Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Genel Yayın Yönetmeni:îbrahim
Yıldız # Yazıişleri Müdürü: Salim
Alpaslan # Sorumlu Müdür:
Mehmet Sucu # Haber Merkezi
Müdürü: HakanKara
Cumhuriyet
İımtiyaz Sahibi: CUMHURİYETVAKFI
İLHAN SELÇUK
Istıhbarat Cengiz Vıldırım 0 Ekonomı: Özlem
Yüzak 0 Kültür: Egemen Berköz 9 Spor: Ab-
dülkadirYücelman • Makaleler. Sami Kara-
ören 0 Düzeltme: Abdullah Vazıcı 9 Bılgı-
Belge. Edibe Buğra 0 Yıırt Haberlen Mehmet
Faraç 0 Avrııpa Temsılcısı: Gürav Öz
Yaym Kurulu: İlhan Selçuk
(Başkan), Emre Kongar (Danış-
manl, Orhan Erinç, Hikmet
Çetinkaya, Şiikran Soner. İb-
rahim Yıldız. Orhan Bursaiı,
Mustafa Balbav. Hakan Kara.
AnkaraTemsilcısı: Mustafa Balbav Aatürk Bulvan Müessese Müdürü: Erol
No. 125, Kat:4, Bakanlıklar-AnkaraTel: 4195020 (7 Erkut 0 Koordinatör:
hat). Faks. 4195O270tzmiıTemsılcisi. Serdar Kızık, Ahraet Korulsan 0 Mu-
H.ZıyaBlv. 1352 S.23Tel4411220, Faks: 4418745 hasebe- Bülent Yener0
• AdanaTemsilcısı: ÇetinYiğenoğlu, InönüCd. 119 tdare. Hüscyin Gûrer
S No:l Kat:l,Tel: 363 12 11. Faks: 363 12 15 0 Salış: Fazilet Kuza
REKLAM: P.M. Lld. ŞtL • Genel
Müdür Gûlbin ErduranOKoordinatör
Reha lşıtman#Genel MüdüıY«İ..Se\-
da Çoban # Fmansman Müdürü: Çetin
ErduranTel: CC12 514 (T 53 - 513 84
60-61. Faks: 0212513 8463
Yayımlaysn: Venı Gün Haber Aıamı Basın ve Ya>ıncılık A $. Bflskı: Sahah Va\mcıhk A Ş
Türkocağl Cad. 39 4] CağaJogiu 34334 Islanbul PK 246 - Sırfcecı ?44?5 lstanbul
Tel: 10 212ı 512 05 05 (20 haıı
Faks: (0 212ı 513 85 95
27 EKİM 2002 îmsak:3.53 Güneş: 5.22 Öğle: 10.55 tkindı: 13.46 Akşam: 16.16 Yatsı: 17.37
G - U 1 V C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
hutcuksal durumu ve bugünkü yasadışı konumu!
Oysa; Baykal, sonjna özenle yaklaştı. Tartışma-
nın özünü daha başlarda saptadı.
RTE ise bildiğini okudu. Seçime az zaman kal-
mışken AKP'nin kapatılmasını hedef alan Başsav-
cı Sabih Kanadoğlu'nun Yüksek Mahkeme'ye
başvurusunu "anlamlı buldu" ve görevinin başın-
da olduğunu yineledi.
Baykal, elbette siyaset yasağına ve parti kapat-
maya karşı. Fakat yadırganan bugünkü tabloyu
yadsımamak olanaksız:
RTE, yasalara göre milletvekili olamıyor. Hükü-
met sorumluluğunu üstlenemiyor, ama... partinin
başında görevde kalıyor.
312'den mahkûm olmuş, anayasaya ve Siyasal
Partiler Yasası'na göre artık genel başkanlık göre-
vini devam ettirmemesi gerekiyor.
Yangından mal kaçınr gibi davranmaya gerek
var mı? Yok elbette.
Bıraksın görevi, çekilsin. 3 Kasım'dan sonra "Biz
bu sorvnu çözeriz" diyor Baykal.
RTE'ye bakıyorum. Gözlerini Baykal'a dikmiş,
sık sık su içiyor. Yerden pet şişeyi alıyor, bardağa
dolduruyor. Sinirden ağzı kuruyor herhalde.
Iki genel başkan, TV ekranında bir araya neden
geldiler?
Iktidara geldiklerinde Türkiye'nin amansız so-
runlanna bugünden öngördükleri çareleri, çözüm-
leri açıklamak değil mi ana amaç? Izleyicilerin,
özellikle kararsız seçmenlerin "ekrandaki ikilinin"
açıklamalarından sonra kafası berraklaşmayacak
mı?
Bu noktada Baykal yaşamsal bir soru soruyor,
RTE'ye
de, izleyenlere de:
Tartıştığı klşi, yasal olarak genel başkan değil.
Milletvekili ve başbakan olamıyor.
Gerçek bu; "RTE ile neyi tartışacağız" diyor.
• • •
Geleneksel biryargıya değiniyor; halk, kimin baş-
bakan olacağını bilerek oy vermeli.
Tabii RTE kösdinliyor. Üstelikzeytinyağı gibi üs-
te çıkmakta hayli mahir; "Baykal'ın yaklaşımını an-
lamakta zorlandığını" öne sürüyor.
Yasa veya anayasa, bir yana. AKP tüzüğü, ana-
yasanın da yasaların da üstünde. Tüzüğün 161.
maddesine göre, üye olmayan bir kişinin genel
başkan seçilebileceğini -Baykal'a yanıt olarak-
söylemez mi?
CHP lideri sabırlı, gülünecek irdelemelere gülme-
meye özen gösteriyor. Üstelik sakin ve RTE'nin
kışkırtmalarına kapılarak saldırgan bir üslup kullan-
mıyor. Fakaaat:
"Tüzük" diyor; "hukuktan üstün olabilir mi?"
• • •
RTE'nin yaşadığı ve yaşattığı yasa karşıtı duru-
mun "dünyada benzeriyok".
Varsın olmasın. RTE'nin umurunda değil. O, ik-
tidar istiyor, önündeki bütün yasal engelleri kaldı-
racak güçte bir iktidar!
"Anayasa Mahkemesi (tabii aylar sonra) gereken
karan vehnceye kadar 'faaliyetini' sürdürecek!"
"Ama, başbakanlık hâlâ bir problem", RTE'ye
göre değil. Iktidara gelmesi olası partinin başba-
kan adayı yok ortada. Soruyor: "Baykal veya diğer
partiler neden rahatsız o/uyor bu durumdan? Biz-
de başbakan adayıyla seçime girmiyor ki partiler"
diyor.
Özal'ı da bastırdı RTE. Anayasa ve yasalar bir
değil beş kez delinse ne çıkar, demeye gelen bir
tutum sergiliyor.
AKP Genel Başkanı'nın programı nedir? Tek ba-
şına, anayasayı, yasalan kafasında gizlediği he-
deflere uygun değiştirmek!
Uğur Dündar'm sürekli kimi konularda "muta-
bakat" arayışına ve saptamalarına, dün medyada-
ki aynı doğrultudaki yayınlara bakılırsa; -Müjdat
Gezen'in dediği gibi-: "Bir CHP-AKP koalisyonu
oluşturuluyor". Dahadoğrusu oluşturulmak isteni-
yor.
Tek kazancımız: Devleti tanımış, hizmet vermiş
bir liderle, her açıdan sığ bir siyaset adamı izlemek!
AGSP'de çözüm umuduSERKAN DEMİRTAŞ
ANKARA - Avrupa Birliği'nin
(AB) genişleme konusunu ele aldı-
ğı olağanüstü Brüksel Zirvesi'nde
Türkiye'ye tarih konusunda bekle-
nen ifadeler yer alırken Avrupa Gü-
venlik ve Savunma Politikası'nda
(AGSP) sürpriz bir sonuç çıktı.
AB. Ankara Belgesi'ne iki cümle-
lik bir ek yaparak Yunanistan'ın da
kaygılannı giderirken Dışişleri Ba-
kanı Şükrü Sina Gürel Yunanistan
Dışişleri Bakanı Yorgo Papand-
reu"ya "Ankara Belgesi'nin özü
değişmemeli" yanıtını verdi.
Brüksel'de önceki gün yapılan
AB genişleme zirvesinde ortaya çı-
kan "AGSP sürprizi". Ankara da
da değerlendiriliyor. AB Dış Poli-
tika ve Savunma Yüksek Komise-
ri Ja\ier Solana'nın Brüksel'deki
zirve sırasuıda açıkladığı Brûksel
Belgesi'ne ilişkin son temas Türk
ve Yunan dışişleri bakanlan arasın-
dagerçekleştirildı. Papandreu'nun
önceki gün Gürel'i arayarak geliş-
melerle ilgili bilgi verdiği öğrenil-
di. Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın
Türkiye'ninAB umudu artıyor
LONDRA (AA) - Ingiliz Financial Times gaze-
tesi. "5 biiyük Avrupa ülkesinin liderlerinin ara-
lıkta yapılacak Kopenhag Zirvesi'ndeTürkiye'ye
üyelik görfişmelerine başlama takvimi verilme-
si konusunda prensipte anlaşmaya vardıklanm
veTürkiye'nin umutlarını aıttırdıklannı"yazdı.
Gazete, .AB diplomatlanna dayandırdığı haberinde.
Ingiltere, Almanya, Fransa, Italya ve îspanya'nın
Brüksel'deki AB zirvesinde gayri resmi olarak ko-
nu üzerinde anlaşmaya \ı
ardıklannı, bunun da Tür-
kiye'de seçimler öncesinde reformist kesime moral
vereceğini belirtti. "ABD'nin baskılannın etküi ol-
duğu gelişmenin Kıbns görüşmelerine de ivme
kazandırabileceği" kaydedilen haberde, "birçok
AB ülkesinin ise önce seçim sonuçlannı beklemek
istediği" bildirildi. Independent gazetesi de Türki-
ye'ninAB üyeliğine bir adım daha yaklaştığını yaz-
dı. Haberde, "Türkiye'ye Kopenhag'da doğru-
dan bir tarih verüebileceği gibi, daha ilerisi için
bir 'randevu' da verilebilir" denildi.
Gürel'e "Biz bu konuda bir Uer-
leme kaydetmek istiyoruz. Bu
noktada uzlaşmalıyjz" dediği öğ-
renildi. Gürel'in ise Türkiye'nin
AGSP ile ilgili Ankara Belgesi ko-
nusundaki Türk tezlerini yineleye-
rek "Ankara Belgesi'nin özü de-
ğişmemeli. Belgeye bazı ekleme
ve değişiklikler yapılabilir" me-
sajını verdiği öğrenildi. Dışişleri
Bakanı. Papandreu'nun tatbikatla-
rın karşılıklı iptali önerisine ise
"Önce Yunanistan'ın planlı tat-
bikatlarını ertelediklerini göre-
lim. Biz de gereğini yaparız" de-
diği kaydedildi.
NATO'nun Makedonya'daki
"Amber Fox" operasyonunu ara-
lık ayının ortasından itibaren AGSP
bünyesine çekmek isteyen Brüksel.
Türkiye'nin vetosunu aşmak için
son dönemde yeni girişimlerde bu-
lunuyordu. Birliğin askeri konular-
la ilgili dönem başkanlığını yürü-
ten Yunanistan'ın Türkiye ile gizli
temaslan sonunda yeni birbelgenin
hazırlandığı önceki gün Solana ta-
rafından Briiksel'de açıkJandı. Edi-
nilen bilgiye göre yapılan tek deği-
şiklik, Türkiye'nin ABD ve Ingil-
tere ile uzlaştığı Ankara Belge-
si'nin ikinci maddesine ilişkin. Bu
maddede, AB acil müdahale gücü-
nün NATO ülkelerine karşı uygu-
lanamayacağı belirtiliyordu. Sola-
na'nın metnine göre bu maddeye
bir eklemeyle "NATO askeri kriz
yönetimleri, AB ya da üyelerine
karşı herhangi bir eylemi üzeri-
ne alamayacak. BM Şarti ilkele-
rini ihlal eden hiçbir eylem yapı-
lamaz" ifadeleri konuldu.
Vakıf sorununda Başbakan Ecevit devrede:
Almanlar Türk
adaletine güvensin
MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA - Türkiye ile Alman-
ya arasında giderek büyüyen "Al-
man vakıfları sorununda" Baş-
bakan Bülent Ecevit devreye gir-
di. Ecevit, iki ülke ilişkilerinin bu
davadan olumsuz etkilenmeyecek
kadar sağlam olduğuna dikkat çek-
ti. Almanya'nın Türkiye Büyükel-
çisi Rudolf Schmidt ise Dışişleri
Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi
L ğur Ziyal'i telefonla arayarak ül-
kesinin sözlü protestosunu iletti.
Almanya, söz konusu davanın
AB'den müzakere takvimi almaya
çalışan Türkiye'nin işini zorlaştıra-
bileceği uyansında bulundu.
Eski DGM Savcısı Nuh Mete
Yüksel'inTürkiye'de faaliyet gös-
leren KonradAdenauer veFred-
rich Ebert gibi önde vakıflara iliş-
kin açtığı "casusluk" davası An-
kara-Berlin arasında sorun yarat-
mayı sürdürüyor. Almanya'nın
Türkiye Büyükelçisi Schmidt, ön-
ceki gün Uğur Ziyal" i arayarak ge-
lişmelerden duyduğu üzüntüyü
iletti. Söz konusu vakıflann
100'den fazla ülkede faaliyet gös-
terdüderini anlatan Schmidt, Zi-
yal'e "Böyiesine bir davanın,
dünyada sadece, Kopenhag Zir-
vesi'nde AB'den tam üyelik mü-
zakeresi isteyen Türkiye'de açıl-
ması üzüntü vericidir" dediği
öğrenildi. Almanya'nın tepkisini
iletmesinin hemen ardından yazı-
lı bir açıklama yapan Ecevit. açık-
lamasında şunlan kaydetti:"Tür-
kiye'de etkinlik gösteren Alman
vakıflarının yöneticilerine karşı
açılan dava konusunda, yargının
bağımsızlığı nedeniyle görüş be-
lirtemiyorum. Bununla birlikte,
bu dava nedeniyle sözü edilen Al-
man vakıflarının köklü ve saygin
kuruluşlar olduğunu belirtmek
isterim. Almanya'nın sabırü ol-
masını. davanın sonucunu beklc-
yerek Türk adaletine güvenme-
sini dilerim."
Taşkın iddialan reddetti
Alman valaflanna ilişkin iddi-
anamede. Bergama'da siyanürle
altın çıkanlmasına karşı mücade-
le edenOktay Konyar ile eski Ber-
gama Belediye Başkanı Sefa Taş-
kın. 'devletin emniyetine karşı
gizli anlaşma yapmakla' suçlanı-
yor. Taşkın, siyanürle altın çıkanl-
masına karşı çıktıklan zaman Eu-
rogold firmasında Alman şirketle-
rinin de hissesi bulunduğunu belir-
terek " Yıllarca bu şirketlere kar-
şı mücadele verdik. Bu nedenle
Almanyaya girişime sınırlama
getirildi. Nasıl bu vakıflarla iliş-
ki içinde olabiliriz ki?" dedi.
Czerlerinde beyaz bir elbise olan ÖDP'Ii kadınlar, konusu sa-
vaş ve ölüm olan bir gösteri düzenlediler. (HİLAL KÖSE)
Savaş karşıtı eylemegözaltı
tstanbul Haber Servisi -
Beyoğlu'nda ABD'nin olası I-
rak operasyonuna karşı gösteri
-yapınak isteyen savaş karşıtı
gruba müdahale eden güvenlik
güçleri 17 kişiyi gjözaltına aldı.
ODP lstanbul H Orgütü Kadın
Koordinasyonu da Bakırköy'de
ABD'nin îrak'a yönelik savaş
tehdidini protesto etti.
Savaş karşıtı sloganlar atarak
Galatasaray Lisesi önünde top-
lanmaya çalışan gruba güvenlik
güçleri engel oldu. Grubu dağıl-
malan yönünde uyaran ve daha
sonra çembere alan Çevik Kuv-
vet ekipleri, slogan atmayı sür-
düren göstericüere müdahale
ederek i 7 kişiyi gözaltına aldı. \
ÖDP lstanbul tl Örgütü Ka- \
dın Koordinasyonu da Bakır-
köy Özgörlük Meydanı'nda
yaptüdan basın açıklamasında
ABD'nin îrak'a yönelik savaş
tehdidini protesto ettiler. ÖDP |
2. bölge milletvekili adayı Öz- j
lem Türkmen, "Bu secimde
IMF'ye ve savaşa göz yuman- j
ları Meclis'e sokmayaİım" de- !
di. ÖDP 2. bölge milletvekili
adaylanndan Kader Çeşmeci-
oğludasavaşın kadınlar için aç- ,
lık, ölüm, tecavüz ve göç de- <
mek olduğunu ifade ederek
"Savaşa karşı sesimizi yüksel-
telim" diye konuştu.
AL GÖZttVI SEYREYLE/IŞIL ÖZGENTÜRK
Vay CanınaKomünistlerSokaklan Bastı!
• Baştarafı Arka Sayfada
Yıllar yıllarca önce rahmetli
Harun Karadeniz, Karade-
niz'deki tütün mitinginde binler-
ce tüûn işçisine sesleniyor:
"Kardeşler, bize kendi tütü-
nümüzü ektirmiyorlar. Çünkü
bu riıtün onlann \ irginia tü-
tünüıden çok daha kaliteli,
daha zararsız! Kardeşler bizi
ekonomik olarak boğmak isti-
yorlar, ulusal bağımsızlığımızı
içleriue sindiremiyorlar, oyun
üstüre oyun oynuyorlar. Bu
oyunı Ankara'daki ağa
babair eşlik ediyor, va-
tan sttıcıları eşlik ediyor!
Ne zaman ki. siz şu nasır-
lı ellfrinizle parlamento-
ya girer ve var gücünüzle
kendnizi ve yurdunuzu
savuıursunuz, işte o za-
man bu ülkede şenlik
olur. \endi ektiğimiz tü-
tününplarken kızlarımız
en gffiel türküleri söyler, deli-
kanluanmız en güzel horonu
teper Kardeşler, siz nasırlı el-
lerintle parlamentoya girdiği-
niz zanan."
Daıp gitmişim bu arada evin
içine :olan ses devam ediyor.
"Kırdeşler, bu ükede alt-
mışb^ milyon kişi beş nıilyon
klşi cıha zengin yaşasın diye
çalışror, vergi ödüyor, sınırlar-
da öliyor. Siz hiçbir zengin ço-
cuğuıun şehit olduğunu gör-
dünitmü? Duydunuz mı? Bu
ülkee kan parasını hep yok-
sulla öder. Onlar hiç bilrne-
dikle-sülkelerde çokuluslu şir-
ketle-n kanlı çıkarları için sa-
vaşır «oralarda şehit olurlar!
Karc^ler bu gidişe ancak siz
dur (Kebilirsiniz. Banşı siz ge-
tirebiirsiniz!"
Inaia balkona çıkıp konuşma-
nın hangi parti adma yapıldığına
bakmıyorum. .\ma konuşulanla-
rtn çok hoşuma gittiği açık. Öğ-
rencilik günlerimden Hukuk Fa-
kültesi'nin büyük dersliklerin-
den birinde yapılan bir toplantı
geliyor aklıma. Kıyasıya bir tar-
tışma. sonuç:
"Mazlum ülkelerin emper-
yalist ülkelere karşı verdikleri
savaş kutsaldır. Gene halkın
egemen güçlere karşı verdiği
savaş da! Bunun ötesinde her
türlü savaş saldırganbktır ve
sadece silah tüccarlannın işine
yarar!"
"Kardeşler, dış borcumuz
neredeyse bütçemizi geçti. Hiç
durmadan içte ve dışta tefeci-
lere para ödüyoruz. Bu neden-
den çocuklanmız okula gide-
miyor, hastalanmız hastane
kapılannda ölüyor. emeklileri-
miz ise banka kuyruklarında!
Yardım adı altında gelen borç
milyarlarca dolar, bankalann
içini boşaltan patronlan kur-
tarmaya harcandı. Şimdi on-
lar ellerini kollarını sallayarak
dolaşıyorlar ve sen çocuğunun
kitap parasını bile bulamıyor-
sun. Kardeşler, bir kere daha
oyuna gelmeyin. Çocuklarmız
için, kendiniz için oy verin!"
Metin tümüyle solda bir me-
tin, artık vakti geldi diyorum ve
balkona çıkıp haparlör sesinin
geldiği yere bakıyorum. Bir mi-
nibüs, her tarafı bayraklar \e
afişlerle süslü, pazann tam ba-
şmda durmuş. pazarcılara, alış-
veriş yapanlara sesleniyor.
BirdenTürkiye Komünist Par-
tisi'nin ilk gördüğümde gülüm-
sediğim ve çok naif bulduğum
afışinin minibüsün arkasına ya-
pıştınlmış olduğunu fark ediyo-
rum. Afişte karikatür gibi bir
çöpten adam \ar. bir de şu yazı:
"Paranın saltanatı varsa hal-
kın da Komünist Partisi var!"
Vay canına. Komünist
Parti bizim pazann tam
önünde durmuş. propagan-
da yapıyor. Şükür, bugünle-
ri de gördüm diyebilirim ar-
tık. Yıllardır 1 Mayıs'larda
yaşanan sıkıntılar. eski tü-
feklerin bir sürek avı biçi-
minde süren gözaltı mace-
ralan. kendimin Beylerbe-
yi'nde bir kahvenin önünde
bir sokak oyununu oynarken sa-
dece "Kahrolsun Amerika"
dediğim için gözaltına alınmam
bir bir aklıma geliyor ve ses de-
vam ediyor:
"Kardeşler!" işe bakın siz.
bu sözcük ne çok anlam yüklüy-
müş. Bütün bilgilerim tek tek
akıyor önünden. Lenin'in Ekim
thtilali'nde geniş kitlelere söy-
lediği sözler geliyor aklıma. onu
Rusça "kardeşler" derken gör-
düğüm fılmler.
"Kardeşler!" evet, düşünme-
ye başlıyorum. ben o>
r
umu nasıl
kullanacağım, nasıl kullanmalı-
yım. kendım için bir kerecik kar-
deşler demek geçiyor içimden,
hiçbir hesap yapmadan. sadece
bir sözcüğün yüklendiği tüm an-
lamlar için:
"Kardeşler!"
seyreyleisil(a yahoo.com
Dünya bu ııüfusa
bakamaz durumda
AHMET ŞEFİK
TR.4BZON - Amerika Birleşik Devletleri
(ABD) IlinoisÜniversitesi Farmakognazi Anabi-
lim Dalı Kürsüsü'nden İngiliz Prof. Dr. Geoffrey
A. Cordell. 2050 yılında insanlığın öncelikli beş
ana sorununun su. yiyecek. sağlık, ilaç ve enerji
olacağını açıkladı. 6 mılyan geçen dünya nüfusu-
nun. 2050 yılında 9 milyara yaklaşacağmın tah-
min edildiğini anımsatan Cordell, dünya kaynak-
lannın bu kadar nüfıısa bakamayacağını iddia et-
ti. tarıma gerekli önemin verilmesi gerektiğini
söyledi. Yakın bir gelecekte ilaç fıyatlannın ast-
ronomik rakamlara ulaşacağı uyansında da bulu-
nan Cordell. Irak savaşının gündemde olduğu bir
dönemde ABD'nin dışa bağımlılığı ortadan kal-
dınnak için tanma milyarlarca dolar destek ver-
diğini bildirdi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) tarafın-
dan düzenlenen "Birinci Uluslararası Doğal
Ürünler Kimyası Kongresi"nde oldukça ilgi çe-
kici bir sunum yapan Prof. Dr. Cordell. bir bilim
adamı olarak asıl endişe duyduğu alanın gelecek-
te insanlığa yetecek kadar besin ve ilacın buluna-
mayacağı olduğunu ifade etti. Cordell. "Biz 9
milyar insana yetecek ilacı. yiyeceği, suyu na-
sıl bulaeağız, bunu hep beraber düşünelim.Av-
rupa ve ABD'de kullanılan ilaçların yiizde 70'i
petrole dayalı, laboratuvar ortamında sentetik
üretilmektedir. Doğrudan bitkilerden üretilen
ilaçların oranı yüzde 25'tir. Petrole dayalı her
şeyin fiyatı artacak. Fabrikalarda elde edilen
ilaçlar da dahil, ilaçlar astronomik rakamlara
ulaşacağı için ancak çok az bir kesim kullan-
ma şansına sahip olacak" uyansında bulundu.
Bilım dünyasında yeni bir düşünce kavTamı ge-
liştiğıni. bu düşünceyi, "Biz öyle bir sistem ge-
liştirmeliyiz ki sürekli kendisini yenilemeli"di-
ye özetleyen Prof. Dr. Cordell, aslında bu düşün-
cenin ilk insanlar tarafından kaynaklann ekono-
mik kullanımı ile başanlı olduğunu ve evrenin
bugünlere ulaştığını kaydetti. Cordell şöyle dedi:
"Amazonlar'da yaşayan yerli orman halkı,
çevresindeki doğayı sürekli yenilenebilir şekil-
de kullandı.Ama biz dünyayı tüketiyoruz. İlaç-
ları, yenilenebilir tarzda tüketemiyoruz. Ha-
yatta daima bir denge vardır. Buradaki prob-
lem, biz dünyadaki bir dengenin parçası ola-
rak kendimizi görmüyoruz. Biz dünyayı kont-
rol edeceğimizi düşüneceğimize, ona çocukla-
rımıza ve onlann da çocuklanna armağan ede-
ceği sürekli bir yaşam olarak bakmabyız."
Sebze. meyve ve etere kanştınlan hormonlann
etkileri sonucu ABD'de yeni kuşağın dengesinın
bozulduğunu anımsatan Prof. Dı\ Cordell. hor-
mona dayalı beslenme alışkanlığı sonucu buluğ
çağının 9-10 yaşma düştüğü ve insanlann boyıı-
nun uzamaya ve daha iri olmaya başladıklannın
tespit edildiğini söyledi.
Tanma Destek Programı
Prof. Dr. Cordell. ABD hükümetinin, milyarlar-
ca dolan tanma destek için ayırdığını anımsattı ve
"Bu yeni bir gelişme. Irak savaşının gündem-
de olduğu bu dönemde yapüdı. ABD'de, mil-
yarlarca doların tarıma ayrılnıası eleştirildi.
Hükümet bu eleştirileri, eğer bu kaynağı tarı-
ma ayırmaz ise yarın bu ürünleri dışandan it-
hal etmek zorunda kalacağız biçiminde yanıt-
ladı" açıklamasında bulundu.
Milyarlarca dolan tanma ayıran ABD'nin. ül-
kede küçük ve büyük çiftçiliği desteklemeye baş-
ladığının altını çizen Prof. Dr. Cordell, bu çiftlik-
lerde doğal ürün elde etmek için bütün aşamala-
nn kontrol altında tutulduğunu vurguladı.
tngiliz bilim adamı, Karadeniz ve Türkiye'nin
çok zengin bir biyo çeşitliğe sahip olduğunu be-
lirtti ve şöyle devam etti:
"Trabzon'da hem kara hem de deniz kayna-
ğına sahipsiniz. Onun için burada bir denge ya-
ratmalısınız. Hem endüstriyel olanakları kul-
lanmahsınız hem de doğanın kendisini yenile-
mesini sağlamalısınız. Bölgenin biyo çeşitlili-
ğinden önemli değerler elde edebilirsiniz. Ör-
neğin. en fazla satılan kanser ilacı, Kuzeybatı
Amerika 'da Washington Oregon'da yetişen bir
ağaçtan elde edilmiştir. Bir yılda bir buçuk mil-
yar dolarhk ilaç satılıyor. Bu ağacın 20 yıl ön-
cesine kadar hiçbir değeri yoktu. Olanaklan-
nızı ve şansınızı buna göre ölçüp değerlendirin.
Bunu için KTÜ Kimya Bölümü' ndeki çalışma-
lara destek verilmeiidir."
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Ardından ekledi: "Kazının heyecanına eserlerisağ-
lam çıkarma kaygısı eklenir. Bu eserler incelenir, ge-
rekirse yayını yapılır. Ama bazen öyle olur ki, depo-
ya koyduğunuz eserdeki ilk anda gözden kaçmış ay-
nntı, sonraki araştırmanızda ortaya çıkar, yeniden
kazı yapmış gibi zenginleşirsiniz..."
Ben de benzer bir süreçteyim... 9O'lı yıllar boyun-
ca her yıl planlı olarak, dünyanın bir bölgesine yap-
tığım gezilerin kimi bölümlerini kitaplaştırdım. ilki,
"Ülkelere değil, savaşa düşmanım" idi. Onu, Balkan-
lar, Orta Asya, Yemen, Çin izledı... Bu gezilerin ar-
şivini çıkarıp masaya döktüğümde gördüm ki, bü-
yük bir bölümü kitaplara aktarmamışım. Tıpkı arke-
oloğun söylediği gibi, depoya koymuşum... Şöyle
bir silkeledim, ilk gezi kitabı 3-4 dal verecek...
Kahire'de Al Ahram gazetesindeki odasında Ne-
cib Mahfuz'ia yaptığımız söyleşide her konuya gir-
mişiz. Niye bende mahfuz kalsın!
Bağdat'ın güneyindeki Babil kentinin kalıntıları
arasında gezintiyi kısa tutmak haksızlık olur. Ba-
bil'in asma bahçelerini ararken not düşmüşüm:
"Tarih Sümer'le başlar, semehe devam eder!"
Hoştur söylemesi 80 kadar ülke dolaştım. Pek
çoğunda hiç de özel çaba harcamadan Türklerle
karşılaştım. Meksico City'de de Kırımlı bir aile ile
sohbet ettikten sonra Azteklerden kalan Teotiho-
acan'daki güneş ve ay piramitlerini dolaşırken gün-
lüğüme takılmışım: "Şimdi ister misin bu piramitle-
rin altından da Pir Hamit adlı bir Türk ustanın imza-
sı çıksın!"
Barutun avantajıyla beyazların yerle bir ettiği Az-
tek uygarlığından kalanlan yerinde gördükten son-
ra bir ikilik çıkarmadan da geçmemişim:
Buranın gerçek sahibi Azteklerdi.
Barut olmasaydı onlar az teklerdi!
Ne kadar liberalleşsek?
Konu gezi olunca harita haritayı açtı ama, beni bu
yazıya iten geçen günlerde AA'nın geçtiği Nikara-
gua kaynaklı bir haberdi:
"Bugün açlıktan 7 kişinin öldüğü açıklandı!"
Kahve çiftliklerinin yüzde 95'inin çokuluslu şir-
ketlerın elinde olduğu Nikaragua'ya 1994'te gitmiş-
tim. Haberi okuyunca, sohbet ettiğim gazeteciler,
başkent Managua sokaklarındaki dilenci rekoru,
yüksekçe bir tepeden Managua'ya bakınca kenti ör-
ten cennet yeşilliği gözlerimin önüne geldi.
Panama'dan sonra iki okyanusu kanalla birleşti-
rebilecek coğrafi özelliğe sahip tek yer olan Nika-
ragua bu kadar zengin toprakların üzerindeyken in-
sanları neden açlıktan ölüyor?
1970'li yıllan okuyanlar, anımsayanlar Nikaragua
deyince ilk şu ismi söyleyecektir:
Daniel Ortega!
Somoza'nın diktatörlüğüne son veren Sandino-
ların lideri Ortega, iktidara geldiğinde ilk iş olarak
şunlan planladı:
- Kahve plantasyonlanndaki Amerikan şirketleri-
nin ayncalığına son vermek.
- Dengeli bir toprak reformu yapmak.
Dönemin ABD Başkanı Reagan, el altından Iran'a
silah satışını destekledi. Buradan elde edilen gelir
Orgeta yönetimini devirmek isteyen kontralara ve-
rildi. Kontralar kamplarını da komşu ülke Hondu-
ras'ta kurdular. Bu durum Nikaragua ile Honduras'ın
arasını açtı. Ortega yönetimi bütün geliri sınırdaki
sorunu çözmeye ayırdı. Ülke fakirleşince Ortega
1990'daki seçimi kaybetti. Yeni yönetim Amerikan
şirketlerinin tüm ayrıcalıklarını iade etti.
Ortega yanlılarıyla sohbet ederken şu sorunun
yanıtını anyorlardı:
- Başkatürtü ABD'nin bizim iktidarımızı kabul ede-
ceği yok, acaba yönetime gelmek için biraz liberal-
leşsek mi?
Yeter, noktayı koyalım... Tanmını çokuluslu şirket-
lere teslim eden, verimli topraklara sahip Nikara-
gua'da insanlann açlıktan ölmesinin bizimle ne ala-
kası var!
ankcum@rtnet.net.tr
ANAPMKYKüyesine
'çete'tutuklaması
ANTALY.VANKA-
RA (Cumhuriyet) -
ANAPMerkezKarar Yö-
netim Kurulu (MKYK)
üyesi \e eski Samsun
Milletvekili Süleyman
Yağcıoğlu, "çete kur-
mak" suçlamasıyla tu-
tuklanarak cezaevine ko-
nuldu. ANAP'ın kurucu-
lanndan olan ve Turgut
Özal'ın başbakanlığı dö-
neminde miletvekilliği
yapan Yağcıoğlu, "Bü-
tün iddialar yalan. Bana
komplo kurdular" dedi.
Alınan bilgiye göre,
Antalya'da Peker Ku-
vıımculuk'un sahipleri
Süreyv a Pekel ve Kemal
Peker'in, kendilerini
darp ve tehdit eden bir
grubun, 1 trilyon 100 mil-
yar lira istedikleri iddi-
asıyla Antalya Cumhuri-
yet Savcılığı'na şikâyette
bulunmalan sonucu so-
nışturma başlatıldı. An-
talya Kaçakçılık ve Orga-
nize Suçlar Şube Müdür-
lüğü ekipleri, aralannda
eski ANAP Samsun Mil-
letvekili SüleymanYağcı-
oğlu'nun da bulunduğu 7
kişi için "Cürüm işle-
mek amacıyla teşekkül
oluşturmak" iddiasıyla
gözaltına alınma emri çı-
kardı. Olayda adı "ara-
cı" olarak geçen ve Sü-
reyya Pekel ile Kemal Pe-
ker'i telefonla arayarak
tehdit ettiği iddia edilen
firari sanık Süleyman
Yağcıoğlu da Ankara Ka-
çakçılık ve Organize Suç-
lar Şube Müdürlüğü ekip-
leri tarafından gözaltına
ahnarak Antalya'ya geti-
rildi. Sorgulamanın ar-
dından adliyeye getirilen
Yağcıoğlu. soruşturmayı
yürüten Cumhuriyet Sav-
cısı CaferTüfekçi'ye iki
saat süreyle ifade verdi.
"Çıkar amaçlı suç ör-
gütü kurarak haksız ka-
zanç sağlamak, örgüt
adına zorla tahsilat yap-
mak ve faaliyette bulun-
mak, tehdit" iddiasıyla
nöbetçi ağu" ceza mahke-
mesine sevk edilenYağcı-
oğlu, tutuklanarak ceza-
evine konuldu. Mahke-
menin ardından gazeteci-
lerin hakkındaki suçla-
malarla ilgili sorulanna
Yağcıoğlu, "Bütün iddi-
alar yalan. Bana komp-
lo kurdular" iddiasında
bulunarak vanıt verdi.
rahat uyu BÜYtJî
KÜÇttl AgK
'LA YEFİLEIf
Tlre GınnliM. 5 Mart ?M? Jonn< Dyıtıoml.
Fınancol Times. 1 Mıyıs ZMB. rtta tepıten
"Hejif" fitmtnm sansûr kurvlu tars'tndan
yasaUanms^jyfs. kaçmılmaı tnçimde ylus ~'
yanşma" bölûımjne odaklandı."
Hanni MoreMi. 2002 istanbııl Filn Fesliıali
>apanış tomıyrnsındaıı. .. sınerv stıfte
gdsıeıMıgı gibi sıöece popcorn Hegıldır
ü
takkıntü önemliseyler soyletnektır.'
Şitaan Güınir. 'SevçıytmtyasaMtyüfiar
r
YıMg »eırtn. HefimabirefHeiirt!!'
fîsıın Demirel. BiraJiayJ(i*to(*m,'m