23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HAZİRAN 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER DSP'nin hazırladığı yasa önerisine destek arayışlan bugün de devam edecek İdam turu devam ediyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP'nin, ıdamın kaldınlması ıçın par- tilerarasındabaşlattığı destek arama tu- ru bugim de de\am edecek. MHP. ANAP. DVP. AKP'nın ardından bugün SP'yı zi- yaret edecek olan DSP yöneticilerinin birkaç gün ıçınde yasa önensinı verme- si beklenıyor. İdamın kaldınlmasına MHP \e DYP destek vermezken AKP, terör suçlulanmn aftan yararlanması- nın önlenmesi içın anayasal düzenleme koşulunda ısrar ediyor. SP ise DSP'nın girişimine destek veriyor. DSP Grup Başkanvekili Emrehan Ha- lıcı başkanlığındaki DSP heyetı, savaş ve yakın savaş hallen dışında idamın kal- dınlması için yapılacak yasa değişikli- ğine destek için bugün de SP yönetici- leriyle görüşecek. DSP, geçen hafta ya- pılan turlarda yalnızca ANAP'tan des- • DSP yöneticilerinin idamın kaldınlması için hazırladıklan yasa önerisini bu hafta içinde TBMM'ye vermesi bekleniyor. DSP'nin önerisine MHP ve DYP destek vermezken AKP, anayasal düzenleme koşulunda ısrar ediyor. ANAP ve SP ise DSP'nin girişimine destek veriyor. tek alabilmiş, MHP ve DYP idamın kal- dınlmasına karşı çıkarken AKP bazı ko- şullar öne sürmüştü. AKP, DSP'nin ha- zırlayacağı yasa önerisine destek verip vermemeyı bugün partinin MYK top- lantısında görüşerek karara bağlayacak. SP ile bugün görüşecek olan DSP'lile- rın, yann AKP'nin resmen karannı bil- dırmesinden sonra yasa önerisini verme- leri bekleniyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yakış dün düzenlediği basın toplantı- sında, parhsinin Türkiye'nin idamdanta- mamen annmış bir ülke olmasını iste- diğini belirterek, ıdam konusununu ge- reksiz bir gayretle terör örgütii elebaşı- sının idam karannın infazı ile ilişkflen- dirildiğini''' söyledı. 'Öcalan'ı idam edemezler' Bunun istismara yönelik olduğunu anlatan Yakış. ıdam kaldınlsa da kaldı- nlmasa da hükümetin Abdullah Öca- lan'ı idam edemeyeceği görüşünde ol- duklannı belirtti. Partilerini en çok düşündüren konu- nun, Türkiye'de af konusunun istismar edilmesi nedeniyle idam mahkûmlan- nın bir süre sonra salıverilmesi olduğu- nu anlatan Yakış, bu nedenle Öcalan"ın da bir süre sonra tahliye edilmesınden endişe duyduklannı bildırdi. Diğer partilerin de Öcalan'ın tahliye edilmesini istemiyorlarsa buna çözüm aranması gerektiğinı söyleyen Yakış, u Akla gelen çarelerden biri, idamın ağır- laşünlmış müebbet hapis cezasına çev- rilmesi ve bu cezaya çarptınlan kişinin aflardan yararlanmasını önleyecek mev- zuat düzenlemelerinin yapılmasıdır" dı- ye konuştu. Anadılde yayın ve anadılin öğremlme- sine de değinen Yakış, Kürtçe televiz- yon seyretmek isteyenlerin aralannda terör örgütünün ya\in organının da bu- lunduğu çeşıtli ülkelerden Kürtçe yayın yapan televızyon istasyonlannı izleye- bildilderini belirtti. YETKlLER RAH$AN ECEVTTTE DSPgnıbu Ecevit'siz toplanamadı • İdamın kaldınlması konusundaki hazırlıklarda Hüsamettin Özkan ve ona yakm olan isimleri devre dışı bırakan Rahşan Ecevit, Meclis'te de inisiyatifi ele almaya başladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP gru- bu, Başbakan Bülent Ece\it'ın hastalığı nede- niyle 25 Nisan'dan bu yana toplanamazken Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit Mec- lis'te de inisayitifi ele almaya başladı. DSP Meclis Grubu'nu bugüne dek Başbakan Yar- dımcısı Hüsamettin Ozkan yönlendirirken Rah- şan Ecevit idam pazarlıklannda kendi kadro- lannı öne çıkardı. Ölüm cezasının kaldınlma- sına ilişkin yasa önerisine destek için yapılan görüşmelere Özkan'a yakın olduğu öne sürü- len grup başkamekili AydınTümen çağnlma- dı. Adalet Bakaru HikmetSamiTürkde bu sü- reçte dışlandı. Başbakan Ecevit'in 4 Mayıs'ta hastaneye kaldınldığı tarihten bu yana DSP grubu top- lanmadı. Dığer partılenn gruplannın, lıderle- rinın yokluğunda genel başkanvekillen baş- kanlığında toplandığına dikkat çeldlirken DSP grubunun hiç toplanmaması eleştiri konusu oldu. Başbakan Ecevit, yaklaşık iki aydırmil- letvekıllerinin karşısına çıkamazken Rahşan Ecevit ağırlığını koydu. Bugüne dek daha çok örgütle ilgilenen, hükümet ve Meclis çalışma- lanna mesafeli duran Rahşan Ecevıt. Meclis çalışmalanyla da yakından ilgilenmeye başla- dı. Rahşan Ecevit, 70'i aşkın milletvekilini ofiste kabul ederek parti \e hükümet sorunla- n üzerinde görüşlerini dinledi. Tümeii, Gülay dışlandı TBMM çahşmalannda bugüne dek DSP'nın ta\nnı Hüsamettin Özkan yönlendınrken idam tartışmalan sürecınde Rahşan Ecevıt'e yakın kadrolar öne çıktı. Grup Başkanvekih Emre- han Halıcı ile genel başkan yardımcılan Tay- fiın tçh' ve Zeld Sezer ile Genel Sekreter Yar- dımcısı Süleyman Yağız, Rahşan Ecevıt'le yap- tıklan görüşmeden sonra ölüm cezasının kal- dınlması ıçın bir yasa önerisi taslağı hazırla- yarak diğer partilenn grup başkanvekılleriyle görüşmeye başladı. Bu görüşmelere dığer grup başkam ekilı Aydın Tümen ile Genel Sekreter Hasan Gülay çağnlmadı. Bugüne dek TBMM çalışmalanyla ilgili ola- rak Özkan'la temas kuran Tümen'ın bu ne- denle dışlandığı vurgulandı. Hasan Gülay'ın ise anneler gününde yaptığı açıklamalannın tep- kılere neden olduğuna dikkat çekildı. Partisuün Kartal ilçe teşkilannın, Kartal Ha^ÂliYücelKİ&ürMerkezi'ndedü- zenlenen olağan kongresine kablan DYP Genel Başkam Tansu Çiller, hükümetin Avrupa BirHği'ne (AB) gidcn yolda en önemli meselenin Kıbns oldu- ğunu anlamadığını öne sürerek Meclis'i bu yaz tatil yapmadan Kıbns ve AB konulannı ele almaya çağınü. Çil- îer, "Gelin. Kıbns'tan başlayarak kısa vadeli, bu hükümetin taahhüt ettiği bütün meseleler dahil olmak üzere AB'yi topyekûn ele alalını. Meclis, hiçbir şekilde kapannıanıalı bu yaz" dedi. KARMA PARLAMENTO KOMİSYONU GürelAB'ye Kıbns'ı anlatacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkıye-Avrupa Birliği (AB) Karma Parla- mento Komisyonu (KPK) bugün Brüksel'de toplanı- yor. Türkiye'yi De% let Ba- kanı Şükrü Sina Gürel ve Kürşat Eser'ın başkanlığın- daki heyetin temsil edeceği toplantıda, AB üyelik sürecının yanı sıra Kıbns konusu öncelik- li olarak ele alı- nacak. De\ let Bakaru Gürel. Yunan ve Rum lobılerimn etkisi al- tında sık sık Türkiye aley- hinde kararlar alan Avru- palı parlamenterlere "Kıb- ns gerçeğmi" anlahnaya ça- lışacak. Türk tarafinın çö- züm çabalan ve önerileri hakkında bilgi verecek olan • Gürel, KPK'de Türk tarafinın çözüm önerileri hakkında bilgi verecek. Gürel, üyelik beklentisı ile adım atmaktan kaçan Rum yönetımı üzerinde etkide bulunuhnastnı ısteyecek. AB ile Türkiye arasında siyasi diyaloğun en önem- lı kurumlanndan olan Kar- ma Parlamento Komisyo- nu. yaklaşık 6 ay aradan sonra Brüksel'de top- lanıyor. KPK'nin ild gün sürecek 49. dö- nemtoplantısın- da Türkiye. ön- cekilerden fark- "" lı olarak Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel \ e Kürşat Eser başkanlığın- da bir heyetle katılacak. Bu değışikliğin arkasında, Kıb- ns'ta Türk tarafinın önem- h açılımlara gitmesine kar- şın bunun görülememesi- nın yattığı belırtılıyor. TlRMIKI SHP GENEL SEKRETERİ SAĞLAR: Idam sorunu iktidann aymazlığt ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-SHP Genel Sek- reteri Fikri Sağlar. tatıle girmeden önce AB'ye tam üyelik ıçın gerekli düzen- lemelerin yapılması konu- sunda TBMM'de grubu bulunan tüm partılere çağ- rıda bulundu. Sağlar, "Bugün bunun gereğini yapmayanlar, Türkiye'yigele- cek 25 yıİ çağm dışına atarak karanlığa mah- kûm etmekte- dirier. Biz sora- nıasak bile bunun hesabı- nı gelecek nesiller muüaka soracaknr" dedı SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar yaptığı yazı- lı açıklamada, bugüne dek ölüm cezasının kaldınlma- masmın ıktidar partileri- • Sağlar, AB üyeliğinin Türkiye'nin geleceği olduğunu söyledi. nın "aymazhğından'* kay- naklandığını söyledı. SHP'nın AB üyelığini Cumhunyet tarihinin üçün- cü büyük atılımı olarak gördüğünü \ urgulayan Fikri Sağlar. sözlenni şöy- le sürdürdü: "AB üyeliği Türkive''nin gde- ceğidir. TBMM, lTemmuz'data- tile girecek, önü- müzde yalnızca iki hafta var. İki haftada Türki- ye'ninkaderide- ğişecek. Oysa herkes kafasını kuma sokmuş, kendi der- dinde. Kimi koltuk, kimi çıkar peşinde. İike uyu- tulmaya çalışılı>or. Mectis, bu iki haftahk süredeölüm cezasuıı, Kürtçe yayın ve eğitinı kısıtlamalannı kal- dırnıak zorundadır." AYDIN ENGİN aenginfa doruk.net.tr Tamaaaaaammm!.. Afferın bizim çocuklara. Biraz Brezilya kottuk çıktı. onlar da can- larını dişlerine takıp Kosta Rika'yı devırdiler ve ıkinci tura çıktılar. Eh, 48 yıl aradan sonra Dün- ya Kupası finallerine katılmak bi- le başarıyken bir de tur atlan- masıyeterdeartarbile. Bundan sonrası... Tamam tamam bilıyo- rum. Elbette ikinci tura kalan çeyrek finali, onu beceren yan fi- nalı, ardından finali ve en sonun- da şampiyonluğu düşler. Bura- da "haddini bil" ukalalığının ne yen var. ne anlamı. Haddini bi- lip. boynunu büküp, yükseldığin nokta ile yetineceksen, adama, "Hemşerim, sen ne halt etme- ye geldin buralara" diye sorar- lar. Ama milli takım, turların bırin- de elenince ulusçak yas tutma- ya. dövünmeye, sporculan med- yada linç etrneye kalkarsanız da adama sorartar: - Hemşerim, sız buraya top c/nay/p yanşmaya mı geldiniz, kzbarmtş milli hislerle gözü dö- rjp savaşmaya mı? • • • Son günlerde farklı düşünen- Elenirsek SenegaPi Tutalım mı? lerı ya da kendısi gibi düşünme- yenleri görunce kırmızı görmüş boğaya dönüp, gözü de dönüp vahşice ve edepsizce saldıran- lann sayısı ürkütücü ölçulere ulaş- tı. Galiba ikiz krizlerden belinin ortasına öldürücü darbeler yiyip aşırı yoksullaşmanın acısını ön- ce bir "düşman" yaratıp sonra da o düşmana saldırarak çıkarma- ya çahşıyorlar. Baksanıza, "Ben siyasal bağ- lamda sizden farklıyım; bunu tür- ban denen üniforma ile ifade et- mek istiyorum" diyen gencecik kızlara, türbanın (tesettur'ün) bir kadın olarak onu yücelten değil, tersine alabıldiğıne aşağılayan ıl- kel ve erkek egemen bir çol top- lumunun töresı olduğunu anlat- mak varken ve bunu sabırla yi- nelemek, o çocuklan kazanmak için bir daha. bir daha, bir daha anlatmak varken kuçucük kız ço- cuklarını "düşman" ilan edıp in- cecik bileklerine kelepçe vurma- ya, boğacak kadar kinlenmeye vardı ış. Baksanıza, "Ben Kürt'üm" di- yen, anadilıni öğrenmek isteye- ni "düşman"ilan edip "Seninüst kimliğin Türk'tür. Kürtlük senın alt kimliğindir" diyecek kadar ırkçı- lık sınırında laf ebeliklerine baş- vurmak, anayasal dilekçe hakkı- nı kullananları yaka paça içeri at- mak sıradan olaylar arasına gir- di, artık haber değeri bıle biçılmi- yor. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katıiımını, önüne konan abuk sa- buk gerekçelere kanıp reddet- meyen ve eğrisi doğrusu ile tar- tışanlara, hatta "Türkiye'nin AB'ye girmesınden yana olduğunu" açıklayanlara salya, sumük, tü- kürüksaldırmak manfetten sayıl- makta. • • • Bu sürekli itiş kakıştan, düşman yaratıp, yaratılan düşmana sal- dırarak kendi kimlik bunalımının bastırılmaya çabalanmasından bıktım. usandım. Şoyie hepimizin bırleşebilece- ği, ortak davranabıleceği bir "olay" anyorum ve bulamıyorum. Bulamıyordum. Bir önerim var: Hazırfutbol -neredeyse histe- ri düzeyinde- her yanı sarmışken bir "mutabakata'' varalım. Türki- ye milli takımını ılerleyebildiğı ka- dar destekleyelım. Nedeoisa: ıç- lerinde şımarık, salak, ukala. sal- dırgan, edepsiz, ne oldum delı- si olmuş çocuklar da olsa onlar bizim, bu toprağın çocuklan, Tıp- kı bizim gibiler. Ukala, alçakgö- nüllü, saldırgan, uysal, salak. ze- ki, edepsiz, nazık, cahil, olgun... Ikinci turda takılır kalırlarsa sır- tımızı futbola dönüp, sonra ken- di içimize dönüp ıtiş kakışa, vu- rup kırmaya başlayacağımıza yo- luna devam eden bir "milli" ta- kımın yanında yer alalım. Benım onerım: Senegal!.. Bu AB karşıtlarına da uygun, sosyalistlere de uygun, Kema- listlere de uygun. kimliğıni "Müs- lüman" diye açıklayanlara da... Senegalli top oyunculan sö- mürgeciliğin saldırılan altında he- lak olmuş; sömürge olmanın acı- larını, izlerinı bugüne de taşıya- rak acı çekmiş bir halkın çocuk- lan. Takırtakırfutbol oynayıp, Av- rupa'nın burnu büyük, varsıl, yı- ğınlar halinde Le Pen'e oy ver- mekten utanmamış Fransızlarını daha ılk maçta hacamat ettıler. Galiba ikinci turda da yolları- na devam edecekler. Bizim çocukiar takılırsa bız yo- lumuza Senegalli delıkanlılarla devam edelım. Onlar da takılır- sa... demeyin. Onu, ozaman dü- şünürüz. ••• "Ne yani, sen şimdi ne demiş ne önermış oldun" diye soranı- nız çıkarsa (kı ben Cumhuriyet okurunu bilırim, çıkar) yanıtım pek yalın: - Valla billa, ben önemli birşey önermedim. Ne işe yarayacağı- nı filan da fazla düşünmedim. Ben sadece bir ıtiş kakış, düş- man yaratıp yarattığı düşmana saldırarak efelenme hısterisin- den bıktım usandım. Bir mola vermeye çalışıyorum. Türkiye Milli Takımı 2, turda elenirse he~ sabıyla da Senegal 'ı önerip mo- layı uzatmaya çalışıyorum. iyi düşünün. Bence buna sızin de ihtıyacınız var!.. 'Seçim alametleri' göründü... ANAP'lı milletvekillerinın Meclis çalışmalarına katılımının düşüklüğu ortaklar arasında sureklı bir şikâyet konusudur. Başbakan Bülent Ecevit'in rahatsızlığı nedeniyle haftalar sonra toplanan Bakanlar Kurulu'nda, Meclis'te bazı yasaların geçırılmesı için devam zorunluluğu üzerinde duruldu. Bazı kabine üyelerinin katılım azlığından yakınması üzerıne, ANAP liderı Mesut Yılmaz "Biz 30 milletvekili ile katılmayı garantı ediyoruz" dedı. Yılmaz, 79 milletvekılinden ancak 30'unu Meclıs'e getirebıldiklerinı açıkça ortaya koyuyordu... Bakanlar Kurulu toplantısının ertesı günü, Meclis'te ANAP sıralannda 30 milletvekili oturuyordu. Bu yüksek (!) katılım gözlerden kaçmadı. Çarşamba gunü ANAP Grup Toplantısı'nı yoneten Grup Başkanvekıli Yaşar Dedelek de. çalışmalara katılan partilı milletvekili sayısından duyduğu Nihat Akbulut memnuniyeti dile getırirken. kendisini salonda sadece 15 kişi dinliyordu. Genel kurul çalışmaları sırasında da ANAP'lıların "devamı" gündeme geldı. Birleşimi yöneten DYP'li TBMM Başkanvekıli Kamer Genç, Meclıs'e çok seyrek uğrayan ANAP'lı eskı bakanlardan Güneş Taner'ı görünce, "Sayın Taner'ı de burada görüyorum, demek ki önemli bir şey var" diye takıldı. ANAP'lı milletvekillerinin yoğunluğu AKP Grup Başkanvekili Hüseyin Çelik'ın de dıkkatını çekmiştı. Çelık, ANAP Grup Başkanvekili Nihat Gökbulut a bir pusula yazarak nedenini sordu: "Genel kurul salonunda 30'dan fazla ANAP'h milletvekili görüyorum. Bu, kıyamet alameti değilse nedır?" Gökbulut. Çelik'ın sorusunu yine pusula ile yanıtladı: "Kıyamet alameti değil, seçim alametidir." 'Burunç' ne demek ola ki? Kuliste, geçen hafta TBMM Adalet Komisyonu Başkam Emin Karaa'nın yanında oturan gazetecıler gülmekten kınlıyordu. Tabelalarda, gündelik konuşmalarda yabancı sözcük kullanımından çok rahatsız olan, genel kurulda "konsept" benzeri sözcükler kullanılınca yerinden "O, ne demek" diye bağıran Karaa, gazetecilere bu konudaki duyariılığını gösteren iki öykü anlattı: "Bizim eve giderken sık sık uğradığım bir pastane var. Adı Joly Pattiasseri mi ne... Birkaç ay önce gittiğimde 'Buranın sahibi kim' dedim. Geldi, 'Ben müşteriyım. Buranın adını değıştirmezseniz bir daha alışveriş yapmam' dedim. Değiştirmediler, ayağımı kestim. Geçen hafta da benzer bir olay başıma geldi. Kızılay Genel Başkam Ertan Gönen'den bir davetiye gelmiş. 'Bnınch'a çağmyormuş. Kendisine telefon ettim. 'Başkan beni bir şeye çağınyormuşsunuz ama.. neye çağırdığınızı anlayamadım 1 dedim. 'Brança davet ediyoruz. Kahvaltıyla öğle yemeği arası bir şey' dedi. Ben ısrar ettim 'Hayır, burada 'burunç' yazıyor' dedim. Sonra da, böyle yabancı sözcükler kullanılmasıyla ilgili tepkimi kendisine ilettim." Karaa'dan bir öykü daha. Bu kez muhatabı Sayıştay Başkanlığı'na yeni seçilen Mehmet Damar. Damar, milletvekıllerine birer mektup yazarak, "seçimlerde kendisine gösterilen güven" nedeniyle teşekkür etmiş. Karaa, hemen bir yanrt yazarak duruma açıklık getirmiş: "Seçimlerde size değil, diğer aday Biltekin Özdemir'e oy verdim. Şahsınıza güven göstermem söz konusu değildir. Ancak, seçim sonuçları nedeniyle sizi kutluyorum." Tayyip Erdoğan nereden koşuyor? AKP Genel Başkam Recep Tayyip Erdoğan hakkında "haksız mal edındıği" gerekçesıyle açılan davanın duruşmaları Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yakında başlayacak. Bir düğünle 250 bin dolarlık servet kazandığını beyan eden Erdoğan'ın 4 çocuğunu yurtdışında okutmasına karşın servetıni 3 yılda 10 kat artırmasına ılişkın kuşkular yargının konusu. Ancak Erdoğan'ın kişisel intemet sitesinde yayınladığı özgeçmişı "bir yükselış öyküsü" olarak ilginç. Erdoğan. aılesi yoksulluk nedeniyle Rize'den Istanbul'a göç ettikten sonraki çocukluk günlerinı şöyle anlatıyor: "Yatılı okudum. Babam haftada 2.5 lira verırdi. Hafta sonlarında top sahalarına gider, su satardım. Yol parası vermemek için Kasımpaşa'dan Eminönü'ne yürüyerek gıder; nane. lımon ve okaliptüs şekerlemeleri alıp satardım. Bunun yanında, akşamdan bayat sımit alırdım, anneciğım onu buhara yatırırdı. O zaman sımit 10 kuruştu, ben 2.5 kuruşa tanesinı alır, 5 kuruşa satardım. Ayrıca okulda da kartpostal satardım." Tayyip Erdoğan, siyasi çizgisinin temel özelliğini ise RP dönemındeki çalışmalardan örnekler vererek gösteriyor: "7989 seçımlennden ıkinci parti olarak çıkmıştık. Kazanmaya azmetmiştik, çünkü biz kısa mesafe koşucusu değıldik, maraton koşucusuyduk. Bizim maratonumuz öyle bir maraton ki ilanihaye (sonsuza dek) devam edecekti." 'Bilgi toplumunun' gündemi "Bilgi çağına" gidişte gecikmeli adımlardan birini hızlandırmak için parlamentodaki tüm partilerden 198 milletvekili Meclis başkanlığına başvurdu. Milletvekilleri, bilgi toplumunun gereklerini yerine getirmek üzere, e-ticaret, e-imza, bilgi güvenligi, bilgi mahremiyeti, e- devlet, e-sağlık, e-eğitim ve Ar-Ge projelerinin uzman bir komisyondan çıkması için "Bilgi Toplumu Komisyonu" kurulmasını istedi. Bilgi ve Bilgi Teknolojileri Grubu Başkam Prof. Ziya Aktaş öncülüğündeki milletvekilleri. gerekçelerinde, sanayi ötesi ülkelerin tartışma konulanna dikkat çekti: "Insanlık tarım çağı ve sanayi çağtnın ardından yeni bir çağa girer olmuştur. Olayın sadece teknolojik boyutlan ile ilgili değil, intemet yayıncılığı, internet suçtan ve entelektüe! mülkiyet haklarında yasal altyapı acil olarak zorunluluktur." Siyasetteki kayıkçı kavgasının arasında basının gündeminde yer bulamayan girişim bakalım genel kurul gündeminde yer bulabilecek % Türey Köse, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş tbmmcumffittnetnettr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear