23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8ŞUBAT2002CUMA DEPREM Komisyon Brovvn Beech'in projelerinin kabul edilemeyecek nitelikte olduğıınu söylüyor Çanakkale Köprüsü'nde deprem hesabı yok E4TMA KOŞAR GÜLŞAH KARADAĞ Marmaracla deprem tartışmalan dıkkatleri köprüler ve viyadüklere yöneltirken "maü sıkmö" nedeniy- le ihalesi yapılamayan Çanakkale Boğazı Köprüsü'nün uygulama pro- jesinde u deprem riskmin hesapİan- ma<bğın ortaya çıktı. tstanbul Boğaziçi Köprüsü ile Fa- tih Sultan Mehmet Köprüsû'nûn de Karayollan adına proje kontrolûnü yapan ünlü îngiliz "Dr. Brownw ın firması Brovvn Beech ile Botek Or- tak Girişimi'nin yaptığı fizibilite etüdünün; "deprem hesabı ve rûz- gârtünelitestiw yapılmaması nede- niyle ciddi tartışma yarattığı, köp- rûlerde deneyimli mühendislerden oluşan komisyondan bu nedenle "oMy* alamadığı öğrenildi. Yatınmlara kaynak yaratılama- ması nedeniyle şu anda bekletilen Çanakkale Boğazı Köprüsü'yle il- gili yazışmalarda çarpıcı iddialara ulaşıldı. Ortalama 3 yıl önce hazır- latılan Çanakkale Boğazı Köprüsü ile Yaklaşım Viyadüğü'ne ait uygu- lama projelerinin kabul edilemeye- cek kusur ve eksiklerle dolu oldu- ğu öne sürüldü. Karayollan 17. Bölge Müdüriü- ğü, yapımı planlanan. ancak para sıkıntısı nedeniyle şu anda bekle- yen Çanakkale Boğazı Köprü- sü'nün uygulama proje- sini "kabul etmek" için köprülerde de- neyimli mühen- dislerden oluşan bir komis- yon kurdurdu. 1998 yılında yapılan projelerde onay mü- hendislik hizmetleri ile rüzgâr rü- neli testi yaptınlamadığından asma köprü projelerinı onaylamadığını bildiren 17. Bölge Müdürlüğü, bir yazı yazarak projelerin "gözden geçirilmesini" istedi. Incelemesini tamamladıktan sonra sonuçlan ra- porlaştıran komisyon projelerin "kabul edilemeyecek" nitelikte ol- duğunu belırtti. "Deprem riskryle flgiKbirçalışrtıanıntespitedilmedi- ğmi" belüten komisyon üyeleri, 11 Kasım 1998 tarihli tutanakta da uygulama projeleriyle ilgili şu de- ğerlendirmeyi yaptı: "Çanakkale Boğazı Köprüsü ile yaklaşım viyadüğüne ait haznia- nan ayrmn projekri esas itibariyle sözkşmeekiTekıukŞartnamernad- de 3.10 (Aerodinamik Stabilite), maûYte3.11(Dq>remyükü),Mad- de 5.1 (Tiygulama projelerinin içeriği), Madde 52 (Proje hesap- iarmm kontrotfi) gereğince yeter- sizgörübnüş olupverilen proje çi- zimlerinin uygulama projeteri ob- rak nitelendirilmeleri mümkün gorühnemektedir.'' Komisyon üyelerinin raporlann- da projenin tetİdki ve onayının pro- jeyi yapan firma ile idare arasında- ki sözleşme ve sözleşmenin eki olan teknik şartnameyle yakından ilgili olduğu belirtildi. YAPTIGIİŞLER DOKULUYOR Boğaziçi Köprüsü'nün de "kontrolmühendisliğiııi" yapan Ingiliz W. C. Brown, Türkiye'de "parlakgünkryaşarken" fngil- tere'de Kraliyet Ailesi ve kamu kuruluşu niteliğindeki mühen- dis, mimar odalannca soruşturu- luyordu. Brown'un 1970'li yıllarda or- tağı ve aynı zamanda çahşanı olduğu Freeman Fox and Part- ners (FF&P) adlı şirketin mü- hendislik ve müşavirliğini yap- hğı köprüler çöküyor, yıkılıyor- du. Ingıltere'de Wales nehri üze- rinde kurulan Milford Haven Köprüsü'nün yıkılması, ardın- dan Avustralya'da Melbourne kentinde West Gate Köprüsü'nün yapım sırasuıda çökmesi FF&P üe Brown'un işiyle ilgili ciddi kuşkulara yol açtı. Bunun üzerine köprülerde in- celeme yapmak üzere komisyon oluşturuldu. Soruşturmaya daya- nak oluşturan komisyon rapo- rundaki saptamalarda, FF&P ve Brovvn'un hatalı olduğu vurgu- landı. FF & P'nin West Gate köprüsünün yapımında "orga- nize olmadığmm, sistematik ça- hşamadığmm" belirrildiği Vic- toria Eyaleti Hükümetinin 1971 tarihli raporunda W. C. Brown'a iş verilirken şirketin "doğnı ve yerinde" bir değerlendirme yap- madığı ifade edıldi. Raporda şu saptamalar yer al- dı: "Hesaplamalar aritmeük ha- talarve mühendtsik kuraOarnını hatalanyla dohıdor." Yıküması nedeniyle FF&P'nin ve Brown'un soruşrurma geçir- diği West Gate Köprüsü, Istan- bul Boğaziçi Köprüsü'nün karek- terinde olan bir çelik köprüydü. Yurttaşlar, deprem bölgesine giden Cumhurbaşkanı'na ilgisizlikten yakındı ezer'e sitem varAFYON (Cumhuri- yet) - Deprem bölge- sinde incelemelerde bu- lunan Cumhur- başkanı Abmet Necdet Sezer, yurttaşlann tep- kisiyle karşılaş- n.Devletinü- gisizliğinden yakınan depremzedeler, yolu trafiğe kapatarak kendilerini Cumhurbaşkanrnın aracının önüne attılar. Sezer, "Devtetimiz ve uhısurouz, çareter buiacak güçtedir" dedi. Sezer ilk olarak, Sultandağı Kriz Merkezi'ni ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Sezer'e, burada Afyon Valisi Ahmet Özyurt tarafindan brifing verildi. Özyurt, ilk 24 saatte, çadır ve bannma konusunda bazı olumsuzluklar yaşandığını ve halkın ilk geceyi zor şartlarda geçirdiğini an- latrı. Özyurt, özellikle Eberbeldesi başta olmak üzere bolgedeki yapılann çoğunun kerpiçten yapılması nedeniyle hasannın fazla oldugunu anlattı. Vali Özyurt, gıda yardımının sürdürülmesi- ni, bölgenin afet bölgesi ilan edilmesini. kalıcı konutlaryapılana kadarprefabrike konutlar ku- rulmasını, çiftçilerin borçlannın silinmesi ya da ertelenmesini istedi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ise "Deprenufezarar görenlerinçektiğiacılan,uhıs- ça payiaşarak azaltaeağımızı umuyonım" dedi. Depremdekı sıkıntı ve maddi zararlann da dev- let tarafindan en kısa sürede karşılanacağını ve giderilecegini dilediğini ve beklediğini söyle- yen Sezer, "Devletimizin, vatandaşlanmızın, hemşerilerimin yaşadığı sdanolara en kısa sû- rede rümüyle çare bulacağma inanıyorunT dedi. Cumhurbaşkanı Sezer, Genelkurmay Başka- nı Orgeneral Hüseyin Krvnkoğhı ve Bayındır- lık ve Iskân Bakanı Abdülkadir Akcan ile bir- likte, Eber'e hareket etti. Sezer ve beraberinde- kilerin bulunduğu araç konvoyunun önü, Dere- senek beldesinde vatandaşlar tarafindan kesil- di. Yolu trafiğe kapatan vatandaşlar ilgisizlik- ten şikâyet etti. Sezer, makam arabasından ine- rek vatandaşlarla görüştü. Vatandaşlar, deprem sonrasında beldelerinin adının geçmediğini, hasar tespit için çalışma yapılmadığını ve yardunlar konusunda iîgi gös- terilmediğini bildirdi. Sezer ise hasar tespiti- nin yapılacağını, vatandaşlaruı endişe etmeme- sini istedi. Sezer tekrar aracına binerek hareket etmek istedi, ancak Deresenekliler, konvoyda bu- lunan araçlann önlerine yafh. Vatandaşlar, po- lisin müdahalesine rağmen dağılmadı ve Se- zer'in beldelerine geknesini istedi. Bunun üzerine Sezer beldeye gitti. Vatandaş- lar, burada da ilgisizlikten yakındılar, hasar tes- piti ve yardun konusundaİci isteklerini yinele- diler. Cumhurbaşkanı Sezer de Afyon Valisi Ahmet Ozyurt'a talimat verdiğini, yann (bugün) hasar tespiti için beldeye teknik elemanJann gelece- ğini söyledi. Sezer, "Herkes evinin başında ol- sun" dedi. Cumhurbaşkanı Sezer, yeterli teknik eleman bulunmadığı için her yerde aynı anda hasar tespiti yapılamadığını belirtti. /lÜKÜMETE SESLENDt Gürtuna: Gözüme rahat uyku girmiyor tstanbul Haber Servisi - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı AÜ Müfit Gürtuna. deprem açısından gözüne rahat uyku girmediğini behrterek "Buradan hükümetimize sesleniyorum. biz bu tehHkeleri sizkre haber veriyonız. Bundan sonra olumsuz geüşmelerin vebaunden asla sorumhı değfltz'' dedi. Gürtuna, yapunı devam eden Sütlüce Külfür Merkezi 'nde düzenlenen toplantıda, Istanbul'un vergi gelirlerinin azaltıhııasmdan yakınarak "Bu ne demek. Bize 'Depreme hazırlanmak sizin neyinize. Kesrim gitti' denilhor. Bu iş o kadar ucuz olmamah" dedi. 14 yıl tespiti yanhş Bu arada Küçükçekmece Belediyesi'nce düzenlenen "Deprem" konulu panelde konuşan Jeofızik Mühendisleri Odası (JFMO) istanbul Şubesi Başkanı Oğuz Gündoğdu, "Marmara depreminin 14 yıl sonra olacağı tespitine kaoJmıyorum. Biz, depremi 30 yıl sonra diye tahmin ediyoruz ama yann olmayacağuıa da kirose garanti veremez'' dedi. tnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Cemal Gökçe de "Herkes üzerine düşen sorumluluğu wrine getirirse bfitün sorunlar çözülmüş ohır. Depremde yaşanan kayiplarda, inşaat mühendiskrinin de payı yok değfl. Biz oda olarak, mesfektaşlannuzı bir disiplin altmda toplamaya taÛbiz ama bu yetknûn bize veribnesi laznn" dedi. Kmlay sejyar römorklarla bekkİere ve köylere de merkezde pişüilen sıcak yemekleri ulaşünvor. BöJgeye 14 bhı 535 çadır gönderen Kızüay dün de2bm500çadır,5 bin kataJitik sobanm yam sn-a çok sayıda yardun malzemesi ulaşördL (REUTERS) OÇ. DR. OZTURK: Afyon'u yoksulluk da vurdu ÖZLEMGÜVEMLİ Afyon'daki Sultandağı Fayı'nın yüzeydeki lanklannı ve yıkılan binalan incelemek üzere bolgeye giden İstanbul Üniversitesi (1Ü) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Öztürk, 15 Aralık 2000 Akşehir depremi ve 3 Şubat 2002 tarihli Çay-Eber depreminin birbiriyle etkileşen bir sistem içinde geliştiğini anımsatarak son depremle ortaya çıkan enerjinin bolgedeki diğer faylan ne şekilde etkileyeceğinin araştınlıp önlem alınmasuıı istedi. ÎÜ Jeoloji, Jeofızik ve tnşaat Mühenisliği bölümlerinden 15 uzmandan oluşan bir ekip, 6 büyüklüğündeki depremle sarsılan Afyon'da inceleme yaptı. 5 Şubat'ta bölgeye giden 15 ldşilik araştırma ekıbi adına Afyon'daki izlenimlerini anlatan Doç. Dr. Hüseyin Öztürk, depremin özellikle mühendislik ve yapım hatası bulunan Çay'daki sanayi bölgesinde hasar yaphğını belirtti. Sanayi bölgesindeki binalann tek katü obnasına karşın tamamının yıkıldığma dikkat çeken Öztürk, "Bu yapılara çeldçle vurduğunuzda bile yapı çöküyor. Binalann inşaat kaütesi çok düşük. Ashnda binalann yıkutnaması mucize ohırdu" dedi. Öztürk, Afyon'da yıkılan evlerin genellikle kerpiç evler oldugunu vurgulayarak betonarme ve bağdadi yapılarda kayda değer bir hasar oluşmadığını söyledi. fTürkiye'yi rant hırsı yıkıyorOKTAYEKİNCt Deprem bölgesinde artık bir "Türldye Idasi- ği* yaşanıyor... Yerle bir olmuş binalann en- kazlannda "teknik hatalar" saptanıyor... Devlet bu kez yardıma koşmakta geç kalmış olmasa bile, yardımlann dağıtılmasında alışıla- gelmiş kargaşa yine eksik değil... ...Ve devletin tüm büyükleri "yaralarmnemen sanlacağı" sözünü verirken Bayındırlık ve Is- kân Bakanı Abdülkadir Akcan da felaketın ne- denini şöyle özetledi: "Veli Göçer'ler her yer- de var-." Çevre Bakanı Fevzi Aytekin ise göz- lemlerini ünar bilgisiyle donatarak şunlan söy- ledi: *4)üvywız£nıindebinayapıbrsabugibidu- nınuarbaşımızageBr_'" (Cumhuriyet, 4.2.2002.) Veli Göçerler'in her yerde olmasına yıllardır müteahhiuiğe ve yap-satçıhğa denetim kurah ge- tirtneyen Baymdırtak Bakanbğı'nın siyasal yö- neticüeri neden olmadı mı?.. AJüvyon zeminlerdeki yapılaşmaya yasal ön- lem için bir tasan bile önermeyen ÇevreBakan- hğı'nın siyasi yöneticileri göz yummadılar mı?.. Üstelik, özellikle bu iki bakanlığı yönetenler, imara ve yapılaşmaya planlama ve denetim di- siplinini getirmek için "işbiriıği" yapmak yeri- ne, 1999 depremlerinden bu yana adeta "kav- ga" halindeler... Nedeni ise 1/25 bin ölçekli "arazi payiaşım planlannın" sadece kendi yet- kilerinde oldugunu ileri sürmeleri... Hafta bu- na ait ayn ayn çıkardıklan genelgelerini ve yö- netmeliklerini geçersiz kılmak için birbirlerini "mahkemeye'' bile vermiş durumdalar... Işte bu tutumlaryüzünden bu kez de Afyon'da felakete dönüşen depremin ardından "afet böl- gesini" ziyaret eden bakanlara ve yetkililere hiç kimse "Binalan veûısanlan kurtaracakyeni ya- salan neden unutıryorsunuzJ" diye sormuyor... Hemen herkesin acılannı umutla dindirdiği 1999'dan bu yana olana bitene bir bakalım... O yıl Türkiye'nin en "gefişmiş" bölgesinde depremi felakete dönüştüren ne kadar siyasal ve ekonomik neden varsa, bunlann azaltılması bir yana, şimdi daha da "etkm" kılınmış durumda- lar... Örneğin daha önce Hazine arazılerindeki işgal hiç değilse yasadışıydı ve kimi belediye- ler aruk buna izin vermeyerek kaçak ve dene- timsiz yapılaşmaya kararh bir tavır içine de girmişti. Büyük depremin daha ikinci yılında ise işte bu tavn güçlendirecek ve yaygınlaştıracak yeni yasalar yerine, neredeyse tümüyle ortadan kaldumaya aday "Hazine arazflerinin işgalcile- re sabşı'' yasası yürürlüğe sokuluverdı... Ben- zer şekilde yine kaçak ve denetimsiz yapılaşma- yı önlemede önemli bir dayanak olarak kulla- ndması gereken "altyapıjasağı'' bile geçen haf- talardaki IMF yasasının maddelerine eklenen "ruhsatsız binalara ekktrik bağlanması" hük- müyle devreden çıkartıldı... Hatta "kaçak bina- ya önceden götûrüimüş diğer altyapı nizmede- rinin de yasanaştinlması" sağlandı... "Plansız yaünm alanlan" konusunda da yi- ne 1999'dan daha geriye gidilmiş durumda... Doğa, Afyon depreminin hazırlıklannı yaptığı günlerde TBMM'den geçen "Endüstri Bölgele- ri Yasası" ile artık sanayi yatırımlarının yer se- çüninde planlamayı yoİc saymak "hükümetgü- vencesiııe'' bağlanıyor... Şimdi son olarak Afyon ve çevresinde yaşanan, yann ise kim bilir daha nerelerde yinelenecek olan "deprem dramınu- zm" temelinde de işte bu "klasikyağmaa niyet- fcr" yatmıyor mu?.. BÎRBAKIMA SERVER TANİLLİ Dış Politikayı Düşünmek... Sabahlan gazeteleri, derin kaygılara düşmeden, dahası geleceğe olan umutlartmızı tazeleyerek oku- duğumuz vakitleri hatırlanz. Dünyanın da Türkiye'nin de -gorece- yolunda gittıği yıllardı. Uluslararası po- litikada uyuşrnazlıklar, savaşlar ve darbeler yine olur- du; ama onların da üstünde bir denge, "ikikutuplu" olmaktan ileri gelen bir Amerikan - Sovyet dengesi, yannlan tehlikeye atmadan çözümler sağlardı. Türkiye'nin ise, bugünkü kadar namerde muhtaç olmadığı yıllardı. Şimdi uzağındayız o dönemin. "Tek kutuplu" bir dünyada yaşıyoruz bir süredir. Avrupa'sı, Rusya'sı, Japonya'sı, ağırlıklanyla birşey- lere yön vermeye çalışıyorlar; ama dümen, Birieşik Devletler'in elinde. O yönlendiriyor, onun fermanı okunuyor. Kapitalizmin asıl karar merkezi o olduğu- na göre, suların hangi değirmene doğru çevrildiğini fark etmek de o kadar güç değil. 11 Eylül, terörü, dünya çapında bir tehlike olarak insanlığın karşısına getirip dikmiştir. O, şimdilik Ame- rika'yı gidip vurmuş da olsa, dehşet, bütün dünya- yı titretiyor. önlemler de dünya çapında olmak ge- rekiyor. Bir ara öyle olur gibi de oldu. Ne var ki, Birleşik Devletler'in bugünkü yönetimi, işi saptırmış halde. Afganistan'la sınırlı olması gere- ken birgirişim, şimdi, Irak'ın, Iran'ın, Kuzey Kore'nin tepesinde Damokles'in kılıcı gıbi sallanıyor. Hele Irak, namlunun ucunda! Onlara karşı gerekçe de, kitle imha silahlan üret- meleri veya başkalarına geçirmeleri, ya da terörist- lere destek vermeleri. Adlan da "şer üçgeni"\ Terorizme karşı yeni "Bush doktrini "nin baş mad- desio! Elde inandıncı kanıtlar var mı? Yok! Peki o halde, bu kabadayılığın aJtında yatan ne? Türkiye'yi de işin ıçine getirip sokma yolunda senar- yolar üretiliyor. Ne adına? Bir laubalilik, hayır bir hi- noğluhinliktir, gidiyor. Dünya için de ülkemiz için de zor günler... Hemen eklemiş olalım: Ne Iran, ne de Irak için, hiç- bir sempatimiz yok. Biri yüz kızartıcı bir molla reji- miyle yönetiliyor, öteki düpedüz bir diktatörlük! Ama ikisi de komşumuz! Oradaki halklar da kardeşlerimiz! Rejimlerine karşıyız o ülkelerin, ancak söz konu- su halkların tepesinde Amerikan bombalannın pat- lamasına gönlümüz razı olabilir mi? Körfez Savaşı sıralannda, Incirfik'ten kalkan uçaklar Irak'ı cehen- neme çevirirken, Türkıye'de biri, Bush'latelefon ba- şında, bir koyup yirmı almak hesabıyla ona hizmet arz ediyordu. Ne insanlıktan haberi vardı, ne de kom- şuluk hukukundan! Komşulanmızla banş içinde olmalıyız. Kaldı ki, gerçek çıkarianmız da bunu gerektiriyor. Yeni yeni bunalımdan çıkma belirtileri gösteren ekonomimizi, Bush efendinin bir Irak seferinin nasıl çarpacağını fark etmek için kâhin olmaya gerek var mı? Böylece, Türkiye'de dış politikayı yönlendirenleri büyük sorumluluklar bekliyor. Dış polrtika tarihimız ise derslerie dolu... • Prof. Baskın Oran'ın, çoğu genç uzmanlann eş- liğinde yazdığı Türk Dış Politikası adlı -iki ciltlik- dev eseri, oturup iyiden iyiye okumak, şu günlerde da- ha da elzem. lletişim Yayınlan'nda çıkan eserin ilk cil- di "Kurtuluş Savaşı'ndan 1980'e kadar olan döne- mi" anlatıyor; ikinci cilt ise, daha da güncel bir dö- nemi, "1980-2001 yıllan"n\ konu edinmiş. özellikle, o hep sözü edilen "kûreselleşme"nin, dün- yanın, giderek Türkiye'nin karşısına çıkardığı sorun- lan, bu kitabı okumadan öğrenmek pek kolay olma- sa gerek. Kitabın erdemleri arasında şunlar da var: Hiç de sadece uzmanlara hitap etmiyor; genel okur için de yazılmış. Sadece dış politika da değil, ekonomiden hukuka, sosyolojiden coğrafyaya, iç politikadan si- yasaJ tarihe ve dinler tarihine kadar çok boyutlu bir bakış egemen esere. Kolay ve açık bir dil ve biçem, okurları daha da çekiyor. Çağdaş tarihimiz için bir anıt eseri Baskın Oran'ı ve arkadaşlarını gönülden kutluyo- ruz. Ufkumuzu genişletmişlerdir... Sultandağı, Çobanlar, Çay ve Bolvadin Bağkur prim borçlan ertelendi Yiut Haberleri Servisi - Afyon "un Sultanda- ğı, Çobanlar, Çay ve Bolvadin ilçelerinde depremden zarar gö- ren Bağ-Kur'lulann prim borçlan 1 yıl er- telendi. Bolvadin'de 70 yaşındaki bir dep- remzede kadın bann- dığı çadırda katalitik sobadan sızan gazdan zehirlenerek öldü. Bağ-Kur Genel Mü- dürlüğü'nden borçla- nn ertelenmesiyle il- gili yapılan açıİdama- da, uygulamadan ya- rarlanmak isteyen Bağ-Kur sigortalılan- nın, Afyon II Müdür- lüğu'ne müracaat et- meleri istendi. Sanayi ve Ticaret Ba- kanlığı da, depremde zarar gören sanayi te- sislerinde hasar tespi- ti için çalışmalara başladı. Bakanlıktan yapılan yazılı açıkla- mada, Çay'daki Kü- çük Sanayi Sitesi'nde ağır hasar meydana gehnesinin nedenleri- ni tüm yönleriyle araştırmak üzere Tef- tiş Kurulu'nun görev- lendirildiği belirtildi. Depremzedelere yar- dırnlar ise devam edi- yor. Kızılay'm, Sul- tandağı'ndaki seyyar kliniği çocuk ve yaş- lılann akıruna uğîru- yor. 3 doktor ve 8 hemşirenin görev yaptığı kliniğe daha çok üşüöneye bağlı olarak solunum ve id- rar yolu enfeksiyonu şikâyeti bulunanlar başvuruyor. Doktorlar, ortak tuva- let kullanımi başta ol- mak üzere bazı olum- suzluklann dikkate alınarak depremzede- lerin hijyene çok dik- kat etmeleri gerekti- ğini söyledi. Kliniğe başvuran hastalann maddi ve manevi travmalanrun ağır oldugunu göz- lemlediklerini anlatan doktorlar, "Depremden etküen- me özellikle, çocuk- laıia kadınlarda çok fazla" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear