25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 AĞUSTOS 2002 PAZAR 14 KULTUR kulturCâ cumhuriyet.com.tr Romanya Yazarlar Birliği Başkanı Eugen Uricaru 'Yazarlar konuşmalı ve halka gerçeği söylemeli' diyor Savaşta şairler susmalı mı?ECEMENBERKOZ Romanya Yazarlar Birliği Başka- nı Eugen Uricaru geçenlerde Tür- kiye Yazarlar Sendikası'nın çağn- lısı olarak Istanbul'daydı. Amacı hem ilk kez geldığı tstanbul'u gör- mek, hem de Türk yazarlanyla ta- nışmak, Türkiye ile Romanya ara- sında kültürel bir köprü kurmaktı. Eugen Uncaru bir romancı. Ya- Yimlanmış on dört kitabınun on üçü roman, biriyse deneme. Tüm ro- manlannın bıreyle ıktidar arasında- ki ilışki uzerine olduğunu söylüyor Uricaru; iktidann çeşitli gruplarara- sında çekişme konusu olduğunu ve bireyin bu çekişmenin kurbanı ol- dugunu düşünüyor. Ancak, günü- müzün sorunlanm tarihte geçmiş olaylar aracılığıyla arılattığını ekli- yor. Uricanı, aynca Rus yazınından Soljenftsin, Italyan yazınıııdan Ita- lo CaKino ve Curzio Malaparte gi- bi yazarların yapıtlannı Romence- ye çevirmiş. Çevınlerin de kültüre önemli katkısı olduğuna inanıyor. Uricaru iie, Türkiye Yazarlar Sen- dikası'yla Romanya Yazarlar Birli- ği arasındaki dostluk ve işbırliği an- laşmasının imzalandığn gün, TYS'nin merkezinde görüştük. - Sayın Uricaru, ne zamandan be- ri Romanya Yazarlar Birfiği'nin baş- kanısınız? EUGEN URİCARU- Bir yıldan beri başkanım. Ama ondan önceki dört yıl, ikincı başkan olarak görev yaptım, ondan önce d e birliğin yaz- maruydım. Bu demektir ki yaşamı- mın önemli bir bölümünü bu örgü- te vermiş bulunuyorum. Bütün bu süre boyunca Rumen yazarlan için çahştım, yalnız Rumen yazarlan için de değil, bütün yazarlar ıçın. Çünkü, uluslararası ilişkiler kurarak, kazanımlanmızdan tüm dünya ya- zarlannın yararlanmasını sağlayabi- linz. Elbette, Türk yazarlannın da. Çünkü. siz Türk yazarlanyla başlat- tığımız gibi, her uluslararası ılişki bir pencere açar; başka düşünme bıçimlerini, yazma biçimlerini, ger- çeği zenginleştirme biçLmlerini ta- nıma olanağı sağlar. Gerçeği zengin- leştirme diyorum, çünkü bu, yazar- lann başlıca görevidir. Avrupanın İlk yazar hakları toplantısı - Romanya Yazarlar Birliği ne za- man kuruldu? URİCARU -1908'de, Birinci Dün- ya Savaşf ndan önce. O yıl Bük- reş'te yazar haklan konulu bir top- lantı yapılmıştı, bütün Avrupa'da yazar haklan için yapılmış ilk top- lanndır bu; toplantıda çok önemli bir konu olan yazar hakJan tartışılmış- tı. Ve bu toplantıdan sonra bir bö- lük Romanyalı yazar, yazar hakla- nnı savunmak için bu örgütü kur- dular. 1908*den bu yana çalışan ör- gütümüzün adı başlangıçta Rumen Yazarlar Birliği idi,sonra Romanya Yazarlar Birliği olarak değiştinldı, çünkü örgüte Romanya'da yaşayan ve başka dilde yazan yazarlar da katılmıştı. Romanya'da değişik ulu- sal topluluklar var. burüardan biri de Macarlar ve onlann yazarlan da bir- liğimizin üyesi. Bırlik olarak 15 ya- zın dergısi yayımlıyor ya da des- tekliyoruz. Bunlann ikısi Macarca, onlarapa- rasal destek sağlıyoruz. - Bu dergfler şu anda da yayımla- myor mu? URİCARU - Evet evet, aynı an- da 15 dergi yayımlıyoruz ve bir de yaymevımiz var. - Romanya'da başka yazar örgüt- lerivarını? URİCARU - Evet, küçük bir ör- güt var, 70 üyeli. Bizim üye sayınuz- sa 2200. - Bu iki örgüt arasında bir görüş, kJeoloji tarkı var mı? URİCARU-Hayır, yalnızca onlar kendilerinı postmodern sayıyorlar. Ve bütün yazarlann postmodern bi- çemle yazmasmı istiyorlardı. Biz bunu kabul etmedik. Bizim örgütü- müz bütün yazarlara açıktır, yalnız- ca bir bölük yazara değil. Yakm bir gelecekte onlann da örgütümüze döneceklerini umuyoruz. Böyle bö- lünürsek gelecek bizim için iyi ol- maz. Biz bütün yazarlann dostlan da, düşmanlan da ortak. Bu yüz- den, bırlik olmalıyız. -BirazdabirtiğinizinparasaJkay- naklan konusunda bilgi verebilir J. azann görevi halkın gözünü açmak, yanlış yönlere sürüklenmesini önlemektir. Yazar halkının bilinci olmalı, ama her şeyden önce dürüst olmalıdır. Yazann yalan söylemeye, sözcükleri iyi kullanma becerisini halkı yanıltmak için kullanmaya hakkı yoktur. Ç. Birbhimizin tarihini öğrenmeli ve ders almahyız ağdaş Türk ve Rumen yazarlannın karşıhkh olarak çevrilip yayımlanması gerektiğini düşünüyoruz. Bir kültür ortak pazannı ancak böyle kurabiliriz; bu da bizim görevimiz, öyle değil mi? Bunu biz yazarlar yapmazsak, bankacılar ya da tüccarlar hiç yapmaz. azınlık, birlikte yaşadığı büyük ulu- sun dilini biliyor, geleneklerini ta- myor ve böylece o ulusun kültürü- nü kendi ana ulusuna taşıyabilir; onunkini de öbür tarafa. Sonuç ola- rak, ulusal azınlıklann, büyük ulu- sun yemeğinın tuzu bıberi olduğu- na inanıyoruz. - Tasarladığınız etkinlikler konu- sunda da bilgi verir misüıiz? Örne- ğin, "Marco Polo" adındaki tasan- nız, eylûl'deki yazuı şenüğL. URICARU - Pekı, bu eylülde ilk "Gece Gündüz Yazın" şenliğımizi düzenliyoruz. Bu şenJığe şaırleri, romancılan, denemecıleri ve tiyat- ro yazarlannı da çağınyoruz. Bugü- ne dek Avrupa ve Bırleşik Ameri- ka'dan elliye yakın önemli yazar olumlu yanıt verdi; Çin'den ve Is- rail'den yazarlar da gelecek. Doğal olarak Türkiye de katılacak. Şenlik- te bir de panel yer alıyor: Başlığı "In- ter arma silent muse?", sonunda da bir soru işaretiyle. Çünkü bu Roma özdeyişi savaşta şaırlerin susması gerektiğini söylüyor. Bu doğru ol- madığı için sonuna soru işaretinı koyduk. Bir bunalım olduğunda -bu bunalım toplumsai, ekonomik, po- litik, hatta askeri de olabilir- yazar- lar konuşmak ve gerçeğin ne oldu- ğunu düşünüyorlarsa, onu söyle- mek zorundadırlar. Çünkü buna- lımlarda genellikle halk kandınhr. Çağdaş ve klasik bır örnek vermek istersek Arjantin'de bır ıç bunalım sırasında tngiltere ile yaratılan sa- vaşı gösterebiliriz. Bu, halkı kandır- manın çok klasik bir örneğı. Böyle durumlarda. yazann görevi gerçe- ği söylemek, halkın gözünü açmak, koyun gibi yanlış yönlere sürüklen- mesini önlemektir. Bana göre, ya- zar halkının bilinci olmalı, ama her şeyden önce dürüst olmahdır. Yaza- nn yalan söylemeye, sözcükleri iyi kullanma becerisini halJa yanıltmak için kullanmaya hakkı yoktur. Ya- zann kutsal görevi gerçeği söylemek- tir. Gerçeği roman ya da şiir yaza- rak ya da toplantılara katılarak söy- leyebılir. Yazar yeteneğini kendi çı- kan için kullanamaz. Yalnızca ger- çeği ortaya çıkarmak için kullana- bilir yeteneğini. Panelimizin özü iş- te bu. Ovldius adına Büyük Ödül -TürkyazarlanviaiBş- Id kurmaktan ne umn- yorsunuz? URİCARU - Bence, Türk ve Rumen yazarla- n arasında yapılan bu an- laşma büyük bır başan- dır. Çünkü uzun yıllar boyunca yahtılmış ola- rak yaşadık, aramızda hiçbir kültürel ilişki ol- madı; yalnızca bu son dönemden söz etmiyo- rum, daha önce de öy- leydi. Ben Rumenler ile Türklerin birçok ortak yanlan olduğunu düşünü- yorum, her şeyden önce en yakın komşumuz olan Karadeniz var ve umuyo- rum Karadeniz çevresin- de bir ekonomik ortak pazar kunılacak. Bu pa- zarda yalnızca para ve mallar olmamalı, bir ru- hu da olmalı bu pazann, kültürü obnazsa bir cana- vara dönüşebüir. Bu eko- nomik girişime insancıl birözkatmalıyız. Sonra, birbirimizden öğrenecek çok şey olduğuna inanı- yorum ben. Çünkü her ülkenin bir tarihi var ve hepimiz geçmişte pek çok yanhş yaptık. Eğer biz Rumenler sizin tari- hinizi iyi bilirsek bu bi- zim için çok yararh ola- caktır, çünkü Türk dost- lanmızın geçmişteki yan- lışlanndan ders ahr ve onlan yinelemeyiz; siz de aynı şekilde bizim ta- rihimizi öğrenip bizim yanhşlanmızdan ders ala- bilirsiniz. Böylece bir- likte daha hızh ilerleye- biliriz. Bu anlaşmadan beklediğim daha somut ve çabuk yarariarmbaşm- daysa, Türk ve Rumen yazarlannınkarşıhklı ola- rak bırbırlerının ülkele- rini ziyaret etmeleri ge- liyor. Örneğin, biz eylül- de büyük bir yazın şen- h'ği düzenliyoruz ve Türk yazarlannı da davet et- tik. Türidye'dekibutüret- kinliklere de Rumen ya- zarlannın çagnlacağmı umuyoruz. Çağdaş Türk ve Rumen yazarlannın karşüıklı olarak çevrilip yayımlanması da beklen- tilerin başında gelıyor. Bir kültür ortak pazannı ancak böyle kurabiliriz; bu da bizim görevimiz, öyle değil mi? Bunu biz yazarlar yapmazsak, ban- kacılar ya da tüccarlar hiç yapmaz. URİCARU - Birliğimizin sahip olduğu değişik mülkler, özellikle binalar var. Öncehkle Bükreş'te, Köstence'de, başka yerlerde de. Bun- lar, kuruluşumuzdan bu yana geçen yaklaşık bir yüzyıl ıçinde üyelen- mizin bağışladığı mülkler. Ekono- mik durumu iyi olan üyelerimiz ör- gütümüze bağış yapmışlar. Bir de 1989'dan sonra, devletın yaptığı çok önemli bir bağış var: Merkezimiz olan bina. Ama biz de çeşitli bina- lar yaptırdık. paramızı işleterek art- ırdık, örneğin şu sırada Bükreş'in merkezinde küçük bir otel yapurmak için ugraşıyoruz. Banka kredisi de kullanacağız ve umuyorum ki yak- laşık 8 ay sonra bu otel açılabilecek. Bu otelden gelecek olan bütün ge- lir, doğal olarak yazm etkinlikleri- ne harcanacak. Dergilerimizin sayı- sını arttırmak, çağdaş yazarlann ki- taplannı yayımlamak gibi. Şu anda, bütün Romanya'da 10 kitapçı dükkânımız \-ar, ama bize parasal bakımdan katkıda buluna- mıyorlar, çünkü henüz güçlü bir ağ oluşturamadık. Ama, yenilerinı aç- mak için çalışıyoruz. Çünkü ülke- mizde kitapçılarda satılan kitapla- nn çoğu, genellikle Amerika kö- kenli, yazın değeri ohnayan kitap- lar. Biz bunJara karşıhk, halkımıza kendi yazarlanmızı okutmak ısti- yoruz ve inanıyorum ki bu kitapçı dükkânlan ağı ülkemiz için bir kül- türel başan olacak. Aynca, paramı- zı yalnızca kıtap ve dergi yayınına harcamadığımızı belirtmek ıstiyo- rum. Yaşlı, yoksul ve hasta yazarlara yardım Bir de sosyal programımız var. Parasal sıkıntı içinde ya da hasta olan yazarlara yardım etmeye çalı- şıyoruz. Bunun için bir sistem oluş- turduk. Örneğin, anlaşmalı bir lokan- tada 150 yazar yemek yiyor. Elbet- te, bu olanaktan yararlanan yazar- lann hepsi, durumlan incelenerek be- lirlendi. Özel bir kurul tarafından. Aynca çok yaşlı olan 40 yazann da yemekleri evlerinegötürüîüyor. Sos- yal yardım kurulumuz her ay top- lanıyor ve sorunlan olan yazarlann başvurulannı inceliyor. Her ay 80 ya- zara da belirli bir para yardımı ya- pılıyor, buparalarkarşılıksız olarak veriliyor, gen ahmyoruz. Tabii, bu programlanmızın çoğunu hüküme- tin yardımıyla gerçekleştiriyoruz. Tasanmızı hükümete sunuyoruz, ınceliyorlar ve uygun gördüklerin- de bize yardım ediyorlar. Ama hiç- bır yardım programımız tümüyle hükümetin parasal desteğiyle ger- çekleşmiyor. Hükümet genellikle yüzde 30, çok çok yüzde 40'mı kar- şılıyor bu etkinliklerimizin. Önıe- ğin her yıl ulusal azınlıklann yazın- lan konulu bir buluşma düzenliyo- ruz. Bu yıl 10 ayn ülkeden yazar- lar katıldı. - Başka ülkelerdeki azmlıklar mı? URİCARU - Evet, özel sorunla- nnı tartışmaya geliyorlar. Bu bizim için çok önemli. Çünkü azınlıklann uluslar arasında köprü oluşturaca- ğına inanıyoruz. Çünkü bir ulusal Şenlikte bir yazara büyük ödül verileeek: Yazma özgürlüğüne ve hoşgörüye yaptığı katkı ve elbette yapıtlan için. Bu ödül, bu bölgede sürgün olarak yaşayan büyük bir şa- irin, Ovidius'un adını taşıyor. Onu seçmemizin nedenı politik neden- lerle sürühnesi ve sürgün olarak ya- şadığı Dobruca'da yerli halkın dilıy- le de yazması. Bunun kanıtlan var, ama yazdıklan ortada yok. Yapıtla- nnın yazınsal değeri de bır neden el- bette. Böylece bu ödülü koymayı ve yazına, yazma özgürlüğüne ve dü- şünsel hoşgörüye katkıda bulunan bir yazara vermeyi düşündük. Bir de, şenliğe katılan bütün şa- irlerin şiırlerinı okuyacağı bir şiir ak- şamı yapıyoruz. Okunan şiırler Ru- mence, tngilizce ve Fransızcaya da çevrilecek. İnanıyorum ki güzel ve önemli bir şenlik olacak, sürdürece- ğimizi umuyorum. Son olarak, MarcoPolonun izle- rinden giderek Uzak Asya ile Av- rupa arasında kültürel iletişim yo- lunu açma tasanmızdan söz etmek istiyorum. Venedik kentinin kültür sorum- lulanna anlattığnnda çok ılgılendi- ler. Hırvatistan, Sırbıstan, Macaris- tan ve Bulgaristan yazar örgütleriy- le de konuştuk. Türk dostlanmızla da Orta Asya ülkelerinin yazarlanyla bağlantı kur- mamıza yardımcı olmalan için ko- nuşmak istiyorum. Çinli yazarlann denıeğı de çok ilgilendi ve yardım sözü verdi. Ama aradaki yol için Türk yazarlannın yardımına gerek- sinimimiz var. En çok iki yıl içinde bu tasanyı, bır yazarlar kervanı oluş- tunıp Çin'e kadar gidip dönme ta- sansını gejçekleştirebileceğimizi umuyorum. Katılan bütün yazarlar gördükle- nni, yaşadıklanm yazacaklar ve bu hepimiz için çok önemli bir dene- yim olacak. Bütün bu ülkelenn halk- lan için de. Onlar da, başka halklar- la pek çok ortak yanlan olduğunu görecekler. Sanat ve edebiyat ustası Sarkis • Kültür Servisi- Fransız hükümeti, yaşamını Fransa'da sürdüren Ermenı asıllı Türk çağdaş resım, fotoğraf ve heykel sanatçısı Sarkıs'e, ülkenin en önemli dört nişanından biri olan 'Commandeur des Arts et des Lettres'ı (Sanat ve Edebiyat Ustası) verdi. Sanat ve edebiyat dünyasının önde gelen kişılenne her yıl 14 Temmuz'da venlen nişan, Sarkıs'e Fransa Kültür ve İletişim Bakanı Jean-Jacques Aıllagon tarafından bildirildı. 1938 yılında Istanbul'da doğan Sarkis. 1964 yıhndan bu yana Paris'te yaşıyor Kendine özgü estetik anlayışıyla yerleşik sanat akımlaruun dışında kalan sanatçı, 1991 yılında da Fransız Kültür ve iletişim Bakanlığı'nın "Grand Prix Natıonal de Sculpture' ödülüne (Heykel Büyük Ulusal Ödülü) değer görülmüştü. Yapıtlan, bugüne kadar Güney Amenka'dan Asya'ya 200'e yakın çağdaş sanat müzesinde sergılenen Sarkis'ın filmleri ise 2002 yılının Aralık ayında Louvre Müzesı'nde göstenlecek. 'Commandeur des Arts et des Lettres' nişanmın bugüne dek venldıği sanatçılar arasında Renzo Piano, Peter Ustıno\; Picasso, Yaşar Kemal, Fahr el Nissa Zeıd, Luıs Bunuel, Roman Polanskı, Cesar, Dario Fo, Costa- Gavras, Wıtold Lutoslavvskı ve Mstislav Rostropoviç de bulunuyor. Çin'in ilk rock festivali • UJIANG, ÇtN (AFP) - 'Sno\v Mountaın Music Festıval', Çin'de açık alanda gerçekleştirilen ilk rock festivali. Ülkenin güneybahsında yer alan Lıjiang'da Jade Dragon Dağlan'nda dün \'e bugün yapılan festıvalin ilk günü, binlerce müzıksever ıçın dağlarda elektro gıtar ve davul seslen, yankılandı Rock yıldızlan Cui Jian, Dou Wei, Sun Nan ve Zhu Zhegın'in sahne aldığı festival, Çin rock'ının bugününden bir kesıt sunuyor. Geleneksel Çın müzığinin yapılageldığı ülkenin bu bölgesinde rock festivali düzenlenmesınden yana olmayanlar da var. Çin kültür devnmınde on yıl hapse mahkûm olan Naxi Musıc Akademısı üyesi 73 yaşındaki Xuan Ke, bu kişiler arasında yer alıyor. Çinli rock sanatçılanyla ortak noktası bir dönem yasaklarla mücadele etmesı olsa da, geleneksel Çin müziğının temsilcılerinden olan Xuan Ke, ülkedekı rock sanatçılannın geleneksel Çın müziğinin kalitesinde müzık yapacak noktaya henüz ulaşmadıklan görüşündç. Bvis Presley anılıyor B Kültür Servisi - Dünya çapında 1 trilyondan fazla albüm satışıyla rekoru kmlamayan Elvis Presley, 25. ölüm yıldönümünde D&R'larda hazırlanan özel bölümJerde anılıyor. Sanatçının şımdiye kadar yayunlanmış tüm albümlen bır araya getirilirken özei indinmle müzikseverlerin beğenisine sunuluyor. Bu yılın bir başka özellıği de sonbaharda Elvıs'in 1 numaraya yüksehniş parçalanndan oluşturulan bir albümün yayımlanacak olması. 'ELVIS 30al Hits" adını taşıyan albümde sanatçının ilk defa dans renux'ı yapılan "A Little Less Conversation' adlı parçası da bulunuyor. Albümde şu an Türkiye dahıl 24 ülkede bır numara olan parçanın yam sıra Elvıs"ın özel tekniklerle remaster'ı yapılan 'Can't Help Fallıng in Love', 'Love Me Tender", 'Burning Love', 'Suspicious Mınds' gıbı hit parçalan bulunuyor. Ülkemizde DMC'nın temsil ettığı BMG (Bertellsmann Musıc Group) şirketinden sonbaharda yayımlanacak olan 'ELVIS 30a 1 Hits' adlı âlb'üm Elvıs ha\Tanlannın yanı sıra genç kuşaklara da Elvis'i tanıtacak ve sevdirecek bır proje. 39. Troya Festivali sürüyor • ÇANAKKALE (AA) - Uluslararası 39. Çanakkale Troya Festivali, çeşitli etkinliklerle sürüyor. Festivale katılan ve Ümran İnceoğlu ile Eftal Gülbudak'ın yazar-oyuncu olarak yer aldığı 10 kişilik Anatole Sokak Oy'uncuİan'nın, Çumhuriyet Meydanı"nda açık havada sergiledikleri, 'Toprağın Türküsü* adlı oyun, vatandaşlarca büyük ilgiyle ızlendi. Yazar- oyuncu İnceoğlu. yaptığı açıklamada, Anadolu'nun zengin uygarîıklann beşığı olduğunu hatırlatarak şöyle dedi: "Insanlık tarihinin çeşitli dönemlennde ön sırada yer almış ve birçok özgün uygarlığın beşiği olmuş Anadolu topraklan ve bu topraklar üzennde var olmuş uygarlıklar. bugünkü Anadolu kültürünün de özünü oluşturmuşlardır. Oyunumuzu sokakta halkla birlikte sergilıyoruz ve bizi seyredenlen de zaman zaman oyunumuza katıyoruz." İnceoğlu. 'Toprağın Türküsü' adını verdikleri oyunda, Anadolu "da bir yerde ekin zamam insanlann toprağın bereketıni kutlamalannda yaşanan çeşitli olaylan canlandırmaya çalıştiklannı sözlerine ekledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear