25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 TEMMUZ 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Depremzedehesap soruyor Adapazan Dep-Der, bölgede alınan vergiler ve yapılan harcamalarla ilgili olarak çelişkili açıklamalar yapan Maliye ve Baymdırlık bakanlan aleyhine dava açtı GÜLŞAHDIRAK Depremzedeler, 17 Ağustos'un ar- dından alınan vergiler ve bölgeye ya- pılan harcamalarla ilgili çelişkili açık- lamalar yapüklan gerekçesiyle mali- ye ve baymdırlık bakanlan hakkında dava açtı. Deprem bölgesine gönderi- len paranın Maliye Bakanlığı'nca 2.1, Bayındırlık Bakanlığı'nca 3.1 katrilyon olarak açıklandığına dikkat çeken dep- remzedeler, "Bütçe programında ve TBMM tutanaklanndadeprem vergi- lerinden 7 mflyar dotaretde edildiği ve bu miktann yatdaşık 12 katriryon Hra- ya tekabül ettiği betirtiöyor. Bu para- İar nereye harcandT diye sordular. Adapazan Depremzedeler Derneği Başkaru YıldızÖneın. maliye ve baym- dırlık bakanlıklannın deprem bölgesi için toplanan vergilerin nereye harcan- dığının saptanması için önceki gün Sa- karya Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurdu. Önem, başvurusunda Mali- ye Bakanı SümerOral' ın deprem ver- gilennden toplanan 4.3 katrilyonun 2.1 katrilyonunun bölgeye harcandığı, es- ki Bayındırlık ve tskân Bakanı Koray Aydm'ın ise bu miktann 3.1 katrilyon olduğu yönündeki açıklamalanna dik- kat çekti. tki bakanın açıklamalannın, paralann nereye harcandığı konusun- da kuşku yarattığını belirten Önem, bu durumun koordinasyon bozuklu- ğunu da ortaya koyduğunu ifade etri. çelişklnin nedenl Önem şöyle dedi: "Beyanadann han- gisi doğrudur? Deprem böigelerine Ma- liye Bakanı'nın açıkladıgı gibi 2.1 kat- rilyon lira harcanmışise hangi böigele- re, hangi amaçla, ne kadar harcanmış olup,toplanunın neokhığunu merakedi- yoruz. Keza, Bayındırlık Bakanı'nın açıkladıgı gibi deprem bölgesine 3.1 katrilyon harcanmış. Buradaki çeKş- kilerin nedenini de anlayamryoruz." Depremden sonra hazırlanan bütçe programında ve TBMM tutanaklann- da bu yıl şubat ayına kadar deprem vergilerinden 7 milyar dolar elde edil- diğine ilişkin bilgilerbulunduğuna dik- kat çeken Önem. açıklamasında şu ifa- delere yer verdi: "Bu bilgiler ışığında deprem vergi- lerinden toplanan paranm tamanunın deprem böigelerine harcannıadığı gibi her iki bakanın beyanaüannda harca- nan miktarlann farklı rakamlaria ifa- de edildiği anlaşümıştır. Bu çelişki>i gi- dermekamacıyla,her iki bakanhğa ya- zılacakmüzakereiersonucunda4481 sa- yihyasa uyannca çıkanlan deprem ver- gileri sonucunda. bugünekadarvatan- daşlardan kaç katrilyon lira toplandı- ğı, bu paralann hangi bölgelere, ne amaçlaria. ne kadar verildiğinin veya- pılan bu harcamalann ne kadar ol- duğunun tespitini talep ediyoruz." Karaçamlardaki kıruma »*- •ANKARA(AA)-Ankara f^" "" çevresinde, özellikle de *. ODTÜAtatürk •» Ormam'ndaki * . t t ^ ^ Anadolu ¥ M My jT karaçamlannda görülen kurumaya, son yıllarda yaşanan kuraklık ve ekstrem sıcaklık değerlerinin (en düşük ve en yüksek sıcaklık değerleri) neden olduğu bildirildi. Orman Bakanlığı Iç Anadolu Ormancılık Araştırma Müdürlüğü tarafindan yapılan araştırmanın sonuçlanna göre. toprak \e ibre örneklerinde yapılan analiz sonuçlannda kurumanın direkt olarak toprak özelliklerine ve bitki besin maddesi içeriklerine bağlı olmadığı sonucuna vanldı. Yıldırım tedaviyi kabul etmedi • BALIKESİR (AA) - Balıkesır'ın Edremıt ilçesıne bağlı Akçay beldesindeki villasında, eşi Tülin Yıldınm'ı öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldınm'ın babası Şefik Yıldınm'ın, rahatsızlanması üzerine kaldınldığı Balıkesir Devlet Hastanesi'nde tedaviyi kabul etmedığı bildirildi. Balıkesir Devlet Hastanesi Başhekimi Akıf Sançiçek, kann ve göğüs bölgesindeki ağnlar nedeniyle hastaneye getirilen Şefık Yıldınm'ın, yapılan ilk tahlillerinde üre ve şekerinin yüksek çıktığını söyledi. Kaçak telefon operasyonu • tstanbul Haber Servisi - Güngören Atatürk Caddesi'nde bulunan Kayır Iş Merkezi'ndeki bir işyerine düzenlenen operasyonda yurda kaçak yollardan sokulan yaklaşık 20 bin adet telefon ele geçirildi. Gözaltma alınan işyeri sahibi Hüseyin Kayır, sorgulanmak üzere Mali Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Kemal Sunal anıldı • İSTANBUL (AA) -Ünlü sinema oyuncusu Kemal Sunal. ölümünün ikinci yılmda dün Zıncirlikuyu'daki mezan başmda anıldı. Törende, bir din görevlisi tarafindan sanatçı için dua okundu. Daha sonra basuı mensuplanmn sorulannı yanıtlayan Gül Sunal, eşinin bu kadar sevildiğini görmenin kendisıni çok mutlu ettiğüıi dile getirdi. Törene Kumal Sunalın oglu Ali, annesi Saime, babası Mustafa Sunal'ın yanısıra çok sayıda sanatçı katıldı. Trafik cezası isyanı ANKARA (AA) - Ticari taksi sürücüsü. 4 günde 3 trafik cezası kesilince îçişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen'le olaylı bir şekilde görüşmeye kalkıştı. Bakan aracının önüne atlamak ısteyen taksi sürücüsü gözaltma alındı. Jandarma tarafindan ön sorgulaması yapılan Tayfun Biricik, trafik polisinin kendisine son 4 günde 3 defa ceza kestiğini belirterek "Saym bakana durumu anlatacaktım" dedi. İstanbul'da ceset parçaları • İstanbul Haber Servisi - Çağlayan'da önceki gün bir çöp konte>Tierinde, kalça hizasmdan düzgün kesilmiş bacakJar. Kâğıthane Deresi'nde başsız. iç organlan alınmış vücut parçalannın bulunmasmın ardından, aynı cesede ait olduğu beiirtilen kesik baş da Sanyer Karanfildere'de bulundu. Bir poşet içerisinde bulunan kafanın, dün parçalan bulunan 40 yaşlannda erkeğe ait olduğu anlaşılan ceset parçalan Adli Tıp K.urumu"na götürüldü. 30 Pakistanlı gözaltına alındı • İstanbul Haber Servisi - Unkapanı Küçükpazar Caddesi Değirmenci Sokak'taki bir pansıyonda yabancı uyruklu kaçaklann bulunduğu ihbannı alan polis ekipleri, söz konusu yere operasyon düzenledi. Operasyon şırasında, pasaport ve vizeleri bulunmadığı anlaşılan kaçaklann çoğu gözaltma alınırken bir hsmı ise 3 katlı pansiyonun çatısına çıkarak kaçmak istedi. Gözaltına alınan Pakistan ısynıklu 30 kişi, daha sonra yasal işlem yapılmak üzere Beyazıt Polis Karakolu'na îötürüldü. Afyon 'da hükümlülerden oyunlenen kurslara kaOlan erkek ve kadm mahkûm- lar, bu kurslarda edindikleri hünerleri sergilerken gösteriyi ideyenlerden büyük alkış aldı. Cezaevinde, tstiklal Marşı'nın söylenmesinin ar- dmdan Cumhuriyet Başsavcısı HaKs Küçüksubaşı, "Buralara cezaevi demeye düinı varmryor" diyerek başladığı konuşmada. "Bundan böy- le buraya cezaevi değfl, sosyal hayata yönelik işlevlerin gerçekleştirildiği mekân dryeceğim"" dedi. Daha sonra erkek mahkûmlann oluşturdu- ğu Türk halk müziği konısu bir konser verdi Kadın mahkûmlar ise tiyatro oyunu sergilediler. Duygulu anlarm yaşandığı gecede, halk eğitinı merkezi tarafindan verikn halkoyurdan, halk müziği ve tiyatro kurslannı tamamlayan mahkûmlara belge verildL (Fotoğraf: AA) İstanbul'da okuma yazma bilmeyen 300 bin kişiye 2003 yılı sonuna kadar ulaşılacak Hedef okur-yazar toplumİstanbul Haber Servi- si - Cumhurbaşkanı Ah- met Necdet Sezer'in eşi Semra Sezer öncülüğün- de hayata geçirilen "Ulu- saJ Eğitime Destek Kam- panyası" kapsamında, 200 İ -2002 eğitim yılı dö- neminde İstanbul"da top- lam 61 bin 194 kişiye ula- şıldığı açıklandı. Çalış- malarda ayrıca îstan- bul'da nüfusun 27'de 1 'inin; yaklaşık 300 bin kişinin okuma yazma bil- mediği ortaya çıktı. "Ulusal Eğitime Des- tekKampanyasr kapsa- mında Istanbul 'da yı] için- de gerçekleştirilen çalış- malar, istanbul tl Milli • Ulusal Eğitime Destek Kampanyası kapsamında tstanbul'da toplam 61 bin kişiye ulaşıldığı bildirildi. Bunlardan 44 bin kişinin okuma yazma kurslanna devam ettiği, geri kalanının ise mesleğe yönelik el becerileri kazandınlmaya çalışıldığı belirtildi. Eğitim Müdürlüğü'nde düzenlenen toplantıda de- ğerlendirildi. Vali Yardrmcısı AH Sö- zen, 11 Milli Eğitim Mü- dürü Ömer Bahbey, İl Milli Eğitim Müdür Yar- dımcısı ve Halk Eğitim Merkezleri Başkanı Ab- dullah Tanır ve çeşitli si- vil toplum örgütlerinden çok sayıda temsilcinin katıldığı toplantınm açı- lışında konuşan İl Plan- lama ve Koordinasyon Kurulu Başkanı Şima Sunder. Atatürk'ün gös- terdiği çağdaş uygarhk yolunun eğitimden geç- tiğini, bunun için de ça- lışmalanna ara vermeden devam ertiklerini söyle- di. Bu amaçla kamu ku- rum ve kuruluşlan ve si- vil toplum örgütleriyle beraber eğitim seferber- liği başlattıklannı belir- ten Sunder, gelinen nok- tadan oldukça memnun olduğunu ifade etti. Da- ha sonra söz alan II Mil- li Eğitim Müdürü Ömer Bahbey ise ellerindeki değerlendirme raporuna göre kampanya kapsa- mında şu ana kadar top- lam 61 bin 194 kişiye ula- şıldığını, bunlardan 44 bin 452 'sinin okuma yaz- ma kurslanna devam et- tiğini, 16 bin 742 kişiye ise sivil toplum örgütle- rinin yardımıyla mesleğe yönelik el becerileri ka- zandınlmaya çalışıldığı- nı ifade etti. Kampanya- nın yıldönümü olan 8 Ey- lül tarihine kadar 70 bin kişiye ulaşmayı hedefle- diklerini belirten Bah- bey, 2003 yılı sonu itiba- nyla ise bu sayıyı 300 bi- ne çıkarmak amacında olduklannı vurguladı. Va- li Yardımcısı Ali Sözen ise yaptığı konuşmada, sivil toplum örgütlerine yaptıklan katkılardan ötü- rü teşekküretri. Toplantıda daha sonra, -İstanbul İB UlusalEğiti- me Destek Kampaması Projesi 2001-2002 Eğitim Oğretim Yılı İl Planianıa ve Koordinas>on Kurulu Çahşma Raporu" ile si- vil toplum örgütleri tem- silcilerinin hazırladıkla- n raporlar okundu. 340 ADAYLA YÜZ YÜZE GÖRÜŞÜLDÜ Geleceğin polisleri mesleğini seviyor İS1ANBUL(AA)-Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksekokulu'nda eğitim gören adaylann yüzde 45'i sevdiği için polis olmak istediğini bildirdi. 340 polis adayı ile tek tek görüşme yapılarak cinsiyetleri, medeni halleri, geldikleri bölgeler, öğrenim durumlan, polisliği seçme nedenleri, daha önce çalışıp çalışmadıklan ve baba mesleklerine ilişkin istatistik hazırlandı. Buna göre yüzde 8 l'i erkek, yüzde 19'uda kadın olan polis adaylannın yüzde 86'sımn bekâr, yüzde 6'smın evli ve çocuklu, yüzde 8'inin ise evli ancak çocuğu bulunmadığı anlaşıldı. Yine yüzde 70'ı lıse mezunu olan polis adaylanndan yüzde 11 'inin meslek yüksekokulu mezunu, yüzde 2'sinin meslek yüksekokulu öğrencisi, yüzde 8'inin açıköğrerim fakültesi öğrencisi, yüzde 7'sinin 4 yıllık fakülte mezunu olduğu belîrlendi. Polisliği niçin seçtikleri sorusu da yöneltilen polis adaylanndan yüzde 45'i, "sevdiği'' için, yüzde 22'si "işsizlik''nedeniyle, yüzde 18'i u deviet güvencesiyle iyi bir gelecek''için, yüzde 5'i "idealindeki nıesfek" olduğu— için. yüzde 4"ü "yakınları emniyet mensubu olduğu" için, yüzde 3'ü ise "aile isteği'' ile polis olmaya karar verdiğmi behrttı. ZOR OLMASI NEDENİYLE TALEP DÜŞÜK Uzakyol kaptanı açığı gençlere umut oldu İZMİR(AA)-Dokuz Eylül Universitesi (DEÜ) Deniz îşletmeciliği ve Yönetimi Yüksekokulu Güverte Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hakla Kişi, gelişmış denizci ülkelerde uzakyol zabitine (kaptan) ihtiyacın her geçen gün arthğını bildirdi. Doç. Dr. Hakkı Kişi, gelişmiş ülkelerin, dünya deniz ticaretinden pay almak için "deniz işletmecinğine" büyük önem verdikleriai söyledi. Gelişmiş ülkelerin uzunyol, tersane, ve taşıma ticaretinden büyük para kazandığını, bu yüzden "zor veakmtrir "uzakyol zabiüiğinden'' bu ülkelerin yavaş yavaş çekildiğini belirten Doç. Dr. Kişi, denizde ve karada, işletmecilerin para kazanacağı bir döneme girildiğini anlattı. Doç. Dr. Kişi şu bilgileri \erdi: "Dünyada söz sahibi uzakyol yolcu ve yük taşıyan gemiler. kaptan bulanuyor. Füipinü deniz adamlan şimdılik bu açığı doldurmaya gavnet ediyor. İyi derecede fngifece bilen, hukuk nosyonuna sahip, denizi seven Türk gençlerinin uzakyol kaptanhğında çok başanh olacağına ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Yaşasın Futbol (!) Biliyorum, futbol yazılarından bıktınız artık. Biliyorum, çünkü ben de bıktım. Fakat bir konu böylesine "popüler" olmuşsa, o konuyla ilgili görüş ve yaklaşımlarımızj kaleme almak zorundayız. Eğer bunu yapmazsak, en azından kendimıze karşı dürust davranmamış oluruz. Bizim "entel takımının" önemlice bir bölümü, futbola ilgisiz görünmeye çabalar. Hatta bunlann bir bölümü; futbolu, "halkı uyutma aracı" olarak görür. Futboldaki başanlann, ulkenin tüm sorunlannı (birsüre için olsa bile) unutturduğuna bakarak; bu görüşün, doğru bir görüş olduğu sanılmamalıdır. Hattatamtersine; futbol "taraftarlan", vatandaşlar arasında "uyanık" ve "bilinçli" bir bölümü temsil ederler. • • • Bugünkü yazımda, futbolun toplumsal işlevleri üzerinde durmak, yarar ve zararlannı değertendirmek niyetinde değilim. Spor sayfalarındaki arkadaşlarımız, bunu son derece "yetkin" bir biçimde yapıyorlar ve ben de çok yararlanarak okuyorum. Özellikle, Sayın Halit Deringör'ün, geçen cumartesi günü yazdığı yazıyı okumayanlar varsa, içtenlikle tavsiye ederim. Benim bugünkü yazıda amacım, son Dunya Şampiyonası çerçevesınde bazı değerlendirmeler yapmak. Defalarca ve defalarca, başka vesilelerle de yazdığım üzere, milletçe başan açlığı içindeyiz. Ülke ıçi kimı müsabakalarda da, başarıya ulaşan ekiplerin "yandaşlannın" çılgınca sevinçleri; son dünya üçüncülüğümuzde ulusal bir çılgınlığa dönüştü ve (çok şükür) fazla bir "hasar" vermeden, yeniden soğukkanlılığımızı kazandık. "Hasar", belkı pek de az değıl ama, doğrusu ben daha fazlasından korkuyordum. • • • Güney Kore ile yaptığımız müsabaka, inanılmaz bir "centilmenlik gösterisi" şeklınde yaşandı ve müsabaka sonundaki "manzara" da, kimilerinin çok beğenisini kazandı. Doğrusunu isterseniz, ben bu konuda epeyce farklı düşünüyorum. (Ve izleyebildiğim kadarıyla, benim gibi düşünenler azınlıkta). Bence futbol; diğertakım sportan gibi, birbirine ustünlük sağlamaya çalışan iki takımın müsabakasıdır. Ve bu müsabakaya renk katan şeyler arasında önemli noktalardan biri, bu iki farklı takımı tutan taraftarlann, karşılıklı "çekışmeleridır". Bu çekişme; karşılıklı kızdırma biçiminde oldukça, buna kimsenın itirazının olmaması gerekır ve sporcu li înn "motivasyonunda"da, önemi vedeğeri vardır. Sporcu ve taraftarlann birbirlerine küfretmeleri, sertlik girişimleri, kavga ve kıtlesel çatışmalara girişmelerini tasvip etmeye elbette imkân yok ve bunu beklemek elbette mantık dışı bir şey olur. Fakat Kore'deki maç sonrasında gördüğümüz manzara, futbolun ruhuna uygun değildi. Daha doğrusu, takım sporlannın hiçbirinin ruhuna uymazdı. ••• Bilmiyorum, Korelilerin tavrı, salt bir "misafir- perverlik" ya da geçmışten kalan bir "minnet- borcunun" ödenmesı miydi? Kendi aralarındaki maçlarda, nasıl birtezahürat biçimini benımsedik- lerini de tahmin edemiyorum. Fakat eğer futbol dahil, tum takım sporlarında benzer bir yaklaşım içindeyseler; bu sporlan, takım sporu olmaktan çıkartıp "sirk gösterisi" şekline soktuklarını düşünürüm. Fakat, "Böyle bir tavıriçinde olsalar, bu türden takım sporlarındaki başarılarına ulaşamazlardı" diye düşünüyorum. • • • Bu son dünya şampiyonası ve bizim Ulusal Takımımızın "yüzümüzü ağartması". hayatında futbol maçı seyretmemiş yakınlarımızı da futbol hastası yaptı. "Beşiktaşlılığı" şıddetli saldın altında olan ve pamuk ıpliğine bağlanan Ayşegül'un, ilhan Mansız aşkı, Beşiktaşlılığı da kurtardı ve bir aıle sorunu başlamadan bittı. Yetışkın "rakibelehnin", ne yapacaklarını bılemıyorum ama, eğer İlhan 10- 15 sene beklemeyi göze alırsa evde kalmaz... Tüm sporcularımızı ve teknik kadroyu, bir kez daha kutluyorum. Sağ olsunlar. İsadamlarının Rusya ziyareti Bavul ticareti Türk imajını zedeledi AHMET ŞEFİK TRABZON - Bütün dünyanın ilgi odağı ha- line gelen Rusya piyasa- sı konusunda Türkiye'nin daha etkin davranması gerektiğini belirten Do- ğu Karadeniz îhracatçı- lan Birliği (DKÎB) Yö- netim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gurdo- ğan. Rosto\; Tagonrog ve Volgagrad böigeleri- ne yapılan son resmi iş gezisinde en çok tekno- loji ve mühendislik tale- bi ile karşılasuklannı söy- ledi. Gürdoğan, başlan- gıçta büyük kân olan ba- vul ticaretinin Türk ma- lı imajını zedelediğini sa- vundu. Dış Ticaret Müsteşar Yardımcısı Doç. Dr. Mu- rat Sezginer. îhracat Ge- nel Müdürü SonerMaşa ve bölge illennden 35 işadamının katılımıyla gerçekJeşen Rusya Fe- derasyonu'nun Rostov, Taganrog ve Volgograd bölgeleri gezisinde, va- lilik, belediye, gümrük ve ticaret odalan yetkili- leri ile görüşmelerde bu- lunuldu, bağlantılar ya- pıldı. Ticarette önemli bir yer tutan Rostov bölge- sinde gelecek için umut verici görüşmeler yapıl- dığıru açıklayan Gürdo- ğan, Rostov'un 21 bine yaklaşan küçük ve orta ölçekli işyeri sayısının yanında, aralannda Tür- kiye'nin de bulunduğu çokuluslu firmalann Rusya'ya çıkış kapısı ola- rak değerlendirildiğini anımsattı. Rusya ile 11 yıldan buyana ticaret yapıldığı- m, ancak iki ülkenin de birbirini hâlâ tanımadığı- nı saptadıklannı belirten Gürdoğan şunlan söyle- di: "Rusya'nın en çok rağbet ettiği teknokıji ve mühendislik transferin- de Türkhe'nin önemliiş- levler üstlenebileceğini yerinde gördük. Rus>a pazannda Türk üriinle- rinin frvat ve kaütesinin altında mallar satıh>or. Başlangıçta bizekârhgö- züken bavul turizminin şimdikötü reManu, ürün- lerimizûı önündeki en bü- yük engeloldu. Mutlaka pazara açümahyız." Gürdoğan, Rusya pa- zannda Türkiye'nin pa- yının yüzde 6gibi küçük rakamlarda kaldığını, marka bazında bu ülke- ye önem verilmesi ge- rektiğine işaret etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear