Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmtiyjz Sahibi: CtMHURlYET VAKFI
ıduıa ILHAN SELÇUK
Genel Yayın Yönetmenı: İbrahim
Yıldız # Yazıişleri Müdürlen:
Safim Atoaslan - \ecmi Çeük #
Sorumlu Müdür Mehmet Sucu #
Haber Merkezi Müdürü: HakanKara
tstıhbarat Cengiz \ ıldırım 0 Ekonomr Öz-
lem V'üzak 9 Kültür Egemen Berköz 0 Spor
Abdülkadir\ücelman0 Makaleler Sami Ka-
raören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı 0 Bıl-
gı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlerı Meh-
met Faraç 0 Avrupa Temsılcısı Güray Öz
Yaym Kurulu: tlhaıı SeU.uk (Baş-
kan), Emre Kongar (Danışman),
Orhan Erinç, Hikmet Çetin-
ka\a. Şükran Soner, İbrahim
Yıldız, Orhan Bursalı, Musta-
fa Balba>. Hakan Kara.
Müessese Mudunr Erol REKLAM: P.M. Ltd. ŞH. • Genel
Erkut 0 Koordınator MudıırGülbin F.rduran • koorAııatcc
Ahmet Korulsan 0 Mu- Reha Işıtman • Gene! MüdurYrd
.. hasebe Bülent Yener0 Se»da Çoban • Fınansman Müduru
0AdanaTemsılcısı.ÇetinYiğenoğlu, InönuCd. 119 ldare. Hüse>in Gürer Çetin Erduran Tel. 0212 514(F 53 -
S No 1 Kat 1 Tel 163 12 11 Faks 163 12 1* 0 Satış Fazilet Kuza 5n 8460-61 Faks 0212 513 8463
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbav AtaturkBuKan
No 125, Kat 4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020(7
hat). Faks 4195027 0Lmur Temsılcısı Serdar Kızık,
H Zı\aBl\ 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks-4419117
YayımlayaD: \em Gûn Haber \ıansı Basm \e \ayıncılık A Ş, Baskı: Sabah \ayınctlık \ §
TürkocağıCad 39 41 Cagaloglü 343^4 lstanbul PK 246 - Sırkecı 3441* ktanbul
Tel lO'2121512 05 05(20hatl
Faks IO212I513 85 95 11 HAZİRAN 2002 Imsak: 3.22 Güneş: 5.25 Öğle: 13.11 Ikındı: 17.09 Akşam: 20.44 Yatsı: 22.35
Roman orkestrası
Sony Music'te
• Haber Merkezi -
'Ahırkapı Büyük Roman
Orkestrası', 'Hıdrellez
2002' şenliğınde
verdikleri konserden bır
ay sonra Sony Musıc ile
sözleşme imzaladı.
Armada Otel tarafından
düzenlenen şenhkte
binlerce tstanbulluyu
coşturan grup ılgı odağı
olmuştu. Sony Musıc
Genel Müdürü Melıh
Ayraçman. Roman
müziğıni dünyaya
tanıtmayı
hedeflediklerinı
belırtirken orkestranın
sözcüsü ve şefi 'Pire
Mehmet" (Demırdöven),
"Bunca yıldır
çahyorduk. Içimizde
çok iyi müzisyenler var
ama fakir çocuklar da
var. Inşallah böylece
onların önü açılacak"
dedi.
Peter Gabriel
evlendi
• ROMA(AA)-
Genesis grubunun eski
öncüsü müzisyen Peter
Gabriel, Irlandalı kız
arkadaşı Meah Flynn ile
Sandinya Adası'nda
dünya evıne girdi.
ttalyan ANSA ajansının
haberine göre Gabnel ve
Flynn'in düğün törenı,
geçen yıl müzısyen
tarafından satın alınan
Li Capanni Oteli'nin
bahçesinde yapıldı.
Peter Gabriel'in "evet"
dedikten sonra 2
güvercini havaya saldığı
belırtıhrken Genessis'in
efsanevi üyesi Phil
Collins'in Gabriel'in
nikâh şahidi olduğu
kaydedildi.
E-posta skandalı
• LONDRA(AA)-
tngiliz bürokratlann
elektronik posta
mesajlan gönderirken
sebep olduklan
skandallara bır yenisi
daha eklendi ve
Prens Charles'ın
Polonya'ya yapacağı
zıyaretin güvenlik
boyutu dahil bütün
detaylan ilgisiz bir
adrese gönderildi.
Dışişleri Bakanlığı bu
konudaki hatasını kabul
ederken elektronik
postalann güvenliğini
sağlayacak yeni bir
sistem kurmak niyetinde
olduklannı açıkladı.
El Kaide Nerte
haberleşiyor
• NEWYORK(AA)-
Amerikan istihbaratırun,
El Kaide örgütünün
kendi militanlarına
mesaj ıletmede
kullandığı çok sayıda
Islami site tespit ettiği
bildirildi. "Newsweek"
dergisinin son sayısında,
terör örgütünün interneti
bir iletişim şebekesi gibi
kullandığının saptandığı
belırtilerek "Istıhbarat
analistlerinden biri,
aylardır izlediği radikal
Islamcı sitelerden
birinde bir gariplik
hissetti. Herkese açık
olan sitenin bir
bölümüne
girilemiyordu. Analıst,
sitenin eski adresini
buldu ve giremediği
sayfaya ulaşmayı
başardı. O zamana kadar
boş olan bu sayfada
şimdi 'Misyonerler
saldınn!' yazıyordu"
denıldı.
Türkiye'de her 10 kişiden biri şeker hastası, hipertansiyon oranı yüzde 18, obezite oranı ise yüzde 26
Diyabetleyaşamayı öğreninİstanbul Haber Servisi - Şeker hastalı-
ğı olarak bılınen diyabet; göz, sinir, böb-
rek tahribatı yapıyor, kalp ve beyin da-
marlannda tıkanmaya neden olarak kalp
knzi ve felce yol açıyor. Uzmanlar diya-
behn bir yaşam şekli haline getirilmesi ge-
rektiğıni vurgulayarak, hastanın diyabet-
le arkadaş olmayı öğrenmesini ıstiyorlar.
Vücuttaki tüm sistemleri etkileyen di-
yabetin, endokrinoloji uzmanı, diyetis-
yen, diyabet hemşiresı, egzersiz fizyote-
rapisti, göz hastalıklan uzmanı, üroloji uz-
manı ve psikiyatristin bulunduğu bir ekip-
le tedavi edilmesi gerekiyor.
Vehbi Koç Vakfi Amerikan Hastane-
si'nin 2001 yılında, 276 kişi üzerinde
yaptığı bir araştırmada, obezite, diyabet,
• Endokrinoloji Uzmanı Doç. Selçuk Can: "Obezite, diyabet, yüksek tansiyon
ve yüksek kolesterol ile savaşmada en etkili yöntem, 'Eğitim ve Doğru
Beslenme'bilincinin yerleşmesidir."
yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol so-
runlannın alarm verici boyutlarda oldu-
ğu ortaya çıktı. Endokrinoloji Uzmanı
Doç. Selçuk Can, araştırmaya göre her 10
kişiden birinın şeker hastası olduğunu
belirterek hipertansiyon branının yüzde
18, obezite oranının yüzde 26 olduğuna
dikkat çekti. Can, araştırmada yaş orta-
lamasının 36 olduğunu ifade ederek "Bu
kadar genç nüfusta bu hastahklann çok-
hığu, Ueride, Türkiye'de kalp hastahğmın
bir salgm haüni alabileceğine işarettir"
diye konuştu. Selçuk Can, yaptıklan di-
ğer araştırmalara göre ise. düşük gelir
grubunda olanlann yüksek gelir grubun-
dakilere oranla daha az diyabet hastası ol-
duklannı da kaydetti. Can, şöyle konuş-
tu:
"Tüm diyabet hastalanna tavsiye edil-
mesine karşın, diyabetlilerin sadece yan-
sı spor yapıyor. Obezite, diyabet, yüksek
tansiyon veyüksek kolesterol ile savaşma-
da en etkili yöntem, 'Eğitim ve Doğru
Beslenme' biHncinin yerleşmesidir."
Dlyet, kişlye göre
Selçuk Can, dıyabette 5-6 öğün olacak
şekilde bir diyet düzenlendiğini ifade ede-
rek üç ana öğün ve ara öğünlerde karbon-
hıdratlı bir besmle proteinli bir besınin tü-
ketılmesi gerektiğini belirtti.
Can, "Posanın kan şekerini daha yavaş
yükseltnıe eüdsi olduğu için, sebze ve ku-
rubaklagiller gibi posah besinler tüketil-
metidir. Bunun nıiktan da bir diyetisyen
tarafından belirlenmeKdir" dıye konuş-
tu.
Diyabetli kışinin şeker ve şekerli besin-
lerden kesinlikle uzak durması gerekti-
ğini vurgulayan Can, dıyette şunlara dık-
kat edilmesini ıstedı:
"Kişinin başka bir sağlık sorunu yoksa
beyaz ekmek yerine kepek ve çavdar ek-
meği tercih etmelidir. Hamur işi, kızart-
malarveyağh besinler diyettençıkarüma-
hdır. Içeriği bilinmeyen gıdalar kesinlikle
tüketümemeli \e alkolün kan şekerinde dü-
zensizliklere neden olduğu kesinlikle
unutulmamabdır."
n, fdfrri ve
Kültür Servisi - Elegan Art Sanat Calerisi'nde
23MayıstabaşlayanHalukÖzdenin 'Ten,
Form ve Giz - Û' adh sergisi, 25 Haziran'a
kadar devam edecek. tnsan vücudu üzerine
varyasyonlar geliştiren Özden, bilinçaltının
somut objelerle tanımlandığı yeni sergisinde
sanatseverieri özgür \e özgün bir platformda
buhışturuyor. Resimlerinde insan bedenini sık
kullanan sanatçL, "Benim resünkrimde estetik
ön plana çıkar, çünkü anlanlmak istenen her
neyse, onıuı insanda pozitif duygular
uyandırarak verihnesinden yanayun. Çarpıcı
formlar. kimi objekrde gerçekçi bir aıuaom;
bezgin ve solgun olmaktan uzak. enerjik bir
üshıp~. Oıuara beüd de bir "nevv age' resim
özeltiği kazandırnıaktadır. \e belki de insanın
iç dünyasında karamsar imgelerin artık bir
kenara itilip varhgındaki ışıklı boyuüarm ön
plana çıkma zamanı geldiğini haber
vermektedir" diye benrtiyor. 90Tı yıDaruı
başlanna kadar serbest olarak grafik
çahşmalan yapan Özden, bunu izleyen
dönemde rual resmine yoğunlaşn. Birçok özel
ve tüzel koleksiyonlara resim verdi ve karma
sergüere kabldi.
ODTÜ'de girişimcîlik dersi
ANKARA (AA)-Orta
Doğu Teknik Universite-
si'nde (ODTÜ), mezunla-
nn 'iş arayan değil, iş ku-
ran girisimciler' olması
amacıyla gelecek öğretim
yıluıdan itıbaren son sı-
nıf öğrencilenne 'Giri-
şünciMk ve Iiderlik Der-
si' yerilecek.
Ünıversite Rektörü
Prof. Dr. Ural Akbuhıt,
girişimcilik vasfını gelış-
tirici bir ortam yaratmak
istedıklerini belirtirken
dersin seçmeli olacağını
açıkladı.
Türkiye'de bu alanda
sınırlı sayıda öğretim üye-
si bulunduğunu ifade eden
Prof. Dr. Akbulut, şımdi-
lık mezunlar ve işletme
bölümü öğretim üyelerin-
den yararlanacaklarını,
ancaİc gelecek yıllara yö-
nelik öğretim üyesi yetış-
tirme planlan olduğunu
söyledı. Uygulamayıyay-
gınlaşûrmak ve girişimci-
lik bilincini, birinci sınıf-
tan itibaren aşılamak iste-
diklerini kaydeden Prof.
Dr. Akbulut, "îş kurma-
nın önemini anlatmanuz
gerekhor, işin nasıl kuru-
lacağını da gene son suuf-
ta derslerle öğretiriz" di-
ye konuştu. Prof. Dr. Ak-
bulut, Amerika'da ve Av-
rupa'da ünıversite öğren-
cilerinin "Okulubitirince
ne iş kursam?" planı ya-
parken Türkiye'de üniver-
siteye gırdikleri yıldan ıü-
baren"Hangide\1etdaire-
sinde, şirkette iş bulabili-
rim?" kaygısı güttüklen-
ni belirterek bu zihniyeti
değiştirmek gerektiğini
söyledi. Derslenn, lider-
lık ve girişimcilik vasıfla-
nnı geliştirici nitelikte ola-
cağını kaydeden Prof. Dr.
Akbulut, "Amaamız,me-
zunlaranDm pi\asa>a çık-
nklannda iş arayan değil,
iş kuran girisimciler ol-
malan" dedı. 4fÜ
EN FAZLA GÖRÜNEN YÜZDE 27.5 ÎLE AKUT LÖSEMİ
Kanser çocuklann yakasında
ADANA (AA) - Cukurova Üniversitesi Tıp
Fakültesi Petiatrik Hematoloji Onkoloji Bilim
Dalı Öğretim Üyesi ve Adana Çocuk Kanser
Derneği Başkanı Prof. Dr. Atüla Tanyeli, 15 yaş
altındaki tüm çocuk ölümlerinin yüzde lO'unun
kanser kaynaklı olduğunu söyledı. Tanyeli, çocuk
kanserleri konusunda halkm
yeterince bilgı sahibi
oknaması nedeniyle,
sorunla karşılaşan ailelenn
yoğun bır psikolojik
bunalıma gırdıklerini,
'kanser' adının ürkütücü - _ ^ ^ ^ _ _ _ _ _ _
geldiğini, oysa erken tanı ve
bilınçlı yaklaşımda bazı türlerinde iyileşmenin
mümkün olduğunu bildirdı. Çocukluk çağı
kanserlerinin erişkın dönemde görülenlerden
klinik, biyolojik ve genetik bakımdan birçok
farklılıklan bulunduğunu belirten Tanyeli, en
fazla göriilenin yüzde 27.5 ile akut lösemi
• 15 yaş altındaki tüm
çocuk ölümlerinin yüzde
10'u kanser kaynaklı.
olduğu, bunu yüzde 20.7 ile santral sinir sistemi
tümörlerinin izlediğini kaydetti. Tanyeli şöyle
konuştu: "Çocukluk çağj kanserlerinin nedenleri
halen birçok bilim adamı tarafından araştınlan
bir konudur. Bu konuda üzerierinde durulan en
önemU nedenlerden birisi ise ailesel geçiştir. Bazı
kanser türlerinde genetik
faktörler rol oynayabinr.
Ancak, bu çocuklardan
birinde kanser
görüldüğünde, diğer çocukta
da görüleceği anlamına
gelmez." Lösemilerin
görülme sıkhğının arttığmı.
en fazla da 4 yaş civannda rastlandığını kaydeden
Tanyeli, çocuklarda en sık rastlanan akut
lösemmin solukluk, yorgunluk. kilo kaybı. ateş,
kemik ağnsı, iştahsızhk ve halsızlik gibi genel
şikâyetlerle başlayabildiğini, baş ağnsı, kusma ve
ense sertlıği belirtılen verdiğinı belirtti.
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
Maç Saatini Karıştırır mısın?
"Memleket gündeminin dışnıa
düşeninbaşmataşdüşer!" Atasö-
zü fılan değil, ben uydurdum, çün-
kü bendeniz bunu bızzat yaşayarak
öğrenmiş bulunuyorum. Gündem
ne? Dünya Kupası. Son ild aydır
hangi televizyon kanahnı açsam, her
yerde aynı şarkı.
"Kupayıaldagel!"
Duymamak, ılgilenmemek
mümkün mü? Üstelık ülkemizde
ne kadar ünlü firma varsa, hepsi
mıllı takım sponsoru. Cola'sı. Pep-
si'si, Efes'i, Turkcell'i, İş Banka-
sı; arada mutlaka unuttuklanm var-
dır, evet bütün bu fırmalar, milli ta-
kıma sponsor oldular. Verdikleri
paralan bir güzel vergıden düştü-
İer ve böylece dünyanın en ucuza
geuniş reklam kampanyalannı ba-
şanyla sürdürüyorlar.
Onlan anlıyorum, ama ya cebin-
de beş kuruşu olmayan geniş bir ka-
labalığın işını gücünü bırakıp bir
topun peşınde kendinı paralaması-
nı bır türlü anlamıyorum. Tabiı an-
lamadığım içın de gündem dışı ka-
lıyorum ve başıma bakın ne işler
geliyor.
Efendim, ben geçen pazartesi
günü Brezilya - Türkiye maçının
saatini şaşınp gündüz on ikide oy-
nanacak maçı, gece on ilade oyna-
nacak sanıp iş gereği bir sinema-
nın on iki matinesine yetişmek için
evden çıkmışım. Sokaklar pek bir
tenha, ama ben hiç kondurmuyo-
rum, normal bugün iş günü deyip
geçiyorum.
Neyse sözü uzatmayayım, tam
vaktinde sinemanınbulunduğu pa-
saja giriyorum. Gişe kapalı. Sine-
manın giriş kapısı kapalı. "Nerede
bu gişe memuru. kapdar neden ka-
pah?" Böyle düşünüp çe\ reye ba-
kınıyorum. Bulunduğum yerden bir
cafenin içi görünüyor. Kız - erkek
gençler tıkış tıkış oturmuş, televiz-
yon izhyorlar. Seslerden maç izle-
diklerini anlıyorum ve yeni genç-
liğe birkez daha canım sıkılıyor. Ha-
ni Türkiye - Brezilya maçını anla-
dık, ama diğer ülkelerin maçlarını
izlemek için böyle güzel bir gün-
de, kapalı, sigara dumanlı bir kah-
\ede tıkış tıkış oturulur mu? Nere-
deyse içeri girip "Hadi dışarı çıkm,
biraz temiz hava ahn" dıyeceğım.
Neyse vazgeçip bir kez daha si-
nemanın gışesine gıdiyorum. Ka-
palı, kapılar, onlar da kapalı. Çok
sinirlenmiş bir halde, dışan çüayo-
rum. Benim bu fihrü bugün gör-
mem gerekiyor. Çünkü saat dört-
te televızyoncu arkadaşlanm gele-
cek ve ben gışesi kapalı bu sine-
mada oynayan fihni onlara anlat-
mak zorundayım. Üstelık film bu-
lunduğum bölgede bir tek bu sine-
mada oynuyor.
Çaresiz bır sonraki makineyi
bekleyeceğim. Vakıt geçırmek için
caddeye çıkıp vıtnnlere bakuııyo-
rum. Allah Allah kımseler yok.
Kent sanki terk edilmiş. Şans ese-
ri açık bulduğum bır kuyumcu dük-
kânına dalıyorum. Kuyumcudakı
satıcı benimle ilgilenmiyor. Göz-
leri iyice yukan bır yerde asılı du-
ran televizyonda. Evet. o da maç
seyrediyor. Artık dayanamayıp pat-
lıyorum, "Lütfen benimle ilgilenir
mismiz"? Satıcı bır an ters ters yü-
züme bakıyor. "Şimdi sizinle ilgi-
lenemem, bir saat sonra gefin" dı-
yor \ e gözlennı tekrar televizyo-
na çevınyor.
Hayret bu kadan olmaz, "Bir sa-
at sonra siz beni zor buhırsunuz"
diyerek dışan çıkıyorum. Öfkem
burnumda, bir şışe su almak için
bu kez bir kuruyemışçiye giriyo-
rum. Yemişçinin küçük dükkânın-
da yedi-sekız kişi ayakta gene ta-
vana yakın asılı duran televizyona
mıhlanmış gibi bakıp soluksuz maç
izliyorlar.
"Lütfen bir su verir misiniz?''
Nasılsa içlennden biri yanıt ve-
riyor, "Buzdolammdan abver, pa-
rayı da masanın üstüne bırak!"'
Gerçekten çok sınırlemyorum
\e gayet yüksek bır sesle "Cebini-
ze para mı giriyor, anlamıyorum
alt tarafi bir maç" diye söze başlı-
yorum ve anında bütün gözler ba-
na dönüyor ve hepsı de bana bır düş-
mana bakar gıbı bakıyor.
Bir an gerçekten korkuyorum.
tçlerinden biri, "Kadm yürü işine
git, kafamta 002013." dıye öğüt ve-
riyor. tşte 0 anda ben, bırden "Ne
maçıvar" diye en sorulmayacak so-
ruyu soruyorum. "Yuh", evet ba-
na resmen bir yuh çekiyorlar. Biri
nsıldıyor, "Hani yabancı olsa ak-
hm erecek, ama bu özbeöz Türk!"
Nihayet içlerinden bın açıklıyor.
"Hanunefendi oynanan Türkiye -
Brezilya maçı", benden bır "ya"
sesı çıkıyor \e kırdığım potun bü-
yüklüğünü anlayıp anında kuruye-
mişçiyi terk ediyorum. Yeniden
caddede gezınmeye başladığımda,
kendi kendime "Veribnişsadakam
varmış, bu kafayla ben bugün birin-
den afillibir tokat\i\ebilirdim. Val-
lahi yijebüırdim" dıye söylenıyo-
rum ve gişenin açılıp açılmadığını
merak ettığımden yeniden sinema-
nın bulunduğu pasaja giriyorum.
Hayır gişe gene kapalı, ama si-
nemanın kapısı açık. îçeri dalıyo-
rum; çok yaşlı bır adam neredey-
se inleyerek lobideki koltuklan dü-
zeltiyor. Yaklaşıp hemen soruyo-
rum, "Gişe ne zaman açılacak?"
Yaşlı adam tuhafbır şey görmüş gi-
bi bana bakıyor, ardından "Bugün
gişedörtte açılacak" dıyor "İki ma-
tine iptal edfldi". "Neden?" Yaşlı
adam bana daha da tuhaf bakıyor
ve "Bugün Türk'ün ölüm kaİım
meselesi var, Idm takar sinemayı"
diyor. Ardından hemen eklıyor,
"Senniyegeknnki?"
Ona verilecek yanıtım yok, sine-
madan çıkıyorum.
Bugün benim iş yatacak, belli.
Çevreme bakınıp maçuı bitip bit-
mediğini anlamaya çahşıyorum.
Caddenın öbür ucundan oldukça
kalabalık kızlı erkekli bir grup ge-
liyor, pek bir neşeliler. "HerhaMe
maçı biz aldık". diye düşünüyo-
rum. Yanıma yaklaştıklannda so-
ruyorum, "Çocuklarmaç bitti mi?"
İçlerinden bın neşeyle bağınyor,
"Bitmedi ama biz yırtnk. Maç var
dhedersler iptal!" Yanındaki arka-
daşı hemen söze gıriyon "Ah ulan
ah Kosta Rika maçı pazara geliyor,
ne şans Allah kahretsin."
Ben onlaruzaklaşırken keyifle ar-
kalanndan bakıyorum. "Sonunda
benim gibi gündem dışı birilerini
gördüm, artık gönül rahathğıyla
evime gidebilirim" dıye düşünü-
yorum. Bu arada yaşadıklanmdan
kıssadan bır hisse çıkanp bundan
böyle maç saatlerinı şaşırmamam
gerektiğini öğrenmiş bulunuyo-
rum. Aksi takdırde bır güzel dayak
yiyebilirim. Bunun da Türkçesi
Niyazi olmak olur.
se\re>1eisilrt:' \ ahoo.com
+