31 Ocak 2025 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 KASIM 2002 CUMARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfida Sonra sıralıyoriar: ki buçuk milyon insan işini yi- 1ırdi. 9.5 katrilyon tahsıl edilemeyen vergi var. 420 bin esnaf kepenk kaoattı. Insanlar kaçak işçi ça- lıştırmaya başladı. Ya şimdı? AKP ıktiaara gelir gelmez "güven kri- ^/"sonaerdimi? AKPnin ekonomiden sooımluso- rumlu Genel Başkan /ardımcısı Ali Coşkun a gö- re, kuşkunuz mu var! "Güven"AKP ıktıdarı ile başbakanlığa geldi gel- mek üzere. Iki buçut- milyona iş, aç insanlara aş. 420 bin esnaf kepen< açacak! işsize işin nasıl saüanacağını hemen her seçim konuşmasında anlataanlata RTE'nin nefesi tüken- di. 15 bin kilometre çrt yol formülü ile bir hamlede 1.5 milyona ış sağlanacağını, yeni yolların kenann- daki arsalann değer<azanacağını, her vatandaşı ev sahibi kılmak içir toplu konutlar yapılacağını ve... bütün bunlann br hamlede gerçekleşeceğini algılamayan kafalar: Eşi görülmemış bu craatla AKP iktidannın işsiz- lere iş, evsızlere ev, açlara aş sağlayacağını anla- yabilir mi? Işte ıcraat takvimı: Alı Coşkun müjdelyor: "Uç ayda rahatlama. Al- tı ayda canlanma. Biryıl sonra çark tamamen işle- yecek, herkes işine geri dönecek... Üç yıl sonra enflasyonyüzde 10'LI aftınainecek." Soze demece gelc mi oldu da bitti maşallah! • • • Vaatlerin gerçekleşmesi için icraatın başında sağlam bir irade gerekiyor. Taze iktidanmız "çelik gibi bir iradeden" yoksun mu? Tövbee. RTE ne güne duruyor? Ama efendim, nasıl olur: "O" mıUetvekili değil, başbakan olamı- yor. Milletvekili olmaması ıcranın başında olmasına engel mi? GeçenlerdeGüncel'de 1965'te milletve- kili olmayan Demirelin başbakan yardımcısı ola- rak hükümette görev aldığını, devlet deneyimini gelıştirdığini. ıcraatı üenetlediğinı yazdık. RTE'nin de aynı biçimsellıkleyeni hükümete girebileceği- ne değindik. Akıl için tarik bir. Muhalefet de aynı görüşte. De- niz Baykal. Sabah gazetesi temsilcisi Muharrem Sankaya ya "formülü" açıkladı; "Dışardan başba- kan yardımcısı olarak hükümete girer. Başbakanlı- ğa da ağabey (emanetçi) rolünü üstlenecek bırini getinr. Kendisi ıcranın başı olur" diyor. Bu foımül Recep'in o güzelim bıyıklı hasyüzün- den uzun boylu göruntülerinden, kabadayı yürü- yüşlerınden 4 yıl yoksun kalmayacağımızı müjde- lemıyor mu? Zira Baykal'a göre, TBMM'nin ilk işı yasaklan kaldırmak. RTE ile bu konuda anlaşmış görünüyor. Yasa, anayasa maddeleri değişir, yolsuzluk vs. davalan haydaaa rafa. RTE siyasal açıdan da yar- gı açısından da aklanır paklanır. Müjdeleredevam edelim: RTE "en geç martayın- dan itibaren" hükümet başkanhğına geliyormi • • • Kâğıt üzerinde her şey tıkırında. Onca vaat ara- sında örneğin seçim yasasının yüz karası, TBM- M'de temsil edilmeyen yüzde 46 (10 milyon oy) ne olacak? RTE ile Baykal'ın bu konuya kısaca degin- meleri kansen aspirinle tedaviye benziyor. New York Times'a göre "hayatı boyunca savun- duğu güçlu Islamdan geri adım atmaya başlayan" RTE, bu ve benzeri vaatlerden tornistan eder. New York Times, bir yıldır "değiştlm" diyen RTE'yi masayayatırmış; analiz içeren uzun yazısın- da ilginç saptamalaryapıyor: "ABD'de ve Batı'da birçok kişi bu değişimi ka- nıtlaması gerektiğini düşünüyor. Kimileri onun her zaman Islamcıdan çokpopülistolduğunu söylüyor. Ancak onu tanıyanlann birçoğu da eğerkeskin gö- rüşlerl üzerine hareket ederse (Güncel: Biryıl ön- cekı günlerde olduğu gibi, siyasal Islamcı ve Islam Cumhunyetiyanlısı olduğunu söyierse) ıktıdara ge- çemeyeceğinı bildiğıni (Güncel: Yani gerçek yüzü- nü sakladığını) söylüyor." Işsizler, kepenk kapatanlar, aç, sefil, çocuğunu okutamayan, evsız barksız milyonlar; çekilen acı- lann sona ermesine ne kaldı ki? Tünelin ucu göründü. Recep'iniz işbaşı yapıyor! Bush-Schröder hemfikir Avrupa Birliği Türkiye'ye uzansm VVASHINGTON (AA) - ABD Başkanı George Bush ile Al- manya Başbakanı Ger- hard Schröder, ikı ül- ke arasındakı gerginli- ğin ardından dün ilk kez telefonla yaklaşık 10 dakika görüşürken her ık liderin "Avrupa Birliği'nin bu önemli dönemde Türkiye'ye uzanması" konusunda "hemfikir" olduklan bildirildi. Bush ile Schröder, Alman hükümet yetki- lilerinin ABD karşıtı açüdamalaruun iki ül- ke ilişkilerini gergin- leştirmesinin ardından ilk kez telefonda göriiş- tü. Beyaz Saray Söz- cüsü Sean McCor- mack, liderlerin, Schröder'in girişimiy- le yaptığı 10 dakikahk görüşmede, teroriznıle savaş, NATO'nun ge- nişlemesi, Türkiye, Af- ganistan ve Irak konu- lannı ele aldıklannı söyledi. McCormack, açıklamasında, Bush ve Schröder'in, "AB'nin bu önemli dönemde Türkiye'ye uzanması" konusunda hemfikir olduklannı bildirdi. Talabani'yle görüşecek Dışişleri'nde Erdoğan rahatsızlığı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)-AKP lı- deri Recep Tayyip Er- doğan, Kıbrıs gafının ardından bu kez de Ku- zey Irak politikasıyla Dışişlen Bakanlığı'na ters düşüyor. Irak Kürdistan Yurt- severlerBirhği(IKYB) liden Celal Talaba- ni'nin 16Kasım'daAn- kara'ya yapacağı ziya- rette Erdoğan ile görüş- mek istemesi, AKP ile Dışişleri arasında sı- kıntıya neden oldu. Talabani'nin ısteği AKP liderliğince olumlu karşılandı. Ancak Ankara'nın bölgedeki son gelişme- lerin ardından Kürt gruplann temsılcileri- ne yönelik yeni yakla- şımıyla çelişen bu ru- tum, Dışişleri'nin tep- kisini çekti. Bu arada Erdoğan' ın Avrupa turuna 13 Ka- sım'da Italya'dan başla- yacağı, aynı gün KK- TC'ye geçeceği bil- dirildi. Atam bize güven, ralıat uyu • Baştarafı 1. Sayfada luş ve kuruluş savaşuıın bulunduğunu söy- ledi. REFAHYOL hükümeti döneminde yaşa- nan 28 Subat sürecinde kurulan "Batı Ça- lışma Grubu"nu yeniden faaliyete geçirme karan alan Genelkurmay Başkanhğı, "irti- cayla mücadele" konusundaki önceliğin kararhlıkla sürdürüleceğini ortaya koydu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, bu mesajmı, geçen senelerdeki uygulamalann aksine 10 Kasım nedeniyle yayımladığı ya- zılı açıklamayla kamuoyuna iletti. Cumhu- riyet'in edindiği bilgilere göre Özkök'ün mesajı, sadece Genelkurmay BaşkanlığTnın değil, tüm TSK kurumlarının ortak değer- lendirmesıni yansıtıvor. Orgeneral Özkök, mesajında "TSK'nin cumhuriyeti, başta irticai ve bölücü gay- retler" olmak üzere her türlü tehlikeye kar- şı koruma azim ve iradesinde olduğunu ifa- de ettı. "Cumhuriyetimizin kurucusu, U- lu Önder Atarürk'ün ebediyete intikal edişinin 64. yılında her zaman olduğu gi- bi onun yokluğunu yüreğimizde hissedi- yoruz" diyen Ozkökün "irtica ve bölücü- lükle mücadele" kararlılığını vurguladığı mesajı şöyle: "Bir imparatorluğun külle- rinden çağdaş, demokratik, laik ve üniter bir cumhuriyet çıkararak, onu bizlere ar- mağan eden, bütün ömrünü bu uğurda rüketen ve daha yapabileceği çok şey var iken aramızdan ayrılan bu büyük insanı rahmetle ve minnetie anıyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri, bize bıraktığı en büyük eseri olan cumhuriyeti, başta ir- ticai ve bölücü gayretler olmak üzere, her türlü tehlikeye karşı, dün olduğu gibi bu- gün ve yarın da korumak ve kollamak az- im ve iradesindedir. Türk Silahlı Kuvvetleri, onun ilkeleri ışığında ve izinde bağrından çıktığı Türk ulusunun çağdaş uygarük seviyesine u- laşma yolundaki çabasına duraksama- dan devam edeceği inancı içinde, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü daimi bir bağlüık ve özlem ile anmaktadır. Yüce Atatürk, bize güven ve rahat uyu." Yalman'm değerlendirmesi Kara Kuvvetlen Komutanı Orgeneral Ay- taç Yalman da Genelkurmay "ın 10 Kasım mesajının içeriğine ilişkin Cumhuriyet'ın sorusu üzerine şunlan söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerin- de kurruluş ve kuruluş savaşı vardır. Cumhuriyet, Atatürk ilkelerinin üzerin- de yükselmiştir. Cumhuriyete anlam ve muhteva kazandıran Atatürk ilkeleri ol- muştur. Biz bunun bilincindeyiz ve bu bi- lincin Türkiye'yi çağdaş dünyaya taşıdı- ğına inanıyoruz." Atatürk'ün ölümünün 64. yıldönümü tstanbul Haber Servisi- Cumhuri- yetimizin kurucusu ulu önder Atatürk, ölümünün 64. yıldönümünde Istan- bul'da çeşitli etkinliklerle anıldı. Haliç Üniversitesi'nde düzenlenen Atatürk'ü anma töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Yüksel, her milletten, din- den ve ırktan insanın sevip saydığı ve örnek aldığı Atatürk'ün sırnnın, "in- san yönünde" yattığını belirterek, "Artık onu anmanm değil, anlama- nın zamanıdır" dedı. "Atatürk'ün askeri kişiliği" konu- lu bir konuşma yapan emekli Orgeneral Kemal Yavuz da her şeyden önce çok değerli bir insan olan Atatürk'ün kişili- ğinde, "askeri kişiliği, devlet kurucu- luğu ve devrimciliği" olmak üzere, üç önemli unsur tespit edildiğini söyledi. Yavuz, "Bence Atatürk'ün en büyük yönü devrimciliğidir. Dünyada Ata- türk'ün devrimleri kadar insani, ka- lıcı ve mantıki devrimler yokrur"di- ye konuştu. Yavuz, Atatürk'ün, aynca kışla, cami ve okula politikanın girme- mesini istediğini de \Tirguladi. Haliç Üniversitesi Mütevellı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Gündüz Gedikoğlu da aynı zamanda bir filozof ve düşünür olan Atatürk'ün, bunca yıl geçmesine karşın hâlâ anlatılmaya çalışılmasının düşündürücü olduğunu belırtti. Törende, Tiyatro Bölümü öğrencileri "Atatürk'e Saygı" gösterisi sundu. Konservafuvar Korosu da Atatürk'ün sevdiğı şarkılan seslendirdi. Dışişleri Bakanı, Erdoğan'ın çıkışlannı 'siyaset bilimcisi' sıfatıyla değerlendirdi Gürel: AKP Batı'ya kompleksK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şükrü Si- na Gürel, Türk dış polıtıkasın- da devlet devamlılığının esas ol- duğunu, bu konuda yapılacak sorumsuz çıkışlann Türki- ye'nin önüne fatura olarak ge- lebileceğinı söyledi. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğanın çıkışlannı "siyaset bilimcisi" sıfatıyla de- ğerlendiren Gürel, "Eğer Batı karşısında eksiklenen ve ora- larda kabul edilmeyi her şey- den çok isteyen siyasal örgüt- ler dış politika sorumluluğu- nu devraldıkları zaman, bu eksiklenme ve kompleks doğ- rultusunda davranırlar diye umarlarsa başkaları, derhal önem verdikleri o konuda aceleyle yangindan mal kaçı- rır gibi, bu süreçten ve eksik- lenmeden yararlamayı umar- lar, denerler" dedi. Dışişleri Bakanı Gürel, Türk dış polıtikası konusunda devle- tin temel çizgisine aykın çıkış- larda bulunan AKP lideri Erdo- ğan'a "siyaset bilimi dersi" verdi. Sorumsuz çıkışlar Gürei, dün düzenlediği basın toplantısının amacının, yeni ku- rulacak hükümete dış politika konusunda izlenecek yönteme ilişkin ışık tutmak olduğunu be- lirtirken şunlan kaydetti: "Çünkü ulusal çıkarlanmı- zı uzun dönemde etkileyecek dış politika eğilimleri, davra- nışları ve açıkiamaları hem devlet devamhhğı içinde da- ha önce elde edilen kazanım- ları göz önüne tutarak yapıl- malıdır, hem de dış politika gibi yaşamsal önemi olan bir konuda sorumluluk verinden sorumsuzca çıkışlar ve de- meçler ya da sorumsuz ko- numda henüz sorumluluğu devralmamışken yapılabile- cek sözler devletin devamlılı- ğı söz konusu olduğu için, da- ha sonra önümüze bir fatura olarak getirilebileceği için, bu konuda sorumlulann çok dik- katli olması gerektiğini vur- gulamak istiyorum." Yeni hükümete 5 uyarı Gürel. basın toplantısı sıra- sında Türkiye'nin gündeminde yer alan 5 önemli dış politika konusunda izlenen ve yeni hü- kümetçe de takıp edilmesi gere- ken politikalan özetledi: 1. Kopenhag Doruğu'nda Türkiye'ye tarih verilmesini sağlayacak siyasi bir karar alın- ması için bugünden 12 Arahk'a kadar geçecek sürenin de ıyi de- ğerlendirilmesi, haklı beklenti- lerimizden vazgeçildiğı izlenı- minin verilmemesi gerekmek- tedir. 2. Kıbns konusunda çözü- mün adada eşit statü ve siyasi egemenhğe dayalı 2 devletin ve ada gerçeklerinin kabulüyle mümkün olacaktır. 3. AGSP konusunda 57. hü- kümetin sa\oınageldiği Ankara Mutabakarı ile elde edilen kaza- nımlar korunmalıdır. 4. Türkiye'nın Irak'a ilişkin politıkasının temelinde bu ül- kenin toprak bütünlüğünün ko- runması ve siyasi egemenliği- nin bozulmaması yer almakta- dır. 5. PKK terör örgütünün adım KADEK olarak çevirmesi, ör- gütün terönst özelhğini gider- memektedir. Bu örgütün ABD ve AB terör listelenne dahil edilmesi çabalannnı sürdürül- mesi gerekmektedir. Türkiye'nin üyeliği AB'nin sonu olur I Baştarafı 1. Sayfada ği "en iyi yanıt" olduğu bildiril- di. Fransız Le Monde gazetesi- nin sorulannı yanıtlayan eski Fransa Cumhurbaşkanı, Türki- ye'nin AB ile bütünleşmesinin. AB'nin sonu anlamına geleceği- ni ileri sürdü. Avrupa'nın gelece- ğinin tartışılması için oluşturulan Konvansiyon'un başkanlığını yü- rüten d'Estaing, "Türkiye'nin AB ile bütünleşmesi,AB'nin de sonu olur. Türkiye Avrupa'nın yakını. Türkiye önemli bir ülke, ancakAvrupa ülkesi değil. Tür- kiye'nin nüfusunun yüzde 95'i ve başkenti Avrupa dışında" di- ye konuştu. D'Estaing, Türki- ye'nin AB'ye üyeliği halinde nü- fus bakımından en büyük AB üyesi olacağını ve Avrupa Parla- mentosu'nda en fazla sandalyeye sahip ülke konumuna geleceğine de dikkat çekti. "Türkiye ile üyelik görüşmelerine başladı- ğımızın ertesi günü Fas da üye- lik için başvurur. Fas Kralı za- ten uzun zamandır bunu söylü- yor" diye konuşan d'Estaing, AB'nin Türkiye ile üyelik yerine Ukrayna ile yaptığı gibi özel bir ortaklık ve işbirliği anlaşması yapması gerektiğini sa\ıındu. Filori: Kişisel görüşü D'Estaing'in açıklamalanna Avrupa ve Türkiye'den sert tepki- ler geldi. Avrupa Komisyonu Sözcüsü Filori, d'Estaing'in "ki- şisel görüşünü" açıkladığını ve Brüksel'in 1999'da Helsinki'deki dorukta Türkiye'ye resmen veril- miş olan adaylık statüsünü tartış- maya açmak gibi bir nıyetinin ke- sinlikle bulunmadığını, Türki- ye'yle ilgili stratejinin "hükü- met ve devlet başkanları tara- fından tartışmaya açılmadık- ça" değişmeyeceğinı kaydetti. Filori, "Bay d'Estaing ile bir ping-pong maçına girişmeye niyerim yok. Ama Türkiye'nin AB üyeliği birliğin sonu olmaz" dedı. Avrupa Parlamentosu Baş- kanı Pat Cox da d'Estaing'i, "düşünmeden konuşmakla" :t- ham etti. Cox, Fransa Cumhur- başkanı Jacques Chirac'ı, d'Es- taing'in iyi düşünülmeden sarf edilmiş sözleri konusunda görüş bildirmeye de da\et etti. Avrupa Konseyi Genel Sekre- ten VV'alter Schwimmer de d'Es- taing'in AB adına değil, kendi adına görüşlenni açıklamış olabi- leceğini kaydetti. Avrupa Kon- vansiyonu'nda Fransa'yı temsil eden Pierre Mosco\ici ise 3 Ka- sım seçimleri sonrasında Türkiye hakkında artan endişelerin açıi- lamada etkili olduğunu belirtir- ken "Türkiye AB için laik dev- let yapısını garantiye almak zo- runda" dedi. Dışişlerr nden yanıt AB yetkililerinin d'Estaing'i eleştiren açıklamalannın ardın- dan Dışişleri Bakanlığı akşam sa- atlerinde Avrupa Konvansiyonu Başkanı'nın iddialanna yazılı bir açıklamayla yanıt verdi. Açıkla- mada, Türkiye'nin Avrupa'ya ai- dıyetinin hiçbir açıdan yadsına- maz bir gerçek olduğu belirtıle- rek "Kopenhag kriterlerini e- sas iribarıyla yerine getirmiş oladuğunu düşündüğümüz Türkiye'nin A\xupa yönelimi, tüm karşıt görüşlere rağmen tam üyelik hedefine doğru iler- lemeye devam edecektir" de- nildi. AKP lideri Recep Tayyip Er- doğan da d'Estaing'in açıklama- sını eleştirerek "Türkiye, Avru- pa Konseyi, OECD, NATO üye- sidir. Bu üyelikleri olan bir ül- keye yönelik bu tür açıklama duygusalhktan öte bir şey de- ğildir" dedi. Avrupa Konvansi- yonu'ndaTürkiye'yi temsil eden ANAP'lı Emre Kocaoğlu ise d'Estaing'in görüşlerini "orta- çağ kahntısı, engizisyon kafa- sı" olarak nitelendirerek "Biz Avrupahlık vizemizi, tarih, coğ- rafya ve külrürümüzden aldık. d'Estaing, vize amiri gibi dav- ranmakla tarafsızlığını yitir- miştir. Konvansiyon'a yakış- mıyor. îsfifa etmelidir" dedi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Seçimlerden önce AKP-CHP ikilemi yaratma- nın sola yaramayacağını vurgulamıştık. Zira 1999'da Ankara Beledıye Başkanlığı seçiminde bunun küçük bir modeli yaşandı, kazanan sağ ol- du. Bunu geçelim... Seçim öncesi bir durumu daha vurgulamadan geçmeyelım... CHP'nın solundaki partilerin he- men tümünün ana hedefı CHP idi. Sağ değildi. Yi- ne sol tarafta yeni kurulan ve seçime giremeyen partilerin kendi içındeki tartışma da şuydu: - Kime oy verelim? Bu kesimler CHP'ye oy vermekte zorlandılar! Bütün bunlann sonucu olarak katıhmın düşük olduğu 3 Kasım seçimlerinde sandığa gıtmeyen taraf çoğunlukla soldu. CHP'nin önümüzdeki yerel seçımlere hatta ge- nel seçimlere bu gerçekleri dikkate alarak hazır- lanması gerekiyor. Bugüne gelelim... Sol yelpaze CHP'ye bakar- ken şu ikilemi dikkate almalı: Bir gücü zayıf gösterip işlevsizleştirmek mi ya- rarlıdır, guçlu tutup sorumluluk vermek mi? Bizce ikinci şık daha şık. AKP'nin portresi CHP'ye bakışın bu olması gerektiğini vurgular- ken CHP yönetiminin de durduğu yeri çok iyi sap- taması gerektiğini anımsatalım. Bugün için Meclıs'e giren partilerde zafer sar- hoşluğu ve şaşkınlığı, kaybeden partilerde de du- vara sert çarpmanın acısı ve sersemliği var. Bu yüzden içinde bulunduğumuz siyasi duruma sağ- lıklı bakıp, siyasi yelpazeyi sağlıklı yorumlayacak politıkacı sayısı sınırlı... Kamuoyundaki "AKP neylerse güzel eyler, ge- risı yalan eyler" nakaratına CHP nasıl bakacak? Her şeyden önce şunu vurgulamak gerekir ki, CHP'nin hemen bir bakış sergıleme zorunluluğu yok. Bu zorunluluk AKP'de. Iktıdar partısi yapa- cak ya da yapmaya çalışacak, muhalefet ona gö- re dogrulan yanlışlan değerlendirecek. AKP kadroları şu anda ekranlarda görünenler- den ibaret değil. 363 milletvekilinın çizeceğı or- tak portre, AKP'nin kimliğini de ortaya koyacak. Sanırız AKP'liler Fazilet Partisi'nin başını 4-5 mil- letvekilinin yaktığını unutmamıştır. CHP'nin AKP politikalarındaki artıları desteklerken ve bugün için "uyum havası" verirken yakın gelecekteki ola- sılıkları gözden uzak tutmaması gerekiyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök dün 10 Kasım mesajı yayımladı. Bu mesajın tüm Turk Silahlı Kuvvetlerı'nin ortak sesi olduğu aşı- kâr. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman'a mesajı sorduğumuzda, "Türkiye Cum- huriyeti'nin temellerinde kurtuluş ve kuruluş sava- şı vardır. Cumhuriyet'e anlam ve muhteva katan Atatürk devrimleri olmuştur" yanıtı vermekle ye- tindi. Genelkurmay Başkanlığı ilk kez 10 Kasım mesajı yayımlama gereğı duydu. Mesajda hassas olunan iki konunun altı çiziliyor: İrtica ve bölücüluk. AKP. ilk günlerdeki uyumlu hava beraberinde güncel sorunları çözmek üzerine siyaset yapar- sa, başta ordu olmak üzere kimseyle sorunu ol- maz. Devlet katlarının istemi de bu yönde... Ne or- tamın gerılmesini isteyen taraf var ne de ortamı germek isteyen... Işte bu noktada CHP'ye önemli bir işlev daha düşecek! Son bir anımsatma daha... AKP'nin hem yasa- ları hem anayasayı değiştırme gücu var. Ancak bunları CHP'yle yapma istemi öne çıkıyor. Güzel bir uyum. Dileyelim, son derece iyi niyetli bir giri- şim olarak devam etsin ama, sakın ola ki, AKP'li- ler kozdekı kestaneleri almak için ellerıni uzatmak yerine CHP maşası kullanmak istiyor olmasın! ankcum@ttnet.net.tr AB'den Değerlendirme Belgesi • ANKARA (AA) - Avrupa Birliği Genel Sekreterliği (ABGS), Türkiye'nin Kopenhag Zirvesi'ne kadar olan kritik süreyi iyi değerlendirebilmesi için çalışmalannı yoğunlaştırdı. Avrupa Birliği Genel Sekreterliği katkısıyla, tç Koordinasyon ve U ^ m Komitesi'ne (ÎKUK) üye kamu kurum ve kuruluşunun yardımlanyla hazırlanan '"Değerlendirme Belgesi" tamamlanarak Dışişleri Bakanlığı'na sunuldu. Ankara'dan Bağdafa çağrı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara, BM Güvenlik Konseyi nde Irak'm silahsızlanmasma ilişkin karann onaylanmasını memnuniyetle karşıladı. Dışişleri Bakanlığı, Irak'a çağnda bulunarak BM kararlannın yerine getirilmesinı istedi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Irak yönetiminin BM kararlannın gereğini yerine getirmesi konusunda son bir fırsat olarak sunulan bu yeni Güvenlik Konseyi karannı en iyi şekilde değerlendireceğini, bu sayede Irak halkının ıstırabına yol açan yaptınmlann da kaldınlmasının yolunun açılmasını ümit ediyoruz" denildi. Papandreu'nun amesi İstanbul'da • İstanbul Haber Servisi - Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu'nun annesi Margarita Papandreu, kurucusu olduğu 'Türkiye-Yunanistan Banş îçin Kadın Girişimi'nin 'Winpeace' istanbul toplantılan için çeşitli mesleklerden oluşan bir grup Yunanlı kadmla birlikte Türkiye'ye geldi. Taüıses rfade verdi • İstanbul Haber Servisi - Türkücü Ibrahim Tatlıses, bir cinayet olayına ilişkin gıyabi tutuklu olarak aranan yeğeni Mehmet Enver Tath'mn yanında görüntülenmesi konusunda dün Şişli Adliyesi'nde ifade verdi. Tatlıses'in, cumhuriyet savcısına verdiği ifadede suçlamalan reddettiği öğrenildi. Prof. Ercan'dan uyam • İstanbul Haber Servisi - Jeofizik Kurumu Derneğı Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, şu anda istanbul'da olası bir depremde insanlann yüzde 96'sının yapılardan yürüyerek çıkacağını, ancak yüzde 4'üne karşılık gelen 100 bin kişinin ise enkaz altında kalacağını söyledi. Ercan. "Yıkıntı altından kurtulma olasılığı Türkiye'deki depremlerde yüzde 17'dir. Kurtarma ekiplerinin kurtarma olasılığı yüzde ! 'den daha azdır'" diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear