23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 2002 PAZARTESİ 2 OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus(o cumhuriyetcom.tr MUMTAZ SOYSAL KaçTaratıDenizlepte?.. BUGÜN KabotajBayramı dolayısıyla söyle- necek nutuklann klasik giriş tümcesi "Üç ta- rafı denizlerie çevnlı.." diye başlar. Hatta, ille de hendeseye uygun söz etme tutkusu taşı- mıyorsanız, Marmara'yı da işin içine katıp "dört tarafı..." bile diyebiirsiniz. Ama, acaba öyle mi? Çevremizdeki denizlerden hangisi ne kadar bizimdir? Karadeniz, kullandığımız ve "öız/m "diyebi- leceğimiz bir denizdi eskiden. Posta vapurlan, hemen hemen bütün iske- lelerine yolcu taşıyarak gidip gelirken. Yüklerin, vapurlarla, küçük şileplerle. küpeş- telerine kadar suya batık motorlarla taşındığı günlerde. Şirin kasabalardakı insanların, dalgalann se- rinlettiği yeşil kıyılarda denizi severek, denizle kucaklaşarak yaşadıkları bır ortam var olduğu sürece. Ama Karadeniz bıle ülkeden ve insanlanndan koparılmıştırartık. Bilmem kaçşeritli sahil yol- lan o kasabalaria denizin arasına gırmiştir. Yaz aylarında bazen düzenlenen bir-iki gezi dışın- da. sarı bacalı yolcu vapurlan da yok şimdi. Yükler, mazot dumanlanyla dere tepe aşan ve çevreye tehlike saçan koca kamyonlarla ta- şınıyor. Zonguldak limanında birkaç kömürşi- lebinin oluşu, çelik sac içın yabancı bandıralı gemilerin Ereğli nhtımlarına yanaşması, Trab- zon ve Hopa'dan birazcık transit malın geçrrie- si, yahut her 19 Mayıs'ta Samsun kıyısında "karaya ayak basış" törenlerinin düzenlenme- si Karadeniz'i "bizim deniz" saymaya yetmi- yor. O kentte bile Bandırma vapurunun tam bo- yut maketi denizde yüzmüyor, karaya kurulmuş durumda. Boğazlar ve Marmara, yakın iskelelere yol- cu taşıyan şehir hatlan ve deniz otobüsle- ri dışında, Türk bandıralı gemilerden çok ya- bancılann geçit yeridir. Kıyısında pahalı balık yi- yerek şarkılarla rakı içmek bir denizi "bizim" ya- par mı? Ya Ege? Foça ile azıcık Çeşme ve Marmaris bir yana, Bodrum'dan başka deniz kasabası sa- yabileceğimiz bir yer var mı? O kasabada bile hâlâ vapurlann yanaşabileceği rıhtım yok. Ak- deniz ise güzelim kıyıiara çırkin apartmanlar di- ken ve sırtını denize dönüp turist seyreden in- sanlarımızla dolu. Bu mudur her yanı denizlerle çevrili bir ülke olmak? Gidemediğimiz yerler bızım olmayacak- sa, kullanmadığımtz denizler bizim olabilir mi? Yunan denizciliğinin elde ettiği imrendirici ba- şarı, Ege'nin iyi kullanılışıyla başlamamış mı- dır? Bu onlar için, genellıkle söylendiği gibi, adalarla başlayan zorunlu bir borç ödeme ise bunca kıyısı olan Türkiye'nin denize karşı hiç mi borcu yoktur? Mumcu'ya Yaz Mektubu... Hikmet ÇETİNKAYA AhmetYORULMAZ S evgili Uğur, merha- ba. Kara eller tara- fından, aramızdan uzaklaştınldıgından bu yana, mektuplar yazmaya çalıştım sana. Ama tek mektup yazıyordum, aynldığım günün yıldönümlerinde. Eline geçiyor muydu geçmiyor muy- du. bilemem. Yazlan senin, be- nimse yaz-kış oturduğum yöre- deki gazetelerden Cumhuriyet- le ilimiz Balıkesir'deki Politika bu mektuplanmı ahyor. "Bizya- yımlayarakonagöndeririz!" di- yorlar. Ve yayımlıyorlar da... Er yadageç... Çünkü eski yıllardan beri bi- lirsin, eli kalem tutanlanmız kız- dığımızda, coştuğumuzda bir şeyler döşenir. gazeteye gönde- ririz. Onlar da ne yapsınlar, Cum- huriyet okurunun yazanı çok, bir sıraya koyuyorlar bunlan, eh arada bir de bir ilan, reklam çı- karsa yandı gülüm ketenhelvam! Gazete yönetimi, yaşamsal ge- lirin azlığından dolayı, ilan gel- di diye bayram eder haklı ola- rak. Ama yazı yazanlar da mem- leket kurtancılığına soyunmuş- tur ya, düş kınklığı içinde tek- rar beklemeye geçerler. Dosya- larda. dizilme şansına erişmiş- se bilgisayar belleğinde, bekler durur gayn yazılar! Derken, sen akhma geldiğin- de, gittiği bir yer varsa, orada da eski silah kaçakçılan, uyuştu- rucu tüccarlan, vatan-millet kur- tancılan, ülkeye sözde çağ atla- tan. yine dehalanyla ülkeyi, yurt- taşlan soysuzluklara iteleyen si- yasilerle, görevlerini bu iyi yurt- taşlara gelir ve itibar kazandır- maya çahşmış bürokrat denilen kimi kişilerle uğraşıyor olabilir hâlâ... Bırak diyorum, yazarak ses etme! Yine bilirsin, aslında yazma- nın da yaran yok artık. O denli yozlaştık ki, yazı bir günlük öm- rü olan bir sabun köpüğü sanki. Örneğin, cinayetlerde kullanı- lan silahlardan az mı söz etmiş- tin sen? Senin gibi "KuvayıMö- KyecPyi ipleyen çıkmamışh da tepinip dururdun. Onlarcasını verebileceğim olaylardan bir ta- nesidir bu... Içki de içmezdin ki, birader rahatlayasın, ertesi sabah tatlı bir yorgunlukla kal- kana dek gevşeyesin! Yok, su- dan başka bir şey içmezdin çok sevdiğin balığı yerken bile!.. Keşke içseydin. Belki o içki seni daha az "KuvayıMifliyeci" yapar, yani sana "Kemafist" göz- lük yerine pembe bir gözük tak- tınrdı. Havadan sudan, eski Os- manlı padişahlanndan. kuwet macunlanndan söz eden yazılar yazarak bugün de aramızda bu- lunabilirdin. Yine Örneğin, tar- tısı bozuk bazı aydınlanmızn "Evet ama, adam yazar be kar- deşmT diyerek savunduklan bi- rinin aile boyu demokrasi şam- piyonluğu yapması gibi, biz yurt- taşlara şööööyle tepeden baka- rak ironik yazılar yazar, işin ta- dını çıkanrdın. Ansiklopedi ka- nştırarak, Naima, tbnürreflk, CevdetPaşa, ReşadEkrem, Şeh- suvaroğlu \ e değişik anı kitap- lan, hatta Cincihoca okuyarak ne nefis yazılar döktürürdün kim- bilir! Bu listeye Kamasutralar, Kokulu Bahçeler gibi kitaplan eklemek gereğini de duymadım hani... O üstadımız Fransızca biliyor. Fransızca yayınlardan da ilham alıyordur. sen de Ingi- lizcenle yığınla kaynaklar keş- federdin, olur biterdi! Ah be kardeşim, o güçlü bel- leğinle nelerbelleyip yazmazdın ki sen?.. Sudan paluze yenilip he- men sindirilecek. Osmanlı şer- betleri gibi ferahhk verecek ya- zılar olacaktı yazacaklann. Bir gece sizin balkonda ağa- beyin Ceyhanla bana rakı ikram etmiştin, anımsıyor musun?.. Mangal başında ızgaralar yapı- yor, bize yedinyordun. anımsa- dın değil mi?.. tşte o akşam ak- lımcaben; "Uğurbak,ağabeyin- de müthiş bir bellek var" dıye- cek olmuştum da sen "Anlama- dım!- AOede en güçlü bellek ben- dedn-* demiş ve eklemıştın: "Kr ses, bir ad, bir numara duyma- yayım, hemen kafama kazmır o!" Ceyhan senin bu yanıtın üze- rine başını eğmiş; "Doğnı söy- lüyor, Ahmet Abi" diyerek seni onaylamıştı. Işte o bellek "yazmakgörevi- ni" hakkıyla yaptıracaktı sana, başın belalara girmeden. ıçkini yudumlayarak. gel keyfım gel di- yerek! Söylediğin gibi. konuyu saptırmadan bildiklerini roman- laştırarak, tipleri. isimleri de- ğiştirerek ne polisiyeler, ne se- rüven romanları yazacaktın! "Uğur Mumcu'nun yazdığı ro- man!" diye de kitapçılar övünç- le müşterilerine tavsiye edecek- lerdi her bir kitabını. Şimdiki- ler gibi, paraya para demeye- cektin! Yazık oldu sana... Utanın 'utanmazlar!' Sen sormuyorsun ama, ben yanıtlayayım bu yaz sıcağında durup dururken sana yazma is- teğimin nereden kaynaklandı- ğını... Bedeninin yok edilmesinden sonra, bizim yörede, adın nere- lere verilmişse, şimdi bir bir si- lip değiştiriyorlar Sevgili Uğur. Moda, senin adını kazıym silme modası! Var, anla haümizL llk örneği çok sevdığım Ay- valık'tan vereyim. Alibey (Cun- da) Adası'nın Ay\'alık Koyu'na bakan tarafındaki uzun cadde- ye şimdi, "Mevlana Caddesi" diyorlar -Mevlana"nın yerinin yurdunun Orta Anadolu, Kon- ya olduğunu gargarasız unuta- rak. unutturmaya çalışarak... Be- lediye meclisinde çoğunluğu oluşturan muhalif partilerin kay- da değer bir tepkisiyle karşılaş- madan! Utansınlar! Ay\-alık'ın bağhsı Altınovada, içinde kitaplığı da olan bir dü- ğün dernek salonuna "Atatürk Kültür Merkezi'' diyorlar artık. Atatürk'ün yüz, yüz elli metre- lik küçük bir salona sığamaya- cağını \e onun adına hiç değil- se onlarca dönümlük bir orman oluşturmanm görkemini unuta- rak... Sonuncu skandal da doğru dü- rüst bilinmeyen. hiçbir ahım şa- hım yanı olmayan Balıkesir'de- ki bir sözde kavşağa lütfen(!) verilmiş, sen gerçek "Kuvayı MflB>eci''nin adını sildıler, "Ku- va\ı JHflüje" kavşağı dediler, iyi mi!.. Bütün bunlann temelinde Sevgili Uğur, hangi duygulann. hangi emellerin yattığını ben- den bin kat iyi bilirsin. Ben yaz- mayacağım onlan. Senin yargıya olan güvenini bıldiğim halde... Ne diyordun? "Bütün mesele işiyargrva kadar götürebibnektir, arkası gelir!" Evet ama, ben oraya gitmek ıs- temiyorum. Yaşlandım çünkü. Kitap işlerimle uğraşayım daha iyi diyorum. Hem ne demiştik. bu yazılar sabun köpüğüdür. Uçuşurlar, ha- vada kaybolup giderler. Üstelik senin günlerinden daha iğrenç bir ortamda yaşar olduk biz: Hırsız- lık, uğursuzluk gırla gidiyor! Aklamalar paklamalar da öyle. Senin adının esamisi mi okunur artık! Böyle siler siler, geçer adamlar! tster Mustafa Kemal de, ister Atatürk... Onun adına, vatan mil- let adına, AB adına, demokrasi ve aklayıp paklamalar adına bi- zim halimiz budur Uğurcuğum. Çok affedersin, unutuyor- dum... Ailecek geldiğinizde bal- konda hep birlikte yediğimiz spagetti makarnanın yanına beş- altı türde sos hazırlardık, bilir- sin. Haber alamamışsan benden öğren: Ekonomiden yana hali- miz duman mı duman! Gelirler nanay olmuş. Sefalet hızla ço- ğalıyor. Güçlükle iki çeşit sos ya- pabiliyoruz şu sıralar. Sen iç- mezdin ama. sofrada bulunan öteki insanlara ikram ettiğimiz Buzbağ yerine, en ucuz Güzel Marmara'yı damağımızda şap- latarak "Ohhh, içimize sinsin, güzel şarapmış!" diyerek yu- dumluyoruz. Seninkilerle ama sensiz, bu yıl da aynı şeyi yapa- cağız. Boşver Uğur, adını silenlere al- dırma sen. Kitaplannla yaşıyor- sun nasıl olsa. Geleceğin tarih- çileri, sosyologlan senden söz edecekler, adın daha da yaşaya- cak. Öbürleri ise... Bu yaz mektubumun kusurlu yanlan varsa, hoşgör. Benzerine zor rastlayabilece- ğimiz Sevgili Kuvayı Milliyecı. aynldığm gün, 24 Ocak'ta yine yazabilmek umut ve dileğiyle... kadınlaryağmurvekuşlar ( • u n i i i V A Y ı n c • Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 TÜRKSOLUHJSİAD DÜĞMEYE BASTI YENİ KRİZ KAPIDA! Pamukbank operasyonu bir başlangıç. TÜSİAD ve Cıtı Bank kriz tezgahlıyor Gokçe Frat Seçım değ I devırrt Fuat Ercan Sermoyeler arası kordeş Katlı sLrecı yoşıyoı-jz Kaya Ataberk Turk ye'nın devlet polıîıkast AB rn.2 Canberk Bırgül Cezayır ulusal kurtuluş savaşı ve Fılıslin Sunay Akın Arrerıko'nm harıtasını Pın ReıS çzdı ama "mı lıyetçı- ıubafaza<arlcr* ulken n kaderım Amer ka'^a çızdınyor Oner Yağcı Sıvas'ı unutmak nedır2 Hazar Ansoy 2 Temmuz Sıvas Fılız Doğan Metm Allıok Şımd bır acya evsahıbıyız Fatma Attok Azız Nesın Halkı ayıhır gerıoyi boyihır1 Duı^a Kupcst avnasında Ljrk sıyasol harekeiler Türk düşmanlan Türk'ü keşfettı! isunbul CC212, 293 72 92-245 61 3C 292 73 00 Ankara (0312ı 232 46 12 lzmır.O232 ı 465 "0 3/ Denızlı- -0258) 242 26 59 e-posta tjrkso t@hotma 7.sayı bayilerde 750.000 TL TÜRKÎYE DÜNYA HALKIARIYLA BÜTÜmEŞMELİDİR, AB EMPERYALİZMİYLE DEĞİL! AB tartışması son dönemde gündemin merkezine yerleşti. Haziran ayı içinde art arda yayımlanan iki bildiri, Türkiye'yi bir ikilem karşısında imiş gibi gösteriyor: Ya emperyalizme teslimiyet, ya şovenizm. Biz, bu ıkısınin karşısına enternas- yonalist bir sımf tavnnı koyuyoruz. tki bildıriden AB'yi koşulsuzca savunanı, sermaye örgütlerinin damgasını taşıyor. Bu yüzden de Kopenhag kriterlerinin tümüne destek vermesi, ekonomik alanda Türkiye'ye IMF'den farkh hiçbir şey önermeyen AB'nın neo-liberal talep- lerini onaylaması kolayca anlaşılabilir. Anlaşılamayan, meydanlarda IMF aleyhine sloganlar atan işçi konfederasyonlannın başkanlannın bu metnin altına imza atmasıdır! Sermaye örgütlerinin bildirisıne cevaben hazırlanan Udnci bildiri ise kendini solda tanımlayan bir dizi aydm ile faşist eğilimli bazı kişilerin yanı sıra Türk-lş'in bazı sendikacılannın ortak eylemi olarak beliriyor. "Haysiyetli dış politika" adına şoven bir konum benimsiyor: Kendi ulusunun başka uluslardan daha "büyük" ya da "yüksek" olduğunu iddia etmek şovenizmin ayıncı yanıdır. Biz, Türkiye toplumunun bu kutuplaşmaya mahkûm olmadığma inanıyoruz. AB karşısında diz çökmenin de şovenist bir milliyetçiliğin de emekçi halkın çıkanna olmadığına inanıyoruz. Dış politikayı Amenka'ya, ekonomiyi IMF'ye, hu- kuku ve demokrasiyı de AB'ye teslım eden emperyalizm işbirhkçisi yaklaşıma bütünüyle karşıyız. Ama bunun alternatifinin, Türk ulusunu başka uluslardan büyük gören, Kürtlerin varlığını inkâr eden bir şovenizm olmadığını ve olama- yacağını iddia ediyoruz. Yöntemleri farklı olsa da her iki yaklaşımın amacı ortakttr: Sermayenin hâkimiyetini sürdürmek ve sımf mücadelesinin önünü kesmek. Biz, AB sorununa işçi ve emekçilerin suııf çıkarlannı temel alarak yaklaşıyo- ruz. AB, dünya çapında hâkimiyet mücadelesinde Avnıpa emperyalistlerinin çıkarlannı geliştirmek için kurulmakta olan yeni bir süper devlettir. İşçi dostu olduğu doğru değildir; sadece Avrupa işçi smıfinın örgütlerini henüz dize getireme- miştir. Maastricht politikalan tam da işçi ve emekçilerin haklannı budamayı hedefliyor. Demokrasi dostu olduğu doğru değildir; yüz elli yıllık mücadelelerin kazanımlanna şimdilik katlanmak zorundadır. AB'nin kurumsal yapısı tam da halkın demokratik denetimini olanaksızlaştırmayı hedefliyor. Banş tapınağı değildir; sadece askeri gücü sınırlıdır. Bugün kurulmakta olan Avrupa ordusu tam da bu eksiği ortadan kaldırmayı hedefliyor. AB üyeliğinin Türkiye'nin işçi ve emekçilerinin sorunlannı çözeceği doğru değildir. Şimdiden Gümrük Birliği'yle ortaya çıkan eğılımler derinleşecektir: Türkiye, AB içinde standartlaşmış teknolojiye dayanan, düşük ücretli, sağlığa ve çevTeye zararlı sektörlerde uzmanlaşacaktır. AB'ninyasası haline gelen "esneklik" daha şimdiden, kazanılmış haklan biçecek olan Iş Kanunu hazırhklanyla gündeme gelmiştir. Işsizlikten inleyen emekçilere vaat edilen "işgücünün serbest dolaşımı" ise kısa, hatta orta vade için bir hayaldir. Uretici köylülüğü ise çokuluslu şirketlerin hazırladığı yıkımın daha da derinleşmesi beklemektedir. Türkiye'nin işçileri, emekçileri, ezilenleri, aydınlan, kadınlan ve gençleri içih başka bir seçenek mevcuttur. Bütün ülkelerin işçi ve ezilenleriyle birlikte, adil, sömürüsüz, ezeni ezileni olmayan bir dünya, hâlâ güncelliğinı yitirmemiş bir hedeftir. Bunun için her şeyden önce bugünkü derüı ekonomik kriz içinde işçileri ve emekçileri işsizlik ve sefaletle karşı karşıya bırakan sermaye sistemine karşı mücadeleyi yükselrmek gerekk. Türkiye'de demokratik haklar, işçi haklan, Kürtlenn haklan böyle bir mücadelenin içinde elde edilecektir. Kapitalistlerin globalizmi sömürüye, eşitsizliğe, ezen ile ezilenin karşı karşıya gelmesine dayanıyor. Gerçek entemasyonalizm ise işçi smıfinın ve bütün ezilenlerin kuracağı eşitlikçi, kardeşçe dünyada yaşanacaktır. Hep birlikte böyle bir dünya için mücadele etmeliyiz. Katılanlar: Sendikacılar \e kitle örgütü yöneticileri: Ahmet Say (Yapı-Yol Sen TİS Daire Başkanı) A!ı Açan (TMMOB Yönetim K.urulu üyesı) AJ Eraslan (Yol-îş 1 No'lu Şube Mali Sekreten) Aıan Ayaz Aılay Ayçin (Hava-tş Genel Başkanı) A)dın Çelebı (TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı) Bihri Yıldınm (Yapı-Yol Sen Eğitim Daire Başkanı) Bedri Tekın (Yapı-Yol Sen Genel Sekreten) C-:lal Beşiktepe (TMMOB Yönetim Kurulu üyesi) C:m Bilici (BES Ankara 2 No'lu Şube Başkanı) Cnıgiz Faydalı (Yapı-Yol Sen Genel Başkanı) Çrtin Kurtoğlu (Enerji Yapı-Yol Sen Genel Sekreteri) Dmdü Taka (BES Genel Sekreteri) E;ıtım-Sen Istanbul 6 No'lu Şube Yönetim Kurulu E"an Atmaca (Yol-lş 1 No'lu Şube) E"an Ya\-uz Etan Karaçay (Yapı-Yol Sen Istanbul Şube Başkanı) E-kan Sümer (SES Ankara Şube Başkanı) E-şat Ak>azıh (Enerji Yapı-Yol Sen Malı Sekreteri) Ehem Torunoğlu (TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı) Fray Salman (İHD Genel Yönetim Kurulu Üyesi) F:\zi Ayber (Eğitim-Sen Genel Eğitim Sekreteri) Cürel Yılmaz (TLMTİS Genel Eğitim Sekreteri) Gürsel Ümit Srvel (Enerjı Sanayi \e Maden Kamu Emekçılen Sendikası ljanbul Şube Başkanı) Oiven Gerçek (KESK Egitim ve Örgütlenme Sekreteri) hkkı Atıl (TMMOB Yönetim Kurulu üyesi) hrun Balcıoğlu hsat Toprak (Eğıtim-Sen Istanbul 2 No'lu Şube Başkanı) Kseyin Gölpınar (BES Örgütlenme Sekreteri) îırahım Ersoy (Yapı-Yol Sen Basın-Yayın Daire Başkanı) lfan Kaygısız (Sendika uzmanı) lmail Ûzhamarat (DÎSK Genel-lş TİS Daire Başkanı) Imet Cengiz (T%tMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Geneî fekreten) tayhan Özkul (Yapı-Yol Sen Ankara Şube Başkanı) bmal Ülker (Hava-lş Dış llişkıler uzmanı) bvent Dokujııcu (Haber-lş Istanbul 1 No'lu Şube Başkanı) \ehmet Göçebe (TMMOB Yönetim Kurulu üyesi) ''usa Bıçel (Eğıtım-Sen Istanbul 1 No'lu Şube Başkanı) taar Ömeroğlu (Yapı-Yol Sen Kadın Daıresı Başkanı) Rabia Tuncel (SES Şişli Şube Başkanı) Sabri Topçu (TÜMTİS Genel Başkanı) Salih Ünay (Eğitim-Sen Istanbul 1 No'lu Şube YK üyesi) Sami Çiper (Yapı-Yol Sen Örgütlenme Daire Başkanı) Semih Tathcan Serdar Ömer Ka^Tiak (TMMOB Yönetim Kurulu yedek üyesi) Seyit Aslan (DtSK Gıda-lş Genel Sekreteri) Sezai Kaya (KESK Orkam-Sen Gn. Bşk.) Songül Beydıllı (SES Aksaray Şube Başkanı) Şebnem Korur Fincancı (Istanbul Tabip Odası Genel Sekreteri) Şiar Rışvanoğlu (Çağdaş Hukukçular Derneğı Adana Şube Başkanı) Şukran Öz (SES Genel Sekreteri) Şükrü Günsilı (TLMTlS Genel Örgütlenme Sekreten) Tezcan Abay (TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Genel Sekreteri) Tufan Kaan Umut Kuruç (TMMOB Şehir Plancılan Odası Ankara Şubesı Yönetim Kurulu Üyesi) Yakup Umut (DlSK Gıda-tş Istanbul Şube Başkanı) Yıldız Çakmak (BES Basm-Yaym Sekreten) Zeki Gül (Izmır Tabip Odası Büyük Kongre delegesi) Hakan Güleşe (SES Genel Merkez Yönetıcısı) Selma Gürkan (BES Genel Merkez Yönetıcisi) Satı Buruncu Çalık (Tüm-Bel-Sen 2 No'lu Şube Sekreteri) tsmail Sağdıç (Eğitim-Sen Ankara 1 No'lu Şube Başkanı) Cevdet Keleş (Tüm-Bel-Sen Ankara 1 No'lu Şube Sekreteri) Sadrettin Aydemır (Tüm-Bel-Sen Ankara 1 No'lu Şube Örgütlenme Sekreteri) Erhan Sancı (Eğitim-Sen Ankara 1 No'lu Şube Yönetıcisi) Murat Kahraman (Eğitim-Sen Ankara 1 No'lu Şube Yönetıcisi) Hüseyın Coşkun (Eğıtım-Sen Ankara 3 Noiu Şube Yönetıcisi) Songül Keşkek (Eğıtim-Sen Ankara 3 No'lu Şube Yönetıcisi) Fikret Aslan (BES Ankara 1 No'lu Şube Başkanı) Öteki imzacılar: A.Ekber Doğan (Praksis Yavın Kurulu üyesi) Abdullah Gürgün Ali Dehri (İşçi Mücadelesi) "—"- Aydm Çubukçu Ayfer Eğılmez Bedıa tlen Burak Sönmezer (Praksis Yayın Kurulu üyesi) Doç. Dr. Mehmet Okyayüz (ÖDTÜ Idan îlımler Fak.) Doç. Dr. Onur Karahanoğullan (A.Ü. SBF) Doç. Dr. Yüksel Akkaya (Mersin Üniversitesi) Dr. Ata Soyer (öğretim üyesi) Dr. Hakan Mıhçı (Hacettepe Üniv.) Dr. llker Aktükün Dr. Nail Satlıgan (I.Ü. tktısat Fak.) Dr. Neşecan Balkan (Bilkent Üniversitesi) Dr. Nida Kamil Özbolat (.Ankara Ünıv.) Dr. Sibel Özbudun (A.Ü Antropolojı) Emre Arslan (Praksis Ya\ ın Kurulu üyesi) Ersen Olgaç Haluk Gerger Haluk Mehmet Savaş Hasan Özkan Hılal Altan Hüseyin Hasançebı llhan Kamıl Turan Mehmet 1. Turan Mehmet Özgen Mihri Belli Murat Kuse\Tİ Mustafa Şener (Praksis Ya\ın Kurulu uyesı) Nuran Sanca Prof. Dr. Erol Balkan (Bilkent Üniversitesi) Prof. Dr Izzettın Önder (Î.Ü Iktisat Fak.) Prof. Dr. Şahika Yüksel (1 Ü. Istanbul Tıp Fak.) Prof. Dr Tülın Öngen (A.Ü. SBF) Rasıh Nun Ilen Recep Cenbey Sevim Belli Sınan Kadir Çelik (Praksis Yayın Kurulu üyesi) Sungur Savran Şadi Ozansü Tamer Incesu Tektaş Ağaoğlu Temel Demirer Uğur Bultan Yavuz Alogan Si\asi partiler ve parti girişimleri: Emeğin Partisi Türkiye Komünist Parrisi: Aydemir Güler (Genel Baskan) Kemal Okuyan (Genel Sekreter) Süleyman Baba (Örgüt Sekreteri) Metm Çulhaoğlu (MK Ü\esi) Haluk Yurtsever (MK Üyesı) Sosyalist Demokrasi tçin Parti Öngirişjmi: Çetin Alı Nergis Evrim Kaynak FerhanUmruk Filiz Karakuş Filiz Koçalı Hakan Öztürk Hasan Basri Karabay llhamı Aras M. Kemal Kaçaroğlu Semih Çağlar Veysi Sansözen Sosyalist Emek Hareketi Parti Girişimi Çahit Önce! Hüseyın Bakır Jale Gökoğlu Kenan Kalyon Yurdagül Erkoca Devrimci Sos>alist İşçi Parrisi: Ahmet Yıldınm (Gn. Bşk Yrd.) Şenol Karakaş (Gn. Bşk Yrd.) Diğer kurumlar: Çağdaş Eczacılar Derneği: Prof. Dr. Nurettın Abacıoğlu (Başkan) Avten Küpeli (2. Başkan) Kamuran Küçük (Genel Sekreter) Bülenı Tekın (Sa\man) Çağdaş Kıvılcım Erdem (\TC ü>esi) Bayram Hancı (YK üyesi) Kenan Özat (YK üyesi) Nâzım Kültüre\i: Mesut Odman (Ankara Sorumlusu) Alı Mert (Istanbul Sorumlusu) Politik Ekonomi Çalışma Grubu: Berna Müftüoğlu Erhan Bilgin Fuat Ercan Kurtar Tanyılmaz Mehmet Türkay Özgür Müftüoğlu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear