Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SOTA CUMHURİYET 26KASIM2002SALI
10 D I Ş H A B E R L E R dishab@cumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
OZGEN ACAR
Ege'den Sonra Kıbrıs'ı Satanlar
Mehmet Ali Birand Türk medya-
snda "32. Gün" programlanyla "okul"
olmuş bir gazetecidir. Mehmet Ali,
"Kıbrıs sorunu"y\a ilgilı değışikdü-
şünceleri çeşitli başkentlerden ekra-
nayansıttı. Darbe ilecumhurbaşka-
nı olmuş Kenan Evren gibilerini de
konuşturdu.
Evren, konuşmasınala, 40 yıllık so-
runa artık çözüm zamanının geldiği-
nı söyledı. 1974'te Kıt>ns harekâtın-
da Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kur-
may Başkanı olduğunu anımsatan
Evren, adada toprak ödününun ve-
rilmesi gerektiğıni şöyle söyledi:
"Planımızda Maraş yoktv. Ama
Maraş'/ boşaltmışlardı. Adaya çıkan
askerlerimiz'Maraş'\ n e yapalım' di-
ye sorunca BaşbakanUk'tan (Bülent
Ecevit) 'Gırın' denıldi. Girildi. Hatta
yanlışlıkla Ingiliz üssüne de girdiler,
sonra geri çekıldiler. Btı
aşamada 'lleride masa-
ya oturulduğu zaman
toprak tavizleri verme-k
zorunda kalabilıriz. işte
burada tavız verıriz' d&-
nildı. 0nun ıçin ben top-
rak konusunda katı d&-
ğilim."
"Ver de kurtul''culan n
başında gelen Evren'in
birkaç yanılgısını düzelt-
mek ısteriz. Evren'in Ma-
raş konusunda söyle-
diklerinde yenı bir şey
yok. Maraş, Türklerin eli-
ne geçtikten sonra bugüne değin ne
Kıbnslı Turklerın ne d e Türkiye'den
göçenlerın yerleşimine açıldı.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, bunun nedenini 23 Ara-
lık 1980'de "Anlaşma ile Maraş'ı
Rum iskânına açabiliriz" sözleri ile za-
ten açıklamıştı. "Çözümsüz" diye
suçlanan Denktaş'ın, temel çözümü
daha 1980'de önerdiği hernedense
unutuluyor. Eğer karşı taraf her za-
manki gibi bu fırsatı o gün kaçırma-
saydı KKTC kurulmazdı. Garip olan,
Denktaş'ın açıklamasından 1.5 yıl
sonra, 20 Temmuz 1982'de "Kıb-
ns'ta 1974 öncesi koşullara dönüş
olamaz" diyen Evren'in, Bırand'ın
programında kendi kendisiyle ters
düşmesidir. BM Genel Yazmanı Ko-
Kenan Evren
fi Arman, Maraş'a ek olarak sulak Gü-
zelyurt topraklannın verilmesini de ön-
görüyor. "Toprak konusunda katı de-
ğilim, ödün verilebilir" derken Ev-
ren'in eski hastahğının "nüksetme-
sı" bizi kaygılandırdı.
Mehmet Ali, Evren'in kabul ettiği
"Rogers Planı trajedisını" çok lyi bi-
lir. Olayı gençlere anımsatrnakta ya-
rar var. Yunanıstan, Kıbrıs olayını
protesto için NATO'nun askeri ka-
nadından çekilmişti. Dönemin NA-
TO Başkomutanı Alexander Haig
ile Genel Yazman Joseph Lunz,
Yunanistan'ın NATO'nun askeri ka-
nadına dönüşünü sağlamak amacıy-
la Türkiye'den "vetosunu" kaldır-
ması için Ecevit'i sıkıştırmaktaydı-
lar. Ecevit, Çanakkale Boğazı'nın
burnunun dibindeki ümni Adası'nda
askeri havaalanı yapılmaması, Tür-
kiye kıyısındaki Ege ada-
larının Lozan'a uygun
silahtan arındırılması,
Türk askeri uçaklannın
uluslararası hava alan-
lanna çıkmasını engel-
leyen olağan 6 mil yeri-
ne Yunanistan'ın 10 mil
uygulamasının önlen-
mesi, karasularının 6
milde dondurulması gi-
bi güvencelerin sağlan-
masını istemekteydi. Bu
isteklerin NATO'da ka-
bul gördüğü Yunan ba-
sınına da sızdı.
Ancak, darbeci Evren işbaşına gel-
diğinde Haig, komutanlığı Orgene-
ral Bernard Rogers'e bırakmıştı.
Rogers de, Ege'de istikrann sağlan-
ması, Yunanistan'ın NATO'yadönü-
şü ile iki komşu arasında olası sava-
şın önleneceği gerekçesiyle Ev-
ren'den aynı istemi sürdürdü.
Evren, Ecevit'ın kabul ettirdiği öne-
rilerden hiçbirini dikkate almadı, bir
çırpıda "as/cer sözü" diyerekTürki-
ye'nin 'Vefo"sunu kaldırınca, Yuna-
nistan NATO'ya girmekle kalmadı,
bir yıl sonra da AB'ye üye oldu. Ati-
na darbeci Evren'e şükran borçludur.
Birand'ın programındaki konuş-
masından sonra Evren artık Yunanis-
tan'ın en yüksek "haç" nişanına
adaydır.
Hasan Işık'ın Birand'a mektubu
Sevgiii Mehmet Ali, senın de çok
saygı duyduğun rahmetli Dışişleri Ba-
kanı, yıllann büyükelçisi Hasan Esat
Işık'ın Rogers planı konusunda 1 Ka-
sım 1985'te sana gönderdiği, (öteki
mektupları gibi bir kopyası o gün-
den beri arşivimde olan) şu ana de-
ğin gizli kalmış mektubunu izninle
köşeme aynen alıyorum. Türk diplo-
masisınin ağırtoplanndan Işık'ın sa-
na yazdığı özel mektubun, günümüz-
deki benzerı olaylara ışık tutacak ta-
rihsel bir belge nıteliği taşıdığını ka-
bul edersin.
"Sayın Mehmet Ali Birand
117 Av. de la Foret 1050 Bruxel-
les-Belçika
Bugünkü 'Rogers Anlaşması üze-
rine...' yazınızı okudum. Bizi yann da
hatalanmızı sürdürmeye teşviketme
sakıncası oimasa ben de Yunanıs-
tan 'ın NATO askeri örgütüne dönü-
şü konusunda yaptığımız affedilmez
hatalan hatırlatmak istemem. Ama
bu tehlike var. Rogers anlaşması için
'Atina'nın bunda hiçbirtuzu yoktur, An-
kara'dan kaynaklanmıştır' diye biz
dersek, bize 'Geçen defa sizin dedi-
ğinizi yaptık biraz da Yunan hükume-
tini kollamak lazım' cte-
mek çok kolaylaşır. Nite-
kim şimdi kimse Rogers
planmın uygulanmasını
Yunan hükümefmden is-
temeyidüşünmüyor, üs-
telik Limnı'nin silahlan-
dınlmış durumunun içe
sindirılmesiyle de yeti-
nilmiyor, Yunan hükü-
metinden başka NATO
askeri karargâhı ve hat-
ta şimdi Genel Sekre-
teriik de bu adanın üze-
rindeki askeri biriikleriy-
le birlikte NATO manev- Hasan Esat Işık
ralarına alınmasına çalışıyor.
Asker mi sivil mi daha iyi müzake-
recidir tartışmasını ben de sizin gi-
bi tamamen yersiz ve abes bulurum.
Ikisi de kendi uzmanlık alanlan için-
de muhakkak ülkelerinin çıkarlannın
savunucusu olmayı başanrlar. Bü-
tün tehlike konunun biryönünü bi-
lerek konunun tümünü müzakere yo-
luna sapmaktır. İşte o zaman mu-
kadder olan hatadır. Hata yapma-
mak büyük birtesadüf, birşansolur.
Benim bildiğim Rogers planında
Türkiye tarafının sadece bir 'evet'/
vardır. öteki tarafını, Yunan hüküme-
tinin isteklerine mümkün olan ölçü-
de uyabilmek amacı ile Rogers ka-
rargâhı oluşturmuştur. Ecevit hükü-
meti döneminde bu konu ciddi ola-
rak Haig ve Lunz ile görüşülmüş,
Türk hükümetınin hava sorumluluk
alanının NATO 'ya ilkgirdiğimizzaman
olduğu gibi Ege 'nin ortalanndan ge-
çen bir hatta kadar uzanmasından
vazgeçemeyeceğimiz belirtilmiş ve
Türkiye ve Yunanistan'ın Ege'deki
sorumluluk alanlan belirlenmeden
Yunanıstan 'ın askeri kanada dönüşü-
ne 'evet' dıyemeyeceğimiz söylenmiş-
ti. Sanınm bu kararlıtığımıza da ina-
nılmıştı ve bize hak da verilmişti. Nı-
tekim, 16Mart1980tarihlisanıyorum,
TOVIMA gazetesinde NATO karargâ-
hı tarafından hazırlandığı bildirilerek
yayımlanmış olan anlaşma tasansı
okunacak olursa Ecevit hükümeti dö-
nemindeki bu girişimlerin olumlu so-
nuçlan olduğu görülür. TOVIMA ta-
rafından yayımlanmış olan tasan ile
Rogers planı içerikleri karşılaştınlın-
ca Rogers anlaşmasının hangi tara-
fın etkisi altında şekillenmış olduğu
görülür. Herkes 1974 öncesidönem
deyince sanıyorki o dönemde Yuna-
nistan'ın hem hava, hem deniz so-
rumluluğu karasulanmız çizgisine ka-
daruzanıyordu. Oysa yukanda değin-
diğim gibi bu yalnız deniz sorumlu-
luğu için doğru idi, hava sorumlulu-
ğumuz Ege 'nin ortalanna kadar uza-
nıyordu. Eski düzenden kurtulmak-
la yalnız biz Yunanıstan 'ın deniz so-
rumluluğunun karasulanmıza kadar
uzanmasını kabuletmekten kurtulmuş
olmadık, Yunanıstan da bızım NATO
içindeki hava sorumluluğumuzun
Ege'nin ortalanna kadaruzandığını ka-
bulden kurtulmuş oldu. Bütün iste-
diğide bu ıdı. Şimdi Yu-
nanıstan 'ın deniz sorum-
luluğunun karasulanmı-
za kadar uzandığını ka-
bul etmiyoruz, fakat bu-
nun herhangi fiili bir so-
nucu olmuyor, yine Yu-
nanıstan açık denizde
kendine manevra saha-
lan ayırmış, yasak böl-
geler ayırmış, bunlar ol-
duğu gibi devam ediyor
ve açık denizde tatbikat
yaptığımızda eskisinden
de daha müziç şekilde,
adeta mahmuzlarcası-
na, gemilerimiziyakından izliyor, izaç
ediyor. Havada ise karasulanmıza ka-
dar hava trafiğini kendi kontrolünde
tutuyor. Biz takmıyoruz diyoruz, ama
yine de NATO manevralan için böl-
geye gelecek uçaklann seyirhattının
Rogers In ricası üzenne Yunan hükü-
metince saptanmasını kabul ediyo-
ruz ve Rogers planmın uygulanma-
masına NATO ile birlikte sessiz kalı-
yoruz. Bari sonradan böyle oimasa
idı. Sizin 23 ve 24 Ekim 1980 tarihli
haber ve yazılannızı da anımsıyorum.
İşte sizinle yeni bir dertleşme. Say-
gı ve sevgilerimı yinelerim."
Evren yönetımi, Rogers planı ile
ilgilı anlaşmayı gizli tuttu. Değerli
meslektaşım Sedat Ergin, Cumhu-
riyet'te çalıştığı yıllarda gizli planın ana
hatlarını açıkladı. Doğru haberi ya-
lanlandı. Mehmet Ali, ıstersen, Evren'i,
Ecevit'i, Büyükelçi Şükrü Elekdağ'ı.
Ergin'i bir programına çağır, şu gizli
"Rogers Planını" ekranda tartışsın-
lar. 12 Eylül'ünardından Ege'ninna-
sıl satıldığını öğrenecek olan kamu-
oyu, ondan sonra Kıbns sorununu na-
sıl birgeleceğin bekledığini daha iyi
algılar!
m 7 Güney Amerika'da ABD ve IMF ile iyi geçinme yanlısı solculann başansı sürüyor
ükvador da 'solu'seçti
Elmek: oacar@superonline.com Fax: 0312. 442 79 90
Dış Haberkr Servisi - Güney
Amerika'da, neo-liberal politi-
kalar karşısında yoksullukla
mücadele sözü veren, ancak
ABD ve IMF'yi karşılanna al-
mak istemeyen sol eğilimli li-
derleri işbaşına getiren ülkeler
arasına Ekvador da katıldı.
Ekvador'da yapılan devlet
başkanhğı seçimlerinin ikinci
tumnda. eski darbe lideri albay
Lucio Gutierrez devlet başka-
nı seçildi. Gutierrez (45), raki-
bi olan Ekvador'un en zengin
işadamı, "muzmflyarderi" Ai-
varo Noboa'nın önünde oyla-
nn yüzde 54.4'ünü aldı. No-
boa'nın oy oranı 45.6 olarak
açıklandı.
Karşıtlan tarafından "komii-
nist ohnakla suçlanan" Gutier-
rez'in seçim zaferi Güney Ame-
rika'da bir süredir devam eden
eğilimin son örneği oldu. Bre-
zilya'da Lula da SUva'nın ezici
seçim zaferinden; Peru ve Bo-
livya'da solun elde ettiği kaza-
nımlann ardından Elcvador'dan
gelen sonuçlar, Güney Ameri-
kalı seçmenlerin, özellikle de
yerli nüfusun, ABD onaylı mu-
hafazakâr adaylardan ve neo-li-
beral politikalardan uzaklaştı-
ğını gösteriyor.
Gutierrez, Güney Amerika'da
şekillenen yeni bir solcu siyaset-
çi tarzının son halkası olarak
görülüyor. îşbaşına gelen lider-
Ier ABD ve IMF ile sürtüşme-
den toplumsal reform sözü ve-
riyorlar.
45 yaşındaki Gutierrez de se-
çim kampanyası sırasında, nü-
r~l ı Kolombiya
I Quito
Ekvador
Büyük
Okyanus
Peru
CÜNEY
AMERİKA'DA
YENİ ECJLİM
B,> rezilya 'da Lula 'nin seçim
zaferinden sonra, Ekvador
halkı da yoksullukla mücadele
sözü veren eski darbe lideri
albay Lucio Gutierrez'i devlet
başkanlığına getirdL
fusun yansından fazlasının yok-
sulluk sınınnın altında yaşadı-
ğı 12 milyonluk ülkede yoksul-
lara bedava sağlık hizmeti, ucuz
ev ve rüşvetle mücadele sözü
vermişti.
Üniformalı fotoğrafinın yer
aldığı broşürlerin altında "OH-
garşijiezin'' yazıyordu. Ancak
Washington yönetimine ve
IMF'ye Marksist olmadığı, >ii-
rürlükteki anlaşmalara. özellik-
le de petrolle ilgili olanlara uya-
cağı, ABD'nin Mantadaki
uyuşturucuyla mücadele üssü-
nün kalabileceği konusunda gü-
venceler vermeyi unutmadı.
Pragmatik bir solcu
Gutierrez ABD'yi ürkütmek-
ten o kadar çok çekiniyordu ki,
kampanyasından üç günü Was-
hinton, New York ve Miami'de
ABD ve IMfden yetkililerle
görüşmek için feda etmişti. Bu
strateji işe yaramış olsa gerek
ki, The Wall Street Journal
ABD'nin Gutierrez'den çekın-
mesi için hiçbir neden olmadı-
ğını yazıyordu. Venezüella Dev-
let Başkanı Hugo Chavez ile de
arasına mesafe koymaya çalışan
Gutierrez komünist olduğunu
reddediyor ve kendisini orta-
nın solu, pragmatik bir siyaset-
çi olarak tanımlıyor. Brezil-
ya'nın Lula'sı gibi devrimden
çok reform üzerinde duruyor.
Devlet başkanlığını garanti-
ledikten sonra üzenndeki üni-
formayla yanında kansı ve iki
genç kızından biri olduğu hal-
de yerel televizyona konuşan
Gutierrez, "Başkan olacağım.
Şimdi asıl mücadelemiz başb-
yor" dedi. Amazon bölgesinde
düşük gelirli bir ailenin çocu-
ğu olan Gutierrez"in adı ilk kez
2000 yıhnda, zamanın devlet
başkanı Jamü Mahuad ülkenin
para birimıni dolarla değiştirme
karan aldığında gelmışti.
Gutierrez bu tarihte yerlilerin
Mahuad" a karşı başlattıklan is-
yana katıldı. Ordu devlet baş-
kanı yardımcısı Gustavo No-
boa'yı geçiş hükümetinin başı-
na getirmeden önce de kısa sü-
reli olarak bir cunta hükümeti
kurdu, ancak daha sonra turuk-
lanarak ve 6 ay askeri cezaevin-
de hapis yattı.
Lucio Gutierrez, geçen ay
yapılan ilk tur seçimlerde yüz-
de 20 oy oranuıa ulaşarak 11
aday arasında birınci gelmişti.
Brezilya: Luiz Inan-
cia "Lula" da Silva ve îş-
çi Partisi 27 Ekim seçim-
lerinde ezici bir zafer ka-
zandı. Ülkede eşitsizliğe
karşı mücadele sözü ve-
ren eski sendikacı, toplam
53 milyon seçmenin des-
teğini aldı. Brezilya'nın
borçlannı ödemeye söz ve-
ren da Silva. IMF kredisi-
ni de kabul etti.
PerU: Merkez sol
Amerikan Halk Devrimci
Itrifakı, 17 Kasım'da 25
yeni bölgenin yönetimi için
düzenlenen yerel seçim-
lerde büyük başan elde et-
ti. Eski devJet başkanı ve
parti lideri Alan Garcia,
sonuçlann hükümete, top-
lumsal sorunlara daha faz-
la hassasiyet göstermesi
gerektiği yolunda bir me-
saj olduğunu söyledi.
BOİIvya: Eva Mora-
les liderliğindeki Sosya-
lizme Doğru Hareket, tem-
muz seçimleri sonunda Bo-
livya kongresindeki 2. bü-
yük parti konumuna geldi.
ABD büyükelçisi seçim
sırasında Morales"in ka-
zanması durumunda yar-
dımlann kesilebileceği
uyansında bulunmuştu. Bu
uyannın, partinin oy ora-
nını arttırdığı söyleniyor.
'Iraklılar tuvaletleri temizledikten sonrayerine koyabilir'
Denetçilere diş firçası uyarısı
Dış Haberkr Servia- BM
Güvenlik Konseyi'nin
Irak'ta silah denetimlerine
ilişkin ABD'nin tasansını
kabul etmesinden üç hafta
sonra, silah denetçilerinden
ikinci ekip de dün Bağdat'a
ulaştı. BM Silah Denetçıle-
ri Komısyonu (UMNOVIC)
ile Uluslararası Atom Ener-
ji Ajansı'na (IAEA) bağlı
18 İcişıden oluşan uzman
ekip. saha çalışmalanna ya-
nndan iribaren başlıyor.
Iraklılann iste-
mediği ve Bağ-
dat'ta çeşitli zor-
luklarla karşılaş-
maları beklenen
denetçilere, geçmiş
dene>inılerden ya-
rarlanılarak ilginç
öğütler venliyor.
Ingiliz The Times
gazetesi. denetçi-
s
~~~"~"
lerin günlük yaşamlanna
ilişkin verdiği haberde, de-
netçilerin, özel olarak de-
polanan hazır yemeklerden
yediklerini yazdı. Eski de-
netçilerden Richard But-
Jer'ın yıllar önce, Irak Baş-
bakan Birinci Yardımcısı
Tank Aziz'le yapacağı
önemli bir görüşme öncesin-
de midesinin rahatsızlandı-
ğı hahrlatılan yazıda. But-
ler'ın, Irak gizli servisinin
yemeğine bir şeyler kanştır-
dığuıdan şüphelendiği \oır-
gulandı. Habere göre denet-
çiler. kaldıklan otellerde sü-
rekli tehdit telefonlan alı-
yor veya kapılann altından
notlar atılıyor. Taksi şoför-
lerinin, Irak istihbaratına
günlük raporlar sunduklan
belirtilen yazıya göre, UM-
NOVIC 'in tngıüz üyesı Hm
Trevan. denetçilere ilginç
bıruyandabulunuyor: "Dtş
firçalannıza dikkat edin.
Çünkü Irakhlar, diş firçala-
nnızla nrvaletleri temizleyip
tekrar verine kovabiHr."
Bağdatta buhınan
denetçikrin,
kaldıklan oteOerde
tehdit telefonlan
aldıklan iddia edildi.
(Fotoğraf: AP)
/rak halkı,
casus olarak
gördükleri
• silah
denetçileri
için yaşamı
zorlaştınyor.
Sa\aş yerine
denetim
IAEA Başkanı
Muhammed El
Barade\, denetçi-
lenn görevlerini
"tarafsız olarakve
profesyonefce" ye-
rine getirecekleri-
ni söyledi.
Irakın 8 Aralık'ta kitle
imha silahlanna sahip ol-
madığına dair bilgi verme-
si gerekrığini kaydeden El
Baradey, "Ardından da biz
bu açıklamanın doğru olup
olmadığını anlamak ama-
cryla denetimlerimize de-
vam edeceğiz'' dedi Bara-
dey, "Irak, BM ile işbirliği
yapar, yakın gelecekte hızh
sonuçlar elde edüır ve Gü-
venlik Konseyi'ne olumlu
raporlar sunulursa. dene-
timler sa\ aşın yerini ahr"
diye konuştu.
CROSSMAN VE WOLFOWITZ
3 ARAUKTA CELİYORLAR
ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı
Marc Grossman ve Sa\amma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz 3
Aralık'ta Ankara'ya gelecekler. ABD'li diplomatlann Kopenhag
öncesindeki ziyaretleri Irak ve, Türkiye- AB ilişkileriyle Kıbns'a iüşkin
mesajlannı iletmeleri açısmdan önem taşıyor. Türkiye'nin tam üyelik
müzakereleri için tarih alması yönünde yoğun çabalar gösteren ABD
yönetimi, Kıbns konusunda mutlaka bir sonuç alınması baskısında
bulunuyor.Grossman ve Wolfowitz'in temaslar sırasında, Irak
konusunda Türk hükümetinin nabzını tutacaklan kaydedildi.
Rumlar tahrik
etmeye başladı
bile
• LEFKOŞA (AA) -
BM Genel Sekreteri Kofı
Annan'ın, Kıbns
sorununun çözümü için
taraflara sunduğu planda,
önemli mıktarda Türk
toprağının Rumlara iade
edılmesi ve binlerce
Rum'un Türk
topraklanna dönmesini
öngörmesi, bazı Rumlann
tahrik davranışlanna yol
açtı. Gazimağusa'nın
Anadolu Mahallesiıne
giden 4 Rum, ev
sahiplerinin izni
olmadan. eskiden
yaşadıklan evlerin
fotoğrafını çekerek,
kamerayla görüntüsünü
aldılar. Olaydan büyük
rahatsızlık duyduklannı
dile getiren köy halkı,
tepkilerinı şöyle dile
getirdi: "Daha birarada
değilken böyle
da\Tanıyorlar. Birlikte
yaşarsak her gece
birimizin kapısını
çalacaklar. Biz Rumlarla
birlikte yaşamak
istemiyoruz." Benzer bir
olayın daha önce de
Annan planına göre
Rumlara verilmesi
öngörülen Alaköy'de
yaşandığına dikkat
çekildi.
ÖRÜŞ / CUNEYT AKALIN
Latin Amerika'da ilginç şeyler
oluyor, olaylar hızlanıyor. ABD
kırk yıldır Küba'yı çevrelemek
ıçin elınden geleni yapmış, son
on yılda bu ülkeyi diri diri meza-
ra gömmek için olmadık tertip-
lerin içine girmişti. Küba'nın gün-
lerinin sayılı olduğuna ınanıldı
9O'lı yıllarda.
Sonra, rüzgâr yavaş yavaş dö-
nüverdi. Hugo Chavez Vene-
züella'daiktadarolduğundatak-
vimler 1998'i gösteriyordu. ABD
ve yandaşları Chavez'in iktidarı-
nı yıkmak için Işverenler Sendi-
kası'nın öncülüğünde gerçekle-
şen eylemde Chavez iki günlüğü-
ne alaşağı edildi ama, ayaklan
üzerinde doğrulmayı becerdi,
başkanlık sarayına döndü.
Castro'nun "Latin Ameri-
ka'nin en büyük demokratı" di-
ye selamladığı bu eski asker,
ABD'ye ve neo-lıberalizme ka-
fatuttukça büyüdü, büyüdükçe
güçlendı; gücü Latin Amerika'nın
öteki ülkelerine sıçradı.
Brezilya'da Işçı Partisi Lula'nın
ekim sonundakı başkanlık seçı-
'ABD'nin Arka Bahçesi' ve
'Domino Teorisi'
minde yüzde 60'ın üzerinde oy
alarak Latin Amerika'nın bu dev
ülkesinde devlet başkanlığını ele
geçırmesi, dengeleri altüst etti.
Birleşikcephepolitikası izleyerek
iktidara gelen Lula, en geniş kit-
lenin desteğini arkasına almaya
özen gösterdı.
Yumuşak bir dille de olsa, ül-
kesini büyük birsefalete sürük-
leyen neo-liberal politikalarla ve
yozlaşma ile mücadele edece-
ğini tüm dünyaya ileten Lula,
2003 başında devlet başkanlığı
koltuğuna oturacak.
Lula'yı bu hafta Ekvador'da
devlet başkanlığı seçiminı kaza-
nan Lucio Gutierrez izledi. Es-
ki bir asker olan Gutierrez, adını
ilk kez 2000 yılında, Ekvador yer-
lilerinin başkent Quıto'ya düzen-
ledikleri büyük protesto yürüyü-
şüne destek olmak amacıyla bir-
liğinin başında Başkanlık Sara-
yı'nı işgal ederken duyurmuştu.
Daha sonra ordudan aynlan ve
siyasete atılan Gutierrez halk ara-
sında "albay" lakabı ile tanını-
yor.
Tüm bunlar parlamenter de-
mokrasi çerçevesinde, oyunun
kuralları içinde meydana geli-
yor. Bir de solcu gerillaların dağ-
larda varlığını hıssettirdığı Ko-
lombiya vb. gibi ülkeler var. Bu-
na Arjantin, Uruguay vb. gıbı
IMF kurbanı ülkeleri ekleyince.
tablo tamamlanıyor.
Latin Amerika'daki
solcu dalga
Latin Amerika'da solcu bir dal-
ganın yükseldiği artık apaçık or-
tada. Şimdi "sıra hangi ülkede"
sorusuna yanıt aranıyor.
Öte yandan, olaylareskiden ol-
duğu gibi, Küba'daki, Nikara-
gua'daki gibi tek tek patlak ver-
mıyor, yükselen dalga önüne
kattığı işbirlikçi iktidarlan çöker-
tiyor. Buna "kartopu etkisi mi
demek lazım.. yoksa "domino te-
orisi mi?" "Kartopu etkisi", bir
kartopunun sürüklenirken kar
toplayarak büyümesini ifade edi-
yor. Buna karşılık Vietnam Sa-
vaşı sırasında tartışılan "Domi-
no Teorisi", domino taşları gibi
birbırinin üzerine düşerek, yıkıl-
mayla sonuçlanan hızlı birçökü-
şü ifade ediyor.
Bu teonye göre Vietnam'da sa-
vaşı yitiren ABD, tüm bölgeyi yi-
tirebılirdi. O tarihte öyle olmadı,
bunun nedenleri ayrı birtartışma
konusu. Ama bir teorinin öngör-
düklerinin bir dönemde gerçek-
leşmemesi, hiç gerçekleşmeye-
ceği anlamına gelmeyebilir. "Do-
mino teorisi" Latin Amerika'da
işler mı? Şimdilik bilinen: ABD,
"arka bahçesi"nde hızla güç yı-
tiriyor. 10 yıl önce Küba'nın yal-
nızlığından söz ediliyordu, şim-
di ABD'nın neo-liberai polıtika-
larının yalnızlaşmasından söz
etmek gerekiyor.
• W\SHEVGTON(AA)
- Time dergisi, ABD'nin
Irak'ta, sabotaj eylemleri
düzenlemeleri için Iraklı
muhalifleri ikna etmeye
çalıştığını yazdı. Dergi,
Washington'ın
"komutanlık ve iletişım
altyapılannı bozma"
eylemleri düzenlenmesi
konusunda muhaliflerle
temasa geçtiğini belirtti
Amacın, "bölgeyi olası
bir Irak harekâhna
hazırlamak"olduğu ilri
sürldü.
len sagcı
yasaya hayır
• ZIIRİH(AA)-
Isviçre'de, sığınmacılar
için aynlan kaynaktan
kesinti yapılmasını ve
ekonomik göçmen
akırunın durdurulmasını
isteyen sağcı İsviçre Halk
Partisi'nin isteği üzerine
düzenlenen
referandumdan red oyu
çıkü.