Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 O KASIM 2002 ÇARŞAMEA**»» CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
G T L N C E L CÜIVEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Kuşkusuz; bu açıklamanın çeriğinde önemli öğe-
leryer alıyor.
Oncelikle kime inat? Soruyj Annç yanrtladı:
•"Devletin kimi kademelerinde eştnin türbanlı olma-
sı risdeniyle TBMM Başkanlığ'na istenmediğiyolun-
daJ<i 'fısıltılar1
kulağına gelmiş'. Vaysiz misiniz eşimin
türbanıyla uğraşan diye hiddetlenmiş ve de efen-
dirnnnm, "Türkiye'de aynmcılğı düşünenlere inat, a-
day olrnaya" karar venmiş.
"'Acaba kim Annç 'ın eşinin ürbanını başkanlığa en-
ge/ gördü?"
AKP'ye söz geçirecek başka bir kurum, parti kal-
mad ığına göre, geriye Cumhu-başkanı Sezer kalıyor.
Oysa bılinıyor ki Çankaya siyasal itişmelerin, tartış-
maJarın içınde yer almaz.
Öyleyse "kım" Annç'ın türbanlı eşini gerekçe gös-
tererek Meclis Başkanlığı'na karşı çıktı, kim?
Vanıtı dünkü Hürriyet'ten aıalım: "AKP lideri RTE,
yeni dönemde devletin zirvesi/le ve toplumun duyar-
lı kesimleıiyle karşı karşıya gemek istemiyor. 'Devlet
terbiyesi almış ve dengeli bir ism' olan Vecdi Gönül'ü
de bu ozellikleri nedeniyle TBMM Başkanı olarak
görmek istiyordu... Aynca Gönül'ün eşinin türban
takmaması avantaj olarak görünüyordu. 'Radikal' ta-
nınan Annç teşkilat tarafından çok sevilen birisim ol-
masına karşın RTE, yumuşak bir sima olarak bilinen
Gönül'ün başkanlığının daha uygun olacağını düşün-
müştü".
Ne demek, "devlet terbiyesi almış ve dengeli bir
isim" diye Vecdi Gönül'ü Annç'a yeğlemek?
Yoksa RTE; koyu Islamcı Erbakan'ın rahle-i tedri-
sinden geçmiş, Milli Görüş'ü yaşam felsefesi yapmış,
ama radikalmiş, varsın olsun. devir o devir, Bülent
Annç'ı "devlet terbiyesinden ve dengeli davranmak-
tan yoksun" mu görüyor?
Arınç'ın inadı işte bu noktada ortaya çıkıyor!
• • •
Üstelik Annç eşinin "türbanlı yaşamının" hesabını
vermek zorunda olmadığını söylüyor. Elbette bu sav
sade bir vatandaş için geçerli.
Ya, bir TBMM Başkanı için? Türban inadım" se-
çim propagandasında bağıra bağıra ifade eyledi:
"Türban sorununu çözmek bizim namus borcumuz-
dur" dedi.
Bir başbakanımız var, eşi türbanlı. Bir Meclis Baş-
kanımız oluyor, eşi türbanlı. Yakında RTE başbaka-
nımız olacak; eşi türbanlı.
Gül'ün kızı, RTE'nin iki kızı türbanh. Bakanlardan
kimlerin evlerinde türbanla yaşandığı henüz sapta-
namadı.
Geriye Çankaya kaldı. AKP, Çankaya'nın engele
dönüştüğü yargısına varabilir. Demirel'in Özal'a uy-
gulamayı düşlediği by-passlara başvurabilir, hatta
görev süresini kısaltmaya da girişebilir.
Milli irade onlarda değil mi, onlar bu iradenin ikti-
darı değil mi? Dilediklerini yaparlar. Heyyyt yan ba-
kanı, taş koyanı...!
Devlet türbanla donanmaya hazır.
• • •
Yönetimle inatlaşan Arınç, "Kıbns'ı çözeceğiz" di-
ye demeçler verdi. "Hükümet kararalacak, bürokrat-
lar uygulayacak" diyor. "Bürokratlar" sözcüğü hangi
kurumları kapsıyor acaba?
Dışişleri personeli de, askerier de "bürokrat". Yüz-
de 34'lük milli irade Annç, bürokrat sözcüğü ile sa-
dece Dışişleri çalışanlarını mı amaçlıyor acaba?
• • •
Anayasal yetkisine dayanarak Cumhurbaşkanı Se-
zer kimilerinin bakanlıklarını değiştirdi ya; türlü çeşit
yalakalık. Yok müdahale etmiş, yok kabinenin den-
gelerini bozmuş. Oysa Çankaya, Milli Eğitim'e geti-
rilmek istenen YÖK tarafından "tarikatçı çalışmalan"
nedeniyle görevinden alınan Beşir Atalay'ı Milli Eği-
tim'e atamadı. Bir taş, birkaç taşı yerinden oynattı.
Atalay hükümette kaldı. Ânnç'la ilgili gelişmeler,
Atalay'la ilgili RTE-Gül anlaşması, iktidarın türban dı-
şındaki bir başka niyetini açığa çıkardı:
AKP, YÖK'ü kendisine benzetecek!
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
11
,..Wrtm Beter, Bir 'Sürprn'L"
• Baştarafı Arka Sayfada
Habuki bu sözler, ince ince hesaplanıp, uzun sü-
rede geliştirilmiş, genel bir stratejinin sonucu.
Bllcfik bir uzman
1
...
Barı hızlı solculanmız, önceden kestiremedikleri
Doğu Bloku'nun çöküş depremi sırasında, ufak
ufak dönekliğe' soyunurken; CIA'nın yan kuruluşu
Rartd Corporation'dan, çok da bildik birisi, 'orta vâ-
delitehmınuzmanı' Graham Fuller, yeni istikâme-
tin ne olacağını saptamıştı bile:
\..Sovyetler'de geliş gidiş 50 milyon Müslüman
Türk ozgürlüğe, hiç değilse daha fazla özerkliğe ka-
vuşacaktır; bağımsızlıklan bile gündemdedir Türki-
ye bı süreçfe demokratikleşme, ticaıi ve iktisadi ser-
bestbşme açısından, geleceklerine ilham kaynağı
olabıtr..."
".. Türkiye geçmişte Ortadoğu için bir modekfi,
bugin de olmaya devam ediyor; hele demokrasi ile
Islam bir arada yaşatabilecek bir formül bulursa,
Iran \e Arap dünyasına, büyük bir entelektüel öncü-
lökyıpmış olacaktır..." (Cumhuriyet, 28 Şubat 1990)
Nsıl, iyi mi? Dikkat isterim, ikisi de 'Demokra-
siylelslâm'ın bir arada yaşatılmasından' bahse-
diyoiar; lâiklikten çıt yok, düşündukieri formül,
şu yîşadığımız olmasın?
Meraklısı için not: 'Sürpriz', bu söyleşinin, bu kö-
şedebundan altı yıl önce (30 Eylûl 1996) yayımlan-
mış clmasındadın 'falcılık faslı'ysa, son cümlesinde
mûntemiç; daha o zaman, 'şu yaşadığımıza' eldiven
gıbi lyan, sözleretmişim! AKP, Graham Fuller'in sö-
zuntettiği 'formü/'ün, ta kendisi değil mi?
Girit'te tarihi
camiyi yıktılar
VltN (Cumhuriyet)
- Girt'te, Osmanlı dö-
nenae ait bir Türk ca-
miiiın geçen ay yıkıl-
dıp rtaya çıktı.
Ght Adası'nın Han-
ya şarinde evinin üze-
rİEe :açak kat çıkmak
isteyn Fragadiakis Pe-
ritli adlı Yunanlı, yüz-
lerceıllık camiyi topla-
naa alabalığın önünde
yıktı Osmanlı dönemi-
ne a olduğu belirtilen
caminin yıkılması sıra-
sında kimsenin müda-
hale etmediği öğrenildi.
Yetkililerin yıkıma en-
gel olmaması, adadaki
Türkler arasında büyük
tepkiyle karşılandı.
Türkiye'nin Atina bü-
yükelçiliği yetkilileri,
önümüzdeki günlerde
Yunanistan Dışişleri ve
Kültür Bakanlığı nez-
dinde girişimde buluna-
caklannı ifade ettiler.
Erdoğan'ın Simitis ile görüşmesinde konuşmalann kayda alınmamasına CHP'li Öymen'den tepki
Devletten gizli görüşme olmaz
BAHAR TANRISEVER _ _
ANKARA - AKP Genel Başkanı Re-
cep Tayyip Erdoğan'ın Yunanistan
Başbakanı Kostas Simitis ile yaptı-
ğı görüşmeye Dışişleri yetkililerinin alın-
maması ve görüşmenin rutanaklara
kaydedilmemesi tepki çekti.
CHP Istanbul Milletvekili
Onnr Öymen, dip-
lomatlann katıl-
madığı bu tür gö-
rüşmelerin mut-
laka rutanaklara
geçirilip devlet ar-
şivine konulma-
sı gerektiğini vurgulayarak
"Devletten gizli görüşme
olamaz" dedi. AKP lideri
Erdoğan, Yunanistan Baş-
bakanı Simitis, Dışişleri
Bakanı Yorgo Papandreu ve
görüşme sırasında henüz Dı-
şişleri Bakanlığı'na atanma-
mış olan AKP Genel Başkan
Yardımcısı YaşarYakış'ın ön-
ceki gün Atina'da yaptıklan
4'lü toplantının yankılan sürüyor. CHP Is-
tanbul Milletvekili, eski büyükelçi Onur
Oymen, tutanak tutma geleneğinden vaz-
geçilmemesi gerektiğini, aksi durumda
devlette devamlılığm sağlanamayacağını
söyledi.
Yunan devlet adamlarının geçmişte de
Türk tarafıyla görüşürken diplomatlan
toplantıya davet etme konusunda isteksiz
• CHP îstanbul Milletvekili, eski büyükelçi Onur
Öymen, bu tür görüşmelerde mutlaka zabıt
tutulduğunu ve bu zaptuı devlet arşivine girdiğini
anlatarak aksi durumda devlette deyamlılığın
sağlanamayacağını söyledi.
olduğuna işaret eden Oymen şunlan söy-
ledi: "Bu defa Yunanhlar mı istememiş-
tir, yoksa Yunanhlar istemiştir de Türk
tarafı mı istememiştir, bunu bilmiyo-
ruz. Bunu bilmeden de bir şey söylemek
doğru olmaz."
Diplomatlar katılsa da katılmasa da bu
tür görüşmelerde mutlaka zabıt tutulduğu-
nu ve bu zaptın devlet arşivine girdiğini
anlatan Öymen şöyle konuştu:
"Bu toplantının da mutlaka bir zap-
tının olması ve devlet arşivine girmesi-
ni temenni ediyorum. Aksi takdirde bu
bizim devletin gelenekleriyle bağdaş-
maz. Diplomatlann katılmadığı görüş-
meler de olabilir. Fakat bu takdirde de
bu görüşmelerin zaptı mutlaka çıkarı-
br ve devlet arşivine girer. Bu gelenek-
ten vazgeçilmeyeceğini ümit ediyorum.
Her hükümet değişikliğinde devletin
yeniden sıfırdan başlaması
söz konusu olursa bu da
uluslararası ilişkilerin tabi-
atına aykırı olur." Öymen,
toplantı srrasmda olmasa dahi
toplantıdan sonra katılımcıla-
nn burada görüşülenleri bir
zabıt halinde yazabileceğine işaret etti."
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve eski
büyükelçi tnal Bafu da şu değerlendir-
meyi yaptı: "Erdoğan herhalde bu gö-
rüşmede parti genel başkanhğı kimliği-
ni öne çıkarmış.Yanında Dışişleri Baka-
nı'nın da olması tabiatıyla yararh ol-
muştur. Dışişleri bürokratlannı yanına
alması halinde hükümetten hükümete
görüşme görüntüsünün ortaya çıkma-
sını istememiş olabilir."
Fischer'den Erdoğan'a öğüt: Kopenhag ilkeleri vazgeçilmez yükümlülüklerdir
Almanya da umut vermedi• Baştarafı 1. Sayfada
mez yükümlülüklerdir" uyansıy-
la eksikleri \-urguladi.
Erdoğan; Almanya, Ingiltere,
Belçika, Irlanda ve Fransa'yı kap-
sayan üç günlük gezisine dün Ber-
lin'den başladı. Dışişleri Bakanı
YaşarYakış'ın da eşlik ettiği ziya-
rette Erdoğan'a, Dışişleri Bakanla-
n'na dönük uygulamayla denk dü-
şen "Seçimi kazanmış parti lide-
ri" protokolü uygulandı. Almanya
Başbakanı Gerhard Schröder, Dı-
şişleri Bakanı Joschka Fischer ve
ana muhalefet lideri ile görüşen Er-
doğan, ziyaretiyle ilgili açıklamayı
da Dışişleri Bakanlığı'nda bakan-
larla birlikte yaptı. Erdoğan ile Al-
SCHRÖDER:
Simüis'everilen
sözler tutulsun
BERLİN (Cumhuriyet) -
Almanya Başbakanı Gerhard
Schröder, dün akşam AKP
Genel Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan la bir araya gelmeden
önce Italya Başbakanı Silvio
Berlusconi ile ikili bir görüşme
yaptı. Schröder, görüşmeden
sonra Berlusconi ile birlikte
düzenlediği basın toplantısında,
Kopenhag zirvesinde Türkiye'ye
ek bir sinyal verileceğinden emin
olduğunu bildirdi. Schröder,
"Türkiye'de yeni kurulan
hükümetten de Kıbrıs
konusunda Yunanistan
Başbakanı Kostas Simitis ile
yaptığı görüşmede verdiği
sözlerde durmasını
bekliyoruz" diye konuştu.
man hükümeti yetkilileri arasında-
ki anlaşmazlıklar, açıklamalara da
yansıdı.
Almanya Dışişleri Bakanı Fisc-
her, AB'nin bir değerler bütünü ol-
masırun çok önem taşıdığını, aynı
zamanda Kopenhag kriterleri ve
bunlann uygulamasının üyelik ta-
rihi için vazgeçihnez unsurlar oldu-
ğunu vurguladı.
AKP'de düş kınklığı
Erdoğan'ın müzakere tarihi için
"güçlü bir sinyal verilmesini" is-
tediğini belirten Fischer, bir gün
önce gerçekleştirilen genel konsey
toplantısına dikkat çekerek, "Mü-
zakere tarihi açısından da, ran-
devıı açısından da herhangi bir
sonucun çıkmadığını. bundan
dolayı da kesin sonuç veremeye-
ceğimizi aktardım" ifadeleriyle
AKP heyetini düşkınklığına uğrat-
tı. Türkiye'nin AB üyeliği konusun-
da "yardımcı olnıak. katkıda bu-
lunmak istiyoruz" değerlendır-
mesinden öte umut vermeyen Fisc-
her, A\Tupa değerler bütünü olarak
tanımladığı demokrasi, hukuk dev-
leti, hoşgörü, kadının toplumdaki
yeri ve taşıdığı rol, din ve devlet iş-
lerinın aynhnası ve bunlara dönük
somut uygulamalann AB için son
derece önem taşıdığını vurguladı.
Fischer, özellikle Avrupa Güven-
lik ve Savunma Politikası (AGSP)
Erdoğan, Almanya Başbakanı Schröder'le 13 saat görüştü. (Fotoğraf: AA)
açısından Kıbns sorununun da
önemli olduğunu anımsattı ve "Di-
lerdik ki Kıbns konusunda
önemli bir adım atılsın, mutaba-
kat sağlansın. Bu konuda atüa-
cak adım özellikle AGSP açısın-
dan belli bir blokeyi kaldıracak-
tır. Bu tıkanıklığı aşnıamız gere-
kir" görüşünü dile getirdi.
Fischer gazetecilerin, "Kopen-
hag zirvesinden Türkiye açısın-
dan nasıl bir sonuç beklediğine"
ilişkın sorusuna, "Bu Uerleme ra-
ponıyla bağlantıh.Almanya Tür-
Idye'ye bir sinyal verilmesini di-
liyor. Fakat bu Sayın Erdoğan'ın
istediği doğrultuda bir sinyal mi
olur, bu ayrı bir sorunun konu-
su" yanıtını vermekle yetindi.
Erdoğan da, Almanya açısın-
dan önem taşıyan ticari ilişkiler
ve Alman vakıflannın durumu
konusunda Berlin'i rahatlatacak
mesajlar vermeye çalışırken, tat-
h sert uyanlarda da bulundu.
Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde
yargılanan Ahnan vakıflannın
Türk-Alman ilişkileri açısından
çalışmalannı öven ve yargı süre-
cini yakından izleyeceİderini söy-
leyen Erdoğan, bu konuda yargı
sistemine güvenihnesini istedi.
Türkiye'ye müzakere takvimi
verilmeme olasılığına karşı uya-
nlarda da bulunan AKP Genel
Başkanı Erdoğan, "40 yıldan be-
ri müracaat ettiği halde müza-
kere takvimi alamayan tek ül-
ke Türkiye'dir. Bu da haklı ola-
rak bazı şüpheler halkımızda
uyandırmaktadır. Bunu Ko-
penhag zirvesiyle aşmak zorun-
dayız. Biz AB'yi bir Hıristiyan
kulübü olarak görmüyoruz ve
görmek de istemiyoruz. Burada
Türkiye test olduğu gibi Avru-
pa Birliği de 12 Aralık'ta test
olacaktır" diye konuştu.
Bürokratlara gözdağı• Baştarafı 1. Sayfada
lal." Bakanlann çalışmala-
nnı zorlaştırmayın, yar-
dımcı olun. Iş takipçiliği
yapmayın. Hükümet, sınır-
sız, tek tek istekleri yerine
getirmekten ibaret olursa
haksızlıklara neden olabi-
lirsiniz. Milletvekillerimi-
zin bakanlarla ilişkisınde
yeni bir model oluşturaca-
ğız. Buna göre milletvekil-
lerimiz, bakanlardan her
türlü isteklerini yazıh bir
formda belirtecekler, bir
suretini bakana, bir süreti-
ni de Meclis grubuna ilete-
cek. Komisyon ve genel
kurul çalışmalanna devam
konusunda özen gösterin.
AKP sıralannı boş bırak-
mayın.
Başbakan Gül'e: Türki-
ye, bugün pek alışık ohna-
dığı siyasi model ve fiili
durum ile karşı karşıyadır.
Büyük farkla tek başına ik-
tidar olmuş partinin genel
başkanı ile başbakanı fark-
hdır. Belki bu bir çelişkidir,
ama bunun sorumlusu AK
Parti değildir. Bu durum,
Türkiye'de bugüne kadar
yerleşmiş olan yasakçı zih-
niyetin çelişkisidir. Biz
başta başbakan olmak üze-
re kader birliği yapmış bir
kadroyuz. Bu birlik ve be-
raberliği, inşallah hiçbir
şey bozamayacaktır. Kaldı
ki ben halkımın gönlünde-
ki yerini ve yerimi bulmuş
bir insan olarak çok raha-
tım. Ancak halkrmın bu ko-
nuda ortaya koyduğu ira-
deye en çok siyasi iradenin,
hükümetin saygı göstere-
ceğine ve geregini yerine
getireceğine de inanıyo-
rum. Bizim kişisel kapris-
ler, gelip geçici mevkiler
için milletimize hizmet
sevdasından geri kalmak
gibi bir lüksümüz yok. Kü-
çük duygusallıklarla yola
çıkmadık.
Bürokrasiye: Bizi iyi ta-
kip edin, hızımıza muhak-
kak yetişin. Artık bundan
sonra alışılmışm dışında
bir dönem başlayacaktır,
AKP grup salonuna 'sığatnadr
ANKAR.4 (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP'nin ilk grup toplantîsı, TBMM'de
yıllardır unutulan "tek parti iktidarı-
nı" yeniden "anımsattı". 363 kişilik
gnıbun eski senato salonuna yerleşme-
si sırasında zaman zaman izdiham ya-
şanırken, bazı milletvekilleri ayakta
kaldı. Seçimler sonrasında ilk kez gru-
ba seslenen Erdoğan'ın, başta bürok-
rasi olmak üzere, kimi kesimlere dö-
nük "tehditkâr" bir söylem kullan-
ması dikkat çekti. Başbakan Abdullah
Gül, gnıbun basma kapalı bölümüne
yetişebildi.
TBMM kulislerinde, 1983 ve 1987
yıllannda kurulan Turgut Özal hükü-
metlerinden bu yana unutulan "güçlü,
tek parti iktidan" hissedilmeye baş-
landı. AKP'nin grup toplantîsı önce-
sinde kulisler son derece kalabalıktı.
AKP'liler bakanlanm, bakanlar birbi-
rini kutluyordu. Bu dönem eşi Emin
Şirin'i TBMM'ye gönderen Nazlı Hı-
cak ile parti kuruculanndan Yasemin
Kumral da milletvekilleri srralannda
oturdu.
Önceki dönem MHP'nin kullandığı
eski senato salonu "363 milletvekilli"
bir partiye göre yeniden düzenlenmiş-
ti. Salonda önceki dönemde bir sıra ba-
sma aynlırken, bu kez milletvekilleri
sığamayacağından basm üst locaya
alındı.
Ziyaretçiler de localara yerleştiril-
meye çalışıldı. Grupta milletvekilleri-
ne görev almak istedikleri komisyon-
lan bildirmeleri için formlar dağıtıldı.
AKP "en üst" kadrolan belirlese de
daha doldurulacak çok "boş koltuk"
vardı.
bunu da bilin. Bu bizim or-
tak kaderimizdir. Siyaset-
çisi ile bürokrasisi ile gece
gündüz demeden çalışma-
ya mecburuz. Onun için
bürokrasi, bugüne kadar
üzerinde dolaşan o kara bu-
lutlan defetmek durumun-
dadır. Bu bakımdan bize
ayakbağı olacaklarsa, ku-
sura bakmasınlar, bunun de
bedelini ödemeyi şimdiden
düşünsünler.
Acil Eylem Planı'nı
eleştirenlere: Eski alış-
kanlıklarla siyasi iradeyi
frenlemeye çalışan, tered-
dütler oluşturmaya alışkın
bürokrasideki hiçbir ku-
rum ve birey, hükümetin
ufkunu daraltma çabasına
girmemelidir. 3 ve 6 ayda
gerçekleştirmeyi vaat etti-
ğimiz kimi icraatlann 5-10
yılda bile gerçekleşmeye-
ceğini iddia edenler var.
AKP iktidannın ilk 1 yılın-
da yapacaklanmız, ne ka-
muoyunda açıkladıklan-
mızdan ne de kitapçık ola-
rak sunduğumuz dokü-
manlardan ibarettir. Bun-
lar, yapacaklanmızın sade-
ce bir kısmıdır.
'Hoca' usulü
diplomasi
• Baştarafı 1. Sayfada
politika çizgisinin dışına çıkıyor.
KKTC'de Türkiye'nin AB üyeliğini
Kıbns sorununa bağlayarak resmi
söylemi terk eden Erdoğan, önceki
gün de Atina'da Dışişleri bürokratla-
nnm toplantılara katılmasını isteme-
di. Heyetle beraber Atina'ya gelen
Dışişleri Bakanlığı müsteşar yardım-
cılan Baki Ükin ve Akın Alptuna ile
Türkiye'yi Yunanistan'da temsil e-
den Büyükelçi Yiğit AJpogan'm gö-
rüşmelere alınmaması sorun yarattı.
Erdoğan-Simitis görüşmesine Türk
tarafindan henüz o saatlerde Dışişle-
ri Bakanı atanmamış olan Yaşar Ya-
kış ile Erdoğan'ın siyasi danışmanı
Ömer Çelik katıldı.
Erdoğan istedi
Dışişleri Bakanı Yakış, dün sabah sa-
atlerinde bakanlıkta sorulan yanıt-
larken toplantmın bu formatta ger-
çekleşmesini Erdoğan' ın istediğini
aktardı.Yakış şu bilgileri verdi:"Dip-
lomat olan ya da olmayan aynmı
yok. Sadece bir toplantı yapüdı. Si-
mitis, 'Tüm konulan burada mı gö-
rüşelim, yoksa genel bir giriş yapıp
heyetler arasında mı aynntıya gire-
lün' diye sordu. Sayın Erdoğan da
'Burada her şeyi görüşebiliriz' dedi
Dolayısıyla müzakerelerin tama-
mı baş başa kısımda görüşülmüş
oldu. İki taraf arasında bu görüş-
menin daha önceden kaç kişi ola-
cağı da belirlenmişti, bir artı iki
denilmişti. Dolayısıyla görüşmede
Sayın Erdoğan'ın siyasi danışma-
nı ile ben vardım."
Erdoğan'ın bu görüşme sırasında
Simıtis'ın "Türkiye uluslararası
hukuk kurallanna uyinuyor" söz-
lerine yanıt veremediği kaydediliyor.
Erdoğan, AGSP konusunda da soru-
nun çözüm aşamasında olduğunu
söyledi. Ancak AGSP konusunda
başta 21-22 Kasun günlerinde yapı- .
lacak NATO zirvesi olmak üzere ya-
lan vadede bir çözüm beklenmiyor.
Erbakan ve Ozal usulü
Erdoğan'ın 3 Kasım'dan bu yana
dış politikanın temel çizgisini değiş-
tirmeye dönük artan girişimleri, RE-
FAHYOL döneminin Başbakanı Er-
bakan'ın ızlediğı "diplomasiyi"
anımsatıyor. Erbakaa da göreve gel-
diğinde ilk yurtdışı gezisini Iran'a
yapmış ve orada Türk istihbarat bi-
rimlerinin yanılabileceklerini söyle-
mişti.
Erbakan'ın asıl sıkıntı yaratan ge-
zisi ise Libya olmuştu. Libya lideri
Muammer Kaddafı ile yapılan gö-
rüşmelere hiçbirTürk diplomatı alm-
mamış ve tutanak tutulmamıştı. Ta-
mamıyla gizli yapılan toplantılann
ardından düzenlenen basm toplanrı-
srnda Kaddafi, Türkiye'yi Kürt yurt-
taşlanna baskı yapmakla suçlamış ve
terörörgütü PKK'yi savunmuştu. Er-
bakan'ın tavana bakarak dinlediği
basın toplantısını sessiz izleyenler-
den biri de önceki gün Başbakanlık
makamına getirilen Abdullah
Gül'dü.
Türk siyasi tarihinde bir benzer o-
lay da eski Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın ABD'deki temaslan sırasuı-
da Dışişleri Bakanı Ali Bozer'i res-
mi temaslara almamasıyla gerçek-
leşmişti. Bozer, daha sonra görevin-
den istifa etmişti.
Yunan basını:
Euro-Doğan
MURAT tLEM
ATtNA - Yunan basını, AKP Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
her şeye rağmen Avrupalı bir görü-
nüm sergilediğini yazdı. Önceki gün
Yunanistan'ı ziyaret edenAKP Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Yu-
nan basınına konu oldu.
Erdoğan'rn Avrupalı bir görünüm
sergilediğini belirten gazeteler, Erdo-
ğan'ın BM belgesi konusunda zaman
darhğmı ileri sürerek erteleme yönün-
de görüş belirtmesine de sayfalann-
da yer verdiler.
Erdoğan' ın Atina temaslanyla ilgi-
li olarak Elefterop Tüpos gazetesi
"Simitis-Erdoğan el sıkıştılar" baş-
lığını kullanırkenAvTuani "Euro-Er-
doğanAtina'da", Niki gazetesi "An-
kara ve Denktaş zamanla oynu-
yor", Logos "Kıbns konusunda
kartlar kapalı", To Vima "Erdoğan
iyi rolde", Apoyevmatını "Erdoğan
istiyor,Türkiye yapabilir", Eleftero-
tipia "Euro-Doğan Avrupalı profili
ile geldi" manşetlerini kullandılar.