23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Z 2 MAYIS 2002 ÇARŞAMBA +CUMHURİYET SAYFA 17 &XX) Bayk*, Dervişl istiyonıtuş... OtaM; Oerm kriz yönetimini seifyor! Befctrortik posta: den«somecumhuriy»tcofli.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Ecevit, her geçen gün iyileşiyormuş... "Dansı. Türkive'nin başına!" Amaç Avcılar Endüstri Meslek Lisesi'nde uzun yıllardır görev yapan bir öğretmen, geçen yıl kasım ayında okulun müdür yardımcısı ile öğretmenler odasında tartışıyor... Aradan birkaç gün geçtikten sonra bu kez okul müdürü ile arasında bir tartışma yaşamyor... Derken 10 Kasım geliyor... Okuldaki Atatürk'ü anma töreninde "sevdiği şarkılar" adı altında Âtatürk darbuka ve orgla anılıyor... Okul yöneticileri ile tartışan öğretmen bir grup öğretmen arkadaşıyla biriikte "Bu müziğin Atatürk'le ne ilgisi var" dryerek salonu terk ediyor... Olaydan beş gün sonra... 15 Kasım tarihini taşıyan bir tutanakla, müdür ve müdür yardımcısıyla tartışan öğretmen tıakkında 10 Kastm törenlerini tek başına protesto etmiş gibi soruşturma başlatılıyor. 10 Kasım törenlerine mazeretsiz katılmayan öğretmenleri görmezden gelen yönetim acaba ne yapmak istiyor? stanbul'da bir ılkoğretım okulunda müzık oğ- retmeni olan Hüseyin Başkadem, doğduğu kent Afyon'da geçen yıl caz festivali duzen- lemeye başlıyor... Kültür Bakanlığı'nın maddi katkısını sağlayan; Afyon Valiliği. Afyon Belediyesı ve Afyon Eğitim Vakfı'nın da desteğini alan genç öğret- men bu yıl ıkinci kez düzenledıği "Afyonkarahisar Jazz FestivalP'ni konser salonu ile sınırlı tutmuyor... Mayıs ayında beş gün boyunca koylerdeki ilkokul- lara kadar giderek edebıyat ve müzik dünyasından sanatçıların da katılımı ile caz üzerine söyleşiler, per- formanslar. atölye çalışmaları gerçekleştiriyor... Afyon'da 120 okula ulaşıyor... Koylerdeki çocuklara ve gençlere, fotoğraf sergı- lerı ile projeksıyon gösterileri ile belgesellerle yenı ufuklar açıyor... Fakat aynı zamandaTürk-islam sentezcileri rahat- sız ediyor... Çünkü köylere gıriyor... Caz Afyon'da bir konser salonunun içinde kalsa lyı de köylerde ınsanları evrensel müzikle tanıştınyor... Yerel gazete ve televizyonlarda hem öğretmenin hem de festivalin aleyhine kampanya başlatılıyor. Yerel gazetelerde "Haçlı seferi ile yakamadılar, din oyunu ile bölemediler, şimdi de müzikle deniyorlar: Avrupa'nın çirkın oyunu mu" gibisinden kışkırtıcı baş- lıklar atılıyor. "Jazz mı cuz mu" diye demeçler veriliyor... Afypn'daki Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şan Özalp de caz festivaline mısilleme olarak aynı tarihlerde Türk sanat müziği konseri düzenletiyor... Yerel gazetelerde makaleler kaleme alınıyor; soru- lar soruluyor: "Dilinden, soyundan, mimari ve musikisinden ve hatta dinınden bir neslin kıme ne faydası olacaktır? Türk ruhunda hıçbir anlam ve önem arz etmeyen jazz müziği ile cumhuriyet nesillerine cebren ve hile ıletu- zak mı kuruluyor?" Öğretmen Hüseyin Başkadem'in vatan haini ilan edilmediği kalıyor, hakkında Milli Eğitim Bakanlığı'na ihbarlar yağdırılıyor! Ama Hüseyin Başkadem'i yüreğinden vuran baş- ka bir olay oluyor... Caz festivali aleyhine kampanya başlatan yere) ga- zetecilerden ve Afyon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Sarlık, Atatürkçü Düşünce [>erneği Afyon Şubesi tarafından bir plaket verilerek ödüllendirili- yor... "Gerçek odur ki TünVün duygu ve düşüncelerini ve yüreğindeki aşkı sadece kanun, tambur, kopuz, ney, tef ve saz ifade edebilir" görüşü Atatürkçü Düşünce Derneği'nce de onaylanmış oluyor... Insanın canı sıkılıyor! SESStZ SEDASIZ (!) , Yüksek Yerilim Hattı erdincutku(5.yahoo.com Dünya Bankası ve IMF'den bu kez kredi yerine ödünç BAŞBAKAN isteyelim. Kapanan lxir f in ömür boyu aboneleri "Superonline"nın Kurumsal lletişim Müdürü Elif Duru, devraldıklan "ixir" aboneleriyle ilgilı olarak Adnan Atil- la'nın şikâyetine yanıt veriyor: "Elimizde bulunan sözleşme örnek- lerınde yaptığımız inceleme sonucun- da, lxir'in abonelenne 'ömür boyu e- posta' taahhüdu ile karşılaşmadık. Fa- kat bunun yanı sıra bir ticari kuruluş olarak, lxir ilgıli sözleşmede bulunan 'abonelik ücret, ürün, ıçerik gıbı şart- lan istediği zaman tek taraflı oiarak de- ğiştirebilır' maddesi uyarınca bazı de- ğişiklikleri yapmak hakkını da saklı tut- maktadır. Sabit ücret uygulamasına geçilece- ği ve bu uygulamaya geçiş nedenlerı 28 Şubat 2002 tarihli e-posta ile tara- fınıza gönderılmiş olup, arzu etmediği- \ niz takdirde hiçbir ücret ödemeden sa- dece mesajımıza cevap vererek abo- neliğinizi sonlandırma hakkınız tarafı- nıza bildirilmiştir." Söz, "superonline"dan açılmışken... Doç. Dr. Tunçalp Demir: "Kredi kartı ekstremde superonli- ne'dan gelen bir ödemeye rastladım. Daha önce parasız olan abonelik be- nım haberim olmadan aylık paralı ha- le getirilmiş ve benim kredi kartımdan onayım olmadan 2 milyon 400 bin lira çekilmişti. Kendilerinı aradığımdayak- laşık 200 bin ixır abonesine bu işi yap- tıklarını söylediler. Isteğım üzerine abo- neliğimi kapattırdım ve bir daha para alınmayacağını bildırdiler. Kredi kartı ekstrelerini kontrol etmeyenlerden ise bunu almaya devam edecekler..." ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ 19 Mayıs'ın kenti... Geçen pazar günü Mustafa Kemal'ın 1919'da Anadolu'yla buluşmasını andık... Bu tanhsel kucaİdaşmaya "evsahipüğT ya- pan Samsun, haklı olarak yıne bu bayramı her yıl çok daha de- rin bir coşku ve gururla kutlu- yor. Örneğın, "1968'B devrimcüe- rin" gerçekleştirdikleri o efsa- nevi a bağunsızhkyürüyüşü''ar- tık yenıden yapıhyor... Bu ülke- nin doğa ve kültür değerlerinı yağmacıhğa karşı korumak ıste- yen "çevrecfler'' de son yıllarda "Türkiye'vi talandan koruma" amaçlı bulusmalannı Samsun'da yapıyorlar... Oradan Anadolu'ya doğru yeni "Kuvayı MflBye yü- rüyüşleri'' düzenliyorlar... Benzer şekilde bugünlerde Tekfceköy kıyılaruıa göz koyan "mobfl-santral" saldınsına kar- şı da Samsun'da oluşturulan "Si- vü Tophım Örgütteri Buükteti- Ve yıne yıllardır o "bayranı yaptiğunız" büyük ayak basma- nın "ük adım" arutındakı tören- ler, yani Karadeniz'in en gunır- lu tanhsel günü bile denizinı çoktan yıtırmiş Samsun'da "ka- rada" kutlanıyor... Valılığin "ashna uygun" yap- tırdığı Bandırma Vapuru'nu ziyaret edenler de "aslı olma- yan" bir nhtımdan gemiye çıkı- yorlar.. Amisos 'altta 1 kaldi-. Samsun'un, tÖ 7. yüzyılda bir Mıletos kolonısı olarak kurul- muş antik yerleşme merkezi Amisos da "bina yığınlannın a}- tmda" kalmış durumda... 19. yüzyılda Samsun'u; "Ken- tin göriinüşü pek hoş; eski bir Ce- neviz KaJesi. birçok güzel >apılı Türk konağu birkaç taş cami ve hanlar_" dıye yazan Moltke'nın bu gözlemlerindeki peyzaj çok- KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(n turk.net , o falı Jotnımaz, e-fme?., ?<*p£rn/n Samsun elbette böyle kalamazdı» Ama, Atatürk'ün Anadolu'ya ayak basüğı şu tarihsel "iskele" kıyılan da mı yok olmalrydı?.. ği", bu yaşam düşraanı projeyle yine "19 Mayıs ruhujia" müca- dele ediyor.. 'Uhısal gözbebeğimiz' Dünyada bu gıbı çok özel ve önemli tarihsel olaylara evsahip- lıği yapmış diğer kentlerin ço- ğundaki ortak özellik şudur: "Kendine a>n bir Idmlik katan o büyük olaym anuanm da taşı- yan mekânlarla biıükte korunan bir tarihsel doku ve sürdürülen bir kültürd pevyaj_" Günümüzün Samsun'una baktığımızda ise "uhısal gözbe- beğimizinT ' hiç de öyle olmadı- ğını, sanki herhangi bir kentmiş gıbi davranarak tarihi kimliğini imar rantının betonlaşmasına kurban ettiğinı görüyoruz... Geçmişe karşı bu duyarsızlık Samsun'da daha 1960'lardaniti- baren ve öylesıne "vefasızca" egemen olmuş ki, düşünün bir kere, "Mustafa Kemal'in ayak basöğı'' kı>ı bile artık "Ş'ok!-" Önceki yıllarda bir 19 Mayıs zıyaretımızden sonra da yazmış- tım... 1963'te lünan dolgusu üzennde kurulan "19 Mayıs Fu- an" ile birlikte, ilerleyen yıllar- da deniz dolgusu yüzlerce dö- nüme çıkanlınca, kentın artık ne kıyısı kaldı, ne de "1919'da ka- raya çıkılan Lskele alanu." tan tarihe terk edildi... 1980'le- nn doruğa çıkan imar tahribatıy- la planlanan "100. Yıl BurvarT ve çe\Tesindeki rant yapılaşma- sı sonucunda, bu bölgedeki gü- zelim eski Samsun konaklann- dan ise galiba "bir avuç" ya kal- dı, yakalmadı... Kentın özgün meydanlarından "Saatbane" ve çevresmdekı ba- zı tarihi yapılann hıç değılse ko- runması ve yeniden kültürel ya- şama kazandınlması yönündekı kımi yeni çabalar da olmasa Samsun. 21. yüzyılı tümüyle ar- tık "beDeksiz" yaşayacak... Böylece bir yandan 19 Ma- yıs 'lan elbette yine kutlarken öbür yandan "anılan algılana- mayan" bir kent olarak yenı ku- şaklara "tarihsizugin'' duygu- suzluğunu aşılayacak... Samsun'un işte bu hazin "so- nunu" da artık görmesi ve bugün coşkuyla kutladığı Ku\ ayı Mil- liye ruhunu artık kent kimlığiy- le de beslemeye karar vermesi gerekmiyor mu? Unutulmasın kı Samsun sade- ce bu kenti yönetenlenn ve on- lan seçenlerin değıl, hepimizin- dır... Çünkü, "19Ma\TSunızm" ken- tidir... Oekincif" cumhuriyet.com.tr. Ç İ Z G İ L t K KÂMİL MASARACI HARBİ SEMİH POROY semihporoyio yahoo.com KEDİ LEVO e-posta: aptulika/ı go.com. 9 TARİHTE BUGÜN MLMTAZARIKAN 22 Mayıs N£N£ HATUNÜN ÖLÜMÜ.. 195S'TE 8USÜN, £NÜNLÜ M/2MN N£M£ HA7VU,98 ÖLDÜ- 18r*'D£*:i TÜKK-SUS S/IMAŞtNC>A, E6ZU- RUM'DAKJ /ızizive meyAS/ GUSOV? TAJMF/N- DAN /?&AL EDıLMiŞ, DUgUMU HAŞE8 ALAN S'll/İL HALK, &AS/'r SitWL4eL4 0ÜŞMA\ LJSJİi ME YÜ8UMÛÇ7Û. 2O YA$LARtNPAKİ NENE HA- TUN DA 0NLA£O4*/ 8/fŞİyDf. COK. KAHU 6'ft SAVAÇ SONUMPA, A2İZ/YE TKBYASI OJSlAei. DAN GEKİ AL/AIA4/Ş, KAHGAÂAAA/CA DÖVÜŞ£U MENE HATVN OA YABAL4AJM/Şr7.' 8U OLAYCA ULUSAL S/e KAH8AA>t4AJ OLAN NEUE MA~T1M, 8İIYÜK SAYGI VE SEVSİ eÖJBUÖÇ, YILLAS SOM RA, İ3SS'7E,ÖLÛMÜN/>EN BİRKAÇ SÜH ÖNCE "YILIN ANNESİ * İLAN EDİLM/ŞTİ. (SA6PA ") PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Antönio de Oliveira Salazar On dört yıl önce Portekiz'e ilk kez gittiğimde, Türki- ye ile kıyaslandığında "bir el kadar küçük" olan bu şi- rin ülkede dikkatimi ilk çeken şey "sessizlik" olmuş- tu... Başkent üzbon'un sokaklanna, kuzeydeki balık- çı köylerine ya da güneyde bir kum, deniz, güneş cen- neti olan AJgarve kıyılanna başka hiçbir Avrupa ülke- sinde benzerine rastlanmayan bir "sessizlik" egemen- di. Insanlar bu benzersız sessizhklerini yalnızca üç yer- de bozuyorfardı... (F)utbol izlerken, Azize (F)atima için gözyaşı dökerken, bir de denize açılıp bir daha geri dönmeyen denizciler için yakılmış acı dolu (f)ado tür- küleri söylerken... Bu gözlemlerimi aktardığım Porte- kizli dostlanm, "WaM/s/n... "demişlerdi, "S/z/ergözte- rimizi sessizliğe açtık, sessizlikte büyüdük, o sözünü ettiğin (f)'lehn dışmda başka biryerde ağzımızı aça- madık... Dilekolay, tamkırkikıyılyaşadıkbusessizli- ği..." ınsanı hüzünlendiren bir tarihi vardı Portekiz'in... Bir zamanlar dünya denizciliğine öncülük etmiş, zengin bir sömürge devleti olan Portekiz Krallığı 1755 yılında ül- keyi yerie bir eden, 90 bin insanın canına ve 9 bin ya- pının yıkımına neden olan korkunç depremden sonra kendisini topariayamamış, Avrupa'nın diğer sömürge devletlerinde uç vermeye başlayan sanayileşme atı- lımlannın gerisınde kalmış, 20. yüzyıla yoksul bir tanm ve balıkçı ülkesı olarak girmişti. Asya veAfrika'daki sö- mürgelerini elinde tutmakta direnmesi ise halkının çek- tiği yoksulluğu derinleştirmekten öte bir yaran olma- yan acıklı bir "paradoks"tu. Ülkedeki sessizliğin yırtıl- ması da Afrika'daki sömürge ofdusunda görev yapan genç subaylann 25 Nisan 1974 günü "Karanfil Devri- mi" adı verilen bir darbeyle ülke yönetimine el koyma- lan sonucu gerçekleşmişti. Marcelo Caetano hükü- meti azledilmiş, yerine Albay Vasco Gonzçalvez'in başkanlığında devrimci bir yönetim geçmiştı. Boylece kırk ıkı yıldır süren Salazar rejimi noktalanmışt. Kimdi bu SaJazar? Portekiz'in kırk iki yılına damgasını vuran 1899 do- ğumlu Antönio de Oliveira Salazar bir konak yöne- ticisinin oğluydu. önce bir ruhban okulunda sonra da köklu bir akademik kurum olan Coimbra Üniversite- si'nde okumuştu. Ürkek, çekingen, suskun bir yapıya sahipti. 1914 yılında hukuk fakültesini bitirdikten son- ra üniversitede ekonomi dersleri vermeye başlamıştı. Mayıs 1926 Darbesi'nden sonra kendisine önerilen maliye bakanlığı görevini önce kabul etmemiş, fakat iki yıl sonra Devlet Başkanı Carmona'nın "tûm harca- malar üzennde tam yetki" sözü vermesi üzerine hü- kümete girmişti. Dört yıl gıbi kısa bir sürede yüzyıldır açık veren devlet bütçesini derleyıp toparlamış, bütçe fazlasıyla bir dizi kalkınma projesi başlatmıştı. Bu ba- şanlan üzerine 5 Temmuz 1932 günü Carmona tara- fından başbakanlığa getirilmışti. Salazar bu görevi 1968 yılına kadar, hiç ara vermeden, tam 36 yıl sürdü- recekti... SaJazar, Portekiz'in en güçlü adamı oldu. Italyan fa- şizminden esınlenerek "YenıDevlet" adını verdiği otc- riter bir "tekparti" yönetimi kurdu. Anayasayı kendi kof- tuğunu her koşulda sağlam tutacak bir biçimde değiş- tirdi. Toplumu siyasetten uzaklaştırarak dikkatieri eko- nomik kalkınma üzennde yoğunlaştırdı. Tek sınır kom- şusu olan Ispanya'daki iç savaş (1936-1939) ve II. Dünya Savaşı (1939-1945) boyunca dışişleri bakanlı- ğı görevini de üstlenerek karariı bir tarafsızlık politika- sı izledi, bizim milli şefimiz Ismet Inönü gibi o da ül- kesini savaşın dışmda tuttu. Bu dönemde demiryolla- nnı, karayollannı ve deniz tıcaret filosunu yeniledi, ulu- sal havayolunu kurdu. Ülkenin her yanına elektrik ve okul götüruldü. Her diktatör gibi "iyi şeyter" de yap- mıştı Salazar... Mussolini, Hrber ya da Franco ile karşılaştınldığın- da "yumuşak eldivenlı bir diktatör" denilebilirdi onun için... Hiç Portekiz'in dışına çıkmamış, hiç evlenmme- miş, dört odalı evinde kedileriyle birlikte yalın bir ya- şam sürmüştü. En iyi, en vatansever Portekizlinin ken- disi olduğuna, eğer başında olmazsa ülkesinin çöke- ceğine ınanıyordu. Vazgeçilmezlik duygusu onda has- talık derecesinde bir saplantıydı... Emrindeki istihba- rat örgütü PIDE ile Portekiz toplumunu 36 yıl boyun- ca denetim altında tutmuştu. Toplumun bir yansı öbür yarısını PIDE adına izler hale gelmiş, insanlar suskun- laşmış, ülke derin bir sessizliğe gömülmüştü. 1968 yı- lında felç geçirip görevini sürdüremez duruma gelin- ce, yerine onun sadık bir takipçisi olan Marcelo Ca- etano getirildi. Ama bu değişikliği Salazar'dan sakla- dılar. O, iki yıl sonra, 27 Temmuz 1970 günü öldüğün- de kendisini hâlâ başbakan, hâlâ "en vazgeçilmez adam" sanıyordu... Ne tuhaf şeyter yaşanıyor bu dün- yada, değil mi? dkavukcuoglua superonline.com Faks:0212-723 84 97 BULMACA SEDAT YAŞAYAS 1 2 3 4SOLDANSAĞA: 1/ Çiçekleri halk hekimli- ğinde kullanı- lan, çalı görü- 3 nüşünde bir bitla. 2/Elekt- rik donaümın- da kullamlan ve bağlantıla- nn yerleştiril- mesine yara- 8 yan yuva... g "Vlzon" adıy- la da tanınan kürk hayvanı. 3/ Yapağı- dan elde edilerek ec- zacılıkta ve parfume- 3 ride kullamlan, nmtırak renkte yağ. 4/ Lahza... Yumurta verimi yüksek bir ta- vuk ırkı. 5/ Bir burç adı. 6/ Nefret edilen kimseler için kullam- lan bir söz... Dingil. 7/ Denizh-Afyon sınınnda bir göl... Akım şiddeti birimi kiloamperin kısa yazıh- şı. 8/Toprağı kazıp siper yapmak. 9/Erzurum'unbir ilçesi... Üzüntülü düşünce durumu. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/Özellikle lüfer avında kullanılan geniş gözlü balık ağı. 2/Çin'ın para birimi... " — büke belimizi / Söy- letmeye dilimizi,' Hasta iken halimizi / Soranlara se- lam olsun" (Yunus Emre). 3/Bir ilimiz... Ağzımız- daki dişlerin bir bölümüne verilen ad. 4/ Halka biçi- minde mercan adası... Ruslann ünlü bir destanı. 5/ Okutman. 6/ Spor karşılaşmalannda seyircileri coş- turan kimse... Letonya'nın para birimi. 7/Asur kral- lığının başkenti... Fas'ın plaika işareti. 8/îki tarla ara- sındaki sınır.. Sarkaç. 9/"Suna—": Kemancımız... Güzel ötüşlü bir kuş.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear