Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 3 NİSAN 2002 ÇARŞAMBA
12 KULTUR kultur(a cumhuriyet.com.tr
75 ÇÎZtMÎN YER ALDIĞI FLORANSADAKİ SERGİNÎN 24 ÇALIŞMASINDA GENÇ TÜRK SANATÇININ ÎMZASIBULUNUYOR
Baransel'in çizimleri Casa Buonarroti Müzesi 'nde
^ • ^ • ^ • • ^ ^ • ^ H Kültür Servisi-
^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ | Floransa'daki dünyaca
^ ^ ^ ^ ^ ^ H H ^ ^ ^ ^ ^ ^ I ünlü Accademia di Belle
^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ( ^ ^ ^ H Arti (Devlet Güzel
^^^^K a ^ ^ ^ H Sanatlar Akademisi)
^^^^L__ ^ S ^ T ^ ^ ^ B sınavlanna üç yıt önce
^ ^ ^ B ^ ^ *" C^^H 8'ren v e
95 yabancı
^^^^K J _^ l ^ ^ ^ H öğrenci arasından en
^^^^B 'gj -^ ^ ^ ^ ^ B yûksek dereceyı alan
^ ^ ^ ^ ^ L j i ^ ^ ^ H Zevnep Baransel. bu kez
^^^^^B^fe^^^^^^H Michelangelo'nun onuruna
^ ^ ^ ^ ^ B ^ ^ ^ ^ H Casa Buonarroti
^ • V r ^ ^ ^ H Müzesi'nde düzenlenen
' ^ t , ^ | ^ H sergiye 24 çahşmasıyla
^ ^ 1 tek Türk olarak katıhyor.
Zeynep BaranseL 6
Mayıs'a kadar açık
kalacak sergi, 1875 yılına
dek uzanan bir geçmişe
sahip. 1875 yılında,
Floransa'da
Michelangelo'nun 400.
doğum yıldönümünü
kutlamak amacıyla.
aralannda Accademia di
Belle Arti di Firenze'nin
profesörlerinden mimar
Giacomo Roster'in de
bulunduğu altı kişilik bir
grup. Michelangelo'nun
Floransada bir dönem
yaşadığı evin (şu anki
Casa Buonarroti Müzesi)
ön cephesini süslemek
için sanatçının
çizimlerinden
yararlanmak ister. 17x23.9
metre büyüklüğünde,
binanın tüm fasadını
kaplayan graifito'nun
önçizimi, maddi
imkânsızlıklar yüzünden
yaşama geçemez. O
gündenkalan 17x23.9
metre büyüklüğündeki
taslak çizimi halen
müzede sergileniyor.2001
yılının başlannda Casa
Buonarroti Müzesi
yetkilileri, bu tasanyı
yeniden yaşama geçirmek
amacıyla Accademia di
Belle Arti'nin
profesörlerinden Adriano
Bimbi ile iletişime
geçtiler. Akademi bu
çahşma sayesinde 126 yıl
sonra yeniden aynı müze
ile çalışma karan aldı.
Zeynep Baransel, Claudio
Cecchetti, Claudio Cionini
ve Elisa Borghetti adlı
öğrencüer tarafindan
yürütülen, 6 ayhk bir
çahşmanın ürünü olan
sergide, desenin her türlü
aynntısı üstünde
çalışılarak birebir kopyası
meydana getirildi.
'Unafacciata Ottocentesca
Per La Casa Buonarroti'
(Casa Buanarroti için
1800'lüYıllaraAitFasad)
adlı sergide toplam 75
çizim yer alıyor. Bu, halen
akademide öğrenimini
sürdüren Zeynep
Baransel'in ilk sergisi
olmasına rağmen
davetiye, broşür ve afiş
tasanmlan da ona ait.
Selim Ileri, 'Bu YazAyrüığın İlk Yazı Olacak' kitabmda kayıp giden yaşamlan anlatıyor
Hüzünlü insanportreleriNENA ÇALİDİS
SetimÜeri'nin •BuYazAynnğuıÜk
Yan CMacak' başlıklı kitabı hüzünlü,
sımsıcak duygu kokan farklı insanla-
ruı yaşamlanndan oluşuyor. tleri bu ki-
tapta bir tür kendisi ile hesaplaşması-
nın anlatıyor.
- Kitabınız A. Malraıufnun "Her
roman bir biyografidir'" sözü ile baş-
lıyor. Kitabı okuduktan sonra da Se-
liîn Üeri'den çok şeyler buluyoruz. ÎN'e-
den kendinizi bu kadar açık şekilde
anlarmak istediniz?
SELtM tLERt - Romanı yazmaya
başladığımda biyografık özellıkler ta-
şıyordu ve kendi adımı kullanıp kul-
lanmamakta tereddüt ettim. Bunu ya-
lana saparak yazmaktansa olanı oldu-
ğu gibi yazmayı tercih ettim. Aslında
insan her zaman kendı mutlak görü-
şünü yansıtıyor.
- 'Bu Yaz Aynüğın ük Yaa Olacak'
romanınızın heniiz yazmayı düşünme-
diğiniz bir roman olduğunu söylüyor-
sumız. Peki sizi yazmaya iten sebepler
nelerdi?
tLERİ - Aslında sadece romanda
geçen Gülderen Hanım'la olan ilişki-
yi anlatmak istiyordum. O suada ya-
şanan bazı olaylar beni etkiledi. Bir-
birinden bağımsız çok aynlıklaryaşan-
dı. Hakkı yenmiş. bu anlaşılrmmış in-
sanlar arasında bir bağ olduğunu dü-
şündüm. Ayn bedenlerde, ayn semt-
lerde ve birbirlerini hiç tanımayan in-
sanlardı. Tek ortak nokta onlan tanı-
mış olmamdı. Sanki çok ortak nokta-
lan vardı ve birbirlerin: tanıyabilseler-
di belki de daha başka birer yışamla-
n olabileceğini düşündüm. Çcgu yok-
tu, bunun acısıyla hiç yoktan oıüan kâ-
ğıt üzerinde bir araya getirmek .stedim.
Yalnızhk romanası
- Bürün kahramanlannızm sonu in-
tiharla bitiyor. İntihar. toplumumuzda
farklı duyariılıklar gösteren iısanla-
nn kaçınilmaz sonu mı?
tLERİ-Keşke insanlır muthyaşam-
lar kursa. İntihar bir korkaklık, bir
edilginlik olarak tanınlanır. Een ıntı-
han öyle düşünmüyorum. tntJıar ola-
SeKm tleri "Uzun süre hep aşk romancısı olarak aıuldım. Oysa aşk romancısı olmak farklı bir yetenektir" diyor.
yuu ilk defa dünya edebiyatında Vır-
gmiaWooifele almıştır. Mrs. Dalloway
romanında. intihar daha güzel, daha
mutlu ve daha başka bir dünyanın da
olabileceğini en çok hissetmiş insan-
lann yaşadıklan dünyaya dayanama-
dıklan için yaptıklan bir eylem hare-
ketidir. Küçümsenecek bir şey değil.
layan en iyi örneklerden biri deA. Ok-
tay'm •Şe>tan-Melek-Soytan' kitabıdır.
Farklı bir tarzınız olmasına rağmen
bu pek göriilmüyor?
tLERİ -Genel söylemın dışında bir
söylem geliştirmeye çalıştığımdan do-
layı ve biraz mesafeli, farklı bir yerde
durmak ıstıyorsanız ya sizi dışlarlar ya
nlık hep var. Aşk romancısı olmak
çok farklı bir yetenek ister. tçtenlikle
yazıldığında ortaya çok güzel şeyler
çıkabilıyor ama maalesef o bende yok,
keşke olsa da ben de yazabilseydim.
- Doğan Yayıncıhk'tan çıkan Ud ye-
niçahşmaıuzvar; biri Türk Romanın-
da Altuı Sayfalar' diğeri de Aşka Da-
T" T"akkı yenmiş, anlaşılmamış insanlar arasında bağ olduğunu düşündüm. Ayn
ğ—4 bedenlerde, ayn semtlerde ve birbirlerini hiç tanımayan insanlardı. Tek ortak
JL A. nokta onlan tannnış olmamdı. Sanki çok ortak noktalan vardı ve birbirlerini
tanıyabilselerdi belki de daha başka birer yaşamlan olabileceğini düşündüm.
Dünya edebiyatına da baktığımızda
intihar etmiş yazarlara rastlanz. Bu,
içinde yaşadığımız kötü koşullann her
gün biraz daha kötüleşen bu dünyaya
tahammül sınırlannın bittiğini simge-
liyor.
- Baaromanlanmzdasiyasi yönünü-
zün ağırbasüğuu göriiyoruz. Sizi açık-
da yok sayarlar. Benim başıma çok
gelen bir şey. insan kendi bildiği doğ-
rudan asla vazgeçmemeli. Ben tabii ki
sıyasal tarafi ağır basan bir yazanm.
Uzun bir süre hep 'aşk romancısı' ola-
rak anıldım. Oysa 'Yalancı Şafak' ro-
manım dışında hiçbır kıtabımda aşk
yoktur. Aşk değil ama yalnızlık ve ay-
vet. Bu kitaplan yeniden derlemeni-
zin amacı neydi?
tLERt - 8Ö'li yıllarda Kerime \a-
dir'le ılgili bir yazı yazmıştım. Bir dö-
nem insanlar Kerime Nadir, Muazzez
Tahsin. EsatMalunut, Ethem tzzet Be-
nicegibi isimlerden çok etkilenmişler-
di. Bir devrin duygu tarihi açısından
çok önemli kitaplar. Insanlann niye
onlardan etkılendiklerini, neden göz-
yaşı döktüklerinı deşmek istedim. Ede-
biyat tarihünizin yazarlannın bu isim-
leri hiç anmamalanna, ansalar da bi-
raz piyasa romancısı olarak görmele-
rine karşı çıkan bir yazıydı. Bu yazı
20 yıl boyunca insanlann aklında kal-
mışh. Başlangıçta bundan çekindim,
çünkü çok zamanımı alacaktı ve 30 se-
ne önce okunmuş olan romanlann bu-
gün aynı zevki verip vermeyeceğini bil-
miyordum.
Romanlan yeniden okuduğumda
farklı bir duygu yaşadım. Akıcı bir
dillen var, o da ayn bir yetenek. 'Al-
nn Sayfalar' AhmetMitnat Efendi'den
Orhan Kemal'e kadar uzanan bir ro-
man antolojisi. Ortada bizım büyük bir
roman geleneğımiz olmasına rağmen
güncelle sınırh kahnıyor. Diyelim ki
bu yıl falancanın kitaplan önde gidi-
yor, herkes onu okuyor ama geçmiş-
teki roman mirasımız hakkında hiç
kimsenin bir bilgisi yok. Oysaki be-
nim yetiştigim yıllar öyle değildi, Hû-
seyin Rahmi. Yakup Kadri Bey olsun
sadece okulda okutulan insanlar değil-
di, insanlann zevkle ahp okuyabildi-
ği yazarlardı. Günümüzde durum böy-
le değil. Gençler Yakup Kadri"yi bil-
miyorlar, bu bana şaşırtıcı geliyor. Bir
anlamda bu romanlann bir kılavuz ki-
tabı olsun diye yaptım.
O dönem için cesur yazariardı
- Aşka Davet serisine baknğunızda
o dönemin kadın yazariaruun yaşa-
dıklan zorluklara rağmen daha cesur
olduklaruu gözietnliyoruz?
tLERt -Türk toplumunun o dönem-
lerde bulunduğu şartlara baktığımız-
da cesur yazarlardı. 40'lı yıllarda da-
ha kimsenin aklından feminizm keli-
mesi geçmezken onlar olaylara çok
farklı bir bakış acısıyla yaklaşıyorlar-
dı. Bu yazarlar o yıllarda yürümeyen
ilişkilerin sona ermesi gerektiğini, ka-
dının çalışma hayatında kendilerine
bir yer edinmelerini yazıyorlardı. On-
lar da sıkıntı çekmişlerdi, mesela Ke-
rime Nadir. Ailesi roman yazmasını hoş
karşılamamışh.
108 FİLM GÖSTERJLECEK
IstanbuVdü kısa
fılm buluşması
Kültür Servisi - Ulusiararası tstanbul 14.
Kısa Film Günleri 4-10 Nisaı tarihleri
arasında gerçekleştirlecek. Uliıslararası
Kısa Film Günleri', ilkemizde sadece
kısa metraj fılmleri psterLn kapsamma
alan ilk organizasyor. Dünyının çeşitli
ülkelerinden değişik Dakış \; içerikteki
kısa filmleri izleyici}le buluşturmamn
hedeflendiği kısa filn günJerine, başta
tFSAK, Fransız Kültir Mercezi ve
Italyan Kültür Merkezi olmik üzere
birçok ülkenin başkoısolosliklan ve
kültür merkezleri kata sağlvor.
Ahnanya, Avusturya Belçita, Fransa.
Hollanda, Ingiltere, lipanya Israil,
Isveç. Italya, Macaristan. M;ksika,
Yunanıstan ve Türki^e'den oplam 108
kısa fılm gösterilecel. 75'i iurmaca, 8'i
deneysel, 15'icanlaıdırma e 10'u
belgesel olan filmlcrn çoğu uluslarası
festivallerde ödül aLnış yapilar.
Türkıye'den katılan "A film. 'tFSAK 23.
Ulusal Kısa Film Vicfeo ve Bdgesel
Yanşması'nda ön eleneyı g;çmiş
olanlar. Avusturyah ^önetrn:n Kerstin
Cmelka, 4-5-6 Nisaxgünlernde,
katılımcılara deneysd sinenanm
felsefesi ve teknik olınaklar üzerine
'Deneysel Sinema Üzrine B r
Workshop' sunacak. 7
ilmleı Fransız ve
ttalyan Kültür Merlczi'nde 11 00,
14.30, 17.00 ve 19.3('daiz:ljyıciyle
buluşacakYO 212 2S2 57 00
Borusan'dan 'Sahte / Gerçek'Kültür Servisi - Borusan Sanat Galerisi'nde
6 Nisan - 1 Haziran tarihleri arasında
'Sahte/Gerçek' adlı fotoğraf, video ve resim
sergisi yer alacak. Küratörlüğünü Elga
VMmmer'in yaptığı sergide sahte ve gerçek
eşyalar, yapay ve gerçek ortamlar, kısaca
kurmaca ve gerçek arasındaki çok net
olmayan smırlar konu olarak ele alımyor.
Serginin genel ka\Tamı, ünlü yazar Gabriel
Garcia Marquez'in kitaplannda yarattığı
gerçek hikâyelerin ve karakterlerin biraz
masalımsı bir şekilde ele alınmasına
benziyor. Doğal ortamlann yerini alan yapay
ortamlan konu alan çalışmalann yer aldığı
sergiye, Garry Hill, Tîmothv Hutchings, Yun
- Fei Ji, Örner Ali Kazma, Deborah Mesa
Pelly, Bridget Smith, Mark V\allinger,
Rosemary Laing ve Vlc Muniz katıhyor.
Özellikle çağdaş Japon kültüründe
gözlemlediğimiz ve günümüzde gerçek
kişilerin yerine, yaratüan uydurma
karakterlerin gittikçe yaygınlaşması üzerine
kuruluyor sergi. Cam kubbelerin altmda
yapay dalgah ve altın kumlu plajlar ve bu
plajlarda oynayıp eğlenen, gerçek plajı belki
de hiç görmemiş çocuklar... Gökdelenlerin
üzerine kurulmuş yapay golf sahalannda
golf oynayan işadamlan ve okullarda çizgi
roman kahramanlan eşliğinde öğrenilen
okuma yazma, hatta Incil eğitimi...
(Borusan Sanat Merkezi: îstiklal Cad. No:
421 Beyoğlu. 0 212 292 06 55)
ŞORAY'A EMEK ODULÜ
ÇASOD
ödülleri verildi
Kültür Servisi - ÇASOD(Çağdaş
Sinema Oyunculan Derneği) 2001 9.
Oyunculuk Ödülleri. önceki akşam Pera
Palas'ta düzenlenen törenle sahiplerini
buldu TürkanŞora>'ın '2001 Emek
Ödülü' nü aldığı törende. Taner Birsel,
'ttiraf'taki rolüyle 'En t\i Erkek
Oyuncu', Füsun DemireL 'Büyük Adam
Küçük Aşk'daki rolüyle 'En tji Kadın
Oyııncu' ödülünü alan oyuncular
ofdular. ÇASOD 2001 'ÛmutVeren
Kadın Oyuncu' ödülünü, Ece Ekşi (O da
Beni Seviyor) \e Zejnep Tokuş (Yazgı)
paylaştılar. 'Umut Veren Erkek Oyuncu'
ödülü ise Serdar Orçin (Yazgı) ve Tolga
Çevik (Herkes Kendi Evinde) aldılar.
•Jüri Özel Ödülü' ise tsmai] Hakkı
Şen'in oldu. 2001 yıh içinde gösterime
girmiş veya festivallere katümış 12
filmin değerlendirilmesi sonucu
belirlenen ödüller için Seçici Kurul
Başkanı Mahinur Ergun, "Oyıınculuğun
anlanunı çok iyi bilen bizler için,
ödüDerin sahiplerini beürlemek daha da
zordu" diyerek törende bulunanlara
seslendi. 'En İyi Kadın Oyuncu
Ödülü'nü alan Füsun Demirel,
başansını yönetmen Handan İpekçi ve
beraber çalıştığı ekibin tümüyle
paylaştığmı ifade etti ve Istanbul Film
Festivali kapsamında gösterilemeyecek
olan 'Büyük Adam Küçük Aşk'a
yasağın sürdüğüne dikkat çekti.
DEFNE GOLGESİ
TURGAY FtŞEKÇİ
Çok Önemli Bir Oyun
Gazetemizin okurları Behiç Ak'ı, yıllardırdüzen-
li olarak yayımlanan "Kim Kime Dum Duma" adlı
çizgi bantıyla yakından tanıyortar. Çağdaş günlük
hayat içindeki saçma, gülünesi, olmadık çelişkili yan-
ları ortaya çıkararak bunlar üzerinde bir tür yeni bir
felsefi bakış oluşturan yaklaşımıyla hepimizi uya-
ran, düşündüren, acıtan karikatürler bunlar.
Aksanat Prodüksiyon Tiyatrosu'nun sahneledi-
ği Tek Kişilik Şehir adlı oyunla Behiç Ak, bu kez gü-
nümüz dünyasının insanı insanlığından çıkaran
özellikleriyle sahnede kıyasıya bir hesapiaşmaya gi-
rişmiş.
Kusursuz birsahne metniyle karşı karşıyayız. Bir
buçuk saatlik, tek perdeli oyun boyunca iç ritmini
hiç yitirmeden tıkır tıkır akan bir metin. Sahneleme
hünerleri de metnin ve oyunun akıcıtığını daha da
arttırıyor.
Ne anlatıyor Tek Kişilik Şehir?
Hayatını bilgisayarıyla cep telefonuna bağlamış,
her şeyini onlar aracıhğıyla yaşayan bir günümüz
kent insanı. Alıyor, satıyor, kazanıyor, arkadaş edi-
niyor, mektuplaşıyor, ama tuşlardan başka doku-
nabildiği bir şey yok.
Oturduğu kahvedeki garson, geleneksel ama
gerçek bir hayatın temsılcisı.
Oyunun başlamasıyla ikisi arasındaki konuşma-
lardan traji-komik bir karşıtlıkla karşı karşıya oldu-
ğunuzu anlıyorsunuz. Bu karşıtlık aynı zamanda gü-
nümüz insanının da karşı karşıya kaldığı bir olgu.
Bilgisayarlı ve telefonlu adam, kahveye yıllardır
yazıştığı bir kadınla ilk kez buluşmak için gelmiş-
tir.
Doğrusu kadın da günümüz kent insanının tipik
özellikleriyle doludur. Bomboş hayatını kurslarla
doldurmakta, hayatta, yaşayarak öğrenılecek her
şeyi kurslarla öğrenmeye çalışan bir "yapay in-
san "dır.
Oyun boyunca bu üçlü arasında, gerçekten saç-
maya, komediden trajediye uzanan çizgilerde sa-
lınıp dolaşan metin, sonunda seyircisine söyleye-
cegini söylemiş, göstereceğini göstermiş olarak
doyumsuz bir biçimde sonlanıyor.
Bu çok başarılı ama sahnelenmesi, zorluklar ve
tuzaklar da içeren metin, tiyatromuzun üç büyük
oyuncusu; Tilbe Saran, Köksal Engür ve Cüneyt
Türel tarafindan aynı zamanda bir oyunculuk gös-
terisine de dönüştürülerek oynanıyor.
Tek Kişilik Şehir, önemli bir oyun olmasa, hiçbir
şey anlatmayan bir metin de olsa yalnızca bu üç
büyük oyuncuyu izleyebilmek için bile görülmesi
gerekli bir oyun olurdu.
Tiyatro gibi, oyun metninden başlayıp oyuncu-
luğa, çevre düzeninden yönetimine, müziğinden ışı-
ğına dek çok çeşitli etkenlerin bir araya gelmesiy-
le oluşan bir sanat yapıtında her zaman helvanın
şekeri, unu, yağı birbirine denk düşmez.
Tek Kişilik Şehir'de bütün bu öğeler, birbirini ta-
mamlayan, birbirine katkıda bulunan, birbirini zen-
ginleştiren öğeler olarak oyuna mükemmel bir bü-
tünlük kazandırmışlar.
Tek Kişilik Şehir, çağdaş tiyatromuz için büyük
bir kazanç. Yeni oyunların ve oyun yazariannın sık
görülmediği günümüz tiyatrosuna önemli bir kat-
kı; hem yeni bir oyun yazarı hem de yeni temala-
rın işlendiği yeni bir oyun kazandığımız için.
Tek Kişilik Şehir'm yalnız ülkemizde değil, ulus-
iararası alanda da ilgi görecek bir oyun olduğunu
düşünüyorum. Çevre ve tanıtım olanakları bulabi-
lirse bu metni oynamak isteyecek yabancı toplu-
lukların da olacağını sanıyorum.
İster ilginç bir oyun metniyle karşılaşmak, onun
anlattıklarını izleyip onunla hesaplaşmak, isterse-
niz bol bol güleceğiniz bir komedi izlemek için gi-
din, Tek Kişilik Şehir, sizi hiç beklemediğiniz yer-
lerden yakalayıp sarsacak bir oyun.
Aksanat Tiyatrosu, kurulduğu günden bu yana
öncü. önemli oyunlan sahnelemeyi ilke edinen bir
topluluk. Tek Kişilik Şehir'\e bu çizgilerine yeni ve
çok başarıl bir halka ekliyorlar.
tfisekci ' hotmail.com
Venue - Maslak'ta Muse konseri
• Kültür Servisi - Muse. 7 Nisan'da Venue -
Maslak'ta bir konser vermek üzere İstanbul'a
geliyor. Gitar ve vokalde Matthew Bellamy. basta
Ğhris Vvoldstenhome ve da\Tilda Dominic
HoNvard'dan oluşan gnıp. 'Sho\vbiz' ve 'Origin of
S>Tnmetry' adlı albümlerıyle ününü Ingiltere'nin
dışına taşımayı başardı. "Muscle Museum", ve "Plug
- in Baby' gibi single'larıyla müzik listelerini kasıp
ka\*uran ve dünyada 2 milyona yakın albüm satan
Muse. 21. yüzyıla damgasını vııracak gruplar
arasında gösteriliyor. Son albümleri "Origin of
Symmetry'nin turnesi kapsamında ülkemize de
uğrayacak olan Muse'in alt grubu olarak lstanbul'un
en sevilen brit-pop indie grubu Suitcase konsere
katılacak. (Biletvc: 0 216 4'5<4 15 55)
BUGUIV
• BEKSAV'da saat 15.00'te 'Bir Denız
Manzarası', 17.30'da 'Ka>Tiama Noktası' ve
saat 19.30"da 'Çocuklar Geri Döner' adlı
filmler. Yön: Takeshi Kitano. (216 349 91 55)
• İSTANBUL DEM.ET OPERA ve
BALESt'nde saat 20.00'de İDOB'nın sunacağı
C. Saint-Saensin 'Samson ve Dalila' adh
operası. (212 251 10 23)
• KIRIMKtLtSESt'nde saat 19.00'da
Preklasik Oda Müziği Topluluğu'ndan 'Barok
Müzik Konseri'. (212 266 51 64)
• NÂZIMKÜLTÜREVİ'nde saat 18 30da
Belgesel Film Günleri kapsamında Dziga
Vertov'un 'Coşku' ve Chris Marker'm 'Andrei
Arseneviç'in Hayatuıda Bir Gün' adlı filmi.
(212 245 04 81)
• ANKARA OPERA BtNASI'nda saat
20.00'de MDT'den 'mdt(et)akdeniz'.
(312 324 22 10)
1. ULUSLARARASI GENÇLİK VE
SİNEMA ŞENLÎĞt NDE BUGÜN
• AKM'de saat 14.00'te 'Cennetin Rengi'. saat
16.30'da 'Amy' ve saat 19.30'da 'Yusuf ile
Kenan' adlı filmler. (212 251 56 00)
• BİLGİ'de saat 19.30'da 'Bir Avuç Çayır' adlı
film. (212 293 50 10)
• TZT'de saat 14.00, 16.30 ve 19.30'da
'Kusursuz Çember' adh film. (212 31? 77 00)