Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 30 EYLÜL 2001 PAZAR
10 PAZAR YAZDLARI
Küreselleşme daha çabuk insanlaşsın!f
Uzaktan duyulan armonıka tınısındaki hüzün,
yurdundan kopartılıp bır yerlere
sa\rulıruşluğun hıçkıra hıçkıra ağlamasıydı
sanki. Yolumu değiştirip, Çingene müziği
çagnşımlan yapan sese doğru yüriidüm.
Yüreğirain derinlerinde çınlayan müzik, bir
yandan çalanın acısını yansıtırken, diğer
taraftan da başka çaresi olmadığmı bıle bile
içine düştüğü duruma isyan eden birinin
kurîuluş için arhğı son imdaî çığlıklannı
andınyordu. Kent merkezındeki kilisenin
köşesinde edindiği yerde, her an ayrılacakmış
gibı iğreti duran mü2İsyen, 10-11 yaşlannda
bir erkek çocuğuydu. Balkan ülkelerinden
geldiği kesindi. Acısını notalara dökerken
gözlennden özlem, çaresızlık ve terk
edümişlık okunuyordu. "Hüznön HeykeK"
diye mınldandım kendi kendime. Acaba niçin
buraya gelmek zorunda kalmıştı? Kim bilir ne
zor koşullarda yaşıyordu? Ailesi ya da başını
sokacağı bir bannağı var mıydı? Önündeki
kutuya çaldığı müziğin karşılığı olarak atılan
bozuk paralardan başka geliri var mıydı? Ben
dalıp bunlan düşünûrken yaklaşık aynı
yaşlardaki iyi giyimli, sırtlannda markalı okul
çantalan olan bir grup Belçikalı öğrencinin,
"Hüznün HeykelPnin bir-üci metre yakınında
durduklannı fark ettim. Avrupa'nın
nimetlerinden payuıı aldığı anlaşılan kızlı
erkekli grubun mutluluğu yüzlerinden
okunuyordu. Sanki "bana kûresel celişkiyi
anımsatmak amaavla" özellikle orada, esmer
çocuğun yanında durmuşlardı. Yanımda
fotoğraf makinesi olmadığı ve o anı bir kara
mizah anıtı olarak belgeleyemediğim için
üzüldüm. Bu gözlemimin Belçika'da "çocuk
haldan festivalTnin yapıldığı güne denk
gelmesi ise rastlantı olamazdı. Hafta içinde
Avrupa Birliği (AB) dönem başkanı
Belçika'nın liberal-demokrat başbakanı Guy
Verhofstadt son dönemde dünyayı birbirine
katan küreselleşme karşıtlarma hıtaben
"Küreselleşme karpmğuun paradoksu"
başlıklı bir açık mektup yazarak "Daha fazla
serbest ticaret, daha fazla demokrasi ve insan
haklan, daha fazla kalktuma yardımı için daha
BRUKSEL
ERDİNÇ
UTKU
fazla küreseUeşme"
mesajlan verdi.
Mektupta
bahsedilen "Avrupa
UeKuzey
Amerika'nın
sınıriannda gezinen
_ _ _ ^ _ _ _ ^ _ ^ ve refah tophımunun
vitrinkrine
hayranlıkia bakan vatansıziardan oluşan bir
ordu~ Baö'nın zenginliklerinden bir parça
alabflme umuduyla vatansız paryalar gibi çok
kötü koşullarda yaşayan milyonlarca kaçak"tan
biri olmalı benım "Hüznün Heykefi" adını
verdiğim küçük yürek! Verhofstadt
mektubunda küreselleşme karşıtlanna "Doğru
sorular soruyorsunuz, ama bunlara verdiğmiz
yanıdanmz yanhş" mesajını iletiyor.
Mektuba tepkılennı dile getiren bazı Sivil
Toplum Kuruluşlan (STK) "küreselleşme
karşrtı hareketi karikatürize etmesi nedeniyle
mektubu aşağılayıa bukhıklannı" bildirseler
de, küreselleşmeyi eleştirmeye kalkanı
dinozorlukla suçlayan bızim liberallerin
aksıne, Belçika liberali Verhofstadt çevre, iş
ilişkileri ve para polıtikalan sorunlannda, rüm
dünyayı kapsayan etik bu- yaklaşıma gerek
olduğunu vurguluyor ve "hedef, küreseDeşıneyi
frenlemek değil, etik bir yapıya uyarlamakür.
Ben bunu, serbest ticaret, bilğj ve demokrasi
unsurlanndan oluşan bu üçgeni 'etik
küreselleşme1
olarak adlandırmak istiyorum"
diyerek ortaya yeni bir kavram atıyor. "Daha
fazla serbest tkaret, daha fazla demokrasi ve
insan haklanna saygı, daha fazla kalkınma
yardunı"run etik küreselleşme ıçın yeterü
olmadığını söylüyor ve "Zengin ülkelerin G-
8'inin yerini, var olan bölgesd işbiriiği
örgütkrinin G-8'i almabdır" diyor.
Başka bır deyışle, en önemli kıtasal kalkınma
ıçın işbiriiği örgütlerinin (AB, Afrika Birliği,
Mercosur, Asean, NAFTA vb.) eşit koşullarda
temsil edildiği bir forum öneriyor. "Etik
küreselleşme konusunda çahşmaya başlamak
için yeni G-8'in bir araya gelmesini beklemek
zorunda değfliz. GeKn kendi Avrupa
Almanlaraı îslamı ve
11 Eylül'deki saldınlar
11 Eylül 2001 insanlık tarihine
bir leke olarak geçecek. Dini,
politikayı ve terörü bilinçli
birbinne kanştıranlann sorumlu
olduğu kanlı olaylann zinciri
Amerika'dan dünyarun birçok
ülkesine uzanıyor. Bu ülkelerden
biri de Almanya. Liberal ve
demokratik Almanya'da rüm
polıtikacılann, "Ülkemizde din
özgürlüğü varthr, onlara
kanşamayız" dıyerek açık seçik
destek verdiğı yüzlerce "Islami"
kuruluş bugüne dek yıllarca
Almanya'da istediği gibi at
koşturdu. Günümüz
Almanyası'nda politikacılarla
kilise adamlannın yıllardır
ciddiye aldığı güçlü iki dinci
kuruluş var. Nurcularla, Milli
Görüş'ün oluşturduğu tslam
Konseyı ile Suudi ve Mısır
ağırlıkh Müslümanlar Merkez
Konseyi.. Birinin başkanı Milli
Görüşçü Hasan Ozdoğan,
diğerininki Suudi Arabistan
kökenli Nadim Üyas. Suudi
Arabistan tarafından
fınanse edildiği
uzmanlarca söylenen
Müslümanlar
Merkez Konseyi'ne
üye derneklerden
biri, Mısır
Müslüman Kardeşler
örgütü bağlantıh •"~™•""•~
Münih Islam
Merkezı. 21 Eylül Cuma
Başbakan Schröder, Berlin'de
yaptığı dınlerarası toplantıya
Müslümanlann temsilcısi olarak
"Müslümanlar Merkez
Konsevi" başkanı Nadim Ilyas'ı
davet etmekte sakınca görmedi..
Bu konseye üye derneklerden biri
de Müslüman Öğrenciler Birliği.
Bu derneğin Başkanı 32
yaşındakı FJ-Zayad çok ilginç bir
kişi. Mısır asülı El- Zayad ve
ailesi. Enver Sedat'ı
öldürenlerden biri olan Khalid
El-lslambuli'nin çok yakın
dostlan. Bır parmağında bin
marifet El-Zayad, Necmettin
Erbakan ile de uzaktan akraba
oluyor. Çünkü Milli Görüş şefi
"yegen" Mehmet S. Erbakan'ın
kayınbıradedir. Mehmet S.
Erbakan'ın eşi Alman
Sabrina'nın kız kardeşi de El-
Zayad'ın kansı... Bu iki büyük
kuruluşun yanı sıra, geçen yıl
Müslümanlar Merkez
STUTTGART
AHMET
ARPAD
Konseyi'nden ayrılarak, tek
başına hareket etmeye karar
veren Süleymancılar da, yme
Ahnan politikacılar destekli 320
Islam Kültür Merkezi ile ülke
çapında faaliyet gösteriyor. Kendi
açıklamalanna göre buralarda her
yıl 60 bin çocuğu imam
eğitiminden geçiriyorlar.
Oğrencilerden her dönem en az
yüzde 10'u bu eğitimi üstün
başanyla bitirse, on yıl sonra
cebinde bu ülkenin pasaportunu
taşıyan 60 bin Süleymancı
Alman toplumuna
kazandınlacak. Hedeflerinin, din
eğitimi yoluyla toplumu
Islamlaştırmak olduğu Alman
Islam uzmanlannca söylenen
Süleymancıların Nakşibendiliğe
olan yakınlığı bilınir. Bundan beş
yıl önce, Nakşibendi şeyhi Nazun
Almanya'da yaptığı bir
konuşmada: "Yedi halk topluhığu
duunden dönûp Müslûmanhğı
seçecek" demıştı. Bunlardan ilki
de Almanlar olacak... Şimdi 11
Eylül olaylannın bir
ucunun Almanya'ya
uzandığının ortaya
çıkması, Alman
Içişleri Bakanlığı'nın
dikkatini birdenbıre
"neyin nesi, künin
fesi" yüzlerce "dinci
' dernege çektü"
Bakan Schüy,
dernekler kanununda
değişiklikler yaparak, bu
kuruluşlan daha kolay kontrol
etmek istiyor. Hepsi Metin
Kaplan gibi açıksözlü değil ki!
Zararsız sanılan, güleryüzlü,
Alman pasaportunu çoktan
cebine koymuş, günün birinde
gelecek "emri" gözünü
kırpmadan uygulamaktan
çekinmeyecek bir "ideaKsf" bu
derneklerden birinde yuvalanmış
olabilir. Bunun 11 Eylül olayında
böyle olduğu ortaya çıktı.
Yıllardır "sözûm ona dincilere"
kucak açan polıtikacılan ve kilise
adamlannı eleştiren ve
dikkatlerini çekenler, onlar
tarafından çoğu zaman "Sizin
gibiler ortahğı kanşonyor,
yabancüarm uyumuna engel
ohıyor" diye bu- kenara itilenlerin,
Amerika'da olup bitenlerin
Almanya bağlantılan ortaya
çıkınca yazıp çizdiklerinde "ne
yazık ki" haklı olduklan görüldü.
'Savaş
çözüm
değil9
Avustrah/a'nın Sydney
kentinde dün düzenlenen
banş yürüyüşüne katdan
yüzlerce kişi savaşa karşı
tepkilerini dile getirdiler.
ABD'nin VVashington ve
New York kenrJerine 11
Eyiül'de düzenlenen
terörist saldıniara karşı
savaşın bir çözüm
ounavacağını söyleyen
göstericilerin "Irkçı
savaşı durdunın" yazıh
pankartlar taşıdıklan
gözlendL Sydney'in
merkezinde düzenlenen
yürüyüşe ülkede yaşayan
Müslüman
toplumundan da
kaühm oldu.
(Fotoğraf: REUTERS)
bahçemizde bu işe başlayahm" diyen
Verhofstadt "Neden AB'nin her kararuu,
yeryüzündeki en zayıflara etkileri yönünden
denetlenıeyelim: Zengin kuzey ile yoksul güney
arasmdakj uçurumu daha da derinleştiriyor
mu? Şu ve> a bu karar dünya çapındaki çevre
sorunlannı nasü etkiliyor?" diye soruyor ve
"Çünkü şu anda haklısınız. Ne kadar iyi nryetti
olursak olalım, çokuluslu bir petrol şirketinin
ya da Avrupalı şeker pancan üreticiİerinin
sorunlan bizi çoğu zaman, Nijer dehasındaki
Ogoni halkuun kaderinden veya Costa
Rika'nm şeker kamışı tarlalanndaki işçilerin
düşük ücretleruıden daha fazla ilgUendiriyor"
diye ıçten bır ıtırafta bulunarak mektubunu
bitiriyor. Verhofstadt'ın önerdiğı Alternatif
G-8 "eski G-8 gibi sadece zengin ülkelerin
ekonomik çıkarlannı korumak için değil,
yoksul ülkelerin de görüşlerinin dünya
gündemine ahnmasını sağlayan bir platform"
olduğunu rüm dünyaya haykırabilir. Ancak bu
yetmez. Küreselleşme, serbest pazann
olumsuz etki yapabilecek yönlerinin de
küreselleşmesı anlamına geliyor. Bu
bağlamda Avrupa sosyal modeli dünyaya
örnek olarak gösterilebilir. Avrupa sosyal
modelinde, sıstem içinde işçiler, çevreciler,
tüketiciler, politikacılar gibi karşıt güçler
yaratılarak toplumun ılgi odağının sadece
"kâr etmek" olmaması sağlanıyor. Küresel
düzeyde bu karşıt güçlerin eksikliği, küresel
çarpüchklara yol açıyor. Yalnızca G-8 değil,
tüm uluslarüstü kuruluşlarda karşıt güçlenn
temsil edilmesuıe özen gösterihneli.
"De Morgen* gazetesi başyazan Yves
Desmet'ın dediğı gibı "Ancak böylelikle
sadece ekonomik değil ama sosyal güvenKk
sistemimizi de küreseUeştirmiş oJuruz."
Verhofstadt. ABD'deki saldınlar yüzünden
14 gün sonra açıklanan mektubunda
"Dünyanın her geçen gün daha da
küreseUeşmesi nedeniyle içine düşülen
psikolojik güvensizUk ve kimliğini kaybetme
korkusuna" da yanıt venyor. Açık mektubu
tartışmak üzere 30 Ekım'de Gent'te
düzenlenecek olan uluslararası toplantı, ilk
tepkilere bakılırsa, ateşli geçeceğe benzıyor.
Arnavutluk, Kosova veya Balkanlar'dakı
başka bır ülkeden gelen "Hüznün Heykeli"
küçük Çingene, 30 Ekim'de Gent'teki
tartışma toplantısı öncesi. dünyadaki tüm
ezilen insanlann duygulannı müziği
aracılığıyla katılımcılara sunsa, "insanhk
n
daha kolay küreselleşır ve küreselleşme
daha çabuk insanlaşmaz mı?
erdincutku(a yahoo.com
Fransa veya Fransız-Türk Müslümanı"Buralarda" farklı kökenlerden,
çoğunluğu "göçmen" statüsünde
yaşayan 4 milyon Müslümanız. Veya
öyle sanıhyoruz! Yani en azından
Türklere (kendimizi ötekilerden
"ayn"calıklı (!) tutmak gerekirse -
böyle söylemezsek vıcdanımız rahat
etmiyor, ne yapalım)- kimliklerini
veren "babavatan" yetkilileri,
"anayasa"da katıksız "hdk"
olduİdannı iddıa etseler de bireyin
dinsizlik, Budıstlik, Protestanlık veya
benzeri tercihlerini pek "nazaın
ra'bara" ahmyorlar. Kelle
kâğıtlanmıza, yurtdışında doğmuş
çocuklanmızınkine dahi kafadan
"Islam" sınıflamasını yapıştınyorlar.
Hele hele hem baba, hem anne adında
az biraz Türklük varsa... Ancaaak eğer
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
babamn adı Yorgo, Agop veya Hayim
ile başlıyorsa o gayrimüslimdir Ve de
doğan çocuğun annesi yedi nesil
Müslüman da olsa, aile çocuğun dinini
Islam diye beyan etmek istese bile,
Ankara'nın, bebeğin dini üzerine Paris
Başkonsolosluğu'na cevabı ya
Hıristiyan, ya Musevidir. Başka yerleri
bihneyiz, ama Paris'te görev yapmış
Dışişleri görevlileri ve söz konusu
hakkı tanmmamış kişiler, nadir de olsa
böyle acı hikâyeleri belli bir iç
burukluğuyla çok iyi hatırlarlar...
Her ne kadar Türkiye'deki çok sayıda
politik ilke, yasal veya ıdan kuralın
kökü Fransa'da bulunsa da devir
değişeli çok oldu, Batı'da köprülerin
altından çok sular aktı. "Oralar"
yerinde saydı. "Buralarda'' 4
milyonluk "Cutturi
MusulmaneAlüslüman Küttürü"
duyarlılığuıı banndıran,
sürdüren bir topluluktan
söz edilir. Dağıtılan kimlik
veya oturma izni gibi kelle
kâğıtlannda "tslam" diye
yaz(a)maz. Inançlan,
ancak bireyi ilgilendirir...
Ülkenin ikinci büyük
"din"ini gündelik
hayatında, çağdaş hayatın
normlanna göre uygulayanlann, yani
"Culte Musuhnane/Müslüman
KüM"nü yaşayanlann (ibadetinde
olanlar kastediliyor) sayısı ise Içişleri
Bakanlığı rakamlanna bakılırsa 1
miryonu buhnaz. Yine aym kaynak, bu
sayının yüzde lO'unun dine ve dinin
gündeUİc hayata bakışına belli bir
muhafazakârlıkla yaklaştığım belirtir.
lstihbarat servislerinin kamuya
yansıyan verileri ise bu nüfus
PARİS
içensinde örgütlü bir şiddet hareketine
katılanlann sayısırun birkaç yüzü
geçmediğini ileri sürer. 1999 sonu
itibanyla sadece 8 tanesi cami olmak
üzere toplam 1536 ibadet mekânına
sahip "Fransız Müslüman cemaati"
kendi arasında harikulade bir
bölünmüşlük sergiliyor. Resmi
makamlann "cemaat" ile görüşmeler
yapabilecek tek bir temsili
muhatabının ol(a)maması
"Islam" imajına,
tahayyülün üstünde
darbeler vuruyor.
Yelpazesmde Vahabilerden
Sufılere; Şiilerden
Bahailere; Nakşibentlerden
Mürüdiyelere yüze yakın
^—^^^— türlü çeşit mezhep ve
tarikat bannduan
"cemaat"in her parçası, "tslam"m
kendilerine göre "tek ve
değişmez"liğini savunuyor. 1.5 milyon
Cezayirli (kendi arasında etnik
farklılıklar dahil), 1 milyon Faslı, 350
binlik Türkiyeli ve Tunuslular
"cemaat"in ezici çoğunluğunu
oluşrururken 250 binlik Kara Afrikalı
dışmda kalanlar da Asya, A\Tupa
kökenli oluyor. Böyle bir bağlamda
Istanbullu Yorgo, Kayserili Agop,
UĞUR
HÜKÜM
Izmirli Hayim'ın dışında kalan
"Türkijeli toplum"un sayısı,
kaçaklanyla belki 350 bıni bulur mu
bilemeyız. Resmi istatistikler Türkiye
çıkışlılann yüzde 36'smın namazmda
niyazında olduğunu söylerken şiddet
hareketlenne veya gizli
teşkılatlanmalara kanştıklan
konusunda hiçbir ipucu vermiyor. 5-6
yıl önce Pans'in Faubourg-St. Denıs
Sokağı'ndaki ünlü Türk
mescıdımn önünde, bir cuma namazıru
takiben bıldiri dağıtırken rastladığımız
Taleban veya Kaplancı kılıklı iki
militanın Türk olduğunu
öğrendığimizde çok şaşırmış ve ince
uzun yapılı bu "adamlann",
reggaecılerle yanşu uzun sakallan ve
yeşil-beyaz sanklı ve cüppeli-şalvarlı
"geleneksel" kılıklanndan pek
etkilenmiştik. Çehrelerindeki kireç
beyazı ölüm sessizliği, bakışlanndaki
soğuk-donuk, ancak korkutucu
kararlılıktaki ifade tüylerimizi
ürpertmışti. Mescit sakinlerine kim
olduklannı sorduğumuzda, "Abiciğûn,
bunlar Fransız-Türk Müslümanı değiL
Yabancılar! Ya Almanya, ya
tngiltere'den geByorlar—"
cevabım almıştık.
ugur.hukum(g paris.com
ALMANYA'DA AŞIRI DÎNCt OPERASYONU "
3 militan hakkında
soruşturma başlatıldı
BERIİN(AA)-Almanya'nm Wi-
esbaden kentinde tutuklanan aşm
dinci 3 militan hakkında Federal
Başsavcı Kay Nehm soruşturma
başlattı.
Federal Başsavcılık, üç gün önce
VVlesbaden kentinde çok sayıda sah-
te belge, kredi karü ve silahla ya-
kalanan 27 yaşındaki Türk vatanda-
şı TaBp T, 24 ve 26 yaşındaki Ye-
men vatandaşlan Vade El A. ile Şa-
hap A'nın terörist gruba üye olmak-
tan yargılanacağuıı belirtri. Başsav-
cdık, Talip T'nin aşın dini propa-
ganda içerikli web sitelerinde Kaf-
kasya'daki savaşa Müslümanlann
katılmasını, Taleban rejimine yar-
dım kampanyası ve Afganistan'da
savaş için silahlı eğitimin konu edil-
diği www.quqaz.net sitesi sahibi ol-
duğunu açıkladı.
Başsavcılık, sitenin e-posta liste-
sinde, ABD'deki saidıniarla ilgisi ol-
duğu için aranan SaidBahaji'nin e-
postasırun da olduğunu belırtti. Sav-
cılık, Yemen vatandaşı Şahap'ta do-
lu bir silah. 35 mermi, büyük mik-
tarda para, Almanya'mn büyük kent-
lerine ait harita, sahte kimlik, kre-
di kartı ve gidişi 4 Eylül 2001, dö-
nüşü 10 Temmuz 2002 olan gidiş-
dönüş Londra-îslamabad/Pakistan
uçak biletı faturası ele geçirildiği-
ni kaydetu.
ANKARA'DA ULUSLARARASI TOPLANTI
Türkiye ile Troika
terör konuşacak
ANKARA (ANKA) - Türkiye ile
Avrupa Birliği (AB) arasındakı "güç-
tendhihniş" siyasi diyalog çerçeve-
sinde yann Ankara'da toplantıd ya-
pılacak. Belçika, Ispanya ve Avrupa
Komisyonu'ndan oluşan AB Troika-
sı'nın siyasi direktörleri ile Dışişle-
ri Bakanlığı yetkilileri arasındaki gö-
rüşmelerde ABD'ye yönelik terör
olaylan ve başlatılan uluslararası iş-
birligi üzerinde durulması bekleniyor.
Helsinki Zirvesi kararlan ile Ka-
tılım Ortaklığı Belgesi'nde öngörü-
len "güçkndirünüş" siyasi diyalo
ğun çerçevesinde gerçekleşecek
görüşmeler Türk heyetine AB'den
sorumlu Dışişleri Müsteşar Yardun-
cısı Akm Alptuna başkanlık edecek.
AB Troikası, şimdiki dönem başka-
nı Belçika, sonraki dönem başkanı Is-
panya ve Avrupa Komisyonu'ndan
oluşuyor. AB heyetinde Belçika'yı Si-
yasi Direktör Aİeı van Meeuwen, Is-
panya'yı Siyasi Direktör JavierGar-
rigues ve Avrupa Komısyonu'nu Ge-
nel Müdür Vekılı Fernando Valenzu-
eb temsil edecek. AB heyetinde ay-
nca AB Konseyi Sekretaryası'ndan
Dış tlişkilerden sorumlu Genel Mü-
dür Brian Crowe de bulunacak.
Ankara'dakı görüşmelerde Türki-
ye'nin Kopenhag Kriterlerine uyum
çalışmalan, Kıbns ve bölgesel konu-
lann ele alınacağı belirbliyor.
PAKİSTAN'DA SAVAŞ HAZIRLIKLARI
Biyolojik silah
saldınsına önlem
teLAMABAD(A.\)-Washington
hûkümetine lojıstık destek sözü ve-
ren Pakistan, ABD'nin Afganis-
tan'a askeri operasyon düzenleme-
si durumunda terönstlerin olası kim-
yasal-biyolojik silah saldınsına ön-
lem ahyor.
Ulusal Kriz Merkezi'nden yetki-
lilerin Amerikan haber ajansı Asso-
ciated Press'e verdikleri bilgiye gö-
re, Pakistan hastaneleri personeli
böyle bir saldınya karşı nasıl önlem
alınacağı konusunda eğitılmeye baş-
ladı. Ülkenin en tecrübeli patolog-
lanndan Prof. Dr. Abbas Hayyat,
başkent Islamabad ve Karaçi ken-
tindeki iki ulusal savunma labora-
_ J
tuvannın şarbon gibi hastalıklara
karşı aşı stoku yapmaya giriştikle-
rini bildirdi. Prof. Dr. Hayyat, BM
Dünya Sağlık Örgütü'ne çağnda
bulunarak Pakistan'a teknolojik yar-
dım yapılmasını istedi.
Islamabad'daki Kutsal Aile Has-
tanesi yetkilısi NizarAhmedÇima,
ABD'nin Afganistan'ı vurma ola-
sılığına karşı gerekli önlemleri al-
maya başladıklanm bildirdi. Ulus-
lararası Kızılhaç Komitesi yetkili-
si Antoine Beafcr ise kimyasal ve-
ya biyolojik saldm durumunda Af-
ganistan'a ve Pakistan'a gerekli yar-
dımı sağlayacak güçleri obnadığım
söyledi.
J