01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 NİSAh 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA |\ I J | A I LJİV kultur(§ cumhuriyet.com.tr 15 Ustı karikatiircü, Cemal Nadir'le Akşam Gazetesi'nin açtığı yanşma sayesinde tanışmıştı Zahir Güvemli'nin 90. yaş sergisiGÜNGCR KABAKÇIOGLÜ 2002, iarikatüriimüzün büyük us- talarındaı CemaJ Nadir'in 100. do- ğutn yılı.. Büyük şair N â z ı m Hik- met'in de öyle. Şair, "Nâznm Hikmet 100 Yaşııda"1 adlı etkinliklerle anılı- yor Karılarürcüler Derneği de Cemal Nadir'in /üzüncü yaşını sergi, söyle- şi, yayın .b. etkiniiklerie krutluyor. Geçenbrde, 6 Mart 2002 "de 90 ya- şına gireı, Işık Lısesi'ndeki edebiyat öğretmenim. karikarürcü, ressam Za- hir Güvanlfyi ziyarete gittim. 15 Mart'ta Saraçhane'deki Karikatür ve Mizah Mâzesi'nde açılan "ZahirGû- vemii 90 Yaşuıda" sergisinin hazırlık çalışmalannı gözden geçirdik birlik- te. Kendisınden. Cemal Nadir'le ilgili bir şeyler öğrenebılir mıydîk acaba? Sordum; a da hemen kâğıdı kalemi elime tutuşturdu. O söyledi, ben yaz- dım. Işte Zahir Güvemli'nin dilinden Ce- mal Nadir'le ilgılı bırkaç n o t : "Yıl 1927, ben henüz on d ö r t yaşın- dayım. İstanbul Erkek Lisesi'nin 9. SH nıfında okuyorum. Gazetelerden bir tek Akşam'a bakryorum; çiinkü ora- da Cemal Nadir imzalı resimJer, kari- katürler çıkıyor. Günün birinde Ak- şamgazetesigençlerarasında bir yanş- ma açü. Heves duyan herkes bu yanş- Şu kOsfsha Kartıtnı v«r d« klmin iarafından • Karikatürcü, ressam Zahir Güvemli'nin karikatürleri Saraçhane'deki Karikatür ve Mizah Müzesi'nde sergileniyor. Kendisiyle konuştuğumuz 90 yaşındaki Güvemli, bu yıl 100. doğum yılı etkinlikleri süren Cemal Nadir'le ilgili anılannı da aktardı. maya karıbvor. tabii ben de... Aradan bir aya yakın bir zaman geçtikten son- ra, postadan admıa yazılmış bir mek- tup çıktı. Ben yazışınayı filan unutmu- şum. Vlektuba çok şaşırdun. Hemen Akşam gazetesi anteth kâğıduı imzası- na baktım: CemaJ \adir! Karikatür- lerüıi göriip sanatma hayran olduğum Cemal Nadir bana mektup yazsın. ina- nıhr gibi değil. Mektupta şunlar yazı- b:"...Zahir Bey, gonderdığınız resrrun yalnız mandası ve mandacı'sı güzel. Sizde resme istidat var, bu yolda de- vam edin; yalnız kartpostallardan kop- ya edecek yerde, canlı modeli tercih ederseniz daha iyı oiur!..' Cemal Nadir'in bu tespit dolu sözle- ri bana öyle tesir etti id, beş sene son- ra portre ressamı olmaya karar ver- dinı. Tahsil hayatım Edebiyat Fakülte- si'nde devam etti, edebiyat öğretmeni oldum. Fakat resmi hiç bırakmadını. Aradan beş ara sene geçti. Cemal Na- dir Oe tanıştık. Bir gün Babıâli yoku- şunu nrmanırken Cemal Nadir'e rast- ladım. O harikulade yüzüne yaraşan tebessümle beni unurmadığını ima ederek "Nasıl. haklı değil mivmişim" dejişini, aradan geçen bunca seneye rağnıen hâlâ hatırianm. Yani, o mek- tubu yazdığı resim heveslisi genci unut- mamışü. Ben de o arada Yeni Adam'da, Haber gazetesinde, Akba- ba'da karikatür yapıyordum. Cemal Nadir'le taruşıklığımız dosduğa döniiş- tü. Ben tabiaten çekingen bir adam ol- duğum için, Cemal Nadir de esas iti- barıyla son derece mahcup tabiath ol- duğundan bu dosduk böylece devam etti gittt. Sonra Cemal Nadir işi ilerlet- d. Kendi yaratüğı tiplerden biri olan Amcabey'in adıyla bir mizah dergisi çıkardı. Ben ona eliınden geldiği kadar yardımcı oiuyordum. Karikatür aia- nında değil, yazılanmla." Zahir Güvemli'nin sergisi l Nisan'a kadar Karikatür ve Mizah Müzesi 'nde izlenebiliyor. Dönemi ıçinde modern kankatürler, çok başanlı çizgi-portre- ler üretmış olan Güvemli'nin karika- türlenni görmenizi öneririm. Asya ülkeleri ortak festivalde buluşacak ANKARA (AA) - Devlet Tlyatrolan Opera ve BaJesi Çahşanlan Yardımlaşma \akfi(TOBAV^,heryıl Ankara'da 8 sanat dalında Asya ülkelerini buluşturacak bir festival projesi hazırladı. 'Asiaopalia projesi' adlı bu proje, Mülkiyeliler Birliği Sosyal Tesislen'nde düzenlenen toplantıda, TOBAV ve çeşitli sivil toplum örgütlerinden yetkililerin katılımıyla ele alındı. Toplantıda konuşan TOBAV Başkanı Tamer Levent, projenın resim. müzık, edebiyat, şiir, mimari, dans, tiyatro, sinema ve fotoğraf dallannı kapsadığını söyledi. Projenin Asya ülkelerinden gelen öneri ve istekler doğrultusunda hazırlandığım anlatan Levent, her yıl seçılen bir ülkenin belirtilen alanlardaki ürünlerinin yol masraflan kendilerine aıt olmak üzere Türkiye'de konuk ülke olarak yıl boyunca sergilenmesinin planlandığını kaydetti. Ozgür Aydın Yunanistan'da Maria Callas Yanşması'nda ikincilik kazandı Müzilde dolu bir bahar F. Bakırköy Kültür ve Sanat Konağı açıldı Költür Servisi - Bakırköy- lü Sanatçılar Derneği'ne (BASAD) tahsis edilen Ba- kırköy Kültür ve Sanat Ko- nağı 29 Mart günü saat 14.00'te törenle açıldı.1908 yılında inşa edilen bina, 1936 yılma dek sırasıyla öğ- renci yurdu, Fransız Okulu, ilk ve ortaokul olarak hizmet verdi. 1936 yılında Bakırköy Halkevi olan bina, 1980'de Adalet Bakanhğı'na devre- dilene dek kültür ve sanat et- kinliklerine ev sahipliği yap- tı Bakırköy Belediye Başka- nı Ahmet Bahadıriı nın giri- şimiyle 2001 yılında Bakır- köy Belediyesi'ne devri ger- çekleşen ve restore edilen bi- na artık Bakırköy Kültür ve Sanat Konağı adıyla BA- SAD'a ev sahipliği yapacak. Berna Ydmaz, Ahmet Baha- dıriı. BASAD Yönetim Ku- rulu üyeleri ve sanatçılann katıldığı ve halkın yoğun il- gi gösterdiği açılış töreninde söz alanlar arasında Suna Pe- kuysal ve BASAD Başkanı Üstün Asutay da vardı. İstan- bul. kültür-sanat aduıa bir merkez daha kazanırken Necdet Mafhi Ayral, Mûnir Özkul, Gazanfer Özcan, Ke- nan Pars ve Tank Akan da tanıklık eden isimler arasın- daydı. Kuruluş çahşmalan- na 1993 yılında başlanan Ba- kırköylü Sanatçılar Derneği, ilk yasal toplantısını 11.11.1993 tarihinde gerçek- leştirdi. Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı'nın girişi- miyle 17.12.1998 tarihinde imzalanan protokolle 'Bele- diyeyle müştereken sanatsal ve kültürel faatiyeder yap- mak üzere* Bakırköy Beİedi- yesi Kültür Merkezi'nde ça- lışmalanna devam etti. 400'e yakın üyesi olan BASAD, 29 Mart 2002 tarihinden itiba- ren. rümüyle hizmetinde olan Bakırköy Kültür ve Sa- nat Konağı'nda sanatı, sanat- çıyı ve halkı buluşrurmaya devam edecek. azıl Say sonrası kuşağın Özgür Aydın, Toros Can ve Emre Elivar üçlüsünün kazandığı uluslararası yanşma ödüîü neredeyse yirmiye yaklaşıyor. ERHAN KARAESME1V Söze hemen Türk piyanosundaki canlı kaynaşma ve umut verici fokurdamadan gi- relim. O^gürAydın'ın geçen günlerde kom- şu Yunanistan'ın en önemli uluslararası mü- zik yanşması olarak bilinen Maria Callas Büyük Odülü yanşmasından çok aUaşlanan bir ikincilikle çıktığı haberi geldi. Bu, Öz- gür'ün kendisine uluslararası konsertist ka- nyeri yolunu açan 1997 ARD Uluslararası Münih Müzik Yanşması da dahil, ilk üçe gir- diği ya da birincilikle kazandığı onuncu ya- nşma oluyor. Faal Say sonrası kuşağın Oz- gür Aydın, Toros Can ve Emre Elivar üçlü- sünün kazandığı uluslararası yanşma ödül- leri nerdeyse yirmiye yaklaşıyor. (Fazıl, bu çok yeteneklı gençlerden sadece birkaç yaş daha büyük. Ancak uluslararası çok önemli bir yanşma kazanışının üzerinden epeyce yıl geçişiyle, arkasından konsertist kariyere par- lak ve erken bir giriş yapışıyla daha kıdem- li bir genç oluyor ve doiayısıyla Fazıl sonra- sı gençleri tanımlaması belli bir anlam taşı- yor.) Özgür'e ve 25-30 yaş arası genç yıldızla- nmıza kıvançla ızledigimiz kariyerlerinde başanlar dilerken. 20 yaş dolaylannda yete- nekli pek çok genç insanın daha arkadan hız- la geldiğıni mutlulukla izliyoruz. Leyla Gen- cer Uluslararası Şan Yanşması'run iptalinin ayıbını örtemeyecek de olsa, geçen günler- de Eskişehir'de alçakgönüllü biryanşmanın ufuklan pembeleştirişinden de şe\inç duy- mamak olanaksız. Anadolu Ünı\ersitesi Devlet Konservatuvan'nın 'İkinci Ulusal Genç Yeteoekler Piyano Yanşması'nın bü- yük ödülünün, biri Almanya'da, öbürü Mos- kova'da eğitimlerini sürdüren, iki yetenekli Füiz-Gökhan Ayduluş ve Kemal Cem Yü- maz arasında paylaşıldığı öğrenildi. Arala- nnda Idil Biret ve Ayşegül Sanca gibi saygın ve deneyimli isimlerin yer aldığı jürinin her iki birinci için de söylediği coşku dolu övgü sözleriyse müzik çevrelerinin mutluluğunu daha da arttınyor. Bir sempozyumun ardından Kültür sanat yaşamının çeşitli etkinlikle- rine anlamlı katİcısıyla Sevda ve Cenap AND Müzik Vakfi, ülkemizin saygın bir sivil top- lum kurumu olma özelliğine sahiptir. Bu vakfin geçen günlerde Ankara 'da düzenledi- ği, iki gün süren bir ulusal sempozyumdan yazılı ve görsel medyada yeterince söz edil- meyişi bir talihsizlik oldu. Oysa bu sempoz- yumda klasik batı müziği paralelindeki mü- zik türlerinin ülkemizdeki gelişme çizgisi ve geleceğe dönük perspektifleri yetkin kişiler- ce tarnşıldı. Aynca müzik eğitimi sorunlan, geleneksel Türk müzik köklerinin çağdaş olanakiarla gelişririlmesi ve müzikte eğiti- min yeniden yapılandınlması gereği gibi alanlarda iki gün boyunca iki ayn salonda çok sayıda paralel sunuş yapıldı. Türk yazı- lı ve görsel medyasının vakit geçirme müzi- ği ve en zevksizinden eğlence müziği türle- rinin ötesinde hiçbir müziksel etkinliğe ve gelişmeye açık olmayışı, çeşitli bakış açıla- OdüL Aydın'a uluslararası konsertist kariyeri yolunu açan onuncu yanşma ödülii. nndan kapsamlı biçimde eleştirildı. Alatur- ka-alafranga ya da tek seslilik-çok seslilik karşıthklannı içeren ka^•ramsal tartışmala- nn ülkemızde gereğinden fazla onemsenıp çağdaş gelişmeleri izlemede gende kalışın nedenleri arasına olduğu da tartışıldı. Dört Şarkı-Bir Soprano Bu sempoz>oımda, çeşitli konservatuvar ve benzeri \iiksek eğitım kurumlannın genç öğrerim üyelerinin çoğunlukta olduğu dik- katli bir izleyici kitlesinin varlığı kıvançla izienirken, sorulann ve tarrışmalann kalite- si de müzik dünyasının geleceği adına olum- lu düşüncelere yol açmış bulunuyor. Benze- n toplanrılann uluslararası boyut da kazan- dınlarak sürdürülmesıni dileyelim. Richard Strauss'un Dört Son Şarkı (Vier Letze Lieder) adıyla anılan şarkılar grubu. bilindiği gibi, ınsan sesiyle orkestranın bu- luşma macerasındakı en yüksek doruk nok- talanndan birini oluştunır. Mozart- VVagner büyük Alman operası geleneğının geçen yüzyıl ulaştığı son büyük adresler bilindiği gibi Alban Berg ve Richard Sfrauss olmuş- tu. Strauss'un operalardakı olağanüsrü yara- tıcılığının yanı sıra 150'yı aşkın şarkı melo- dısi bestelediği ve bunlann bir bölümünü sa- dece piyano eşliği için bırakmayıp orkestral düzenlemeye götürdüğü bilinmektedir. Ölü- münden önceki. besteleri büyük ölçüde ta- mamlanmış bıle olsa yıne de "posthum ya- pıtiar" grubuna sokulan bu son şarkılara bü- yük bestecinin soprano sesine çok denn ve anlamlı bir armağanı gözüyle bakılır. Şarkı melodilerinde tekil insan sesinın kullanılışın- da Strauss'un kendi çağdaşı olup erken öl- müş bir Gusta> Mahler'inki kadar derin bir anlatım yakalayamadığı kabul edilegelmiş- tır. Bu yüzden Mahier'ın az sayıdaki orkest- ral şarkısı konser ve disk repertuvarının baş köşesinde otururken, Strauss'un epeyce sa- yıdaki şarkısından ancak on küsur kadan ha- tırlanmakta ve yorumlanmaktadır. Ancak Dört Son Şarkı'run konumu fark- lıdır. Burada, sadece Mahlerdeki üstün in- san sesi kullanımıyla değil, müzık tarihinde- ki tüm başanlı insan sesı anlatımcılığının Rus ve ftalyan operalanndakiler dahil hep- siyle karşılaştınldığında, çok yüce bir anla- tım yakalanmış bulunduğu tartışmasızdır. Büv'ük bestecinin soprano sesine, özellikle "özü oigulaşnuş genç ses" ya da dramatiko-li- rik' olarak betımlenebilecek türden kalın se- sine hayranlığı bilinegelmiştir. Büyük ope- ralanru bestelediği dönemde kendisine yaİan gelen Lotta Lehmann, Maria Jeritza ve EB- sabeth Schumann gibi döneminin efsanevi kadın şarkıcılannın hepsinin sesi bu tanım- lara uyuyordu. Yaşamının son döneminde çeiTesinde dolaşmaya başlayan ve ölümün- den sonra operalanna ve bu ünlü Dört Son Şarkı 'nın yorumuna katkıda bulunan büyük isimler de yıne bu tanımlar çerçe^'esinde de- ğerlendirilebilir. Yüzyılın üçüncü çeyreği boyunca, Dört Son Şarkı'nın o dönemlerde- kı en başanlı yorumunun olgun kristal sesiy- le Lisa Del Casa'ya mı gergin lirik tonalıte- siyle Elizabeth Schwarzkopf a mı, yoksa do- lup taşan güçlü ve dolgun dramatik gergin- liğıyle Inge Borkh'e mi ait olduğu çok tartı- şılmıştır. Çevdet Kudret Edebiyat Ödülü • Kültür Servisi - Beş ayn dalda dönüşümlü olarak verilmekte olan 'Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü' başvıırulan başladı. Bu yılki konusu 'Tiyatro' olan ödüle, son beş yıl içinde yazılmış, henüz sahnelenmemiş tiyatro oyunu metinleri aday olabilecek. Füsun Akatlı, Güngör Dilmen, Seçkin Selvi, Dikmen Gürün Uçarer ve Engin Lludağ'ın yer aldığı kurul, karannı Ocak 2003 ıçinde açıklayacak, kazanana ödülü, Ce\det Kudret'ın doğum günü olan 7 Şubat'ta verilecek. Başvuruluacak oyun metinlerinin 6 nüsha olarak, yazann yaşamöyküsü ile bırlikte 1 Aralık 2002 tarihıne kadar 'Cevdet Kudret Edebiyat Ödülleri, Amiral Fahre Engin Sok. Vaizoğlu Apt. No: 85, Rumelihisan, istanbul' adresine gönderilmesi gerekiyor. Veezıtcom'dan 'Kültür SanatGünleri' • Kültür Servisi - Veezy.com tarafindan gerçekleştirilecek 'Veezy.com Kültür Sanat Günleri' Dulcinea - Oda'da okurla yazarlan bir araya getiriyor. Ç .Begüm Soydemır tarafindan hazırlanan sitenin Dulcinea Oda'da düzenlenecek sohbetlerinin ilk konuğu şair - yazar Cem Mumcu olacak. 6 Nısan Cumartesi günü saat 16.00- 18.00 arasında yapılacak söyleşide. Mumcu okurlanyla son kitaplan hakkında sohbet edecek. (0 212 245 10 71) Işık ünivepsitesi'nde Işil Bengi pesitali • Kültür Servisi-Işık Ünıversitesi Geleneksel Bahar Konserleri kapsamında piyanist Işıl Bengi, 4 Nisan'da saat 20.30'da Işık Üniversitesi'nde resital verecek. Resıtalde, J. S. Bach. WA. Mozart, F.Chopin, C. Debussy, S. Prokofief, F. Lizst'in eserlerinı sunacak Cahşmalanna Muhiddın D. Demiröz, Claudine Orloff ve Jean Claude Vanden Eynden ıle devam eden Bengi, eğitimini Brüksel Kraliyet Konservaruvan superieur ikinci sınıfta sürdürüyor. (021228629 60) TVtavide Düef • Kültür Servisi - Yönetmenliğini, yapımcıhğını ve senaristliğini Ahmet Küçükkayalf nın üstlendıği 'Mavide Düef adlı filmin tanıtun kokteyli, dün Antik Otel'de yapıldı. Tüm oyuncu kadrosu ve filrn ekibinın katıldığı kokteylde, 'Mavide Düet' fiiminde kullanılan resim, heykel ve plastik efektler sergilendi. Psikolojik-gerilim türündeki filmde modern dünyanrn etkilerine karşı yalıtılmış olan bir bölgeye bir yabancının gelmesıyle yenılenen hayatlar ve esrarengiz olaylar anlatılıyor. DÜZRTME Yazanmız Murat Beşer'in 30 Mart Cumartesi günü yayımlanan yazısının son bölümü teknik nedenlerden dola- yı yayınlanamamıştır. Yazının devamı aşağıdakı gibidir. DüzeJtir, özür dileriz. Rockit olarak techno denemeleri yaptı. old \e neu-school electro-funk'a ve house etkileşimli technoya, komik melodıler. sol eğilımli sample'lar ve vokal parçacıklar ile fingirdek beat- ler'eyöneldi. Radiobm olarak bol kat- manlı ".\round the House" ile üslupla- rarası sırurı ortadan kaldırdı; house ka\Tamına yeni bir anlam kazandınü. Şimdi de etki gücü yüksek "Bodih Functions" albümünde sevgi, insanlık ilışkıler ve bozulmuş toplum üzerine şarkılar söyleyen Amerikalı kız arka- daşı DaniSiciliano ya geniş yer veriyor. Bu etkileyıci proje ıle kolay olmayan deneysel housa parçalan sunuyor biz- lere. Onun kendine has ınce beğeni işi sanatsal tarzı, yılışık post-rave ho- use'un yıpranmış yüzüne yumruk gibi inıyor ve gerçek müzikseverin >-üreği- nin yağını eritiyor. Her ne kadar buradaki çoğu sample anatomiden (insan \iicudundan) alın- mış olsa da Apheı Twin'ın son çalış- masından dumura uğrayanlar bu çalış- madan memnun kalacaklar. Çünkü Herbert modern teknolojinin getirdiğı olanaklardan yararlanma konusunu abartmıyor. Parçalannda kahplaşmış samlerlara, önceden hazırlanmış synthesizerefekt- lerine yer yok; geleneksel enstrüman- lann agırhğı hissedilıyor. îçerdiği on- ca bilime ve kuru teori \-ürütmelerine karşın "Bodih Functions" arka planda- ki prodüksiyon ışlerinin kendisine ayak bağı olmasına ızin vermeksizin yapıl- mış sıcak bir albüm. Esasında, varaca- ğı yenn bilincınde olarak pazar yürü- y^işüne çıkmış Herbert'in yanındaki postmodern lounge şemsiyesi de dene- bilir. Elektrik yanlan bulunsa da "Bo- dilj- Functions" son derece bütünlüklü bir albüm; akıl ve sanat arasında man- tık evlilıği...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear