01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-9 1 MAYIS 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Köprüden atlayıp sağ kalan 10. kişi Boğaziçi'nden atladı yaralı olarak kurtuldu SÖZÇİZGİNtN İstanbul Haber Servisi- FJoğazıçi ve Fatih Sultan Vf ehmet köpriilennden son 4 yılda gerçekleşen 462 intihar ginşımıne bır ye- nisidahaeklendi. 20 yaşmdaki Omer Han- kopuz. da diin sabah saat- lerinde bir taksiye binerek Boğaziçi Köprüsü'ne gel- di. Köprü üzerinde taksi hareket halindeyken kapı- sıru açıp dışan atlayan Han- kopuz. güvenlik yoluna ge- çerek korkuluklan da aşıp kendinısini boşluğabırak- tı. 64 metrelik yükseklik- ten suya düşerek ağır ya- ralanan Hankopuz, bu sı- rada işine gitmekte olan bir itfaiye görevlisi tara- findan fark edıldi. ttfaiye görevlisinin durumu bil- dirmesi üzerine olay yen- ne giden Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı bir bot tarafindan yaralı olarak kurtanlan Hankopuz, Şiş- li Etfal Eğitim ve Araştır- ma Hastanesi'nde tedavı altına ahndı. Boğazıçi Köpriisü'nden 13Kisan 1984 günü atla- yan Engin Çolakoğlu ıle 29 Vlart 1989"da Çetin Sol- tan, 24Şubat 1990'daÜ- han Bilgin, 24 Kasım 199Z 'de CenkGüngörmez. 25 Avralık 1994'te Zeynep Kunt, 14 Mayıs 1996'da Anrmaıı Ohık, 29 Ağustos 1996 da Mehmet Gökbey Ulugergerli, 10 Mayıs 1997'de de Fatnıa Köksal sağ olarak kurtuldu. Fatih Sultan Mehmet Köprii- sü'nden, 17 Kasım 1997 ta- rihınde atlayan Fatih Co- şar d a su üzerinde sağ bu- lunınuştu. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden 17 Kasım 1998 tarihinde atlayan gı- da mühendısı İsmail Yücd (41), balıkçılar tarafindan su üstünde bulunmuş, an- cak kaldınldığı hastanede hayatını kaybetmiştı. Turhan Selçuk "ÇIKTIK AÇIK ALINLA, ON YILDA HER SAVAŞTAN.." Engellilerin nüfiısa aktif katılımı Danimarka'da yüzde 1.4 iken Türkiye'de sadece yüzde 0.06 Türkiye'nin özürlüözrü• 7.5 milyon özürlünün bulunduğu Türkiye'de, yasal zorunluluğa rağmen 1981-2000 yıllan arasında çalışmak için müracaat eden 284 bin özürlüden yalnızca yüzde 3l'i işe yerleştirilebildi. tstanbul Haber Servisi - Bir- leşmiş Milletler'in verilenne göre, dünya nüfusunun yüzde 12 si özürlü. Trafık kazalannın, akraba evliliklerinin hâlâ çok olduğu Türkiye'de de 7.5 mil- yon özürlü bulunduğu tahmin ediliyor. Erciyes Üniversitesi Tıp Fa- kültesi Ortopedi ve Travma- toloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. AHBakür, özürlüleri güç- leri oranında üretken kılmanın ve ekonomiye kazandırmanın, tüm insanlığın ortak görevi ol- duğunu söyledi. 1981-2000 yıllan arasında 284 bin özürlünün iş için mü- racaat ettiğini belirten Prof. Ali Baktır, yasal zorunluluğa rağmen bunlann ancak yüzde 31 'inin işe yerleştirilebildiği- ni kaydetti. Özürlülerin aktif nüfiısa ka- tılımlan ise Danimarka'da 1.4, Almanya'da 0.7, Türkiye'de de yüzde 0.06 oranında. Prof. Ali Baktır, Türkiye'de 18 rehabilitasyon merkezi bu- lunduğunu belirterek "Ülke- mizdeki 72 zihinsd engedüer, 44 işitme engelliler, 4 ortopedik özürlüler ve 12 görme engeüi- ler okulunda, 32 bin 760 öğ- rend eğitimgörüyor. Yapbğmuz araştirmalarda, devletin özel desteğine ihüyaç duyan engel- li savısının yoğunlaşüğı görül- mektedir" dedi. Türkiye Sakatlar Derneği Genel Başkanı Şükrii Boyraz. insan onuruna yaraşır. eşit ve üretken bireyler olarak top- lumda yer almak istediklerini söyledi. 25 milyon kişi boğuşuyor Boyraz, "Özürlüler Hafta- sı" nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada. "7.5 milyon sa- kat ve ailelertyle buiikte 25 milyon kişi, toplumun zihin- sel sakathklanyla boğuşmak zorunda kalıyor" dedi. Bu kesimin ekonomik ve toplumsal mağduriyetini önle- meye, insan onuruna yaraşır yaşamalannı sağlamaya yö- nelik çalışmalann yetersiz kal- dığını belirten Boyraz, özürlü- lerin iş bulma, eğitim, sağlık, sosyal güvence, toplu taşıma, konut ve kentsel planlama alan- lannda "yok" kabul edildiği- ne dikkat çekti. Umutları Rahşan Ecevtt • ANKARA (ANKA) - Başbakanlık servislerine alınmayan Başbakanlık Özürlüler Idaresi Başkanlığı çalışanlan, servis araçlanna binebilmek için Başbakan Bülent Ecevit nezdinde yaphklan girişimler sonuçsuz kalınca Rahşan Ecevit'ten yardım istedi. Başbakanlık Özürlüler Idaresi Başkanlığf nın 100 çalışanı ayn ayn çektikleri fakslarla Başbakan Ecevit'in eşi Rahşan Ecevit'e servis sorunlannı anlattılar. Çakıyla tehdide ceza • ANKARA (AA) - Cebinden çıkardığı çakıyı, "Ya sen öleceksin ya ben" diyerek şikâyetçinin yattığı karyolanın başucuna bırakan sanık hakkındaki davanın düşürülmesini Yargıtay yasaya aykın buldu. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, bu durumdaki sanığa 2 yıla kadar hapis cezası verilebileceğini bildirdi. Bu durumda silahın şikâyetçiye yöneltilmesine gerek olmadığını saptayan daire üyeleri, şikâyetten vazgeçildiği gerekçesiyle "davanın düşürülmesine" karar verilmesinin de yasaya aykın olduğunu bildirdi. Sadık Gürbüz konseri • İstanbul Haber Servisi - Sanatçı Sadık Gürbüz, bir süre önce Atatürk Kültür Merkezi'ndeki konserini, ızleyemeyenler için Bahçelievler ilçesindeki Yayla Kültür Merkezi'nde yineleyecek. Sanatçı, konserinde geleneksel ve yayınlama olanağı bulamadığı türküleri seslendirecek. Sadık Gürbüz'ün konseri bugün saat 21.00'de başlayacak. Atabek gençlerle • Haber Merkezi- Gazetemiz yazarlarından Dr. Erdal Atabek, istanbul Büyükşehir Belediyesi Belediye Tiyatrolan tarafından bu yıl 18. kez düzenlenen geleneksel "Gençlik Günleri" kapsamında bugün Haldun Taner Sahnesi'nde okurlanyla buluşacak. Atabek'in "Gençlik Sorunlan ve Yanlış Çözümler" başlıklı söyleşisi saat 15.0O'te başlayacak. Gençlik Günleri, çeşitli etkinliklerle 19 Mayıs akşamına kadar sürecek. ENGELLtLER MUTLUYDU Artık oıılanıı da askertik anısıvar EBRU TOKTAR "Rahat", "Hazır ol" derken yemintöreni gekli çaru. Hep bir ağızdan yeminettiler. Onlar artikaskerdi.(VEDAT ARIK) Özlemleri sona erdi, asker traşı olup üniformalarını giydiler Birgün de olsayurtonlara emanet OZKANGUVEN Çavuşlardan biri. kışla- ya yeni giren askeri "Ağa- bey demek yasak 'komu- tanım' diyeceksin" diye uyanyor. îlerleyen saatler- de "komutanınr ve "ağa- bey" kelimeleri birbirine kanşıyor. Kimi mongol, kimi şizofren. Bazılan kol- tuk değnekleriyle tören mangasında yerini alıyor. Artık özlem bitiyor. Çün- kü vatan bir günlüğüne de olsa onlara emanet ediliyor. Genelkurmay Başkan- lığı'nın başlattığı uygula- ma çerçevesinde dün özür- lüler, Özürlüler Günü'nde ayn bir mutluluğu yaşadı. istanbul'da 500 özürlü genç, askere alındı. 11 Jan- darma Komutanlığı'nda asker traşlannı oldular, as- keri üniformalarını giydi- ler ve tören alanında yer- lerini aldılar. Çoğunun el- leri kınalı. Gördükleri tüm kamera ve fotoğraf maki- nelerine selam duruyorlar. Şizofren hastası 32 yaşın- daki Metin Aslaner. ko- mutanlannın kendisine ta- nıttığı tabancayı inceledi- ği sırada baba fbrahim As- laner, "Onunla gurur du- yuyorunT diyor. Oğlunun en küçük hareketini gö- rüntüleyen kamerayı elin- den bırakmadan konuşma- sını sürdürüyor: "Oğhıro, şizofren hasta- SL Ünhersiteyi bitirdi. en- düstri mühendisi oldu. Ama çahşamıyor. Çünkü işverenJer.ştzotrendryeona işvermiyor" diyor. İtfaiye eri Şefîk Süren ve oğluna, hatıra fotoğrafı çekilirken rastlıyoruz. Süren, "Oğ- lum 2 gündür sevinçten kimseyle konuşamıyor. Herkese askere gideceğini söytedL Çakı gibi asker oğ- luin" diye konuşuyor. ANKARA - Genelkurmay Başkanlığı bu yıl ilk kez başlattığı bir uygulamayla, özürlü erkek yurttaşlan "1 günlüğüne" silah altına aldı. "Kutsal görev " duygusunu 1 günlüğüne de olsa yaşayan özürlüler, "y-akınlanna anlatacak askertik anılarının" gururuyla tezkerelerini aldılar. Ankara ll Jandarma Komutanhğı dün "silah altına" alınan özürlülerin coşkusuna tanıkhk etti. Özürlüler. ailelerinin de gururla izlediği yemin töreni ile askerliklerine ilk adımlannı attı. Doğuştan iki bacağı ohnayan Uğur Alüner, askeri elbiselerıni giydiğinde "içinin içine sığmadığını, tuhaf bir ürperti" duyduğunu \nrgulayarak "Bu benim için unutulmayacak bir anı olacak. Geride kalanlara askertik anısını anlatmak güzel bir duygıT diye konuştu. Geçirdiği çocuk felci sonucu koltuk değnekleriyle yürümek zorunda kalan Çetin Sanşık ise "Asker obnayı hep merak edtyordum. Çünkü küçük yaştan itibaren hep bir eksikük duyardun. Ama bugün bu eksiktiği aştım" dedi. Görme özürlü Ahmet Çelebi ise "Vatana her zaman bir şeyler borçhrvduk. Bunu da en iyi şekflde kanrtladığunıza inamyonım. Bu göre>den kaçmak isteyenlere. bizim durumumuz mesaj olsun" diye konuştu. YAZAR MURDOCH'IN YAŞAMTNIKONU ALAN FÎLM, HASTALIKLAİLGÎLÎ ÖNEMLÎ ÎPUÇLARIVERİYOR Alzheimer 6 Iris' fle beyazperdede İstanbul Haber Servisi - Alzheimer hastalığıylailgüi önemhipuçlanveren ve 1999 yıhnda alzheimerdan ölen In- giliz yazar ve filozof Iris Murdoch'ın yaşamını konu alan Iris fdminin gala- sı, önceki gün istanbul FlTAŞ Sinema- sı'ndayapüdı. Oscar ödüllü Iris fılmi, Alzheimer Vakfı ve Pfeizer Üaçlan'nın desteğiyle dün vizyona girdi. Hasta yakınlan için önemli ipuçlan bulunan fılmde ünlü ya- zann alzheimer hastahğına yakalanışı adım adım canlandınhyor. Fikn, yaza- nn kocası ünlü edebiyat eleştirmeni John Baylej-'in kaleme aldığı "Iris": A Memoir" ve "Elegy forlris" kitaplann- dan beyazperdeye uyarlandı. Fihnde Iris Murdoch'ın alzheimer hastalığından ötürü yaşadığı olaylara da yer veriliyor. Yazann BBC 'de canlı ya- yımlanan bir programda söyleyecekle- rini unutması, kendi yazdığı kitabı ha- tırlamaması ve kelimeleri heceleyeme- mesi gibi örnekler bunun en çarpıcıla- n olarak dikkat çekiyor. Aynı zamanda büyük bir aşk hikâyesini konu alan fil- min yönetmenliğini Rkhard Eyre yap- mış. Bugüne kadar pek çok ödüle aday gösterilen Iris, Jim Broadbente en iyi erkek oyuncu dalında Oscar ve Alnn Küre ödüllerini kazandınrken Judi Dench, fılmdeki rolüyle BAFTA'da en iyi kadın oyuncu ödülüne değer bulu- undu. Filme katkı sunan Alzheimer Vak- fı 2000 yılında, alzheimer hastalığı ve demansiyel sendromlar (bunama) ile il- gilenen sağhk personeli, hasta yakınla- n ve gönüllüler tarafindan istanbul'da ku- ruldu. Vakıf, hastahk bılincinin gelişti- rilmesi, hastahğın toplumda tanınması- nın sağlanması, bu konudaki bilimsel çalışmalann arttınlması için çahşıyor. ARAYIŞ TOKTAMŞ ATEŞ Yalan Dünya... (2) Geçen yazımda, 1980 sonrasında bir "ihracat patlaması" gerçekleştiğini dile getiren "medya"nın, ciddi bir yalana ortak olduğunu soylemiş ve bunu yıllardan beri devletin resmi rakamlanyla ortaya koy- mamıza karşın, aynı yalanın inatla sürdürüldüğü- nü vurgulamıştım. Bu arada, "iktisat ulemasının" bir bölümünün de, bu düşünceyi paylaşmasına as- la aklının ermediğini de eklemiştim. Bugün, aynı şeyi bir kez daha yapacağım ve 1980 sonrasında, bir ''patlama" falan olmadığını resmi rakamlarla ortaya koyacağım. Daha doğrusu, 1970-1980 arasındaki dönemın; ihracat açısın- dan, 1980-1990 arasındaki dönemden çok daha başarılı olduğunu göstereceğim. Daha sonra, bir başka yalanı ele almak istiyo- rum. Acaba Türkiye'de sürekli olarak "küçültmek gerek" denilen devlet, gerçekten çok mu büyük... • * • Türkiye'nin 1970 yılı ihracatı, 588 milyon dolar. 1970'in o çok zor ve kanşık dönemi içinde, ihra- catımız sürekli artmış. Düşünün kı; aynı dönem- de, Türkiye Kıbns'a çıkarma yaptı ve bunun ardın- dan, son derece ağır koşullarla bir silah ambargo- suna maruz kaldı. ABD'nın satmadığı yedek par- çalan, başka ülkelerden karaborsa fiyatlanyla sa- tın almak zorunda kaldık. Ve böylesine zor koşullar altında Türkiye, 1980 yılına gelindiği zaman ihracatını 2910 milyon do- lara yukseltmişti. Yani, yakaşık 5 katlık bir artış söz konusuydu. Üstelik aynı dönemdeki müthiş dö- viz sıkıntısı nedeniyle. belli sanayi dallarında cid- di üretim sıkıntılan da yaşanmıştı. 1980'i başlangıç alırsak; Türkiye'nin ihracatı, 2910 milyon dolardan 1990 yılına gelindiği zaman, 12959 milyon dolara yükselmişti. Yani artış oranı 5 katın çok altındaydı. Üstelik (Nedendir bilinmez!..) büyük ulus- lararası desteğe rağmen... Düşünunüz ki; aynı dö- nemde, Türkiye'nin sanayileşme politikaa da değiş- miş ve "ıthal ikameci" modelden vazgeçilerek "ih- racata yönelik sanayi modeli"ne geçilmişti. Şimdi daha çarpıcı bir orana bakmak istiyorum. 1981 yılında 4703 milyon dolar olan ihracat geli- rimiz, 1990 yılında 12959 milyon dolara yükselmiş- ti ki; bu oran, 3 kat bıle değildi. 1981'de 4703 milyon dolar olan ihracatımız, 1996'da 23225 milyon dolara yükselmişti. Bu 16 yıldakı artış oranı bile, 1979-1980 arasındaki artış oranının gerısinde idi. Rakamlar böylesine net bir biçimde ortada iken, "ihracatpatlaması" yalanını hâlâ sürdürmenin ki- me, ne faydası olacak acaba? • • • Israrla sürdürülen bir başka yalan, Türkiye'de dev- letin fazla büyük olduğu. Ve tabii bunun doğal so- nucu olarak "devletin küçültülmesi" konusu gün- deme gelıyor. Aslında devletimızin "hantal" olduğu ve kamu hiz- metlilerinin genellıkle liyakat soaınlan olduğu konu- sunda, ben de kuşku duymuyorum. Ama ış, "büyük olma" konusuna gelince, bu da kocaman bır yalan. Örneğin, değişik OECD ülkeleri içinde devlet harcamalarının milli gelir içindeki oranının en dü- • şük olduğu ülke Türkiye. Bu oran Almanya'da yüz- de 30, Portekiz'de yüzde 40, Italya'da yüzde 50, Yunanistan'da yüzde 67 iken, Türkiye'de yüzde 25. (Dr. Erinç Yeldan'ın araştırmasının sonuçlanndan alınan rakamlar.) • • • Bu konudaki bır başka ölçü, kamuda çalışanla- nn, yani memurlann nüfusa oranıdır. Türkiye'de me- mursayısı (2001 itibarıyla) 2.143.206. Bu rakamın nüfusumuza oranı, yüzde 3.2 idi. Aynı oran Fin- landiya'da yüzde 10.4; Fransa'da yüzde 8.2; Ka- nada'da yüzde 8.1; Macaristan'da yüzde 7.8 idi. Bize küçültmeyi öneren ABD'de bu oran, yüzde 7.5'tir. Ve ABD'de 20.572.000 memur vardır. Hangi "küçülmeden"söz ediyoriaracaba... TRT'den yeni belgesel Çoruh artık durgun akacak İstanbul Haber Servi- si - Artvin'de doğanın milyonlarca yılda oluş- turduğu, el değmemiş yeşilliklerle bezeli Ço- ruh Nehri ve ha\zasın- da kurulacak 27 baraj nedeniyle yitirilecek de- ğerler, "Çoruh arûk dur- gun akacak" adıyla bel- geselleştiriliyor. TRT Ankara Televiz- yonu Müdürlüğü ile An- kara Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği işbirliğiyle Artvin'de çe- kilecek "Çoruh artık durgunakacak'' adlı bel- geselde, başta Yusufeli ilçesi olmak üzere sular altında kalacak olan yer- ler görüntülenerek kay- da geçirilecek. Belgesel 2002 yılında tamamla- nacak \- e TRT kanalla- nnda yayımlanacak. TRT Ankara Televiz- yonu ve Ankara Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafindan yapı- lan açıklamada şöyle denildi: "Çoruh vehavzası 21. yüzyılda da insan eliyle gerçekleştirilen bü\ük bir değişime hazrrlam- yor.Çoruh\ekoDan üze- rinde 10'u büyük, yak- laşık 27 baraj kurulu- yor. Ancak barajlann yapımıyla biıiikte bir- çok değer de yok olup gidiyor. Bu belgeselin amacu sular albnda ka- lacak olan yerleri gele- cekkuşaklara taşunak." Prof. Dr. Ahmet Mete isıkara: Hastaneler yapısal olarak güçlendirilmeli tstanbul Haber Servi- si - Boğaziçi Üniversi- tesi (BU) Kandilli Ra- sathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Mü- dürü Prof. Dr. Ahmet Metelşıkara, hastanele- rin, yapısal açıdan mut- laka gözden geçirilerek güçlendirilmesi gerek- tiğini belirtti. "Hemşiretik Haftası" etkinliklen çerçevesinde SSK Vakıf GurebaHas- tanesi'nde, "Hastanderin Deprem Afet Yönetimi Naal Ohnahdn"'' konu- lu konferans veren Işı- kara, deprem anında has- tanelerde yapısal ve ya- pısal olmayan hasarlara karşı alınacak önlemleri anlattı. Işıkara, 26 devlet hastanesinin güçlendiril- mesi için 100 milyon Eu- ro'luk kaynağın bulun- duğunu vurgulayarak güçlendirme çalışmalan- na bir an önce başlanma- sı gerektiğinı söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear