23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 2002 CUMARTESİ HABERLER İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu, yargı sisteminin felç olduğunu söyledi Siyasetçilerçözümdenkaçıyor ÎSVEÇTEN DESTEK Kadınlara 'siyasVyardm GÜRHANUÇKAN STOCKHOLM - Isveç, kadınlann parlamento- da ve hükümette en çok temsil edildiği ülke. Parlamenterlerin yaklaşık yansı (yüzde 45) ka- dın ve kabinede her iki bakandan biri de öyle. tsveç Enstitûsü, yan resmi bir kültür kurumu. Çeşitli alanlarda hem Isveç'i yurtdışında tanıtı- yor hem de uluslararası ilişkilerde bir köprü ye- rini tutuyor. Daha önce defalarca ülkemizi kap- sayan çalışmalar yapmış olan bu kurum, şimdi de "FoKtikada Kadûüar" adlı bir projeyi ger- çekleştıriyor. Projenin amacı, "Türkiye'de ka- dmlarm karar verid mevkilere gelmeterine kat- kıda buluıunak". Enstitü, bu çalışması dahilin- de. Türkiye'den çeşitli meslekten ve 9 siyasi partiden 22 kadını 24 Kasım-1 Aralık arası Stockholm'de ağırlaya- cak. Bu projede, Isveç Enstitûsü ile KA-DER ve Isveç 'in İstanbul Başkon- sotoshığu işbirliği yapı- yor. Projenin başkanlığını Cecflia Reimers yapıyor; yardımcısı ise ülkemizle ilgili hemen her olumlu adımda payı olan Eleono- ra Aloui. Aloui şöyle ko- nuşuyor: "Türkiye'de ka- dınlar pariamentoda çok az temsil ediliyorlar, ayn- ca karar verici makam- larda da durum avıu. Bu proje çerçevesinde ko- nuldar, tsveç Partamentosu'nda temsil edflen 7 partinin çahşmalannı izkyecekkr." Stockh- îom'de programın ilk maddesi "ombudsman sis- temi.*' Kadınlann bölge ve resmi kurumlann yö- nerimindeki payı ve ağırlığı bir başka konu. Salı ve çarşambayı ev sahibi partilerin önderliğinde geçirecekler. Perşembe günü ise önce "Kadınla- ra şiddete karşı erkekierin iletişim ağT tanıtıla- cak. Öğleden sonra ise "gençler ve potitika" ko- nusu tartışılacak. Cuma günü ise "Kadndarm politik bflbıti ve sendikalar'' konulu bir semıner düzenlenecek. Projeye Türkiye'den katılan ka- dınlar şunlar: Sırma Evcan (gazeteci), Sema Aksu (MHP), Ferah Güngör-Ufuk Kantarcı- Se- ma Övgün-İnci Emirzeleoğtu (ANAP). Hilal Do- kuzcan, Hürya Korkmaz (CHP), Cahide Tetik- Seyhan Ekşioğlu (YTP), Mettem Gevrek (KA- DER Ankara Başkanı), tlknur Üstün-Ümide Aksu, (ÖDP), Çiğdem Aydm (SHP), Esin Bo- zogju (IP), llksen Dinçer-Nurseü Taşhel (DTP), Handan Askeran Ton-Fezal Gülfldan (DYP), FT- Mz İnan (LDP) ve Sema Ramazanoğlu. • 'Polıtıkada Kadmlar' adlı Îsveç-Türkiye projesinde, çeşitli meslek ve siyasi partilerden 22 Tûrkkadıruna politik yaşamda nasıl daha fazla yer alabilecekleri konusunda ipuçlan veriliyor. ECEVtTKIUÇ istanbul Barosu Başkanı KazımKokuoğlu. siyasetçi- lerin, işledikleri suçlardan kurtulmak için yargının so- runlannı çözmekten kaçtı- ğını ifade etti. Yargı sistemi- nin felç olduğunu vurgula- yan Kolcuoğlu, bunun de- mokrasiyi de işlevsiz kıldı- ğını söyledi. - Yargı sistemimiz ne du- rumda? KOLCUOĞLU-Yargı sis- temi felç. Yargımn iyi işle- memesi demokrasiyi işlev- siz kılıyor. Adil yargılama yapılmryor. Davalarda makul sürelerde karar verilemiyor. 4 bine yakın hâkim ve savcı açığı var. Mahkemelerin gün- lük baktığı dosya sayısı 40' ı aşıyor. Bu durumda sağlık- lı yargılama yapılamaz. - Yargı aşamasında zama- naşınuna uğrayan davalar Kazım Kolcuoğlundan: Yargının iyi işlememesi demokrasiyi de işlevsiz kılıyor. Adil yargılama yapılmıyor. Davalarda makul sürelerde karar verilemiyor. 4 bine yakın hâkim ve savcı açığı var. Bir mahkemenin günlük baktığı dosya sayısı 40'ı aşıyor. Bu durumda sağlıklı yargılama yapılamaz. sağlıklı bir yargılama yapıl- ması mümkün değil. Adliye bınalannda yangın merdive- nı bile bulunmuyor. bilevar. - Evet, buutanılacakbir dû- rumdur. - Yargrva neden daha az bütçe aynhyor? - Siyasetçiler, yargının so- runlanna duyarlı davranmı- yor. Çoğu, işledikleri suçlar- dan kurtulmak için dokunul- mazlık zırhına bürünüyor. Yargıyı, yardım edilecek bir yer değil, kaçılacak bir yer olarak görüyorlar. -Yargmın altyapısı sayılan adlrve saraylan sağhkb mı? - Apartmanlardan bozma binalarda ve han odalannda F tlpl sorununu 'anlayışla' çözecefllz - Yeni yönetim olarak F ti- pi cezaevierine karşı tavrmız nasıl olacak? - F tipi cezaevleri koğuş sis- temine oranla daha modern- dir. Bu cezaevlerinde tecri- de yönelik problemler çıktı. Bu sorunlar siyasi tartışma- ya dönüştürüldü. Bu tartış- ma çözümü geciktirdi. Kar- şılıklı anlayışla çözeceğiz. -4\ilsürejie ertetenen avu- kathk smavuun ÖSYM ta- rafindan yapılacak obnasmı doğnı buluyor musunuz? - Dünyanın hiçbir yerinde sınavsız avukatkk yoktur. Bu sınav sistemi üzerinde dü- şünülebilir. Önemli olan sı- na\in kimin tarafindan yapıl- dığı değil, içeriğidir. Bu sı- nav yararlı hale getirilebilir. -FotismABUyuınYasala- n'na ahşamamasmı nasıl de- ğerlendiriyorsunuz? - AB Uyum Yasaları çok aceleye getirildi. Teknik ola- rak da kötüdür. Gösteri yü- rüyüşleri yasası ve polis va- zifesi ile ilgili yasalarda da değişiklikler yapılmalıdır. Polise alışılmışın dışına çık- mak zor geliyor. Polis bugü- ne kadar bu yetkilerini kötü kullandı. Bunu devam ettir- mek istiyor. Hukukta reforma ihtiyaç var Prof. 0r. ERDENER YURTCAN -4- Bunun için adli kolluk bir an önce kurulmalıdır. Bu sonuç, iyi bir ada- let için kaçınılmazdır. Güvenlik güç- leri adli koUuğun aminrun savcılar ola- cağı gerçeğini kabul etmelidir. Bu amirlik, gerek ödüllendirme gerek cezalandırma bakımından geçerli ol- mak zorundadır. Uzmanlaşmış kad- rolarla yürütülecek bir kolluk hiz- meti adalet hizmetinin kalitesini yük- seltecektir. Savcılar "otomatik'' dava açma tnakamı olmaktan çıkanlmalıdır. Bu- nun için savcılann daha özgür dos- ya değerlendirme yetkisi ile donatıl- malan şarttır. Bugünkü denetim me- kanizmasında, "Çok dava açan sav- a makbuldür" sonucu terk edilme- lidir. Bu konunun yukanda sözünü et- tiğim Yüksek Savcılar Kurulu'nun ku- rulması ile bağlantısı göz ardı edile- mez. Güvenceli savcılık kurumu bu amacı sağlayacaktır. Bunun anlamı şudur: Hazırlık so- ruşturması ile son soruşturmanın ara- sına, yargıç denetiminde bir ara so- ruşturma devresi konulacaktır. Bu sayede savcının açtığı her dava oto- matik olarak dunışmada ele alınma- yacaktır. Bu bir denetim yolu oldu- gu kadar, yargılanmaması gereken kdşiyi bu sonuçtan kurtaracaktır. Bu- na uygulamada "iddianamenin red- di" denildiği görülmektedir. istlnaf mahkemelerlne oerek yoktur Batı modelınde olan. fakat Batı'nın da artık adaleti geciktirdıği için kur- tulmaya çalıştığı. ilk hükümden son- ra kanun yolu mahkemesi olarak ön- görûlen istinaf mahkemelerini siste- mimize katmaya gerek yoktur. Bu zaten ağır işleyen çarkı daha da ağırlaştıracaktu:. Bu sistemde Yargı- tay devreden çıkmadığı için Yargı- tay'ın iş yükünün azaltılması da söz konusu değildir. Bunun için her saruğa bir müdafi ilkesi yerleşmelidir. Avukatın delil toplama yetkisi sağlanmalıdır. Duruş- mada çapraz sorgu sistemi yaratdma- hdır. Bu vazgeçümez bir husustur. Yargıç ve savcılann ve avukatlann bu- na ihtiyacı olduğu açıktır. Bu konu- da yeni düzende Yüksek Hâkimler Kurulu, Yüksek Savcılar Kurulu ve Türkiye Barolar Birliği bu hizmeti gö- rebilecektir. Sonuç Bu yazıda ülkemizin bir hukuk profılini çizmeye çalıştım. Bir re- form ihtiyacı açıktır. Bunun zaman kaybına tahammülü yoktur. 3 Kasım seçiminin sonuçlan ile oluşan TBMM bunu başarmak konusunda, eskiye oranla daha büyük bir olanağa sa- hiptir, çünkü iki partili bir parlamen- toda yasama faaliyetini hızlandır- mak mümkündür. Gerek AKP gerek CHP ilk günden önemli konularda el ele çalışma sö- zü verdiklerine göre hukuk reformu- nun bu alanda birinci önceliğe sahip olduğunu söylemek uygun olsa ge- rektir. Her zaman vurgulamaya çalış- tığım bir noktayı yineleyerek yazanı noktalamak ıstiyorum: Bız hukuk re- formunu da, öteki alanlardaki re- formlan da "başkalan" istiyor diye yapacak değiliz. Türk insanı bunu çoktan hak ettiği için yapacağız. BİTTİ CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Gao Kingjian'ın Romanı... Seçim sonuçlan üstüne yazılar- dan sonra bu hafta edebıyat ala- nında bir gezintiye. Çin'in Nobel ödüllü yazan Xingjian'dan söz et- meye ne dersınız? Dilımıze sıcağı sıcağına çevnlen romanını bir sü- re önce okuduğum 1940 doğum- lu GaoXingjıan "Ruh Dağı" adlı bu yapıtıyla Nobel Edebiyat ödülü'nü kazanan ilk Çinli yazar oldu. Kita- bın (Doğan Kitapçılık. 2002. Çev. Gülseren Devrim) arka kapağın- dakı kısa biyografide Xingjian'ın, ro- mancılığının yanı sıra oyun yaza- n, denemecı, eleştirmen ve res- sam olduğunu öğreniyoruz. Ülke- sinde Fransız dili öğrenimi gör- müş. "Kültür Devrimi" sırasında "yeniden eğitım" kampına gön- derilmış, bir bavul dolusu eserinı yok etmek zorunda kalmış. So- nuçta gönüllü sürgünü seçerek Pans'e yerleşmış. Ülkesi Çın'de yapıtları yasaklanmış. Yine arka kapakta, Batı basıntnın "Ruh Da- ğ/"yla ilgili değeriendirmelerinden aiıntılaryeralıyor. "LeF/garo"ya gö- re "bir ressamın, şaırin ve filozo- fun eseri, büyüleyıci bir kitap". New YorkTimes'daki degeriendir- meyle "Lirikbirdestan... Yalnızca büyülü öyküleh, folklor açısından zenginliği, sonsuz çeşitlilikte bir coğrafyanın ortak bilınçaltını dile getirişiyle değil, şiirden monolo- ğa, baladdan dıyaloğa çeşitli an- latı üsluplannı harmanlayışıyla da övgüye layık..." • • • Yukardaki değertendırmelere bir diyeceğim yok. Bu gibi değerlen- dirmelerde abartı payı her zaman vardır. Ya da, kıtabı tanıtmak için yapılan alıntılar genellikle övgü bö- lümleridir. Söz konusu alıntıların yer aldığı yazılarda belki kitaba yö- nelik eleştiriler de vardı. Böyle de olsa. alıntılarda, Batı'nın Doğu'ya bakışına ilışkın alışık olduğumuz çizgıleri görebiliyoruz: Egzotizm merakı, yabancı küttüriere ilgi; baş- ka yaşamların, özellıkle de Doğu yaşamının Batılıya masalsı gelen yönleri, vb... Beş yüz sayfayı aş- kın yapıtında Xingjian bu öğelerı sonsuzca yineliyor, denebilir ki te- pe tepe kullanıyor... Aldığı ödül, yöntemindeyanılmadığının birgös- tergesi... ••• "Ruh Dağı"na roman denebilir mi? Dilimize başanyla çevrilen ya- pıtın sonlanna doğru, 72. bölümü oluşturan 495-498. sayfalannda yazarla eleştirmen arasındakı ha- yali diyaloğu okuyoruz... Özetle, eleştirmen, bir romanın tamam- lanmış bir öyküsü; giriş, gelişme, doruk noktalan ve sonucu; mutla- ka bir kahramanı; roman resim sa- natı değil dil sanatı olmakla bırlik- te kişıler arasındaki konuşmala- nn, kahramanlann kişiliklerini ya- ratmak için yeterli olması gerekti- ğı kanısındadır... "..yolculukserü- venlerini sayıp dökmek, rasgele öykü parçalannı, fırça ve mürek- kep ürünü üç beş cümleyi birara- ya toplamak, kuram ile deneme- yi birbirine kanştırmak; bu şekilde öyküye benzemeyen öyküler uy- durulmaz, üç beş halk şarkısını kopya ederek, üstelik mitlerte hıç- bır ilgisi olmayan saçma sapan hayalet öykülerini kanştırarak ro- man yazdım diye ortaya çıkılmaz, buna 'roman' denmez!... Boş bir çabayla Batı romanını taklıt etme- ye yeltenen bir modemist daha!" Yazarın bu ağır eleştirılere yanıtı ise, özetle, kahramanlara kişılik yaratmak gıbi bir nıyetı bulunma- dıgı, kendısınin bile bir karakteri olduğundan emın olmadığıdır... Roman yazıyorsa bunun nede- ni yalnızlığın acısını hafifletmek is- temesi vekendi zevki içindir... "Öy- külerin bazılan baştan başlayarak anlatılır, bazılan sondan; bazılan- nın birbaşlangıcı vardır, sonu yok- tur; sadece bazılannın bir sonu ya da sonuna kadar anlatılması im- kânsız bir bölümü vardır; bazılan anlatılabilir, ama bu her zaman ge- rekli değildir, çünkü anlatılacak il- ginç birşey yoktur; gene de hep- si öyküdür..." Yazarın "gerçekçi- lik" konusunda görüşünü iseson- rakı sayfalarda, kendisinden yar- dım ısteyen ünsüz bir yazarla ko- nuşmasındakı bircümlede buluyo- ruz: "... gazeteci olmadığımı ve gerçeklehe ilgilenmediğimi söy- luyorum..." • • • "Ruh Dağı"n\ ne Batılı eleştir- menler gibi goklere çıkarmak, ne de romandaki eleştirmen gibi kü- çümsemek niyetindeyim. Fazlaca uzatılmasına ve yinelemelerie yer yer sıkıntı verici olmasına karşın, öykü ve klasik roman özelliklerı de taşıyan iyi, sıkı btryazı... Yazann asıl derdi ise, bence. sözunü ettiğim bö- lümdekı bircümlede de izine rast- ladığımız "kadın ile erkek arasın- daki kimsenin kazanamayacağı savaş..." Nıtekim kitabın 44,46 ve 50. bolümleri, bu "savaş"\n etkili betımlerinı içeriyor... Bunlardan başka da, "Ruh Dağı'nöa, bir "kah- raman" genişliğmde ircteienmemiş olsa da, ıncelikle, duyarlılıkla be- timlenmiş kadın ve genç kız kişi- likleri yer alıyor... • • • Sonuç olarak, "Ruh Dağı", adı- nın ve kimi bölümlerinin mistik çağ- nşımlanna karşın gerçekçi bir ya- prt ve Xıngjian, gerçeklerle ilgılen- mediğinı söylese de ülkesinın ve çağının gerçeklerinden hiç de ko- puk olmayan iyi bir yazar... ataol b a cumhuriyet.com.tr. Faks:(0212)51385 95 KUITU* • SANAT www.perareklam.com.tr • (0212) 293 89 78 oalatea^ gitar & vokal fasıl TûneJ Babylon var» - 292 54 30 • CEVRE TİYATFOSU 'oniKincı I I (Mujıklı-Daııshlujmedı) H W. ShakesDeare H Yooetcn Işıl Kjuapoglu H pKrcftpb^SfrtgiiniJM | jy'lSVJÇKHASUNESİ I Pf)Şf)Dn [£' şenuK S URR^ ^ ^ ^ BırKamazantğlencesı "SnJtıltnndb" YAŞAYAN VASFİ RIZA ZOBU SERGİSİ *ç*$: 23 Kasım 2002 Cumartesi Saat: 14.00 Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi Giris Serbesttir. İlanlarınız İçin (0212)293 89 78 perareklam@perareklam.com.tr perareklam@superonline.com www.perareklam.com.tr BÖYLE. gölge-kukla oyunu bir perde tekerteyenler: şehsuvar aktaş - bilge gültürk - ayşe selen 22-29 kasım, cuma saat: 20.00 23-30 kasım, c.tesi saat: 14.00te FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ'nde istiklal cd. no:8 taksim / tel: 0212.244 44 95-252 61 55 İSVİÇREHASTANESI Gen&SanmHaımk" www.lahanasarma.com bizim tiyatro nâztnı hskmeî'ın vapıtUvmtUin kurgulayan - yöneten zafer diper hoş geldin U O I J GIV '* ^z tiyatroda melike demirağ 23 Kasım Cumartesi Saat: 20.30 " 24 Kasım Pazar Saal: 15.30 KADIKÖY HAU EĞİTİM MERKEZİ Tel: (0216) 33010 27 ; _ ^ 25 Kasım Pazartesi Saat: 20.00 KARTAL HASAN M.İ YÜCU K.M. Tel: (0216) 353 37 78 . . -> i — BilgiTel: C1Z.Z91 51 96 1 ,"JÇîğrı Meıiıezi Tel: (02161 454 1555 | ISVKREHASTANESI'&^l^b" a BAKIRKÖY BELEDİYE TİYATROLARI IKINCI CADDENIN MAHKUMU Neil SIMON 16, 21, 22, 29, 30, Kasım / 20.30 -17, Kasım 15.30 Yunus Emre Kültür Merkezi DILEKCE Cetin ALTAN 20, 27, 28 Kasım / 20.30 Yunus Emre Kültür Merkezi MARY MARY/Jean KERR 23, Kasım / 20.30 - 24, Kasım /15.30 Altan Erbulak Sahnesi ODADA SAVAS Martin VValser 29, 30 Kasım / 20.30 Altan Erbulak Sahnesi Naz.m HİKMET 23, Kasım - 20 30 - 24. Kasım /15.30 Yunus Emre Kültür Merkezi Yunus Emre K.M.: 661 38 95 / Altan Erbulak Sahnesi: 543 73 28 ^İSVİÇREHASTANESİ S-1885 ORTAOYUNCULAR İSTİKLAL CAD. N0:140 TEL: (0 212) 25118 6546 FAX: (0 212) 244 43 27 www.ortaoyuncular.com Ferhan Şensoy'un BİRİ BİZİ DIKIZLIYORRÖNTGENCILERE %IO INDİRİMU GÜLDÜRÜ CUMA-CUMARTESI 20.00 PAZAR IS.OOve 18.00 Ferhan Şensoy FERHANGİ SEYLER PERŞEMBE 20.00 Bilet Satıs/Rezervasyon: Ortaoyuncular Gisesi / 0 212 25118 65-66 KEHT OYONCOLaBI Yazan Tennessee VVılhams Yıldız Kenter-Hakan Gerçek- 23 Kasım Saat 20.30 | Güneş Berberoğlu-Engin Hepılerı 13,14 Aralık Saat 20.30 * Bir Müşfik Kenter Gösterisi ttıtysuz ihtiyar Yazan OğuzAral 29,30 Kasım Saat: 20.30 24 Kasım. 1 Arahk Saat: 15.00 E F E S Pilsen'in kültür ve sanata katkıları artarak sürecek YEDITEPE OYUNCULARI /. R. AHMET NURİ SEKİZİNCİ H1SSE-1 DENİZ FENERİ de BİR ISTVÂN SZABG Yöneten: Hadi Caman Perşembe, Cumo, C.tesi: 20.30; Pazar: 15.30 ^ F p | : c >i HADİ ÇAMAN TİYATROSU L ı^n î Tesvikiye Cad. No. 160 Nişontası ^ ' " *•" Tel: (0-212) 246 17 77-219 36 29 , E F E S Pilsen'in kültür ve sanata katkıları artarak sürecek. BEYOĞLU ALKAZAR 2932466 11.00-13.00-15.00-19.00-21.15 BEYOĞLU AFM FİTAŞ 251 20 20 11.20-13.50-16.20-18.30-21.00-C.CTS:23.55 IDEALTEPE AFM 489 08 66 11.45-14.15-16.45-19.15-21.45-C.CTS:00.15 KADIKOY AFM TANSAŞ 449 55 67 11.30-13.50-16.10-18.40-21.10
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear