22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT 2002 CUMA HABERLER DUNYADA BUGÜN ALt SİRMEN Memleket Sizin Neyiniz?.. Gazeteciler takmışlar, milletvekillerinin ctokunulmazlıkzırhı arkasına saklanmalanna; ülkedeki dokunulmazların ne kadar çok olduğunu göremiyorlar. Milletvekillerine, liderlerinden başkasının dokunamadığı, dokunulmalan, yargı önüne çıkmalan gerektiğinde, politik kararlarta aklanıp paklandıklan bir gerçek. Ama yalnız onlardeğil, aşağıyadoğru indikçe, devletlu ve şevketlulann kendileri, refikalan, kerimeleri ve mahdumlan da dokunulmazlıktan yararianıyortar. Devletlu ve şevketluluk basamağının ne kadar yükseğindeyse hazret, yakınlan da o kadar dokunulmaz oluyorlar. Hatta, devletin asla dokunamadığı bu kişilere, sade vatandaşlar da gaflete düşüp dokunmasınlar diye, devletin maaşlı korumaları görev yapıyorlar. Birzamanlar birMertÇBIervardı, anımsayın, devletin korumalanyla olay çıkanrdı diskolarda miskolarda. Birzamanlar, Mert Bey'in validesinin yanında görev yapan bir "Tak Şak Paşa" vardı, yaramaz mahdumuna kimse dokunamaz, çıkardığı olaylara boyun eğerierdi. Her haltı yeme hakkını kendinde gören ve müdahale etmeye kalkana kakavan hemen cevap verir: "Ben kimim biliyormusun?" ya da "Ben kimin oğluyum biliyor musun?" ••• Türkiye'de "Ben kimim, kimin oğluyum biliyor musun?" kakavanlarmı saymaya kalksanız keçileri kaçınrsınız. Tabii unutmamak gerekir ki "Ben kimim biliyor musun"cu kakavanlar, kendisinden daha büyük basamaktaki "Ben kimim biliyor musun"\ar\n karşısında el pençe divan olup "Böbreğiniyiyeyim abicim "ci kesilirler. Sonra da o zelilliklerinin acısını, altındakilere daha da böbürlenerek çıkanrlar. Bütün bu çağrışımların nedeni, dünkü gazetelere manşet olan bir haber. Içel Valisi Akif Tığ ile Emniyet Müdürü Turgay Pamuk'un mahdumlan, Mersin'in göbeğinde tek yönlü bir caddeye tersten girdikleri için polisler tarafından çevrilirler. Mahdumlardan Çağlar Pamuk, - Ben Emniyet Müdürü'nün oğluyum, der. Polisleraldırmazlar, kimlik isterier. ÇÜŞ (Çok Ünlü Şahıs) mahdumlar Çağlar Pamuk ile Atilla Tığ, kimlik de gösteremezler ve alınıp karakola götürülürler. Olayı haber alan pederlerden Emniyet Müdürü olan Turgay Pamuk, hemen telsizine sanlarak, şerefli mahdum beyleri durduran polisleri kastederek, - Bekletin o şerefsizleri, ben geliyorum, der. Ne şerefli bir davranış... Vali Bey de mahdumunun ters yönden gitmesine karşı çıkan Çarşı Karakolu polislerini devletin kendisine tahsis ettiği Vali Konağı'na çağırarak onlara gece yansı bir fırça çeker. Devletin otorrtesini göstermek diye buna derler. ••• Emniyet Müdürü Beyefendi, doğru sözlüdür. Olayı doğrular. Ama "şerefsizler" sözünü kastederek, gazetecilere şunu söylemeyi de ihmal etmez: - O lafta ne var? Bunun haber yapılacak nesi var? Vali Bey ile beni karşınıza almayın! Bu arada, "Ben Emniyet Müdürü'nün oğluyum"lafına aldırmayan polislerin başındaki Çarşı Karakolu Amiri Başkomiser Mehmet Ozgür de Emniyet Müdürlüğü Kapı Koruma Karakolu görevine atanır. Olay budur sevgili okurlar. Şimdi Içişleri Bakanı, Başbakan veTBMM'nin tavnnı beklemek gerek. Bakalım ne yapacaklar? Bakalım kimse peder beylere şu soruyu soracak mı? - Bu memleket sizin babanızın çiftliği mi? Ben fazla umutlu olmadığımı söyleyeyim. 78'lüer, UEylüVün aldığı haklanm istiyor İstanbul Haber Servi- si-78'lilerVakfıGiri- şimi Sözcüsü Celalet- tin Can, 78 kuşağının 12 Eylül rejimi tarafin- dan elinden alınan hak- lanyla ilgili tekbiradım bile atılmadığını belir- terek "78'Hler haklan- nıistiyor" sloganıyla 12 Eylül'ün 22. yıldönü- müne dek sürecek bir kampanya başlattıkla- nnı söyledi. Celalettin Can, anaya- sada ve bazı yasalarda değişiklikler yapıhna- sına karşın 12 EyKil son- rasında hüküm giymiş on binlerce 78 'linin he- men hemen bütün yurt- taşlık haklarından yok- sun olduğunu ifade et- ti. Çağdaşlıktan, özgür- lükten, liberalleşmek- ten, AB üyeliğinden söz edilen Türkiye'de bir kuşağın neredeyse si- lindiğini anlatan Can şöyle devam etti: "Çag- daşjaşünkhğı söylenen Türk Medeni Yasası ûe yurttaşlara tanmnuşbir dizihak, hüküm giymiş on binkrce 78Tinin efin- den alınmıştır. Mülk edinme, müîklerini ta- samıfetme hakianyak' tur. Hatta onJarm eOe- rinden babahk haklan ve kocahk srfatlan ahn- nuşür. Hüküm giymiş on binlerce 78'ti fnfaz Yasas gereği en küçük bir mahkûmiyet duru- munda yıllarca hatta ömür boyu hapistehdi- di alöna ahnnuşör." Can, bu haksızlıkla- nn ortadan kaldınlma- sı için "78'hlerhaklan- nıisuyor'' sloganıyla şu- bat sonundan 12 Ey- lül'ün 22. yıldönümüne kadar sürecek olan kam- panyaya 12 Eylül dö- neminin güç koşullan- nı yaşamış herkesi des- tek vermeye çağırdı. Bakan Yücelen, Vali ve Emniyet Müdürü'nün kanştığı olay için Mersin'e müfettiş gönderdi 'Şerefsizler' sözüne soruşturma• îçel Emniyet Müdürü Turgay Pamuk, valinin oğluyla birlikte ters yöne giren oğlunu durduran polislere telsizde "şerefsizler" diye hakaret etmiş, Vali Akif Tığ da polis ekibini evine çağınp hesap sormuştu. MERStN(Cumhuriyet)-Içiş- len Bakanı Rüştü Kâzım Vüce- len, polis memurlanna telsiz- lerden,"Şerefsiz"diye bağıran Içel Emniyet Müdürü Turgay Pamuk ile olayda ihmalı sapta- nan Vali AJdfTığ hakkında so- ruşturma başlath. Bakanlık mü- fettişi, telsiz kayıtlanru ıncele- meye aldı. Içel Valisi Akif Tığ, dün dü- zenlediği basın toplantısında kendisi ve Emniyet Müdürü Pa- muk'un çocuklan ile polis me- murlan arasında yaşanan olay- lara açüdık getirdi. Olay gece- si aileleriyle birlikte Polis Evi'nde olduklannı. gecenin ilerleyen saatlerinde oğlu AflT- la Tığ ve Çağlar Pamuk'un özel araçlanyla dolaşmak için yan- lanndan aynldığını belirten Tığ, iki gencin ters yöne girdikleri- ni ve asayiş ekiplerince durdu- rulduklannı anlattı. Çağlar Pamuk'un araçtan ine- rek polislerle konuşmak istedi- ğini ifade eden Tığ şunlan söy- ledi: "Polister, Çağlar PamıuYu, emniyetmüdürünün oğhı oMu- ğunu söyleyince 'Ben nereden bileyim senin emniyet müdü- rünün oğlu olduğunu, ben bakan oğluyum diyenleri de gördük" dryerek zoria karakola götür- müşler. Bunun üzerine o da cep teiefonundan babasmı arayarak potise uzatnuş, ancak polis me- muru emniyetmüdürünün tele- fonuna cevapvermeyince emni- yet müdürü, telsizden mesaj ge- çerek olay yerine geliyorum' demiş. Olay yerine giden emni- yetmüdüriiyapüan trafik kura- b hatasmı kabul etmişve eezast- nı da ödemiş." Daha sonrapolisleri evine ça- ğırdığını anlatan Tığ, şöyle de- vam etti: "Yanlarmda nöbetçi müdüryardmıcısı okhığu haJde konutuma gelen potislerden ola- yıtekrardmledim. Karakol ami- ri Mehmet Özge olaylarda hiç yok. Bu arkadaşnmzm olaydan öoceemniyetmüdürü tarafindan başka bir gerekçeyie görev yeri değistirümiş. Ancak bu olay ya- şandıktan sonra cezalandmiarak tayiniyapddığı }azddt Amayan- hş anlaşdmaya mahal verme- meküzereÖzge soruşturmaso- nuna kadar eski görevine dön- dürükra." Konuyla ilgili olarak Içişleri Bakanlığı'nın müfettiş gönderdigini belirten Vali Tığ, "Emniyet müdürü ile polis ara- smda geçen üzücü telsiz görüş- mea kayıttara geçnüştir. Konuş- makrm bantkayıaan, çözüferek müfettişe verikcek. dedi. Yiğit Gülöksüz, Prof. Dr. İlhan Tekeli ve Tarhan Erdem'in çalışmalan sürüyor Solda bir parti daha yoldaTÜREY KÖSE ANKARA - Erdal Inönü yem sol parti kuruluş çalışmalanndan çekil- meden önce program ve tüzük tas- lağı hazırlayan YTgitGülöksüz. Prof. Dr. Ühan Teket Tarhan Erdem ve arkadaşlan partileşme çalışmalan- nı hızlandırdı. Gülöksüz, Anado- lu'da düzenlenecek çeşitli toplantı- larda programın tartışılacağını, mart ayı sonuna doğru da yeni partinin ku- rucu kadrosunun açıklanacağını söy- ledi. Prof. Dr. Ilhan Tekeli, "Türk siyaseti içuı yeni bir proje ortaya ko- yuyoruz. Türkiye'nin önüne iyi bir kadro, yeni bir siyaset biçimi ve ge- kceğe dönük. dünyayia banşık bir programla çıkacağE" dedı. Gülöksüz, Tekeli ve Erdem eki- bi, hazırladıklan program ve tüzük taslaklannı tartışmaya açtı. tnter- nette "www:\emohısum.org" adre- sinde bu taslaklar yurttaşlann bilgi- sine sunuldu. Yiğit Gülöksüz, yeni bir web sayfası hazırladıklannı, ya- kında "wwwyiktifvTirttas.org'' ad- resinden bu sayfaya ulaşılabileceği- ni söyledi. Gülöksüz, bayramdan sonra çeşitli illerde düzenlenecek toplantılarda programlanru anlata- caklannı ve bunun ardmdan da sı- ranın parrileşmeye geleceğini vur- guladı. Prof. Dr. Ilhan Tekeli de çalışma- lan hakkında bılgı verirken "yeni bir shaset\apma biçimr getirmeyi amaç- ladıklannın alnnı çizdi. Türkiye'de si- yasete ve siyasetçiye duyulan güve- nin azaldığına dikkat çekti. Basbakan Ecevit: 'Uyum'da sorun yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit, yıl sonuna doğru ekonomide bir rahatlama beklediğini belirterek, seçimden sık sık söz etmenin doğru olmadığını söyledi. Hükümet ortaklan arasında uyum yasalan paketinin TBMM'de kabul edilmesinin ardından bir uyum sorunu oluşmadığını savıınan Ecevit, bu tür durumlarda ölçünün kaçuıhnaması gerektiğini söyledi. Ecevit, Irak 1. Başkan Yarduncısı Tuik Aziz'in, Türkiye'nin tarafını beürlemesi yönündeki sözlerinin anımsatıunası üzerine, "Biz, Türkiye'nin yaran ne taraftaysa o taraftâyE" diye konuştu. Ecevit, yarduncısı Mesut Yümaz'ın 2003 sonbahanndan önce seçim görmediğine ilişkin sözlerinin anımsahlması üzerine, "Seçim tarininin gûndeme gehnesinin doğru olmadığna inaıuyorum. Yoğun bir yasama programmıız var. Bunlan yanda kesnp seçjme gitmek yanhş ohn-" diye konuştu. Ecevit, uyum yasa paketinde MHP'nin red oyu verdiği anunsatılarak, hükümetteki uyum ile ilgili yöneltilen soruyu gaf yaparak yanıtladı. Ecevit, hükümet ortaklan yerine "muhalefet ortaklan" ifadesini kullandı. "Uyum yasalan paketinde muhalefet ortaklan anlaşamamakta anlaşd" diyen Ecevit, burada ölçünün kaçınlmaması gerektiğini söyledi. Ecevit, "4B'ye girme konusunda Kürtçe eğitim de otanazsa ohnaz şartiar arasmda nu?" şeklindeki soruya şu yanıtı verdi: "Geneflilde eğithnde bir yeri ohnası bakımından herhangi bir somut istek yok. Biz de buna karşryız. Tabü, berkes düşüncesini serbestçe açıklar, v^vmlar. Bu da zaten Türkiye'de ohryor, eksiktikler varsa düzeltiür ama eğitiınin bir unsuru haline gebnesini ben doğru buhnuvorum." Baykal, tartışmalı bölgede ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mülkryeti PTTye ah olan Çankaya Belediyesi'nin kontroİün- deki arazi üzerine, Deviet Bakanhğı tarafindan vapnnlan bûıanın >ıkımı sırasında önceki gün ya- şanan gRrginKgin ardından tarbşmalar sürüyor. Dün viknn sahasma gelen Çankaya Beledrye Baş- kanı Havdar \ilmaz, kaçak bir binanın yıkımını önlemek için üst üste taHmaHffr yağdığını belirte rek seçilmiş bir belediye başkanı olarak \etkisini kullanmasına Ldn verümediğinj vurguladı. \iunaz, PTT ile yapılacak bir protokolle bu olaym örtbas edfleceği duvıununu aldığuu açıklarken binanın et- rafi dün jandarnıa tarafindan çevrüdi. Sözkonusu binanın bitişiğindeki Çankava Belediyesi tesislerine geten CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Gebş- melerden haberim jok" dedi (Fotoğraf: AA) e-postalar yayımlanamayacak SAMSUN (Cumhurivet) - Ada- let Bakanı Hikmet Sami Türk. AB Komisyonu Türkiye Temsil- cisi Karen Fogg ile Avrupa Birli- ği Komisyonu arasındaki yazışma- ların yayunlanmasma yasak geti- rildiğüıi bildirdi. Kurban Bayramı'nı geçirmek üzere Samsun'a gelen Bakan Türk, Vali MuammerGüler'i makarrun- da ziyaret etti. Burada gazeteci- lerin sorulannı yamtlayan Türk, ölüm cezasının kaldmhnasıyla il- gili bir soruya, "Ölüm cezasını beDi bir ldşiye endeksli olarak dü- şünmemek gerekir. Böyie düşü- nürsek sağhkh birsonuca varama- yız. Tûrkryıe'de idam cezasının var- hğı bu^ok terör suçlusunun Tür- kiye'ye iadesine engel olmakta- du-" cevabını verdi. Samsun Adhyesi'ne giderek hâ- kim, savcı ve avukatlarla görüşen Türk, burada yaptığı konuşmada, Türkiye 'de bir hukuk devnrrıi ger- çekleştirmeye çalıştıklannı söyle- di. Türk Ticaret Kanunu üzerin- de çalışıldığını anlatan Bakan Türk, "Borçjar Kanunu bitmek üzere. Önümiizdeki haftalarda bir usul kanunlan paketi Bakanlar Kurulu'na sunulacakor" dedi. Fogg'un e-postalan Bakan Türk'ün konuşması sıra- suıda kendisine bakanlıktan bir faks geldi. Faksı okuyarak içeri- ği hakkında gazetecilere bilgi ve- ren Bakan Türk, "Karen Fogg ile Avnıpa BirKği Komisyonu arasın- daki yaztşmalann yayimlanması- na yasak getiriknguır söyledi. Fogg gözden düştü Ankara'dan erken aynlacak • AB Temsilcisi'ne ilk kez Brükserden de eleştiriler gelmeye başladı. Komisyon e-posta konusunda Fogg'u 3 kez uyarmış. AYHA.N ŞtVIŞEK ANKARA - AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Karen Fogg'un e-posta skandalı nedeniyle görev süresi bitmeden Ankara'dan aynlması gündeme geldi. Diplomatik kaynaklar, Ankara'nm Brüksel'den Fogg'un geri çekihnesini resmen istemediğini, "kamuoyunda büyük tepki toplayan temsikinin görevini sürdürmesinin yaratacağı güçhikler" konusunda ise endişesini ilettiğini kaydehiler. Dışişleri, 4 yılık görev süresi temmuz ayında dolacak Fogg'un, "ortalığın durulmasının" ardından AB Komisyonu"nca başka bir gÖreve almmasını bekliyor. tşçi Partisi (IP) tarafindan açıklanan e- posta yazışmalanyla kamuoyunun tepkisini üzerine çeken Büyükelçi Fogg'a, dün ilk kez Brüksel'den de eleştiriler gelmeye başladı. AB Komisyonundan sızdınlan bilgiler, Fogg'un internet üzerinden yaptığı yazışmalar hakkında Brüksel'den 3 kez uyan aldığını ortaya çıkardı. Komisyon yetkilileri, Fogg'un Türkiye'de çeşitli kesimlere mali yardım sağlamasının da Brüksel'in inisiyatifi dışında gerçekleştiğini öne sürdüler. AB'den gelen eleştiriler, Komisyon'un Fogg'un görev süresini gözden geçirdiğinin sinyalleri olarak yorumlandı. Başbakan Bülent Ecevit dün gazetecilerin konuyla ilgili sorulannı yanıtlarken, Büyükelçi Fogg'un geri çekilmesi yönünde Ankara'nm bir talepte bulunmadığını açıkladı. E- postalann açıklanmasmm çok üzücü olduğunu vurgulayan Başbakan, "Bu korsanhğm kaynağı beffi değil, biz de araştinyonız" dedi. E- postalann AB ülkelerinden de sızdınlmış olabıleceğini belirten Başbakan Ecevit, "Türkiye'de AB karşıb bir kıbi mi v f ar?" sorusu üzerine de "Buna lobi denmez, AB konusunda farkh görüşlerin olması doğakhr" diye konuştu. Edinilen bilgilere göre, AB Komisyonu'nun Dışişleri Bakanlığı'ndan talebi üzerine Karen Fogg'un güvenliği için 3 koruma daha tahsis edildi. AB Komisyonu binası ile Fogg'un rezidansı çevresindeki güvenhîc önlemleri de arttınldı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Karen Fogg'un yazışmalannın so- kağa dökülmesi, Türkiye'deki siya- sı iradenin durumu açısından çok öğretıci öğeler içeriyor. Örneğin, si- yasiler yargının bağımsız olduğunu söylüyoriar. Demek ıstiyorlarki: Eğer ortada bir suç varsa, bunun takibini "bağımsız Türk yargısı" yapar. Ba- ğımsız Türk yargısı da birtürlü hare- kete geçemiyor ve skandal bütün sefaletiyle sürüyor. Bağımsız Türk yargısı olaya seyir- ci kaldığı gibi, bağımsız Türk med- yası da işi körüklemeye devam edi- yor. Avrupa Birliği'nin Türkiye Tem- silcisi Karen Fogg cadı kazanına atı- lan son kişi. Şimdiye kadar "malum çevreler" ülke içindeki "yabancı iş- birlikçileri"ni hedef haline getiriyor- lardı. Içerideki "vatan hainleri"n\ to- pa tutuyorlardı. Artık hedef büyütül- dü: Şimdi AB Temsilcisi kadın dip- lomat "hain" statüsünde. Yazışmalar, her isteyenin keyfine göre yorumlanıyor. Bazı yorumcular ise yanlış bilgilendirmeyi o kadar öte- Karen Fogg ve AB İradesi ye götürüyor ki, Karen Fogg, "Türk düşmanlığı" paranoyasının baş he- defi haline getiriliyor. Karen Fogg, Türkiye'den giderse bir zafer kaza- nacaklarını sanıyorlar. Hedef alınan aslında Karen Fogg değil, AB. Çün- kü Karen Fogg'un Türkiye'nin de- mokratikleşmesiyle ilgili yazıp söy- ledikleri, temsil ettiği AB'nin fikirleri. O gidince bu fikirler değişmeyecek ki! Eskiden böyle işlerde "malum çev- reler" ırkçılan ya da dincileri kullanır- lardı. Şimdi bu işi yapanlar kılık de- ğiştirdi. Statükoya hizmette, ırkçıla- rı aratmıyorlar. Herkesten daha yük- sek sesle bağınyorlar, herkesten da- ha pervasız bir milliyetçiliğin sözcü- lüğünü yapıyorlar. Bu ülkedeAB'yi sa- vunmak, AB'nin ilkelerini anımsat- maktehlikeli birhalegetirildi. Tam bir iki yüzlülükle karşı karşıyayız. Kime sorsanız AB'ye girmekten yana, an- _ cak kim AB standartlarını hatırlatır- sa o hemen "Türk düşmanı" sayılı- yor. ••• Karen Fogg olayı gösterdi ki, Tür- kiye'de Avrupa Birliği'ne girmek is- temeyen, bu kurumu düşman gören lobi çok güçlü. Bu lobi, her yola baş vurarak süreci tıkamaya gayret edi- yor. Karen Fogg, bu tür bir lobinin kurbanı. AB düşmanian hükümetin elini kolunu bağlayacak kadar etkin. Ya da hükümet onlann yaptıklannı "/s- temem yan cebime koy" şeklinde değerlendiriyor. • • • Karen Fogg'un neleri savunduğu- nu hepimiz biliyoruz. Bu kampanya- yı yürutenler de biliyorlar. Fogg, bı- zim de tartıştığımız TCK159 ve TCK 312, Terörle Mücadele Yasası, ölüm cezasının kaldınlması, Kürtçe eğitim gibi konularda demokratik standart- ları savunuyor. Bu zaten onun göre- vi. Türkiye'nin AB'ye girebilmesi için bu ve buna benzer değişikliklerin bir an önce yapılması gerekiyor. Yazış- malar da dikkatle okunursa özü bu. Türkiye'de demokrasi istemeyen, özgürlüklerin gelişmesini istemeyen, daha açıkçası statükoyu sürdürmek isteyen güçler işte buna kızıyorlar. AB'ye girip girmemetartışması, özün- de statükoyu sürdürüp sürdürme- me tartışması. Statükoyu kim isti- yor? Bugünkü durumdan yararlanan güçler. Nedir bugünkü durum: Bölünmüş ve yozlaşmış bir siya- set tablosu; tamamen adaletsiz bir bölüşüm; despotik ve antidemokra- tik bir güvenlik mantığı; bağımsızlık bayrağına bürünmüş aşırı milliyetçi- lik; güçlünün zayıfı ezip milli gelire el koyduğu bir yapılanma; içte ve dış- ta sürekli düşman üreten bir parano- ya; toplumu korkutarak sindirmek. Böylece, güce sığınma ve güçten korkma psikolojısini toplum içinde yaygınlaştırma... Statükoculann savunduğu bugün- kü düzende ne var? lyiye giden hiç- bir şey yok. Karen Fogg için ortaya atılan 'Va- tan, Millet, Sa/carya"edebiyatınınar- kasında ciddi bir çıkar kavgası yatı- yor. Türkiye AB'ye girerse birilerinin avantaları kesilecek, sınırsız ve des- potik iktidarlan yara alacak. Sessiz toplum yaratma ve susturma konu- sunda yarattıklan egemenlik çatır- dayacak. Telaşın artmasının nedeni, Türki- ye'nin AB konusunda karar aşama- sına gelmesinde. AB kriterieri bize özel olarak getirilen bir şey değil ki! Bü- tün ülkelere aynı ölçüler konuyor. Fa- kat öyle bir hava yaratılıyor ki! Bu is- teklerin Türkiye'yi bölmek için gün- deme getirildiği bile söylenebiliyor. Türkıye, bir karar noktasına yaklaş- tıkça bu gerilim artacak, birileri hedef haline getirilecek. Olayın özü bu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear