Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 2002 CUMARTESİ
HABERLER
DUMADA BUGUN
ALİStRMEN
Kâbus mu, Gerçek mi?
Her şey karşı takım savunmasının sağ kanadında-
ki oyuncunun kaptığı topla, ortadaki arkadaşıyla bir
verkaç yapıp önündeki uzun boşluğu biryıldınm hı-
zıyla geçmesiyle başlıyor...
Oyuncu topu ortada ceza alanı üzerindeki golcü-
ye doğru kestiğınde, birden inanılmaz bir ağır çeki-
me dönüşüyor görüntü.
Top hedefine doğnj bir kavis çizip akıl almaz bir ağır-
lıkla süzülürken, teknik direktör bakıyor ki, kaleci cis-
men yerinde ama gözlerini tribündeki sanşın kızın
saçlannadikmiş...
Savunmanın solundaki adam ayakkabısını bağla-
maya çalışıyor, kimse kademeye girmiyor, orta alan-
dakiler ellerini bellerine koymuş olan biteni seyredi-
yorlar, sol kanattaki savunma oyuncusu, topa doğ-
ru geleceği yerde, sol koridordan ileriye doğru depar
atmaya hazırlanıyor...
Stoper, haykınyor,
- Top golcüye geliyor abi ne yapayım?..
Teknik direktör,
- O kontrol etmeden bastır, Hasan, sen de kade-
meye gir, diye çırpınıyor ama gürültü arasında sesi-
ni duyuramıyor.
Takımı bir zamanlar küme düşmenin eşiğine getir-
miş olan eski kaptan tribünden megafonla bağırıyor:
- Aldırma Ahmet, bırak atsınlar, zaten geçen maç-
ta iki golü, bu maçta yeriz diye düşünerek atmıştık.
Ahmet çaresizce çırpınırken basın tribününden ge-
len itirazlar, stat hopanorüne yansıyor:
- Yokuşa sürme Ahmet, bırak atsınlar, dostluk ka-
zansın!..
• • •
Teknik direktör, sanki yapışmış gibı oturduğu yer-
den son bir hamleyle fırlıyor. ve uyanıyor.
önce ne olduğunu anlayamıyor, çevresine şaşkın
şaşkın bakıyor, sonra birden fark ediyor.
- Neyse, diyor, kâbusmuş, gerçek değilmiş.
Ardından rahat bir nefes alıyor,
- Kâbuslar gerçek değillerdir ve gerçek hayatta ol-
mazlar.
Acaba öyle mi?
Eğer öyle ise bu yaşadıklarımız nedir?
BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Kıbrıs için çözü-
me yönelik görüşmelere zemin oluşturmak üzere il-
gili taraflara bir plan sunuyor.
Bu sırada Denktaş ameliyat geçirmiş, New York'ta
hastanede bulunuyor; iktidar olan partinin başbaka-
nı değil genel başkanı Avrupa'yı harmanlıyor, ılgili ta-
raflardan Yunan Başbakanı Simitis ile görüşüyor ve
görüşmeye, yanına Türk diplomatlarını almadan gi-
diyor.
Hükümetin başbakanı değil, iktidar partisınin ge-
nel başkanı, o ana kadar izlenen ulusal politikayı bı-
rakıyor, Ingiliz Başbakanı Tony Blair'e AGSP, Kıbns
ve AB konulannı bir paket halinde ele almayı öneri-
yor...
Dışişleri'nin ilgilileri şaşkın bakışlaria izliyorlar olan-
lan...
• • •
Denktaş, tedavı gordüğü New York'tan sesini yük-
seltiyor:
- Bu planı müzakere zemini olarak kabul etmeyiz.
Kabul etmemiz için şartlanmız var.
Basın canibinden itirazlar yansıyor
- Işi yokuşa süıme, bırak dostluk fırsatı bir kez geç-
ti elimize!...
Hükümet olan partinin genel başkanı, Strasbo-
urg'da gazetecilere,
- Bu planın müzakere edilmemesine müsaade et-
meyiz, diyor.
Hükümetin Başbakanı Ankara'da demeç veriyor:
- Müzakereden kaçmayız...
Simitis ile, Blair ile görüşenler, Denktaş ile konuş-
madılar mı?
Konuştularsa, bir uzlaşmaya varamadılar mı?
Bu sırada basın artık köşesine çekilmiş olan ve
geçmişteki davranışlanyla pek incir çekirdeği dol-
durduğu söylenemeyecek açıklamalar yaptığı bili-
nen 7. Cumhurbaşkanı'na soruyor:
- Toprak verilebilir mi?
- Verilir, diye yanıtlıyor, zaten veririz diye fazla al-
dık.
Sonra da ekliyor
- Ben o zaman Kara Kuvvetteri Kurmay Başkanı idim,
karşımızda direnç görmeyip kimseyi bulamayınca
yürüdük... Alınanlar zaten fazladır.
Türkiye'nin en üst makamında 10 yıldan fazla dur-
muş olan zatın açıklaması, nasıl da bir devlet adamı
inceliği içinde değil mi?
1974'te siyasi iradenin başında olan Ecevtt, Ev-
ren'in bu çıkışına yanıt veriyor.
Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı'nca bastlan
"Kıbns Banş Harekâtı Şehitleri Biyografisi"ni ince-
leyen gazeteciler ise soruyorlar
- Karşımızda direniş yoktuysa, Maraş yolunda ve-
rilen 187 şehit neyin nesi?...
Kıbns'ta kritik noktadayız, AB ilişkilerinde de öyle,
AGSP konusunda da...
Ama bizim takım ne yapacağıni bilmiyor, hatlar ve
takımın elemanlan arasında uyum olmadığı gibi, oyun-
cular kendi arkadaşlannı marke etmekle meşguller.
Kâbuslar, gerçek hayatta yaşanmaz mı?
Ne dersiniz?
Erdoğan büyükelçilerle görüştü
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün önce Islam
ûlkelerinin büyükelçileriyle görüştü, ardından
çeşitli ülkelerin büyükelçileriyle iftar yemeği yedi.
Yemekten sonra bir konuşma yapan Erdoğan,
küresel köyün arka bahçesindeki durumun hiç de
iç açıcı olmadığını, halkın açlık, sefalet ve terörle
karşı karşıya bulunduğunu belirtti.
Gül, Orgeneral Kılmç'ı kabul etti
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan
Abdullah Gül, dün MGK Genel Sekreteri
Orgeneral Tuncer Kılmç'ı kabul ederek bir süre
görüştü. Başbakanlık Merkez Binası'nda basına
kapalı olarak gerçekleşen kabul, yanm saat sürdü.
Görüşmenin ardından açıklama yapılmadı.
Aksu: ÖnceHk AB'ye uyum yasalan
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - îçişleri
Bakanı Abdülkadir Aksu, bakanlık olarak AB
uyum yasalanna ve uygulamalanna öncelik
vereceklerini belirterek 'İnsan hak ve
hürriyetlerini AB kriterleri doğrultusunda evrensel
standartlara kavuşturacağız" dedi. Aksu, dün
katıldığı Vilayetler Hizmet Birliği'nin genel
kurulunda, "Işkence, kayıp, gözaltında ölüm, faili
meçhul cinayet gibi insan haklan ihlallerinin
uzerine cıddiyetle ve kararlıhkla gideceğiz, bunlan
önleyecek tedbirleri derhai alacağız" diye konuştu.
AKP Genel Başkanı Erdoğan, iç ve dış politikada statükonun değişmesi gerektiğini ileri sürdü
Kıbns Meclis'tegörüşülecekANKARA (Cumhurhet Bürosu) -
CHP Genel Başkanı Deniz Bay kal'a
"iadeizKarette" bulunan AKP lide-
ri Tayyip Erdoğan, iç ve dış politika-
da statükoyu koruma gayreti içinde
olmadıkJarını belirterek bu statüko-
nun değişmesi gerektiğini söyledi.
Baykal ise Erdoğan'ın diplomatik
çevrelerde tepki yaratan AGSP, Kıb-
ns ve AB konusunun paket halinde
ele alınması görüşünü değerlendirir-
ken "Sayın Erdoğan'ın açıklamala-
nm dikkatle dinlerseniz, herkesi ra-
hatsız eden böyle bir bağlantı anlayı-
şına sahip olmadığını görürsünüz"
dedi. Baykal'ın AB ve Kıbns'a iliş-
kin detaylı bilgi verdiğı Erdoğan'ın
daha önceki "Şahin potitikalar so-
nuçvermez" sözlerinintersine, Kıb-
ns konusunu 12 Aralık'a sığdırma an-
layışını endişe vericı bulduğunu açık-
laması dikkat çekti. İki lider, Kıbns
konusunun TBMM'de özel gündem-
le ele alınacağını bildirdi.
AB turunun ardından
• CHP lideri Baykal, Erdoğan'ın AGSP, Kıbns ve AB konusunun paket halinde ele alınması görüşünü
değerlendirirken "Erdoğan'ın açüdamalannı dikkatle dinlerseniz, herkesi rahatsız eden böyle bir
bağlantı anlayışma sahip olmadığını görürsünüz" dedi. AB'ye üyelik için müzakere tarihi almanın
Türkiye'nin hakkı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Şahin poütikalar sonuç vermez" açıklamasının tersine
Kıbns konusunu 12 Aralık'a sığdırma anlayışını endişe verici bulduğunu açıkladı.
Baykal ve Erdoğan'uı CHP Genel
Merkezi'nde 1 saat süren görüşme-
lerinde özellikle AB ve Kıbns konu-
lannda görüş alışverişinde bulun-
duklan belirtildi. Erdoğan'ın yurt-
dışı ziyaretlerinden edindiği izleni-
mi aktardığı, Baykal'ın da Varşo-
va'daki temaslanyla ilgili görüşleri-
nı dile getirdiği vurgulandı. Baykal'ın
görüşmede yaklaşık yanm saat bo-
yunca Kıbns konusuna değindiği öğ-
renildi. BM'nin önerisinin Kuzey
Kıbns'ın bütünlüğünü sarsacak bir
plan olduğunu anlatan Baykal'ın,
"Kıbns Rum adası olur" değerlen-
' dirmelenne işaret ettiği belirtildi.
Erdoğan'ın da görüşme sonrası da-
ha önceki "Şahin politikalarsonuçver-
mez" açıklamasının tersine, Kıbns ko-
nusunu 12 Aralık'a sığdırma anlayı-
şını endişe verici bulduğunu belirt-
mesi dikkat çekti. Erdoğan, "12Ara-
lık'uı gündemine bu kesiniikle gir-
memelidir. Sayın Denktaş, şu anda
hasta olarak yatmaktadır. 40 yülık
sorunu üç-dörtgünesığdırmak müm-
kün deği. Bunlartsrarla Kopenhag'da
bu işi bitirmeye kalkarlarsa, bu tabii
ki kaygı vericidir" dedi.
Erdoğan sövlem değlştlrdi
Baykal'ın AB konusunda da detay-
lı bir konuşma yaptığı görüşme son-
rası Erdoğan'ın "Tarih için tarih ve-
rflmesi kabuledDebQirm
sözlerinden de
vazgeçerek müzakere tarihi almanın
Türkiye'nin hakkı olduğunu söyle-
mesi de dikkat çekti. Erdoğan, görüş-
me sonrasında düzenlenen basın top-
lanhsında data
Türkiye'ye karşı mü-
zakere tarihi verilmesinde meydana
gdecekşüphekrveya 12 Arahk'tâ mey-
danageİecekohımsuzhık.şüphesizAB
ûlkelerinin test edflmesi anlamına ge-
Br ki bunun neticesine de onlann kat-
lanması gerekmektedir" dedi.
AB konusunda muhalefet ve ikti-
dann düşünce birliği içinde olduğu-
na işaret eden Erdoğan. "Bahane ne-
dir, diye sorduk. Söyleyecek sözleri
yok. Bundan sonrası AB ûlkelerinin
atacağı olumlu adımlara bağhdır"
diye konuştu. Erdoğan, AB konu-
Satır araları
koşul dolu
BÜLENT SARIOĞLU
ANKARA - AB ülkeleri turuna çıkan AKP Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı
Yaşar Yakış. genel olarak sunulan olumlu havanın
arkasında birçok koşulu not ederek Ankara'ya
döndü. Erdoğan, AB turunun ilk ayağında son durağı
olan Strasbourg'da AvTupa Parlamentosu (AP)
Başkanı Pat Cax ve AP üyelerinin koşullannı
dinledi. AP Başkanlık Divanı, Saharov însan Haklan
Ödülü alan eski DEP'li Leyla Zana başta olmak
üzere cezaevindeki eski DEP'lilerin serbest
bırakılmasını istedi. AKP heyetinin de bu konuda
Avrupa insan Haklan Mahkemesi'nin "Yeniden
yargüaıuna" karannı uygulamaya koyacak bir
düzenlemeyi anlattığı öğrenildi. AP Divanı;
Türkiye'de silahlı kuvvetlerin siyasetteki rolü, seçim
sistemi, kadının toplumdaki
yeri, laikliğin korunması,
Kürtlerin sosyal ve
ekonomik olarak aynmcıhğa
tabi tutulmaması, anadilde
eğitim hakkı gibi AB
ölçütlerine ters bulduklan ve
uygulamadan veya
yasalardan kaynaklandığını
düşündükleri istemleri iletti.
AB Komisyonu Başkanı
Romano Prodi de
"Türkiye'ye tarih verecek
misiniz?" sorusuna şu yanıtı
verdi: "Türkiye'nnı
Kopenhag kriterlerini yerine
getirme konusunda eksüderi
bulunuyor." Prodi,
"Tûrldye'yi AB'ye vakmlaşurma" çahşması olarak
tanımladığı plan kapsamında, AB Komisyonu arahk
başında yeni bir "yol haritası" sunacak. AB
Komisyonu üyeleri, görüşmelerde kendilerinin
"uygulamayı iztemekle" görevli olduklannı, asıl
karann AB üyesi ülkelerin hükümetlerine, yani
siyasilere ait olduğunu vurguladı.
( , İ ( İ M ( , l \ I \ I İ ' K K h I-
1)1 ( , İ S İ M s | \ İ \ ! I I \ i ) l î
CUMHURİ
'Türkiye'nin K
K PARTİSİ
e Güvencesi"
• AP üyeleri, '
'DEP'lilerin
yeniden
yargılanması,
kadınnı
toplumdaki rolü,
Silahlı
Kuvvetler'in
siyasetteki rolü,
seçim sistemi,
Kıbns ve Kürtlere
aynmcılık'
gerekçeleriyle
birçok koşul
öne sürdü.
Baykal, Cumhurbaşkaıu Ahmet Necdet Sezer'in kendisinin Erdoğan ile birfikte Kopenhag Zinesi'ne gitmesini önerdi-
ğini, ancakgörüşmedebukonunun gündemegelmediğini belirterek talep edilirse gjdeceğini bildirdL (KEREM GEZER)
îngiliz veAlman basınında Erdoğan 'ın gezilerine ilişkin yommlarsürüyor:
Kıımaz bir e\ieııı adamı
inalltere: somut vaatte bulunamayız
ABD'nin tavnna koşut olarak olumlu bir hava estiren
îngiltere hükümeti de Türkiye'nin müzakere tarihi
alması için çaba göstereceğini belirtmekle birlikte
"somut bir vaatte bulunama} acaklannı"
vurgulamaya özen gösterdi. AKP heyetinin 12 Aralık
öncesi "gûçlû bir sinyal" beklentisine karşı en net
yanıt veren ülkelerden olan Almanya, Türkiye için
gösterebileceği en olumlu yaklaşımı "Randevu için
randevu" önerisiyle gündeme getirdi.
Dış Haberler Servisi -
tngiliz ve Alman basını,
Türkiye'nin AB üyeliği
ve AKP lideri Recep Tay-
yip Erdoğan'ın gezileri-
ne ilişkin yorumlar ya-
yımlamaya devam ediyor.
Financial Times'ta ya-
yunlanan bir yazıda, Er-
doğan'dan, "Tûrkij'e'nin
gayri resmi Bderi" diye
söz edilirken Erdoğan'ın
"kurnaz bir eylem ada-
mı" olduğu, ancak halen
laik demokrasiye inancı-
nı tam olarak ortaya koy-
masına ihtiyaç olduğu be-
lirtildi. Aynı gazetede yer
alan ve Almanya 'nın AB
içindeki eski daimi tem-
silcilerinden Dietrich Von
Kwıy imzasıyla çıkan ma-
kaledeyse, Türkiye'nin
AB konusunda Ahnan-
ya'nın desteğini hak etti-
ği bildirildi. Kway, A\TU-
pa'dan Türkiye'nin üye-
îiğine gelen her desteğin,
yer alan "Bfiyük Davet"
başlıklı yazıda, Avnıpa-
Türkiye ılışkileri için "Av-
rupa,40vıkürTürki\ie'yle
flört ediyor; aynı küçflk
bir knm, yakışıkh bir ya-
• Financial Times'ta yayımlanan bir yazıda,
Tayyip Erdoğan'dan, "Türkiye'nin gayri resmi
lideri" diye söz edilirken halen laik
demokrasiye inancını "tam olarak ortaya
koymasına İhtiyaç olduğu" belirtildi. j
Türkiye'deki demokrasi
ve Batı yanlısı gelişmele-
ri desteklediğini ifade et-
ti ve Türkiye'nin demok-
rasiyle Islamın biriikte \
r
ar
olabileceğinin en büyük
kanıtı olduğunu kaydetti.
Guardian gazetesinde
bana tarafindan cezbedil-
mesi ve biraz da korku-
tulması gibi" denildi.
"Türkiye'nin AB'ye fiye-
BgJ, Kıbns sorunu ve NA-
TO'nun AB'nin önerdiği
askeri kanaduun gelece-
ğtykugOibüyükbirpazar-
hk sürüyor ve bunun için
yalnızca 3 haftaımz kal-
dı" denilen analizde, Er-
doğan'uı da önceki lider-
lerin aksine, "Bizi üye ya-
pın, Kıbns sorununu çö-
zeriz" mesajını ilettiğini
bildirdi. Makalede, tari-
hin verilmemesi duru-
munda, Türk-Yunan iliş-
kilerinin, AGSP'nin, ola-
sı bir Irak harekâtında An-
kara'nın desteğinin ve
hepsinden önce ABD-Av-
rupa ilişkilerinin çökebi-
leceğine dikkat çekildı.
Alman Frankfurter All-
gemeine gazetesindeki
yazıda da artık zamanın
Türkiye'nin üyeliği yö-
nünde çalıştığı görüşüne
yer verildi.
sunda Türkiye'nin 40 yıldır oyalan-
dığını ve artık oyalanmaya taham-
mülü olmadığını belirterek "Bu bi-
raz insaf dışı oluyor" dedi.
'Cözlemlerimiz paralel'
CHP liden Baykal da AB ve Kıb-
ns konusunda "Erdoğan ileparalelgöz-
lemler yapüklannı" söyledi. iktidar
\e muhalefetiyle Türkiye'nin üyelik
müzakeresi için bütün dünyadan tak-
\im istediklerini anlatan Baykal, "Eger
AB, aday ülkelere aynı ölçülerde dav-
ranıjorsa Türkiye'ye de bir tarih ver-
mek durumundadır. AB'nin saygın-
hğı, tutarnhğı bunu gerektirmekte-
dir" diye konuştu. Baykal, "Erdo-
ğan'ın AGSP, Kıbns ve AB konusu-
nun bir paket halinde ele alınması gö-
rüşüne siz kaübyor musunuz?" soru-
su üzenne, u
Sa>ın Erdoğan'ın açık-
lamalannı dikkatle dinlerseniz, her-
kesi rahatsız eden böyle bir bağlantı
anlayışma sahip olmadığı-
nı görürsünüz. Ayrmülıko-
nuştuk. O konuda, hükü-
metimizin de hepinizin do-
ğal karşılayacağı bir yak-
laşnn içinde olacağını umut
ediyorum" yanıtını verdi.
'Menfaatlere ters
adım atılmaz'
Dokunulmazlık konu-
sunda gelecek günlerde bir
çalışmalarının olacağını
bildiren Baykal, iç siyaset
konulannı görüşmedikle-
rini söyledi. Erdoğan da
Avrupa'daki temaslan sı-
rasında yaptığı açıklama-
lar anımsatılarak Türk dış
politikasında bir değişik-
lik olup olmadığı sorusu-
na şöyle yanıt verdi:
"Dış politikada veya iç
politikada bir statükoyu
koruma gayreti içinde de-
ğilîz. Bu statükonun değiş-
mesi gerekir. Bu bir strate-
jidir. taktikler silsilesidir.
Biz, mflo' menfaaderimize
ters düşecek hiçbir adım
atmayız. Adım anlacakza-
man da muhalefetie, sKil
toplum örgütieriyle, çeşit-
li çevrelerle görüşmeleri-
mizi yapar ondan sonra
adım atanz,"
İki liderden
samimi aörüntüler
Açıklamanın ardından
Baykal, Erdoğan'ı aracı-
na kadar uğurladı. Bu sı-
rada iki liderin son derece
samimi da\Tanmalan dik-
kat çekti. Baykal, burada
bir soru uzerine türbanın
protokole girmesi konu-
sunu görüşmediklerini be-
hrterek "Ben ev sahibi ko-
numundaynn. Bu nedenk
konuğumuz hangi çerçe-
vede görüşmek isterse, o
doğnıltuda görüştük. Ay-
nca sorgulama yapar gibi
bir havanın ortaya çıknıa-
sı da doğru ohnaz" dedi.
Baykal, Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'in
kendisinin Erdoğan ile bir-
likte Kopenhag Zırvesi'ne
gitmesini önerdiğini, ancak
görüşmede bu konunun
gündeme gelmediğini be-
lirterek talep edilirse gi-
deceğini bildirdi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr
Kıbns konusunda yazdığım çözüm
isteyen yazılar olumlu ve olumsuz
tepkiler alıyor. Bunu normal karşılı-
yorum, çünkü Kıbns konusu, yalnız
Kıbnslı RumlarveTürklerin değil, Tür-
kiye'nin ve Yunanistan'ın hatta bölge-
nin geleceğini etkileyecek önemde
birsorun. Böyle olduğu için, sorun iki
taraf ar^ında çözülemeyince iş ulus-
lararası platformlara taşındı. Sonun-
da BM Genel Sekreteri Kofı Annan
bir çözüm planı taslağıyla ortaya çık-
tı.
Bu köşede daha önce Kıbnslı Türk-
lerin eğilimlerini aktarmaya çalıştım.
Geçen günlerde Kıbrıs Türk Ticaret
Odası Başkanı AN Erel'in bu planla il-
gili görüşlerinin bir özetini yayımla-
dım. Bu yazıma cevap veren Murat
Banş Koralp, mektubunda neden
Kıbrıs'taki diğer sivil toplum örgütle-
nnin görüşlerini almadığımı soruyor ve
tek taraflı davrandığımı söylüyor. Ça-
nakkale Üniversitesi'nden Profesör
Aysel Ibrahim Karafıstan ise yolla-
dığı açıklamada, Kıbnslı bir Türk ol-
duğunu, 1974 müdahalesi öncesi ya-
şadığı acıları dile getiriyor ve mektu-
bunu şöyle bitiriyor: "Ne pahasına
Her Şey Kıbns'a Düğümleniyor
olursa olsun AB'ye girmek isteyen
bir toplum gibi gösterilmemiz ger-
çekten içler acısı. Elbette aklın yolu
bizi savaş çığlıklanna değil banştan
yana çağırmaktadır. Böyle olmasını ve
hele hele genç kuşaklann bunlan bir
daha yaşamasını kimse istemiyor-
dur. Unutmakistesekdeunutamaya-
cağımız bu yakın tarihin üzenne sün-
ger çekmemiz kolay olmayacaktır."
• • •
Murat Banş Koralp'ın dediklerine
şöyle bir cevap verebilirim. Kıbns ko-
nusu Türkiye'ye yalnızca Denktaş ve
çevresinin bakış açısıyla yansıtılıyor.
Kıbns'taki diğer partilerin, sivil top-
lum örgütlerinin görüşleri ise nere-
deyse hiç yansımıyor. Kıbns'ı yakın-
dan izleyen bir gazeteci olarak şunu
söyleyebilirim: Kıbnslı Türklerin ezici
bir çoğunluğu Denktaş'ın Kıbrıs ko-
nusunda izlediği çözümsüzlüğü doğ-
ru görmüyor ve çözüm istiyor. Ancak
onlar bu görüşleri nedenıyle çeşitli
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. Oğret-
menler işlerinden atılıyor, gazeteler
baskı altına alınıyor, sivil toplum örgüt-
leri zorluklarla karşılaşıyorlar.
Sayın Koralp, bir sivil toplum örgü-
tü olarak neden Ulusal Halk Hareke-
ti Koordinatörü Taner Etkin'in gö-
rüşlerine yer vermediğimi soruyor. Ta-
ner Etkin'i de, Ulusal HalkHareketi'ni
de biliyorum. Onlann bir sivil görüşü
yansıttığı çoktartışmalı. Etkin, Denk-
taş grubunun en etkin isimlerinden-
dir. Arkasındaki destek de halk değil
Denktaş'tır, onun görüşleri tıpatıp
Denktaş'ın görüşleridir. O da, tıpkı
Denktaş gibi Annan'ın önerilerini, "mü-
zakere edilemez" bulduğunu açıkla-
dı. Bu görüşlerTürkiye'deki "Kıbns uz-
manları" tarafından da hemen her
gün dile getiriliyor. Benim gazeteci
meslektaşlanma önerim, Kıbns'a res-
mi olmayan bir gezi yapmaları. Ora-
daki sivil toplum örgütlerinin ve sıra-
dan Kıbnslılann nedüşündüğünü biz-
zat kendilerınden dinlemeleri.
Bu yazıyı yazarken Kıbns Türk ke-
simindeki 91 sivil toplum örgütunün
görüşleri internet sitelerinde yayımlan-
dı. Bunlann arasında işadamı, tüccar,
ışçi, öğretmen ve öğretim üyeleri ör-
gütleri var. Hepsi de kendi kitlelerinin
tek örgütü durumundalar. Onlar çö-
züm istiyorlar. Bunlan yansıtalım ve
Kıbns'taki asıl havayı görelim.
•••
Kıbrıs konusunda tartıştığımız ba-
zı insanlar ise, "Kıbnslılann ne dü-
şündüğünü biliyonız, onlarzaten nan-
kör, yıllarca ekmeğimizi yediler, şim-
di de çıkarian için böyle davranıyor-
lar" şeklinde konuşuyorlar. Bu görü-
şün Türkiye'de çok yaygın olduğunu
biliyorum. Kıbnslı Türkler de biliyor-
lar.
Kıbnslı Türklerin çözüm istediğini,
çoğunluğun Denktaş'ın çözümsüz-
lüğüne karşı çıktığını söylediğimde,
herkes kabul ediyor. Ardından, "Evet
ama burası Türkiye açısından strate-
jik öneme sahip, Kıbns'tan vazgeçi-
lemez" cevabını veriyorlar.
• • •
Şimdı samimi olalım, Kıbrıs'taki çö-
züm Kıbnslı Türklerı mi korumayı
amaçlıyor, yoksa Türkiye'nin askeri
ve stratejik çıkarlannı mı? Biri olmaz-
sa diğeri öne sürülüyor. Rumlara ve-
rileceği söylenen Güzelyurt adına da
(Güzelyurt Kalkındırma Derneği) bir
açıklama yapıldı. Diyorlar ki. biz çö-
zümden yanayız. Eğer bir çözüm bu-
lunacaksa, bizim bütün haklarımız
korunarak bir yerleştırme yapılsın.
Plan aynen kabul edilse yerlerinden
olacak olanların yaklaşımı bıle Türki-
ye'dekibazı "şahin" çevrelerdençok
daha yumuşak ve çözümden yana.
Kıbns'ta çözümsüzlüğü savunan-
lann temel tezi şu: Kıbns'ta 1974 sı-
nırian ve statükosu aynen kabul edil-
sin, bunun dışındaki çözümler müm-
kün değil. Ancak, bunu 28 yıldır kim-
se kabul etmedi. Zaten bağımsız bir
Kıbns Türk Cumhuriyeti de yalnız kal-
dı. Bu tez, Türkiye'yi ve Kıbnslı Türk-
leri dünyadan tecrrt ediyor ve olma-
dık sıkıntılara sokuyor. Bütün Türk dış
politikasını zehirliyor. Çözümsüzlük
çözümdür diyenler, kendi statükola-
rını koruma derdindeler. Onlar
statükolarını koruyacak diye 70 mil-
yon insanın kaderinı karartmaya kimin
ne hakkı var?