23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 MAYIS 2002 ÇARŞAMB/ 14 JVLJAJJ. U î\ kultur@cumhuriyet.com.tr Cannes Film Festivali ilk haftasını tamamlarken henüz ortalarda başyapıt görülmüyor 'DinSaati' arco Bellocchio, Abbas Kiarostami, Manoel de Olivera gibi ustalar kendilerini tekrarlamaktan öte bir başan elde edemezken genç yönetmenler -öraeğin Filistinli Elia Suleiman- daha taze ve yaratıcı ürünlerle karşımıza geliyor. Marco Bellocchio "Din Saati"nde annesi azize mertebesine yükseltilecek olan ateist bir sanatçının çelişkilerini anlatıyor. Bellochio'nun ilk dönem yapıtlannı anımsayanlar için tam bir düş kınklığı. Iranlı yönetmen Abbas Kiarostami de yeni bir şey anlatmadığı gibi hiçbir sinemasal yenilik de banndırmayan "10" adlı yapıtıyla, form düşüklüğü gösteren ustalardan biriydi. Ustalarcephesindeyenibir şey yok MSCDİSAIAR CANNES-Cannes'da bekJeyiş sürüyor. Festival ilk haftasını tamamlarken henüz ortalarda bir başyapıt görülmüyor. Marco Bellocchio. Abbas Kiarostami, ManoeJ de Olivera gibi ustalar kendilerini tekrarlamaktan öte bir başan elde edemezken genç yönetmenler -örnef ın Filistinli Eüa Suleiman- daha taze ve yaratıcı ürünlerle karşımıza geliyor Tabii, izleyeceğimiz on fılm daha var. Sürprlzler gelebillr Kendı payıma, umudumu Kore sinemasının büyük ustası tm Kwon-Taek, Finlı AJti Kaurismaki ve Roman POlanski'ye bağladım. Her bın Palmıye"yi alıp götürebilecek çaptaki bu yönetmenlerin yanı sıra Fransızlann dâhi çocuklanndan Gaspar Noe'den ya da ilk filmi ile Cannes'a seçılmeyi başaran bir ÇinJi yönetmen Jia Zhangkeden de güzel sürpnzler gelebılır. Kanada sineması, Atom Egoyan'ın kJişelenn tuzağına düşmekten kurtulamayan filmi tt Ararat"tan sonra, usta bir yönetmenin olgunluk dönemı ürünü olarak nitelendinlebılecek, ama biraz fazla akademık bir çalışma olan "Spider" (Örümcek) ıle yanşmada -en azından bir oyunculuk ödülü ile- söz sahıbi olabileceğıni gösterdi. "Sinek", *M. Butterfly*, "Crash" gibi filmlenyle sinema dünyasında sağlam bir yer edınen ünlü yönetmen David Cronenberg" in. bu kez *Örümcek"le tıcan planda ayru başanyı kazanması biraz zor görünüyor. Ama durağan bir tempoya sahip olan filmin pek çok meziyetı var. Sinemasında bılımkurgu, şıddet ve korku öğelerine sıkça yer veren sıra dışı dünyalann yönetmenı, bu kez bir roman uyarlaması ile karşımıza geldi. Patrick Mc Grathın romanı (ve senaryosu), Cronenberg'in sineması için biçilmiş kaftan. ÇocukJuğunda geçirdıği psikolojik travmanın -annesinin babası tarafindan öldürülmesi- sonucu akJını yıtiren bir adamın, akıl hastanesinden çıktıktan sonra çocukluk yıllannı geçirdıği mekâna ve o günlerin amlanna gen dönüşünü anlatan Cronenberg, bir kez daha insan ruhunu çözümlemeye çalışıyor "Örûnıcek"te. Her zaman olduğu gıbı temel referanslanndan biri Freud. Gerçek ile düş dünyası arasındaki duvarlarm fümüyle ortadan kalktığı bir şizofrenin dünyasını büyük bir ustalıkia anlatıyor. Başroldekı RaJph Fiennes'in oyun gücü de Cronenberg'in yorumuna güç katıyor. Tüm filmografisınde insan psikolojısi üzennde kafa yormuş bir başka yönetmen, Marco Bellocchio da tıpkı Cronenberg gibi çocukluk anıları üstüne bir film yapmış. "Din Saati" (ya da ötekı adıyla "Annenin Gülümsevişi"), annesi azıze mertebesine yükseltilecek olan ateist bir sanatçının çelişkilerini anlatmak ıçın yola çıkmış. Kahramanımn geçmişı ile hesaplaşmasını anlatan Bellochio'nun ilk dönem yapıtlannı -örneğin "Babam Adma" adlı filmini- anımsayanlar için tam bir düş kınklığı oldu. Kiarostami tatmln etmedi "Kiraz Tadı" adlı filmiyle 1996'da Altın Palmiye İcazanan îranlı yönetmen Abbas Kiarostami de yeni bir şey anlatmadığı gibi hiçbir sinemasal yenilik de banndırmayan "10" adlı yapıtıyla, form düşüklüğü gösteren ustalardan biriydi. Altı kadının duygusal yaşamlanndan on sekans ıçeren fılm, iflah olmaz Kiarostami hayranlarını bile tatmin etmeye yetmedi. Bir otomobıl içindeki kamera aracılığı ıle saptanan sabıt görüntülerden oluşan ve kurmaca ıle belgeseli buluşturan fılmın en çarpıcı yanı, otostop yapan rürbanlı bir fahişenin öyküsüydü. Kiarostami sinemasına hiçbir yenilik getırmeyen bir film "10". Aynı şeyı. 94 yaşındakı Portekizli yönetmen Manoel de Olivera için de söylemek olanakh. "Belirsizlik Ükesi" (O Princıpıo de Incerteza) adlı filmınde, aristokrat bir aılenin yanında çalışan kâhya kadının oğlunun duygusal ılişkilerini anlatıyor. Filmi, Brezilya dizılennden farklı kılan şey, Olivera'ya özgü mesafeli anlatım. Tüm filmlennde epik bir söylemle insan ılişkilennı irdeleyen Olivera, sınırlı bir hayran kitlesi ile yetınmeye kararlı görünüyor. Karikatüristlere davetimiz: Ölçüsüz yaratıcılığınızı ölçüm için kullanır mısınız? JTÜBİTAK- Ulusal Metroloji Enstitüsü (UME) "Ölçüm ve Günlük Hayatımız" Karikatür Yarısması 2002 Konu ve amaç: Ölçüm ve ölçumbılım (metroloji) konusunu günluk hayatımıza uzanan boyutuyia kamuoyuna tanıtabılmek amacıyla duzenlenen bir yarışmadır. Olçun hayatırr zın ıçmden . e çok onemlı bır konu Tıbbı cırazlardan dopıng kortrolune etektnk,sj sayaçlarından uçuş kont r o cıhazlarına taksırretrele'oen baz ıstas>onlar na rnarket terazılerırden'ele'on konturler n n uzunlı,g~n a kotesterol ve şeker olçumunoen po' s radanna kadar çok genış yelpazede urjnu'hızmetı kapsıvc 3jtun b j alanlarda olçjm yapan cıhazjann ve aboratuartarın, "ızfenebı nV zırcn ıçerısınde bır ust sevıyedekı laboratuarar tarafindan kalıbre edılmelen sonuç'.a en ust ve ulusal sevıyede /er alan tek bır laboratuara ,UMEı çiKincaya kaoa'bu kalıbrasycn surecır n aevamı gerekıvor Kalıbrasyon. bır clçum cıhazının gos'ermesı gereken degerle gerçeKte gos'erdıgı deger arasında^ farkın oenrlerıp beıge>enmes anlaT na gelıyor Ulusal çapta en us- sevıye uzman kuruluş olan UME yıne ayn< ızıenebıl r k zırcır ıçerısınde Avrupa çapmca (EUROME*) ve dunya çapında (BIPM) metrolon Terkezie'ine bağlı Boviece omeğm Tjrkıye de' 1 kılogram ıle dünyanın dığer ulkelenndekı 1 kılogran-i'- oırbınne öenk o-ması sağ anryor Bu denklığın gunluk ha/atımızı jlusal ve uuslararası lıcaretı sana> ıyı ı gıiendıre" bûtu" ala^'arda sağlanrrası gere^ ,or Karikatür yarışmasıyla amaç, konunun ânemını kamuoyuyla paylaşmak, ölçum bılincı ve duyarlılığını yaymak. Türkiye nin bu alandaki eksiklerine, bu eksiklerin vatandaşın canını ve ceblni yakan boyutlarına dıkkat çekmektlr. Genel koşullar Yanşma TU6ITAK-UME çalışartarı un uye erı ve Dirmcı dereceden yaknlan dış,nda bytjn ka'ikaturıstlere çızerlere açıktr l Yarışmaya kaîılacak karıkaturier dana once htçbır verde vsyınlanrrarrfş odjlaimamış koayaedılmemış ' veözgün clmalıdır r'anşmaya l~er aday en fazla uç kankaturle katılabılır Karıkaturler maKsmum 35 x 50 boyutjnda lagıaa karışık teknıkîe çızıleb 'ır Yanşnaya katıian tum eserıerın yayın-basım-çoğaltma ve ku lanma hailan TUSITAK- JME /e aıttır Teslimyeri vetarihi: Yar ısnaya katılaca< eserler n aşagıdakı katılırr fo'muvla bırlıkte en geç 14 Haziran 2002 Cuma gunu Tiesaı saatı bıtımıne kacar "UME Karikatür Yanşması" ıbar esı«le bı'l «T e "Medya Evı Halkla llişkiler, Tevfik Erdönmez Sok., Diker Apartmanı, No: 26 9 Esentepe Istanbul adresıre e der ya da kargoyia 'eslım edılrresı ge'e<rnektec ' Jüri üyeleri: Yarışmanın jun uyelen KarKatur saratçılan La'ıf Demırcı Musa Kart PıyaleMadra Metın Usrûndağ ve Varo Yaşaroğ'j, ış dunyasından Ibrahım Be'K ıle TUBITAK-UME Muduru Dcç D r Huseyın Uğjr dur Ödüller, ödül töreni ve sergi YanşTa scnunda tnalıst '2 ese'e odul .en ecek'ır Odul torenı 20 Haziran 2002 Perşembe günü Rahmi Koç Sanayi Müzesi'nde gerçekleşeceKtır Cduller bınncı seçılen eser ıçın 3 milyarTL, ıkırcı seçılen eser ıç n 2 milyarTL, j ç j n c seçı en eser ıçın 1 miryar TL olarak be ır enrnştır D.ğer 9 esere ıse mansiyon ödulu /erı ece'tır v anşma sorunda fınalıst 12 eserle bırhk'e uygun gorjlen eser'er 20 Haziran D erşembe gunjndei lıoar en 1 nafta sureyle sergıleneceKtır Eserler daha sorra basında ve çeş tlı basılı materyallerde ku 'anıacaktır ade' fotcğrafla b rlıkte)Yanşma Katılım Formu < Adı Soyadı: Doğum yeritarihi: Kısa ozgeçmış: Adres ve e-mail: Tel: Detaylı bilgi için: mvv. une tjbıtaK gov f ya da Medya Evı Halkla llişkiler (Tel 0212 274 56 68j UME Türkiye'de ölçümün referansı ÛME tstanbul Tiyatro Festivali beşinci gününde üç oyunla perde divecek. Çağdaş insanlar, tragedyalar Kültür Servisi -13. Uluslararası îstan- bul Tiyatro Festivali'nde bugün üç oyun tiyatroseverlerle buluşacak. 'Hashiriga- ki', 'Ermişler.vadaGûnahkârlar' ve 'Oi- dipus Nerede'. Işıl Kasapoğlu tarafindan sahneye ko- nulan •Ennişler ya da Gttnahkâriar'ın çe\onsi ZeynepAvcı'ya, müzikleri Seüm Atakan a. sahnetasanmı GürelYontan'a ait. Oyun AtöKesi tarafindan sunulan oyundâ Haluk Bilginer. Bülent Emin Ya- rarve ŞenajGürler rol alıyor. 'Ermişler yadaGünahkârlar'babasını öldürenbir gencın yıllar sonra sanat okuluna gitme- siyle başlayan bir süreçte, yaşamında ve görüşlerinde meydana gelen gelişımleri, sorulan ve izleyıciye de sordurtulan so- rularla yansıhyor. "Kötülüğûncazibes ne- reden ^ i r ? Nedenbizi Iago,Lucifer, Han- nibaL Karuı Deşen Jack cezbeder? Seri katilleri özel kılan şey nedir? Onca insan arasuıda neden bize cazip gelir bu insan- lar? Hangi parçamızdır onlann elinde olan? Runumuzun karanlık yanı nu. sö- ze dökülmeyen kısmı mı? Hiçbir şey gö- ründüğü gibi değil, onlara ihtiyacımız var! Çünkü onlar bizi temsil ederek do- larviı da olsa kurnanmızı dökmemize ya- rarlar; budur onlann cazjbesi-" Sofokles'in 'Kral Oidipus' tragedyası üzerine Şahika Tekand tarafindan tasar- lanarak sahneye konulan ve Stüdyo Oyiu> culan eşlığınde sunulan 'Oidipus Nere- de?' adlı oyun, bırbınne geçişli dört kat üzerine yerleşurümiş ve yine birbınne ge- çışh yırmi kutudan oluşan büyük bir ya- pı (bir kutu) içinde o>nanıyor. Sofokles'in tragedyasındakı soru, kriz ve açıklamalar aracılığıyla oluşturulan ve oyunun polisiye yapısını, geıiliminı ko- rumak üzere uygulanan bir performans yolu olarak e\Tilen bir bulmaca, aynı za- manda Oıdıpus'un silahj ve kaderini de- ğiştiren en önemli etken olarak seyırcı- nın karşısına çıkıyor. 'Oidipus Nerede', tragedyasını, inançlaruıı, ılkeleriru yıtir- mış çağdaş ınsanın 'yaşamı oyun haline getirişiru" anJatırken çağdaş yaşamın göz ardı edılen temel tragedyasını ortaya ko- >Tiyor O>oında Şahika Tekand, Cem Bender, Llushan l lusman, Llgar Manzakoğlu, Sevtap İnsd. Ridade Tuncel Sancan, Ar- da Kurşunoğlu, Erkan Bektaş,OzanGö- zel, Özge Dayan, Nilgün Kurtar, Ahmet Sancan ve Hakan TAırutoğlu rol alıyor. DEFNE GÖLGESf TURGAY FİŞEKÇİ Yürek Bıırkan Anılar Cumartesi gunü 1yı ki yayınevıne uğramışım, ça- lışayım diye gelmıştim, ama masamın üzerinde Fet- hi Naci'nın "Dünya Bir Gölgeliktir" adlı yeni anı ki- tabını bulunca. her şeyi bir yana bırakıp güneşli, gü- zel günün sessizliği içinde okumaya daldım. "Dünya Bir Gölgeliktir", bızlere Turhan Günay'ın armağan ertiği, yıllardır hep bir ağızdan soylemeye doyamadığımız bir türkü. Bir anı kıtabına da çok ya- kışan bir isim. Bunca çok ve güzel, acı-tatlı şeyler yaşayanlar için söylenmış bir söz sankı. Sonunda dünya bir gölgeliktir gerçekten de, o gölgelikte ge- çirilen zamandır hayat dediğimiz şey de. Fethi Naci'nin butün hayatı, çevresi, ülke koşul- lan, yazariık, aydın olma gibi sorunlarla o denli iç içe kı, anlattığı herşeyde ister ıstemez ülkemiz, insan- lanmız üstüne pek çok olay ya da olguyla yuz yü- ze geliyorsunuz. Kimı zaman eğlenceli olsa da, ço- ğu zaman boğazınızda duğümlenen yakıcı bir tor- tu bırakıyor geride. Bir önceki anı kitabı Dönüp Baktığımda'öa da aynı yürek burkan duygular doldurmuştu ıçîmi. Iki kitap bırbirini tamamlıyor. Kitabın bol fotoğraflı olması, okurların anlatılan- ları paylaşmasında etkılı oluyor. Üç bölum var kitapta; ısimlendirılmemış olsa da, Bınncı Bölüm. eskı yıllardan unutulmamış anı par- çalannı; Ikıncı Bölüm, unlü tanıdıkların portrelerini ve onlara ilişkin an/lan: Uçüncü Bölüm ıse doğa anılan diyebileceğımiz kımi yerleşim ya da tatıl yö- relenne ilışkin anı ve izlenımlen ıçerıyor. Toplum-Ki- şiler-Doğa diyebilıriz bu üç bölume. Fethi Nacı denlı anıları hüzün duygusuyla sarma- lanmış bir başka yazar var mıdır, bilmıyorum. Çoğu anı parçası, hem sonunu merak ettığıniz, hem de hiç bıtmesıni istemeyecegıniz öyküler gibi okunu- yor. Bu koyu huznün nedenı belli: Yazarın hayatı, o denlj hayatla, ınsanın trajık yanlarıyla, toplumla bü- tunleşmiş ki en bıreysel anlatımlannda bile toplum- da, bireyde ya da doğada yaşadığımız bir yıkımla yüz yüze geliyoruz. Nelerle uğraşarak geçtı ulkemızin son elli yılı. Her olumlu girişime, her guzelliğe karşı girişilmiş yıkım, yıkım, yıkım... Kırk yıl once cennet olan bir doğa par- çası kırk yılda çöle çevrilebıliyor. Bu denlı hünerli- yız yıkıcı olmada. Kitabı okuyanlann hemen dikkatini çekecek bir ko- nu da meyhane ve ıçki sözlennın hemen her sayfa- da karşımıza çıkması. Şaşırtıcı gelebilir kımilenne, bu denlı ıçkiyle bir arada yaşanabılır mı diye. Bu denli acıyla, bu denlı baskıyla, bu denlı somü- riıyle nasıl yaşayabıliyorsak toplumca, bu denlı iç- kiyle de öyle yaşıyoruz. Kotülukler dünyasını arıtıp aralayabilmek kolay değil elbette. Fethi Naci'nın yalansız yalınlığı kitabı sahıci ya- pan etkenlerin başında geliyor. Yaşadıklarını ya da düşündüklerinı gizleme. ortme, utanma vb. gudü- lerden kendinı arındırmış bir kışilik o. Böyle olunca da anlattıklan ınanılmaz bir sahıcilik kazanıyor. Birdedünyaya Marksıst bakışı elbette, Fethi Na- ci'yi Fethi Naci yapan özelliği. O olmasa, ne bugün- kü bakışı olurdu, ne de düşünce ve yoaımlama ye- teneği. Bugünden geriye bakınca ortaya çok yalın bir gerçek de çıkıyor. Bılimde, duşüncede ve sanatta yüzümuzu ağartanlar hep solcular arasından çıktı. Onca baskıya, saldırıya karşın ülkelerinin ve kendi- lerinın namusunu ayakta tutabilmeyı başardılar. Fethi Naci'nin anılarını okudukça şunu da düşün- düm: Insanın şu dünyada olacaksa solcu arkadaş- lan olmalı. Sağdan bakarak dünyayı paylaşabilmek, anlayabılmek, tadına varabilmek çok guç. Fethi Na- cı'nın hayatının, anılannın bir tadı varsa, bu solcu olmanın da tadı aynı zamanda. tfisekci(5 hotmail.com İZDSO Efes Antik Tıyatpo'da • İZMÎR (AA) - Izmır Devlet Senfoni Orkestrası (IZDSO). 2001-2002 konser yılında Efes Antik Tiyatro da 24 Mayıs günü 2001-2002 konser sezonunun son konserini verecek. Senfoni orkestrası bünyesinde kurulan ÎZDSO çoksesli korosunun, Mozarfırı 'Requiem' adlı esennı sanatseverlere sunacağı konsere, Feryal Türkoğlu (soprano), Ferda Yetişer (mezzosoprano). Le\ent Gündüz (tenor), Hakan Tıraşlıoğlu'nun (bas) yaru sıra ikinci yanda sahne alacak olan Fahir Atakoğlu solıst olarak katılacak ve yeni albümünü ilk kez müzikseverlere sunacak. K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear