et-
melerini sağlayacağız. Bu eğilimler
Meclis'e de yansıyacak. Meclis'te
koalisyonlar oluşacak. Demokrasi
de çok seslilik temelinde gelişecek.
Bütün bunları yapmadılar ve yaptır-
madılar. Sürekli korku ürettiler. Sü-
rekli tehdit gerekçesiyle paralarımı-
zı silahayatırırken, siyasi yaşamı da
korku temelinde örgütlediler.
• • •
Geldik yolun sonuna. Artık korku
temelinde yaratılan sistem, her ya-
nından falso verdi. Ne iddia edilen
engellemeler sonuç verdi, ne de bu
engellemeler yaşamı kolaylaştırdı.
Şimdi ısrar edilen yüzde 10 barajı ger-
çek bir tehlike haline dönüştü. Çün-
kü bu sistem halkın eğilimlerini Mec-
lis dışına çıkaracak bir özellik taşı-
maya başladı. Siyasi yapı parçalı bir
hale geldikçe baraj korkutucu bir
özellik olarak öne çıktı.
Solun, sağın birleşmesryerlne,
farklılıkların Meclis'e taşınacağı for-
mülü üretmek daha kolay. Yani açık-
çası baraj yüzde 5'e indirilse sıkıntı
ortadan kalkacak. Hâlâ bu konuda
adım atmak mümkün. Herkes kor-
kulannı yensin ve bu konunun çö-
zümü için adım atılsın. Buna zaman
olduğunu düşünüyorum.