22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
;2 NİSAN 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Karakoyunlu'dan dcmir uyarısı • VNKARA (Cımhuriyet Bürosu) - De.let Bakanı Yılmaz Ka.-akoyunlu, Milletvekili ZeLi Çelik'in önergesine yanünda, Hekimhan'da Hasan Çelebi, Sakarya- Fenzli'de Çamdağ, Adana- Feke'de Koruyeri, Yozgat- Boğazlıyan'da Sankaya, Îzmir-Torbalı'da Yazıbaşı Beldesi demir maden sahalannın üretime açılabileceğıni bildirdi. Karakoyunlu, "Yeni sahalar işletmeye açılıp üretime başlanmaz ise her geçen yıl tedircen pelet (demir cevherinin kullanılabilecek bir şekle getirilmış haJi) ve cevher ithalatı son yı1larda olduğu gibi artacaktır" uyanstnda bulundu. MHP kampa giriyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP, mılletvekilleri, Merkez Yönetım Kurulu üyeleri (MYK) ve il başkanlanıun katılımıyla Kızılcahamam'da kampa giriyor. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin basın toplantısiyla bugün başlayacak olan kampta, partinin 3 yılı değerlendirilecek. Bahçeli'nin, kampta kamunun yeniden yapılanması konusunu masaya yatırması da bekleniyor. Müdafaa-i Hukuk Hareketi • Y\ırt Haberleri Servisi - Istanbul'da 5 Şubat'ta kurulan ve 17 Mart'ta ilk genel kurulunu yapan Müdafaa-i Hukuk Hareketi Deraeği Anadolu'ya yayılıyor. Istanbul'un ardından Antalya'da bir şube açan derneğin genel başkanı Ertuğrul Zekâi Ökte, Şanlıurfa ve Tekirdağ başta olmak üzere 12 kentte kuruluş altyapısının hazır olduğunu belirtti. Irfan Gökşen'in başkanlığını yaptığı Antalya Şubesi Yönetim Kurulu, Adnan Vücudi Özen. Ümit $ükrü Yazıcı. tbrahım Bahadır Or. Yurdal Ünsal'dan oluşuyor. Soysal toprağa veriliyop • îstanbul Haber Servisi - Çankın'da önceki gün geçirdiği trafik kazası sonucu yaşamını yitiren sürekli basın kartı sahibi gazeteci Haluk Soysal bugün toprağa verilecek. Türkiye Gazeteciler Cemıyetı'nden yapüan açıkJamaya göre, Soysal'ın cenazesi bugün Marmara Cniversitesi Üahiyat Fakültesi Camii'nde lalınacak cenaze naııazının ardından toprağa verilecek. Eren Keskin'den AJtaylı'ya dava • İstanbul Habcr Servisi - İn>an Haklan Deraeği Istınbul Şubesi Başkaru Eren «Cesldn, gazeteci Faah Altaylı'nın Radyo D'Jeki yorumu sırasında, "BenbuKeskin'iilk gördi-ğüm yerde cinsel tacızce bulunmazsam nanerdim" gibi sözlerle keadısine hakaretlerde bu.ıiRİuğunu belirtti. Kslcn, Altaylı hakkında hesn suç duyurusunda bıuuacağını hem de taznrıat davası açacağını ka-.dctti. Olüm cezasının kaldırılmasının tartışıldıgı Kongo, Cibuti ve Madagaskar ile aynı grupta Türkiye 100yıl geciktiEMtNE KAPLAN ANKARA - Hükümetin MHP kanaduıın itirazı nede- niyle ölüm cezasının tümüyle kaldırılmasına ilişkin tartışma- lar sürerken; Adalet Bakanlı- ğı'nın Meclis"e sunduğu veri- ler, Türkiye'nin idamın kaldı- nlması konusunda Uruguay, Venezüella ve Costa Rica gibi ülkelerin bile 100 yıl gerisin- de olduğunu ortaya koydu. Ölüm cezası. Uruguay'da 1907, • Adalet Bakanlığı'nın Meclis'e sunduğu veriler, Türkiye'nin idamın kaldınlması konusunda Uruguay, Venezüella ve Costa Rica gibi ülkelerin bile 100 yıl gerisinde olduğunu ortaya koydu. Kostarika'da 1877, Venezüel- la'da ise 1863 yılında kaldın- lırken; Türkiye, halen ölüm ce- zasının kaldırılmasının tartı- şıldığı Bermuda, Kongo, Cı- buti ve Orta Afrika Cumhuri- yeti gibi ülkeler arasında yer alı- yor. Adalet Bakanı Hikmet Sa- mi Türk, TBMM Adalet Ko- misyonu'na, ülkelere göre ölüm cezasının uygulanmasına iliş- kin son verileri sundu. Bakan- lığın verilerine göre, 1999 yı- lı sonu itibanyla 70 ülke, mev- zuahndan ölüm cezasını tama- men çıkanrken 13 ülke ıstisna- lar dışında idamı kaldırdı. Tür- kiye'nin de aralannda bulun- duğu 23 ülke ise mevzuahnda olmasına karşın ölüm cezası- nı uygulamıyor. Bazı ülkelere göre dağılım ise şöyle: Tüm suçlarda ölüm cezasını kaldıran ülkeler: Andorra (1990), Angola (1992), Avust- ralya (1985), Avusturya (1968), Karayalçın DİSKve KESK'ten isim istedi İstanbul Haber Servisi - Sosyal Demokrat Halk Partisı'nin (SHP) kuru- luş çahşmalannı yürüten Murat Karayalçın. sos- yal demokrasinin evren- sel ilkeleriyle, Atatürkıl ke ve devrimlerine daya- nan, hedef kitlesi üreten ve çalışanlar olan. genış katılımlı bir parti kura- caklannı söyledi. Fikri Sağbr ve Musta- fa Kul'la birlikte, DtSK Genel Merkezi'ni ziyaret ederek DtSK Genel Baş- kanı SükymanÇelebi'yle görüşen Karayalçın, sivil toplum örgütlerine çalış- malan hakkında bilgı ver- diklerini ve onlardan ken- dilerine kurucu önerme- lerini istediklerini söyle- di. Karayalçın, daha ön- ce SHP ve CHP'de bir- likte çalıştıklan isimlerle, bu partilerden aynlıp DYP'ye,ANAP'a,HEP'e katılan eski arkadaşlany- la buluştuklannı, onlara çağn yaptıklannı anlattı. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART rn.kartrtsuperonline.com Belçika (1996), Kamboçya (1989), Cape Verde (1981), Ko- lombiya (1910), Costa Rica (1877), Hırvatıstan (1990), Çek Cumhuriyeh (1990). Danimar- ka (1978), Dominik Cumhuri- yeti (1966), Ekvador (1906), Finlandiya (1972). Fransa (1981), Almanya( 1987), Yuna- nistan (1983), Gıne Bıssau (1993), Haıti (1987), Hondu- ras( 1956), Macaristan(1990), Izlanda (1928), trlanda (1990), Italya (1994), Lihtenştayn (1987), Lüksemburg (1979), Mauritus( 1995), Moldava(1995),Mozam- bık (1990), Namibya (1990), Hollanda( 1982), Yeni Zelandaf 1989), Mo- nako (1962), Nıkaragua (1979), Norveç (1979), Portekiz (1876), Romanya (1989),SanMarino(1865), Slovenya (1989), Ispanya (1995), Isveç (1972), Is- viçre (1992), Uruguay (1907), Vatikan (1969), Venezüella (1863). Ölüm cezasını uygula- yan ülkeler: Afganistan, ABD, Cezayir, Ermenis- tan, Azerbaycan, Bahama- lar, Bangladeş, Barbados, Belarus, Belize, Benin, Burkina Faso, Burundi, Kamerun, Çad, Şili, Çin, Komoros, Kongo Demok- ratik Cumhuriyeti, Küba, Dominik, Mısır, Eritre, Es- tonya. Etiyopya. Gabon, Gürcistan, Gana, Guate- mala, Gıne, Guyana, Hin- distan, tran, Irak, Jamaika, Lübnan, Lesoto, Liberya, Libya, Litvanya, Malavi, Malezya, Moritanya, Mo- ğolistan, Fas, Mynanmar, Nijerya, Oman, Pakistan, Polonya, Katar, Rusya Fe- darasyonu, S.Arabistan, Sierra Leone, Singapur, Somali, Sudan, Suriye, Tayvan, Tanzanya. Yemen, Yugoslavya, Zambiya, Zimbabve, Endonezya. r DGMSavcısı, Kutlular'ın beraatını temyiz etti 83 sanık çete oluşturmakla suçlanıyor Karar hııkııka aykırı İGDAŞ'ta ük duruşma ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Ankara DGM Savcısı Öroer SuhaAMan, Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesindeki değişikliğin ar- dından yeniden yapılan yargılama- da MehmetKuttular'ın 2 yıl 1 gün- lük hapıs cezasının iptai edilerek beraatı yönünde verilen karan "hu- kuka aykm oldu- ğu" gerekçesiyle temyiz etti. Aldan, suçtaki tahrikin "ülkenm kinde bu- lunduğu durum degerlendirikiigin- de kamu düzeni • DGM Savcısı Aldan, suçtaki tahrikin "ülkenin içinde bulunduğu durum değerlendirildiğinde kamu düzeni için tehlikeli olacak vasıfta" olduğunu vurguladı. için tehlikeH olacak vasıfta" oldu- ğunu vurguladı. Beraat karan, ay- nı maddeden hüküm giyen, ancak hukuksal konumlan tümüyle ör- tüşmeyen Recep Tayyip Erdoğan için de zayıf umut ışığı olmuştu. EX3M Savcısı Ömer Suha Aldan'ın temyiz dilekçesinde, yargılamanın yenilenmesi isteminin yerinde gö- rülüp. duruşma açılmasının "usul ve yasa>'a ayku-T olduğu sa\oınu- larak, 312. maddedeki değişiklik çerçevesinde, Kutlular'ın başvu- rusu için uygun hukuki yoJ bulun- madığı öne sürül- dü. Dilekçede, mahkemenin mahkûmiyet yö- nündeki eski ka- rarında, suçun "tahrik" unsuru- nun, "kamu düze- ni için tehlikeli ola- cak vasıfta görüJ- tstanbul Haber Servisi - "Çete oluşturarak İGDAŞ Oe Halk Ek- mek'iha>ali ihaleleryolırvia doian- dn-dıklan" öne sürüİen 83 sanığın yargılanmasına başlandı. Tutuklu 11 sanığın tahliye edilmesiyde da- vada tutuklu sanık kalmadı. Eyüp Adliye- si'nde başlayan davanın dünkü duruşmasında Fuat Şengül, Al- bayraklar davası sanığı İstanbul BüyükşehirBele- diyesi Genel Sek- reter Yardımcısı • Çete oluşturarak ÎGDAŞ ve Halk Ekmek'i hayali ihaleler yoluyla dolandırdıklan öne sürülen 83 sanığın yargılanmasına Eyüp 2. Ağır Ceza'da başlandı. Mahkeme heyeti, tutuklu olarak yargılanan dönemin İGDAŞ Genel Müdürü Fuat Şengül. Pazarlama ve Satış Müdürü tbrahim Müjdat Oğuz, Ihale Komisyonu üyesi Ta- ran Işcan, Ironi Ajans'ın ortaklan Tad Erdemir, Abdullah Topel Coş- kun ve bu ajansın muhasebecisi Me- lin Şahin ile Lon- ca AŞ'nin Genel Müdürü Mehmet BahattinÖzeL Ge- nel Müdür Yar- dımcısı HuhısiCi- han Kökten. Eren Reklam ve Mat- mediğj" anımsatılarak, yasal de- ğişiklikten sonra suçun unsurlan- nın yeni bir değerlendirmeyi gerek- tirdiği ve eski kararda göz önüne alınmayan bir konunun sonraki hü- kümde bir kazanılmış hak olarak ele alınamayacağı ileri sürüldü. Adem Baştürk'ün ifadesini tekrar- layarak göreve başladıktan sonra Is- tanbul'un su, çevTe ve hava kirli- liğini ortadan kaldırdıklannı iddia etti. Şengül, suçlamalan reddetti. Diğer sanıklar da suçlamalan reddederek tahliyelerini istedi. baacılık Şirketi yetkilisi Mahmut Taşdemir, Mehmet Ünal Erdeve ile ViısufAydmoğlu'nun tahliyesi- ne karar verdi. Mahkeme, gıyabi tutuklu sanık- lann gıyabi tutukluluk hallerini de kaldırdı. . . IRMIKIAYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr Soru benim değil. On yıl önce Rıze'de yaptığı ko- nuşmanın bantları gün ışığına çı- kınca ve hemen ardından yüksek yargının Tayyip Erdoğan'ın AK Parti'ye genel başkan ve kurucu üye oiamayacağını behrleyen ka- rann gerekçesı de açıklanınca ye- niden alevlenen birtartışmada so- ruluyor. Okur e-mektuplarında da bu soru var, meslektaş çevrelerınde de. Soru şu: Tayyip Erdoğan'ayö- nelen yargı kararian, on yıllık bir aradan sonra ortaya çıkanlıveren kasetler demokrasinin ilkeleriyle uyumsuz birsiyasal manevra mı- dır? Tayyip Erdoğan -kimliğı, kim- liğinin özellikleri ne olursa olsun, yasal dûzlemde siyaset yapmak üzereyola çıkan Tayyip Erdoğan- savunulmalı mıdır? Bu, bir de- mokratlık ödevi mıdir? Soru bana da yöneltildi. Yanıt- sız bırakmaya, geçıştırmeye filan da niyetim yok. Sonunda söylenecek olanı baş- tan söyleyelim: Siyasal yarışta "parti kapatma, siyasetçi yasak- lama" gibi yöntemlere karşıyım ve böylesi ybntemlerin demokra- sinin ruhuyla bağdaşmadığına ina- Tayyip Erdoğan Savunulmalı mı? nanlardanım. Bu gazetenin okurlan 28 Şubat ruzgârının en hızlı estığı günlerde, Refah Partisi'nın kapatılması üs- tune art arda yazılan "Demokra- tım Refahı Savunuyorum" yazı- lannı. "aptaldemokrat" diyeanıl- ma pahasına bunda ayak dıren- dığını anımsarlar. (Anımsadıklan- nı bilıyorum. Çünkü hâlâ bana anımsatıyortar. Kımısı yermek, kı- mısı başka demokratik ödevler yüklemek ıçın. Hatta inatçı ve etekt- ronık ortamda çok aktıf bir okur. o gün bugündür, e-mektuplanna "Sayın aptal demokrat" diye baş- lıyor) Ayrıca ılkesel tutum bir ya- na bırakılırsa -kı bırakılmamalı- parti kapatmanın. siyasetçiyi ya- sak çemberleriyle kuşatmanın, so- nucu etkıleyen cıddi bir anlamı da yok. Refah kapatıldı Fazilet kurul- du; o da kapatıldı Saadef'te ka- rar kılındı. Oda kapatılsa, sözluk- lerde parti adı olmaya elvenşlı da- ha çooook sozcük var. Laıklığe ve demokrasiye yöne- len tehlıkeyle (siyasal Islam bu bağlamda bırtehlıkedır) cıddi mü- cadele etmenın yolu parti kapat- maktan, siyasetçi yasaklamaktan değil, dinsel inançlan ıktıdara ulaş- mak ıçın sıçrama tahtası yapan sefil düşunceyı besleyen kaynak- lan kurutmaktan geçiyor. Nitekım partıleri kapatılınca "01- suuuuun, yenisinı kuranz'' pışkin- lıği ile pek de gözyaşı dokmeyen- lerın, imam-hatıp lıselennın tasfi- yesine gıden bir süreç başlatıldı- ğında nasıl mılitanlaştıklannı, na- sıl yaygarayı bastıklannı unırtma- yın. ••• Parti kapatmaya, siyasetçi ya- saklamaya ilişkin bu kadar açık- lama yeter. NeAK Parti'nın kapatılmasından yanayımnedeTayyip Erdoğan'ın yasaklanmasından. Bunu demok- ratik açıdan yanlış, pratik açıdan ise yararsız buluyorum. Bu yontem, siyasal Islamla et- kili ve sonuç alıcı bir mücadeleyı göze alamayanlann ucuz ve üs- telik etkisız çabalan. Sonucu da o kadar olabilıyor. Oysa siyasal Islamın ıdeolojık çızgisiyle, polrtik hedefleriyle, ya- ratmaya yöneldığı yaşam biçımiy- le. felsefi dayanaklanyla hesap- laşmak hem demokrasinin ruhu- na uygun, hem de kalıcı sonuçlar venr. Ama zordur. ••• Ancak bu yazıda tartıştığımız soru. parti kapatma ya da siyaset- çi yasaklama değil. Soru Recep Tayyip Erdoğan'ın Rize'deki konuş- masının ıçeriğinden kaynaklanı- yor. Sahi, Rize'degörüşleri binlerce kişinin önünde, yani inkâr kabul et- mez bir açıklıkla "o görüşleri" dı- le getıren bir kişi savunulmalı mı- dır? Bu bir demokratlık ödevı mi- dir? Ya da demokratlann boyle bir odevi var mıdır? Benım yanrtım hıç duraksama- dan: Hayır! AK Parti liderliğıne soyunduğu sırada "çağdaş Islam" gibi bir imaj çızmeye çabalayan, demokrasi ile islamı bağdaştırma hedefinı benımsemişe benzeyen Tayyip Erdoğan, on yıl önce Rıze'de ken- dı iklıminde ıken, dinsel kımlık üs- tunden polıtika yapan bezırgânla- ra bağlanmış bir kitleye seslenır- ken (konuşma bandında işitilen alkışlan anımsayın) dili surçtüğü için değil. öyle düşünduğü ıçın art ar- da incilersıralamıştır Ustelık "Inek- lergitti Islam geldı" filan gıbı du- zeysiz benzetmeler, göndermeler yaparak Talıban duzenıne alkış tutmuştur; Cezayir"dekı körbıçak- la kelle koparan katil sürulerinin de aynı başarıya ulaşmasını "Allah- tan nıyazetmış"\\r. Özledıği dün- yayı, kaba ama belırgin fırça dar- beleriyle çızivermiştir. Eh, Cezayiıii kelle kopancılan- na. Taliban denen ilkellığe övgü dü- züp ardından demokrasiden soz edene "Bunlardan hangisiyalan" diye sorarlar.Hele, kendinin ya- saklanmasından, partısının kapa- tılma tehdidı altında olmasından yakınıp demokrasiye sığınan "Ka- sımpaşalı delıkanlı" lafı dolandır- madan. "On yıl önce - on yıl son- ra" türkusununardınagızlenme- den "bunlardan hangisi yalan" sorusunu bir yanıtlasın. YadaTaliban'a, Cezayirli katil- lere alkış tutmakla demokratlığın nasıl bağdaştığını bıze bir anlat- sın. Onu savunup savunmamayı o zaman düşünelim... POLİTİKA GUNLITGU HİKMET ÇETİNKAYA PüKîmür'denHarraıfa... Öyle haberler vardır ki insanı derinden etkiler, yüreğinde fırtınalar koparır... Yıllar önce Necla'nın öyküsünü dinlemiştim... Bir Diyarbakır akşamında karanlığın içine yığı- lıp kalan Necla'nın dramı beni başka evrene ta- şımıştı... 1999 yılının Nisan ayıydı... Diyarbakır ın Hançapek Mahallesi gecenin sessizliği içindeydi!.. Iki el silah sesi duyulmuştu!.. O anda tek katlı evlerın ışıkları söndü... Kimse dışarıya çıkmadı!.. On dört yaşındaki Necla yığılıp kaldı... Yarı gecede pul pul olan huzün katran rengi yalnızlığın içine gömülmüştü... Dün sabah Pülümür'de yaşananlan okuyunca Harran'dan Tunceli'ye, Diyarbakır'dan Hakkâ- ri'yi dek uzandım!.. Yaşamın içindeki o küçük öyküleri anımsadım... Tunceli'nin Pülümür ilçesindeydim gözlerimi yumduğumda... Dedekorkut llköğretmen Okulu Müdürü Nev- rin Güneş, kızlar tuvaletinde 'kanlı orkid' bulun- ca ortalığı ayağa kaldırmıştı... "Bu orkid kimin.. hemen söylesin!" Kız öğrenciler korkmuşlardı... Nevrin öğretmen, elini rnasaya koydu ve yeni- den kükredi: "Söylemezseniz kontrol edeceğim!" Hızını alamamıştı Nevrin Öğretmen: "O zaman kanlı orkidi sağlık ocağına gönde- rip tahlil yaptıracağım!" • • • Masanın üzerinde gazeteler ve iki kitap var... Kendi kendime soruyorum: "Nevrin öğretmen ne yapmak istedi?" Haberi bir kez daha okuyorum... Nevrin öğretmen şöyle diyor: "Kız öğrenciler âdet günlehnde orkidlerı sağa sola atıyoriar, bunu önlemek için bu yolu seçtim..." Belki kendınce haklı!.. Neden bu tür olaylar hep Güneydoğu'da olu- yor?.. Deniz Som'un 'Dere Tepe Anadolu' adlı yeni kitabını (Günizı Yayıncılık) okuyorum... Deniz, Tepe Tepe Istanbul'u yayımladı daha ön- ce... Anadolu'yu anlatıyor şimdi... Sümeladan Çukurova'ya, Harran'dan Per- ge'ye gidiyor, Hasankeyf te mola verip Nemrut eteklerinde dolaşıyor... Oralarda ınsan yaşamını, çocuklan anlatıyor... Ben Pülümür'deki öğretmen Nevrin Hanım'ın kız öğrencilere öfkeyle bağırışını duyar gibi olu- yorum: "Bu kanlı orkid kimin?" Sonra Necla geliyor aklıma!.. On dört yaşında amcasının oğlu tarafından öl- dürülen Necla!.. Neydi Necla'nın suçu? Dedesi yaşındaki adamın imam nikâhlı eşi ol- duğu halde yirmi yaşında bir genci sevmesi miy- di? Deniz'in kitabına bakıyorum nedense... Deniz anlatıyor: "Avluda bir dana, birkaç koyun ve iki keçi, bir de köpek. Evin, on kadarkubbeli odasını hayvanlaraayır- mışlar ve birkısmına da ot yığmışlar..." • • • Pülümür'ün çocuklan polisten korkuyor... O yüzden de, kanlı orkidleri okulda sağa sola atan kız öğrencilere, müdür Güneş gözdağı veri- yor: "Kan tahlili yaptırır, polisleri çağınrım!" Bir tuhaf benim yurdumun insanı!.. Öğretmeni, polisi, askeri, sivili.. birâlem!.. Mehmet Faraç, 'Töre Kıskacında Kadın'(Gü- nizi Yayıncılık) adlı kitabında Harran'da öldürülen genç kızların öyküsünü anlatırken, Deniz Som, Nemrut eteklerinden Harran'a uzanırken binler- ce yıllık kültürün nasıl yozlaştığını da gözler önü- ne seriyor... Sevecenliğin titrek kumaşını örtmüyoruz ço- cuklanmızın üzerine... Kimi zaman zindanlara atıyoruz çocuklarımı- zı. kimi zaman öldürüyoruz. kimi zaman da kor- kutuyoruz... Bizim çocuklarımız alıç çiçeklerinden ve ta- nelenmiş sürekli sevecenlikten yoksun!.. Onların dudakları gümüşe dönüşmüyor, onlar hiçgülümsemiyor!.. hikmet.cetinkaya " cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hikmet ÇETİNKAYA kadınlar yağmurvekuşlar € u n i z i V A Y ı n c ı Tel: 0 2 1 2 - 5 1 2 42 19 Faks: 512
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear