23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 EYLÜL 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA Jl/JVUIM \_JİVJJ. / ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 ŞtRKETLERDEN • TATlLYA l-16Eylül tarihleri arasmda 10.00- 23.00 saatleri arasında eğitime destek amacıyla etkinlik düzenliyor. Amaç ziyaretçilere uygun fiyatlar ve taksıt olanağıyla her tûr okul ihtiyaçlannın karşılanmasını sağlamak. • AKBANK, tenis sporuna katkıda buiunuyor. Bu yıl da TED Open tstanbul Uhıslararası Tenis Turnuvası, 17-23 EyKiI tarihleri arasında Akbank'm katkılarryla Tarabya TED'de gerçekleştirilecek. • BOSCH beyaz eşyada iki ayn kampanya başlattı. Küçük ev ürünleri dışında tüm ürünlerde peşin fiyatına 10 taksit, küçük ev aletlerinde peşin fiyatına 7 taksit _ yapıhyor. Ön ödemeli kampanyada ise 1 artı 6 ve 1 artı 9 olmak üzere iki ödeme seçeneği sunuyor. • McDONALD'S, Ekip CMimpiyatlan'nın Türkiye ayağuu düzenliyor. Restoran seçmeleri 31 Ağustos-8 Eyiül tarihleri arasında gerçekkştirikcek~nvı mv • DHL indırim kampanyası başlattı. Bir sonraki gönderiye yüzde 50 indirim imkânı sağlayan kampanya 6 Ağustos-30 Kasım tarihleri arasında düzenleniyor. Kazanılan indirim kuponlan ise 31 Aralık'a kadar geçerli. • MERtTHalkiPalas Oteli. Babıaü Ban'nı 29 Ağustos Çarşamba çüaü düzenlenen basm davetiyle hizmete açti. Açıhşla birükte nüşterilerine, indirimli ida keyfi de sundu. Cylül ayında bir kişi oda ırti kahvata hafta içi 40 nilyonTL. • BOOKİNTURKEY, "2 Eylül'deki Bayer Leverkusen-Fenerbahçe naçına günübirlik ptmek isteyen araftarlara özel imkân undu. Maç günü Cöhı'e gıdiş-dönüş THYuçakbileti, 325 lolar. Isteyene maç »ilet de temin edih'yor. ELF,30EyIül'e %adır90milyon jeğerinde akaryakıt ve 70 nihon değerinde nüşrerilerine Sandy Koknya hediye ediyor. • Nodern Gelin ve 3eür balayı hediyesi jen;or. Çekılişle seliilenecek çift. 1 hafta soyuıca Marmans Mares Dtelde ağulanacak. Denetim olmadığı için hem sağlığa zarar veriyor hem de haksız rekabete yol açıyor Oyuncaklar telıüke saçıyor• Sağlık Bakanhğı yetkililerinin, hangi kategoride sınıflandınldığını ve hangi birimin yetki alanına girdiğini "hatırlamakta" güçlük çektikleri oyuncak pazannın tam anlamıyla "üreticinin insafina" terk edildiği belirtiliyor. GÜLŞAHKARADAĞ Türkiye'de çocuk sağlığını yakmdan ilgilendiren oyun- cak piyasasmda denetim ol- madığı vurgulanıyor. Sağlık Bakanhğı yetkililennin, han- gi kategoride sınıflandınldı- ğını ve hangi birimin yetki alanına girdiğinı "hatuia- makta" güçlük çektikleri oyuncak pazannın tam anla- mıyla "üreticinin insafina" terk edildiği behrtilıyor. Oyuncak piyasasının önde gelenlerinin de denetim ol- mamasından şikâyet ettıği alam denetleyen makam bu- lunmadığını ifade eden Tü- keticıyi Koruma Derneği (TÜKODER) Başkanı Meh- metSevinı, bakanlıklarda ko- nuyla ilgili bir birim bulun- madığını belirtti. Sevim, Av rupa Bırliğı (AB) konusunda Türkıye'nin ikiyüzlü bir yaklaşun içinde Üretimde kullanılan zararfa maddeler, oyuncaklarta yakın temas kuran çocuklan etkfliyor. olduğunu dile getirerek "AB Müktesaban özel olarak ko- runması gereken çocuklann sağhğını ilgilendiren bu alan- da ciddi önlemler ahnış du- rumda. Bizde bırakın oyun- cağın bileşenlerinin, kullanı- lan katkı maddelerinin etiket- Iprnlp açıklanma«anı, kııllanım küavuzu ya da 36 aydan kü- çük çocuklar için olası riskler bile bazen etikette yer almı- yor" dedi. Sevim, oyuncaklann hem üretiminde kullanılan madde- lerin hem taşıdığı risklerin açıklanarak satışının yapıl- ması gerektiğini kaydederek "Çocuklar, oyuncaklaria te- mas kuruyor. Üretim aşama- sında kullanılan maddelerin, ne oranda kullanıldıklan çok önemli ve bunun denctiminin yapılması, yani üreticinin in- safina terk edilmemesi gere- kiyor. Türkiye'de ise böyle bir denetim yok. Sadece TSE' nin mecburi standartlan var ki bunlar olası riskleri ortadan kaldıracak dunımda değiT konuşru. Der Spiegerin haberi Der Spiegel'in, bir araştır- ma dairesinin araştırmasına dayandırdığı ve zehırli oyun- caklann Türkiye'den ihraç edildiği yönündeki haberinin "doğru olabileceğuıi" kayde- den Sevim, gıda, kozmetik ve oyuncak konusunda AB'yle Türkiye'nin çok uzak nokta- larda bulunduğunu anlattı. lddialan yanıtlayan Bambi oyuncaklan genel müdürü Erdem Taylan, firmasının oyuncaklannda zehirli kim- yasallann bulunmadığını be- lirterek bu tür haberlere ne- den olan oyuncak üreticileri- nin kendi ihracatlarma da za- rar verdiğini kaydetti. Taylan şöyle dedi: "Pfelüş ve benzeri hammaddeleri sa- tm aknğunız fîrmalarm labo- ratuvar sonuçlarmda azo bo- ya maddesi buhınmadığıözel- Kkle betirtilmektedir. Biz ka- litelive güvenü mal kullanıyo- ruz ve üretim yapıyoruz. Bu yüzden oyancaklarunızm hem maüyeti hem satiş fiyatı yüksektir. Oysa piyasada çok ucuz saüş yapan ama sağhk faktörünü gözetmeyen bir di- zifirma buiunuyor. Bubizede zarar veriyor. Sağhk Bakanh- ğı tarafindan gerekü deneti- min «tagbnmag graridynr Tfi- ketkinindebüınçh'olmasıge- rekjyor." Pilsan Genel Müdürü ls- mail Hakkı Sabay ise birçok atelyenin TSE ve ÎSO onayı olmadan üretim yaptığını, ucuza üretim için de kalitesiz mal kullandığını belirtti. Bu durumun haksız reka- bete yol açtığım vurgulayan Sabay, oyuncak üretiminde hiçbir denetımin olmadığını ifade etti. Bakanın Türkiye ekonomisinl Afganistan ve Burundi ile karşılaştırma'sı şaşkınlık yarattı TAM BİR ZÜĞÜRT TESELLÎSÎEkononü Servisi - Ekonomiden so- rumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in, Türkiye'nin ve para bınminın duru- munu, yoğun bir siyasi ıç karmaşa ya- şayan ve dünyanın en geri kalmış ül- kelerinden Afganistan ve Burundi ile kacşılaştırması tepki çekti. Bakan Der- viş, önceki gün Ankara Ticaret Oda- sı'na yaptığı ziyaret sırasında, para bi- rimlerinin değerine bakılarak ekono- mik bir karşılaştırma yapmannı tam olarak doğru olmayacağını söyleye- rek, "Biz AUaha şükür her şeye rağ- men Türkiye olarak. Afganistan'dan. Brundi'den falan çok daha iyi durum- dayız" demesi şaşkınlık yarattı. Dünyanın en yoksul ve kaynaklar- dan yoksun ülkeleri arasuıda olan Af- ganistan ve Burundi, 10 yıh aşkın sü- redir savaşlar ve siyasi kanşıklıklarla boğuşmaktan ekonomik gelişimi tar- tışmaya bile başlayamadılar. Savaş ve Taleban nefes aldmnadı Afganistan doğal kaynaklar bakı- mmdan oldukça yoksul bir ülke. Eko- nomısi büyük oranda tanm ve küçük- baş hayvancıhğa dayanıyor. Yaklaşık 10 yıl Sovyet ışgali altında ve savaşla geçen yıllann ardmdan nü- fusun yaklaşık üçte biri (6 milyondan fazla insan) iltica ederek ülkelerinden aynldı. Bu büyük oranda işgücü kay- bına ve ekonomide daralmaya yol aç- Ekonomiden sonunlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in Türkiye'yi ekonomik olarak karşılaşrırdığı iki ülke de yülardır iç ve dış savaşlarla boğuşuyor. Etnik çabşmalar yüzünden Burundi halkuun ve işgücünün büyük bölümü ülkeyi terk etti. Buna karşm Bunındi'nin eğitime ayu-dığı pay, Türkiye'ııinkinden yüksek. tı. Aşın dinci Taleban kuvvetlerinin yönetuni ele geçirmesinden önce ül- keye gelen insani yardım da ekono- mik gelişmeye katkıda bulunmadı. 1998-99 yıllannda yaşanan iç savaş da uluslararası yardımı ve yerel eko- nomik politikalan iyic&baltaladı. Ta- leban'ın yönetimi ele geçirmesinin ar- dından da ekonomik alanda kayda de- ğer bir gelişme yaşanmadı. Son verilere göre Afganistan'da ki- şı başına ulusal gelır 800 dolar. Yıllık 80 milyon dolar dolayında olan ihra- catının önemli bir kısmını afyon tica- reti oluşturuyor. 150 milyon dolarlık da ithalat yapıyor. 5.5 milyar dolar dış borcu buiunuyor. Para birimi Afgani. 1 ABD Dolan, 4700 Afgani'ye karşı- lık geliyor. Burundi etnik sav»§ mağduru Burundi ise doğal kaynaklardan son derece yoksun ve ekonomisi yüzde 90 oramnda taruna bağunlı bir ülke. 1993 'ten beri ülkede yaşanan etnik ça- tışmalar yüzünden 250 bine yakın ki- şi öldü ve 800 bin kadan da ülke dışı- na göç etti. Gıda, ilaç ve enerji sıkıntısı çeki- liyor. 1999 yıhnda ülke ekonomisi yüzde 1 küçüldü. Nüfusun yüzde 36'sı yoksuluk sınınnın altında ya- şıyor. Geçerli para birimi Burundi Frankı. 1 dolar 627 Burundi Frankı civannda. Eğitime bizden fazla pay Ekonomide kaynak yoksunlu- ğundan ve iç savaşlardan kaynak- lanan olumsuz tabloya karşm Bu- rundi'nin ulusal gelirden eğitime ayırdığı pay yüzde 3.1 ile Türki- ye'nin üzerinde. Türkiye için bu değer yüzde 2.2'de kahyor. KlŞlBAŞINA GEÜRERtYÖR lOyılgerigittik ANKARA (ANKA) - Ekonomik krizle gelen yoksullaşma kişi başına 621 dolara mal oldu. 2000 yıhnda 3 bın dolara yaklaşan kişi başına düşen milli gelirin 10 yıl önceki seviyelerine gerileyerek bu yıl en fazla 2 bin 365 dolar olabileceği hesaplandı. Milli gelirde bu yılın ilk altı ayında Türk Lirası bazında yaşanan yüzde 8.5'lik küçülme. dolar bazında yüzde 20'ye ulaşıyor. Gelir ^ — — — — — — düzeyi açısuıdan son 10 yılda ikincı kez 1990öncesi rakamlara geri dönen milli gelir o dönemde 2 bin 682 dolar düzeyindeydi. 2000 yılının ilk yansında • 2000 yıhnda 3 bin dolara yaklaşan kişi başına düşen milli gelirin 10 yıl önceki düzeyine gerileyerek bu yıl enfazla 2 bin 365 dolar olabileceği hesaplandı. 81.9 milyar dolar olan milli gelır, bu yü aynı dönemde 64.6 mılyar dolara kadar düştü. Milli gelirde yaşanan bu hızh ^ ^ ~ ~ ^ ^ ~ ^ ~ ~ ~ küçülme, uluslararası karşılaştırmalarda önemli bir gösterge olan kişi başına düşen gelirde ise yüzde 21 'e yakın bir azalmaya neden olacak. Türkiye genellikle milli gelirinin yüzde 40'ını yılın ilk yansında, yüzde 60'ını ise yılın ikinci yansında yaratıyor. Bu da 2001 yılının tümünde 201.2 milyar dolar olan Türkiye'nin toplam milli gelirinin bu yıl 161.4 milyar dolara gerileyebileceğini gösteriyor. İşçi-işveren zirvesinden somut bir sonuç henüz çıkmadı Seııclikalai'cla fon tarbşması EkonomiServia-Kapanan işyer- leri ile işsizlik sorunu gündemiyle bir araya gelen işçi-işveren zirvesi hükümete yöneltilen sert eleştirile- re sahne olurken zordaki işletmele- re dönük olarak fon oluşturulması- nı öngören "karal'' önerisi sendika- lan böldü. Türkiye Işveren Sendikalan Kon- federasyonu (TtSK) reel sektöre kaynak oluşturmak amacıyîa en çok üç bakanın. aktif sıvıl toplum ör- gütleri ile yurtdışındakı işçilerin temsilcilennin içinde bulunacağı bir kurul oluşfuruhnasını önerdi. TİSK'in önerisi, toplanan kaynak- lan belirli sayıda banka kanahyla "makul bir faizJe ve dövize endeks- lemeden kurulun onayladığı kurum ve kuruluşlara verihnesini'' öngö- rüyor. Devrimci Işçi Sendikalan Konfederasyonu (DÎSK) Başkanı Sülevman Çekbi. "fon işine kesin- 13de ginııeyeceklerini. karşı okhık- 1 söyledi. Buna karşılık Hak- İş Başkanı Sa&n Ustn, fon da dahil her tür öneriye aeık olduklarmı di- le getirirken Türk-îş Başkanı Bay*- ram Meral konuşmasında konuya değinmedi. Hükümetin sorunlan çözmediğini belirten Meral, "Şu Zirveden izlenimler Bildik söylemler tekrarlandı Dedeman Oteli'nde dün düzenlenen "Türkiye İşçi-tşveren Konfederasyon ve Sendikalan Zirvesi*'nin ilkinde, konfederasyon başkanlan, bildik konuşmalannı yinelediler. îşsizliğin. yoksulluğun boyutlan, krizin etkileri, faturayı sürekli sanayici ile işçinin Ödediği ve işçiyle işverenin aynı gemide bulunduğu yönündeki demeçlerini kürsüden veren başkanlann bugün toplantının sonuç bildirgesini açıklaması bekleniyor. Toplantı, Teksif Sendikası üyelerince yapılan ve işten atılan Sümerbank işçilerinin desteklediği bir gösteriyle protesto edildi. Belli sayıda sendika başkanının hazır bulunduğu zirvede, işçi katılımının ise olmadığı gözlendi. Zirvenin başladığı saatlerde yapılan protesto gösterisinde işçiler, toplantının beş yıldızh otelde yapıhnasını eleştirerek "Sendikalar uyuma, görev başına", "Kıdem tazminatını tarhşmak ateşle oynamaktır", "İç borçlar dondurulsun" gibi sloganlar attılar. İşçilerin protesto gösterisinde "Dolara, IMF'ye, Dünya Bankası'na ve onlann destekçilerini hayır" gibi dövizler taşıdılar. y > de- di. Motoru duran, dumanı tütme- yeo müesseselerin çahşmasuan sağlanması gerektiğini beürten Me- ral, sıyasılerin kendını yenilemesi gerektiğini kaydetti. TtSK Başkanı Rcfik Baydor reel sektörde işci ile işverenin bir bütün olduğunu ifade ederek 4 konfederas- yon olarak, eylül ayın- da uygulanmak üzere reel sektörün yaşadığı sorunlan, banlann kaynaklannı, işten çı- karmalann boyutunu ve benzeri önemli hu- suslan ortaya koyacak geniş bir anket çahş- ması planladıklannı söyledi. İŞÇİTrtNEVREMNDEN ŞÜKRAN SONER Duvar Dayanmıyop Yunanistan'ın Evia Adası sakinleri sabah denizden çırpınarak yüzmeye, karaya çıkmaya çalışan insanlar- la karşılaşmışlar. 112 kişi yüzerek karaya çıkabilmiş. Gerisi denizden toplanmaya çalışılmış. İlk belirteme- lere göre 5 kişinin boğulmuş olabileceği sanılıyordu. Kaçak göçmenler için giriş yollan tıkandıkça, kaçak- çılann uygulamalan giderek vahşiteşiyor. Gkjçmentef denize atılıveriliyor. Ama bedeli, caydıncılığı ne kadar ağır olursa olsun, duvarlar bir biçimde aşılmış oluyor. Garih cinayetinin zanlısı Yermez'in 11 gün sonra yakaianması yüreklere su serpmedi. Yermez, bir önemii gizli örgüt, siyasal dava adına tetikçi olduğu- nu söyleseydı, insanlar kendilerini daha bir iyi hisse- deceklerdi. "Para için" açıklaması, sıradan bir gasp girişimininvahşj bir cinayete dönüşmesi tablosu, he- le de mezâriıkların ağaçlan arasında gizli kalmış dün- yanın açığa çıkması, insanlan alabıldiğine ürkütmüş. Dün bir nedenle Eyüpteydim, araçlar mezarlığin önünden geçerken, yolculann hafrf ayağa kalkarak büyük bir dikkatle ağaçlann arkasını, oradaki yaşamı görmeye çalıştıklannı gözlemledim. Doğma büyüme Eyüplü bir anne, Haliç'in fabrika- larla sanldığı yıllarda, gündüz gece dolaşrnaktan, so- kağa çıkmaktan hiç kofkmadtğının attını çizdikten son- ra, anlatmayı sürdürüyor: "Dün gece iki oğlumla yemekten sonra balkona ç> kıp saatterce konuştum. Geceleri Eyûp'e çıkıyodar- dı. Biliyorsunuz gençler için çok keyifli kafeteryalar, çeşitli olanaklar var. Onlar da sonımluluklannı bilen yetişkin insanlar. Ama çok haklı olarak korkuyorum. Böyle şeylerin vahığından, olabileceğinden haberii değildik. Çocuklanmın yaşam kaygısına düştüm. Bir yandan da olmayacakyaştaki çocuklanma fazla bas- k\ yapmaktan, isyan ettirmekten, güven duygulannı sarsmaktan korkuyorum." Yermez'in aftan yararianmış kimliği madalyonun sa- dece bir boyutu. Medyada yeterince ele alındığı için yenkjen değinmeye gerekyok. Ama en alttakilerin, dü- zen dısına atılmışlann, sokaklardakilerin dünyasına, Eyüp Mezariığı gerçeğinden yapılan zumlama, sıra- dan insanlann gün gün derinleşmekte olan korkulan- natuzbiberekti. Eyüplü anneye hak veren Kadıköy'den bir isadamı, "Aman hanımefendi tehlike her yerde. Çeteler her yerde. Akşam sahilde yûrüyüşe çıkıyorum, tenha so- kaklara girmeye korkuyorum. Ne zaman öyte bir so- kağa düşsem, yanımda para isteyen biri beliriveriyor. Hepimiz, her an tehlikeli bir gasp olayına hedef ota- biliriz" drye söze giriyor. En üst katta ottıran emekli polis memuru, komşu- sundan rica ediyor. "Lûtfen evden çıkarken mutfağı- nızın kapısını içerden kılıtleyin. Balkonlardan en üst katlara da çıkıyoriar. Hırsız size gırerse bize, bize gi- rerse size geçemesin" diyerek. Işe giden genç kadın, evde kalan annesi ve çocuk- lanna sayısız kez uyanda bulunuyor "Sakın zil çaklı- ğında hemen otomatiğe basmayın. Camdan gehni kontrol edin. Hele evin kapısını, delikten bakmadan aslaaçmayın.." Zengin aileler, hız yapmayı seven çocukJannın ya- şamlannı güvenceye almak için lüks marka, şık spor arabalar yenne ciplere geçiş yapmışlardı. Trafik, park sorunu olan kentte "Ne işleri var?" diye düşünduğü- müz ve sadece moda, kimlik sorunu olarak algıladt- ğımız ciplere geçişin arkasında işte böylesi akıl almaz bir bencillik de var Kazalarda karşı taraf ne olursa ol- sun, ciptekiler sağlam çıkıyor. iyi de ciplerie yaşamlan güvenceye alman çocuk- lar, kapHannda bir dizi badigardın olduğu barlara ta- kılryor olsalar da yeterince güvencedeter mi? Sokak- larda başlanna bir hal gelebilir mi? Malum, yıllardır duvarlarla, bekçilerle korunan si- teier, sırf güvenlikleri nedeniyle Boğaz yalılanndan da- ha fazla para eder olmuşlardı. Garih cinayeti gözler önüne serdı ki sokaklarda, her koşutda herkes için teh- like var. Emniyetgüçleri, "SiyaSi suçlular üzerinde uz- manlaşttnız, ama adi suçlarda deneyimsizsiniz. Dik- kat ediniz. Ona göre örgütlenin" diye uyanlmaktalar. Yıllardır, ürkütücü boyutlardaki gelir dağılımı çarpıl- masına, yoksullaşmaya, işsizliğe kulak tıkayanlar, "Sağlıkta, eğitimde, her şeyde özelleştirme..." diye tepinenler, düzen dışına atılmışlann, kendi yaşamlan için tehdit oluşturmalannın boyutunu sergileyen bir tek olayla bile dehşete kapılabiliyoriar. Halkımızın sosyal patlama yapmayacağına güven duyanlar, sağlıklı sosyal patlamayı yaratacak örgütlü- lüklerin yok olmasının keyfini çıkaranlar, sosyal patla- manın yaşanamadığı, sosyal önlemlerin alınamadığı toplumlarda, en aşağıda kaianlar, ayakta duramayan- lann giderek daha büyük sayılaria suçlular ordusuna katılacaklannı neden hiç hesaplamıyorlar ki?.. Evia kıyılannda, yüzme bilmeyenleri denize atan aamasız kaçakçılan da, mezariıkta seks yaparak ya- şamlannı sürdürmeye çalışan kızlanmızı da, "Para için" diyerek Üzeyir Garih'i öldürücü darbelerie bı- çaklayan Yermez'leri de bu toplumun acımasız soy- gun, vurgun, kirii, insani yok sayan düzeni yaratıyor... Korunmaya duvar dayanmıyor... sukransoner(a yahoo.com Çalışan sayısı yüzde 9 azaldı Işsizler ordusu giderek büyüyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Yılın ikinci çeyreğinde üre- timde çalışanlann sayı- sında yüzde 9'a yakın azalma yaşanmasıyla ekonomik kriz, etkisini bir kez daha işşizlikle su yüzüne çıkardı. DtE verilerine göre, nisan- haziran döne- minde imalat sanayiin- de üretiminde çalışan- lann sayısı kamuda yüzde 5.8, özel sektör- de yüzde 9.5'lik düşüş kaydetti. Toplamda ise yüzde 8.8'lik gerileme meydana geldi. Kamu ağaç ve man- tar ürünleri sektöründe yüzde 71, kâğıt sektö- ründe yüzde 12, metal eşya sanayıinde yüzde 11.7, tütünde yüzde 5.8, radyo-TV sektö- ründe yüzde 4.2 azaldı. Özel sektör işyerlerin- de üretiminde çalışan- lann sayısında ise en hızh düşüş yüzde 25.8'le tütün sektörün- de yaşandı. Anılan dönemde, üretimde çalışanlann sayısı deride yüzde 24.8, radyo-TV haber- leşme cihazlan imala- tında yüzde 18.9, has- sas alet imalatında yüz- de 14.1, ağaç ve man- tar ürünleri sektöründe yüzde 14.5, metal eşya sanayiinde yüzde 14.1, gıdada yüzde 14, teks- tilde yüzde 10.3, metal eşyada yüzde 18.9 azaldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear