Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT 2002 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGÜN
ALt SİRMEN
Memleket Sizin
Neyiniz?..
Gazeteciler takmışlar, milletvekillerinin
ctokunulmazlıkzırhı arkasına saklanmalanna;
ülkedeki dokunulmazların ne kadar çok
olduğunu göremiyorlar.
Milletvekillerine, liderlerinden başkasının
dokunamadığı, dokunulmalan, yargı önüne
çıkmalan gerektiğinde, politik kararlarta aklanıp
paklandıklan bir gerçek.
Ama yalnız onlardeğil, aşağıyadoğru indikçe,
devletlu ve şevketlulann kendileri, refikalan,
kerimeleri ve mahdumlan da dokunulmazlıktan
yararianıyortar.
Devletlu ve şevketluluk basamağının ne
kadar yükseğindeyse hazret, yakınlan da o
kadar dokunulmaz oluyorlar. Hatta, devletin
asla dokunamadığı bu kişilere, sade
vatandaşlar da gaflete düşüp dokunmasınlar
diye, devletin maaşlı korumaları görev
yapıyorlar.
Birzamanlar birMertÇBIervardı, anımsayın,
devletin korumalanyla olay çıkanrdı diskolarda
miskolarda.
Birzamanlar, Mert Bey'in validesinin yanında
görev yapan bir "Tak Şak Paşa" vardı, yaramaz
mahdumuna kimse dokunamaz, çıkardığı
olaylara boyun eğerierdi.
Her haltı yeme hakkını kendinde gören ve
müdahale etmeye kalkana kakavan hemen
cevap verir: "Ben kimim biliyormusun?" ya
da "Ben kimin oğluyum biliyor musun?"
•••
Türkiye'de "Ben kimim, kimin oğluyum
biliyor musun?" kakavanlarmı saymaya
kalksanız keçileri kaçınrsınız.
Tabii unutmamak gerekir ki "Ben kimim
biliyor musun"cu kakavanlar, kendisinden
daha büyük basamaktaki "Ben kimim biliyor
musun"\ar\n karşısında el pençe divan olup
"Böbreğiniyiyeyim abicim "ci kesilirler. Sonra
da o zelilliklerinin acısını, altındakilere daha da
böbürlenerek çıkanrlar.
Bütün bu çağrışımların nedeni, dünkü
gazetelere manşet olan bir haber.
Içel Valisi Akif Tığ ile Emniyet Müdürü
Turgay Pamuk'un mahdumlan, Mersin'in
göbeğinde tek yönlü bir caddeye tersten
girdikleri için polisler tarafından çevrilirler.
Mahdumlardan Çağlar Pamuk,
- Ben Emniyet Müdürü'nün oğluyum, der.
Polisleraldırmazlar, kimlik isterier. ÇÜŞ (Çok
Ünlü Şahıs) mahdumlar Çağlar Pamuk ile
Atilla Tığ, kimlik de gösteremezler ve alınıp
karakola götürülürler.
Olayı haber alan pederlerden Emniyet
Müdürü olan Turgay Pamuk, hemen telsizine
sanlarak, şerefli mahdum beyleri durduran
polisleri kastederek,
- Bekletin o şerefsizleri, ben geliyorum, der.
Ne şerefli bir davranış...
Vali Bey de mahdumunun ters yönden
gitmesine karşı çıkan Çarşı Karakolu polislerini
devletin kendisine tahsis ettiği Vali Konağı'na
çağırarak onlara gece yansı bir fırça çeker.
Devletin otorrtesini göstermek diye buna
derler.
•••
Emniyet Müdürü Beyefendi, doğru sözlüdür.
Olayı doğrular. Ama "şerefsizler" sözünü
kastederek, gazetecilere şunu söylemeyi de
ihmal etmez:
- O lafta ne var? Bunun haber yapılacak nesi
var? Vali Bey ile beni karşınıza almayın!
Bu arada, "Ben Emniyet Müdürü'nün
oğluyum"lafına aldırmayan polislerin başındaki
Çarşı Karakolu Amiri Başkomiser Mehmet
Ozgür de Emniyet Müdürlüğü Kapı Koruma
Karakolu görevine atanır.
Olay budur sevgili okurlar.
Şimdi Içişleri Bakanı, Başbakan veTBMM'nin
tavnnı beklemek gerek.
Bakalım ne yapacaklar?
Bakalım kimse peder beylere şu soruyu
soracak mı?
- Bu memleket sizin babanızın çiftliği mi?
Ben fazla umutlu olmadığımı söyleyeyim.
78'lüer, UEylüVün
aldığı haklanm istiyor
İstanbul Haber Servi-
si-78'lilerVakfıGiri-
şimi Sözcüsü Celalet-
tin Can, 78 kuşağının
12 Eylül rejimi tarafin-
dan elinden alınan hak-
lanyla ilgili tekbiradım
bile atılmadığını belir-
terek "78'Hler haklan-
nıistiyor" sloganıyla 12
Eylül'ün 22. yıldönü-
müne dek sürecek bir
kampanya başlattıkla-
nnı söyledi.
Celalettin Can, anaya-
sada ve bazı yasalarda
değişiklikler yapıhna-
sına karşın 12 EyKil son-
rasında hüküm giymiş
on binlerce 78 'linin he-
men hemen bütün yurt-
taşlık haklarından yok-
sun olduğunu ifade et-
ti.
Çağdaşlıktan, özgür-
lükten, liberalleşmek-
ten, AB üyeliğinden söz
edilen Türkiye'de bir
kuşağın neredeyse si-
lindiğini anlatan Can
şöyle devam etti: "Çag-
daşjaşünkhğı söylenen
Türk Medeni Yasası ûe
yurttaşlara tanmnuşbir
dizihak, hüküm giymiş
on binkrce 78Tinin efin-
den alınmıştır. Mülk
edinme, müîklerini ta-
samıfetme hakianyak'
tur. Hatta onJarm eOe-
rinden babahk haklan
ve kocahk srfatlan ahn-
nuşür. Hüküm giymiş
on binlerce 78'ti fnfaz
Yasas gereği en küçük
bir mahkûmiyet duru-
munda yıllarca hatta
ömür boyu hapistehdi-
di alöna ahnnuşör."
Can, bu haksızlıkla-
nn ortadan kaldınlma-
sı için "78'hlerhaklan-
nıisuyor'' sloganıyla şu-
bat sonundan 12 Ey-
lül'ün 22. yıldönümüne
kadar sürecek olan kam-
panyaya 12 Eylül dö-
neminin güç koşullan-
nı yaşamış herkesi des-
tek vermeye çağırdı.
Bakan Yücelen, Vali ve Emniyet Müdürü'nün kanştığı olay için Mersin'e müfettiş gönderdi
'Şerefsizler' sözüne soruşturma• îçel Emniyet
Müdürü Turgay
Pamuk, valinin
oğluyla birlikte ters
yöne giren oğlunu
durduran polislere
telsizde "şerefsizler"
diye hakaret etmiş,
Vali Akif Tığ da polis
ekibini evine çağınp
hesap sormuştu.
MERStN(Cumhuriyet)-Içiş-
len Bakanı Rüştü Kâzım Vüce-
len, polis memurlanna telsiz-
lerden,"Şerefsiz"diye bağıran
Içel Emniyet Müdürü Turgay
Pamuk ile olayda ihmalı sapta-
nan Vali AJdfTığ hakkında so-
ruşturma başlath. Bakanlık mü-
fettişi, telsiz kayıtlanru ıncele-
meye aldı.
Içel Valisi Akif Tığ, dün dü-
zenlediği basın toplantısında
kendisi ve Emniyet Müdürü Pa-
muk'un çocuklan ile polis me-
murlan arasında yaşanan olay-
lara açüdık getirdi. Olay gece-
si aileleriyle birlikte Polis
Evi'nde olduklannı. gecenin
ilerleyen saatlerinde oğlu AflT-
la Tığ ve Çağlar Pamuk'un özel
araçlanyla dolaşmak için yan-
lanndan aynldığını belirten Tığ,
iki gencin ters yöne girdikleri-
ni ve asayiş ekiplerince durdu-
rulduklannı anlattı.
Çağlar Pamuk'un araçtan ine-
rek polislerle konuşmak istedi-
ğini ifade eden Tığ şunlan söy-
ledi: "Polister, Çağlar PamıuYu,
emniyetmüdürünün oğhı oMu-
ğunu söyleyince 'Ben nereden
bileyim senin emniyet müdü-
rünün oğlu olduğunu, ben bakan
oğluyum diyenleri de gördük"
dryerek zoria karakola götür-
müşler. Bunun üzerine o da cep
teiefonundan babasmı arayarak
potise uzatnuş, ancak polis me-
muru emniyetmüdürünün tele-
fonuna cevapvermeyince emni-
yet müdürü, telsizden mesaj ge-
çerek olay yerine geliyorum'
demiş. Olay yerine giden emni-
yetmüdüriiyapüan trafik kura-
b hatasmı kabul etmişve eezast-
nı da ödemiş."
Daha sonrapolisleri evine ça-
ğırdığını anlatan Tığ, şöyle de-
vam etti: "Yanlarmda nöbetçi
müdüryardmıcısı okhığu haJde
konutuma gelen potislerden ola-
yıtekrardmledim. Karakol ami-
ri Mehmet Özge olaylarda hiç
yok. Bu arkadaşnmzm olaydan
öoceemniyetmüdürü tarafindan
başka bir gerekçeyie görev yeri
değistirümiş. Ancak bu olay ya-
şandıktan sonra cezalandmiarak
tayiniyapddığı }azddt Amayan-
hş anlaşdmaya mahal verme-
meküzereÖzge soruşturmaso-
nuna kadar eski görevine dön-
dürükra." Konuyla ilgili olarak
Içişleri Bakanlığı'nın müfettiş
gönderdigini belirten Vali Tığ,
"Emniyet müdürü ile polis ara-
smda geçen üzücü telsiz görüş-
mea kayıttara geçnüştir. Konuş-
makrm bantkayıaan, çözüferek
müfettişe verikcek. dedi.
Yiğit Gülöksüz, Prof. Dr. İlhan Tekeli ve Tarhan Erdem'in çalışmalan sürüyor
Solda bir parti daha yoldaTÜREY KÖSE
ANKARA - Erdal Inönü yem sol
parti kuruluş çalışmalanndan çekil-
meden önce program ve tüzük tas-
lağı hazırlayan YTgitGülöksüz. Prof.
Dr. Ühan Teket Tarhan Erdem ve
arkadaşlan partileşme çalışmalan-
nı hızlandırdı. Gülöksüz, Anado-
lu'da düzenlenecek çeşitli toplantı-
larda programın tartışılacağını, mart
ayı sonuna doğru da yeni partinin ku-
rucu kadrosunun açıklanacağını söy-
ledi. Prof. Dr. Ilhan Tekeli, "Türk
siyaseti içuı yeni bir proje ortaya ko-
yuyoruz. Türkiye'nin önüne iyi bir
kadro, yeni bir siyaset biçimi ve ge-
kceğe dönük. dünyayia banşık bir
programla çıkacağE" dedı.
Gülöksüz, Tekeli ve Erdem eki-
bi, hazırladıklan program ve tüzük
taslaklannı tartışmaya açtı. tnter-
nette "www:\emohısum.org" adre-
sinde bu taslaklar yurttaşlann bilgi-
sine sunuldu. Yiğit Gülöksüz, yeni
bir web sayfası hazırladıklannı, ya-
kında "wwwyiktifvTirttas.org'' ad-
resinden bu sayfaya ulaşılabileceği-
ni söyledi. Gülöksüz, bayramdan
sonra çeşitli illerde düzenlenecek
toplantılarda programlanru anlata-
caklannı ve bunun ardmdan da sı-
ranın parrileşmeye geleceğini vur-
guladı.
Prof. Dr. Ilhan Tekeli de çalışma-
lan hakkında bılgı verirken "yeni bir
shaset\apma biçimr getirmeyi amaç-
ladıklannın alnnı çizdi. Türkiye'de si-
yasete ve siyasetçiye duyulan güve-
nin azaldığına dikkat çekti.
Basbakan Ecevit:
'Uyum'da
sorun yok
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Bülent Ecevit, yıl sonuna
doğru ekonomide bir rahatlama
beklediğini belirterek, seçimden sık
sık söz etmenin doğru olmadığını
söyledi. Hükümet ortaklan arasında
uyum yasalan paketinin TBMM'de
kabul edilmesinin ardından bir
uyum sorunu oluşmadığını savıınan
Ecevit, bu tür durumlarda ölçünün
kaçuıhnaması gerektiğini söyledi.
Ecevit, Irak 1. Başkan Yarduncısı
Tuik Aziz'in, Türkiye'nin tarafını
beürlemesi yönündeki sözlerinin
anımsatıunası üzerine, "Biz,
Türkiye'nin yaran ne taraftaysa o
taraftâyE" diye konuştu. Ecevit,
yarduncısı Mesut Yümaz'ın 2003
sonbahanndan önce seçim
görmediğine ilişkin sözlerinin
anımsahlması üzerine, "Seçim
tarininin gûndeme gehnesinin doğru
olmadığna inaıuyorum. Yoğun bir
yasama programmıız var. Bunlan
yanda kesnp seçjme gitmek yanhş
ohn-" diye konuştu. Ecevit, uyum
yasa paketinde MHP'nin red oyu
verdiği anunsatılarak, hükümetteki
uyum ile ilgili yöneltilen soruyu gaf
yaparak yanıtladı. Ecevit, hükümet
ortaklan yerine "muhalefet
ortaklan" ifadesini kullandı.
"Uyum yasalan paketinde
muhalefet ortaklan anlaşamamakta
anlaşd" diyen Ecevit, burada
ölçünün kaçınlmaması gerektiğini
söyledi. Ecevit, "4B'ye girme
konusunda Kürtçe eğitim de
otanazsa ohnaz şartiar arasmda
nu?" şeklindeki soruya şu yanıtı
verdi: "Geneflilde eğithnde bir yeri
ohnası bakımından herhangi bir
somut istek yok. Biz de buna
karşryız. Tabü, berkes düşüncesini
serbestçe açıklar, v^vmlar. Bu da
zaten Türkiye'de ohryor, eksiktikler
varsa düzeltiür ama eğitiınin bir
unsuru haline gebnesini ben doğru
buhnuvorum."
Baykal, tartışmalı bölgede
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mülkryeti
PTTye ah olan Çankaya Belediyesi'nin kontroİün-
deki arazi üzerine, Deviet Bakanhğı tarafindan
vapnnlan bûıanın >ıkımı sırasında önceki gün ya-
şanan gRrginKgin ardından tarbşmalar sürüyor.
Dün viknn sahasma gelen Çankaya Beledrye Baş-
kanı Havdar \ilmaz, kaçak bir binanın yıkımını
önlemek için üst üste taHmaHffr yağdığını belirte
rek seçilmiş bir belediye başkanı olarak \etkisini
kullanmasına Ldn verümediğinj vurguladı. \iunaz,
PTT ile yapılacak bir protokolle bu olaym örtbas
edfleceği duvıununu aldığuu açıklarken binanın et-
rafi dün jandarnıa tarafindan çevrüdi. Sözkonusu
binanın bitişiğindeki Çankava Belediyesi tesislerine
geten CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Gebş-
melerden haberim jok" dedi (Fotoğraf: AA)
e-postalar yayımlanamayacak
SAMSUN (Cumhurivet) - Ada-
let Bakanı Hikmet Sami Türk.
AB Komisyonu Türkiye Temsil-
cisi Karen Fogg ile Avrupa Birli-
ği Komisyonu arasındaki yazışma-
ların yayunlanmasma yasak geti-
rildiğüıi bildirdi.
Kurban Bayramı'nı geçirmek
üzere Samsun'a gelen Bakan Türk,
Vali MuammerGüler'i makarrun-
da ziyaret etti. Burada gazeteci-
lerin sorulannı yamtlayan Türk,
ölüm cezasının kaldmhnasıyla il-
gili bir soruya, "Ölüm cezasını
beDi bir ldşiye endeksli olarak dü-
şünmemek gerekir. Böyie düşü-
nürsek sağhkh birsonuca varama-
yız. Tûrkryıe'de idam cezasının var-
hğı bu^ok terör suçlusunun Tür-
kiye'ye iadesine engel olmakta-
du-" cevabını verdi.
Samsun Adhyesi'ne giderek hâ-
kim, savcı ve avukatlarla görüşen
Türk, burada yaptığı konuşmada,
Türkiye 'de bir hukuk devnrrıi ger-
çekleştirmeye çalıştıklannı söyle-
di. Türk Ticaret Kanunu üzerin-
de çalışıldığını anlatan Bakan
Türk, "Borçjar Kanunu bitmek
üzere. Önümiizdeki haftalarda bir
usul kanunlan paketi Bakanlar
Kurulu'na sunulacakor" dedi.
Fogg'un e-postalan
Bakan Türk'ün konuşması sıra-
suıda kendisine bakanlıktan bir
faks geldi. Faksı okuyarak içeri-
ği hakkında gazetecilere bilgi ve-
ren Bakan Türk, "Karen Fogg ile
Avnıpa BirKği Komisyonu arasın-
daki yaztşmalann yayimlanması-
na yasak getiriknguır söyledi.
Fogg gözden düştü
Ankara'dan
erken
aynlacak
• AB Temsilcisi'ne ilk kez
Brükserden de eleştiriler
gelmeye başladı. Komisyon
e-posta konusunda Fogg'u 3
kez uyarmış.
AYHA.N ŞtVIŞEK
ANKARA - AB Komisyonu Türkiye
Temsilcisi Büyükelçi Karen
Fogg'un e-posta skandalı nedeniyle
görev süresi bitmeden Ankara'dan
aynlması gündeme geldi.
Diplomatik kaynaklar, Ankara'nm
Brüksel'den Fogg'un geri
çekihnesini resmen istemediğini,
"kamuoyunda büyük tepki toplayan
temsikinin görevini sürdürmesinin
yaratacağı güçhikler" konusunda ise
endişesini ilettiğini kaydehiler.
Dışişleri, 4 yılık görev süresi
temmuz ayında dolacak Fogg'un,
"ortalığın durulmasının" ardından
AB Komisyonu"nca başka bir
gÖreve almmasını bekliyor. tşçi
Partisi (IP) tarafindan açıklanan e-
posta yazışmalanyla kamuoyunun
tepkisini üzerine çeken Büyükelçi
Fogg'a, dün ilk kez Brüksel'den de
eleştiriler gelmeye başladı. AB
Komisyonundan sızdınlan bilgiler,
Fogg'un internet üzerinden yaptığı
yazışmalar hakkında Brüksel'den 3
kez uyan aldığını ortaya çıkardı.
Komisyon yetkilileri, Fogg'un
Türkiye'de çeşitli kesimlere mali
yardım sağlamasının da Brüksel'in
inisiyatifi dışında gerçekleştiğini
öne sürdüler. AB'den gelen
eleştiriler, Komisyon'un Fogg'un
görev süresini gözden geçirdiğinin
sinyalleri olarak yorumlandı.
Başbakan Bülent Ecevit dün
gazetecilerin konuyla ilgili
sorulannı yanıtlarken, Büyükelçi
Fogg'un geri çekilmesi yönünde
Ankara'nm bir talepte
bulunmadığını açıkladı. E-
postalann açıklanmasmm çok üzücü
olduğunu vurgulayan Başbakan,
"Bu korsanhğm kaynağı beffi değil,
biz de araştinyonız" dedi. E-
postalann AB ülkelerinden de
sızdınlmış olabıleceğini belirten
Başbakan Ecevit, "Türkiye'de AB
karşıb bir kıbi mi v
f
ar?" sorusu
üzerine de "Buna lobi denmez, AB
konusunda farkh görüşlerin olması
doğakhr" diye konuştu. Edinilen
bilgilere göre, AB Komisyonu'nun
Dışişleri Bakanlığı'ndan talebi
üzerine Karen Fogg'un güvenliği
için 3 koruma daha tahsis edildi.
AB Komisyonu binası ile Fogg'un
rezidansı çevresindeki güvenhîc
önlemleri de arttınldı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Karen Fogg'un yazışmalannın so-
kağa dökülmesi, Türkiye'deki siya-
sı iradenin durumu açısından çok
öğretıci öğeler içeriyor. Örneğin, si-
yasiler yargının bağımsız olduğunu
söylüyoriar. Demek ıstiyorlarki: Eğer
ortada bir suç varsa, bunun takibini
"bağımsız Türk yargısı" yapar. Ba-
ğımsız Türk yargısı da birtürlü hare-
kete geçemiyor ve skandal bütün
sefaletiyle sürüyor.
Bağımsız Türk yargısı olaya seyir-
ci kaldığı gibi, bağımsız Türk med-
yası da işi körüklemeye devam edi-
yor. Avrupa Birliği'nin Türkiye Tem-
silcisi Karen Fogg cadı kazanına atı-
lan son kişi. Şimdiye kadar "malum
çevreler" ülke içindeki "yabancı iş-
birlikçileri"ni hedef haline getiriyor-
lardı. Içerideki "vatan hainleri"n\ to-
pa tutuyorlardı. Artık hedef büyütül-
dü: Şimdi AB Temsilcisi kadın dip-
lomat "hain" statüsünde.
Yazışmalar, her isteyenin keyfine
göre yorumlanıyor. Bazı yorumcular
ise yanlış bilgilendirmeyi o kadar öte-
Karen Fogg ve AB İradesi
ye götürüyor ki, Karen Fogg, "Türk
düşmanlığı" paranoyasının baş he-
defi haline getiriliyor. Karen Fogg,
Türkiye'den giderse bir zafer kaza-
nacaklarını sanıyorlar. Hedef alınan
aslında Karen Fogg değil, AB. Çün-
kü Karen Fogg'un Türkiye'nin de-
mokratikleşmesiyle ilgili yazıp söy-
ledikleri, temsil ettiği AB'nin fikirleri.
O gidince bu fikirler değişmeyecek
ki!
Eskiden böyle işlerde "malum çev-
reler" ırkçılan ya da dincileri kullanır-
lardı. Şimdi bu işi yapanlar kılık de-
ğiştirdi. Statükoya hizmette, ırkçıla-
rı aratmıyorlar. Herkesten daha yük-
sek sesle bağınyorlar, herkesten da-
ha pervasız bir milliyetçiliğin sözcü-
lüğünü yapıyorlar. Bu ülkedeAB'yi sa-
vunmak, AB'nin ilkelerini anımsat-
maktehlikeli birhalegetirildi. Tam bir
iki yüzlülükle karşı karşıyayız. Kime
sorsanız AB'ye girmekten yana, an-
_
cak kim AB standartlarını hatırlatır-
sa o hemen "Türk düşmanı" sayılı-
yor.
•••
Karen Fogg olayı gösterdi ki, Tür-
kiye'de Avrupa Birliği'ne girmek is-
temeyen, bu kurumu düşman gören
lobi çok güçlü. Bu lobi, her yola baş
vurarak süreci tıkamaya gayret edi-
yor. Karen Fogg, bu tür bir lobinin
kurbanı. AB düşmanian hükümetin
elini kolunu bağlayacak kadar etkin.
Ya da hükümet onlann yaptıklannı "/s-
temem yan cebime koy" şeklinde
değerlendiriyor.
• • •
Karen Fogg'un neleri savunduğu-
nu hepimiz biliyoruz. Bu kampanya-
yı yürutenler de biliyorlar. Fogg, bı-
zim de tartıştığımız TCK159 ve TCK
312, Terörle Mücadele Yasası, ölüm
cezasının kaldınlması, Kürtçe eğitim
gibi konularda demokratik standart-
ları savunuyor. Bu zaten onun göre-
vi. Türkiye'nin AB'ye girebilmesi için
bu ve buna benzer değişikliklerin bir
an önce yapılması gerekiyor. Yazış-
malar da dikkatle okunursa özü bu.
Türkiye'de demokrasi istemeyen,
özgürlüklerin gelişmesini istemeyen,
daha açıkçası statükoyu sürdürmek
isteyen güçler işte buna kızıyorlar.
AB'ye girip girmemetartışması, özün-
de statükoyu sürdürüp sürdürme-
me tartışması. Statükoyu kim isti-
yor? Bugünkü durumdan yararlanan
güçler. Nedir bugünkü durum:
Bölünmüş ve yozlaşmış bir siya-
set tablosu; tamamen adaletsiz bir
bölüşüm; despotik ve antidemokra-
tik bir güvenlik mantığı; bağımsızlık
bayrağına bürünmüş aşırı milliyetçi-
lik; güçlünün zayıfı ezip milli gelire el
koyduğu bir yapılanma; içte ve dış-
ta sürekli düşman üreten bir parano-
ya; toplumu korkutarak sindirmek.
Böylece, güce sığınma ve güçten
korkma psikolojısini toplum içinde
yaygınlaştırma...
Statükoculann savunduğu bugün-
kü düzende ne var? lyiye giden hiç-
bir şey yok.
Karen Fogg için ortaya atılan 'Va-
tan, Millet, Sa/carya"edebiyatınınar-
kasında ciddi bir çıkar kavgası yatı-
yor. Türkiye AB'ye girerse birilerinin
avantaları kesilecek, sınırsız ve des-
potik iktidarlan yara alacak. Sessiz
toplum yaratma ve susturma konu-
sunda yarattıklan egemenlik çatır-
dayacak.
Telaşın artmasının nedeni, Türki-
ye'nin AB konusunda karar aşama-
sına gelmesinde. AB kriterieri bize özel
olarak getirilen bir şey değil ki! Bü-
tün ülkelere aynı ölçüler konuyor. Fa-
kat öyle bir hava yaratılıyor ki! Bu is-
teklerin Türkiye'yi bölmek için gün-
deme getirildiği bile söylenebiliyor.
Türkıye, bir karar noktasına yaklaş-
tıkça bu gerilim artacak, birileri hedef
haline getirilecek. Olayın özü bu.