Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 2002 ÇARŞAMBA
HABERLER
Grubun yann istifası bekleniyor. Gürkan, Ecevit'e solda birlik çağnsını yineledi GLOBALPOLTIIKÜLTÜR
^ ^ ~^- — • ^ ^ ^ FRntıvVTÎnızorııTT
suçlaması
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
DYP'li Meclis
Başkanvekili Kamer
Genç, bakanlann yurtdışı
gezilerinde heyette yer
alacak milletvekillerinin
belirlenmesinde
aynmcıhk yapıldıgını üeri
sürdü. TBMM Genel
Kurulu'nda clün
yurtdışmdan gelen
davetlere kaülacak
milletvekilleri ile
bakanlann gezilerine eşlik
edecek milletvekillerinin
adlanna ilişkin tezkereler
okunurken Genç tepki
gösterdi. Genç, "Kendi
yandaşlannı götüriiyorlar,
böyle davet olmaz;
kendilerini davet
ettiriyorlar" eleştirilerini
getirdi.
istemedik
• ANKARA
(Cumhuriyet)-MHP
Genel Başkan Yarduncısı
Şevket Bülent Yahnici,
Genel Başkan Devlet
Bahçeli'run Başbakan
Bülent Ecevit'le hafta
sonu göriişmesinde
"Başbakan ben olayım,
MHP-DSP-DYP
hükümeti kuralım.
Seçimler Nisan 2003'e
kalsın" biçiminde bir
öneride bulunmadığını
belirtti. Yahnici, yapüğı
yazılı açıklamada, söz
İconusu haberlerin asılsız
ve gerçek dışı olduğunu,
görüşmede böyle bir
diyaloğun yaşanmadığını
kaydetti. Açıklamada,
"Sayın Bahçeli'nin
lügatında memleket
meseleleri üzerinde
pazarlık yaparak şahsi
veya siyasi çıkar sağlama
anlayışı hiçbir zaman
olmâmıştır, olmayacaktır
da" denildi.
Özdüniversfteler
sıvftakaUı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Üniversitelerarası
komisyonca oluşturulan
'Üniversiteleri Bilimsel
Yayın Yönünden
Değerlendinne
Komisyonu', 2001 yılında
üniversitelerde
yayımlanan bilimsel yayın
sıralamasını açıkladı.
Araştırmada, Hacettepe
804, Orta Doğu Teknik
Üniversitesi 498 ve
tstanbul Teknik
Üniversitesi 447 yayınla
ilk üçte yer alırken ilk
20'ye giren tek özel
üniversite 180 yayınla 10.
olan Bilkent oldu. Tüm
üniversitelerde toplam
6728 bilmsel yayının
yayımlandığı 2001 yılında
öğretim üyesi başına
düşen yayın sayısıysa
0.281 oldu.
145 göçmen
yafcafandı
• AVKARA(ANKA)-
Sahi Güvenlik
Korrutanlığı, Alaçaö-
Karaıbdullah Burnu
açıkkrmda "Melisa" adü
ABE bandıralı bir yatta,
Irak ve Afganistan
uyrudu 145 göçmenin
yakaandığını bildirdi.
Yakaanan göçmenler ile
mürstebatm yasal
işlenler için Çeşme
Limzn'nda adli
makmlara teslim edildiği
büdnldi.
9'lar DSP'den kopuyor• Olağanüstü kurultay
toplanması çağnsına
karşılık bulamayan 9
milletvekilin 3 Kasım'da
seçim önerisine "evet"
diyecekleri ve seçim
karan alınmasının
ardından da DSP'den
istifa edecekleri
öğrenildi.
TUREYKOSE
ANKARA - Olağanüstü ku-
rultay toplanması ve solda bir-
liğin sağlanması girişjmlerinden
sonuç alamayan 9 DSP millet-
veJdlinin yann partilerinden is-
tifa etmesi bekleniyor. 9 millet-
vekilinin 3 Kasım'da seçim öne-
risine "evet" diyecekleri ve se-
çim karan alınmasının ardından
da DSP'den istifa edecekleri
bildirildi.
DSP Ankara Milletvekili
UhıçGürkan, Başbakan Bülent
Ecevit'in solda bütünleşme için
üstüne düşen tarihsel sorum-
luluğu yerine getirmesi gerek-
tiğini söyledi.
DSP'de uzun süredir parti
içi muhalefet yürüten 9 mil-
letvekili, olağanüstü kurultay
çağnlanndan sonuç alamadı. 9
milletvekili, parti içindeki son
girişimlerini de solda birliğin
sağlanması için yaptı. Uluç
Gürkan, önceki günkü grup
toplantısmın basına kapalı bö-
lümünde, Başbakan Ecevit'e
solda birlik için çağn yaptı.
"9'lar adına" konuşan Gür-
kan, Ecevit'e "Merkez sokia-
ki büyük buluşmayı yaratahm.
Boylesi bir buluşmaya öncü-
lükedin" diye seslendi.
9 milletvekili, DSP'li olarak
son girişimlerini de bugün Ada-
let Komisyonu'nda gerçekleş-
tirecek. 9"lardan, Adalet Ko-
misyonu Başkanı Emin Karaa
bugün AB yasalan paketinin
görüşüleceği toplantıya baş-
kanlık edecek.
Karaa, "DSP adına son gö-
revini" gerçekleştirirken, bazı
konularda değişiklik önergele-
ri de verecek.
Karaa'nın Alevi-Bektaşi der-
neklerinin kapatılmasını ko-
laylaştıran düzenlemelerin de-
ğişmesi için önerge vermesi
bekleniyor.
TÎM Genel Kurulu'na akın eden politikacılara soğuk duş:
Krizden siyasetçi sorumlutstanbul Haber Ser-
visi - Türkıye thracatçı-
lar Meclisi'nin (TÎM)
Genel Kurulu'nda, poli-
tikacılar Türkiye'nin ge-
reksinim duyduğu yeni-
den yapılanmayı kendi-
lerinin sağlayacağını sa-
vunup işadamlanndan
destek isterken, ihracat-
çılaryaşadıklan krizler-
den siyasetçileri sorum-
lu rutup önlerini göre-
memekten yakındılar.
TÎM Genel Kurulu,
Yeni Bosna'daki Dış Ti-
caret Kompleksi'nde ya-
pıldı. Genel Kurula tele
konferans sistemiyle ka-
tılan Başbakan Bülent
Ecevit, özverili çabala-
nndan dolayı ihracatçılara
teşekkür ederek Türki-
ye'nin bölge ülkelerine yö-
nelik dışsatımında artış ol-
duğunu belirtti.
İhracat olumlıı
Dış Ticaretten Sorumlu
Devlet Bakanı Tunca Tos-
kay da, 1999'dan bu yana
sıkıntılı, inişli çıkışlı bir
dönem yaşanmasına kar-
şın, topluma ve ekonomi-
ye moral veren tek şeyin,
ihracat rakamlan olduğunu öne
sürdü.
Bilgisayaryardımıyla, ekra-
na tablo ve grafikler yansıta-
rak konuşan DYP lideri Tansu
Çffler ise işadamlannın sade-
ce projelere değil, bunlar ara-
sındaki uyuma da bakmalan-
nı istedi. "IMPsiz yaşanmaz.
Türkiye 33 miryar dolarla,
IMPyeen borçhı ülke. Ama biz
önce size güveniyoruz" diyen
Çiller, seçim yasalannda de-
ğişiklik kapsamında, geniş böl-
geli, iki turlu ve tercihli sistem
önerdi. Çiller, "îktidara getin-
ce, nereden buldunu, bu Temı-
zel, Mesut Yılmaz yakJasımı-
POlitikacılar TÎM'de
Türidye'nin
gereksinim
duyduğu yeniden
vapılanma>i
kendilerinii]
sağla>acağını
va\ urıdu. Ecevit de
TÎM Genel
Kurulu'na tele
konferans
sistemiyle
kankn.
nı yok edeceğK" diye konuştu.
Eski - yeni terrihi
Türkiye'nin bağnazlıkla, ay-
dınlık, eskiyle yeni arasında bir
tercih yapacağını savunan YTP
Genel Başkanı İsmail Cem'i,
u
tnsanlığın büyük yüriiyüşü-
ne,msanmııza,Türidyemizegü-
venerek katkı yapabüriz.
Türkrve de ancak o za-
man vükseBr, şu ya da
bu partiye o> vermekle
yükseJmez" diye konuş-
tu. Cem, devletteki han-
tallıktan da yakınarak
"36 bakanlı hükümeti,
süpermeni getirsek yö-
netemez" diye konuştu.
AKP Genel Başkan Yar-
dımcısı AbduİIab Gül
Türkiye'nin yaşadığı
ekonomik ve siyasal bu-
nalımın, yönetenlerin
performansının sonucu
olduğunu belirtirken SP
Genel Başkan Yardımcı-
sı ve îstanbul II Başka-
nı Numan Kurtuhnuş,
Türkiye'nin son 5 yılını
bir olağanüstü dönem man-
tığıyla geçirdiğini savun-
du.
DTP Genel Başkanı
Mehmet Ali Bayar önü-
müzdeki seçimleri, "esld-
nin son, yeninmilk seçnni"
olarak nitelerken, TÎM Baş-
kanı Oğuz Saücı da, siya-
setin yeniden yapılanma ve
değişme eğiliminin olma-
sı gerekenden çok daha za-
yıf olmasından yakındı.
Satıcı, "Siyasipartilerin
programlanneredeyse birbiri-
nin ayıu. Türkrvt'nin arnkkur-
tancılara, karizmatik bderiere,
mudzecilereve mucizelereihti-
yacı yoktur. Sadece vitrini dü-
zenlemek amacı üe çok parlak
yçniöznderin shasetedavttediJ-
mesi de yeterti değildir'' diye
konuştu.
SAĞ PARTÎLERE ÎTTÎFAK MESAJI
Kutan 1dan çağn: Milli
güçlerbirieşsin
ANKARA (Cumhuriyet djNfar" diye konuştu.
Bürosu)- SP Genel Başkanı SP lideri Kutan, seçimde-
RecaiKutan, parlamentodı- ki rekabetin "IMF, Dünya
şındaki sağ partılere seçim BankaaveKemalDerviş'in
öncesi ittifak çağnsı olarak ekonomipolitikasmıdestek-
yorumlanan mesajlar gön- fcyen zihnhetflered ekono-
derdi. Kutan, "Şuandaiçer- nu>idestekk\öiMiffiGdniş
denw(hşardanTürkn«üze- zfluuyetT arasında geçeceği-
rindebüvükmıınlaroynjuı- ni savundu. Kutan, "Korku-
maktadır. Bu mıınbui boz- nun ecete fa>dası yok, Milli
mak için mutJaka nüttı güç- Görüş gümbür gümbür ge-
lerbirarayagelmekzoruıı- Byor"görüşünüdile getirdi.
'ORDU BÎZÎM GÖZBEBEĞÎMÎZ'
Silahlı Kuvveüersorusu
Erdoğan h kızdırdı
ANKARA (Cumhuriyet bebeğiınizdir.Onnınunçalıs-
Bürosu) - AKP Genel Baş- maalam,yeribeJikiir.Lütfefi
kanıRecepTa>>ipErdoğan, busorubnarokAKP'yesor-
Newsweek dergisinin "AKP majTn" diye konuştu.
iktidara geBrse ordufleara- AKP lideri, ölüm cezası-
sında çaûşma kaçınılmaz- mn kaldınlması için anaya-
Ğar* yorumuna serttepki gös- sal güvencede ısrarlı olduk-
terdi. Soruyu yönelten ga- lannıyuıeleyerek,ABuyum
zeteciyi azarlayan Erdoğan, yasalannın genel kurulapa-
"Siyasi partüer kendi görev ket halinde gelmesi duru-
aianlaruu künse\1e payiaş- munda oylamaya katıl-
tnazlar. Otlumuzbiznngöz- mayacaklannı açıkladı.
MHP'den AB kitabı
İdamın
kalkmasiy
Öcalan 'a af
demektir
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - MHP tarafından AB
konusunda hazırlanan kitapta,
AB yönetiminin "Türkiye'de
Kürt azmhk yaratjlması''
anJayışında olduğu, idamın
kaldınlmasının Abdullah
Ocalan içjn özel af arJamına
geleceği belirtildi.
MHP lideri Devlet Bahçefi,
partisinin Türkiye'nin AB'ye
üyeliğine bakışını, "Son
Ğelişmeierlşğında
Türkiye'nin AB Üyefiği ve
MHP, Temd Yaklaşım
Biçinümiz ve GörüşJerimiz'"
adıyla kitap haline getirdi.
Kitapta, şu görüşlere yer
verildi:
• AB konusunda yanlış bir
kampanya yürütülmekte,
Türkiye'de AB yandaşlan ve
karşıtlan gibi tehlikeli bir
cepheleşme yaratılmak
istenmektedir. Bu tür bir
kamplaşma Türkiye için
tehlikeli ve riskli bir durum
olacaktır. AB konusunda milli
bir yaklaşım geliştirilmeli ve
bu konu iç politika malzemesi
yapılmamalıdır.
• Kopenhag siyasi kriterleri
Ulusal Program'dan sonra
ortaya çıkmamış, bu kriterlere
bu tarihten sonra yeni unsurlar
ilave edilmemiştir. Ulusal
Program hazırlanırken
Kopenhag siyasi kriterleri ne
idiyse bugün de odur.
• Türkiye'nin devlet yapısımn
yeniden tanzimi ve kültürel
haklardan başlanarak Kürt
asıllı vatandaşlanrman azınlık
statüsünün hukuki planda
tanınmasının sağlanmasıdır.
• Anadil kavTamı iyi
değerlendirilmelidir. Özel
imkânlarla Kürtçe eğitim
talepleri adım adım
ilerleyecek, devlet eliyle
anadil öğreniminin yasal
teminata kavuşturulmasıyla
Türkçeden başka dil, lehçe ve
agızlara hukuki bir statü
tanınmış olacaktır.
• Türkiye, Ulusal Program'da
idam cezasının kaldınlacağına
dair bir taahhütte
bulunmamıştır. Böyle bir
adım, fiilen Öcalan ve PKK
teröristleri için özel af
anlamına gelecektir.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
ÎETT Pasomu Kaybettim.
Hükümsüzdür.
U(ETTtN ERTUĞRUL
HAMBURG - Cezaevinden
yeni çıkmıştım. 1988'in Ağus-
tosu'ydu. Ailecektatile gidecek-
tik. Ancak benim önce Tarsus'a
gidip askerlikle ilgili bedeli yatı-
np, askerlik işlemimi sonuçlan-
dırmam gerekiyordu. Ipek ve
Reşat Foça'ya gittiler, ben de
Tarsus'a gidip oradan onlara ka-
tılacaktım.
Evdeki hesap çarşıya uyma-
dı. Askerlik şubesinden işlemle-
rim bitince hakkımdaki bir ara-
ma kararı gerekçe gösterilerek
Tarsus Emniyeti'ne teslim edil-
dim. Al başına belayı... Ceza-
evinden çıka/ı iki gün olmuştu ve
ben yeniden gözaltındayım. Üs-
telik iki yıldır hapisteydim. Eğer
aranıyprsam yerim yurdum bel-
liydi. Ülkemin cezaevlerindey-
dim.
Sonunda neden arandığım
belli oldu. 1969 yılında Tarsus
Yüksek Tahsil Tatebe Cemiyeti
Başkanı iken dağıttığımız bir bil-
diri nedeniyle hakkımda bir so-
ruşturma açılmıştı. Aradan tam
19 sene geçtikten sonra şimdi
benden bunun hesabını soru-
yoriardı. Bu arada 1974 Af Ka-
nunu çıkmış, suç olduğu iddia
edilen eylemin verilebilecek ce-
Hamburg Sokaklannda...
zası zaman aşımına uğramıstı.
Bunlann hiçbirisi Tarsus polisi
için önemli değildi.
Gözümü bağlayıp Tarsus'un
Ağustos sıcağında bir hücreye
kapattılar. Yıllarca cezaevinde
yatmıştım ama kendi kentimde
yapılanlar hepsinden daha çok
canımı sıkmıştı. Yıllar sonra şeh-
rime gelmiş ve böylesine bir mu-
ameleyle karşılaşmıştım. Birkaç
günlük saçma sapan bir soruş-
turma ve araştırmadan sonra
serbest kaldım, Foça'nın yolu-
nu tuttum.
• • •
Tatilden döndüktün sonraAl-
man Konsolosluğu'ndan tele-
fon ettiler, bana bir mektup ve-
receklerini söylediler. 0 zaman
hiç Almanca bilmediğim için
mektubu A/manca bilen bir ar-
kadaşıma tercüme ettirdim.
Mektup, dönemin sosyal-de-
mokrat Hamburg Başbakanı
Klaus Von Donanyhi'den geli-
yordu. Hamburg Senatosu tara-
fından kurulan, "Baskı Altında-
ki Siyasiler İçin Hamburg Vak-
fı" beni biryıllığına Hamburg'da
ağırlamak için davet ediyordu.
Yıl 1988.0 dönemde bızim gi-
bi insanlann pasaport alması,
yurtdışına çıkması kolay değil-
di. Bu nedenle Vakıf yönetimi-
ne, eğer pasaport alabilirsem
eşim ve oğlumla birlikte gelmek
istediğimi söyledim. Vakıf, bu
talebimi kabul erti. Tam iki yıllık
uzun bir uğraştan sonra pasa-
port alabildim. O güne kadar hiç
görmediğimiz bir kente ailecek
gelmiş olduk.
Hamburg'da iki yıl kaldık. 12
Eylül döneminde ülkesini terk
etmek zorunda bırakılan siyasi
mültecilerle burada yeniden kar-
şılaştık. Bir kısmı eski arkadaşım-
dı, birkısmını Hamburg'da tanı-
dım.
Bütün bunlan neden anlattım.
Ben bu yazıyı Hamburg'dan ya-
zıyorum. Bir toplantı için geldi-
ğim Bremen'den bir günlüğüne
Hamburg'ageçtim. Hamburg'da
dostlarım var. Geçenlerde
SHP'nin kuruluşuna katılan Ada-
nalı berberBehçetA/gan Ham-
burg'da. önce ona uğradım. Da-
ha sonra 1968'li arkadaşlarım
Demir Küçükaydın ve Irfan
Cüre'yi aradım.
Demir de, Irfan da Türk/ye'ye
gelemiyorlar. Onlarla 12 Mart
cezaevlerinde birtikte yatmıştık.
12 Eylül'de detutuklandılar, ben
de. Sonunda soluğu yurtdışın-
da almışlardı. Biz geldiğimizde
onlar Hamburg'daydı. Biz dön-
dük onlar kaldılar. Bu nedenle
Hamburg'ayakınbiryeregider-
sem onlan görmek isterim.
Türkiye'yi özlemişlerdi, gelip
görmek istiyorlardı. Uzun uzun
"Ne olacak bu memleketin ha-
//"ni konuştuk. Sonra Profesör
Süleyman Ergün'e ve eşi Hüs-
niye'ye telefon ettim. Süleyman
önemli bir kanser araştırma pro-
jesinin başındaydı. Dünya ça-
pında önemli bir bilim insanı ol-
muştu. O da yıllardtr Türkiye'ye
gelmek istiyordu.
•••
Hamburg, benim için uzun ce-
zaevi yıllarından sonra bir din-
lenme ve kendime gelme olana-
ğı yaratmıştı. Islamiyet üzerine
araştırmamı bu kentte de sürdür-
müştüm. YıllardırTürkiye'ye ge-
lemeyen ülke özlemi çeken si-
yasi mültecileri burada görmüş
ve yaban ellerde yaşamanın ne
demek olduğuna burada tanık-
lık etmiştim.
1992 yılında Türkiye'ye dön-
düm ve Cumhuriyet'te çalışma-
ya başladım. Benim için iki yıl-
lık kesintiden sonra Türkiye ye-
niden başlamıştı. Birkısım arka-
daşım artık Hamburg'dayaşıyor.
Altona'da Hülya'yı gördüm,
Oya'yı aradım bulamadım.
Aradan tam on yıl geçmişti. Ir-
fan ve Demir'le konuştuktan son-
ra Elbe Nehri'nin kıyısına doğru
yürüdüm. Türkiye, AB'ye gireme-
yecekti, gelişmeler onu göste-
riyordu. frfan, Demir ve Süley-
man Türkiye'ye nezaman gele-
bJlirierdi? Türkiye'ye demokra-
si ne zaman gelebilirdi?
•••
Elbe Nehri Atlas Okyanusu'na
dökülüyordu. Dalıp gitmişim...
Bir gemi düdüğüyle kendime
geldim. Yağmurlu ve karanlık bir
kent olarak aklımda kalan Ham-
burg'da o gün güneş ortalığı ka-
sıp kavuruyordu.
ERGtN YILDIZOGLU
Enerji Jeopolitiği
Üzerine Bir Not
Dünya petrol re2ervlerini gösteren herhangi bir ha-
ritaya bakınca, uzun dönemli rezervlerin hepsinin
Avrasya ve Ortadoğu'da olduğu görülür. Uluslara-
rası ilişkilere bakınca da son yıllarda, özellikle Do-
ğu Bloku'nun çökmesinden sonra, hep enerji kay-
naklanyla ilgili ülkelerin öne çıktığını görüyoruz: Irak,
Iran, Rusya, Venezüella, Çin ve Filipinler'in Spratly
adaları, Endonezya'nın Aceh ve Doğu Timor böl-
geleri, Afganistan...
Uluslararası ilişkilerin dinamiklerini, enerji kay-
naklan üzerindeki rekabet gibi tek bir değişkenle açık-
lamaya kalkmak hatalı olur şüphesiz. Ancak en ge-
nel verilere şöyle kaba bir bakış bile, önümüzdeki
20-30 yıl içinde hem genel uluslararası ilişkiler ala-
nında hem de ABD dış politikasının öncelikler lis-
tesi içinde enerji jeopolitiğinin ağırlığının giderek
artacağını gösteriyor.
Kimi önemli trendler
Stratejik olarak en önemli enerji kaynaklan önce
petrol, sonra da doğalgaz. Stratejik ve Uluslarara-
sı Çalışmalar Merkezi (CSIS), Enerji Programı Di-
rektörü E. Ebel'e göre dünya petrolünün gelece-
ğini kavrayabilmek için bugünkü üretim paylarına
değil, bilinen rezervlere bakmak gerekiyor (Open Fo-
rum, 30/05/2002). Bu açıdan bakınca da yalnızca
uzun dönemli rezervlerin Avrasya ve Ortadoğu'da
olduğunu (Dr. James Hayes-Bohanan. Vvbrld
Energy Transitions, 24 Ocak 2002) değil, toplam re-
zervlerin yüzde 70'inin de SuudıArabistan, Iran, Irak
ve fîusya'nın elinde olduğunu görürüz. (Ebel, age)
Diğertaraftan, CSIS'ın hazırladığı bir enerji trend-
leri raporu {Energy Outlook 2020) 2020'de geliş-
mekte olan ülkelerin enerji tüketimlerinin gelişmiş
ülkelerin tüketimini aşacağını, Avrupa'nın Körfez
petrollerine bağımlılığının süreceğini, Asya'nın Kör-
fez petrollenne bağımlılığının belirgin bir biçimde ar-
tacağını, ABD'nin petrol ithalatının artacağını sap-
tıyor. CSIS raporu, doğalgazın en hızlı gelişen ener-
ji kaynağı olduğuna işaret ettikten sonra, ABD'nin
doğalgaz ithalatının giderek artmakta, Avrupa'nın
da doğalgaz ithalatının yüzde 26'sının Rusya'dan
yapılmakta olduğunu saptıyor. Rusya tüm dünya-
nın doğalgaz rezervlerinin yüzde 32'sinesahip. Rus-
ya'yı yüzde 15'le Iran izliyor. (BP Statistical Revi-
ew of VVorid Energy, Haziran 2001)
Enerji kaynaklarının genel durumuna gelince,
bunlar sonlu kaynaklar olmalanna rağmen öyle he-
men bitecek gibi değiller. 1998'de Dünya Enerji
Kongresi 17. Oturumu'na sunulan bir tebliğe bakı-
lırsa, kesin olarak bilinen petrol ve gaz rezervleri,
bugünkü tüketim hızıyla, en azından sırasıyla 45 ve
43 yıl daha kullanılabılir durumda olacaklar. Olası
rezervlerin ömrü ise çok daha uzun: 114 ve 200 yıl.
Bunlar nispeten olumlu haberier. Bu açıdan gün-
demde, henüz birenerji krizi olmadığı sonucuna ula-
şabiliriz. Üstelik, CSIS yönetim kurulundan Prof. We-
idenbaum'un işaret ettiği gibi, rezerv öngörüleri
teknolojık düzeye bağlı, teknoloji ilerledikçe öngö-
rüler de büyüyor. (VVorid Energy Geopolitics, 2001)
Ve jeopolrtik
Böyle bir zemin üzerinde, üç önemli etken önü-
müzdeki dönemde enerji jeopolitiğinin bileşenleri-
ni belirieyecek gibi duruyor. Birincisi bir hegemon-
yacı güç olarak, ABD'nin geleneksel enerji politi-
kası, ikincisi önümüzdeki dönemi algılayış biçimi.
Üçüncüsü de kapasite sorunu. Brooking Revi-
evv'nün enerji ve çevre konulu son sayısındaki Shib-
ley Telhami imzalı bir araştırma yazısına göre ge-
çenlerde üzerinden gizlilik kaldırılan bazı ABD dış
politika belgeleri, daha 1950'lerde bu ülkenin ener-
ji dış politikasını, petrolün akışının sürekliliğini sağ-
lamak üzerine değil, gerektiğinde kaynaklan baş-
kalannın kullanmasını engellemek üzerine kurduğu-
nu gösteriyor. Bugün de geçerii olan bu yaklaşım
açısından, Ortadoğu'da Iran ve Irak'ın enerji kay-
naklan üzerindeki etkileri, ABD yönetimi açısından
büyük birsorun oluşturuyor. ABD'nin Venezuela'da-
ki Chavez yönetiminden rahatsızlığı, Kosova pet-
rol boru hattı güzergâhına, Afganistan petrol boru
hattı projesine, Kafkasya-Hazar Denizi havzasına
yakın ilgisi, önemli bir doğalgaz alanı olan Spratley
adası yakınında Filipinler'e yerleşmeye başlaması,
halen Exxon Mobil'in gaz ve petrol çıkardığı Aceh
bölgesindeki çatşmalan kullanarak, dünyanın en bü-
yük likid gaz ihracatçısı olan Endonezya'nın (Chris-
tian Science Monitor, 9/03/01) ordusuyla ilişkileri-
ni geliştirmekte olması (Stratfor) kolaylıkla anlaşı-
labilir. ABD, 2020 dönemine bakınca, hem kendi-
sinin hem de dünyanın petrol ve doğalgaz gerek-
sinimi artarken, kaynakların istikrarsız ve ABD'ye o
kadar da dostça bakmayan kimi ülkelerin elinde yo-
ğunlaşmakta olduğunu saptıyor. Nihayet ABD'nin
dış politikada en etkin "Think-Tank" kuruluşu Co-
uncil on Foreign Relations'un geçen sene, Baker
Institute for Public Policy ile birtikte hazırladığı
Strategic Energy Policy başlıkJı rapor, dünyada bir
kapasite yetmezliği sorunu olduğunu, yeni
kapasitenin ise rezervlerin olduğu bölgelerdeki
siyasi istikrarsızlıklardan dolayı ya da bunlar kamu
işletmeleri olduğu için, yaratılamadığını saptıyor ve
ABD'nin bir enerji krizi tehlikesiyle karşı karşıya ol-
duğunu ileri sürüyor.
Toparlamaya çalışırsam, 1989'dan sonra tek
süper güç haline gelen ABD, dış politikasını, bir
başka hegemonik gücün yükselmesini engellemek
amacına bağlı olarak inşa etti (Bkz: 1997 ve 2001
dört yıllık savunma değerlendirme raporian). ABD'nin
11 Eylül'den sonra hızlanan askeri yayılmacılık ref-
leksi, bu ülkenin tüm petrol kaynaklannı veyollannı
bir "imparatorluğun" hinterlandı içine katmaya
çalıştığını gösteriyor. önümüzde açılmaya başlayan
dönemin enerji jeopolitiği de bu basıncın attinda şekil-
leniyor.
TEMA
TEMA VAKFI
ÇELENK BAĞIŞ HATTI
Vefat, nikâh, açılış gibi özel
günlerde sevdilderiniz adına fidan
diktirebilirsiniz.
İStanbUl Tel: 0 212 284 80 00
İzmir Tel: 0 232 464 58 68
Ankara Tel: 0 312 419 73 02