23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 A.ĞUSTOS 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 5 Cttfa^Mt frâhı* M^^rfMi ja neşeSmagörüyormış... £5 fiOTtnfemı, ncşcyi £ sarteeerüyaö Etektronik posta: denizsomecurrtHiriyet.com.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 9? - Yenilikçiler, bir kaplıcada kampa girecekmiş... "Serde takunyalı olmak var!" Yaşam kalitesi Engin Aşkın'ın Kanada'dan bildirdiğine göre Birleşmiş Milletler'in dünya ülkelerinde okur-yazariık, sağlık koşuilan, sosyal güvence, eğitimsel gelişme. yaşam süreci ve gayri safi ulusal gelir verilerini dikkate alarak hazırladığı yıllık yaşam kalitesi endeksinde son beş yılın birincisi Kanada'nın yerini bu yıl Norveç aldı... Dünyadaki 162 ülkenin sıralandığı tistede Afrika ülkesi Sierra Leone son sırada bulunuyor... Türkiye ise 82'nci sırada... Ermenistan 72'nci ve Azerbaycan 79'uncu sıradaki yeri ile yaşam kalitesi bakımından Türkiye'nin önünde bulunuyor... Birleşmiş Milletler endeksine göre Türkiye yaşam kalitesinde 83'üncü stradaki Türkmenistan, 90'ıncı sıradaki iran ve 127'nci sıradaki Pakistan'dan daha iyi durumda sayılıyor! anıştay 5. Daire Başkanı Ender Çetinka- ya'nın (eski Devlet Demiryollan Gene! Mü- dürü) başkanlığındaki Danıştay Nöbetçi Da- ire'nin, Başbakanhk talimatı doğrultusunda Bergama Ovacık'ta başlatılan siyanürle altın üretimi- ne yeşil ışık yakan karanndan sonra ortaya çıkan hu- kuki süreçle ilgili olarak, konunun uzmanı Avukat Tez- can Çakır'dan bir mektup geldi. Mektup, Bergama'da verijen hukuk savaşımına yar- dımcı olacak nitelikte... Davanın tarafı veya vekili olmadığını özellikle belir- ten Tezcan Çakır şöyle diyor: "Siyanürle altın üretimine izin veren Başbakanltk ka- ran. davaya konu edilmiş ve yerel mahkemece veri- len iptal kararı, davalı durumda olan Başbakanlık'ça, yürütmenin durdurulması istemli olarak temyiz edil- miştir. Danıştay'daki davada itiraz söz konusu değil- dir; itiraz ile temyiz ayn ve farklı hukuki kavram ve yön- temlerdir. Bergama süreci2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 87. maddesinde, nöbetçi dairenin göreceği işler sayılarak belirtilmiştir. Buna göre; nöbetçi dairede, ilk derecede ve/veya temyizen görüşülmekte olan davalarda, yürütmenin durdurutması istemleri özellikle görüşülüp karara bağ- lanmak zorundadır. Nöbetçi daire, tüm dairelerin gö- rev alanlarına giren davalardaki yürütmenin durdurul- ması istemlerini görüşüp karar vermeye yetkilidir. Nöbetçi dairenin verdiği kararın hukuki doğruluğu tartışılabilir. Ancak, temyizen Danıştay'da incelenen bir davada verilmiş her türlü karara karşı, itiraz diye hukuki bir yöntem olmadığından, 'Bergama köylüle- rinin itiraz etmesi durumunda dosya Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu'na gelecek' ifadesi yanlıştır. Nöbetçi daire, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir kara- ra karşı açılmış dava olmadığından bahisle yürütme- nin durdurulmasına dair karar vermiş ancak yazılı ha- le getirilip henüz tebliğ olunmamıştır. Bu kararın kaldınlmasını davacı taraf isteyebilirse de, adli tatilde yine aynı kurul görevde olduğundan sonuç değişmeyebilir. Uyuşmazlığın nihai çözümüne bakacak olan özel daire, işin esası hakkında bir başka görüş benimse- yebilir. Karar, hangi tarafın aleyhine ise onun 'kararın düzeltilmesini isteyebilme hakkı' vardır. Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu'nun yürüt- menin durdurulması karanna itirazı inceleyebilmesi için, o davanın ilk derecede Danıştay'ın bir özel dairesine açılmış olması gerektiği 2577 sayılı yasanın 27/4 mad- desinde yazılmıştır. Dosyanın, Danıştay Dava Daire- leri Genel Kurulu'na gelebilmesi ancak yerel mahke- menin verdiği ilk kararında ısrar etmesi halinde söz konusu olabilir ki bu olasılığın doğmast için henüz vakit erkendir." SESSİZSEDASIZ(I) NURlKURTCEBE İ5ÜT ~: Yüksek Yerilim Hattı erdincutku" yahoo.com Hükümet vergi işinı abartıyor; pireyi KDV yapıyor! Gürültüden şikâyetçi olmayan millet Bir yazlık site... Sakarya Kocaeli ,^-sSun? Demokratik Sol Parti Amasya Öğretmenler Sitesi'nin genel kurul(<§>|p) Milletvekili Gönül Saray Alphan, l T k \ ^ ii d d itoplantısı yapılıyor... Toplantıya ka- tılan site sakinleri söz alıp gürültüsüz J bir ortam istediklerini anlatıyor... Pro- fesörler, öğretmenler, emekli albaylar, söz alan herkes kimsenin kimseyi ra- hatsızetmemesi gerektiği üzerinde du- ruyor; önerilerin tutanağa geçirilmesi is- teniyor. Ertesi gün site büyük bir gürül- tüyle uyanıyor! Sitedeki evlerden birinde yıkım yapı- lıyor... Bekçi koşup evin sahibini buluyor: - Hanımefendi, burası tatil sitesi... Yazın inşaat yapmak yasak... Dünkü toplantıda da yeni kararlar alındı... - Tamam... On gün sürmez biter... Hem ben milletvekiliyim, biliyor mu- evini yeniden düzenliyor... Bekçi, vekile milletin görüşünü ak- tarıyor: - Ama komşular şikâyetçi... - Şikâyeti olana, işte yol! Site sakinlerinden bir-iki kişi "Bele- diyeyi arayın" diyerek yöneticinin ka- pısına dayanıyor... Yönetici ise "neme lazım" diyerek konuyu geçiştiriyor... Bir gün önce gürültüsüz bir yaşam- dan söz eden gruptan kimse ortada görülmüyor... Tuğlalar, demirler, çimento torbaları inşaat alanına yığılırken site sakinlerin- den biri Azir Nesin'in kitabını okuyor: "BizAdamOlmayız". Ulusal Eğitime Destek Kampanyası Prof. Dr. TÜRKAN SAYLAN ÇYDD Genel Başkanı 1928'de, Harf Devrimi yılında mezun olup Anadolumuzun dört bir yanına dağılan Cumhurıyet öğretmenlerine, donemın unutul- maz Mılli Eğitım Bakanı Musta- fa Necati şoyle seslenıyordu: "Bılhassa bu sene, yeni Türk harflerini öğretmek gibı şerefli bir vazifen daha vardır. Bütün memleket evlatlannı biran evvel yeni harflerle okutarak Türkiye'de okuma yazma bılmeyen bir ferd bırakmayacak kadar geniş bir azimie çalışmak mecburiyetin- des/n. ...her yerde her gördü- ğün kadın, erkek, fakir, zengin, çiftçi, tüccar, köylü ve şehirii ayırt etmeyerek derhal öğreteceksin. Memleketimizeyenikalkınma sa- hast yaratacak olan bu büyükza- feri kısa bırzamanda kazanaca- ğına emın olarak vazifelerinde muvaffakiyetler diler ve işe baş- /ama babennı beklerim aziz mes- lektaşım." (*) Evet, 1928'de yakalanna birer yıldız takmtş genç öğretmenle- rimız, kendılerini istasyonlardan alıp köylerine ulaştıran yakaları yılöız.lı karşılayıcılannın yardımıy- la. buyük bir coşkuyla göreve başladılar. Bugun 2001 yılındayız. yeni bin yıla şenliklerle, büyuk bek- lentılerle girdik. 1928'de 13.5 milyon olarak sayılmıştık ve top- lumda ancak erkek nüfusta okur- yazarlık yüzde 10, kadınlarday- sa hemen hemen sıfırdı. Günü- müzde 65 mılyonu aşıyoruz ve hâlâ şaşılası oranda okumaz- yazmazımız var. Bunlann tümü de ne yazık ki kadınlarımız, kız- larımız. Her erkeğin askerlik dönemin- de, okuma yazma öğrenmeola- nağının bulunmasının ülkemiz için ne denli büyük bir kazanım olduğunu sayısal veriler çok iyi göstermektedir. 21. yüzyılın eşiğinde, "kırmızı ışıkta durma "nın herkes için ge- çerli olduğunu halkına eylemiy- le anlatmakla, toplumun saygı ve sevgisiyle birlikte güvenini de kazanan Sayın Cumhurbaşkanı- mızın, bir öğretmen olan eşleri- nin öncülüğünde, 1928'de konu- lan hedefe ulaşmak amacıyla, "Ulusal Eğitime Destek Kam- panyası" Projesi, bu nedenle he- pimize heyecan veriyor. Milli Eğitim Bakanlığımızın şemsiyesi altında, resmi ve sivil kuruluşların tüm olanaklanyla ve yürekleriyle katılacakları bu pro- je de tıpkı Mustafa Necati'nin düşledigi gibi, ülkede tek bir oku- maz-yazmaz kalmamasını amaç- lıyor. 21. yüzyılda, okuryazarlığın yeterli olmadığı, geçerli bir dip- loma ve geçerli bir üretimin ve gelirin de her insanın yurttaşlık hakkı ve ödevi olduğu gerçeğin- den hareketle, 2001 Ulusal Eği- time Destek Kampanyası Proje- si'nin kapsamı çok daha geniş. Görüldüğü gibı, çoğu kadın- lardan oluşacak hedef kitle iyi bir planlama ve uygulama sonun- da. okuryazar, beceri ve üretim sahibi, uygarlıktan hakkına dü- şeni almış vatandaş konumuna gelecek. Bu amacı gerçekleştiımek için, hem Milli Eğitim hem de sosyal hızmetlerden ve kadından so- rumlu Devlet Bakanlığı'nın, bu- nun yanında, başta sağlık ve ta- rım olmak üzere tüm diğer mer- kezi kurumların tam ve yürek- ten desteği, olmazsa olmaz ko- şuldur. II ve ılçelerde yapılacak hızme- tin, uygulamah planlanması ise, bir Kuvayı Milliye ruhu, bilinci ve kararlılığıyla, her an temel he- defi ortaya koyacak şekilde ger- çekleştirilmelidir. Sivıl Toplum Örgütleri ve iş dünyası temsilcileri her türlü bil- gi, beceri ve olanaklarını ortaya dökerek bu projenin başansı için devletin yanında büyük bir cid- dıyetle görev almak durumunda- dırlar. Bu projenin başanya ulaşma- sı için, bugüne dek "Böyle gel- miş, böyle gider" anlayışından hep birlikte kurtulmalı, hedef kit- leyi eğitim ve beceri edınmeye, eğiticilen de hedef kitleye her geçerli yolu deneyerek ve yara- tıcılıklarını kullanarak ulaşmaya özendırmeliyız. Bugune dek. her şeyi devlet- ten bekleme ve her olumsuzluk- ta kendi yarattığımız ve aslında sorumlu olduğumuz bir üstyapı- yı suçlama yerine, hep birlikte, karşılıklı olarak gelişmiş ve ke- mikleşmiş önyargılanmızdan kur- tulup bu buyuk projede yer al- mamız, içinde yaşadığımız pek çok zoriuğu yenmemiz için de bir yol açacaktır. Bugün ekonomik ve sosyal pek çok sorun yaşıyorsak de- mokrasiyı. insan haklannı, te- mellendirmekte zorlanıyor, laik düzenimizi korumak zorunda ka- lıyorsak bunun temelinde, in- sanlarımızın tümünün, gelişmiş ülkelerdeki gibi nitelikli, çağa ve ülke koşullarına, ülkenin gelişi- mine, beklentilerine uygun ve yeterli bir eğitim alamamış ol- malarından kaynaklanmaktadır. "Ulusal Eğitime Destek Kam- panyası" Projesi, ulusça hepi- mizi, her kesimi coşkuyla ve ba- şarma hırsıyla sararak hedefe kilitleyebilirse birlikte, el ele, yü- rek yüreğe çalışmanın çok yön- lü yararları kavranabilirse, ülke- nin her köşesine, küçük ama gerçekçi kalkınma projeleriyle ulaşılabilir ve insanlarımıza "ba- lık tutmalan" öğretilebilirse çok şeyin olumlu yönde değişeceği açıktır. Son 50 yılda, Milli Eğitim'de en önemli atılımın, 8 yıllık kesintisiz ve zorunlu ilköğretim olduğu ger- çeğini unutmamalıyız. Eğer, bu katılımı firesiz sağlayabilirsek, yani kız-erkek her çocuğun zo- runlu eğitime katılımı gerçekle- şirse, Ulusal Eğitime Destek Kampanyası'yla aradaki boşluk doldurulacağı için, yeni kuşak- larda, okumayazma sorunu kal- mayacaktır. Bütün bu çalışmalara karşın, çağdaş bir Türkiye'nin, kendi ayakları üzerinde duracağı yeni ve bilinçli Cumhuhyet kuşakla- nnı yaratabilmesi ve yetiştirebil- mesi için, tüm olanaklannı sefer- ber edip özellikle içine düşürül- düğü aşın ve gereksiztüketim çıl- gınlığından kurtulup "71 yıllıkzo- runlu eğitime" geçmesi hedef- lenmelidir. Bu hedef, eğitimin ve eğitici- lerin niteliğinin de çağa uyarlan- masıylaörtüşebilirse. Cumhuri- yetimizin kurucusu Mustafa Ke- mal Atatürk'e ve onun zaferine katkıda bulunan tüm insan- larımıza borcumuzu ödemiş oiacağız. C) TürkDevhm Tarihi, Şerafet- tin Turan, Bilgi Yayınevi. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakfa turk.net ÇİZGİLÎK Kİ.M/L MASARACI BULUT BEBEK SVRAYÇİFTÇÎ bulutbebekdı hotmail.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 2 Ağustos BOZKURT-LOTUS OAVASI 1SZ6'M BUSÛN, TÜKK 8AHO/MLI âOZ^a/fi^ GEMtSİYLE, LOTVS ADU FRANSI2 PO&TA SEMtSİ, £G£ OBNrZİNOE ÇA/SPtŞTt. M2A SOMUMDA, BOZKUBT, KURTARlLAMIYAN SBKJ2. MÛRETTEBA- TTİLA BATT1. LOTUS, İSTANgUL'A ÜLAfT/61 ZAMAMr £AVCtUK KOVUŞnsRMA AÇTl. AHCAK, FEANSA, SU DMeAmÇlfJ S>EV- LETLEK MKüKVNA AYKJZl OLDUĞUUU SAVUH' f?AK ULUSLARARASl ADALET pıVAAJl'MA gAŞ- , Ç Ç LENEN SUÇIARDA, SUÇLU GÖRÛNEN 6BMt- ,V/A/ BfiĞU OUHJĞU DEVIETIN toAHK£MEl£â Mİ YETKtU G&SÛYO&DU. lAHEY'PE VOPtANM ULUSLA&l/SASf ADAüET OİVANl'NPA TÜ&KJYE TSMST/L EP£C£K OLAN MAUMUreSAT SEY, CSON& BOZJOJBT), FISANSIZLAG'/N TEZiHi çjjeûT&SSK CAVAYI KAZANDUSAGyOIR /M jf. RSS* Şile Ahmetli Köyû'nde kooperatif inşaatı devam eden doğa ve deniz manzaralı triplex villa hissemi devretmek istiyorum. Tel: 0535 941 05 86 Bahçeşehir-Boğazköy'de S.S.Basın Emekçileri Kooperatifi'nde %90'ı bitmiş 95 m 2 "lik daire hissemi devrediyonım. Tel: 0535 556 90 59 Muayene, Teşhis, Tedavi TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35 - Internet: http^/www.tkv.org.tr-e-mail: gen.sekretertatkv.org.tr koordinatorratkv.org.tr DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZtLELİ Devrimci Cumhuriyet Hükümeti... "Zübük Demokrasisi" dizisinin geçen haftaki bölü- münü şu değeriendirmeyle bitirmiştim: - Bu ülkenin aydınlık insanlan simdi "Atatürk Tür- kiyesi" ruhunun canlanmasını istiyorlar. Aynen 1920'lerde olduğu gibi, ülkeyi baştan aşağı yeni- den kuracak o devrimci, o onurtu, o başı dik cum- huriyet ruhunu özlüyoriar... Bunun yolunu da bir cümleyle özetlemiştim; bu muazzam potansiyeli ateşleyecek, örgütleyecek bir öncü güç... - Ama asla bir teknokratlar ya da ara rejim hükü- meti değil!.. Öncelikle en büyük tehlikeyi vurgulayalım; bir ara rejim hükümeti, kör topal da olsa sistemin yanlışlan- nı, uygulanan bağımlı politikaların ülkeyi hızla çökü- şe götürdüğünü anlatmaya çalışan muhaliflerin çanı- na ot tıkayacaktır... Gelelim yaşamsal sorunlara: - Böyle bir hükümeti kim kuracak?.. Kim destekle- yecek?.. Bu hükümet kime karşı sorumlu olacak?.. Yap- tığı yanlışların bedelini nasıl ödeyecek?.. Yanıtlar belli; ligın en üstünde yer alan seçkinlerin onayından geçmiş uzmanlardan kurulacak, yalnızca kendisini atayan seçkinlere karşı sorumlu olacak ve asla bedel ödemeyecek bir teknokratlar hükümeti!.. Emin olun; içerdeki ara rejim çığırtkanlan bir yana, boyle bir hükümeti başta IMF ve Dünya Bankası ol- mak uzere Batılı ülkeler ayıla bayıla destekler... - Çünku böyle bir düzen, ülkeyi en kestirme yoldan kuresel köleliğe götürür!.. • • • Türkiye, bu aşağılanmışlıktan, bu kölelik düzenin- den ancak bir şekilde kurtulur: - Devrimci Cumhuriyet Hükümeti... Bu ülkenin aydınlık insanlarının politik aynntılan, küçük farklılıkları bir yana bırakarak destek verecek- leri cumhuriyetçi, aydınlanmacı, Kemalist devrimci bir parti, Türkiye üzerine oynanan "Tayyip Erdoğan lideriiğinde ılımlı Islam" olmazsa "Kemal Derviş'in başını çekeceği liberal sol" senaryolarını boşa çı- karacaktır. Ancak böyle bir hükümet Mustafa Kemal'in ölü- müyle yarım kalan "Aydınlanma Devrimi"ri\ sonuca ulaştırabilir. Ancak böyle bir iktidar, sömürü düzeni- ne dur deyip üretime dayalı ekonomik kalkınmayı tek- rar başlatabılir. Ancak yurtsever bir yönetim hakça eği- tim düzenini, insanca sağlık düzenini, onurlu bir sos- yal devleti yaşama geçirebilir... Ancak aydınlanmacı, halka dayalı bir iktidar bu ülkenin yüz milyarlarca do- larını sömüren IMF'ye ve spekülatörlere, dolayısıyla emperyalıstlere "Defol" diyebilir... - Kendi topraklarımızda birinci sınrf insan olarak yaşayabilmemizin biricik koşulu, Atatürk devrimleri- ni yaşama geçirecek bir halk iktidandır... - Yoksa, kendi topraklanmızda ırgat olduğumuzu gö- receğimiz günler yakındırü! Kuvayı Milliye Destanı Tam zamanıydı!.. Dört bir yandan kuşatıldığımız, karanlıklara boğulduğumuz. "Türkiye, Türklere bt- rakılmayacak kadar önemli bir ülkedir" sloganına neredeyse yenik düştüğümüz şu gunlerde. yüreği- min taa derinlerinden "Hayır, yenilmeyeceğiz!" de- dirten o muhteşem destan, Nâzım Hikmet'in "Kur- tuluş Savaşı Destanı", inanılması olanaksız bir gör- selliğe bürünmüş halde önüme geldi... Siz hiç; "Onlar ki toprakta kannca, suda balık, ha- vada kuş kadar çokturlar; korkak, cesur, cahH, hâkim ve çocuktuhar.,. Ve kahreden, yaratan kionlardır, des- tanımızda yalnız onların maceralan vardır" diye baş- layan destanı ete kemiğe, gözyaşına ve umuda bü- rünmuş halde gördünüz mü? Sevgilı kardeşim Nuri Kurtcebe, 5 uzun yıl, dün- yadaeşi benzeri görülmemiş bu destanı, satırsatırçiz- dı, renklendirdi. Leman Yayınlan'nın yürekli yöneti- ci ve ç'ızerleri Tuncay Akgün ile MehmetÇağçağ omuz verdıler ve ortaya "Kuvayı Milliye Destanı "nın gorsel romanı çıktı... Bin yıl yaşayasıca Oğuz Aral, bu yüreklendiren, karanlıkları yırtan destana yazdığı önsözde Nuri'yi şöyle anlatıyor: "Çizgilere bakınca kalemiyle Nâzım'ı çizen bir çizer değil, süngüsüyle Kurtuluş Sava- şı'rta katılan bir nefer bulacaksınız karşınızda..." Nuri ise baştan sona yüreğiyle çizdiği destana son söz olarak şu dizeleri koymuş: - Şehitler I Kuyayi Milliye şehitleri I mezardan çıkmanm vaktidir I Şehitler I Kuvayı Milliye şehit- leri I Sakarya'da, Inönü'de, Afyon'dakiler I Dum- lupmar'dakilerde elbet I VeAydm'da, Antep'te vu- rulup düşenler I Siz toprak altında ulu köklerimiz- siniz I Yatarsmız al kanlar içinde I Şehitler I Ku- vayı Milliye şehitleri I Siz toprak altında derin uy- kudayken düşmanı çağırdılar I Satıldık I uyanın I Biz toprak üstünde derin uykulardayız I Kalkıp uyandırın bizi I Şehitler I Kuvayı Milliye şehitleri I Mezardan çıkmanm vaktidir... Hepimiz için "mezardan çıkma vakti" gelmedi mi?.. e-posta:uzileli(â superonline.com B U L M A C A SEDATYAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 3 4 5 SOLD.VN SAĞ.V. 1/ Çoğunlukla çok bilinen bir ' ezgiyi içeren 2 canlı yapılı beste. 2/ Kal- 3 çadan dıze ka- dar olan bacak bölümü...Tele- fon sözü. 3/ Benzenden tü- reyen ve boya sanayisinde kullanılan ze- hirli bir mad- de... Rütbesız asker. 4/ Eski Mısır'da güneş tanrısı... " — Naci": Ressamımız. 5/ Gü- 2 müşbahğı. 6/ Eski dıl- 3 de gözyaşı... Sepilen- 4 miş koyun derisı. 7/ 5 Kutsal olduğu için do- fi kunulmaması gereken şey...Dışavuransevinç. ^ 8/ Amerika'da yaşayan 8 ve yavrulanm sırtında 9 taşıyan keseli sıçan... " tçimde renkler uçuşur / — yanar, yeşil tutuşur" (B.R. Eyuboğlu). 9/ Duvar içinde bırakılmış oyuk bölüm... Küçük çocuklan ujutmak için söylenen türkü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Dört kişıden oluşan müzık topluluğu. 2/ "Bir elin- de cımbvz, bir elinde — / Umurunda mı dünya" (Or- han Velı)... Otomobilin, üzerine karoseri oturtulan is- kelet bölümü. 3/ Süs için yapılmış giysi kıvnmı... " Denizkazı" da denilen göçebe bir kuş. 4/ Bir kumar aracı... Tümör. 5/ Insanı istenmeyen seçeneklerden birinı izlemeye zorlayan durum... Küçük mağara. 6/ Haritasını çıkarmak için bir arazi parçasını üçgenle- re bölme işı. II Şaşma belırten bir ünlem... Kilit dili- nı sabıt tutan parça. 8/ Ispanyollann sevinç ünlemi... Belırti. 9/ Bursa'nın bir ilçesv.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear