23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 2 AĞUSTOS 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 ŞİRKETLERDEN SPORTCSG tüm mağaza ve comerlannda Arena, Le Coq Sportif, Converse, Fila ve Slazenger markalannda yüzde 25 indirim uygııluyor. Yaz sonuna kadar sürecek olan kampanyada eski tenis raketini getirenlere çeşitli marka raketlerde yüzde 10 indirim uygulanıyor. MUTFAKÇILAVATAŞ BARBEKÜ. 3 dakikada hazırlanıp mangala göre yüzde 85 daha az duman çıkararak, kömürde pişmiş etin ve balıgın lezzetini sağlıklı bir şekilde elde etmemizi sağlıyor. ARISTON'LA VEREIİNIROMA! ARISTON mağazalanndan ağustos ayı boyunca herhangı bir ürün alan tüketiciler, gönderecekleri kuponlarla 26-29 Ekim tarihleri arasındaki Roma seyahati çekilişine katılmaya hak kazanacaklar. AKBANK"ın kazançlı yaşam kartı Axess, 10 Temmuz-31 Ağustos tarihleri arasında en fazla işlem yapan 500 Axess sahibini, toplam 142.5 milyarile ödüllendirecek. KOM'un genç kızlara hitap eden markası Stella Mayo, 2002 koleksiyonunda 'Deep Blue' adı altında toplanan dalgalı ve batik desenlerin ağırlıkta olduğu yeni bir ürün grubu hazırladı. TURKTICARET.Net yeni paketleri vvebkolik, webkolikextra ve e- işkolik ile girişimcilere e-ticaret yapmalan için uygun maliyetli imkânlar sunuvor. PANDA, Gülben Ergen ile Şeyh Zayed Çocuk Yuvası'nın çocuklannı bir aıaya getirdi. Çocuklar, Panda'nın çeşith lezzetlerini tatma firsat buldular. tPRAGAZ, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nca 'Tüketici Memnuniyetini Ilke Edinen Firma' ödülüıü almaya hak kazaıdı. Firma ikinci kez bu ödile layık görüldü. KOSFLEROTO, hazımdığı 'Kosifler Oto Golditredi Kartı' ile müşmlerine çeşitli avanajlar sağlıyor. Firma BMV. MINI ve Land Rover'ın bayiliğini yapror. Yazaimız Ergin Yıldzoğlu yıllık izninn bir bölunünü kullsnmakta olduğu içinrazılarınabir sürearavermiştir. Tekstil ve metal iş kollannda 140 bin işçiyi kapsayan toplusözleşme dönemi başladı Güvence pazarlığadönüşebilir• îş Güvencesi Yasası'nın uygulama tarihi olan 1 Mart 2003'e kadar işten çıkarmaların yaşanabileceği kaygısı artıyor. îşçilerin büyük bölümü, oldukça gergin geçeceği ileri sürülen toplusözleşme görüşmelerinin işverenin güvence acısını çıkaracağı bir pazarlığa dönüşmesi endişesini yaşıyor. OLCAYBÜYÜKTAŞ ~ İş güvencesi yasa tasansı- nın çıkması için bir yılı aşkın süren gergin bekleyişten son- ra şimdi de çalışanlan, hayli zorlu geçeceği dile getirilen iki aylık bir dönem bekliyor. Bir yandan İş Güvencesi Ya- sası'nın uygulama tarihi olan 1 Mart 2003 tarihine kadar işten çıkarmaların yaşanabi- leceği kaygısını duyarken, bir yandan işçilerin büyük bir bölümü, oldukça gergin ge- çeceği ileri sürülen toplusöz- leşme görüşmelerinin işvere- nin güvence acısını çıkaraca- ğı bir pazarlığa dönüşmesi endişesini yaşıyor. Her ne kadar yasa. haksız işten atmayı önlemeye dönük düzenlemeleri kapsıyor olsa da yasanın bu haliyle çıkma- sını istemeyen işverenin, bu dönemde işçiye ekstra yükler yükleyebileceği ileri sürülü- yor. îki yıl önce olduğu gibi Tekstiliş koiunda bu ay içinde görüşühneye başlanan toplu işsözJeşmeleri 40 bin işçiyi kapsıyor sıfir zam ya da oldukça dü- şük zam önerisi ise en yaygın kanıyı oluşturuyor. Görüşmekr başladı Özel sektörde binlerce iş- çinin iki yıllık ücret ve sos- yal haklannın belirleneceği toplusözleşme görüşmeleri başladı. Bu ay içinde tekstil iş koiunda başlayan toplu iş sözleşmeleri yaklaşık 40 bin işçiyi kapsıyor. Üç işçi kon- federasyonu çatısı altında bu- lunan işçilerin grup görüş- meleri Türkiye Tekstil Sana- yii Işverenleri Sendikası ile yapılıyor. Türk-tş'e bağlı Teksif Sendikası'nda örgütlü 26 bin işçinin görüşmeleri 6 Ağustos tarihinde baslarken, Hak tşçi Sendikalan Konfe- derasyonu'na (Hak-lş) baglı ve 8 bin işçiyi temsil eden Öz Iplik Sendikası'nın görüşme- leri 22 Ağustos'ta başlaya- cak. Aynı işkolunda Devrim- ci İşçi Sendikalan Konfede- rasyonu'na (DİSK) bağlı Teksril-lş de 7 işyerinde 6 bin 500 işçinin görüşmelerini yürütüyor. DtSK Başkanı Sükyman Çelebi, sendikalann. Krizin etkisini azaltmak ve işyerle- rini ayakta tutmak amacıyla, daha önce yapılmış sözleş- melerde belli revizyonlara giderek işverene yardımcı ol- duklannı hatırlattı. Yeni çıkan yasanın işvere- ne mali külfet getirmediği için bu pazarlık döneminde karşılanna çıkanlmasını doğru bulmayacaklannı söy- leyen Çelebi, "tşverenin SSK primleri, vergiler ve enerjinin pahalı olmasmdan kaynaklanan sı- kıntılan olduğunu bihyonız. lşyerierinin niteliğine göre belti esnektikler sağlanabi- Hr. Ancak, işçimizi mağdur etmeyecek, enilasyonun üze- rinde belli bir refah payı ile sözleşmeleri imzalamak is- tiyoruz. Ama açık konuş- mak gerekirse görüşmeler biraz sıkıntıh gececeğe ben- zivor" dedi. 2MİSÜNEÇIKARDI Pakistan silah ihracatını arttınyor K A R A 0 (AA) - Savunma sanayii bağlantılı ihracatı geçen mali yılda iki mislinden fazla artışla 85 miiyon dolara ulaşan Pakistan, bu işi daha da büyüfmenin yollanru anyor. Pakistan askeri yetkililerinin açıklamasına göre, 16 Eylül'de başlayacak savunma sanayii ftıannda, savunma sanayiiyle ilgili sektörlerdeki 4O'ı aşkın kamu ve özel şirket ürünlerini sergileyecek. Önemli ihracat pazan olarak Ortadoğu hedeflenmekle birlikte, Güneydoğu Asya'daki pazarlar da gözardı edilmeyecek. Savunma sanayii ürünleri özel sektör kanalıyla ihraç edilip ihracat artışı için kredi fınansmanı ve uzun vadeli ve düşük faizli krediler düşünülüyor. Pakistan, beş yıl içinde orta teknoloji silah ekipmanlannda önemli ürerici ve ihracatçı olmayı hedefliyor. Pakistan savunma ekipmanının büyük kısmını ithal ediyor, ancak bu tür sözleşmelerin aynntılan nadiren açıklanıyor. Cözler 1 Eylül'de Metal işçisi bekliyor Metal-îş koiunda örgütlü yaklaşık 100 bin işçinin toplu- sözleşme görüşmeleri de 1 Ey- lül tarihinde başlıyor. Üç işçi konfederasyonu, bu kez Türki- ye Metal Sanayicileri Sendika- sı (MESS) ile karşı karşıya ge- lecek. Türk-lş'e bağlı Türk Metal Sendikası'nda örgütlü 80 bin civaruıdaki işçinin görüşmele- rinin eylül başında başlayacağı- nı hatırlatan sendika yetkil ileri, özellikle otomotiv sektöründe iç pazarın daralmasıyla sıkıntı- lı günlerin yaşanabilecegini, iki ay içinde tamamlanması gere- ken toplusözleşme görüşmele- rinde uzlaşmaya vanlmaması dunununda Yüksek Hakem Kurulu'na gidilebileceğini dile getiriyor. Hak-lş'e bağlı Öz Çelik Sendikası Genel Sekreteri Şe- nel Oğuz, 6 bin civannda işçi- nin görüşmelerini yürüttükle- rini hatırlatarak, ılk olarak dü- şük ücretli işçilerin kök ücret- lerine yapılacak seyyanen zam ile ücret dengesizliğini gider- meyi hedeflediklerini ifade ediyor. Metal-îş koiunda toplusöz- leşme dönemi başlayan bir di- ğer sendika da DİSK'e bağlı Birleşik Metal İş. Sendika, 34 işyerinde 15 binden fazla işçi- yi temsil ediyor. Aç ülkelersilah almayanşında Yoksul ülkeler eğitimden. sağüktan vazgeçiyor ancak süahlanmayı sürdürüyor. ENGÎNAŞKES TORONTO - ABD Kongresi'nin "bağunsz" araştırma kuruluşu "ABD Kongresi Araşürma Ser- visi", 1994-2001 yülannı kapsayan "Silah Alımlan ve Silah Saomlan" adlı ra- porunda, "getişmekteolan ülketerin, yaşanan ekono- mikbunakmlara karşuı si- lah siparişlerini sürdürdü- ğünü" bildirdi. "Ekono- mik düzeni feice uğayan Türkrve'nin. ödeme gücü olmadığı için siparişini verdiği 4 müyar dolar de- ğerindeki heUkopterlerin alımını dondurduğunıT açıklayan rapora göre "Yoğun birekonomik dar- boğaz içindeki Şiü ve Ar- jantin de ulus başma 600 miiyon dolar değerindesa- vaş gemileri siparişi verdT. Benzer bunalım içinde- ki Güney Kore'nın. geçen yıl verdiği 8.3 milyar do- larlık uçak vefiizesistem- lerini iptale zorlandığını belirten rapor, 2001 yılın- da satıcı gelişmiş ülkeler- le alıcı gelişmekte olan ül- kelerin silah tecüni anlaş- malannın hacminin 26.4 milyan bulduğunu vurgu- ladı. 2000 yılındakı silah tecimi anlaşmalannın ise 40 milyar dolar olduğu be- lirtiliyor. Raporu derleyen ABD'li uzman Richard Grimmett "buydsüahah- nunda saptanan düşme- nin, 1997'den beri flk kez görüldüğünü" vurguladı. Vv'ashıngton'da etkinlik gösteren "Silah Sanşlan- nı Izkme ProjesT adlı ku- ruluşun direktörü Tamar Gabebıick, "aha ülkelerin ekonomik durumlannı düzeltir düzeltmez saöş oranlannın eski hızma ka- vuşacağma" dikkati çektı. Dünya silah alımında 1 numaralı yerin Israil'e, si- lah satışında ise 6 milyar dolarla Amerika'ya ait ol- duğu biJirlendi. 1994-97 dönemlerinde, az gelişmiş ülkelere en çok silah sa- tanlar listesinde 10'uncu olan Kanada'nın, geçen yıl Belarus, Belçika ve Güney Kore'nin ardına düştüğü saptandı. En çok silah satan ülkeler listesin- de Rusya 3.4 milyar do- larla ikinciliği koruyor. En çok silah satan uluslan Fransa, Ingiltere ve Çin'in izlediği bildirildi. Afri- ka'ya en çok silah satanla- nn Rusya ile Çin olduğu belirtiliyor. Grimmett'e göre "Az gelişmişler, kemer sıkma zorunluhıldarrvia. eUerin- deki savunma sistemlerini onarun ve yenileştirmeye yönefanişbuhınuyor n . Ra- por, 1994-200 l'deen çok silah alan ülkenin Suudi Arabistan olduğunu vur- guladı. 1998- 2001'de İran'a toplam 900 miiyon dolarlık silah satan Rus- ya'nın, Iran'ın ana silah kaynağı olduğu belirtili- yor. MERSÎN TlCARET ODASI'NIN RAPORU: Irak ticareti engelleniyor Fmdıkta kaynak kaosu ÜRETlCİ: DESTEK BÎTERSE DIŞ SATIM FELÇ OLUR NAZVti AKDAĞ MERSİN - Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nca hazırlanan Irak raporunda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyelerinin Irak'a komşu ülkelerin tica- retini engellemeye çalıştığı ileri sürül- dü. Raporda Irak-Türkiye ilişkilerinin bugünkü seyrinde gitmesi halinde 3 yıl içinde yıllık ihracatın 2.5 milyar dolara jûaşabileceği de vurgulandı. Türk ticaret heyetinin 29 Haziran-4 Temmuz tarihleri arasında yapılan Irak gezisine ilişkin raporunda, Irak'ın Bir- leşmiş Milletler Petrol Karşılığı Gıda Programı kapsamında Çin, Rusya, Su- riye, Ürdün. Fransa ve Türkiye ile tica- ret yaptığı belırtilerek BM Güvenlik Konseyi'nce alınan akıllı yaptınmlar kararlannın, Irak'a komşu ülkelerin ve firmalann Irak'la ticaretlerinin engel- lenmesi amacını güttüğü ileri sürüldü. Raporda, "BM Güvenlik Konseyi'nin bu kararlanbağjammda zorunlu ihtivaç maddeleri ihraçeden fırmalara baskila- nn artması,ticarrtesuıırlama getirilme- si ve karşı kamuoyu otuşturma günde- me gdebilir" ifadelerine yer verildi. Raporda, Türkiye'nın 2001 yılmda yüzde yüzlük bir artışla 870 miiyon dolarlık ticaret gerçekleştirdiği, ancak 2002 yılının ilk yansında, geçen yılın aynı dönemine nazaran yüzde 28 ora- nmda düşüş olduğu ve toplam ticare- tin 289 miiyon dolara gerilediği ıfade edıldı. AHIV1ET ŞEFİK TRABZON- Yeni findık sezonunun gelmesine karşın geçen yıldan kalan üretim fazlası fındığa kaynak buluna- maması, milyonlarca üreticiyi etkile- yecek ve findık dışsatımına darbe vu- racak bir süreci başlattı. Findık sektö- rü temsilcileri, hükümetin 200 trilyon civannda bir kaynağı serbest bırak- ması gerektığinı. bunun yapılmaması halinde yıllarca düzeltilemeyecek kar- maşanın ortaya çıkabileceği uyansın- da bulundular. Büyük bir belirsizlik içinde girilen fındıkta yeni toplama sezonu bu ay içinde bitecek. Findık pazara inecek. Ancak bu ürüne yönelik nasıl bir po- litika uygulanacağı belirsizliğini ko- ruyor. Hükümetin IMF sözleri doğrultu- sunda desteklemeden vazgeçmesi ise büyük bir yıkım olarak algılanıyor. FlSKOBlRLlK Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Durusu, bütün gi- rişimlere karşm hükümetten kaynak sağlayamadıklannı, 200 trilyonluk bu kaynağın bulunmaması halinde bütün kesimlerin bundan etkileneee— ğini öne sürdü. Trabzon Ticaret Bor- sası Başkanı Sebahattin ArsJanrürk, kaynağın sağlanamaması halinde, bunun dış fiyatlan büyük ölçüde aşa- ğı çekeceğini, ülkenin 450 trilyon li- ra karşılığı bir dövizden mahrum ka- labileceğini söyledi. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Asya'yı Avrupa'ya Taşıyanlar TBMM giderayak AB uyum yasalannı çıkaımayı ba- şardı. AB üyeliği yolundatarihsel önemde bir adım atıl- masına olanak hazırlandı. Sürecin tamamlanması için bundan sonra da yapılması gereken çok iş var. Bu noktaya geçmeden, bizı AB yolunda taşıyanlara değin- mek yalnız bir borç değil. geleceği doğru yorumla- manın da yoiudur. • • • Anadolu'nun tarihsel adlanndan biri de Küçük As- ya'dır. Bu Asya karasını Avrupa'ya taşıyan nedir so- rusu büyük bir önem taşıyor. Anadolu, Avrupa uygarlığının doğum yeri ve beşi- ğidir. Orta Asya'dan sürekli olarak Batı'ya giden Türk- lerin Anadolu ile buluşmasından sonra bu topraklann üzerinde banşı, dostluğu, dayanışmayı ve tüm bu de- ğerlerin özünü oluşturan insanın değerini, Avrupa dü- şuncesinden çok önce, özenle vurgulayan birdüşü- nürler kuşağı vardır. Bu bağlamda, özellikle Mevlana Celalettin, Şeyh Bedrettin, Yunus Emre, Pir Suttan, Şeyh Edebali, Hacı Bektaş Veli vb. düşünürter, bu toplumu Avrupa'ya taşıyan düşünce köprüleridir. Sonralan Avrupa yenıleşmesini Osmanlı'ya yansıtan egitimciler, yazarlar, şairler sayılmalıdır. Ve en önemlisi, Türkiye'yi Avrupalı yapan, Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda boynuna geçirilen Sevr boyunduruğunu, Ulusal Bağımsızlık Savaşı ile kırarak, Lozan'da eşit koşullarda görüşme yapılmasını sağ- layan ulusal başkaldırıdır. Mustafa Kemal Ata- türk'ün Cumhuriyet aydınlanması, laiklik ilkesi, Harf Devrimi, üniversitenın kuruluşu, Halkevlen, Köy Ensti- tüleri, tiyatrocu Muhsin Ertuğrul, matematikçi Cahit Arf ve Nâzım Hikmet, Yaşar Kemal ve Aziz Nesin; tasanmcılar, sporcular ve Dansın Sultanlan.... özetle, Avrupa kapılannı açanlar, burada tamamının sayılma- sına olanak bulunmayan ancak, toplumun yaratcı yeteneklerinı geliştiren, sanat, bılim, kültür, spor ve dü- şünce alanlarında evrenselliğe yükseltenlerdir. Ya gelecek? Geçmişin göstergeleri gelecekte ne yapılması gerek- tığinin de ipuçlarını veriyor. Hiç kuşkusuz atılan adım- lar, ıdam cezasının kaldınlması ve anadilin öğrenilme- si ve kullanımı haklarının sağlanması bir büyük aşama- dır. Ancak daha ileri düzeyde demokratikleşme ile ta- mamlanması gereken bu süreç, Türkiye'yi AB'ye taşı- mak için gereklidir, ancak yeterii değildir. Yeterliliği sağ- layacak olan, ekonomik süreçlerdir. Ekonomik sureçler içinde de ekonomisi AB'ye tam üyeliğe ne kadar hazırdır sorusu hıç zaman yıtirme- den ve derinlemesıne tartışmaya açılmalıdır. Çünkü ışın düğümü buradadır. AB üyelığinin ekonomik koşulları, ünlü Maastricht Ölçütleri'dır. Bunlar: (1) kamu borçlannın ulusal geli- rin yüzde 6O'ı düzeyine (yani bugünkü 204 milyar do- lann yansının altına) indirilmesi; (2) enflasyon oranının yıllık yüzde üç'lere; (3) faiz oranının yıllık yüzde artı'la- radüşürülmesi; (4) döviz kurunun iki yıl istikrarlı kalma- sını ve (5) bütçe açığının da ulusal gelirin yüzde üç'üne (bugünkü duzeyinin yaklaşık üçte bırine) düşürülme- sidir. Üyelik için, bu ölçütlerin yerine getirilmesi gerek- lidir. Bize birer düş gibi gelse de bu koşullann karşılan- ması bile, sağlıklı bir AB üyeliği için hiçbir biçimde ye- terli değildir. Çünkü bunlar her ekonominin sahip ol- ması gereken olağan koşullardır. Ekonomi, kısa sür- mesi gereken bir bakım ve onanm döneminden son- ra hızla Avrupa rayına girmelidir. Türkiye'nin Avrupa'da etkin bir biçimde yer edinme- si için, ekonomik ve toplumsal yapının her alanında insanın yaratıcı yeteneklerini geliştirici düzenle- meler yapılmalıdır. Eğitimin sayısal ve niteliksel ge- lişiminin sağlanması; kurumsal araştınma-geliştırme- nin güçlendirilmesi ve işyerinde verimliliğin arttınlma- sı; sanat ve kültür alanlannda tam bir özgüriük orta- mının oluşturulması ve tüm bunlann bir yenilik se- ferberliği çerçevesinde yapılması gerekli ve zorunlu- dur. Türkiye, politika tartışmalannı artık evrensel düz- lemde ve küresel değişkenlerte yapmalıdır. Bu ama- ca ulaşılması için insanın yaratıcı yeteneklerinin önün- deki tüm yasal ve parasal tüm engeller kaldınlmalıdır. Toplumun teknolojik yeterliliği, bilgi ve yaratıcılık ek- seninde geliştirilmelidir. Çünkü, Asya'yı Avrupa'ya bu çabalar taşıyacaktır ve Mehmet Akrf'in belirttiği gibi .... Avrupa bir hak tanır ki kuvvettir. Günümüzde kuvvet, bilgidin bilgiye kaynaklık eden yaratıcılıktr. Cerçek rakam 9 miiyon İşsiz sayısı gizleııiyor ANKARA (ANKA) - Devlet Istatistik Enstitü- sü'nün (DtE) yıllardır uyguladığı hane halkı iş- gücü ankerinin tekniği, ülkedeki işsizliğin ger- çek boyutunu yansıtma- ya değil, adeta gizleme- ye yönelik bulunuyor. DlE'nin yılın ikinci çeyreğine ilişkin anke- tinde bu dönemdeki orta- lama işsiz sayısı 2.2 mii- yon olarak açıklandı. Ancak anket, Türki- ye'deki işsizler ordusu- nun yalnızca çok küçük bir parçasını yansıhyor. Üç aylık anket dönemin- de herhangi bir işte 1 gün bile olsa çalışmış olan- lar, anket döneminde iş aramayanlar, iş buhna umudu kalmadığı için iş aramayanlarve "acretsiz aile işçileri" de dikkate alındığında işsizlerin sa- yısı 9 milyona yaklaşı- yor. Anketin kapsadığı üç aylık dönemde bir gün bile olsa düzensiz olarak herhangi bir işte çalıştığı ya da düzenli bir işi ol- madığı için iş arayan 1 miiyon 331 bin kişi "ek- akistihdamda" tanımına sokularak işsiz sayılma- dı. Aynca, iş arama ka- nallanndan birini anke- tin yapıldığı dönemde kullanmayan 637 bin ki- şi, iş bulma umudu ol- madığı için iş aramayan 266 bin kişi de işsiz tanı- mının dıştnda kaldı. DlE'nin işsiz saymadığı bu kişiler eklendiğinde işsiz sayısı 4.5 milyona ulaşıyor. İşsiz sayısını 9 milyo- na çıkaran kesim ise kır- sal alandaki "ücretsiz ai- le işçfleri"nden oluşuyor. İş bulamadığı ya da umudu olmadığı için ai- lesine yardmı eden,ma^ aş-ücret almayan, sosyal güvenlikten yoksun bu- lunan, ancak "istihdam- daki nüftıs" içinde göste- rilen "ücretsiz aile işçile- ri"nin sayısı 4 miryon 418 bin olarak belirlendi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear