Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
-1 OCAK 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
kultur(g cumhuriyet.com.tr 13
Müseyin Karabey'in tecridi konu edinen 'Sessiz Ölüm' filmi sessiz sedasız gösterimde
ütevazı koşullarda
gerçekleştirilmiş bu farklı
belgesel, genelde onur
kıncı ve sinir bozucu bir
şekilde tutukluya boyun
eğdirmeyi hedefleyen,
fiziksel işkenceden
farksız ve en güçlü
kişiliği bile
er geç çözen bir çağdaş
gaddarlık örneği
sayılacak hücre-tecrit
sisteminin ipliğini
pazara çıkanyor.
Modern engizisyonbelgeseliSUJİGUÇAPA.N
H;r yeri beyaza boyanmış, gece-
nin gündüzden ayırt edilemediği,
yatak, la\r
abo, klozet dışında bom-
boş, 8 metrekarelik bir hücrede, bü-
tün dünyadan tecrit edilerek yaşa-
manın ne demek olduğunu fena hal-
de duyumsatan "Sessiz Ölüm" bel-
geselini, sonunda Beyoğlu Akade-
mi Sineması 'nda yakalayıp görebil-
dim. "Sessiz Ölüm", pelikülden de-
ğit de mecburen DVD projeksiyon-
la gösteriliyor Akademi Istanbul ve
Kadıköy BEKSAV'da.
Katıldığı geçen yılın festivallerin-
den ses (ve Ankara'dan en iyi ikin-
ci belgesel ödülünü) getiren bu bel-
gesel, kısaca "hücre tipi cezaevinin
tutukluya yaşattığı psikolojik tahri-
baü", yıllannı tecntte geçirmiş (Al-
man, Ispanyol, ttalyan, K. îrlanda-
lı) eski mahkûmlann birinci ağız-
dan tanıklıklarına. ABD'de özel bir
kaduı hapishanesindeki uygulama-
yı gösteren bölümlere, hukukçu,
psikolog ve tutuklu yakınlannın gö-
rüşlerine dayanarak ortaya koyan,
sıradışı bir 'docu-drama'.
Tecritte tüm duyulan gitgide kö-
relen, zamanla insanı ınsanlıktan çı-
karan tam bir yalnızhğa gömülen
bir tutukluyu Jûlide Kural'ın oyna-
dığı kurmaca bölümlerin, canlı ta-
nıklıklarla, söyleşilerle paralel
kurgulandığı "Sessiz Ölüm", Ku-
ral"ın sessiz çığlığıyla açılıyor.
Avrupa'nın ceza sistemini ve uy-
gulamalannı bizzat yaşayanlann an-
latımından aktaran ve ibretle izlenen
1.5 saatlik bu belgesel, konunun ge-
rektirdiği araştırmalan yapıp yönet-
menliğinin yanı sıra filmin senaryo
yazarlığını, montajcılığını ve kame-
ramanlığını da üstlenen, Marmara
Cniversitesi'nde sinema öğrencisi
Hüseyin Karabey'in eseri.
Uzun yıllardan beri uygulandığı
Avrupa "dan örnek alınarak ülkemiz-
de de ısrarla dayatılan hücre tipi ce-
zaevi sistemini sorgulayıp çözümle-
meye girişen bu insancıl belgeselde,
"iddia ediknkrle var olan uygula-
ma arasmdaki fark" fark ettiriliyor
seyırciye.
Bizde de uygulanan tecridin so-
nuçlannı, Irmgard MöUenGüntner
Sonnenberg, Andreas Vögel (Al-
manya), Mitqxel Sarasketa, Koro
Egibar, Tomax Karrera (Bask-Is-
panya), Domenico Mararino, Salva-
toreFrancolaccifltalya), JimMcLe-
igh (Kuzey îrlanda) gibi canlı tanık-
lann ağzından dinlediğimiz fılmde,
ABD'de özel bir cezaevindeki kaduı
tutuklulara uygulanan, umuma açık
yerlerdeki prangalı çalıştırma yön-
temi, tecridin yerini almış. Çadırda
yaşayan bu kaduı tutukJulann ye-
mek giderleriyse, bekçi köpeklerin-
kinden daha az!
Genelde onur kıncı ve sinir bozu-
cu bir şekilde, tutukluya boyun eğ-
dirmeyi hedefleyen. fiziksel işken-
ceden farksız ve en güçlü kişiliği bi-
le ergeç çözen bir çağdaş gaddarlık
örneği sayılacak bu hücre-tecrit sis-
teminin ipliğini pazara çıkanyor,
mütevazı koşullarda, gerçekleştiril-
miş bu farklı belgesel. Sayın etkili
ve yetkililer de seyretmeli "Sessiz
Ölüm"ü; onlann iddia ettikleriyle
süregelen uygulamalar arasındaki
farkı göstermesi bile, bu belgeseli
seyretmeyi gerekli kılıyor sonuçta.
Bedri Baykam 'Dişi Entrikalar' sergisindeki yapıtlanyla cinselliğin bastınlmasına meydan okuyor
Kadını zaman aşırı bir boyuta taşıyor
GAMZE AKDEıVÖR
Ressam Bedri Baykam'uıaçılışı 10 Ocak'ta
yapdan 'Dişi Entrikalar' adlı 1999 - 2001 yü-
İan arasındaki çalışmalanndan oluşan son ser-
gisi, 26 Ocak'a kadar Atatürk Kültür Merke-
zi'nde sanatseverlerle buluşuyor.
Kimi sergilerindeki yapıtlan provoke ero-
tizm öğeleri içerdiği gerekçesiyle eleştirilen
Baykam'ın, 'Dişi Entrikalar'daJa yapıtlan da
doğrudan cinsel göndermeler içermese de bu
yaşamsal güdünün bastınlmasına bir meydan
okuma niteliğinde. Baykam'ın 'Dişi Entrikalar'
başhğını seçmesinin ana nedenlerinden biri sa-
natçının suni çim, halı, kumaş, döşemelik ku-
maş, perdelik kumaş, plastik, taklit ağaçlar,
mermerler, fotoğraflar, çifte baskı fotoğraflar
ve boyasal tipik firça darbeleriyle oluşturulmuş
tuvaller, çinko pirinç levhalar gibi kullandığı
çeşitli malzemelerin bırbirlerine oynadığı ent-
rikalar. Ve bunun yanı sıra dişinın erkeklere
yaptığı entrikalar ve oyunlar gibi göndermeler.
'Sanatriskalmaktır'
Modellerin cinselliğe davet edici şuh, vamp
unsurlardan uzak, gizemli, yanlız, romantik,
melankoük ifadelerinde bannan. çıplaklıkla öz-
deş dişi annmışlık da serginin cümleleri arasın-
da. Baykam'a göre sergiyi gezenler yeni bir sa-
natsal ifade kodu, sözlüğü almış olarak çıkıyor
mekândan. Tekrarlardan uzak, farkh bileşimler
söz konusu çünkü.
"Resimlerde bir yandan yeni dışavurumcu-
luktan gelen ekspresyonist tavnnun yansunğı
resimlerin yanı sıra tam tersi yüzeylerin çok nıi-
nimaJ oknığu resimler de yer alryor. Burada bir
yandan plastik öğelerin farkhhğı, o kontrastm
RESİMLERDEKt GtZEMLİ HAVA - Ba\kam'a göre yapıtlanndaki kadmlar en doğal haJ-
lerrjie, cinsel cazibenin önplanda olmadığı pozlanyla yer ahyoriar. (Fotoğraf: UĞÜR DEMİR)
yaratüğı okunabilirlik ve Ugi çekkilik de günde-
me geüyor, tam tersine çok sade ve yahn sanrlar
da. Sergide bu kadar farkh malzeme kuDanmn-
na sanat risk almaktır düşüncemden harekede
gjttim. Sergideki resimlerde kadmlar en doğal
haDerryie, cinsel cazibenin önplanda olmadjğı
pozlanyla yer ahyorlar. Gerek yapnğım resim-
lerde. gerekse çektiğim fotoğraflarda hep ifade
o. Yermek istediğim bu gizemli havayı destekle-
mek için buhıflar, deniz, eski Yunan heykefleri
gibi öğeJerkuflanıpkadnıı evrensel vezaman aşı-
n bir boyuta, şablona almakistedim. Buradaka-
dm olgusunu daha evrensel bir gizem noktası
olarak ele aldım. Dokulann birbirine yapnğı
farkbhklar ve kontrastmyanısıravideodada yü-
zey - görünrü bindinneleri kuflandım.*'
Sergi süresince Baykam'ın boyayı ve firçayı
kullanış tarzına benzer dokularla ürettiğini söy-
lediği ve 'Dişi Entrikalar' teması üzerine bir el
kamerasıyla asıstansız çektiğı 50 dakikalık bir
video film de sunuluyor. Videoda manken Za-
lal Gündüz'ün yanı sıra model Ofivia Fredrick-
son yer ahyor. Bağımsız üretkenlikten yana ol-
duğunu söyleyen Baykam, filmi de yıllar son-
ra ulaştığını belirttiği sanatsal bağımsızlıkla
çektiğini söylüyor.
"Yanhz montajda teknik destek aldım. Film
serginin hem bütünleyicisi hem de tamamlayı-
CISL Filmde değişik görüntülerin ve seslerin üst
üstc binmesi görünrü ve seslerin yam sıra bunun
bizde yaratüğı çağnşunlarda kendi içseL beyin
algılamamızda ve mekânda bir espas derinliği
varaöyor. BöyleKkleoandakisosyal, hayvani, bi-
reyseL psikolojik konumumuz, geçmişle üıski-
miz gibi çok farkh kimlikleri de aynı anda sö-
perpoze olarak içimizde taşıyor ohnamızm da
hissini vermek istedim. Kendime dış dünyanın
beni durdurabilecek mekanizmalanndan ba-
ğımsız bir genel sanat operasyon alanı açoğımı
sövle>ebihrim. Sanattaki bu gücün. insan ener-
jisinin ve sağhğmm sonsuz olmadıgını bilerek şu
anki yaraücı sürecimi i>i kullannıav a ga> ret edi-
yorum. Dolavısryla yanşun zamanla."
Yeni kitabı 1 Şubat'ta çıkacak
'Dişi Entrikalar' ile romanı 'Kemik'i eşza-
manlı olarak benzer süreçlerde ürettiğini söy-
leyen Baykam'a göre, yasaklanan 'Kemik'
hakkında alınan beraat ve duruşma tutanağın-
da yer alan gerekçeli karar, Türkiye'de sanat-
sal ifade ve düşünce özgürlüğu konusunda bir
mihenk taşı ve çok önemli bir dönemece gi-
rildiğinin göstergesi. Baykam'ın yeni kitabı
'Binyıl Kınlması'ıse 1 Şubat'ta çıkacak. Bay-
kam, 'Kemik' romanından önce yazmaya baş-
ladığı ve iki >ıl kadar sonra yayımlamayı plan-
ladığı otobiyografısine de devam ediyor.
1. AFM Film Festivali'nin açılışı dünHalHartley 'nin 'ÖyleBirŞey Yok' fılmiyle yapıldı
Sinema bağımsızlığına kavuştuKülrür Servisi - Açıhşı dün 'Öyie
ffirŞey Yok' (Hal Hartley) adlı fılm-
le yapılan ve 27 Ocak'a kadar AFM
Beyoğlu Fitaş Sinemalan'nda ger-
çekleştirilecek olan '1. AFM Ulusla-
rarası Bağunsız Fflm FestivalTnde ge-
ri sayım başladı. Gösterimlerin ilkd
bugün saat 12.00"de AFM 1 'de, Fran-
sız yönetmen François Ozon'un kısa
yapıtlanndan oluşan François O-
zon'un Tophı Kısalan ve AFM 2 de
ayru saatte fılmlerinde tanınmış yö-
netmen Joel Coen'in 'Orada CMma-
yan Adam'ıyla gerçekleştirildi.
Bağımsız sinemanın özgün yapıt-
lannın sunulması amacıyla sınırlan-
dınlmayan festivalde bu kapsamda
farklı çıkış noktalanyla çekilen film-
lerin sunulacağı çeşitli bölümler yer
alıyor.
• 'Ananı Da!' (Alfonso Cuaron),
'BirRüya Ağıt' (Darren Aronofsky),
'TheAnniversaryParrv'' (Jennifer Ja-
son Leigh - Allan Cumming) gibi
ödüllü bağımsız yapımlann sunula-
cağı 'Hit Fümler' bölümü.
• 'Long Island Karayohı' (Micha-
el Cuesta), 'KaüT (Andrew Domi-
nik) gibi ümit vaadeden yönetmenle-
rin yapıtlanndan oluşan 'ÜkFihnler'
bölümü.
• 'YeniMatematik' (Hal Hartley),
'Ses' (Nick Roeg). "Hac' (Werner
Herzog) gibi, bestecilerle etkileşen
yönetmenler ile çeşitli besteci - yö-
netmenlerin yapıtlan sanatseverlerle
buluşacağı 'Müzik+Fflm' bölümü.
• 'HintUsulüPatlamışMısır' (Nis-
ha Ganatra), 'Denizi Gör' (François
Ozon) gibi Türkiye'de ilk kez gay ve
lezbiyen bağımsız sinema örnekleri-
nin gösterileceği 'Gökkuşağı Filmle-
ri' bölümü.
• 'DüzBeni' (Virginie Despentes)
ve 'Ed Gein'lı(Chuck Parello) 'Nö-
betçi Sinema' bölümü.
• 'BayÖiüm'ün (Enol Morris) ya-
nı sıra cinayet alışkanlığı olan bir ka-
dının konu edildiği 'Kara Dul'un da
(Paul Harather) yer aldığı 'E Şıkkı'
bölümü. Aynca Jan Svankmajer'in
bir Çek efsanesini korku türüyle bir-
leştirdiği kara mizah örneği 'Küçük
Otik'de sunulacak.
• Matthew Barney'nin 'Cremas-
ter 5 - Cremaster 2'ının sunulduğu
Ozel Gösterim bölümü.
• 'Soğuk«& Çügın'ın (Erik Jansen)
sunulacağı Anneve Babalanmızİçin!
bölümü.
• "Capital C (Ash Özge), 'Dalga-
lar (Belmin Söylemez), 'Dumpiller'
(25+ Kısa Film Atelyesi), 'Esperan-
to' (Cem Yardımcı), 'Exoreise' (Ah-
metUluçay), 'Müebbet-iMuhabbet'
(Sena Parlakulaş), Simulacra' (Ilker
Canikligil) ve 'ErkeklerTuvaleti' (Pı-
nar Beşikçi) adlı yapımlar program
dahilinde Türkhe'den Kısa Film Gös-
terimkri bölümü.
Aynca 'Miffi Fantastik' adı altında
yönetmen Yıhnaz Atadeniz'ın KiKnk
Istanbul'da ve 'Yıhnaj'an Şeytan' ad-
lı fihnleri de izleyiciyle buluşacak.
Aynca'Pi'ile tanınan yönetmen Dar-
ren Aronofsky, dün ülkemize gelen
açıhş filminin yönetmeni Hal Hart-
ley ve bugün saat 10.00'da gösterimi
yapılacak 'OteJ'filmininyönetmeni
Mike Figgis'in oglu yapımcı Louis
FTggis'te Istanbullu sanatseverlerin
konuğu olacak.
Dün Pera Palas'ta bir basın toplan-
üsı düzenleyerek festivalle ve fıhnle-
riyle ilgili sorulan cevaplandıran
Hartley Istanbul'da bulunmaktan
mutluluk duyduğunu söyledi. Fes-
tivalprogramını nitelikli ve dolu bir
program olarak niteleyen, bağımsız
sinemanın misyonu ve çıkış nokta-
lanndan bahseden Hartley, ba-
ğımsız sinemayı bir derdi, bir ko-
nuyu en az sürede, en az maliyet
ve hür bir iradeyle anlatma ama-
cıyla hareket eden ve yenilenen
bir tür olarak tanımladı.Yedinci
sanatın kuramsal boyutuna dair
etkinlikler de festival kapsamın-
da yer alıyor.
Türkiye'deki bağımsız sine-
maya ilişkin konulann tartışıla-
cağı 'Çağdaş Sanatiarve Sine-
ma', Nasıl Yapök ? Naal Yap-
sak?\ 'FUmlerden Ahnolarla
Bağunsız Sinema', Türki-
ye'de Sinema Yapmak' baş-
İıklı 'sohbetier' ve 'KimKor-
kar Animasyondan' başlıklı
bir atölye çalışması da sanat-
severlerin birebir katılabile-
cekleri etkinliklerden. (Bi- j
letiX: 0 216 454 15 55)
ESEYITLER
ZEYNEP ORAL
Jan Kott Oldii; Shakespeare
Hâlâ Çağdaşımız...
Tiyatro dünyası önemli bir kayıp verdi geçen gün-
lerde.
Polonyalı yazar, eleştirmen, araştırmacı, bilim ada-
mı, tiyatro insanı Jan Kott. 87 yaşında Amerıka'da
öldü. 1961 'de Lehçe yazdığı, 1965'te ingiltere'de In-
gilizce yayımlanan ve anında otuz kadar dile çevri-
len "Çağdaşımız Shakespeare" adlı kitabı, tiyatro
dünyasını sarsmış, yirminci yuzyılın ikinci yansında,
dünyanın her köşesindeki tüm Shakespeare pro-
düksiyonlannı etkilemışti. Kimi bu eseri "Devrim" di-
ye nıtelemiş, kimi lanetlemişti. Öyle ya da böyle, Jan
Kott'un bu eserinden sonra artık Shakespeare oyun-
larının sahnelenişi eskisi gibi olmayacaktı.
(Son zamanlarda bizim medyamızda, tiyatroya "il-
gi duyup", baldır bacak üzerine yazma yanşındaki-
ler, herhalde Jan Kott'un öldüğünü duymadılar, bu
konuda tek satıra rastlamadım.)
Shakespeare'in, duygu dünyası, düşünce dünya-
sı, zaten evrensel boyutta. Ele aldığı temalar da öy-
le. Iktıdar hırsı, güç, çıkar ılışkileri, aşk, kıskançlık, iha-
net, intikam vb... Birey ve topluma ilişkin her zaman
var olmuş, her zaman var olacak tutkular, onun de-
hası ve şiır diliyle insanlığın ortak mirası oldu... Jan
Kott'un buna getirdıği yeni yorum neydi?
Jan Kott, Shakespeare karakterlerini, bizlerden bi-
ri, kapı komşumuz, "sokaktakiadam", bizi yöneten-
ler ya da sevdiğımiz kız, öfkelendiğimiz adam kılmış-
tı. Shakespeare'i, Elizabeth döneminden alıp günü-
müze yerleştirmiştı. Polonya'da İkinci Dünya Sava-
şı'nın tüm acılarını ve sonrasındaki komünist yöne-
timin tum baskılannı yaşamış olan Jan Kott için, Sha-
kespeare'in oyunları, Polonya'nın küçük ölçekte 20.
yüzyıl tarihini yansıtmak ve eleştıri getırmek için ka-
çınılmaz bir fırsattı. Ona göre Shakespeare, politik
metaforlar için sonsuz bir kaynaktı. Unutmamak ge-
rek kı, Sovyet egemenliğindekı ulkelerde, Beckett,
lonesco gibi bırçok "sakıncalı" oyun yazarı yasak-
lanırken Dogu Almanya'da yasaklanan "Venedik Ta-
ciri" dışında, Shakespeare'e dokunulmamıştı. Daha
doğrusu dokunulamamıştı.
Dogu Bloku, Jan Kott'un yorumuna politik açıdan
dört elle sarılırken Batı dünyası, Jan Kott'u daha çok
estetik açıdan kucaklamıştı. Türkiye'de her iki açıdan
da benimsenecekti. Ingittere'de özellikle Peter Bro-
ok ve Peter Hall gibi yönetmenler onun düşunce-
lenne sahıp çıktılar. Bence Türkiye'de, Beklan Algan,
Yücel Erten, Başar Sabuncu da Jan Kott ve "Çağ-
daşımız Shakespeare "den etkilenen yönetmenlerdi.
(Kendilerıne hiç sormadım ama, izlediğim oyunlara
dayanarak söylüyorum.)
Jan Kott'un eseri Türkiye'de 6O'lı, 70'li yıllarda ti-
yatro ve edebiyat dergilerinde yayımlandı. Kitabın
tümü, "Çağdaşımız Shakespeare "adryla, Peter Bro-
ok'un önsözü, Teoman Güney'in çevirisiyle Mrtos
Boyut Yayınlan'ndan çıkacaktı.
Jan Kott'u, 1989'da Londra'da katıldığım bir se-
minerde tanımak, onunla üç gün geçirmek ve bol bol
sohbet etmek fırsatını bulmuştum. Seminer, "Sha-
kespeare Hâlâ Çağdaşımızmı?" başlığını taşıyordu.
Hamlet'in başkaldıran asi gençlere, Hırçın Kız Kat-
herine'in feminizm sözcüsüne, 3. Richard'ın yeryü-
zündeki tüm diktatöriere dönüşturüldüğü prodüksi-
yonlan tartışıyorduk...
Birtiyatro profesöründen çok, güzel yaşamayı se-
ven bir masalcı dedeyi andıran, sonsuz alçakgönül-
lü, müthiş zeki bakışlan olan, "tonton" bir insandı Jan
Kott. Ülkesinde 1942-45'te direniş hareketıne katıl-
mış, 1943'te Komünist Parti'ye girmişti. (O zaman
bunun cezası idamdı.) Savaş sonrasında Varşova
Üniversitesi'nde edebiyat profesörüydü. Komünist
Parti'den 1956'da aynldı. (O zaman bunun cezası i-
dam değilse de yaşamını etkileyecekti.) 1969'da
ABD'ye iltıca etti ve New York Üniversitesi'nde ça-
lışmalanna devam etti.
Londra'da bana şöyle diyordu: "Benim kuşağımın
en büyük dramı, komünizm ile faşizm arasında bir
seçim yapma zorunluluğuydu. Oysa sonradan an-
ladık ki biri ötekinin alternatifi değildir. Baştan yan-
lış bir soru, yanlış bir seçimle karşı karşıya bırakıl-
mıştık."
Jan Kott öldü, Shakespeare hâlâ çağdaşımız. Bel-
ki nükleer silahlanma yarışmı durdurmak için ona
başvuramayız ama ınanın Susurluk olayının kimi dü-
ğümlerini çözmeye yarayabılir.
Jan Kott öldü ama, dünyanın baskı altındaki her-
hangi bir ülkesinde, sahneden Danimarkalı Prens
Hamtet, "Bu ülkede kokuşmuş bir şeyler var" diye
seslendiğinde, izleyiciler, "Danimarka "nın hangi ül-
ke olduğunu anlayacaklar ve ben Jan Kott'un bizle-
re göz kırptığını göreceğim.
e-posta: zeynepo zeyneporal
Faks:0212-25716 50
BUGUN
• BURSA DEVUET TTYATROSU'nda saat
15.00 ve 20.30'da 'Bir Efes Masah', saat
18.30'da 'Öykülerden Oyunlar' oyunu.
(0 224 222 8910)
• İŞ SANAT'ta saat 19.30'da Theatre Image'in
gösterisi. (0 216 454 15 55)
• ISTANBUL AKM BÜYÜK SALON da saat
11.00 de tstanbul Deviet Senfoni Orkestrasınm
konseri. Şef: VTadimir Altsschuler. Solistler:
Anatoly Bazhenov (keman), Ivan Koucher
(viyolonsel). Saat 15.30'da da ÎDOB'nin
'Maskeh Bak)' (Verdi) adlı operasının
prömiyeri. (0 212 243 10 68)
• LÜTFİ lORDAR'da saat 20.00'de
Teoman ın 'Gönülçelen' konseri.
(0 212 235 02 03)
1. AFM FİLM FESTİVAU'NÜE BUGÜN
I AFM l'de saat 12.00'de François Ozon'un
'Yaznk Elbise', 'X2000', 'Küçük Öhun', 'ŞJşe
Çevirme', 'Yatak Manzaralan' adlı kısa
filmleri, saat 15.00'te Todd Solondz'un 'Öykü
Anlaûmı", saat 19.00'da Robert Lepage'm
'OlasıDünj'alar', saat 21 30da Matthew
Barney'nın 'Cremaster 5+2', saat 00.00'da
Virginie Despentes'in 'DüzBeni' adlı film
gösterimleri. (0 216 454 15 55)
• AFM 2'de saat 12.00'de Joel Coen'in
'Orada Ohnayan Adam', saat 15.00'te Wisit
Sasanatieng'in 'Kara Kaplan'uı Gözyaşlan',
saat 19.00'da Christopher Nolanm 'Taîdp',
saat 21 30da NishaGanatra'nm 'HintUsulü
Patianuş Vlısır'. saat 00.00'da Chuck
PareDo'nun 'Ed Gein' adlı film gösterimleri.
(0 216 454 15 55)