23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1LUL 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 paştırmalar ittçiyeuzak I ANKARA (ANKA)- ınm ve Köyişleri akanı Hüsnü Yusuf ökalp, tanm alanında ıpılan araştırmaların reticilere ktanlamadığından akınarak, özel sektörün raştırmalara destek Iması gerektiğini, bunun ;in de araştırmacılann aptıklan çalışmalarla ızel sektörü peşlerinden .oşturması gerektiğini öyledi. Gökalp, çiftçi K)rçlaruun :rtelenmesinin IMF ile lgisi olmadığını da öyledi. Eîaziantep'e 1 trilyon Ira • GAZİANTEP(AA)- Gaziantep Sanayı Odası (GSO) Genel Sekreteri Kürşat Göncü, aralannda sektörün devlerinin de bulunduğu 92 firmanın katıldığı GAPFOOD 2001 Gıda, Gıda Teknolojileri ve Ambalaj Fuan'nın, Gaziantep ekonomisine 1 trilyon liralık işlem hacmi yarattığuu söyledi. Göncü, ziyaretçiterden gönüllü olarak, sokak çocuklannın sorunlannın çözümüne yönelikBizım Çocuklarımız Projesı için bilet karşıhğı bir milyar lira toplandıgını belirtti. Tariş rakı üretiminetafip • İZIVÜR(AA)-Rakı üretmek isteyen Tariş, bunun için, alkollü içki üretiminde tekeli kaldıran yasanuv 20 Ocak 200 rde Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından, uygulama ilkelerinin belirleneceği Bakanlar Kurulu karan ile diğer düzenlemelerin netleşmesini bekliyor. Tariş Üzüm Birliği Başkanı Ali Rıza Tüıker, Tekel'in Alaşehir Suma Fabrikası'na talip olduklannı ve bunu Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunhı ile Tekel Genel Müdürlüğü'ne ilettiklerini söyledi. taasfinans stfır istedi • ANKARA (ANKA)- Tasfıye edilen thlas Finans Kurumu, personelin kıdem ve ihbar tazminatlannm ödenmesinin ardından en kısa sürede cari hesap sahiplenne ödemelere başlanacağını belirterek, mudilerden biraz daha sabırh olmalannı istedi. thlas Finans Kürumu Tasfiye Kurulu tarafindan gazetelere verilen ilanda, Maliye BakanlığYnın thlas Finans Kurumu'ndan halen gerek vergi, gerekse ihtiyat haciz karşılığı olarak toplam 35.8 trilyon lirahk alacağınm bulunduğu beürtildi. Bariurtaro bi1 kayvaköaha • Ekonomi Servisi - Bankalann, Merkez Bankası'nda tutmak zorvmda olduklan zorunhı karşıhklara uyguanacak faiz oranı yüzde 40 olarak belirtendi. Merkez Baniası, bankalann Türk Liraa fonlama mali<etlerini düşûrmek arnanyla 8 Ağustos'tan itıfearen, Türk Lirası zomnlu karşıhklara faiz uygüanmasını kara-laştırmıştı. Bu orann, gelişmeler düklate ahnarak yeniden belrleneceği açıklandı. Dünya Bankası'nın raporuna göre, yatırımların önündeki baş engel yolsuzluklar Rüşvet çarknıa gözalbANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Dünya Bankasfnın, ya- tınmlardaki engellere ilişkin ra- poru, kamudaki rüşvet çarkını da sergiledi. "Bağışve hediyekri" de kap- sayan "gayri resmi" ödemele- rin, bazen yatınm miktannın yüzde 25'inekadar ulaşüğısap- tandı. Ginşimcilerin yüzde 63'ünün, yatınmdan caydıncı etken olarak yolsuzluktan ya- kınması dikkat çekti. Dünya Bankası uzmanlan, "Yannmlann başında yapuan aşın incelemeye karşın, ironik bir biçimde, idare çok az dene- tim gücüne sahip bulunuyor" göriişünü bildırdı. Türkiye'ye gelen doğrudanyabancı serma- ye tutan, 1995-2000 yıllan ara- • 'Bağış ve hediyeleri' de kapsayan 'gayri resmi' ödemelerin, bazen yatınm miktarının yüzde 25'ine kadar ulaştığı saptandı. Girişimcilerin yüzde 63'ünün, yatınmlardan caydıncı etken olarak yolsuzluktan yakınması dikkat çekti. sında yülık ortalama 767 mil- yon dolan geçemedi. "Yatınmlarda Kaı-şuaşılan Idari EngeUer" projesi kapsa- mında Dünya Bankası'nın yan kuruluşu Yabancı Yatınm Da- nışmanlıkKurumu'nun(FIAC) hazırladığı rapor, yolsuzlukla- nn yerli sermaye kadar, yaban- cı sermayeyi de kaçırdığını or- ' taya çıkardı. Türkiye'nin doğrudan ya- bancı sermaye açısından geliş- mekte olan91 ülke arasmda 81. sırada olduğubelirtilen raporda şu saptamalara yer verildi: • Türkiye'ye gelen doğru- dan yabancı sermaye oranı gay- ri safi milli hasılanın binde 4'ünekarşıhk gelmektedir. Ge- lişmekte olan ülkelerde ise bu oran yüzde 2 civanndadır. t/ Küreselleşme ile birükte, dolaşan doğrudan yabancı ser- maye oranı 12 kat arttı. Ancak Türkiye'ye gelen net doğrudan yabancı sermaye oranı 1980 dü- zeyinde çakıh kaldı. • Türkiye'de yatınmcılar, yöneticilik zamanlannın yüzde 20'sini idari işlemlerle uğraşa- rak harcadıklannı bildirdi. Bu oran Merkez ve Doğu Avrupa ülkeleri için yüzde 8, L. Ame- rika için yüzde 4 oldu. • Yatınmcüann yüzde 92'si, yasal süreçle ilgüi poütikalann karmaşıklığı ve saydam olma- masının önemli bir engel oldu- ğunu bildirdi. Bu, PnceWateT House Cooper'ın değerlendir- mesine göre Türkiye'ye 1 mil- yar 822 milyon dolar civannda doğrudan yabancı sermayenin gelmesine engel olmaktadır. ArjantİBve Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz, bu ikiülkenin haBdannm yam arayabancı bankalan da rahatsızeöiSoo verilere göre, gefişmiş ülkelerin bankalan buüti ûlkeye yöne&k kredi açmaktan kaçınıyor. Ekonomik krizinen ağırşekikie hissedilmeye başladığıTürkrye ve Arjannn, sosyal patiama yaşıyor. BatılıbankalarTürkiye'denkaçıyor BASEL / FRANKFURT (Cumhuriyet) - Türkiye ve Arjantin'de benzer nıtelikler içerenekonomik krizin, sana- yüeşmiş ülkelerin büyük ban- kalannı bu iki ülkeden uzak- laştırdığı bir kez daha belge- lendi. Uluslararası Ödemeler Dengesi Bankası (B1Z) tarafından ha- zırlanan bir araştırmanın verilerine gö- re. büyük ülke bankalan, îki ülkeden de geri çekilmeyi sürdürüyor. BIZ, hazır- ladığı son istatistiklerde sanayileşmiş ûlke bankalannm, Türkiye ve Arjantin karşısındaki alacaklannı yaklaşık 4.5 nıilyar dolar düşürdüğünü saptadı. 2000yıhnın son üç aylık döneminde, sanayileşmiş ülke bankalan, ağır bir mali ve ekonomik krizinpençesinde ol- masma rağmen, Türkiye'ye 3.4 milyar • Uluslararası sermayenin Türkiye kuşkusu, uluslararası kredi kuruluşlanrun Türkiye'yi ısraria 'teğet geçtiği', son BIZ verileriyle de saptandı. Yabancı sermayenin, bu çekingenük politikasına 2001 yılı ile birlikte girdiği, geçen yılın son döneminde, krize rağmen Türkiye'ye yüklükrediler açıldığı belirlendi. dolartazeparapompaladı. Ancak 2001 yıluun ilk üç aylık döneminde, ulusla- rarası laedi kuruluşlannınTürkiye kar- şısındaki kredi tutumlan keskin bir dö- nüş yaşadı. Borçlar düşürûldû BIZ, bu yılın ilk çeyreğtnde, ulusla- rarası kredi kuruluşlanmn tahsil edile- cek alacaklannı 2.3 milyar dolar düşür- düğünü beîirledi. Yüzde 5'lik bu geri- lemeyle de söz konusu alacaklann 46 milyar dolarhk bir toplam oluşturduğu ortaya çıktı. "Merkez bankalannın ban- kası" olarak bilinen BIZ, son raporunda, bu gelışimin ymn ikınciüç aylık döneminde de devam ettiğini bildirdi. Uluslararası mali kuruluşla- nn ve bankalann bu tutu- munda, Türk hükümeünin geçen yüın aralık ayında bir milyar dolarlık borç geri ödemesinin etkili olduğu da vurgu- landı. Öte yandan, uhıslararası mali piyasa- larda, bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen, henüz bir sermaye kıthğının söz konusu olmadığı da vurgulandı. BIZ uzmanlan, hisse senedi piyasala- ruıdaki gerilemelerin, yatırımcılarm ü- gisini tahvil ve Hazine bonolanna yön- leadirdiğini kaydettiler. İş dünyası reel kesimin göruslerinin alınmamasından yakındı Sanayicihiiküınetten istifa istedi İZMÎR (Cumhuriyet Ege Bûrosu)- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sanayi Odalan Konsey Toplantısı'nda sanayiciler, yaşanan krizin en önemli nedeninin siyasi istikrarsızlık" ve güven efcHkfi^" olduğunu belirterek, hükümetin istifası" da dahil olmak üzere gerekli önlemlerin • Ekonomi yönetimini eleştiren ve yaşanan krizin cumhuriyet tarihinin, sosyal tahbribatı en yüksek kriz olarak yorumlayan Hisarcıklıoğlu'na, Derviş'ten 'ödün yok' yamtı geldi. alınmasını istedüer. Devlet Bakam Kemal Derviş ise, Türkiye'nin yürürlükteki mali politikalan sürdürmeye zorunlu olduğunu savundu. TOBB Başkanı Rrfat Hisarcıkhoğlu, Türkiye'nin varlık içinde yokluk yaşadığını belirterek, yastık altında tutulan, ülke dışına kaçan ve bankacılık sektöründe DEVLET BAKANI KEMAL DERYİŞt Programdan ödün yokSanayicilerin yoğun eleştirilerinin ardmdan söz alan Devlet Bakanı Kemal Derviş ise, eleştirilere yamt vererek, siyasi parçalanmayla toplumsal istikrarsızlığın eş anlamda kullanılmasmı doğru bulmadığını söyledi. Italya'da siyasi parçalanma yaşanmasma karşm, ekonominin önemli bir gelişme çizgisi yakaladığını kaydeden Derviş, "Siyasette mucize olabüir ya da olmayabüir. Bütün umudumuzu ora> r aba^amamaüyız'' dedi. Derviş, Türkiye'de insanlann bir suçlama ve suçlanma psikozu içinde olduğunu ve herkesin birbirinden şüphelendiğini de belirterek, nOrtahkta imzasız mektuplar dolaşıyor. Bu psikozu muüaka aşmak zorundavu. Herkesin dürüsüük ve şeffafhk içinde obnası gereldyor" dedi. Toplantıya Izmir Valisi Alaaddin Yüksel ve Izmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina da katıldı. olup da piyasaya çıkanlamayan paranın, güvenin sağlanması için ekonomiye kazanduılması gerektiğini söyledi. Adana Sanayi Odası Başkanı Ümit Özgümüş. Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan. tstanbul Sanayi Odası Başkanı Hüsamettin Kavl Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Yûmaz Kanbak, Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Çapar ve TOBB Sanayi Konseyi Üyesi Ramazan Abay'm ardmdan söz alan EBSO Başkanı Atü Akkan da, hükümetin gerekeni yapmasvnı, yapamıyorsa "çekip ^tmesani" istedi. Depresyona dönüştü TOBB Sanayi Odalan Konsey Toplantısı'run açılışmda konuşan konsey başkanı Kemal Çolakoğlu, belirsizliğin Türkiye'nin değişmez kaderi olmasmdan yakınarak, "Güçlü Ekonomiye Geçiş" adı verilen yürürlükteki ekonomik programın, depresyona dönüşen durgunluktan çıkış için yeterli olmadığını söyledi. ^ Kurumlar arasında yetki savaşı ve aynı izinlerin birçok kurumtarafindan istenmesi du- rumu hayli yaygındır. • Dünya Bankası Business EnvironmentSurvey'e göre,ya- tınmcılann yüzde 63'ü Türki- ye'de yolsuzluğun yatırımlann önünde ciddi bir engel teşkil et- tiğini söyledi. lşadamlan resmi görevlüerle arasını iyi tutma ve sürecihızlandırma amacıyla ya- pılan gayriyasal ödemeleri, he- diye veya bağış şeklinde nite- lendirmeyi tercih etti. Yatırun- cıların yüzde 25'i gayri resmi ödemelerin, toplam gelirlerin yüzde l'i ile yüzde 25'i arasın- da bulunduğunu söylediler. • Türkiye'nin diğer eksikli- ği, düzgün bir fıziksel planla- madır. Bayındırhk ve lskân Ba- kanlığı'nın üst ölçekhplanyap- masını öngörenyasal mevzuata karşın, ulusal arazi geliştirme ve planlaması tamam olmaktan uzaktır. • Yatınmcılar, açık veya do- laylı rüşvet talepleri, aşm kırta- siyecilik ve süregelen gecikme- ler de dahil olmak üzere ithalat ve ihracatlailgili ciddi sorunlar- la karşılaşmaya devam ettikle- rinı bildirdiler. • Yatınmcılar, sürecihızlan- dumak için kapasite raporlan- nın yanlış çıkması ya da belge- lerin denetlememesi için tica- ret odası çalışanlanna bahşiş vermenınçokda istisnai bir du- rum ohnadığını belirttıler. Ajay Chibber: Yabancı yatınnıları çekemediniz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hazine Müsteşan Faik Öztrak, Türkiye'ye gel- mesi gereken yabancı yatınm tutannın yılda 6 milyar dolar olduğunu söyledi. Öztrak, ge- çen yıl gelişmekte olan ülke- lere giden yabancı yatınm tu- tanmn 200 milyar dolar dola- yında bulunduğuna dikkat çekti. Dünya Bankası Türkiye Masası Şefı Ajay Chibber de, Türkiye'nin gümrük birliği sonrasında yabancı yatınmcı çekmeşansım kullanamadığı- ru belirtti. "•Yatinmlarda Karşdaşuan tdari Engeüer Projeâ", sivil toplumkuruluşlannın da kaül- dığı değerlendirme toplantısı ile başladı. Eylem planının da hazu-lanacağınıbelirtenHazi- ne Müsteşan Öztrak, "Bu plan, yerli yabana tüm yab- runalan ilgSkndirryor" dedi. 2 mflyar dolar yatınm Öztrak."Turidye'ye 1990- 99ydlan arasmda ortalama 1 milyar dolar civannda yaban- o yatınmgehniştir. 2000-2001 yıDan arasmda fee özeUeştir- me faalryetlerinın de etkisrvie bu rakam ortalama 2 milyar dolara ulaşüdı" dedi. Dünya Bankası Türkiye Masası Şefi Ajay Chibber de, Türkiye'nin 199O'lı yıllarda çok miktarda borçlandığına dikkat çekti. Gümrük Birliği Anlaşması'nı 1994 yılmda imzalayan Türkiye'ninbu dö- nemde yabancı sermaye çek- me şansı bulunduğunu beür- ten Chibber,"Ancak yaünm- cdar belü nedenlerk Portekiz, İspanya ve Güney ttalya'ya yöneldiler. Türkiye bu şansun kaybetti ancakbugünyeniden bunTsaüyakalayabinr" dedi. Türkiye'de yabancı sermaye istemeyenlerin de olabilece- ğini savunan Chibber, "Varsa bu kesimleri deyanmuza çek- metiyiz" dedi. İŞÇİNİIN EVBENtNDEN ŞÜKRAN SONER Neden Korkuyoplar? Cumhuriyet gazetesinde her gün haberi çıktığı için Cumhuriyet okurian 68'li!er Birliği Vakfı'nın "Ulusal Ba- ğımsızlık Yüriıyüşü"nden haberiiler. 26 Ağustos'ta Af- yon'dan başlayan ve "Kuvayı Milliye" ordusunun yürü- düğü yol izlenerek 9 Eylül'de Izmir'e gelinen, konakla- dıklan her merkezde, sorunlann iDütün boyutlan ile tar- tşıldığitoptantılar düzenlenen eylem öyle dikkat çekme- yecek gibi değildi. Habercilik diliyle, kelimenin tam anlamı ile çok gün- cel ve medyatik bir eylemdi. 68'in lıder kadrolannı, bugünün genç ihtiyarian konumunda görüntülemek bile tek başına renkli haberdi. Onlar da Ulusal Ba- ğımsızlıktoplantılannı halka taşımak için yollara düş- müşlerdi. Elbette seçilen tarih ve yürüyüş yolunun çok büyük anlamı vardı... "80 yıl sonra topraklanmızdan söküp attığımız işgal- ci emperyalistlerIMF, Dünya Bankası, NATO olarakge- ri döndüler. Dün vatanımızı, topraklanmızı işgal etmiş- lerdi, bugün sanayimizi boğuyor, bankalan ele geçiri- yor, tanmıyok ediyor, biziaçhğa, yokluğa, köleliğe mah- kûm ediyoriar... 'IMF, ABD, AB ve emperyalizme karşT eylemlerve et- kinlikler düzenlıyoruz. Amaç, IMF, ABD ve Avrupa Bir- liğiyanhsı neolıberalçevrelehn köreltmeye çalıştığı ulu- sal bilinci canlandırmak, halkırnızın ulusal seferberiiği- ne katkıda bulunmakür. Türkiyenin sahibi halktır, ulus- tur. Bir ülkenin bağımsızlığı yoksa hiçbırşeyiyoktur. Bir ülke IMF temsilcilehnın talimatlanyla yönetiliyorsa o ül- kenin geleceğı kararmıştır" diye özetlenebilecek çağn- lan sonrası yapılan yürüyüş ve toplantılan uzaktan izle- yebildiğim kadan ile çok renkli geçti. llgi büyüktü. Gelin görün ki kendi iç dinamikleri, haberleşmeleri, destekleyen örgutlerin iletişimleri ve yürüyüş yolu üze- rindeki izleyebilenler dışında Türkiye'nin bu etkinlikler- den pek de haben olmadı. Bizim medya, olayı sansür etti. Haberin rengini, ha- bercilik kurallannı, ahlakını yok saymayı seçti. Türki- ye'nin içinde bulunduğu koşullarda çok anlamlı bir et- kinliği yok saydı. Kitlelere ulaşmasını engelledi. Aynı günler, aynıyerterdeyapılmaktaolan resmi kurtuluş şen- liklerini zorunlu birkaç satıriık haber ve görüntü ile ge- çiştirenler, burunlannın dibindeki ulaştlması çok kolay ha- beri görmezlikten geldiler. Küresel süreçte Ulusal Bağımsızlık çağnsını çağ dı- şı, dinozoriuk olarakgörseler bile, habercilik olarak gör- mezlikten gelme haklan yoktu. Hele de Fetih, Ergene- kon şenlıklenne saatler, sayfalar ayıran habercilik anla- yışı içinde bunu yok saymak hiçbir kurala, ölçüye uy- muyordu. Ulusal bilincin canlanması bu kadar korkutucu mu? Medyanm demokrasi, çok renklilik maskesi altında, habercilik ölçülerinin dışında kalan sansür uygulamala- n elbetteyenı ve bu eylemlesınıriı değil. Son krizden son- ra sıntan boyut; kiriiliklerin üzenne gidiliyor, hiç değilse terniz toplum arayışlannda var olma göriıntüsü altında bunun tam tersine hızmet etme. Her gün biraz daha çirkinleşert medya savaşlan tam da bu çizgide, ipin ucunun kaçtığı bir gelişme. İçinde bu- lunduklan grubun çıkarlanna dokunan operasyonlann ağırlığını hafifletmek, kendi ayiplannı örtmeküzere diğe- rinin ayıplannın daha büyük olduğu yolunda yayınlarta şantaj yapmak, savaşmak. Hani karşılıklı suçlamalann iğrenç boyutlannda söylenenlenn bir bölümunde dahi haklılık payı varsa, hiçbirinin elle tutulur hiçbir yanı kal- mamış demektir. Siyaset, iktidar, medya savaşlannı nefesini tutmuş olarakseyrediyor. Hesap sormak, "Neyin nesi?" demek şöyte dursun, "Ya bana da bulaşırlarsa?" diye panik içinde ortalıktagözükmemeyi yeğliyorlar. Medyanm gü- cü malum, siyasetin, sıyasetçinin, iktidan-muhalefeti ile tekmili birden, ayıplı, suçlu durumlannın, dosyalannın medyayı kat kat aşan boyutlardaolduğu da. Kirlilikte bo- ğulmamak için, diğennı kirlilikte boğma savaşlan öyle- sine önlenemezboyutlaravardı ki... Bakanlan görevden almak, jandarma komutanlannı kıyıma uğratmak, ope- rasyonlan durdurmak pek de bir işe yaramıyor, bir baş- ka yerden bir başka açık çıkıyor. "lyi ya" diyecek oluyor ama diyemiyoruz. Çünkü ope- rasyonlarbirbirinekanştıkça, hiçbiri ile hesaplaşılmadan bir diğerine atlandıkça kirlilik toplumsal kabul gören bir gerçekliğe dönüşüyor. Umutsuzluk, çaresizlik, karam- sartık, boyun eğmişlik egemen oluyor. Yıne de birileri için artık korku dağlan bekliyor. "Sos- yal patlama yapamayan halkırnızın nerede, ne zaman, ne ile patlayacağı hiç beili olmaz" bir hal gelişiyor. Suç- lu, ayıplı, açıklı olanlar, tehlikeli gördükleri her gelişme, her düşünce, her eylemden kaçınmanın yollannı anyor- lar. Tabii kitleleri yönlendirmek, yanıltmak üzere saldıra- cak, yanlış hedei gösterecek her yolu deniyorlar. Onun için de yoksul, yoksun milyonlara ulaşmak için Pmar'ın öyküsünü dramatikleştirme "in" arnaör- gütlü bir işçinin sokağa atılışının somut öyküsünü vermek "out" oluyor. Sermayenin krize bahaneyap- tıklan sansüre giriyor... sukransoner a yahoo.com ODTÜ Ekonomi Kongresi Enflasyona orta vadelihedef ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Merkez Bankası Başkan Yar- dımcısı Şükrü Binay, sabit ve dalgalı kurda yaşanan hatalardan bu- naldıklanru belirtirken enflasyon hedeflemesi çerçevesinde orta va- deli bir enflasyon he- defı açıklanacağını bil- dirdi. Şükrü Binay, reel fa- izlerde kademeli düşüş olduğu sürece ve ya- bancı sermaye girişinin sağlanması durumun- da enflasyon hedefle- mesinin uygulanma- sında sorun yaşanma- yacağvnı söyledi. ODTÜ Ekonomi Araştırmalan Merkezi tarafindan düzenlenen 5. Uluslararası Ekono- mi Kongresi dün An- kara'da başladı. Mer- kez Bankası Başkan Yardımcısı Binay, sabit kur uygulamasmm Merkez Bankası'nm para politikası üzerin- dekibağımsızlığmı or- tadan kaldırdığını, spe- külatif saldınlar ile dış şoklara maruz bıraktı- ğını söyledi. Şoklarayanrt "Euflasyon hedefle- mesi politikası dışında, sabit ve dalgalı kur sis- temi uygulandı. Sabit ve dal^h kur sistemin- de yaşanılan hatalar- dan bunaldık. Bir da- ha aynıhatalan tekrar- lamakistemiyoruz" di- yen Bmay. enflasyon hedeflemesine geçil- mesi konusunda uzlaş- ma olduğunu belirtti. Enflasyon hedefle- mesi çerçevesinde orta vadeli bir enflasyon he- defi açıklanacağını bil- diren Binay, bu sistemin ekonomide yaşanacak şoklara hızlı biçimde yanıt verebileceğini ve döviz kuruna esneklik sağlayacağını anlattı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear