Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
^ 2 5 ŞUBAT 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Itkinci kez imzaya açılan Vakıflar Yasa Tasansı'nı MHP lideri Bahçeli imzalamıyor
Teni anlasmazlık: VakıflarS E K H Ç E Ş
ANKARA - Vakıflar Genel
^düdürlüğü'nün kuruluş yasa-
s u ı ı yeniden düzenleyen tasa-
n , hükümet ortaklan arasuıda
uzlaşmazhk konusu olmayı
sürdürüyor. AKAP'lı Devlet
I3akanı Nejat Arseven tarafın-
d a n hazırlanan ve ikincı kez
imzaya açılan tasanya MHP
Genel Başkanı ve Başbakan
"Vardımcısı Devlet Bahçeünin
imza atmadığı öğrenıldi. Da-
h a önce tasanda değişiklik öne-
r e n Ermenı Cemaati'nın istem-
lerinin de kabul edilmedıği bil-
dınldı. Hükümetin sorunlu or-
taklan MHP ile ANAP arasın-
d a Vakıflar Yasa Tasansı nede-
niyle de uzlaşmazlık yaşanı-
Kuzey irak
• Bahçeli yasaya. yabancı vakıflann Türkiye'de şube açmasını öngören ve Lozan
Antlaşması'nda olmamasına karşm Süryanileri azınlık kapsamına alan
düzenlemeler nedeniyle imza atmıyor.
yor. Vakıflar Genel Müdürlü-
ğü'nün kuruluş yasasında ya-
pılması düşûnülen değişiklik
için hazırlanan tasan MHP li-
deri, Başbakan Yardımcısı Bah-
çeli'nin imzalamaması nede-
niyle Meclis'e gönderilemi-
yor. Daha önce Başbakanhk'a
sunulan ve Bakanlar Kuru-
lu'nun imzasına açılan tasan
yeniden düzenlenmek için ge-
nel müdürlüğe geri çekılmiş-
ti. Bahçeli'nin, tasanda. ya-
bancı vakıflara Türkiye'de şu-
be açma iznı veren düzenleme
ile Lozan Antlaşması'nda ol-
mamasına karşın Sûryanilere
azınlık statüsü veren düzenle-
meye karşı çıktığı öğrenildi.
Tasannm genel gerekçesinde,
cemaat tanımı yapıldıktan son-
ra, -ülkemizde bu tanıma uyan
dört grup gayrimüslim vardır
ki bunlar: Rum, Ermeni, Mu-
sevi ve Süryani topluluğudur"
ifadesi yer aldı.
Tasan ile Vakıflar Genel Mü-
dürlüğü Teftiş Kurulu feshe-
dilirken, yerine "vakıfdenetçi-
liği" getiriliyor. Teftiş Kuru-
lu'ndaki müfettışlenn özlük
haklannın korunmaması ne-
deniyle düzenleme tepki çeki-
yor. İasan ile getirilen diğer dü-
zenlemede ise Istanbul'da işgal
altındaki vakıf arazilerinin iş-
galcilere satışı öngörülüyor.
Buna göre Fatih Sultan Meh-
met Vakfı'naait Beyoğlu, Şiş-
li ve Okmeydanf ndaki işgal
altındaki taşınmazlar, belli bir
bedel karşılığı işgalcilere satı-
labilecek.
Ermenikrin istemleri
kabul görmedi
Tasannın ilk gündeme gel-
diği dönemde Ankara'da lider-
leri zıyaret ederek kulis yapan
Ermenı Cemaati'nin dini lide-
ri Mesrop Mutafyan'ın sundu-
ğu önerilerin kabul görmedi-
ği öğrenildi. Mutafyan, lider-
lere sunduğu önerisinde, azın-
lık vakıflannın yeni mal edin-
melerine getirilen "mütekabi-
Kyet" koşulunun kaldınlması-
nı istemişti. Yeni taşınmaz edi-
nilmesinin Dışişleri, Içişleri
bakanlıklan ile Vakıflar Genel
Müdürlüğü'nün iznine bırakıl-
masına da "keyfi uygulamala-
ra" neden olduğu gerekçesiy-
le karşı çıkmıştı. Mutafyan 3 'lü
denetimin kaldınlmasını ister-
ken. daha önce "hatalı yargı
kararianile kamuya geçen" ta-
şınmazlann da belli ölçüde taz-
min edılmesı gerektiğini sa-
vunmuştu. Mutafyan'ın bu
yöndeki isteklerine tasanda yer
verilmediği bildirildi.
P K K dağda
radyo kurdu
TUNCELJ (Cumhuriyet) -PKK,
Kuzey Irak'ta 4 dilde yayın yapan
radyo istasyonu kurdu. "Gerifla-
nın Sesi" adh radyo, 24 saat ha-
ber ve müzik yayuıı yapıyor.
Kuzey Irak'ta bır köyde kuru-
lan PKK'nin radyosu Kürtçe,
Türkçe, Soranice (Kuzey Irak
Kiirtçesi) ve Kurmancı dillerinde
haber, müzik ve özel programlar
yayımlıyor. Radyonun bir başka
amacı ise örgütün dağ kadrosu
arasmda ıletişimi daha hızh ve ra-
hat sağlayabilmek. Radyo aracı-
lıgıyla herhangi bır bölgede ope-
rasyon ve çatışma olduğu anda
bütün militanlar haberdar oluyor.
ÖTgüt bu nedenle dağdaki bütün
sılahlı gruplara radyo bulundur-
mayı zorunlu hale getirdı. Militan-
lar PKK radyosu dışında başka
programlar dınleyemiyor.
Kuzey Irak'ta yayın yapan rad-
yo, Kuzey Irak bölgesinde, Tür-
kiye'nın Kuzey Irak ile sının olan
illerde ve Iran'ın Kuzey Irak sı-
nın ile Suriye'ninbazıbolgelerin-
de "6205" frekansından dinlene-
biliyor.
katlanSPMalatyaMffletvekfli
AsiMrkgazetecüerletartıştı
Oğuzhan Asiltürk, Genel Başkan Kutan sakma gelmeden önce kürsüden konuşma yapüğı
sırada. basm mensuplan kayrtiçin haartık yapmaya başladı. Çıkan güriiltüye tepki gösteren
Asiltürk ile gazeteciîer arasuıda sert tarbşmalar yaşandı. (Fotoğraf: AA)
Son 4 yıl içinde 109 bin kişi kaçak geçiş yaparken yakalandı
Sınır güvenlîği delik deşîkİZMİR (CumhuriyetEgeBü-
rosu) - Coğrafı konumu nede-
niyle Batılı ülkelere geçiş köp-
rüsü olarak kullanılan ülkemiz-
den son 4 yılda 109 bin 420 ki-
şi yasadışı geçiş yaparken ya-
kalandı. Yasadışı giriş olaylan
en çok Van, Ağn, Edirne ve Şır-
nak illerinde görülüyor. Türki-
ye'den kaçak olarak çıkmak is-
teyenler ise başta Izmir. Muğ-
la ve Çanakkale olmak üzere
Ege bölgesini kullanıyor. Dün
de Edirne'nin Meriç ilçesinde,
kaçak olarak Yunanistan'a git-
mek isteyen yabancı uyruklu
44 kışi yakalandı.
Birleşmiş Milletler Mülteciler
Yüksek Komiserliği (BMMYK)
Türkiye Temsilcisi Mirza Hus-
sain Khan. ellerindeki bilgiye
göre 2001 yılında Türkiye'den 80
bin kişinin yasadışı yollardan
başka ülkelere geçiş yaptığıru
söyledi. Geçişlerdeki yoğunluk,
sınırlarda güvenliğin sağlanma-
sında güçlükler yaşanmasına ne-
den oluyor. Türkıye'nin kara sı-
nınnın tamamının elektronik sis-
tem ile kontrol altına alınması
için 7 milyar dolar harcanması
gerekiyor. Bugüne kadartermal
kamera, radar ve gece görûş ci-
hazı, toprak altı sensörü, tel en-
gel, aydınlarma sistemi, kafes
şininjandarma tarafindan yaka-
landığını söyledi. Konya, bu ki-
şilerden 49 bin 684 kişinin gi-
riş, 59 bin 736 kişinin de çıkış
yaparken yakalandığını kaydet-
tı. Yarbay Konya'nın verdıği bıl-
gilere göre son dört yıllık veri-
ler incelendiğinde, Türkiye'ye
yasadışı ginş olaylan en fazla
• Yasadışı giriş olaylan en çok Van, Ağn, Edirne ve
Şırnak illerinde görülüyor. Türkiye"den kaçak olarak
çıkmak isteyenler ise en çok îzmir, Muğla ve
Çanakkale'yi kullanıyor.
tel, iz tarlası, devriye yolu ve bu
düzeneğin gözetlendiği elektro-
nik izleme donanımıyla kapla-
nan 17 km'lik sınır hattı için top-
lam 39 milyon dolar harcandığı
bildirildi.
Jandarma Genel Komutanlığı
Sınır Şube Müdürü Yarbay Fer-
hat Konya, son dört yılda bu
köprüyü kullanan 109 bin 420 ki-
Van ilinde gerçekleştı. Van'da
yakalananlann sayısı 15 bin 869
olurken Edirne'den çıkış yap-
mak isteyenlerin sayısı da 42 bin
699 olarak kayıtlara geçtı.
Türkiye, en fazla Yunanistan.
tran ve Irak sınınnda sıkıntı ya-
şıyor. Yasadışı giriş-çıkışlarda
Türkiye'yi köprü olarak kulla-
nanlar listesinde 39 bin kişiyle
Iraklılar ilk sırada yer ahyor.
Irakhlan 14 bin kişiyle Afgan-
lar, 13 bin kişiyle İranhlar, 11 ki-
şiyle Pakistanhlar izliyor. Bu-
nun yanı sıra 6 bin 562 Türk va-
tandaşı sınırda yakalandı.
Kaçak geçiş yapmak isteyen-
ler önce Istanbul gibi Batı böl-
gelerindeki illerde toplanıp, ka-
çak geçişlerine aracıhk edecek
kişilere verecekleri parayı ka-
zanmanın yollannı anyor. Yar-
bay Konya, söz konusu kişilerin
başta eğlence, fuhuş ve turizm
sektörleri olmak üzere dericilik,
finncılık ve kuyumculuk alan-
lannda çalıştığvnı \*urguladı.
Yarbay Konya. bu kişilerin çe-
şitli suçlan işlediklerini de kay-
dederek son beş yıllık dönemde
fuhuş. kaçakçılık, sahtecilik. pa-
saport kanununa muhalefet, ka-
çak çalışma gibi nedenlerle hak-
lannda yasal işlem yapılan ya- '
bancı uyruklu kişi sayısının 177
bin 783 olduğunu bildirdi.
HADEP
Kapanma
davasmda
sonagelindi
ANKARA(AA)-Ana-
yasa Mahkemesi'ni bay-
ramdan sonra da yoğun
bir gündem bekliyor.
Emekliye aynlan Vural
Savaş'ın, Yargıtay Cum-
huriyet Başsavcısı oldu-
ğu dönemde "terör ör-
gütü PKK ik arasmda
organik bağ buhınduğu"
gerekçesıyle Halkın De-
mokrasi Partisi'nin (HA-
DEP) kapatılması iste-
miyle açtığı davada sona
yaklaşıldı. Davada, Ge-
nel Başkan Murat Boz-
lak. 1 Mart Cuma günü
iddialara karşı sözlü sa-
vunmasını yapacak. Bu
sürecin ardından dosya
incelemeye alınacak ve
belirlenecek bır günde
kapatma davası göriişü-
lecek.
Vural Savaş, HA-
DEP' in kapatılması iste-
mıyle 29 Ocak 1999'da
açtığı davada. HA-
DEPin. *20.\üzyıhnen
kanh terör örgütü olan
ve gelirlerinin çoğunu
uyuşturucu ticarttinden
sağlayan PKK örgütüyle
arasmda organik bağ bu-
lunduğunu" ve HA-
DEP'in, daha önce ka-
patılan HEP ve DEP gi-
bi. tamamen PKK'nin
denetimınde olduğunu
savunmuştu.
Anayasa Mahkemesi.
anayasanın 38. madde-
sıne eklenen "hiç kimse
yalnızca sözleşmeden do-
ğan bir yükürnlülüğü ye-
rine getirememesinden
dolayıözgürlüğünden ab-
konulamaz" hükmü doğ-
rultusunda bazı kanun-
lann bu tür suçlara ha-
pıs cezası öngören hü-
kümlerinin iptal istemi-
ni de esastan inceleye-
cek. Bu doğrulruda, Çek
Kanunu'nda "karşıhksE
çekverme" suçuna ve lc-
ra Iflas Kanunu'nunu
ta-
ahhfidü UıIaT fiılıne ha-
pis cezası öngören dü-
zenlemelerin iptal iste-
mi karara bağlanacak.
IRMIKI AYDIN ENGİN aenginta doruk.net.tr
Birkaç günlüğüne de olsa bir
"ada"nın yürek ısıtan yalıtılmış-
lığında yaşıyorsanız ve yine de
gazete yazısının hakkından gel-
mek zorundaysanız, akşam
TV'lerin anahaber bültenlerini
ızlemeniz, yalıtılmışlığınızı bir
mola ile kesmeniz gerekir.
Molayı verdim ve kan gölle-
rinın içine düştüm.
Bütün haber kanalları "ibret
olsun" diye mi, "haber olsun"
diye mi, bilemiyorum ama kur-
ban görüntülerini art arda ya-
yımlıyorlar.
Kurban bayramı klasiklen ısı-
tılıp ısıtılıp önümüze sürülüyor.
Kınalı kuzusuna sanlmış mah-
zun yüzlü çocuk. O kınalı kuzu
biraz sonra boğazlanacak.
Koçlan art arda sıralayıp kam-
yonet kasasına ite kaka doldu-
rup varsıllığını ele güne dan et-
me şışinmesınde lüpür lüpür
gcbekli bir herif. O koçlar biraz-
dan kıtır kıtır kesilecek...
Elden kaçırdığı danasını ille de
yaKalayıp boğazını kesmek için
kan ter içinde koşuşturan, ko-
şarken hayvancağıza taş, so-
pa, odunla saldıran ilkeller sü-
rüsü. Yaralı layvan bırazdan
"tann"ya kurban edilecek.
Kentlerin, kasabalann sokak-
larında, alanlarında bağırsak,
yüzülmüş deri yığınlarının ara-
smda öbek cbek kan gölleri...
Her yıl yinelenen, 21. yüzyı-
lınbaşındadayınelenen, üste-
lik -gazete haberlerinin yalan-
cısıyım- koyun yerine büyük-
baş hayvan boğazlayarak "da-
ha çok sevap" oeşinde koşan
bir azgınlıkla yinelenen bu kan
akıtma ayini nedır?
Birtapınma mı?
Dinsel bir gereğır yerine ge-
tirilmesi mi?
Yoksulların karnına bir lokma
et girsin diye yaşat Iması des-
teklenen bir "merhamet ritü-
eli" mi?
• • •
Tamam, bıliyoruz.
Doğa karşısında güçsüz ka-
Kan Kültürü
lan korku ve urkü ıçindekı il-
kel'in "fann" bellediği yıldıza,
aya. guneşe, ağaca, kayaya.
ırmağa hoş görünmek, gazabın-
dan korunmak, merhametine
sığınmak için ürettıği bir ilkel
tapınç.
Tamam, biliyoruz.
Tann yıldız, ay, güneş, ağaç,
kaya, ırmak gibi somut varo-
luşlardan kurtulup "Gök tann,
Yer tann, Zeus, Kıbele, Ra, Izis"
gibi daha soyut bir güce dönüş-
tuğünde de sürüp giden bir ta-
pınç.
Tamam, biliyoruz.
insanlık tektanrılı dinlereev-
rildığindede kurban etmetaptn-
cı değışerek dönüşerek surüp
gıttı. Insan yerine hayvan kesi-
lıroldu. Fallus'u dıbınden kes-
mek yerine ucundan sünnet et-
mek yeterli görüldü.
Bütün bu "sosyolojik" açık-
lamalar 2002 kışında sokakla-
rın, alanlann kan göllerine çev-
rilmesini akla uygun bulmaya
yeter mı; bu "kan kültürü"nü
masum bir dinsel gelenek diye
anlamlandımnak ve bununlaye-
tinmek mumkün mü?
Yoksa bu ürkütücü kan kül-
türünü, salt dinsel kökenlerıne
inerek değıl, aynı zamanda "şid-
dete tapan" siyasal yapılarla,
Doğu'nun bir türlu yıkılmayan
despotik devlet geleneğinin gü-
nümüzdekı yansımalanyla bir-
likte mi ele almak gerek?
Bir kız kaçırma, hatta sıra-
dan birtrafik davasından mah-
kemelik olup da mahkeme ko-
rıdorlarında, adliye binalarının
önünde taşlarla, sopalarla, bı-
çaklarla bırbirienne girip adale-
tı kendi zorba güçlerinde ara-
yanlar ile kurban bayramların-
daortalığı kan gollenneçeviren-
ler birbirine çok mu yabancı?
Susurluktetikçisi Ayhan Çar-
kın, kendisiyle röportaj yapan
genç meslektaşımız Ayşe Ar-
man a "Çok adam öldürdüm.
Yetmiş, seksen..." dediğinde
bunu röportajiardan bir röpor-
taj gibi sakince okuyan ve tep-
kisiz kalanların ulkesinde her
yıl kurban bayramı geldığinde
ülke çapında bir "hayvan kes-
me orji"s\ yaşanmasında bır
çelişki filan mı var?
Kan kültürü salt koyunlann,
kuzuların, danalann. koçların,
boğalann kanını dökmüyor; de-
mokrasiyi de, yurttaşlık bihncı-
ni de, hukuk devtetıni de, uygar-
lık yolunu da boğazlıyor.
• • •
Konuyla yakın ilgilı bir not:
Istanbul Valisi, ekranlardan
akan, gazete sayfalannı doldu-
ran hayvan boğazlama ayinle-
ri için "Ben kaçak kesim gör-
medim. Insanlarkendilehne ay-
nlan yerlere gidip kurbanlarını
kestiler" buyurmuş.
Haklıdır. Görmemiştir. O Se-
ma Pişkinsüt'un bulup çıkar-
dığı "Filistin asktsı"n\ da gör-
memişti; "Eline birsopa geçir-
miş dolanıp duruyor" demişti.
'Pülümür'de Aşk' ve
Ulusal Onur...
DSP Genel Başkan Yardımcısı
Rahşan Ecevit'in "Pülümür'de
Aşk" adlı oyunu mayıs ayında
Pülümür'de amatör oyuncular
tarafindan sahnelenecek. Rahşan
Ecevıt, 1960'larTürkiye'sınden
kesitler sunduğu bu oyunda,
politikadan ekonomiye, insan
ilişkilerınden aydınlara yaklaşımına
dek çeşitlı konularda eteştırel bir
yaklaşım sergıliyor. Bu görüşler,
"IMF'ye tam teslımiyet" politikalan
altında bunalan okuru
gülümsetiyor. Bir anlamda; "yazar"
Rahşan Ecevit, "politıkacı" eşını
eleştıriyor. Kitaptan seçtığimiz bazı
tümceler şöyle: "(--•) Yabancı
devletlerin bize diplomatlıkla
uzaktan yakından ilişkisi olmayan,
değil yalnızca gençlerin,
yetişkinlerin dahi milli hislerini
rencide eden büyükelçıler
göndermelerı şart mı?
Hükümetlenmizin yabancı
devletterfe ekonomik ilişkilehmizde
onurumuzu incitmeyecek bir
vakara sahip olmaları gerekmez
mi? Evet, bugün başımızda bir
Atatürk yok. Ama memleket gene
o memleket, insanlar gene aynı
insanlar. Zamanında Atatürk'ün
gösterdiği cesaret ve vakan bugün
hükümetlenmizin göstermemeleh
için bir sebep göremiyoruz.
Bunların önlenmesini istemek bu
çocuklann hakkıdır."
"(...) Ufak bırazınlığın keselehni
doldurmak için bütün bir millete
tahakkümü! Yani anayasamızın
şiddetle men ettiği bır durum."
"Atatürk, Anadolu halkıyla birlikte
memleketimızın topraklarını
kurtardı. Ama savaş orada
bitmedi. Insanlanmızı da
kurtarmak gerekiyordu. Aydınlar
Atatürk'ün başlattığı savaşı o
ölünce yanda bıraktılar. Bugünkü
yaşantılannı, kültüherini borçlu
olduklan Anadolu halkını ortada
bırakıverdiler. Sonra onlann
kurtardığı topraklar üzerinde
keyıflenne baktılar."
"(...) Şiddet hareketlerine karşı
çıkıyorsunuz, ama sömürü
düzeninin de devam etmesine göz
yumuyorsunuz. Yanı ınsanlann
tabancayla tüfekle değil de yavaş
yavaş, gürültü edilmeden, ilikleh
emilerek öldürülmesine razı
oluyorsunuz. Işte gençler de bunu
istemiyorlar. Yani yaşlıların bu
düzenine hayır diyoriar."
Çiller'in fantezisiL
DYP'nin internet sitesinde yer
alan "hayali" bir diyalog, Genel
Başkan Tansu Çiller'in
"hayalini" de ortaya koyuyor.
Hayal bu ya! Tansu Çiller
başbakan, Kemal Derviş yine
ekonomiden sorumiu devlet
bakanı... Diyalog, "Sayın Çiller
ile Sayın Derviş ne konuştular"
başlığını taşıyor. Hayali
konuşmada Çiller, "Saym
Derviş, ikimizin de vaktinin az
olduğuna eminim. Bana hemen
ocak ayı verilerini açıklar
mısınız", "Bilmiyorsanız neye
göre bu yıl ocak ayı
rakamlannın iyi olduğunu iddia
ediyorsunuz" benzeri sorularta
Derviş'i bir güzel fırçalıyor.
Konuşmanın sonunda da "Ama
sayın başbakanım dış ticaret
fazlamız var" diyen Derviş'i
şöyle istifaya çağınyor.
"Kardeşim tabii fazlamız olacak.
Ithalat durunca dış açık verecek
değilizya... Ithalatın dumnası ne
demek?.. Hammadde
gelmeyişinden dolayı üretimin
düşmesi demek... Uretim
o/mayınca neyi ihraç
edeceksiniz? Siz kalkmışsınız,
dış ticaret fazlasının ithalat
azlığından dolayı oluşuna
seviniyorsunuz. Üzülün
kardeşim, üzülün... Siz bu işi
bilmiyorsunuz Sayın Derviş,
lütfen istifa edin..."
Bu hayali diyalogda
"başöğretmen" edasıyla
Derviş fırcalatılarak yüceltilen
Çiller için aynı sitede bir başka
başlık daha kullanılmış:
"Apo'yu asalım, diyen şehit
ailelerinden Çiller'e tam
destek: Erkekten daha
erkekçıktı!"
Karen Fogg, Cem'den
'hızlı' davrandı
MHP Aksaray Milletvekili Sadi
Somuncuoğlu, Dışişleri Bakanı
Ismail Cem'in yanıtlaması
ıstemiyle bir soru önergesi verdı.
Somuncuoğlu, "AB'nin 13 Kasım
2001 'de yayımlanan 113 sayfalık
Türkiye llerleme Raporu'nun
aradan geçen 2 aydan fazla
zaman zarfında neden tercüme
edilmediğini" sordu. Bu sorusu
bazı gazetelerde de yer alınca,
yanıt Avrupa Komisyonu Türkiye
Temsilcisi Karen Fogg'dan geldi:
"Pek yakında matbu olarak da
yayımlayarak zatıâlinize
sunacağımız bu raporun
Türkçesine halihazırda
temsilciliğimizin intemet
adresinden ulaşabileceğinizi
bilgilerinize arz ederim."
Bu yanrta şaşıran Somuncuoğlu
da Fogg'a cevaben bir mektup
yazdı:
"Ülkemiz gündemini izlemede
gösterdiğiniz dikkat ve titizlik
takdire şayandır. Soru önergemin
basınımıza tam yansımamasından
dolayı temsilciliğinız cevap verme
gereğini duymuş olmalı. Soru
önergemin amacı 113 sayfalık
raporun tam tercümesinin Dışişleh
Bakanlığımızca ne zaman
hazırlanacağının öğrenilmek
istenmesidir."
Siyasilerin 'kardeşliği'...
Yüce Divan'da yargılanmaktan
kurtulan MHP'li Koray Aydın'ı
en çok zoriayanlann başında
Saadet Partisi geliyor. SP Genel
Başkan Yardımcısı Nezir
Aydın'ın Koray Aydın'la
akrabalıklan ise kaderin bir
cilvesi olarak yorumlanabilir.
Koray Aydın'la ilgili soruşturma
raporu oylanmadan önce kuliste
"nasıl bir psikoloji içinde
olduğu" sorulunca, Nezir Aydın
bır anıyla yanrt verdi:
"1993 yılında hacca gitmiştim.
Türkiye'ye dönmeden önce son
cuma günü, Arafat'ı gören
güzel biryerde namaz kılmak
için erkenden camiye gittim.
Ama benden saatler önce
gelenleryer tutmuştu.
Bakınırken, ay-yıldızlı ehramlı
Türk hacılan gördüm. Yanlanna
yanaştım, bağdaş kurmuş,
rahat rahat oturvyorlardı.
'Kardeşler, biraz sıkışır mısınız?'
dedim. 'Sıkışınca teriiyoruz'
diye terslediler beni. Etrafa
bakınırken yan taraftan Afrikalı
hacılar bana 'Buraya gel' işareti
yaptılar. Oldukça sıkışık
oturuyorlardı, biraz daha
sıkıştılar, yer buldum. Başım
önde otururken bir kendi elime,
bir yanımdakinin eline baktım.
Ben de esmer sayılınm, ama
derim onlarınkinin yanında
bembeyaz duruyordu. Sonra
kendi kendine dedim ki
Türkiye 'de belki yine
karşılaşacağım insanlar bana
yer vermedi, tek kelime
konuşamadığım, belki hayatta
hiç karşılaşmayacağım bu
insanlar bana kardeşlik yaptı.
Yani diyeceğim o ki herkesin
hesabı kendi defterine..."
Türey Köse, Emine Kaplan. Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş
tbmmcuni@ttnetnet.tr